25 Nisan 2014 Cuma

1995 şırnak askerlik hikayemi anlatıyorum - Bölüm 2 (İnci Sözlük Tarihinin En İyi Hikayesi 2)

attı bizi helikopter, çıkıyoruz per tepeye amına koduğumun 600 metresine 4 saatte. biraz ara verelim beyler kötü olduk dağıldık resmen. bi sigara yakalım. olum benim yazdıklarım sizi sizin attığınız şarkılar beni komaya soktu birbirimizi darmadağın ediyoruz bu gece. sabah nası edicez hayırlısı. beyler bide rahmetli anam için şarkı atayım, onun şarkısıdır bu da ;

http://www.youtube.com/watch?v=F9BAPrONZf4 muhacir olan kardeşler bilir, eskiden taa rus harbinden gelen gelenek. selanik yenii camiye getirilirdi şehiler, artık ne kadar doğru bilmiyoru, hasan askere gider, halime de bekler,

her gün şehit listesi, yeni camiine asılır. günlük şehit listesi geldiğinide camii den gelen sela sesiyle anlar ahali,

işte halime de seladan sonra gider, hasanın şehit olduğunu öğrenir onun ahıtıdır selanikte;

http://www.youtube.com/watch?v=JYxJHOGP70o beyler az duralım, sikip attınız benide hele o kır çiçeği varya komalık eder adamı ne yaptın sen taksimlicenk biraderim. @taksimlicenk bu gece belamı sikmeye yemin etti bu çocuk şarkılara bak. beyler devam edersek bu gecenin sabahında hepimiz pertiz haberiniz ola, dersi olan ders çalışsın bak sonra damardan vurduracaz birbirimizi el birliğiyle bu gece fena oldu. şu internetin gözünü seviyim, aynı anda kaç kişi komalık ettik birbirimizi bravo bize amk. devam edelim mi beyler, durum nasıl? ne dersiniz. yarına bırakalım mı devamını. ben bitmiş vaziyetteyim ama devam derseniz yaparız bişeyler. @2970 alın bu çocuğu buradan. biri alsın götürsün. eroin gibi adam. @2972 yakışır kardeşime. beyler son bir part atıyorum, uzun yapalım sonra bu akşamlık bitirelim. başlıyorum ben. bu gece beni bitiren şarkı eşliğinde okuyalım; (taksimlicenk kardeşimiz göndermişti)

http://www.youtube.com/watch?v=tLS9Id4mI3Q

per tepe eteklerindeyiz beyler, sabahın körü normal insan için, karga bokunu yemeden derler ya, karga sıçmamış bile.

zaten o telefon konuşmalarımızın sonrasında gelen 4 saattlik devamlı dönmeli patika yol da eklenince, 2 gün öncesi gibi kafamız.

öfke, sinir, stres, gerginlik, korku, mutluluk, hüzün hepsi bir arada, içimizde ki duygu patlaması volkandan beter.

baho ya bakıyorum kafa önde, hiç birşey sikinde değil, ''aga şurda mayın var dikkat desen'' özellikle mayına doğru gidip havaya uçuracak kendini o halde,

az şey mi lan. az şey mi, ben konuşmuşum sevdiğim kızla aşk sözcükleri ettiğimiz halde antitank mayınına basmışız gibi paramparça olmuşuz. adam birde ayar yemiş üstüne üstlük telefon yüzüne kapatılmış,

karşısına çıkacak pkk lı köpeğin vay haline. o sinirle ağzına ağzına boşaltır tüm şarjörü.

ben ise, ulan mutlu mu olayım, mutsuz mu olayım, sevineyim mi? üzüleyim mi? bilinmez bir kuyunun içindeyim sanki.

sırtımızda bir eşşek gibi yük, katır misali çıkıyoruz tepelere doğru.

ama dur dikkat edeyim, ne olur ne olmaz falan yok amk. ateş yesek sikimizde olmayacak.

beynimize beynimize yemişiz zaten mermiyi telefon görüşmelerinde, bilemiyorum baho nun durumunu tabi ama düşündükçe insan ürperir yani.

dokunan yanar o şekil.

façayıda bozmamak lazım asker yanında, komutanın en ufak moral bozukluğu tüm time yansır ki var halimize o zaman.

velasıl mal gibi yolu alarak tepeye vardık, ki zaten yol boyunca tepe çıkış yolu boyunca ufak ufak grup asker var. ne olur ne olmaz diye beklemede. arkadan bir hareket olmasın mevzuu.

biz çıktık saat 10 a falan geliyo, etraf aydınlanmış, hemen yüzbaşının oraya gittik, adam heralde 1 aydır uyumuyo androide bağlamış,

tanımadı ya la bizi başta. yani bana öle geldi bende normal değilim çünkü,

gelin çocuklar nasısısız iyimisiniz bilmem ne hafiften yalandan hal hatır sonra.

halimiz vaktimiz bombok zaten. ne dicez iyiyiz yalandan o da.

arkadaşınız geldi çocuklar dedi, anlık merak kendimize getirdi, yavuz geldi dedi, nerede falan derken dedi istirahatte şu anda geleli çok olmadı ibrahimin yerine getirdiler, kendi timine yeni teğmen verdiler.

vay amk. gittik hemen yavuzun yanına,

yavuz efendi yüzüne çekmiş bereyi sarmış kolları ret kit edasıyla yatıyo, aldım taşı atıyorum buna hafiften. korkutacaz ama bokunu çıkartmamak lazım nasıl psikolojide bilmiyoruz çeker ateş eder falan.

ben hafif hafif atıyorum taşı, amk baho üstüne bir atladı,

''kalllkkk laaaaan kalllk baskın yedik kaaaaaalllkk''

babalar yavuz kilit, ateş etmeyi bırak kilit, altına sıçtı denir ya aynen o durum,

dedim lan mına kodumun herifi öldüreceksin lan milleti, ama hor görmemek lazım bahonun kafa olmuş haydarpaşa garı bi gidip bi geliyo.

yavuz ana avrat dümdüz tabi, yüzbaşı da geldi oda ana avrat dümdüz, sikerim sizin belanızı yemin ederim attırırım sizi içeri falan. yavuzun timinde ki çocuklarda pis pis bakıyo. bakıcak tabi amk. öyle şaka mı olur.

neyse küfür kıyamet yavuzdan sonra ne yapalım sarıldık naber baba falan. devam.

beyler bu akşamlık bırakalım.. yarın devam. beyler çok fena olduk bu gece. özellikle taksimlicenk azımıza sıçmakta büyük rol oynadı. adam bundan sonra hikayenin müzik bölümü direktörüdür. böyle parçalar yok amk. iyi geceler beyler. ben kahveye vurdum kendimi toparlanmam lazım. @3044 bu yaptığını bahadıra göndericem kardeşim, süper parça=) @3049 şu kadarını diyeyim , baho şu anda evli iki çocuğu var. hikayenin akışı bozulmasın anlatacam hepsini. @3059 valla sanıyorum 12 falandı öyle bişeydi kayıpları,

@3061 görüşüyoruz tabi sako baho, oldu bahadır bey, baba bahadır=) gençler bazı arkadaşlar söylediler, hikayemiz, muhabbetimiz, başka sözlüklerdede sıçramış sanırım. millet bizden haberdar olmaya başladı. hadi bakalım hayırlısı amk. bu akşam devam edeceğiz gençler. ama bildiğiniz gibi bugün cuma. ve istanbul trafiği almış başını gitmiş. biraz geç gelirsem kusura bakmayın. sabaha kadar devam edeceğiz hafta sonuna gelmemizden ötürü. akşama görüşürüz. @3119 geçen hafta hallettik onları kardeşim, bütün noteri getirttim ofise amk bitti gitti. bok içinde kaldı her yer o ayrı. beyler trafiği atlattım teyzeme uğradım yemeğimi yedim, şimdi kahvemi yapıyorum sigara depoluyorum gelip başlıyorum hele bir toparlanalım da. bu gece çok uzun olacak.

ha bu arada lan @muleta, ez xwişkate kutim li ser pişta te.

evet beyler birazdan buradayım. bir arkadaşımız özelden yollamış bu videoyu. bende paylaşmak istedim. daha önce atıldımı bilmiyorum;

bu gençler eğirdirde eğitimlerini tamamlayıp contaları yakmış asteğmen arkadaşlar. buyrun oradan çıkan asteğmenlerin neden pek normal olmadığını anlayacaksınız=) bu arada hem biraz zaman geçer.

http://www.youtube.com/watch?v=L182CvgPTaI arkadaşlar saat 10 buçuk gibi başlıyorum. biraz geç ama sabaha kadar devam ederiz zaten bu akşam. http://www.youtube.com/watch?v=Cqa5StIqDKg

bahadırın ve benimde az da olsa katkımla yavuza yaptığımız puştluk sonrası aldığımız ''haklı'' tepkinin ardından, yavuzu uzun süredir görmemizden dolayı 3 astek oturup muhabbete koyulduk götümüze batan küçük taşlara aldırış etmeden.

ben 22 yaşına geçtiğimiz kasım ayında girmiştim, bahadır ise 23 yaşında, fakat yavuz hem okuyuo hem çalışmak zorunda olduğu için üniversiteyi biraz kasarak bitmiş bir arkadaş olarak 27 yaşında asteğmendi.

daha okulu bitmeden sözlenmiş zaten. nişan isteyince yavuz kıza açılmış, fakat kızında istemesine rağmen yavuzun gelecekte olacak mustakbel kayınpederi ve ondan daha kayın kayınvalidesi,

''önce askerlik''

şartını koyunca, yavuzda kendini per tepede bulmuş,

onu görmemiz bizi mutlu etmişti o gün. zaten morallerimiz yapmış olduğumuz telefon görüşmesinden dolayı pek iyi değildi. yani benim sevdiklerimle telefon görüşmem bahadırdan daha olumlu geçmiş olsada ikimizde bom bom durumdayık.

iki ucu boklu deynek işte o hesap.

saçma sapan bir kaç laftan sonra sessizliğe büründük.

harekatın ilk günlerinde ki sert çatışmalar yerini hafif ve seyrek çatışmalara bırakmıştı. bu da yakında harekatın biteceğini hissettirmişti bize (hislerimizi sikeyim)

yaklaşık birliğimiz le birlikte per tepe ve etrafımızda ki alanda yayılmış telsiz dinlemeleriyle yer tespiti yapmaya çalışıyorduk.

ileri kollarımızın arasından kaçmaya çalışan ve sızmaya çalışan unsurları imha için bekliyorduk. (yani öyleydi başlarda)

yüzüme yavaş yava rüzgar vururken iç geçire geçire elimde ki kalemle yerde ki toprakla oynarken bir yandan da aşağımızda ki devasa araziye bakıyordum boş boş.

yavuzun o esnada derin bir off çekmesi dikkatimizin ona çevrilmesini sağladı,

nooldu abi?

ya sikicem abi ayla yı arayamadım ne zamandır, ailemi falan arayamadım canım ona sıkkın,

tabi bunu deyince ne ben ne bahadır yavuzun yüzüne dahi bakamamaya başladık amk. yüzümüz yoktu. sanki çok ayıp bişey yapmışız gibi. yani o anda öle geldi.

bahadır ''yavuz abi, ararsın ya merak etmişlerdir tabi ama arıcaz yani sen merak etme, üzülme yakında döneriz ararsın sende''

ne biliyim işte olum, ayla yı falan özledim sanırım (utana sıkına söylüyo hafif maço adam öyle aşk maşk olayları yokmuş ayaklarında)

ulan nişanıda yapamadık ki nişan olaydı en azından daha garanti olurdu,

abi dedim ne demek o ya, söz bile olmasa şüphe duymaman lazım senin,

baho atladı tabi,

ne orospular var abi (sesi inceldi bir anlık=)) ayla ablaya böyle bir şey dememiş sayıyorum kendimi.

yok lan ne alakası var amk, ayla yı biliyorum da o anası varya o işte, beni pek sevmiyo parasızız ya amk, gerçi haklı tarafı var yani benimde kızım olsa rahat yaşamasını isterim,

baho gene olayın içinde,

sikmişim onuda abi kusura bakma da, ne alakası var ya aç bırakıcak değilsin ya kızı. siktir et sen onu.

lan işte ne biliyim, ölüp kalmak istemiyorum burada, başkasına verirler aylayı (bakın dikkat edin ölürüm falan korku yok ''ölürsem sevgilimi başkasına verirler derdi bu, orada ki çocuklar en son kendilerini düşünürler)

hayda abi ne diyosun öyle ya dedim, ne ölmesi saçmalama abicim. düğününüzü falan düşün hem. bizide çağıracaksın dimi,

çağırırım lan çağırmazmıyım. tabi dedim abi, sen böyle şeyleri ne kafana takıyosun. hele bi dönelimde o zaman o kaynanaya inat pınarbaşı çekeriz gelini alırken,

güldü biraz yavuz işte, bahadırda çıt yok ama.

yavuz devam etti sonra,

ya ben askerde kalsam diyorumda işte..

niye abi kalıcan ki?

lan olum mis gibi meslek devletin adamısın, ev derdi yok bişey yok, rahat eder kızda hem.

abi dedim tamam iyi diyosun da. teskereyi bırakırsan burada kalıcaksın sanırım 2 sene.

evet öle bişey varmış işte ama tam bilmiyorum içeriğini,

dedim abi boşver ya taşı sıksak suyunu çıkarırız buluruz iş birlikte pazarda tezgah açarız abi aç bırakmayız ailemizi,

öle tabi orası,

hem dönünce kızları da tanıştırırız abi, maç izleriz birlikte, gerçi bu ibne (bahadırı göstererek) beşiktaşlı ama olsun,

yavuz abide demez mi, bende beşiktaşlıyım lan salak,

ehem öhöm falan kıvırmaya çalışıyoruz,

yok abi sen öle değilsin bu ibne ama yani tam beşiktaşlı gibi değil fenerli gibi biraz ama dimi,

yüzbaşı fenerli bak duymasın dedi=)

o esnada bahadır parladı bir anda amk,

''orospu lan bunlar valla abi alayı böyle bunların ya''

lan ne oluyo dedik amk durup dururken. http://www.youtube.com/watch?v=Mlj5IQvZgyU

ya ayıptır ya dedi bahadır,

ulan ayıptır ya, lan ben ne kadar çok sevdim onu anlatamam, hep evleneceğim kız olarak gördüma amk. buraya gelirken onu arar rahatlarım diye düşündüm hep lan.

olum telefonu açıp trip yapmasına bile razıyım amk. trip yapsın ona da razıyım ama telefonu bile açmıyo abi, harbi sikerim böyle aşkın ızdırabını ya.

agalar ben bunlar baktım, yeminle tamam k.ırak tayız falan ama şükrettim o esnada. yağmura bir kez daha aşık oldum.

yağmur bi kere o kezban gibi asla yapmaz. telin dibinde uyuyor kız. tamam ayla iyi kız ama ailesi ne dese onu yapıyo, yağmur da isterse yakar yani her yeri.

dedim ben bu kızı gider gitmez alıcam. gider gitmez evlenicem başka yolu yok. şimdi düşünüyorum da beyler, o esnada aramızda ki en kötü durumda olan bahadırdı. işler öyle bir değişti ki herşey tersine döndü,

yavuz abi şehit oldu, ayla kimbilir kimle evlendi, biz döndük yağmuru bulamadık, halbuki orada ki şansızlar bizmişiz.

oralarda insanın hayatı saniyelere, ufak ve küçük detaylara aittir.

ufak bir şey, tüm hayatını değiştirebilir. hiç beklemediğiniz anda hayatınızın akışı bambaşka bir yere doğru akmaya başlar, hiç beklemdiğiniz anda hemde.

ve siz buna asla engel olmazsınız. artık siz buna karder mi dersiniz yoksa başka birşey mi? orasını size bırakıyorum.

ama bana kader gibi gelmiyor. o kadar basit değil.

''her şeyde bir hayır vardır''.

he amk he vardır. bahadır karamsar, ben ve yavuz bir nebzede olsa geleceğe umutla bakıyoruz, her ne yaşıyor olursak olalım, her ne şartta olursak olalım, umut her zaman azda olsa var, asla karanlık olmaz dersiniz, her zaman karanlıkta bile ufacık bir ışık var dersiniz,

ama karanlıklara boğulursunuz. önemli olan.. önemli bişey yok amk. bom bok durumlar işte.

yer yer karamsar, yer yer umutlu, yer yer hüzünlü, bunları topla eşittir hayat.

yarım saat kadar falan konuştuktan sonra, komutanımız yanına gelmemizi söyledi,

toplanıp gittik,

yüzbaşı, gapol mu gopol mu öle bişeydi işte,

dedi bir köy var şu mezra da, oradan frekans alıyoruz, fakat çözemiyoruz, köye gidip bilgi almamız lazım.

yani orada bir depo olabilir, ya da geçiş noktalarından biride olabilir. oraya gidecek üsteğmenimiz, yanında da sizin uzmanlar olacak. birde kürtçe bilen çocuklardan 2 tane alacağız, ama arnızdan biride gitmesi gerekiyor.

üstünüzü değiştireceksiniz size keleş vereceğim ben, onlar gibi olacaksınız.

köyü izleyeceksiniz uzaktan belli bir süre, sakin bir anda köye inin bakalım ne olacak. işi üsteğmen ve kürtçe bilen çocuklar halledecek uzmanlar ve sizde kalabalık yapacaksınız sadece, ee kim gider aranızdan?

hayatınızda bazı seçimler yapmanız gerek o zor anlar. onlardan bir tanesi.

http://www.youtube.com/watch?v=IFDV-TkbRI8

sözlük gri ekran verdi beyler ondan geçiktim. ne diyebilirsin ki? ne diyeceksin? hayır ben gidemem diyebilirmisin. bunu yüreğin kabul eder mi? peki ben giderim diye direk diyen çıkar mı aramızdan?

çıkar. çıktı. dağların adamı baho,

''ben giderim komutanım''

tek bir saniye düşünmeden. tek bir an tereddüt etmeden.

birilerine kızıp etrafına zarar vermek isteriz ya bazen. yapmayın. çünkü etrafınıza zarar vermezsiniz asla.

bahadır bunu diyince döndüm baktım, yüzüme dahi bakmadı. yüzbaşıyla göz göze geldim.

içimden dedim bu kendini vurduracak.

dedim komutanım bende gidicem. yani o anda aklımdan hiç bişey geçmedi, sadece bahadır giderse sadece kendini değil diğerlerinide tehlikeye atacak belli.

dedim bende gidicem komutanım,

bahadır döndü o esnada,

''sana nooluyo amk ya''

yüzbaşı da ''olum biriniz gidiceksiniz'' bu kadar kalabalık yollasak tim yollarız amk bir kişi dedi,

dedim komutanım bende gidiyim bahadır gitmesin o zaman beni gönderin,

bahadır hiddetlendi tabi, ''ya olum siktir git kendi işine lan''

yüzbaşı tabi parladı hemen bahadıra ''komutanın var lan karşında sığır kendine gel''

toparlandı hemen bahadır,

yüzbaşı döndü sonra ''oğlum bir kişi dedim aranızdan, bir kişi uzatma dedi'' ne diyeceksin hiç bişey diyemiyosun.

hazırlanın güneş batar batmaz gideceksiniz,

ulan ben bu çocuğu gönderemem öldürtecek kendinide herkeside. tamam saftır falan ama beyler hakikaten sinirlendiğinde 100 metre yakınında olma yani. tek başına sahra topu herif.

yüzbaşının yanından ayrıldık. ben timimin yanına gidiyorum bahanesiyle döndüm yüzbaşının yanına. komutanım bir şey arz etmek istiyorum.

ne var? dedi sert bir ses tonuyla,

anlattım bende böyle böyle, komutanım zor anlar geçiyor arkadaş, bende ona göz kulak olmaya gideyim, yoksa tehlikeye atacak herşeyi, çok sinirleri bozuk lütfen benide gönderin dedim,

lan oğlum o zaman o gitmesin sen tek git,

olmaz komutanım dedim,

ne istiyosunuz lan benden dedi, ne istiyosunuz benden

babalar adam heralde 6 7 gündür uyumuyo adam gibi pimi çekilmiş bomba patlaması an meselesi bende şansımı zorlamak istemiyorum açıkcası,

dedim komutanım şimdi onu çekerseniz bana kızacak aramız bozulacaki daha da morali bozulacak. allah muhafaza ibrahim asteğmen gibi olur bırakın bende gideyim,

iyi dedi siktir git o zaman hazırlan sende ama yeterli kıyafet yok o yüzden bir uzmanı çektim görevden.

sağolun komutanım dedim ayrıldım oradan.

amk bir yandan ne bok yiyosun sen ya diye söyleniyorum kendime bir yandan da gurur duyuyorum kendimle yani. çelişkiler çelişki üstüne kafalarda her an her dakika conta yakıyoruz anlıyacağınız. hemen dağlarbaşı baho nun yanına gittim, bağlarbaşında oturuyodu lakabı dağlarbaşı yaptık herifin yaptığı manyaklıklardan dolayı.

zaten ileride anlatacağım, benim sayko uzman vardı ya, bir olaydan sonra bahadır için bana ''ya asteğmenim ben böyle psikopat görmedim'' demişliği vardır yan.

neyse beyler, ben bahadırın yanına gittim, baktım hazırlanıyorlar, uzmana dedim uzmanım çekildin sen ben geçiyorum yerine,

üsteğmen dedi alla alla nası oluyomuş o dedi,

dedim komutanım yüzbaşımın emri, öle deyince akan sular duruyo tabi amk.

uzmanda bişey demedi zaten.

bahadırın yanına geçtim, hazırlanıyorum bende bu baktı bana,

ne var olum sen niye geliyosun amk ya, siktirip gitsene timinin başına,

dedim sigaran biter belki bebeğim sigarasız kalma,

dedi ben paket taşımıyorum hiç bilmiyomusun dedi,

biliyorum amk dedim bilmezmiyim farkettim onu.

görüyosunuz işte beyler biliyosunuz işte, amına kodumun aşkı hele aşık değilsen bile orada bağlanmak ve tutunmak için bir dal ararsın ve o bi kezbanda olsa tutulur sikilir kalırsın. aşk işte amk. bu şarkı baho için gelsin,

http://www.youtube.com/watch?v=URIAGuyfxuw

(bu arada keleşler etkisiz hale getirilen pkklılardan alınmış silahlardır) hazırlanmaya başladık, boyna puşi belimize o amına kodumun şeyini bağladık ismi ne bilmiyorum bile, ama sıktıkça belin küçülüyo amk. bide sıcak tutuyo var.

bunların ayakkabılarını giydik şimdi isparkta ki çalışanlarda görüyorum onlardan. bide sikik bir ispark üniforması giyiyorlar dikkat ettiyseniz özellikle eminönü ticaret odasının arkasında ki elemanları dağda görsen çeker vurursun örgüt mensubu diye.

neyse hazırlandık. üsteğmen devamlı bişeyler diyo ama üzerimizde ki gözlerden o kadar rahatsız oldum ki, dinleyemiyorum, etrafımızda ki askerlere bakıyorum öyle pis bakış atıyorlar ki rahatsız olmamak elde değil amk.

hadi bunlar bizi biliyolarda, lan ya intikal esnasında bilmeyen olursa,

dedim komutanım bizi asker vurmasın yolda,

işte o yüzden bir saattir konuşuyorum amk dinlemiyomusun dedi,

dinlemiyorum amk ne yapıyım=) üsteğmen dedi,

sırtımıza kırmızı leke sürecek eşşek kadar onları görünce vurmıcaklar oradan tanıcaklar dedi,

dedim komutanım ya önden yakalanırsak?

ya olum sen gelme istersen beni histeri krizine sokuyosun bak öldürürüm kendimi oğluuummm.

lan ne var amk soruyoruz dimi can lan bu borumu

haberleri olacak merak etme sen. bu arazide ki birliğimizin arasından geçtikten sonra etrafta bizden kimse olmayacak. merak etme dedi.

öyle deyince bir içim rahatladı bir içim rahatladı sormayın gitsin amk. ohh dedim o zaman iyi. bütün sıkıntılarım uçtu gitti amk.

devam etti komutan sonra,

bakın kürtçe bilen çocuklar haricinde ve benim haricimde kimse konuşmayacak. çıt dahi çıkartmayacaksınız. bide silahı asker gibi tutmayın dedi, intikal esnasında tuttuğunu gibi değil namlu yere bakmasın dedi.

vay amk ayrıntıya bak.

yüzünüzü iyice toprağa bulayın toprak sürün yüzünüze dedi.

tama güzel herşey on numara ama tek bir sorun var amk. e onlar gibi kokmuyoruz.. neyse beyler, bir kaç konuşma daha yaptı, yüzbaşı geldi zaten emir eri falan,

dedi bırakın telsizlerinizi bunu alın, pilli bataryalı koli bantıyla bantlı telsiz üsteğmene verdi işte,

gözünüzü seviyim çocuklar dikkatli olun önemli olan sakin olmak gidip bakacak geleceksiniz göriyim sizi dedi.

gece bastırdı işte, karanlık iyice çöktü üzerimize,

koyulduk yola, 2 3 saate yakın yolumuz var.

en önde kürtçe bilen asker var soner, arkasında üsteğmen, arkasında bahadır, sonra ben, arkamda da uzmanlar var.

yürüyoruz karanlığa doğru.

lan pkklılarla karşılaşsak ne bok yiyecez. hayır birde bizden haberi olmayan askerle karşılaşsak durun demeye kalmadan azımıza sıçarlar yani. konuşmak kesinlike yasak, çıt dahi çıkartamayız. zaten yürüyüşümüzü bile değiştirmek zorundayız, ulan kaç aydır aynı yürüyüşü yaparken bir anda değiştirmek kolay mı?

ondan mal mal yürüyoruz.

ses yok faça yok amk.

bahadırın sırtı kesiyorum devamlı.

bizim birliklerin olduğu bölgeden 1 buçuk saatlik yürüyüşten sonra çıkabildik. sessiz sedasız gidiyoruz,

tek ses arada soğukta akan burnumuzu çekerken çıkarttığımız ses, birde her yere bastığımızda topraktan çıkan ses. o kadar.

allahım diyorum bi bok yedik sen yüzümüze gül bizi sevdiğimize bağışla.

yarım saat daha yürüdükten sonra, bunların sesleri telsizden gelmeye başladı. hebihje dikim, bijun bijun, sax ali falan gene dereler ovalar falan sesler geliyo, biz tabi hafiften sıçtık, belli ki yakın yerdeler ama çatışmadalar, yürümeye devam ediyoruz öyle,

15 dakika geçti geçmedi bu sefer telsizden gelen seslere uzaktan gelen silah sesleri eklendi tak tak tak tak taktaktakta tak. falan.

ama allahtan bizim gittiğimiz yönden değil sol tepelerden.

iyice gerildim ben tabi. başlarda iyiydi böyle alışmıştım ama artık kaldıramamaya başladım. her silah sesinde dişleri sıkıyorum ki ne sıkmak, e sıktıkçada kafam ağrıyoru kafam patlıcak gibi,

uzakta ki tepede gözüktü köy, yani arkamda ki uzmanım dedi de öyle anladık yoksa göremedim ben açıkcası,

ışıkları kapatmışlar belli ki,

köy tepede kaldığı için ona rahatça gözetleyebileceğimiz bir tepeye doğru yöneldik, silah sesleri ve telsize gelen sesler devam ediyor. ama tek fark var.

bu sefer bizim askerinde sesleri gelmeye başladı. seslerin geldiği tepede belli ki fena birbirine girmişler. beyler sigara molası verelim bende bir sigara içeyim yetiştireyim diye sigara içemedim ufak bir mola. @hayattan silen adam o ne demek müsaden olursa tabi ki kardeşim. beyler böyle şeyler demeyin rahatsız oluyorum müsaden olursa falan. estafurullah isteyen dalsın girsin başlığın içine rahat olun yani. hayır o değil beyler. resim paylaşmayın ayrıca rica ediyorum bakın. resimleri silelim hikayeye devam edemem bu şekilde. rica ediyorum. şu resimleri kaldıralım geçicem hikayeye kardeşim. @mutlu reyiz kardeşim rica ediyorum kaldıralım resimleri başlıcam ben. söz sabaha kadar devam edicem hadi kardeşim kaldıralım şu iki resmide. tamam beyler gerilmeye gerek yok. yanlış resimleri paylaşmayalım bunlar şehitler buraya koymamalıyız. mutlu bana bişeyler oluyo mutlu diyip tatlıya bağlayalım bende devam ediyorum şimdi. köyü gören hakim tepeye doğru yola koyulduk. yaklaşıl 4 saate yakın vukuatsız ama sıça sıça geldik belitilen noktaya, izlemeye başladık köyü, sessiz bir şekilde telsizi dinlemeye koyulduk.

telsizden anladığımız kadarıyla ne yazık ki bir timimiz pusuya düşmüş, diğer timler ona yardım edip oradan çıkartmak için uğraşıyor.

akşam 11 gibi geldik belitilen noktaya, gece 2ye kadar kıpırdamadan köyü izlmeye koyulduk. yani üsteğmen belinden çıkarttığı dribün ile. yoksa nereye bakıcan amk.

2 gibi dedi hadi çocuklar köye gidelim yavaştan gün ağırmadan dönmemiz lazım. hareketlenirken bahadır derinden içli içli,

''amına koyucam hepinizin ben''

dedi, ben direk kasıldım resmen amk. bu adamın derdi başka yani. @3243 buna bi çözüm bulucam kardeşim merak etme. götüm götüm yaklaştık köye, çıt yok köyde, uzaktan silah sesleri geliyo. ben bir an önce şu amına kodumun yerinden çıkıp geri gitme modundayım.

neyse üsteğmen kürçe bilen asker sonere dedi şu kapıyı çal, vurdu kapıya iki üç kere, bir kadın çıktı gözler fal taşı gibi açıldı amk.

hemen yüzünü örttü,

soner bişeyler dedi buna,

hiç birimiz konuşmuyoruz ama bahadıra bakıyorum sinir küpü bişey yapıcak azımıza sıçtırıcak diye korkuyorum.

kadın bişey dedi işte sonerde dedi girdi içeri kadın,

uzaklaştık kapıdan, soner dedi

''komutanım şu evmiş''

meğer köyün yetkili adamı gibi bişeyi sormuş soner kadına. http://www.youtube.com/watch?v=IFDV-TkbRI8 bu bölüme dikkat beyler;

yaklaştık evin oraya doğru soner,

açtı kapıyı adam, baktı öyle karanlıkta bizi tek tek seçmeye çalışıyo, ama belli yani sakinliğinden gelip gidiyo ibneler buraya,

soner bişeyler dedi, adam bişeyler dedi, soner sesini yükseltti biraz falan, baho kuduz köpek gibi amk onu kesiyorum bende,

soner gene sesini yükseltti falan, lan ortalık gerildi bi anda anlamıyorum bişeyi baho kendinde değil, yapıştım sırtından bunun,

soner baya baya bağırmaya başlayınca üsteğmen kayışı koparttı amk,

ne diyo lan ne diyo falan diyo artık türkçe konuşmaya başladık bende dedim bahadır olm sakin ol

uzmanda komutanım komutanım falan diyo,

soner iyice dellendi adama bağırıyo adam buna,

lan ışıklar yanmaya başladı kafayı yemek üzereyi amk,

adam sonere doğru elini kaldırdı itticekken soneri,

bahadır bir atladı ama böyle bir atlama yok; keleşi doğrulttu buna;

''ananı sikerim lan senin yavşak adam gibi konuş lan ananı sikerim senin orospu çocuğu, ağzına boşaltacam lan şarjörü orospu çocuğu''

lan ortalık karıştı azımıza sıçacaklar ateş edicek biri bütün köy ışıklarını yaktı,

bi önce ki evde konuştuğumuz karı başladı zılgıta lalalalalalalalalalaal falanlar bişeyler bahadıra bağırıyo üsteğmen;

lan dur kendine gel manyak dur,

bende çekmeye çalışıyorum bahadırı herifin üstüne çökmüş resmen,

lan dur falan ama bahadırı tutamıyoruz,

''yeter ulan yeter lan sikerim ananı seni buraya gömerim'' diye bağırıyo ağzından tükürükler saçarak ama baya baya salyası akıyo adamın. delirdi herif resmen. arkadan karı arkaünü yırtıyo resmen amk lalalalalalala,

bahadırda vuracak herifi tutamıyoruz adamı içine sıçtı herif herşeyin,

arka evden taktaktaktataktaktak ateş bi açıldı baba, ben üsteğmen uzmanlar soner bahadırı o adam falan eve bir daldık ki anlatamam size. metrobüste boş koltuğu kapmaya çalışanların kapılara hücum edişi varya o hesap resmen.

daldık eve falan bahadır hala bağırıyo ama bu sefer ağlayarak,

''yeter lan yeter bıktım lan bıktım'' yaklamış üsteğmenin yakasından ona bağırıyo bu sefer '' yeter ulan yeter giberim hepinizi lan''

lan ateş ettiler arkamızdan ona dönüp bakıyoruz karının teki ateş etti havaya, dedim aga gelecekler şimdi azımıza sıçacaklar burada,

dedim komutanım gidelim buradan noolur gidelim,

üsteğmen zaten dünden razı, çıkın amk çıkın çıkın çıkın soldan tepeye doğru koşun,

beyler topuklarım arkaüme vura vura değil, arkaümü dele dele koşuyoruz ama, bahadırıda çeke çeke oda bağırarak ağlıyo manyak herif. koşuyoruz öyle tepeye doğru, ne intizam kaldı ne başka bişey incin vaziyette yürüyoruz, arkadan ateş ediyo bize karı, karanlığa daldık, hala devam ediyo bu, biz tabi önce basıldık zannetik o hengamede bir tane kadın olduğunu bilsek ateş edicez zaten ortalık öyle bir karışmış ki,

ne olup bittiğini kavrayamıyoruz amk.

karanlığa daldık ateş geliyo hala yüzüme toprak geldi bi anda. dedim kanasçı geldi hedef alarak atış yapıyo,

üsteğmen çapraz koşular yapın lan falan diyo,

ulan bahadırımı tutayım çapraz mı koşayım zaten adamı ensesinden öyle bir kavramışım ki heyacandan nefesi kesilecek bayılacak havsızlıktan resmen. üsteğmen bir yandan hem koşuyo bir yandan bahadıra küfür ediyo,

''senin ben sevgi koyayım beynini gibiyim senin, seni buraya getiren o yüzbaşıyı gibiyim ben, seni komando yapanı gibiyim, allah belanı versin senin''

falan koşuyoruz, yemin ediyorum sıyırma noktasındayım,

dik tepeye yarım saat koşmak ne demek ölüm lan. bir yandan da mayına basıcam korkusu geldi mi bana,

allah kahretsin beyler dişimi sıkmaktan kırdım en sonunda iki dişimi.

bahadır hala ağlıyo falan koşuyoruz, uzman silahını almaya çalışıyo ver amk şunu lan dedi çekti aldı.

yok hayır dönüp oda ateş edicek geberip gidecez burada,

hala pkk köye baskın yaptığını düşünüyoruz,

bayılıcam artık nefes alamıyorum dalağım patlıcak. yarım saat koştuk, köy görüntüden çıktı, attım ben kendimi yere, dayanacak yürüyecek takatim kalmamış amk.

bahadır başladı kusmaya, uzmanlar da tık yok ama. robot amk adamlar. soner zaten yamulmuş yavrum. üsteğmen dizlerini tutmuş eğilmiş nefesini kontrol etmeye çalışıyo derken döndü bu bahadıra bir tekme attı haydi gene karıştı ortalık,

bahadıra vuruyo bahadır kan kusuyo resmeni bende dişleri kırmışım çenem kitlenmiş ağzım kan içinde resmen,

soner bunu gördü o sıyırdı contayı üsteğmene ''yeter abi yeter abi hadi gidelim abi'' falan diyo,

uzmanlar kavradı üsteğmeni üsteğmen ana avrat dümdüz küfür ediyo bahadıra ama haklı azımıza sıçtı herif resmen. bahadırın nefesi kesilmiş arkaü başı kusmuk içinde, toz toprak olmuşuz resmen, lan bana o koku geldi bi anda, heriflerin kokusu, lan salak üzerinde ki onların zaten o kokuyo terleyince, ama kafa gitti,

silahıma sarıldım komutanım dedim geldiler buradalar falan, üsteğmende koşun lan koşun dedi başladık gene koşmaya 10 dakika koştum bayıldım beyler. bildiğiniz bilincimi kaybettim. hiç bir şey hatırlamıyorum 20 dakikada kendime getirdiler hiç bir şey hatırlamıyorum ama.

komutanım geldiler komutanım silahımı verin falan diyomuşum bilincimi kaybettim.

kendime geldiğimde üsteğmen başımda suyla yüzümü yıkayıp başımı ovuyo, uzmanlardan biri bahadırın orada bahadır dizleri çekmiş kendine başını sokmuş arasına duruyo sakinleşmiş, sonerle uzmanda etrafı kesiyo, komutanım gidelim hadi dedim, kalk oğlum kalk gidelim dedi,

en önde bu bu sefer arkasında ben yanımda bahadır koluna girmişim çocuğun hiç konuşmuyoruz ama, arkamdada soner ve uzmanlar,

yürüyoruz ama sanırsın 15 saatlik çatışmadan çıkmışız.

sonra aklıma geldi dedim soner ne dedi o adam sana nooldu bi anda,

komutanım anladı adam bizim asker olduğumuzu,

nası anladı dedim lan,

sizi görmüş..

ananasıkiyim haydi burdan yak.

nası görmüş lan nerden görmüş beni

dedi komutanım siz mallarına el koymuşsunuz.

ananı avradını beyler, mağaradan mal kaldırdık ya kaçakçılar gelmişti onlar köyün malı diye, o adamlardan biri buydu sonra düştü jeton.

şansımızı gibiyim amk. arkae gelmeye ramak kalmış, aklıma bile gelmedi resmen. sevgi koyayım dedim adamı bi anda gözümün önüne getirdim,

mağara olayında içeride ki kaçak malları çıkartırken çıkıp gelen iki adamdan biri bu herif.

tamam biri burada k.ırak ta bildiğin pkk için çalışıyo, e diğerinide buluruz o zaman giberiz bunları diyorum aklımdan.

yürüyoruz saatlerdir. bitmiş vaziyetteyiz. bahadır kusmuş bir koku geliyor sıçsam yüzüme sürsem o kadar olur, kafam patlıcak gibi iki dişimi kırmışım, (2 dişimi k.ırakta bıraktım) beynim akıcak resmen.

hepimiz bitmişiz. pusu atsalar silaha sarılamıcaz o kadar yorgunluk var vücutta.

bahadıra o kadar kızgınım ki anlatamam. bir yandan bakıyorum o kadar kötü durumda ki, o huur yüzünden geberip gidicez bide naşımızı da pkk alıp kimbilir neler yapıcak amk.

baktım bahadıra ağlıyo sessiz sessiz,

iyice sarıldım buna, omzunu sıktım tamam kardeşim der gibi, sessiz sessiz ağlıyo çocuk. o kadar yavaş yürüdük ki sabah gün açtı bizim birliğin olduğu araziye gidiyoruz ama o hengameden çıkmışız üsteğmen orada telsizi kapatmıştı açmamış, yani gelirken açıp yakınlaştığımızı söylemesi lazım ki vurmasınlar bizi,

e sevgi koyayım aklımızdan çıkmış.

bizim per tepeye doğru gelmeye başladık o esnada güm diye mermi attılar ben bahadır uzmanlar soner attık kendimizi yere,

üsteğmen de tık yok mecali kalmamış, bağırdı o esnada

''ateş etmeyin lan ateş etme türk askeriyiz ateş etme''

adamın halini düşünün beyler, yürüyen ölü adam.

neyse per tepeye çıkarken ufak kontrol noktları var patikada gizlenmiş, bizi gören şokta, askerin biri geldi bahadıra su veriyo, zannetmişler ki çatışmadan geliyoruz bahadırında sevgi koymuşlar benim ağzım yüzüm kan ya öyle zannetiler.

e telsizde kapalı zaten amk. @3293 aynen diş sıkıyorum ya stresten ateş yerken sıkıp kırdım. tepeye kadar bazı askerlerin eşliğinde çıktı 2 saatte o da amk.

yüzbaşı gördü bizi, koştular hemen, üsteğmenin yanına üsteğmen bişeyler anlattı bahadırı tutuyorum kafayı kaldırmıyo çocuk.

yüzbaşıya bişeyler dedi, yüzbaşının yüzünün ifadesi değişti, geldi geldi buna bir koydu tokatı, ikimizde yerde amk.

''cibiliyetini gibiyim senin'' dedi bastı gitti,

bahadır gene ağlıyo, timide orada. o kadar kötü bir durum ki,

kaldırmaya çalışıyorum bunu yavuz geldi hemen tuttu diğer kolundan kaldırdık, arkaürdük bunu yattı kıvrıldı bir yere ses çıkarmıyo, çekti yavuz kolumdan ne oldu lan öldük merakten haber alamadık sizden, niye yüzbaşı vurdu bahadıra diye sordu,

anlattım bende,

hay amk koyayım belliydi zaten amk dedi yavuz. asker geldi, komtanım yüzbaşı sizi çağırıyo dedi, dedim sıçtık amk azımıza sıçıcak. bahadırı kaldırmaya çalıştım asker dedi

komutanım sizi sadece.

lan hayal kuruyorum şimdi uçan tekmeyle dalıcak bana heralde diye. bana niye dalıcaksa artık.

gittim yanına üsteğmen uzmanlar soner de orada.

olum dedi doğru mu hakikaten o adam mıymış

evet dedim komutanım o adam öyle tanımış beni (bi rahatlama geldi o esnada ki sormayın)

hay şansa bak ya dedi

ne oldu kim ateş etti size dedi,

üsteğmen dedi komutanım ateş açıldı sanırım örgüt geldi köye kadın bağırınca bide bahadır asteğmen bağırışmalarından dolayı duyup geldi bi grup dedi (hala haberimiz yok amk çok sonra öğrenecez)

nası çıktınız olum oradan dedi,

anlattık durumu işte,

soner dedi zaten ilk kapıyı açar açmaz çakmış olayı herif beni gördüğü gibi, beni kesiyodu zaten muallak. görüşüyorum beyler yav nereden çıkarttınız yanlış mı yazdım acaba. o anda konuşmadım hiç, küstüm anlamındada değil zaten sustuk öyle ne konuşabiliriz zaten. yüzbaşı dedi neyse bari kazasız belasız geldiniz, ama bu bahadırı burada barındırmam artık dedi.

ne diceksin amk yapmayın mı diceksin adam zaten 2 gün daha kalsın kendini vurucak çocuk.

belkide geri dönmesi daha iyi olur hakikaten diye düşündüm.

komutan demez mi yakıcam onun askerliğini böyle pervasızlık olurmu dedi.

aman komutanım yapmayın ne olur dedim, geri çekin aldırın buradan ama yapmayın, iyi değil durumu ailesinde sorunlar var falan filen sallıyorum bir yandan kızla sorun var desem anlamaz belki dedim.

dil döktük uzman falan yavuzda geldi oda bişeyler dedi 2 saat dil döktük en sonunda geri çekmeye ikna ettik adamı. çok fena arkae geliyodu yoksa. üstümüzü başımızı toparladık sonra, baba albay sayesinde düzelttiğimiz pgibolojimizi bahadır efendi bir güzel gibip attı. yani 1000 kişi üzerimize saygısa bu kadar olurdu heralde,

timin yanına çocukların yanına gittim, uzmanım dedi o esnada işte ben böyle pgibopat görmedim asteğmenim kusura bakma dedi,

yani bir bilseniz aslında bahadırın daha önce ki hallerini safın önde gideni hafiften yer yer tırsak, anasının kuzucuğu bir çocuk. ama adam öyle bir hale geldiki oldu sana dağlarbaşı baho.

adamın yaptığı hareketler falan bambaşka bir insan oldu çıktı.

şimdi görseniz gene aynı, hanımı azına sıçıyo varya evde reiz hanımı yani, kadın gak desin su guk desin yemek tam ev beyi oldu muallak=) sonra bahadırın yanına gittim baktım aynı bıraktığımız şekilde yatıyo hareketsiz, gözlerinin açık olduğunu farkettim, bahadır diye seslendim ses yok.

herif şokta sanki,

bahadır abicim bak bi dedim,

tık yok,

döndürdüm bunu omzundan tutup mal gibi bana bakıyo, bir masum bakışı var anlatmam sanırsın 4 5 saat önce adamın üzerine dağ ayısı gibi çöken bu değil.

dedim bahadır abi gözünü seveyim bak kendin gel. seni geri gönderecez tugaya albayın yanına gideceksin tamammı koçum, biraz kendine geleceksin sonra yanımızdasın gene tamammı bahadır.

hüzünlendi biraz işte gene. ama ne diyebilir ki. artık hayır gelmez.

velasıl 1 gün sonra helikopterle gönderdik bahadır ve bir kaç istirahate ihtiyaç duyan askeri.

ara verelimmi beyler soru falan muhabbet edelim devam ederiz sonra. mola yapalım. ara veriyorum beyler. olur mu? yatan arkadaşlar istirahate çekilsin kalanlarla devam ederiz sonra. yazıcam beyler. bir kahve yapıyım durun. soru: teröristlere amerikalıların verdiği silah yani mp5 ve türevleri. şimdi bu mp5 silahın keleşe ve g3'e göre üstünlükleri nelerdir?

ben teröristte hiç mp5 görmedim, m16 yı diyosan amerikan piyade tüfeği, şöle anlatıyım,

bu tüfek yakın mesafeden koyarsam diğerlei gibi giber atar. ama uzun mesafeden yaralandırır. g3 her mesafeden giber.

ama asıl amacı zaten yaralamaktır m 16 nın. sebebi ise şuymuş,

yaralı askerle ilgilenmek için en az 2 asker geleceğinden karşıdan toplamda 3 asker etkisiz kalır.

böyle bişey denilmişti. bunu diyebilirim. tmm beyler. başlıyorum. bahadırı geri gönderdik. çok büyük bir üzüntü yaşamıştım. en iyi anlaştığım arkadaşım. adamla omuz omuz vermişiz burada.

yani kötü olmasın diye diye çok dua ettim. çok büyük bir üzüntüydü.

velasıl per tepede bir 4 5 gün daha geçirdik. arkasından bu şerefsizler, özellikle helikopterleri hedef alarak savunma yapmaya başladılar.

bizede emir geldi per tepeden hareket edecektik, bütün birlik olarak. yani bir kaç timle değil. ayrıca bu sırada bahadırın timinin başına teğmen hakan vardı tugayda o getirildi. ardından intikale çıktık, ama içimde mutluluk hakimdi. neden derseniz geçtiğimiz günlerde ki gibi kılık değiştirerek değil kendi askerimizle hareket ediyorduk. bu insana inanılmaz bir rahatlık mutluluk veriyor inanın bana.

2 saatlik yoldan sonra bir mezra ya geldik, orada beklemeye koyulduk. sonradan öğrendik ki haftanin kampına biz gireceğiz. ilk defa önde arkada beklemeden taaruzu biz yapacaktık.

bunu duyunca inanılmaz bir heyecan yaşıyorsunuz. yani korku falan yok. inanılmaz bir heyecan. basacaktık adamları yani. arkadaşlar çok özür diliyorum ama kızmayın. bir kaç tane yazıyorum yorulmamam lazım aslında ama. yani bazı yazdıklarım size yaşattığı duyguları bana misliyle yansıyor. izin verirseniz bu akşam bitirsek ben çünkü yoruldum hakikaten kafa olarak.

cümle kurup yazmakta zorlanıyorum. ki devam edersem hikaye kötü olacak ki istemem. bu akşamlık ara verip muhabbet etsek hafta sonu iki gün zaten bol bol anlatacağım. affınıza sığınarak bırakmak istiyorum bu akşamlık muhabbete geçmek niyetindeyim. @3356 haklısın abicimde devam edersen ne ben yazdığımdan bişey anlıcam ne de siz okudğunuzdan. bahadır geri döndümü ? *

bu harekatta bir daha geri dönmedi ama sonra devam etti tabii ki kendine geldi. pmdr de iyi baktılar çocuğa. soru: reyiz otomatik tüfekle ateş ederken saygıı dürbünü tarzı aparatlar kullandığın oldu mu hiç çatışmalarda? tabancanı kullandığın oldu mu peki? insan zevk için iki üç tane jarjör boşaltır be reyiz. .45 acp kurşun gibertir

tabanca mı kullandım ama tehtid amaçlı ateş etmedim. dürbün falan tarzı bir aparat hiç kullanmadım abicim. zevk için sıkmazsın o mermiler sana zimmetli arkaüne sokarlar valla her zevk için attığın mermiyi=) kardeşim birini alıp polise teslim edip o hadisede öğrendik anlatıcam. @3366 valla hiç bir bilgim yok kardeşim kusuruma bakma.

@3367 valla kardeşim ben sadece basit bir asteğmendim bölgede. yani inanın bana siz ne biliyorsanız bende o kadarını biliyorum. diyeceklerim komplo teorisinden öteye gitmez yani. ama istersen oturur tartışırız hep birlikte. dediğim gibi siz ne biliyorsanız bende o kadar, okuduğumuz kitaplardan gaztelerden köşe yazılarından. budur yani. ilk ağızdan duyupta bildiğim hiç bir şey yok. valla ben mahmut yıldırımın falan yaptığını düşünmüyorum. hatta onun hayatta bile olduğunu düşünmüyorum. fakat yani normal bir vatandaş olarak bakın bölgede askerlik yaptığımı bir kenara koyarak söylüyorum bunları.

bir kere talabani ve barzaninin her dönemde ihanet içinde olduklarını bilmeyen adama davar denir bu kadar açık.

şimdi özellikle bana göre bazı arkadaşlardada görüyorum bunu. terörle mücadeleyi sadece silahla yapılacağını düşünüp bunun üstüne neden bitiremediniz bu terörü demeleri ne kadar yanlış bir bakış açısıyla bu işin yürüdüğünü gösteriyor.

şimdi terörle mücadele etmek için bir çok şeyi aynı anda yapmak gerekir,

tamam dağda ki silahlı unsurla tabii ki silahla çatışacaksın. ama sorulması gereken sorularda var,

1.bu adamlar orada ne içer ne yer,
2.silahlarını nasıl temin eder,
3.mühimmatı erzakı nasıl temin eder,
4.kadrolarına adamı nasıl alır
5.ve bütün bunları yapacak parayı nereden bulur.

şimdi dağda ki adamla bizim gibi asker çarpışacak eyw.

ama bu finans kaynağını falan asker değil yetkililer bulacak ve engelleyecek.

nedir bu finans kaynağı

kaçakçılık,
utandırıcı,
ve özellikle avrupada ki kişilerden topladıkları bağışlar köylülerden aldıkları haraçlar,

şimdi bunları engellersen örgüte adam katılımını engellersin. nasıl dersen.

bu adam para kazanamazsa yukarıda saydığım o 5 maddenin hiçbirini yapamaz.

e tabi bunlara yardım eden bir çok dış güçte var başka ülkeler.

90 yıllarda bölgede ki çekiç güç amerika israil iran yunanistan bile hatta. bunlara destek sağladı.

e bu ülkelerlede hükümet olarak ilgileneceksin.

yani çok çetrefilli çok dallı budaklı bir olayken sadece tek bir taraftan bakıyoruz olaylara maalesef. valla beyler bu ülkede teröre hakikaten çözüm bulmak için uğraşan adamlara bir bakın. sonları pek hayırlı değil. geldim beyler bir duş alayım bişeyler atıştırayım kahve falan sonra toplanalım başlayalım. yarın pazar gece uzun. biraz ısınma turları atalım beyler. olmayan arkadaşlarda toplansın hem.

http://www.youtube.com/watch?v=gg7WLaxzPhU @3428 kardeşim bunu ilk gördüğümde altıma sıçtım resmen=)

@3427 eyvallah kardeşim.

arkadaşlar saat 9 gibi başlasak mı ne dersiniz? iyice toplanalım hem. arkadaşlar biraz daha bekleyelim başlıyacağım. gecemiz çok uzun. birazdan başlıyorum beyler. cephaneliğimi fulledim, sihara kahve ve çay. hatta gidip bugün minik bir su ısıtıcısı aldım ki kahve yapmak için mutfağa gidip zaman kaybetmeyelim diye.

hele toplanalım 9 da start veriyoruz. arkadaşlar saat tam 21.03 te ilk partı gönderiyorum toplanalım yavaştan. sorularınızı saklayın molalarda ve bölüm sonlarında yanıtlayacağım. ve gece başlasın artık...

http://www.youtube.com/watch?v=E08X17f7qek

hayatınızda bazı dönemler çok zor anlar yaşarsınız hani, çıkamazsınız işin içinden. bir an önce bitsin şu gün yatağıma gireyim dersiniz, ama o amına koduğumunun saatleri geçmez. saniyeler saatlere dönüşür.

sabretmeye çalışırsınız, günün bitmesi için. boğazınız düğümlenir. tek istediğiniz günün bitmesidir. tek isteğiniz.

orada ''gün'' öyle kolay kolay bitmez, aylar boyunca o ''günün'' bitmesini beklersiniz.

başarlarda sabredersiniz, sıkarsınız dişinizi, sevdiklerinizden devamlı ölüme yakın olduğunuzu hissettirecek laflar duyarsınız, arkadaşlarınızla birbirinizin gözlerinin içine baka baka yalan söylersiniz ''sakin ol geçecek''...
başlarda sabredersiniz, her defasında ''bu günü bir atlatalım'' dersiniz kendi kendinize,
şu gece bir bitsin sabah olsun hele dersiniz,

o gece öyle pek kolay bitmez..

ardından gene sabredersiniz, bitecek dersiniz bu günler bu geceler, ileriyi düşünmeye çalışırsınız. bilindik ve size tanıdık gelen kokular hissedersiniz etrafta bazen. sevdikleriniz aklınıza gelir.

sonra bir bakarsınız bitecek diye beklediğiniz günler geceler birbirine girmeye başlar.
anlamaz olursunuz artık gece mi? gündüz mü?

yavaş yavaş zaman menfumunu yitirirsiniz önce,

yavaş yavaş size uzak olan sevdiklerinizin olduğu şehir daha da uzaklaşmaya başlar.

sevdiklerinize uzaklaşmaya başlarsınız,
ardından yanınızdakilere uzak kalırsınız.

sonrasında kendinizden uzaklaşmaya başlarsınız.

bir kaç ay önce otogarda ellerde zıplatılan siz çok uzağınızdadır artık.
aslında orada ki siz, hep orada kalmıştır. hiç gelmemiştir buraya. farklı bir siz vardır artık.
zaman akıp geçmez. durur.

ve sonunda

saniyeler dakikalara,
geceler gündüze,
hayatlar hayatlara,
kanlar topraklara,
karışıp kaybolur.

ve sonunda,

sizde kaybolup gidersiniz. mart ayı bitmişti artık, nisan ayının başlarındaydık.

''zor günler'' geçiriyoruz demem kadar abeste kaçacak bir cümle saçmalamak istemiyorum,
hepiniz tahmin ediyorsunuzdur zaten.

bazı arkadaşlarımızı kaybetmiştik.

onlar yanınızdayken rütbe farkından dolayı konuşmalarınızda farklılıklar olabilir,

ama onlar sizin her zaman ya ''abiniz'' ya da ''kardeşiniz'' dir. (bazı özel hususlar dışında tabii)

yanımızda değillerdi artık,

kimi al bayrağa sarılıp ailesinin yanına gönderildi,

kimisi kendini kaybetti öyle yanımızdan ayrıldı.

insan ne kadar kalabalık bir ortamda bulunsada bir tanıdığı yoksa yanlızdır derler ya o misal,

yavaş yavaş yanlız kalmaya başlıyorsunuz. per tepede geçirilen günlerin ardından, artık hareket vakti gelmişti,

tam olarak nereye doğru gittiğimiz hakkında en ufak bir bilgimiz yoktu. zaten merakta ettiğimiz söylenemezdi.

yaklaşık 200 e yakın mavi bere bölgede incin halde ip şeklinde intikalimizi sürdürüyorduk,

gittiğimiz yer hakkında ki tek bildiğimiz ''ore'' adında ki köye doğru gittiğimizdi,

bu arada yaşanılan olaylar, beklentiler falan birbirine girmiş bir çok hadisenin yanında, timimde uzun süredir durduğumuzdan dolayı bir sabırsızlık bir sinir harbi vardı.

bende ise moral bozukluğu,

bahadır ın aramızdan ayrılması sinirimi bozmuştu.
ayrıca geri döndüğümde onu nasıl bulacağımı çok merak ediyordum.

o gece köyde olanlardan sonra, üsteğmenin sinirleri tamamen darmadağın olmuş ve başta ben olmak üzere bütün asteğmenlere karşı gıcık gitmeye başlamıştı adam.

şimdi beyler bir yandan hak veriyorum, bütün herşeyin içine sıçmıştık. belkide orada biz olmasaydık bir sıkıntı çıkmayacaktı. adam bize bir gıcık olmuş ki sormayın. yüzümüze dahi bakmamakla birlikte her an bize dalacakmış gibi takılıyordu adam. adeta serseri mayın ne zaman nerede kime çarpıp patlayacak belli değil.

yaklaşık 10 tim gecenin karanlığına doğru derinden ve sessiz bir şekilde ilerlemeye başladık.
10 tim amk hepside mavi bere. karşımıza çıkanın vay haline.

tam olarak neden gittiğimizi bilmiyoruz. hatta bir ara tugaya geri döndüğümüzü zannettik.

yürüdük yürüdük yürüdük yürüdük yürüdük.

akşam hava kararır kararmaz başladık yürümeye, sabahın ilk ışıklarına kadar..

yürüdük yürüdük yürüdük yürüdük ve yürüdük..

ayaklarımız kopacak kadar yürürüdük, en sonunda karşımızda ki sivri ve çıplak kayalıklardan oluşan bir tepeye geldiğimizde durduk,

üsteğmen istirahate çekilin dedi,

tam istirahat için sırt çantamı çıkartırken seslendi;

''senin timin şu sivri tepeye çıkın orada etrafı gözle''

hayda lan amk oraya çıkmak 2 saat sürer zaten istirahat en fazla yarım saat sürecek, ben oraya çıkana kadar zaten toparlanırız ama bişey diyemiyosun ki amk. ben bir baktım ve sadece ''emredersiniz komutanım'' dedim. bütün tim küfür ede ede devam ettik, ebemiz sikildi artık ebemiz ebemiz,

hele o çıplak tepe o sivri dik yokuş, çıkmak mümkün değil amk, biri yukarı çıkar, yukarı çıkan aşağıdakini çeker sırtta 40 kilo çanta,

ölüm..

o kadar yol yürümüşüz bu kadar zor gelmedi.

biz daha tepenin zirvesine varmadan telsizden

''hareket ediyoruz inin hadi bi çıkamadınız amk'' dedi,

ben senin amk asıl.

aynen inmeye başladık. bu sefer inmesi daha zor, allah korusun biri yuvarlanacak geberip gidecez. indik tepeden birde beklememiş bile ibne,

bu sefer yetişmek için koşar adım gitmeye başladık. tabi sırtınızda o kadar ağırlıkla birlikte ona koşma denirse, bir de yorgunluğu ekle üstüne, koşma değilde debeleniyoruz diyelim.

adam bizi o sinirinden dolayı o öfkesinden dolayı, sanırım gözden çıkartmış beyler.

devam ediyoruz yürümeye allahım o nasıl bir intikal, bitmedi, akşam oldu hiç dinlenmeden yürüyoruz, ölmek üzereyim desem yeridir.

zaten artık sırtımda ki çantadan dolayı omuz diye bir şey kalmamış. kollarıma kan gitmiyor resmen.

yürüyoruz yürüyoruz yürüyoruz yürüyoruz...

bazen otobüs beklersiniz kısa mesafede olsa yürümek istemezsiniz ya hani

koyar adama bazen, lan mutfağa gitmek bazen koyar adama işte biliyorsunuz.

bana hiç koymadı o günden sonra hiç bir yürüyüş,

o gün orada bulunan kimseye yürümek koymadı bir daha. buna adım gibi eminim.

yürüdük yürüdük ve yürüdük... ölesiye yürüdük..

gözlerim kapanıyor artık. başım dönüyor. dişlerimi sıkıyorum çenem kitleniyor.

zaman menfumu yok artık.

günler geceler birbirine karışmış.

bir adım daha adım atamayacağınızı hissediyorsunuz. olduğunuz yere yığılıp kalacağınızı hissediyorsunuz.

ama her seferinde o amına koduğum bacaklarınızdan biri kendini ileri atmaya başarıyor.

bu sefer tamam yağılıp kalıcam diyorsunuz, ama o bacak gene ileri atıyor kendini.

sanki sizin kontrolünüzde değil artık bacaklarınız.

ileri... ileri... ileri... her defasında ileri atmayı başarıyor kendini.

bir an geliyor, olduğum yere bırakmak istiyorum kendimi,

yığılıp kalmak,

sırtımı yere vererek oracıkta uykuya dalmak yıldızlarda sevdiğimi hayal etmek istiyorum.

ama o siktiğimin bacakları hep bir adım daha atıyor ileri doğru kendini.

bu sefer bacaklarınıza küfür etmeye başlıyorsunuz. yanıyorlar çünkü,

hiç bir mayına basıp o siktiğimin bacaklarınızdan kurtulmak istediğiniz oldu mu?

ya da çatışma çıkmasını delicesine arzulamak?

kafanızda roket patlaması istediniz mi?

sırf kendinizi yere atmak için.

zaman akmıyor durmuş artık, güneş başkaları için açıyor sadece. siz hep karanlıktasınız. ve sadece yürüyorsunuz. bilinç kaybı yaşamaya ramak kalmış artık,
ne demiş veysel,

''erişmek için menzile yürüyoruz gündüz gece... ''

http://www.youtube.com/watch?v=SVvFJilvjas

(bahadır ve ben söylerdik bunu ıspartada intikal esnasında dinlenirken, bazen tabii) hiç bitmeyecek gibi bir yürüyüş, bacaklarım vücudumdan ayrılıp devam edecekti biraz daha sürerse,

mg3 ü kullanan askerimin baygınlık geçirmesiyle durabildik ancak.

hemen askerimizin yanına koştuk, çocuğun tansiyonu yükselmiş, bilincini yitirmiş, yürümekten.

sırt çantasını çıkarttık, hücum yeleğini çıkarttık, birlikte ki tabib koşarak geldi, serüm çıkartıp taktı, hafif bir titremesi vardı ender in.

bense öylece baka kaldım sadece.
olduğum yerde durdum.

durunca ayak parmaklarımdan kasıklarıma kadar inanılmaz bir şekilde bacaklarımda bir yanma geldi.

damarlarım patlayacak gibiydi lan.

ayak tabanlarımda ıslaklık vardı. ayak tabanlarımın durumunu düşünmek bile istemiyorum. zaten ayak tabanlarıma bakmaya kalksam çorabı yırtarak ayırmam gerekecekti derimden muhtemelen.

askerimin düşmesine bir taraftanda endişelensemde, ne yalan söyliyeyim iki dakikada olsa durduğumuz için sevindim. sadece ben bu durumda değildim ama emin olabilirsiniz.

ama ayaklarım ve bacaklarım o kadar kötü durumdaydı ki hazır bacaklarım hareketi durdurmuşken, bir adım daha atmak imkansızdı.

kıpırdayamıyordum resmen.

o esnada üsteğmen yanımızda bitti, bana hiç bakmadan direk tabib asteğmene doğru eğilip,

''ne oldu?''

''komutanım çocuk dayanamadı, serum veriyorum''

ben girdim lafa,

''hiç dinlenemedik timimle komutanım, izin verirseniz biraz istirahate geçelim, perişan olduk''

cevabı sinir bozucuydu,

''aslında seni burada bırakmak lazım, seni komando yapanı sikiyim ben''

dedi yüzüme bakarak.

evet arada küfür yerdim stresli ver gergin anlarda üstlerimden ama, üsteğmenin küfürü ederken gözlerinin içini görmeliydiniz, görmeliydiniz o gözleri,

nefret ve dahası. ölümün ta kendisi vardı o gözlerde. küfürün en tehlikeli olanından yemiştim,

nefret dolu bir bakışın arkasından gelen küfür,

çok tehlikelidir bana göre beyler.

ama artık istirahate geçecektik, başka yolu yoktu yani bana göre. ender i burada bırakamazdık çünkü, sadece biraz dinlenmek istiyorduk o kadar. tamam daha önce dinlenmiş olsaydık bişey demezdim ki zaten ender de bayılmamış olurdu.

üsteğmen yanında ki astsubaya dönerek,

''çocuklara söyle istirahat.. (doktora dönerek) ne kadar sürer kendine gelmesi?''

''45 dakika yeterlidir komutanım''

''tamam 45 dakika istirahat söyle timlere''

tamam dedim ya oh be azıcık dinlenicez dedim ki bana dönmesiyle bir bokluk olduğunu anladım,

''sende timinin geri kalanını al hakim tepe bul çık oraya''

''komutanım şey biraz dinlense..''

''sikerim dinlenmeni çıkın ! ''

''komutanım lütfen biraz dinlenelim çok yorulduk''

diye ısrar etmeye başladım ölücem lan yoksa,

http://www.youtube.com/watch?v=1b72N5BoacA arada müzik koyalım,

omzumdan tuttu bu,
''lan azına sıçarım senin çık oraya''

''üsteğmenim (komutanım demiyorum) başka bir tim çıkartın, askerim çok yoruldu çocukların hali pek iy..''

yakama yapıştı bu,

''yakarım askerliğini lan senin bak vururum seni burada''

''üsteğmenim askerin bi suçu yok, bırakın dinlensinler''

''tek başına çık o zaman lan oraya puşt''

''üsteğmenim bakın, askerin yanında ayıp oluyo yapmayın lütfen bakın..''

''ne bakın lan beni mi dövüceksin ibne, senin gibi salaklar yüzünden işimizi yapamıyoruz lan''

o esnada uzmanlar geldi aldılar üsteğmeni,

ne yapacağımı şaşırdım amk. elim ayağım boşaldı.

şimdi çıkın demişti, ama hayır mümkanatı yok çıkamam, askere bunu dersem çocuklar her biri kesilir ve yığılıp kalırız tepenin eteklerinde. tek adım atacak halimiz kalmamış artık. hiç dinlenmemişiz. biteriz timce.

uzman tamam psikopat zaten o yürürde, biz adım atacak takatimiz yok.

e yapsam ne etsem diye düşünüyorum. adam sonra çıkıp emre itiaatsizlik diye rapor tutsa yarrakları avuçlayarak yüze süreriz.

yerde yatan askerime baktım, sonra çocuklara baktım ki zaten bir kısmı yere yığılmış hareketsiz yatıyo.

sikerim lan böyle işin ızdırabını dedim, çektim timi istirahate. http://www.youtube.com/watch?v=ZlDJH1mZU4w

sırtımda ki çantayı çıkartmadan attım kendimi yere. atmak ne kelime yığıldım sanki kafama bir kanas mermisi isabet etmiş gibi beyler,

kafamı yaslayamadım hiç bir yere. zaten öyle bir niyetim de yoktu. olsa da onu yapacak gücüm.

kafam arkaya düştüğü için görüş açımda sadece gökyüzü vardı. ve gökyüzünde ki milyonlarca yıldız.

sizlere oluyor mu bilmiyorum ama, ben yıldızları gördüğümde içimi hep bir hüzün kaplar.

güzeldir yıldızlar,

karanlığı aydınlatır.

sizi uzaaak yerlere alıp götürürler. olmak istediğiniz yerlere alır götürür namussuzlar.

sizden çok uzakta ki biriyle ortak noktanızdır o yıldızlar bunu bilir bunu söyler jackal abiniz.

aynı anda bakıyorsanız eğer o yıldızlara, işte o yıldızlar size mesajlar yollarlar.

dedim içimden yağmurda bakıyormudur acaba yıldızlara?, o şehrin ışıklarına rağmen bir kaç yıldız gözüküyormudur istanbul da.

hissetmeye başladım titredim.

ölü gibiyim, parmağımı dahi oynatamıyorum.

çıkıp gelseler kafama sıkmak için en ufak tepki veremeyeceğim.

gözlerimle yıldızları izliyorum sadece. ve yıldızlara bakarken hepinizin yaptığı şeyi yapıp, sevdiğimi düşünüyorum.

gözlerimi kapatıyorum,

karşımda o..
kırmızı bir elbise dize kadar uçları rüzgarda sağa sola uçuyor (fantezi kurmayın sikerim=) ),

ama pembeye kaçıyor biraz rengi elbisenin.

parmaklarında kırmızı ojeler,

kıpkırmızı ama en sevdiğim renkler,

sapsarı uçları kıvrılmış saçlar,

masmavi gözler,

karşımda..

yüzünde küçük bir gülümseme,

kolunda ona sahilden aldığım bileklik,

gümüş küpeleride unutmamak lazım tabi onlarsız olmaz asla...

saçları rüzgardan yüzüne gelmemeli olmaz görmeyilim gözlerini,

toplamalı biraz,

gözlerinde sürmüş simsiyah kalemden.

o gözler iyice ortaya çıkmış,

ellerini arkaya atıp birleştiriyor bir anda.

yüzünde küçük bir gülümseme.

başını biraz yatırıyor kenara,

başlıyor sağa sola doğru sallanmaya,

küçük bir kız edası var, biraz şımarmış mı yoksa? evet evet şımarmış,

küçük bir kız edasıyla.

baka kalıyorum sadece,

kıpırdamak ne mümkün birader,

biraz önce istesemde durmayan ve ileri giden bacaklarım şimdi çimento dolu tenekelere saplanmış gibi.

küçük bir kız gibi masmavi gözleri,

karşımda..

ama bir sıkıntı var..

gidemiyorum ona.

kırmızı ojeleri, küpeleri, bakmaya kıyamıyorsunuz.

gideyim elini tutayım yanağında gezdireyim ellerimi diyorum,

ama bir sıkıntı var

gidemiyorum ulaşmak mümkün değil ona.

yakınımda dibimde ama gidemiyorum,

tek bir adım dahi atmıyor amına kodumun bacakları. sanki biraz öncesine kadar beni ölümüne taşıyan onlar değillermiş gibi.

sağa sola sallanıyor

küçük bir gülümseme yüzünde,

şımarık küçük bir kız edasıyla,

gideyim saçlarına dokunayım diyorum, dibimde lan şuracıkta baksanıza görmüyomusun beyler orada işte,
ama gidemiyorum ona doğru,

yakınımda karşımda, iki adım ötede lan ,

ama ulaşamıyorum gidemiyorum ona.

o hala şımarık biraz, şımarmış küçük hanım nazlı.

gel diyorum yanıma, gel biraz dokunayım sana kan gitsin soğuk pis vücuduma, hissedeyim seni gel biraz yanıma.

yok..

gelmiyor, sallanıyor sağa sola doğru,

gülüyor küçük tebessüm şeklimde.

hafif rüzgar vuruyor yüzüme, ürperti kaplıyor içimi,

dokunmak istiyorum

ama yok.

gelmiyor.

aramızda iki adım, iki adım mesafe kalmış,

ama yok.

gelmiyor.

naz mı yapıyor acaba?

yapmaz mı?

yapar tabi kız milleti işte.

gel diyorum gel, gel uleyn diye çekiyorum façayı bir anda cüneyt arkının fatma girik e bir filminde yaptığı gibi.

ama yok, keçidir biraz küçükhanım.

allah aşkına gel ihtiyacım var lan sana gel işte,

ama yok...

gelmiyor.

pisim ellerim pis, toz toprak içindeyim o yüzden mi diyorum,

cevap yok..

az sesini duyayım bari diyorum..

lütfen elimi tutayım diyorum azıcık, ihtiyacım var buna.

ses seda yok.

niye böylesiniz lan? diyorum.

niye böylesiniz? halüsinasyonlarımızda bile ızdırap çektiriyorsunuz bize, hayallarimizde bile ızdırap çektiriyorsunuz gel işte ihtiyacım var sana..

diyorum,

yok gelmiyor... gülüyor sadece karşımda.

küçük şımarık bir kız edasıyla..

nefes alıp verişim düzene giriyor,

hayaller alemine dalıyorum.

bacaklarım çimento dolu teneklerde kıpırdayacak mecalim yok.

gözlerim kapanacak artık.

ölümde böyle bişey heralde. ölüme tanışılma anı.

yavaş, sakin, efendi gibi, sayıgı, patırtı koparmadan.

diye düşünüyorum ki

karşımda gene,

gelmiyor sallanıyor gülüyor.

o kadar

ona dokunamıyorum.

yıldızlar beliriyor bir anda tepemde, biri kayıyor..

her yerim toz toprak içerisinde, kendimi kaybediyorum...

gözlerim kapanıyor..

http://www.youtube.com/watch?v=70il7WePyFY

izninizle biraz molaya geçiyorum beyler. sigaradayım. uykuya daldım mı? dalmadım mı? onu dahi hatırlamıyorum.

o kadar yorulmuşum ki, kafam arkaya düştüğü için ağzım açık kalmış,

yanağım akan salyadan ıslanmış amk.

doktorun koluma serum takmaya çalışmasından dolayı kendime geldim.

4 saattir uyuyor gibiyim. panik yaptım,

''ne oldu uyudum mu? gittiler mi?''

uzmanım da yanımda,

''yok asteğmenim, ne gitmesi?''

''ne kadardır uyuyorum ben??''

''bilmem ki 10 dakika olmuştur heralde''

on dakika mı? 12 uyuyanlardan biri gibi hissediyorum kendimi yüzyıldır uyumuşum gibi, ne 10 dakikası ya.

doktor,

''dur iki dakika, serumu takmaya çalışıyorum yardıracaksın şimdi bana kolunu''

''gerek yok takmana iyiyim ben''

''sayıklayıp duruyosun ne iyi olması, kim o kız?''

''ne kızı? yok öle bişey''

''neyse biraz dursun şu kolunda sonra çıkartıp bana getir''

dedi ve uzaklaştı.

bayılan mg3 çü askerime baktım, kendine gelmişti, bişeyler yiyordu sanırım.

doğruldum zorlukla sırtımda ki çantanın etkisinden dolayı sağa sola yalpalanarak kalkmaya çalıştım.

uzmanımın desteğiyle doğruldum. çıkarttım sırt çanta mı, içinden çıkarttım bi iki parça bişey attım ağzıma.

içim ürperdi bir anda. gördüğüm halüsinasyon geldi aklıma.

http://www.youtube.com/watch?v=_x0x9QVOoWE

buradaydı biraz önce.

dibimde.

çok özlemiştim onu.

yağmurun yanına gitmek için herşeyimi verirdim o esnada. ağlamak geldi içimden. hayatımda bu kadar sık ağlama hissine kapıldığım başka bir dönem olmamıştır heralde.

ama askerim yanımda ağlamak mı?

vur kendini daha iyi.

işte o anda bişey oldu, bir mucize,

o bana geldi beyler.

hemde o anda geldi.

ağlayamadığımı bildiği için geldi biliyorum.

yardımıma geldi.

inanılmaz bişey oldu.

gök delindi beyler,
bir yağmur bulutu geldi üstümüze,

yağmur yağmaya başladı ama inanılmaz bir şekilde,

gök delindi resmen.

yıldızlar diyorum ya size,

sevdiğinizi yanınıza getirir,

dibinize oturtur onu.

düşüncelerinize sokar bi anda.

yağmuru getirmişti bana,

yardımıma getirmişti yağmuru.

sırf rahat ağlamak için.

rahatlıkla ağlamaya başladım bende.

kimse bişey farkedemezdi çünkü

sırılsıklam olmuştum çok kısa sürede.

sırılsıklam aşıktım zaten.

yağmur dokunuyordu her yerime.

sırılsıklam bir aşık askerdim ore köyünün yakınlarında bir yerlerinde.

''yağmur'' üstüme yağıyordu..

yüzümü gökyüzüne çevirdim ki daha çok hissedeyim diye.

yağmuru getirmişti yıldızlar..

ağladım sessizce yüzümü gizleyerek, bir yandan elimde ki şeylere yemeğe çalışarak. sessizce derinden çığlık ata ata. tepemizden aşağıya yağıyordu yağmur.

dualarını gönderiyordu heralde sevgilim.

yüzüme bir gülümseme geldi ağlamanın arkasında.

üsteğmen denilen gavatın tüm dediklerini bir kenara bıraktım.

askerime döndüm, artık kalkıp kendimize gelmeliydik,

mavi bereyiz lan biz, ne bu duygusallık karı gibi, kalk kendine gel asteğmen efendi dedim içimden,

timime döndüm,

hadi aslanlarım kalkalım artık dedim,

kalktık ayağa, başladık gene yürümeye,

sabaha kadar.

ayaklarımız olmuş bir kaya, birine vursam ikiye ayırırım.

kaslarım bangır bangır bağırıyor beyler.

sabaha kadar yürüyüş,

kafam yerine geliyor yüzüme vuran sabah rüzgarlarıyla birlikte.

yağmur da yağmış,

iyi etmiş,

ama heryer oldu çamur.

üstüne üstlük ıslağız zature olacağız.

ıslağız ve etrafta uçusan ne kadar toz toprak varsa üstümüze yapışmış durumda.

g3 ü muşambaya sarmışım bir hadise esnasında yarıda yolda komasın bizi diye.

üsteğmeni kestim ileride durmuş kenarda, sabah olmuş ya yakmış sigarayı hafiften.

sabah olmuş ya yakmışız sigaraları amk 200 e yakın mavi bere,

doğu ekspresi gibi tek sıra halinde tüte tüte ilerliyoruz,

daha varmadan gideceğimiz yere yakıyoruz dağları.

öğlene doğru sonunda o siktiğimin köyüne vardık.

çıka ine çıka ine vardık siktiğimin yerine.

azımızı bıçak açmıyo, üsteğmeni kesiyorum bir ibnelik yapacak diye,

köyün etrafı düzlük arazi, k.ırakta ki nadir düzlüklerden.

açık arazi etrafı tepeler.

üsteğmen 3 tim görevlendirdi o tepelere çıkıp güvenlik unsuru yapsınlar diye,

tabi ki o 3 tim arasında bizde varız,

hayır denir mi?

desek siker bu sefer,

ama bende sikicem o hale girdik en sonunda. hadi biraz daha gayret aslanlarım dedim,

biraz daha gayret, şu tepeye çıkalım tamamdır.

bıkkınlık geldi artık, gına geldi artık, taşı toprağa dalacam sağa sola dalacam artık,

anamdan emdiğim süt burnumdan ağzımdan götümden kulağımdan geldi resmen.

sırtımda o kadar yük, kambur olacam yürü babam yürü,

yağmur durmuş ve rüzgar var hafiften, dolayısıyla buz gibi bir rüzgar yüz felçi geçirmemek için bereyi taktım kafaya, boynumda ki bezi yüzüme atkı niyetine sardım,

nefes alıp verirken ısınıyorum.

en niyatinde vardık tepeye,

allahım bir görüntü var bir manzara var size tezahür edeyim bilmiyorum, inanılmaz güzel. harika bir yer,

yayılıp mevzilendik tepeye,

etrafı gözetliyoruz, telsizle vardığımızı ve yerleştiğimizi bildirdim,

askerim geçti yerlerine, bende bir kayanın üstüne oturdum attım omzuma g3 yaktık sigarayı,

babalar dün hüngür hüngür ağlayan siniri bozulmuş çocuk gitti, yerine o manzaranın ve dağların heybedinten ötürü bir dağ eşkiyası geldi,

aslan gibi hissediyorum kendimi, dağ aslanı,

etrafım alabildiğince dağ,

k.ırak tasın oğlum dedim, vatan toprağı değil burası ayık ol. sikerler adamı. seni bunun için eğittiler.

hey yavrum mavi bere, helaldir sana bu dağlar.

yavrum benim ne havaya girdim anlatamam.

http://www.youtube.com/watch?v=M1WnupNpvok beyler ara vericem dedim, aklımdan çıkmasın diye yazdım şimdi az biraz ara veriyorum. ulan 1 paket sigarayı bitirmişim iyimi, 2 saatte vay amk. bu hikayeyi yazarken kanser olucam resmen. nası bitti çözemedim. neyse beyler, tepeye kurulmuşuz, kesiyoruz ortamı, ayaklarımız olmuş beton amk.

akşama kadar kaldık orada, sonra telsizden asteğmenlerin aşaya gelmesini istemiş yüzbaşımız hilmi, uzmana teslim ettik timi, yanımıza bir askeri aldık indik aşağıya,

gittik yanına yüzbaşının,

subaylar falan toplanmışız etrafına adam bize brifing tarzı bişey verecek belli ki,

çok şükür niye buraya geldiğimizi öğrenecez,

bakın beni iyi dinleyin dedi,

pür dikkat kesildik komutanıma,

arada üsteğmenin bana baktığını gördüm, diyorum sikicek heralde çatışmada vurucak beni adam diye düşünüyorum bir yandan korku kaplıyo içimi,

yüzbaşı dedi,

ore köyünun arkasından uzanan dağların zirvesinde haftanin kampı var. içinde bizimde bulunacağımız 3000 bin askerle kampı toparlayacağız, sabah 3 te hareketleniyoruz, hepiniz hazır olun timlerinizi hazır tutun.

vay amk. harekat boyunca ilk defa sızanları beklemeyip biz dalacaz ibnelere. http://www.youtube.com/watch?v=A6drECyhN7I

derhal timi çağırdık hemen hazırlandık, üstümüzü başımızı toparladık, hava geceleri genelde soğuk olur ama bir ısındı hava anlatamam,

zaten o bölgede tam bizim gibi, bir öyle bir böyle, manyak etti bizide bu durum amk.

çıkarttım üstümü, çektim sadece hücum yeleğini, sardım kafaya bandanayı, rambo gibiyiz amk.

şehit arkadaşlarımın, gazi arkadaşlarımın intikamını alacam o moddayım.

bir an önce başlasın istiyorum, çıkalım o amına kodumun kampına orayı sikelim atalım bu dağdan, dikelim bayrağı çekelim fotoları verelim medyaya, düşmana ibret olsun hasetinden çatlasın pezevengler.

timimle konuştum,

dedim aslanlarım böyle böyle, bu gece çok çetin geçecek, şehit olmakta var hakkınızı helal edin.

o kadar yürüyüşten sonra öyle bir gaza gelmişiz ki, tek elle çıkarım o dağa amk. sikicem ağızlarını yüzlerini.

arkamızda da 2 tim beklemede kalacak helikopter yeri olarak kullacağız düzlük araziyi,

bekleyin amına koduklarım mavi bere geliyo diyorum içten içe. yüzbaşının istirahate çekilin demesine rağmen, hepimiz tetikteyiz, saldırmasına izin verilmeyen pitpull misali, bir izin verse ters düz edeceğiz o dağı.

ne istirahati hadi sal bizi diyoruz resmen.

sal bizi bak gösterelim kendimizi sana.

saat niye 3 ü bekliyoruz ki, ya biri kaçarsa,

ya şans eseride olsa bir kaç kişi giderse ayrılırsa.

tabi nerden bilicez amk. kampın dört bir yanı dağın eteklerinden sarılmış, imkanı yok kaçmaları, nereye kaçsa bir timle karşılaşacak orospu çocukları.

bekle bekle öldük resmen, saat 3ü zor ettik,

g3 mü bir güzel okşuyorum, bu akşam yakacaz oraları diye, ben tarkan o atıl kurt sanki amk.

saat 3 oldu. harekat planını dağıttı, 2 şer 3 er timlerden oluşarak yol güzerhahımız belirlendi,

şu kadar mesafeye çıkacağız, orada bekleyeceğiz kucağımıza gelsinler diye,

biz 3 te tırmanmaya başlayacağız, saat tam 5 te de ore köyüne helikopterlerle getirilen bordo bereliler tap tepelerine atılacak. kampın anasını avradını sikecekler. oradan kaçmaya çalışanlarda hoop kucağa.

yürü lan mavi bere göstereceksin anasının amlarını o ibnelere;

http://www.youtube.com/watch?v=9TFMob4WEqE hemen harekete geçtik, istiyoruz ki bir an önce çıkalım kaçırmayalım hiç bir şeyi. aylardır günlerdir bu anı bekliyomuşuz lan meğerse.

biz güç geldi ki sormayın gitsin amk. dağa tırmanmıyoruz, zıplaya zıplaya üstlerin üstlerine gidiyoruz resmen.

sonra uzman uyardı,

''asteğmenin sakin olun açık hedef olarak gidiyosunuz''

dedim aga bu gece benim gecem tutmayın beni,

dermiyim amk. hemen konunun ciddiyetine vardık yavaş yavaş çıkmaya başladık,

sessiz sakin gitmeye başladık noktamıza doğru, heralde 60 kişiye yakınız, başımızda da teğmen hakan var.

1 buçuk saat sonra geldik mevzimize, yayıldık oraya bütün timler olarak,

biz grubumuzun en sol tarafına geçtik ve orada bölünerek 2 3 kişilik küçük kümeler halinde mevzilendik, yaklaşık heralde 200 metre civarı bir hat oluşturduk.

mg3 lerde 2 şer kişi olarak hattın kanatlarına ve ortasına geçti,

beklemeye koyulduk çıt yok.

4 buçuk civari saatler bekliyoruz,

o anda helikopter sesleri gelmeye başladı derinden.

hadi bakalım aga başlıyoruz diyorum içimden,

15 dakika sonra tepemizden geçti 2 tanesi, o pilotları düşünüyorum da hey maşallah cesur herifler.

10 dakika geçmedi uzaklardan silah ve roket sesleri gelmeye başladı, dua etmeye başladım bildiklerim dahilinde yukarıda ki askerimiz için. bekliyoruz tetikte amk. her an biri çıkacak diye, sesler geliyo dağın zirvelerinden ve devamlı helikoter sesleri,

gün ağırıyo artık yavaş yavaş,

diyorum birazdan gelirler heralde sanki 100 metre ilerdeler ya amk, heyecan işte.

devamlı da telkin ediyoruz askeri, sakin olun falan. hayır biri stres anında basar tetiğe açığa çıkarız amk.

neyse yarım saat oldu kimse yok, bir saat oldu kimse yok. hala tepeden sesler geliyo ama.

bir buçuk saat oldu hala kimse yok amk.

2 saat oldu güneş iyice gösterdi yüzünü, yukarısı yangın yeri belli devamlı helikopterler çıkıp çıkıp iniyo.

dedim hadi amk ya ne tak yemeye geldik buraya, biz çıkalım bari (yemin ediyorum allahtan emrimde bir tim var kolordu verseler bu sabırsızlıktan telef ederim koca kolorduyu)

ama yok aga gelen giden, bekliyoruz öle yatmışız pusuya,

beklediğimiz yerde patika yollar geçiyo sazlıkların arasında böle ama ufak boyda sazlıklar. belli ki buradan geçip gidiyorlar,

üzerimizde dik dik yamaçlar amk. kim bilir kaç tane mağara var. öğlene doğru artık, yani bizim gaz kaçmış sıkılmışız artık (en azından kendi adıma söyleyeyim)

bir anda böyle pata küte sesler gelmeye başladı o dik dik yamaçların oralardan falan, bir anda ama teğmen sol tarafta ki timde, baktım tek tek ateş etmeye başladı bizimkiler amk. tak tak tak saydırıyo bizimkiler,

ama benim görüş mesafemde kimse yok göremiyorum yani kimseyi,

kafayı yicem yani daha dikkatli bakıyorum yanımda ki askerime soruyorum olum görüyomusun birilerini ben mi göremiyorum falan diyorum,

yok diyo komutanım göremiyorum, telsizle soruyorum işte,

komutanım geldiler mi benim görüş mesafem içerisinde değil durum nedir komutanım diye soruyorum,

''dedi tek tük düşüyolar önümüze dedi, bende sol tarafa doğru bakıyorum amk o esnada yanımda ki asker bir basmaya başladı g3 e, ne olduğunu şaşırdım amk, bir anda yangın yerine döndü amk ortalık karayılanlar falan yıkıyolar ortalığı. bu arada biraz önce sol taraftayım demişsem kusura bakmayın o hattın sağ tarafında ki uçlardayım.

neyse babalar yıkılmaya başladı ortalık bir an ama zaten askerim bir anda davranınca tetiğe ne olduğumu şaşırdım amk ağzım burnum yamuldu resmen,

bağırmaya başladı asker,

komutanım orada orada diyo böle ateş ediyo bir yandan.

lan amk bakıyorum göremiyorum kimseyi harbiden göremiyorum ama yani ateş ediyo bizimkiler manyak gibi sarılmışlar silaha ben bi tak göremiyorum,

lan meğerse herif kayalıklara benzemek için büyük çarşafa sarmış öyle gelmiş beynini gibtiğim, ilk ateşi yiyince bir kaçı düşmüş bir kaçıda o halde atmış kendini etrafa ben taş gibi görüyorum, bunlardan biri el bombası atmaya kalkarken farkettim bende sarıldım g3 başladım oraya doğru saydırmaya amk. saydırıyorum bende ama bunlar o tepeden nasıl patır patır düşüyolar önümüze anlatamam size, yanlız tek sıkıntımız ortamıza alırız diye düşündük bir kısmı ortaya düşseede çoğunluk bizim sağ uçtan gelmeye başlayınca,

ortada mevzilenen asker pasif kaldı, hemen kaydırmaya başladık bir kısım askeri bir asker de kör bir mermi yedi düştü yere, gördüm yani,

devam ediyoruz o binlere saydırmaya ama, ateş edince g3ten duman çıkıyo ağzından bir de tepince nişan almak aynı noktaya zorlaşıyo amk.

bir öncekinde ki gibi de sabit yerde kalmıyo bunlar, koşuşturuyo muallakler. büyük ihtimalle yukarıda fena bir şok yaşamışlar tepelerine inince bordo bereliler. silahı olmayan çorapla koşturan karı gördüm yani yemin ederim ve anında indirdiler zaten bizimkilerden biri.

işte nişan almaya çalışıp ateş etmeye çalışıyorum devam lı hareket halinde bin koşuşturuyolar sonra ben nişan almam bozuluyo o esnada zaten ko çarşafladan yattı diye arada kayaya ateş ediyorum amk.

kimi vurdum kime vuramadım falan belli değil hareket edene etmeye basıyoruz kurşunu manyaklaştık yani. beyler bu çökermede yüzbaşı halil in şarkısıydı çok severdi =) neyse beyler allah allah diye diye ateş etmeye başladı benim mg3 teki ender, ama çocuğu görmeliydiniz böyle bir olay yok. allah allah allah allah allah allah allah allahd diye diye basıyo karayılana.

ben bi ara takıldım bu çocuğa yemin ederim nişan almadan ateş ediyo yani, ve allah tarafından işte vurduğunu düşürüyo vurduğunu düşürüyo çocuk görmeliydiniz o anı;

allah taktaktaktak allah taktaktaktak allah taktaktaktak allah taktaktaktaktaktak allah taktaktaktaktak allah,

dondum resmen , bu sefer endere doğru ateş etmeye başladı huur çocukları zaten ender allah allah diye ateş ediyo indirecekler çocuğu,

tespit etmeye çalışıyorum endere doğru ateş edeni ki hemen indirelim, gökhan varı on başı, dedim oğlum enderi koru alın onu oradan oğlum enderi alın oradan demeye kalmadan,

yere düştü yan yattı enderim. ben kafasından isabet aldı sandım çocuk başladım bağırmaya endeeer endeeer gökhan oğlum enderi alın oradan falan ateş etmeyi bıraktım ama yanımda ki asker saydırıyo hala, patır patır geliyolar şoku atlatan da mevzi alıp ateş ediyo bize doğru, mevzi aldığım kayaya falan isabet geliyo bazen tak tuk yapışıyo mermiler kayaya,

neyse gökhanı falan korucaz diye bastık mermimiyi bastık mermiyi roket attırdım çocuklara oraya damadağın oldu roketi yiyince bir kaçı afalladı sağa sola devrildi zaten amk. el bombası falan atıyoruz adamlar, gökhan aslan parçası aldı enderi oradan, enderin yanında da kemeri tutan çocuk var o aldı mg 3 o saydırıyo falan tabi kemeri kimse tutmayın tutukluk yaptı mg 3 bağırıyorum bende oğlum bu tarafa gelin falan bu taraf gelin, dedim time atış serbest amk elinizde ne var ne yok yıkın orayı.

roket falan ne var ne yok kusuyoruz oraya doğru enderi sırtladılar getiriyolar bende çıktım mevziden hemen belinden kavradım bende, getirdik benim kayalığın arkasına lan bakıyorum başına falan yara falan yok, omzundan yemiş yiyincede acıdan şoktan orada bayılıp yan düşmüş oğlan.

nasıl rahatladım anlatamam sizlere, enderi kendine getirmeye çalışıyoruz hemen yarasına açtım ben derin falan değil bıraktım enderi döndüm gene ateş ediyoruz. adamlar patır patır geliyo yani, ateş ediyoruz 30 metre falan var yani aramızda adamlarla ortada ki mevzilerdeki askerlerde geldi bir karayılancı daha geldi benim yanıma geçtiler kulağımın dibinden basıyo mermiye basıyo mermiye kulak zarımı orada gibti amk.

bunlar yoğun ateş altında kalınca zaten tepeleme oldu bir kaç tanesi bunların yön değiştirdiler bize doğru gelirken nası diyim işte bize göre saat 2 yönüne doğru kaçışmaya başladılar gaza geldik ya amk, bunlar kaçtığını görünce mevziden atladım neye atlıyosan peşinden arkaürecem timi, atlamadan çekti uzman beni geri yapıştım amk.

arkadalarından ateş ediyoruz, hakan teğmen de o taraftan bastırıyo yoğunluk bizim tarafta tabii, 14 tane kelle aldık, ama birini vurabildin mi vuramadım mı hiç bi tak anlmadım amk. bir bizim ender bir serseri kurşun yiyen asker yaralı o kadar başka da bir tak yok.

zaten başka yöne doğru kaçıyorlardı ama orada da timler var bu bizim muallak üsteğmenin emrinde, o sinirle amlarına koymuştur onların. ender aydınlıydı beyler onu analım onun için gelsin, analar ne aslanlar doğruyo gördü o arkaverenler orada;

http://www.youtube.com/watch?v=TRKRhuRjaDU ardından beyler, teğmen hakan bizim bölgeden gelince bunlar yukarımızda kalan tepelere top atışı istedi hani gördüğümüzden değil ama orada bir grup daha gelebilir diye, 1 saat boyunca 30 tane falan atış yapıldı tepelere, sikip attı topçularımız orayı ellleri dert görmesin.

sonra bizim ender kendin gel ben başındayım başınıda dizlerimi birleştirdim dizime koydum boynu falan bişey olmuştur diye,

baktım kendine geldi bu, bakıyo bana ama şuuru yerinde değil,

su verdim hemen yüzünü ovdum falan,

dedim koçum benim ne manyak adammısın sen tek başına darmadağın ettin ananın ellerinden öpüyorum senin koçum,

vuruldum mu komutanım dedi,

dedim vuruldun tabi taktın madalyanı aslan parçası, ama iyisin hiç bişeyciğin yok aslanım benim falan dedim,

bunun gözler parlaya parlaya bir gülüyo ki anlatamam sana ama kafası dizlerimde böyle, ağlıcam resmen sinirlerim alt üst zaten en ufak bokta ağlayasım geliyo,

alnından öptüm enderimin, serum bağladık falan, baygınlık geçirmesin diye,

dedim oğlum göndericem seni şuradan bir çıkalım dedim,

lan bu kendine bi geldi, bi hiddetlendi bu.

yok gitmem işte, niye gönderiyosunuz, birlikte dönelim komutanım noolur göndermeyin beni komutanım söyleniyo, dedim seni yaradana ben kurban olayım ben ellerinden öptüm çocuğu dedim ben neredeysem sende yanımdasın benim merak etme. teğmen hakan o tepeyi vurdurtunca topçuya oradan o gün bir daha gelen olmadı ama o kampı bildiğiniz sikip attılar yukarıda. 80 küsür tane leş bırakıp darmadağın olup gittiler ibneler.

bizde geri döndük o gece, araziye, 6 tane şehit vermişiz 4 tanesi tepede bordo bereli ne yazık ki.

yüzbaşının yanına gittim enderi anlattım böyle bölye,

çağırdı enderi alnından öptü, akşam muhabbet etti bol bol enderle.

üsteğmen falan da orada hala aynı amk,

gittim yanına bende dedim komutanım gazanız mübarek olsun,

yüzüme bile bakmadı dal yarak.

şunuda söyleyeyim 20 30 civari teröristte canlı ve yaralı ele geçirildi. var tabi bordo bereli, adamların ortasına atladı adamlar, 70 bordo bereli kampta 300 e yakın pkk lı var neden bahsediyosunuz siz beyler. bu akşamlık bitirelim beyler. soru cevap mı yada muhabbet mi onu yapalım epey yoruldum uzun uzun entryler var dı bu gece. dermanım kalmadı. bordo berelilerin hepsi okulludur ve direk özel harekat şubesine bağlıdırdlar. en düşük rütbelisi yanlış bilmiyosam uzmandır ve en az 3 yıl hizmet etmiş olmalıdır orduya. en yükseğide yüzbaşıydı sanırım.

her türlü hava şartında yetiştirilirler. mavi berelilerden farkı, mavi bere gün sayarken o adamlar orada 10 senedir varladır daha ne fark olsun. @3671 abı bordo berelıler bu kadar ıyımı adamları atıyosun kampın ortasına temızle dıyosun bu cok buyuk bı sorumluluk
bıde ender abımıze bısey olmamasına cok sevındım hala gorusuyormusun veya askerden sonra gorustun mu hıc kendısıyle.

kardeşim düğününe davet etmişti aydındaydı gidemedim annemi kaybetmiştim o esnada. bayramlarda falan telefonla o kadar. ama bir gün yolum düşerse ziyaret etmek isterim tabii.

bide şunu söyliyeyim orada o şartlarda askerlik yapmış arkadaşlar devre ve birlikte gelip dönmemişse tabii,

yani tabii görüşürler de o kadar da istemezler o zamanları hazır unutmuşken anıları canlandırmamak için. @3674road reyiz askeri muayene de neler yapıyorlar anlatsana.

kardeşim genel muayene işte heryerine bakıyo adamlar.

@3675reis şimdi osmanlıda yeniçeri neyse silahlı kuvvetlerde bordo bereli o oluyo demi adamlar evlenmiyomuş duyduğuma göre

yok yav o kadar değil efsanedir o. bizim eski sitede annemin arkadaşının kocası emekli askerdi bordo bereliydi adam. 300 adamın içine dalıp 20 30 civari teröristte canlı ve yaralı ele geçirildi dedin abi geri kalanlar sizin kucağınıza düşmesi gerekiyosa gerisi kanatlanıp uçtumu

bordo berelilerin tek başlarına yaptıkları sayı değil o operasyonun genelinde ki sayı kardeşim.

abi şu bordo berelilerden bahset hakikaten. bu adamlar nasıl bu kadar korkusuz oluyo, nasıl bir eğitim alıyo? bir de şunu merak ediyorum, hava harekatı ne kadar işe yarıyor? bizim uçaklar gidip vurup vurup geliyolar ama bu adamlar bunun haberini önceden alıyolardır heralde. e şimdi bu adamlar sığınaklarına girmişse uçaklar orayı yakıp yıksa ne olacak ki? bu iki sorumu cevaplarsan çok sevinirim.

hava harekatı sadece örgüt mensuplarını dışarıda yakalarsa işe yarar, yani mağarada ki adama ne yapıcak, bi boka yaradığı yok yani.
alıyolar tabi önceden nasıl dersen, e diyarbakırdan malatyadan kalkan uçakları görüyo oraya evleri yakın olanlar hemen gönderiyolar haberi.

birde bordo berelilerle ilgili siz ne biliyosanız bende onu biliyorum. çok iyi askerler yani bir arkadaş demiş kiralik katil diye hakikaten çok iyiler bu konuda. ama adamların işi öldürmeden etkisiz hale getirmek onu söyliyeyim. öyle eğitim alıyolar. abi bahadır o telefonda konustugu kızlamı evlendi ?

yok kardeşim başka bir kızla evlendi onunla evlenir mi ama ona istanbula dönüşte güzel bir ayar çektik onuda anlatırım. @3691 kardeşim genel muayene işte heryerine bakıyo adamlar.

yani göz falan ne var ne yok bakıyo adam sana. nası bir ortam dersen çok güzel bir ortam vücutlu vücutlu adamlar. =) nası ortam olucak olm hastane işte, baksırlı donlu bir sürü çocuk. bazen 5 er 5 er bazen tek tek alıyolar sizi, kilo boy falan işte, yoğunluğa göre değişiyo bakmaları. reyiz yakaladıkları teröristlere ne gibi fantaziler uyguluyorlar? hiç öldürdükleri oluyormu? işkence yaptıkları filan? sen gördünmü gördüysen anlatsana reyiz.

yok öle şey yapmazlar yakalarlar sadece, giderler jandarma sınır timine veyahut ilçe emniyetine bırakırlar orada fanteziler uygulanır oraya gelicem anlatıcam. gece ilçe emniyetine bıraktığımız adama komser murat vardı çok güzel fanteziler uyguladı. jackal reyis bi arkadaş soru sormuştu yukarda hikayenin arasında askerler operasyona çıkarken yanına aldıklarını kendi cebinden mi alıyor yoksa tsk mı karşılıyor falan diye. bence ikincisi ama sen yine de bizi bir aydınlat bu konuyla ilgili.

bir de benim bir sorum var abi. operasyonlar o kadar uzun sürüyor mesela bazen bir operasyonda 2 hatta 3 sıcak temas sağlanabiliyor bildiğim kadarıyla. bu şekilde olunca yanınıza aldığınız mühimmat nasıl yetiyor? hiç bittiği oluyor mu? ya da arada istirahatlerde mühimmat ikmali oluyor mu? çünkü bildiğim kadarıyla ortalama 100 mermi veriliyor genelde. uzun oldu biraz ama bu sorularıma cevap verirsen teşekkür ederim şimdiden abi. allaha emanet ol.

yok tabi ne para vermesi hepsi askeriyeden.

senin soruna gelirsek kardeşim.

evet genelde 100 mermi alıyorduk ama, bazen sıkıştırıyorduk çantaların sağına soluna ne kadar alabilirsek, birde uzun operasyonlarda mühimmat temini oluyordu tabi helikopterlerle. @3710 jöhlerin yeri belli birader götün yiyosa git sor hesabını.

yıllardır aynı yerdeler, pöhlerde orada çok denildi hesabını vereceksiniz diye ama götü yiyen çıkmadı açıkcası istersen sen bir git sormayı dene.

kimin hesabını soracaksın ayrıca 13 16 yaş arası 5 çocuğunu pkk ya satan adamın hesabını mı soracaksın. git sor. @3712 kardeşim hiç denemedim deneyenide görmedim. ama bana pek mantıklı bişey gelmiyo yani. gerek yok gibi bence. @3715 yok valla kardeşim ne hizbullah görmüşüm ne başka bişey. onlar bize mi yardım ediyomuş lan. vay amk. hiç haberim olmadı. lan sakın bunlar pkk lı salakların yeşil cübbeli gördüm diye söylendiği adamlar bunlar olmasın.=) bu akşamlık bitirelim hikayeyi yoruldum abicim soru cevap muhabbet işte. işletmeden mezun olucam, komando nasıl olucam ? komando olamasamda en taktan denen yerlerde görev almak istiyorum nasıl olacak ? her ihtimali söyle panpa..
kısa dönem olucam bunu gözardı etme ama uzunda yapabilirim doğuya kesin gideceksem

yağmurun kardeşi ata mühendis kardeşim kısa dönem hakkaride yağtı tugayda ama çıkmadı dışarı. kısa dönem yapacaksan operasyon yapan personel içinde olmassın yani.

komando nasıl olacam dersen gönüllü olacaksın. sonra eğitimlere tabii tutulacaksın başarılı olursan olacaksın komando. ama illa operasyona çıkan personelden olucam diyosan ya kısa dönemken teskere bırakacaksın yada asteğmen olacaksın ki artık asteğmenlerde öle operasyona falan çıkmıyo pek bildiğim kadarıyla. ayrıca en taktan yerde niye görev almak istiyosun lan içine bizim uzmanın ruhu kaçmış çocuğun=)

hem taktan yerde yoktur kardeşim çok güzel yerlerdir ama orada ki bazı taktan herifler var o kadar. @3725 yuh kardeşim yuh öle şey nası yapıyım lan =) bizim göğüs göğüse çatışma dediğimiz 15 20 metre yakımlaşmamızda oldu o kadar. reyiz kafa kesme gibi olaylar oldumu.

yok kardeşim öle bişey kafa kesme falan. insan orada ki adamlar. zaten bazı zamanlar kesilecek bir kafa bulamıyodun etrafta. @kısa dönemde bilmiyorum kalınıyormu askerde.

teskere bırakırken çavuşsan başçavuşlupa kadar yükseliyosun ama kıdemli başçavuş değil.

asteğmensen teskere bırakırken teğmen oluysun albaylığa kadar çıkıyosun sözleşmeli subay oluyo sanırım onlar. ama kurmay falan yok general olamazsın yani. @3739 yok kardeşim ya olur mu öle şey. o kadar iyi asker ne oluduğunu anlayıp öğrenmeden öyle ateş eder mi. bizim askeri tanır zaten ki. bordo bereli yani o. @3749 ben duymadım kardeşim. şu çok saçma değil mi sence. karakolu basarken bunlar roketli bombalı girişirler hangi volkmen kulaklığı bu sesin üstünde bir ses çıkartır bunları duymazsın sorarım.

yani doğru değil bence. @3755 kardeşim şimdi aydınlatmalar var, yani o o kadar kolay değil. dibine gelip öyle basmazlar. baskın başlar o baskın genelde uzakta askere yapılır ilk. sonra sızmalaya çalışırker en azından el bombası atmak için yaklaşırlar. @3768 ibrahim asteğmene olmuştu işte benim gördüğüm titriyodu kafanda sinek olurda kovmaya çalşırsın ya ikide bir elini öle atıyodu. ondan daha fazlasını görmedim.

@3769 olmaz kardeşim aksine avantaj bile sağlayabilir. kendinden küçüklere komutanım çekebilrisin ama devrelerinden sana gelip komutanım çeken çocuklar bile olur demedi deme=) zaten seni çavuş yaparlar yani. kısa dönem gidecek olursan.

haa askerden özellikle geç yaşa kadar kaçan adamada özel muamele çekilebilir. @3771 kardeşim zaten okuyasan o yüzden gitmediysen sorun yok. bilerek kaçtıysan sorun var. asker kaçakları için dedim. @3772 iyi kardeşim bişey olmadı. ayrıca reyis müsaade edersen bir soru sorayım, hiç dürbünlü tüfek kullanma fırsatın oldu mu? dürbünlü tüfek kullanan arkadaşın var mıydı hiç dürbünlü tüfek desteği filan aldınız mı? çünkü: bu dürbünlü tüfek olayı çok aklıma takıldı elin gibtiritaktan örgütünde bile varmış sonuçta bizde de olmalı bence.

öncelikle teşekkür ediyorum kardeşim.

1995 öncesinde 800 1000 m mesafe atış yapabilen uzun namlulu tüfeğimiz yoktu. o kadar mesafe atan. öğrenmiştim. bizim dönemimizde vardı. fakan bunlar her timde olmaz dı. yani olan timlerdede genellikle uzman kullanırdı. er olarakta acemilikte hani attığını vuran çocuklar kullanırlardı. benim timimde uzmanım kullanırdı. ama kanas değil g3 te kullanırdı. dürbünlü tüfek desteği derken sadece keskin nişancıdan uluşan bir timin destek verdiği bir çatışmaya girmedim hiç.

ama şimdi elbette ver keskin nişancılarımız ki çok baba silahlara sahiptirler diye biliyorum. yakın zamanda askerlik yapan arkadaşlar daha iyi aydınlatabilir seni bu dönem ki durumla ilgili. @3785 pusuya düştüm bir askerim şehit oldu topuğum parçalandı bende gittim apzını burnunu kırmak için daldım. anlatıcam kardeşim onları. bu akşamda devam edicem beyler hikayeye. ama misafirlerim gelicek saat 8 9 arası başlayabilirim. birde bazı arkadaşlarımız bazı sitelerde gördüklerini yollayıp sormaya başladılar. asker hikayelerimidir nedir diye öyle bi gibim bişey.

şu kadarını söyleyeyim, bizde subay statüsünde asker olduğumuz için o dönem, subaylarla yemeğimizi yerdik ve askerden farklı yemek geldiğini görmedim. bakın ilk ağız olarak söylüyorum.

ayrıca o sitede terörist kadın mağaradan teslim alınınca asker tarafından tecavüz edildi diye yazılar var. anlayın işte amk o site neye hizmet ediyo.

evet orada askerliğini iyi geçirmemiş çocuklar var bunu zaten askere gitmeyen adamlarda biliyor. ama yok efendim tecavüz etti bilmemne gibi şeylere inanmayın.

ulan ayıptır ayıp, hadi bana inanmıyosunuz. yalan söylüyo bu adam diyosunuzda o yaşamadı diyosunuzda. bana biri çıkıp bu anlattıklarımdan birini gösterip, bunu asker yaşamaz. bu duygular yaşamaz dediğiniz bir yer var mı? orada ki hele ki o dönem de görev yapmış personel bu imtihanlardan geçti. ne kendi askerini bilerek para için vurması ne tecavüzü neye inanıyosunuz siz.

ne duymak istiyosunuz. asker orada kimin kafasını kesecek, kime tecavüz edecek ulan mehmetçik lan bu peygamberin müjdelediği asker, o siteler neye hizmet ediyo bilmiyomusunuz. farkında değilmisiniz,

bazılarıda insan haklarından bahsetmiş falan. şu kadarını sorayım, anasına babasına gönderdiğimiz uzuvları kopmuş şehitler için insan hakları mahkemesine giderseniz alacağınız cevap ne olacağını biliyomusunuz?

askeri bir durumdur ilgilenilemez.

uluderede uçakların bombaladığı adamlar için insan hakları mahkemesine gidenlere söylüyoum, 33 askerimizi sıraya dizip, bakın yanlarında bırakın silahı üniformaları falan da yok sivil çocuk, o çocukları sıraya dizim üzerlerine 3000 e yakın kurşun sıkıp ardından ölmüş mü ölmemişmi diye tek tek kafalarına kurşun sıkıldıktan sonra o muallakler arasından kim gittide bunun hesabını sordu insan haklarına.

asker bile o bölgede rahat dolaşamazken kaçakçılar orada nasıl rahat dolaşıyo, bunu sorun kendinize önce, yok asker tecavüz ediyo yok asker kafa kesiyo, yok asker ölüleri dağlıyo, yok asker orada ki halka işkence ediyo, yok köy yakıyo bilmem ne,

ulan orada ki asker senin abin, baban, dayın falan filan senin gibi adam sensin hatta. sen yapabilirmisin lan öle şey.

karakola baskın yapıldığında köy içerisinden ateş alındığı olurdu, köye ateş ederken dikkat ederdi asker vatandaşa gelmesin diye.

böyle aptal saptal şeylere inanmayın siz. yok abicim de yani tecavüz ne demek lan. o niyette sapık bi adam barınamaz zaten orada bir, ikincisi hadi var bi tane lan yakalanan kadın teröriste onu yapacağına gider dağa taşa attırır midesi kaldırmaz amk, ne halde yakalanıyorlar bir düşünün. kardeşim 6 yaşıma bile tam girmeden okula başladım, hiç sene kaybetmeden, 13 yaşımda orta okul 17 yaşında lise bitti, 17 yaşımda üniversiteye başladım, 21 yaşımda mezun olup bir kaç ay sonra askere gittim, askerede eğitimdeyken 22 yaşına girdim. bu şekilde oldu. ben benim zamanımda bölgede ki personel için konuşuyorum. biliyorum bede ne taklar olduğunu. ben size bir üsteğmeni anlatıyorum, ama tecavüz eder asker falan böyle bişey yok yani. tabii ki askerin içinde de ne pislikler ne muallaklikler dönüyo. beyler gene 9 da başlayacağım toplanalım hele yavaş yavaş.

http://www.youtube.com/wa...Rs4&feature=endscreen http://www.youtube.com/watch?v=lBDz3j0iuz4

bir arkadaşımız gönderdi bunu, çok güzel bir sahne. hikaye öncesi tavsiye ediyorum. gerçi izlemişsinizdir çoğunuz. başlıyorum beyler.. http://www.youtube.com/watch?v=_diVJ1PdFhU (neşet babayla girelim geceye)

yaklaşık 25 günümüz k.ırakta geçmişti. 25 gün vatan toprağından bilmem kaç km ötede.

haftanin kampına yapmış olduğumuz operasyonun ardından, ore köyü bölgesinde bulunan araziye geri döndük,

ve araziden helikopterlerle geri gideceğimizi öğrendik.

çelik 1 operasyonu bizim için bitmişti.

örgütte çözülmeler başladığı öğrenilmiş, çoğu ırak a doğru kaçmış, örgüte büyük güvensizlik başlamıştı. çünkü bunlar yanlarında ki adamlara t.c. askeri asla buraya gelemez diye söylüyordu.

çelik harekatında ki bir kısım asker geri alınacaktı. artık o kadar çok askerin orada bulunmasına gerek yoktu.

bunu öğrendiğimde beyler, mutlu mu olayım üzüleyim mi bilemedim açıkcası. mala bağlamışız anlıyacağınız.
o esnada askerimde aynı durumdaydı.

tamam bitti(ne bittiyse amk) geri dönüyoruz dediler.

tamam dedik.

geri dönüyoruz lafını duymadan önce gururluyduk,

intikamımızı almıştık.

gidip yerlerinde vurmuştuk onları.

tıpkı onların bize yani karakoldaki askerimize yaptığı gibi ansızın çökmüştük üzerlerine...

ama onlardan tek farkı vardı.

vurup köpek gibi kaçmamıştık onlar gibi.

onlar ise bizim askerimizin yaptığı gibi mevzilerinde tutunmaya çalışmamışlardı. ayaklarına ayakkabılarını giymeden, ellerini silahlarını almadan kaçmaya çalışmışlardı.

onların çıkılamaz dediği yerlere çıktık..

girilemez dedikleri mağaralara girdik..

gelinemez dedikleri kamplarına gittik..

yapılamaz dedikleri şeyleri yaptık..

onlar gibi korkakça vurup kaçarak değil, vururarak ve o amına kodumun dağlarında daha da fazlasını vurmak için bekleyip onları arayarak.

gururluyduk..

sonra dediler ki ''dönüyoruz''.

ondan sonra sormaya başlıyorsunuz kendinize.

''tamam zafer kazandık, eee şimdi ne olacak? bitti mi yani bu kadar mı?''

aldık mı yani şimdi ibrahim asteğmenin , sezai nin ve vurulan gazi olan arkadaşlarımızın intikamını?

dizilmiş terörist cesetlerine bakıyorsunuz öylece bir çöp yığını gibi dizilmişler.

hiç bir şey düşünemiyorsunuz. en ufak bir duygu yaşamıyosunuz. gurur veya başka bişey.

burada 14 tane dizilmiş yatıyorlar.

ee ama asteğmen ibrahim ve diyarbakırlı sezai?

kafayı yiyen bahadır?

intikamını bunları vurarak aldık ama bişey hissetmiyorum?

daha kaç tanesini vurmamız öldürmememiz lazım?

bütük pkk yı 10 bin se 10 bin tanesini buraya yığsak üst üste ne olacak?

hangisinin ölümü o arkadaşlarımızın yerine koyabiliriz ki.

hiç birinin..

bunu anlamaya başlıyorsunuz..

ee o zaman..

nasıl bir zafer bu?

bunları, 14 kişiyi dizdik buraya,

hangisi iyi oldu.

mayına basıp bacağını kaybeden askerin bacağı geri mi geldi?

oğlunu kaybeden annenin acısı dindi mi?

aranızda bilen varsa söylesin.

oğlunu şehit veren annenin acısı dinmesi için kaç tanesini öldürmemiz gerekiyor?

10 bin tane terörist leşini dizsek, yeterli olur mu şehit annesi için?

size kaç tanesinin leşi yeterli olur? sordunuz mu kendinize hiç bunu?

şehit annesi;

tamam evladım 10 bin tanesi içime biraz su serpti acımı dindirdi der mi?

soruyorum işte amk size? büyün hikaye boyunca ki ilk ve tek sorum?

kaç tane lazım şehidimizin gazimizin intika mı için?

terörü tamamen kazıdık o dağlardan?

o zaman yeterli olur mu şehit anası için?

bana 14 tanesi bir şey ifade etmedi açık söyliyeyim.

o anda hepsininin leşi orada olsa yetermiydi bana?

zannetmiyorum...

eee o zaman..

arkadaşlarımı düşünüyorum.

gelmeden önce ki haleti ruhiyeme bakıyorum.

21 yaşında bir üniversite öğrencisi, bir elinden kız arkadaşını tutmuş geziniyor. dünya nın hakimi gibi.

ya şimdi, 22 yaşında bir adam, yarı kafayı sıyırmış ve yarı ölü.

bu halimin düzelmesi için kaç tane lazım bana? ben bilmiyorum bilen varsa söylesin.

o dağları düm düz etsek kime yetecek?

dönüyoruz dediler,

tamam dedik dönelim,

gidelim yerimize... http://www.youtube.com/watch?v=IVGCc1AXL3s

bırakmışız orada arkadaşlarımızı sanki.

o haldeyim..

biran önce istanbula gitmek için bir yanım yanıp tutuşurken, bir yanım da gitmek istemiyor.

orada görev yapan insan, geriye nasıl döner biliyormusunuz?

ya şehit, ya gazi, ya da sapasağlam...

ama hepsi muhakkak bir şeylerini bırakır orada.

asla dönemez o bırakılan şeyler.

kimisi fiziki olarak bir uzvunu,

kimisi kanını,

kimisi aslında çoğu arkadaşlarını,

ama hepside kendinden bir yarısını orada bırakır.

asla geri dönemez o yarın. sen ölünceye kadar orada kalır.

bizde bıraktık orada bir yarımızı, atladık helikoptere.

çelik 1 harekatı bizim için bitmişti, ama hakurk bölgesine operasyon devam edecekti.

atladık helikopterlere,

üzerimide pislik ve techizatımız dışında çok büyük bir ağırlık var.

1 saniye içerisinde aklınızdan binlerce şey geçiyor. birini tutup adam akıllı ona yoğunlaşmak mümkün değil.

dönüyoruz geriye,

patapatapatapatapata sesler beynimizin bütün damarlarını şişiriyor.

zaten orada ya derin bir sessizlik olur yada inanılmaz bir gürültü.

kulağınız artık normal seviyede ki seslere alışkan değildir.

hep uçlarda yaşarsınız.

ortası pek yoktur.

ya derin bir sessizlik...
ya inanılmaz bir gürültü...

ya derin bir boşluk...
ya büyük dalgaları andıran bir coşku patlamaları...

ya büyük bir hüzün..
ya büyük bir sevinç..

ya büyük bir özlem...
ya büyük bir yanlızlık...

hep uçlardasınızdır.

ortası yoktur.

gelgitler yaşarsınız.

sadece gelgitler.

.. havadayken aşağıya bakıp, daha önce gittiğiniz yerleri yolları arayıp bulmaya çalışırsınız.

ama başaramazsınız.

hepsi birbirine benzer.

daha önce 1000 kere geçtiğim bir yer olsun. 1001. kez geçerken tanımam.

zordur.

yüzüme çarpan rüzgardan zaten gözlerimi kısmış durumdayım.

velasıl tugaya doğru alçalmaya başladık.

tugayda inanılmaz bir hareketlilik söz konusu.

asker operasyondan dönüyor.

gelen her timi tugay komutanı bizzat karşılıyor, tek tek alınlarımızdan öpüyor.

tugaya daha inmeden o psikolojiyle bahadırı aramaya başladı gözlerim.

acaba nerededir

ne yapıyor diye.

ilk işim zaten bahadırın yanına gitmek olacak.

indik helikopterden. tugay komutanımızın tebriklerini aldıktan sonra üstümü başımı attım bir kenara,

ne dediğini hatırlamıyorum zaten duymadım adam akıllı dediklerini, devamlı helikopterler inip kalkıyor.

bahadırı aramaya koyuldum,

her yer operasyondan dönen askerlerle dolu,

inanılmaz bir gürültü var.

herkes oturmuş operasyonda yaşadıklarını anlatıyor birbirine,

heryere bakıyorum..

bahadır yok hiç bir yerde.

yavuz abiye sordum görmediğini söyledi,

hakan teğmene sordum haberi bile yoktu.

yüzbaşıma sordum oda bişey demedi,

zaten sorduklarım hep yeni gelmişler benim gibi operasyondan nereden bilecekler amk.

şans eseri baba albayın kapısının önünden geçerken aklıma geldi.

ona muhakkak gelmiştir bahadır.

kapıyı çaldım içeride bir kaç subay daha var. üstümde sadece yeşil tişört var ve künyem.

o kadar.

aklıma bile gelmedi. aslında öyle gezilmemesi lazım fakat diyorum ya operasyondan yeni gelen veya operasyona gidecek askere dokunulmaz pek diye.

bir maruzatım var komutanım dedim,

bekle evladım biraz dışarıda dedi,

kapının önüne geçtim dolanıyorum bir sağa bir sola bir sağa bir sola,
merak ettiğim o kadar çok konu var ki.
mektup, bahadır, sesini duymak istediğim kişiler. onlarca şey.

yarım saat geçmeden içeriden temiz kıyafetli 3 subay çıktı, albay da onlara bişey diyerek kapıya kadar gelmiş, ben hazır ola geçerek bekliyorum,

içeriden çıkan subaylar giderken bir taraftan bana bakıyorlar.

nası bakmasınlar pislik içindeyim birde olmuşuz kabasakal sormayın.

baba albay ;

gel bakalım evladım diyip içeri çağırdı,

yav geçtim karşısında bekliyorum bişey desin falan diye,
nasısın iyimisin hoşgeldin falan ama yok,
oturdu bu,

söyle evladım ne sıkıntın var,

dedim komutanım benim hatırlamadınız mı? hani telefonla görüşmüştük allah razı olsun yardım etmiştiniz,

bu gözlüğü çıkarttı baktı, şaşırdı,

evladım sana ne olmuş böyle? erimişsin resmen, saç sakal toz toprak içinde gel çocuğum otur şöle geç tanıyamadım değişmissin dedi,

amk zaten ben aynaya baktım daha sonra ben bile tanıyamadım kendimi gözler çökmüş bitmiş vaziyetteyiz yani,

anlat evladım nasısın iyimisin dedi,

dedim komutanım iyiyim sağolun, bir maruzatım var onu sorup gitmek istiyorum sizi meşgul etmek istemem,

sor çocuğum dedi,

dedim komutanım bahadır buraya geldi bizden önce hani benimle birlikte olan arkadaş hatırlarsınız, ne oldu biraz sıkıntısı vardı,

dedi oğlum onu diyarbakıra sevk ettim, pek iyi değildi,

nası iyi değildi komutanım nesi vardı dedim,

titreme geçiriyordu evladım, sakinleştirici veriyorduk bir kaç gün sonra baktık ilacın pek faydası olmadı, bizde diyarbakıra gönderdik 10 15 gün önce,

peki komutanım nası bilgi alabilirim dedim,

arıyarak öğrenebilirsin dedi demesine de nereyi arıyosun amk ya her yeri aramak yasak.

sağolun komutanım dedim çıktım. http://www.youtube.com/watch?v=dJPTQCjBtzo

çok merak ettim bahadır ı üzüldüm baya,

ama iyi olacağına eminim öyle geri gelecek diyorum.

traş olmak için gittim,

aynaya bir baktım azım yüzüm kaymış amk.

bom bok haldeyim,

traşımı olurken daha önce ki anım geldi aklıma,

yavuz abi beni traş ederken ki zaman.

bahadır da yanımda,

biraz kızdırmıştım onu,

üzüldüm...

şimdi dedim yanımda olsa bütün sigaramı verirdim. al derdim kardeşim benim, iç.

canım feda sana.

insanın içini hüzün kaplıyor.

yavaş yavaş yanlızlaşıyorsunuz.

traşımı oldum,

gittim mektubu sormaya umudum yok tabi,

dedim geldi mi?

yok komutanım,

ebenizi sikiyim ben sizin.

telefon açmak için gittim,

umutsuzca..

dedim açayım mı?

yok komutanım,

senin de ebeni sikiyim.

geçtim istirahate, uyku muyku yok tabi. öle malak gibi yatıyorum.

kesmedi odaya geçtik,

telsizi koyduk açtım sessiz sessiz dinliyorum radyo gibi amk.

sigarayı yaktım bir fırt aldım,

koydum küllüğe öle yanıyo sadece, bir fırt çekmişim bırakmışım.

dalmışım kim bilir neler geçiyor aklımdan.

ardından uzman girdi içeriye yanında bir kaç kişi,

asteğmenin, yeni arkadaşlar geldiler,

kalktım hemen yeni kardeşler gelmişler, çocuklar geliyo yavaştan artık,

dedim hoşgeldiniz,

dedi hoşbulduk ben asteğmen feyzullah diğeride asteğmen ilker.

gelin dedim oturun beyler. çocuklar pırıl pırıl biraz heyecanlı biraz gergin.

bahadırla kendimi hatırladım.

bizde ilk geldiğimizde öyleydik,

konuşmaya başladık.

beni böyle biraz incin görünce hafif çekindiler ne kadar aynı rütbede olsakta.

orada tecrübe çok önemlidir beyler. rütbe falan ne amk. tecrübe sizi hayatta kalmanızı sağlar.

dedim nerdensiniz agalar, dedi ıspartadan. vay dedim helal oslun.

abi dedi sende mi ordansın

dedim he ya ordanız bizde.

feyzullah nası dedi durum burada, dedim çok iyi on numara beş yıldız çok rahat memnunuz.

lafa bak nası durumlar burada. halimi görmüyomusunuz amk. biri benim okuldan mezun;

ilker, avukat çocuk. çanakkale li.

feyzullah konya lı oda trakya üni den mezun mühendisti sanırım.

yavaş yavaş yeni arkadaşlar katılmaya başladı aramıza,

2 3 gün içerisinde yeni askerlerde geldi.

benim time kütahyalı erdinç geldi,

mg3 çü olarak enderi aldık mgden omzunda ki yaradan dolayı zaten yoktu 1 2 hafta ki artık mg3 ü o omuzla da kullanması zordu.

kütahyalı erdinç..

herifi hiç unutmuyorum,

psikopatın teki.

bir kızı sevmiş kız bunu süründürüyor.

buda deli fişek zaten çatacak yer arıyor çocuk.

çok çektirdi bana.

kaç tane teğmen geldi şikayete beni azarlamaya,

bizim ki gidip gidip buna devre ayağı çekmeye çalışan başka timlerde çocuğun ağzını yüzünü eline verip geliyo yanıma.

kaç kere bağırdım çağırdım,

adam gibi konuştum,

anlattım, bak oğlum bana kızıyorlar hakim ol kendine yapma böle diye,

tamam komutanım tamam komutanım anlaşıldı komutanım tutacam kendimi komutanım..

ama yok.

birde başlarda telefon etmek te yasak ya, bu benden beter telsizci çocuğa falan dalaşıyo oğlan,

gidip ben topluyorum,

aslan telsizci,

kızancağız benim timden ne çekti be,

adamı yanımda tutmaya başladım devamlı,

ben nereye o oraya.

ağır roman filmini bilirsiniz, orada arap sado vardı, sonra okan bayülgeni yanına alıp yerine geçmesini sağladı,

o modda takılıyoruz amk. soran olursa postam habercim falan diye geçiştiriyorum.

asteğmene bak postası emir eri var. sanırsın koramiraliz ya amk.

ne yapalım o manyak ben manyak anlaşıyoruz.

o günlerde de itşe bir uzman geldi balıkesirden,

yeni böle benden 4 5 yaş büyük,

bana dostum diyo herif.

asteğmenim demiyo dostum diyo.

bakın komutanım çekmesini beklemiyorum elbette ama dostum ne lan ibne,

topmuyuz biz ne dostu.

bir gün siktim belasını oraya gelince anlatırım. bana tek komutanım çeken uzman oldu kendileri. neyse istirahat verdiler bize 3 gün tabi. takılıyoruz öyle,

bu feyzullah ve ilker de timlerine kendilerini falan kabul ettirmeye çalışıyo yani, otorite sağlamaca.

ben de erdinçleyim,

dedim anlat bakıyım deli fişek, ne bu sinir kimmiş o kız anlat bakıyım dedim,

yaa gomutanım boşverin ne anlatacam işte evlenmek istiyon anası vermiyom diyo, anama söylüyom oda olmaz diyo bana deli oluyom işte,

dedim oğlum kızın gönlü var mı sende?

var dedi gomutanım oda beni seviyo, ama arayabildiğim zamanlarda anası hep çıkıyo telefona vermiyo bana telefonu,

niye olum dedi bişey mi yaptın sen yoksa,

yook gomutanım ne yapacam, fukarayız garibanız diye işte ondan ne babası istiyo beni ne anası,

onlar çok mu zengin?

yoo deel, ama kızlarını zengin birine vermek istiyolar.

e dedim napacan olum vermiyolar baksana,

gaçıracam gomutanım, döneyim askerden ilk işim o, geçecem babasının garşısına deyecem veriyon muuuu vermiyon muuu,

gülüyorum bende eeee dedim?

ee si veriyom derse öperim elinden, vermiyom derse alır goyarım sırtıma gaçırırım gızı.

dedim neymiş bu ''g''ızın ismi bakıyım (şivesi çok hoşuma gitti)=)

fahriye dedi,

ddim olum ya senin askerliğin bitmeden verirlerse,

gomutanım valla gaçarım billa gaçarım bulurum o adamı vururum gaçırırım gızı,

lan manyak asker kaçağısın nereye arkaürecen kızı,

buraya şırnak a getiririm gomutanım, ben ellere nasıl veririm fahriye mi,

vay amk dedim içimden, lan adam çıkıp kızı başka birine verse benimde askerliğim yanacak, hem kaçıcak hemde kızı alıp geri gelicek gerizakalı erdinç im

erdinç e gelsin bu şarkı da;

http://www.youtube.com/watch?v=NwpN6yVWojw bu arada hala operasyon var k.ırak ta bitmemiş daha, devamlı haberler alıyoruz, hakurka falan dalıyo bizimkiler devam lı.

arada da yavaş yavaş normal yaşamdan haberler almaya çalışyoruz,

lan bi gün bir öğrendim fener bizimkilere 3 çakmış. 3-0 hepside aykut. vay amk. dağılmış bizim takım.

ama biliyorum yani içimden diyorum ki bizim takım en fazla 5 seneye kalmadan bir avrupa kupasını alır

(yalana gel =)=)=)=) ) neyse beyler, yavaş yavaş üzerimizde ki psikolojiyi atmaya çalışıyoruz. sağolsun erdinçte çok yardımcı oluyor aslanım.

ardından ender geri geldi, anlatamam sizlere öz kardeşimi görmüş kadar sevindim ama.

oğlum dedim nasısın iyimisin, dedi komutanım bomba gibiyim, yanımda da yeni mg cimiz erdinç var.

dedim ender tanıştırayım bak bu yeni mg cimiz erdinç paşa kendisi geçen seneye kadar albaymış, ama sıkılmış er olarak devam ediyo askerliğe,

güldük falan biraz da ender kıl oldu biraz oğlana, mg ciydi ya kendisi,

farkettim tabi ben bunu, dedim enderim kardeşimize tecrübelerinden bildiğin ne varsa öğret. yanına verdim erdinçi badisi yaptım.

arada bir kantine gidiyorum işte tv ye bakmaya, o sıralardada hatırlarmısınız bilmem seçil diye bi karı var çıktı piyasaya

uhde uhde diye şarkı yapmış,

şarkıda

beni bir gör yarap yanına al beni yarap,

lan zaten en ufak rüzgardan nem kapıyoruz manyak manyak şarkılar iyice bunalıma giriyoruz, dedim oğlum dinlemeyin şu şarkıyı lan.

şarkıda budur beyler;

http://www.youtube.com/watch?v=8VCUPhMAgnY daha operasyon bitmediği için bi bok yapmadığımız halde telefon falan yasak yani. ne olur ne olmaz, her akşam zaten komutanlarımız söylüyo ne olur ne olmaz hazır olun yani.

tetikteyiz genede.

lan bir gün odadayız gene, benim uzman da var sayko uzman, dışarıdan sesler geliyo amk, hoşgeldin falan filan,

dan dun sesler geldi kapı dibinden dedim kim bu amına kodumun malı dağıta dağıta geliyo,

kapı bi açıldı dağlarbaşı baho =)=)=)=)

vaaaaaaaay kardeşim falan nası mutlu oldum size anlatamam ama.

kardeşim dedim sarıldım boynuna, hemen çay söyledik bilmemne, 32 diş birden dışarıda, adamda ne stres ne gerginlik hiç bişey kalmıyo,

pırlanta gibi olmuş baho gelmiş, çakı gibi omzunda mavi bere falan gelmiş aslan parçası,

dedim oğlum nası oldun iyimisin,

iyiyim dedi ilaç verdiler devamlı seanslar falan hallettik çok şükür dedi, siz neler yaptınız falan diye sordu,

dedim sen yokken bizde çatıştık vurduk vurulduk bahadırım,

valla dedi yanlız bıraktım sizi çok üzüntülüyüm o konuda,

dedim kardeşim ya sen sapa sağlam döndün ya siktir et sen onu, hem senin olmaman türk silahlı kuvvetleri adına daha iyi oldu emin ol falan dedim,

uzmanla yarıldık tabi,

bahadırda o eski bahadır yani yaa olm deme öle, ya salakmısın söleme şöle şeyler falan. baya eski baho yani.

dedim oğlum sen olsan tek başına çıkardın o kampa heralde azımıza sıçardın sen,

ya oğlum deme şöle şeyler ya falan.

dedi üsteğmen nerde,

valla bilmiyorum bahadır herif kıl olmuş vaziyette falan anlattım durumu yaptıklarını falan.

bunun yüzü düştü yani,

mümkün oldukça karşısına çıkmayalım dedim.

sonra dedi ki bi sigara versene devrem,

dedim al lan al bütün hepsi sana feda dedim.

arkadan yavuz abi de geldi bizden iyisi yok.

ilker feyzullah geldi sonra,

tanıştırdım bende, dedim bu zaho fatihi baho, akıllı olun aklınızı alır. operasyon esnasında başka bir kıtada olmanız sizin faydanıza,

bu gene ya olum salak salak konuşma deme öyle, millet bişey yaptım sanıcak dedi,

bişey yaptım sanıcak diyo hala amk, keleşi herifin ağzına sokmuş götümüzden kan almış tek başına hala bişey yaptım sanıcak diyo bişey demedim tabii ki. beyler kısa bir mola veriyorum birazdan devam edeceğim. neyse beyler, devam ediyorum,

bahadırda gelmişti, enderde gelmişti, erdinç diye bir tosun paşam da vardı. eh bundan iyisi şamda kayısı.

ah birde mektubum gelse, bir de seslerini duysam arayabilsem. deymeyin keyfime amk.

tugayda takılıyorduk öyle, sonra bu bize kıl olan üsteğmen çağırmış bizi, beni ve bahadırı.

dedim şimdi yarrağı yedik heralde adam bizi kurşuna dizdirecek. okul zamanı bir suç işledikten sonra müdürün odasına gitmek vardır ya o misal.

gittik odasına, çaldık kapıyı,

girdik içeri, komutanım bizi emretmişsiniz demeye kalmadan kükredi bu,

''girin dedim lan size, çık dışarı çık''

hay amk sikicem belasını şimdi,

çıkıp tekrar girdik,

emredin komutanım dedim,

''bana bakın şimdi beni götünüzle değil kulaklarınızla dinleyin, güneyçam köyü ne gidip bir adamı göz altına alacaksınız, adamın adı şu şu'' oradan buraya getireceksiniz.

bu adamın örgütle bağlantısı var.

''komutanım dedim eskort alacakmıyız''

''almayacaksınız dedi''

sert bir şekilde ama.

lan amına kodumun piçi, o omzunda ki yıldızları sökerim götüne sokarım senin amcık diyemiyosun işte. eskortsuz nası gidicem lan 40 adam. 2 kamyonla.

''dedim komutanım, btr yle gidelim, bir sıkıntı olmasın

siktir olup gidin neyle gidecekseniz dedi,

ya göte bak, ulan gecenin 9 u olmuş pusu yermiyiz yemezmiyiz, sikinde değil adamın. elinde olsa pusunun ortasına atacak bizi,

biz görevi aldık,

ben yüzbaşıya gittim böyle olmayacak amk anlatacam durumu. http://www.youtube.com/watch?v=1b72N5BoacA

çaldım kapıyı, dedim komutanım bir maruzatım var,

olum göreve göndermesini söyledim üsteğmene sizi, ne oldu çıkmadınız mı hala?

dedim komutanım önemli bir konu hakkında konuşmak için geldim,

evladım çabuk olmanız lazım bak o adamı bu gece almamız gerekiyor.

komutanım dedim alalım almasına da, niye biz alıyoruz, sınır jandarma timi, polis falan niye almıyo,

evladım dedi bak biz sana görevi sorgula diye bişey öğrettik mi?

hayır komutanım,

ama sana son kez söylüyorum,

bu arada bahadırın yüzüne bile bakmıyo amk.

bu gece bir çok mezra ve köye baskın yapılacak işbirlikçi bir çok adam toplanacak, onlarda görevde, siz bu adamı alıp buraya getireceksiniz,

komutanım btr alabilirmiyiz, onunla çıkalım bari,

dedi ya siktirin gidin çıkın bir an önce neyle çıkıyosanız.

dedi yeni asteğmenlerden birinide alın yanınıza,

emredersiniz komutanım dedik,

yanımızda bir de başçavuşta var olayı o halledecek, istihparattan da iki astsubay var, biz gideceğiz onlarla köye, onlar alacaklar adamı getireceğiz, aslında güven eskortu gibi bişeylik yapacağız anlıyacağınız.

ilkeri çağırdım oda aldı timini,

3 kanyon 1 de btr yola koyulduk, btr de zırhlı araçtır,

timleri hemen 20 dakikada hazırladık saat 10 gibi atladık gidiyoruz,

zifiri karanlık amk,

sınırdan daha uzak bir noktada olduğu için içimiz biraz rahat, zaten k.ırak ta operasyon var burunlarını çıkartamaz ibneler.

ama insan pusu mayın falan korkuyo yani,

çıktık yola gidiyoruz, ben şöförün yanına oturdum giresunlu çocuk en arkadan takip ediyoruz konvoyu en önde btr var.

ulan bir anda nasıl gerildim size anlatamam. bir geçitten geçmeye başladık, etrafımızda ki dağın etekleri bildiğin düz duvar, ve kafamıza biri roketi çaksa sıçtık, gerildim felaket gidiyoruz zifiri karanlıkta yolda.

bir adam için şu hale bak amk. inanılmaz dik yamaçları olan bir geçit, kapalı alanda kalma korkusu olan bir adam olsa yemin ediyorum geçitten geçene kadar ölür, öyle dar.

diyorum ya tepeden birileri roketi çaksa kafamıza imkanı yok yani karşı ateş vermemiz, ki mayın döşemek için inanılmaz ideal bir yer.

önümüzde de btr var amk, içinde de bir teğmen, o kadar yavaş ilerliyor ki, insan daha da sinir oluyo amk. hadi bir an önce gidelim falan modundayız. daraldım resmen lan.

bir 10 dakika daha ilerledik şak diye durdu önümüzdekiler.

telsizden dedim niye durduk,

teğmen dedi tuzak var sanırım,

ananı sikiyiiiiim, dedim time in in in in in in in in in hemen iki tarafa yayıl hemen hemen hemen.

bir panikle yayıldı iki yana, bende bekliyorum ki birileri bizi pusuya düşürecek, bahadır da indirmiş timi, ilkere bakıyorum kamyonda duruyo hala amına kodumun salağı roketi bi çaksalar bütüm tim havaya uçacaklar, gittim kamyonun arkasına askere dedim inin oğlum falan bunlar atladılar hemen ilkere dedim inin aşağıya gerizekalımısın olum sen.

baho gene olmuş dağ adamı baho, herif eline g3 ü alınca değişiyo lan resmen.

nasıl sakin nasıl sakin anlatamam size, timi mevzi almış bu ortada elde g3 geldi yanımıza,

gelin bakıyım dedi,

lan bir rahat bu o rahatlığı sinir etti beni.

aldı bizi btr nin yanına gittik teğmenin oraya, dedim komutanım nedir ne tuzağı,

bak dedi şuraya, yolu gösteriyo bana, zaten toprak amına kodumun yolu, bakıyorum dikkatlice hiç bir bok yok.

göremedim komutanım dedim,

olum bak kenara bak dedi,

alla alla harbi körlük başladı bende sanırım,

komutanım yok dedim yani göremiyorum,

baho görmüş teğmen benide ilkeride aldı götürdü, laaaaaaaaan ananı avradını sikiyim, adamlar telli tuzak atmış ve anti tank mayını falan ne varsa yığmışlar biri bi geçse o dağ geçitinin oraya havaya uçacak btr o gürültüne kayaların altında kalacaz resmen.

komutanım nası gördünüz dedim ya, ben olsam varya siksen göremem yani, aydınlıkta teröristi zor görmüş adamım yani düşün,

dedi oğlum ondan yavaş gidiyorum ben biliyorum yani pusu olacağını,

allah razı olsun dedim komutanım.

yani düşünün en önde ben yada baho olsa sıçmışız.

hele baho olsa aaa o ne lan ip mi o diyim üzerine sürer yani sonra bütün asker 10 metre havaya uçarız kamyonlarla. istiparatçı geldi,

dedi teğmene komutanım geç kaldık, bir an önce gitmemiz lazım imha edemezmisiniz, dedi 2 saate yakın sürebilir,

içimden diyorum ki allahım ne olur intikal yapmayalım ne olur bu geçitte yürüyeceğimize bir kamyonunun el frenini boşa salıp itelim tuzağa doğru ne olur intikal yapmayalım,

teğmen dedi ben bişey yapamam adam getirteez buraya ki, imha ederken burada kimsenin olmaması lazım kayalar düşer,

istihparatçı döndü, asteğmenim mecbur yürüyerek gidicez,

senin asteğmenini sikiyim ben demek geldi içimden,

iyi dedim napıcaz yürüyecez.

10 falan var amk köye ya sikicem böle işi,

bir adam için düştüğümüz duruma bakın amk.

bahadıra dedim sen kamyonları al geri dön, teğmene eskortluk yap sonra gelirsiniz buraya, teslizden falan hallederiz artık yol temizlenince, gelirsiniz,

ben niye gidiyorum ilker gitsin dedi,

dedim en son köye adam almaya gidince ortalığı yıktın sikerim belanı bahadır al timini siktir git buradan.

neyse timi aldık ilkeri aldık ve onun timi, başçavuş ve istihparatçı astsubaylarla yürüymeye başlıcaz, teğmen demez mi bak burada tek tuzak olmayabilir bir kaç yere atmışlardır dikkat et yolda,

dedektör kullananan askerini verdi,

en önce o çocuk arkasından hemen ben ilerliyoruz amk.

ilkere dedim bak uzmanının arkasında dur attığı yerlere adım at, havaya uçup beni delirtme. tamam abi dedi çıktık yola. zaten tek ışık yok, zifiriye yakın karanlık mevcut, bide amk dik geçit arasından geçiyoruz, bir bok göremiyoruz, arada önümde ki mayıncı çocukta duruyo ya iyice altıma sıçıyorum amk,

çocuğun bastığı yerleri kesmeye çalışıyorum oralara basıyorum yani, ulan zaten elinde dedektör var, sana o mayın gelene kadar çoktan öter.

ama korku işte,

gene ilerledik bir 10 dk kadar, bu gene durdu makinayla uğraşıyo,

dedim ne oldu amk ya ne oldu gene niye durdun neyle oynuyon ikide bir dedim,

komutanım açmayı unutmuşum demez mi,

ben iptal amk.

olduğum yere yığılıp bayılıcaktım resmen elim ayağım bir anda buz kesti anlatamam size o anı beyler yani kafama mermi yemiş gibi oldum resmen o lafı duyunca. dedim lan seni vururum bak amına kodumun çocuğu sikerim senin belanı amcık falan nasıl saydırıyorum ama. aç lan şunu dedim göt oğlanı,

afedersiniz komutanım diyo,

lan bildiğiniz 20 dakikadır yürüyoruz öyle mal gibi pusuya tuzağa mayına falan gelsek varya bakırsaklarımız götümüzden çıkıcak gerizekalı herif ya.

dedim lan bak seni çeker vururum bak bulduğum ilk mayının üzerinede atarım.

açtın mı laaan diye sessiz sessiz söyleniyorum tamammı.

allahtan arkamda ki asker duymadı, duysa varya oraya yığılır kalırız bayılırız yani.

açtım komutanım dedi,

dedim bak adam gibi git öldürürüm bak seni salak pezevenk dedim. amk bahadırın biri gidiyo biri geliyo.

uzmana sayko diyoruz ya adam korkusuzluğundan sayko bunlar bildiğin şuursuz amk. http://www.youtube.com/watch?v=1b72N5BoacA

bu gidiyo önümden beyler tamam mı, allahım diyorum şu mallara rağmen eğer beni sapsağlam sevdiklerimin yanına götürürsen heralde hakikaten sevdiğin kulunum yani.

abi üsteğmene o anda hak verdim lan. insan delirir lan.

elim ayağım boşaldı resmen,

herife güven kalmadı tabi, yemin ederim ben alıcam ben kullanıcam aleti,

yürüyoruz güvende kalmadı ya, ayağıma taş geliyo hafiften toprağa gömülüyo benim kalbim yerinden çıkıyo resmen. yürüyorum yere basarken bişey toprağa gömülüp çıt çıt çıtçıtçıtçıt yapıyo dal parçası ben kalp krizinin eşiğinden dönüyorum resmen.
öyle boktan bişey ki anlatamam sizlere yani. yemin ederim 1 2 km lik düz yolu biz 1 buçuk saatte aldık,

arkamda ki istihparatçı da devamlı biraz hızlı asteğmenim biraz hızlı diyo devamlı,

çek vur amk sinirim nası gerilmiş vaziyette, hem hızlı olmak zorundasınız hemde mayın falan çıkarmı bilmiyosnuz. mayıncı çocuk var ama o zaten kendine hayrı yok, serseri mayın yani kendisi mayın amk.

mayınla dolaşıyoruz resmen allahın dağında.

neyse sağ sağlim vardık köye saat olmuş 1 buçuk falan. bizim en az 1 buçuk 2 saat önce gelmemiz gerekirdi yani,,

üsteğmenin acele edin demesi, astsubayın çabuk olalım demesi mayınlar bizim salak mayıncı falan üstümde bir baskı var ki sormayın amk. hemen köyü sardık amk, dedi astsubaylar asteğmenim siz gelmeyin biz sivil giricez alıp çıkıcaz, adamı aldığımız anda gelirsiniz bizi görecek yerde durun,

dedim ki bak geri döndürmem askeri bu yoldan, kamyonlar gelip alacak ahaliyi ayaklandırmayın uğraştırmayın beni burada.

ilkerde yanımda var adam altına sıçacak resmen.

diyo ki ban hemen alıp gitmemiz lazım buradan.

lan olum dedim nereye gidiyosun bu karanlıkta görmedin mi geçiti, olmaz ya biraz bekle ya da adamı alın evde tutun milleti galyana getirmeyin uğraştırma beni,

ilkerin uzmanıda o göt varya bana dostum dostum diyen zaten kılım,

bana geldi omzumdan tutup demez mi dostum biraz sakin ol

ben bunun yakaya bir yapışmışım hacılar o üstümde ki baskından

''dedim seni sikerim bak buraya gömerim seni amcık komutanım diceksin bana azını yüzünü eline veririm senin adam ol amına kodumun piçi ''

hemen uzmanım bitti yanımda zaten, almaya çalışıyo elimden ama nasıl yapışmışım herife anlatamam,

diyorum bende,
komutanım diceksin bana de lan komutanım sikmiyim belanı de lan falan öldürücem herifi sinirden yani

en sonunda dedi komutanım özür dilerim falan

bıraktım ibneyi dedim

bundan sonra dedim bana komutanım deme götünü keserim senin ilkere döndün,

al şunu götür dedim buradan azını yüzünü sikicem seninde dedim ilkerde şokta yeni gelmiş çocuk zaten amk.

döndüm bu astsubaya dedim abi bak sakatlık çıkıcak geri döndürtmem ben kimseyi buradan.

işte olmaz bilmemne dedim o zaman bekleyin amk kıpırdıyanı bağlarım valla buraya,

kimseyi kıpırdatmıyorum yerinden.

dedim önce yol temizlenecek öle gerekirse sabaha kadar buradayız.

yattım amk köyü kesiyoruz. istihparatçı astsubay diyo işte bak adamı elimizden kaçırırsak bunun sebebi sensin şikayet ederim seni falan e adam da haklı yani ama abi siksen dönmem ben yoldan bir daha.

bir tanesi de ayrıldı yanımızdan, meğer üsteğmene söylemiş bu ben telsizleri kapattırtım bizimkilere ses mes çıkmasın diye,

uzmanım geldi dedi üsteğmen, hay amk

emredin komutanım dedim,

dedi derhal o adamı alın dönün,

dedim komutanım yolda tuzaklar var yayan dönemeyiz yol temizlenecek onu bekliyoruz,

bu gene ana avrat küfür dedi alın dönün hemen dedi,

hay amk sikicem gelde uğraş şimdi,

döndüm astsubaya dedim bak burada bir askerim şehit ya da gazi olsun önce dedim seni vurucam sonra o piçi vurucam (köyde ki adamdan bahsediyorum)

sonra kendi kafama sıkıcam dedim. kafa gene gitti amk.

allahtan bahadır yok varya, köye süngü hücumuna kaldırır askeri yani.

bunlar hemen atladılar köye doğru tabi,

bizde bunları izliyoruz. neyse amk, bunlar girdi köye, silahları çıkartıp bellerine gizlediler,

çaldılar kapıyı, biri açtı ama görmedim kimin açtığını bunlar sakin sakin girdiler içeri,

allah allah dedim bu nası adam alma lan, herif kendi rızasıyla aldı adamları içeri,

ben hala köyü kesiyorum ses seda yok.

neyse yarım saat geçti çıktı bunlardan biri,el kol yapıyo bana gelin gelin diye,

dedim uzmana koşun hemen, erdinçi aldı yanına, koştular girdiler içeri,

bi telaşlanmaya başladım ben. ne oluyo içerde acaba. diye

sonra çıktı bunlar önde astsubay ve bizim uzman arkada diğer istihparatçı ve erdinç bi adamı sırtlamışlar geliyolar. hemen iki askerimi daha gönderdim,

yardım ettiler,

bunlar geldi ben de koştum, dedim ne oldu bayılttık adamı dedi,

e nası götürücez lan dedim adamı sen mi taşıcaksın sırtında,

ayıltıcam dedi şimdi kelepçeleyip götürücez ağzını falan bağlayalım dedim bağırmasın bari,

yok gerek yok falan diyo bu. neyse biri bunu ayıltmaya çalışıyo, biri de ayakta

dedim bu kim bu herif, bu dedi pkk lı örgüte para karşılıkda çocukları satın alıyo, bizde işte çocuklarını satan adam kılığına girdik,

dağdan inip bunun gibi evlere geliyo bu tipler orada pazarlık yapıp çocuklar için para veriyolar.

e dedim o çocukları satan adamı alsaydık bunu niye alıyoruz dedim.

dedi çocukları babaları satıyo zaten bunu alıp o adamları öğrenicez.

vay amk çocukların kendi öz babaları satıyo pkk ya yok böyle bişey.

neyse bu adam ayaklarımın dibinde ayılmaya çalışıyo, bu gözleri açtı, bi bana döndü mavi mereyi omzumda gördü şak gene bayıldı görmeniz lazımdı o anı. bunu gene ayılttılar, falan kendine geldi su verdik işte, bağladık ellerini geri dönüyoruz amk. saat olmuş 3 artık.

hayatımda duyduğum en güzel seslerden biri, bahadır, dedi geliyoruz yolu açtık vay amk bundan daha güzel bir haber alamazdım o esnada. hemen bekledik zaten bekliyoruz diye itiraz eden olsaydı azına sıçardım orada.

yarım saat geçmedi aldılar bizi geri dönüyoruz.

yol ne kadar temizlendiğini bilsenizde insan korkuyo amk.

geldik tugaya işte,

bu üsteğmen zıplıyo gene bana ne bekliyosun senin keyfini mi beklicez artismisin sen bilmem ne.

hiç cevap vermedim bağırdı bağırdı bağırdı siktir olup gitti sonra.

zor tutuyorum artık ama kendimi yüzbaşıya söyleyecem yani çünkü bi çare bulmazsa sikicem bi gün onu açık net. beyler çok yoruldum lan. zor yazıyorum artık valla beyler. dün gece de 4 gibi yattım sabah kahvaltıya gittim erkenden ölü gibiyim şu anda. kapatıyorum demiyorum da muhabbete soru cevaba geçelim ama hakikaten takatim kalmadı yazmak için 3 saattir aralıksız yazıyorum. abi 2 tane dövmem var problem olur mu komandolukta

yok kardeşim olacağını zannetmem.

abi sorum şu bugun o tugayı tekrar toplayabilseler üsteğmenidir, bahosudur, asteklerdir, yüzbaşıdır vs. vs. tekrar askerlik yapmak istermisin?

istemem ama askerim giderse onlarıda bırakmam istemem ne bileyim bilmiyorum ama gitmek istemem. benim sorumda şu: korucular askeri felan arkada çeker vurur diye efsanler felan varya... şunu söyliyim size korucuların işi çok daha zor hem aileri tehlike altında o bölgede oldukları için hemde hepsini tanıyorlar yani çok zor bi durum bizim köy korucu ordan biliyorum ... neyse soruya geçeyim korucular en az askerler kadar iyi değil mi yani sonuçta o bölgenin insanı hem güçlü kuvvetli hemde silaha ve bölgeye aşina ...

korucuların eğitimi tabii ki komando gibi değil ama adamların o coğrafyada doğup büyümeleri çok büyük avantaj, e doğal olarak silahıda iyi kullanırlar. o korucular olmasa çoğu kişi kaybolabilir o dağlarda hakları büyüktür yani asker üzerinde.

düşünsenize bizler gelip geçiciyiz adam orada yaşıyo yani onların hayatı çok daha zordur.

abi benim kolum kırılmıştı 2 kırık vardı dışda 25 dikiş var komandolukta sıkıntı olurmu pilatin filan yok ama

kardeşim eğitimde göstereceğin performansa bağlı bir sıkıntı yoksa bişey olmaz. reyiz, yağmur abladan sonra hayatına hiç kadın girmedi mi? olmadı mı bişeyler? annen teyzen illa ki yakıştırmıştır sana birilerini. ayrıca son 17 yılı kadınsız geçirmişsen en güzel yıllarını heba etmişsin demektir. senin gibi akıllı birinin böyle bir hataya düşeceğine ihtimal vermiyorum, usulünce anlat hele yaşadıklarını

girdi tabii ki kardeşim girmez mi girdi ama evlilik boyutuna ulaşmadı maalesef. @sotanin tercumani

bu arkadaşımızın askerlik yazısını okudum, şu kadarını söylemek istiyorum,

halime şükrettim amk yeminlen. one lan öle. o kadar subay general hele general çocukları, yemin ederim halime şükrettim. arkadaşlar bu akşamda yazacağım. bu akşam diğer günlere nazaran daha az kişi olcağımızdan size sadece bu akşamlık,

azrailin gözünden kendimizi göstereceğim

sonrada videoları kaldıracağım.

zaten aranızda izleyenler vardır ama izlemeyenler için bu şerefsizlerin nası pusu attığını göstereceğim.

hikayeye de devam edeceğim. akşam görüşmek üzere. arkadaşlar saat 9 9.15 arası başlıyorum, dışarıdan bir kaç bişey alıcam, rakı falan takılırız bu gece. bu gece yılbaşı tabii. o saatlerde görüşmek üzere. http://www.youtube.com/watch?v=nzPAqErvIAM

(erkin babayla 2012 son saatlerinde 2013 doğru gidenlerin aksine biz 1995 yılına doğru gidiyoruz, yanımızda olan ve olmayan tüm dostları anmak için, gelin gençler yolculuk yapalım geçmişimize doğru, canan uğruna can verenlere doğru gidelim. )

adamı köyden apar topar almıştık.

baygın olarak getirilen adamı görünce astsubaylara dönüp

abi bu adam baygın nasıl arkaürücez bunu? sırtlayıp onca yolu arkaüremeyiz hemde mayınlı arazi dedim.

adamda,

biliyorum ayıltıcam kelepçeleyip arkaürücez dedi.

e sevgi koduğum bağırmıcak mı bu adam? gibicem zaten bu kadar olay içerisinde bu derece sakin adamları kaldıramamaya başlamışım.

taşımak için gönderdiğim erdinç yanımda nefes nefese kalmıştı. belli ki adam epey ağır.
suyumu verdim erdinçe kana kana içti aslan parçası.

ardından ayaklarımın dibine yatırılmış işbirlikçi (ki biz bunlara şehir içinde olduğu için milis diyoruz) yavaş yavaş ayılmaya başladı. gözlerini açıp omzumda ki mavi bereyi görmesiyle bayılması bir oldu.

hadi dedim amk ya ayıltın şu adamı bir an önce gidelim, iyice bastırdı karanlık o geçitten geri dönmemiz lazım.

tamam tamam ayıltıyorum dedi

iki su attı, bir iki hafif tokat, ellerini kelepçeledi kaldırdık arkaü, geri dönmek için zifiri karanlığa doğru yürümeye başladık.

belli bir süre yürüdükten sonra, bahadır anons geçti,

kartal 1den kanat3e

kanat 3 ten kartal 1 dinlemedeyiz,

kanat3.. koridor temiz gelip sizi alacağız yer teyid edin,

hayatımda almış olduğum en güzel haberlerden biriydi bu. o kadar yolu yayan dönmek zorunda kalmayacaktık.

bir süre daha yürüdük geçitin girişine gelmeden önce b.t.r. ve arkasından 3 kamyon belirdi,

hemen askere kamyona binmesini söyleyerek bahadırın yanına gittim ve sarıldım can havliyle.

nooldu olm bişey mi oldu? dedi

anlatırım dedim gidelim bir an önce, ne oldu temizlendimi yol,

evet dedi temizlendi bir sıkıntı yok.

o kadar rahatlamıştım ki anlatamam.

hala aklımda o mayıncının dedikleri var,

açmayı unutmuşum

ne demektir lan bu şuursuz herif !!! aynı yoldan bu sefer ters istikamete doğru gitmeye başladık.

hala mayın tehlikesi varmış tabii.

ama ben o mayın temizlendi ya artık birşey olmaz modundaydım.

sonradan öğrendik ki 12 tane çeşitli noktalarda mayın döşemiş pezevengler. ama nasıl oldu bilinmez bize bir tanesi denk gelmişti. zaten orada görev yapanlar bilirler. denir ki ''burada herkesin bir mayını vardır bir mermisi ona denk gelmemeye çalısın'' orada sizide bekleyen bir mayın ve bir mermi var kardeşlerim denk gelmemeye çalısın.

saatlerdir gitmek için uğraştığımız yolu 1 2 saatte alıp geri döndük,

ben, ilker ve bahadır asteğmenle birlikte yanımızda astsubaylar, adamı üsteğmenin odasına götürdük.

üsteğmen özellikle bana bakarak söylenmeye başladı,

işte sen korkuyosun diye herşeyin amına koyacaktın. burada siz korkuyosunuz diye operasyon yapamıcakmıyız. zaten adam olsa sizi gönderirmiyim amk falan binbir türlü sallıyo adam bize,

durumu rapor ederek hiç bir vukuat olmadan adamı alıp getirdiğimizi söyledikten sonra üstümü dahi değiştirmeden hemen yüzbaşıya gittim beyler.

anlatıcam artık durumu canıma tak etti bunun yüzünden ölüp gidicez burada.

çaldım kapıyı, gir sesini aldıktan sonra daldım içeri,

komutanım izniniz olursa bir maruzatım var onu arz etmek istiyorum.

elinde ki raporları inceleyerek bana bakmadan ''söyle'' dedi,

dedim komutanım böyle böyle,

üsteğmenimiz bize devamlı ters davranıyor, her göreve beni gönderiyo, her intikalde beni ya arkada artçı olarak tutuyor yada en önden öncü olarak gönderiyor, tamam şikayetim yok ama devamlı bana yapmaya başladı, askerimden ben sorumluyum komutanım dedim haksızlık olmuyor mu çocuklara?

baktı bana alttan alttan,

peki sen hak vermiyomusun komutanına dedi,

komutanım anlayamadım dedim,

olum sizin yüzünüzden adamın hayatı kayacaktı resmen, o salak herifin yaptıkları yüzünden kıdem tenzili yiyordu adam zor bela durdurduk.

dedim komutanım haklısınız ama ben göndermedim ki bahadırı, size endişelerimi anlatmıştım. geri çekin ben gideyim diye.

bunu diyincede bu sefer buna geldiler o esnada amk,

benim suçum mu lan o zaman amk dedi

dicektim senin suçun tabi dalyarak, bilmiyomusun bahadırın durumunu, kafayı yemiş adamı gönderiyosun. başka adam mı yok sikik? da işte diyemiyosunuz beyler nası diyeceksiniz.

dedim komutanım ben öyle bişey demek istemedim, sadece tek maruzatım üsteğmenimizin bize karşı olan tutumu, konuşmak istesemde yanına dahi yaklaştırmıyor, bizi görür görmez tavırları değişiyor çekiniyoruz açıkcası.

bu dedi ''ee ben napıyım''

ananın amını yap diyemedim tahmin edebileceğiniz gibi,

dedim komutanım burada kelle koltukta omuz omuza vermiş çarpışıyoruz. biz üsteğmenimizden binlerce kez özür dilemeye hazırız, affını istiyoruz ne ceza verecekse versin, ama bu şekilde olmasını istemem. bize ceza verirken timimdeki askerlerimede ceza veriyor.

(ki askerde bir kişi bir bok yer herkes cezasını çeker bilenler bilir)

bu demez mi;

iyi işte sizin cezanızda bu.

bu yani cezamız öylemi, bayılana kadar yürümek, mayınlı arazide intikal yapmak, allahın dağında destek almanın imkansız olduğu bir yerde adam kaldırmak operasyon yapmak bu yani.
ulan ben askermiyim amk, gelip geçici gün sayan adamım sikerim sizin kafa yapınızı diyemiyosunuz işte.

dedim asteğmen efendi sıçtın bu askerlik bitmez burada. öyle bir moral bozukluğu yaşadım tabi ki anlatamam, korktum açıkcası gözden çıkartıldığımızı düşünmeye başladım,

timimi istirahate çektim,

bende istirahete giderken, uzmanım geldi dedi;

komutanım timden nöbetçi istiyor üsteğmen.

lan amk daha yeni geldik başka adam mı yok?

istiyormuş komutanım.

vermem dedim lan;

vermiyorum askeri sikerim onun feriştahını gelsin vursun amk dedim gittim odaya.

bahadır odada dalınca içeri bu birden ayaklandı, zaten en ufak ani tepkiyi kafamız kaldıramaz olmuş aniden dalınca odaya zıpladı bu yerinden,
o sırada da masada ki sigara paketimden sigara aşırıyor iblis, döktü sigaraları yere bir tane ağzında var bir de kulak arkası yapacak hergele.

olum dedi şu odaya şöle girme amk elimde silah olacak vuracam bak seni bi gün,

masaya yayılmış sigara dallarından biri alıp yaktım hemen,

ne oldu lan dedi.

bahadır azımıza sıçtın olum bak azımıza sıçtın yaa dedim.

ne oldu lan ne yaptım ben dedi,

dedim böyle böyle sen gittikten sonra adam bize bağladı ağzımıza sıçıyo herif, şimdide adam istiyor.

bununda moreller bozuldu tabi,

sonra dayanamadım amk napıyım,

kalktım hemen uzmanıma gittim,

dedim kaldır bizimkilerden iki tanesini erdinçi getir gelsin yanıma.

geldi çocuklar dedim oğlum yapacak bişey yok elimden bişey gelmez. kusuruma bakmayın dedim.

erdinç aslanım benim başım gözüm üstüne gomutanım ne olacak dutarız dedi,

aslanım benim kusura bakmayın dedim gönderdim bunları.

ulan emrinde ki askerde olsa insan lan bunlar.

yani bir yandan küfür ediyorum üsteğmene bir yandan sinir oluyorum.

ama yani öyle bir ortam ki kafayı yemememiz elde değil üsteğmende kendince haklı yüzbaşıda haklı bende haklıyım kendimce,

garip bir durum yani anlıyacağınız. gönderdik çocukları nöbete,

gergin bir iki gün devam eti böyle.

sonra bir haber geldi çelik 1 harekatı bitmiş,

allah asker geri dönüyor!!

yakıp yıkmış ortalığı,

zaten namaz dağında toplanan kaydırılmış birliklerin yoğunluğundan anlayabiliyorsunuz bittiğini,

48 gün beyler,

48 gün dağlarda çakal kovalamak ne demek?

48 gün boyunca, 35 bin asker 10 bine yakın korucu, o dağları darmadağın etti bu çocuklar.

500 küsürünü teröristi etkisiz hale getirmişler.

ama harekat boyunca 64 tane şehidimiz var.

değil 500 tane 5 milyon tane ölse o it sürülerinden hanginize yetecek?

hiç kimseye...

allah hepsine gani gani rahmet eylesin.

üsteğmen ibrahim, diyarbakırlı sezai.

üsteğmen ibrahim benden 8 yaş büyüktü, aradan yıllar su gibi aktı geçti, o hala 29 yaşında,

ama ben 40 yaşıma dayanmışım artık. fakat hala abim.

50 yaşımda da öyle olacak. 29 yaşında olacak o ama hala abim olacak.

1992 de üzümlü karakolunu basan hainler yüzünden şehit düşmüş jandarma komando er zekariye gözyuman ın cebinden çıkmış komado şiiri,

artık bütün komandonun şiiri haline gelmişti 3 sene içerisinde. karakollara yazılıyordu o vasiyet şiiri,

hala da öyledir eminim,

http://www.youtube.com/watch?v=qBDAeHxE9mQ

komando vasiyet şiiri;

olur ya bir çatışmada ölürsem..

arkamdan yas tutmayın
bırakın toprağımda rahat uyuyayım..

bedenimden üniformamı çıkarmayın,

onlar benim gururumdur
ölünce kefenim olacak

başımdan mavi beremi çıkarmayın,

o benim şanım şerefim olacak.

ayağımdan botları çıkarmayın,

onlar nice yollar aşacak
sırat köprüsünden geçecek.

elimden tüfeğimi almayın,

o benim namusumdur
mezarıma sembol olacak.

yaramın kanını silmeyin,

ahirette hesabı sorulacak.

göğsümden kör kurşunu çıkarmayın,

o benim madalyam olacak. http://www.youtube.com/watch?v=K5Wr7QZdHsE

buruk bir sevinç yaşadık tabii,

sanki herşey bitmiş terör belasından memleketimiz kurtulmuş gibi.

burukta bir sevinç olsa dedim ya sevinçler ve güzel şeyler çok uzun sürmez diye.

hemen bitti zaten o buruk sevincimizde.
yani nası anlatsam, nası tezahür etsem bilemiyorum,

sevinemiyorsunuz, utanılacak birşey orada sevinmek öyle hissediyorsunuz.

arkanızda arkadaşlarınızı bırakmışsınız ne sevinmesi diyorsunuz.

olmuyo işte amk.

askerden sonra da sevinmek adama koymaya başlıyor bazen.

ayıp bişeymiş gibi.

halbuki bir insanın en doğal hakkıyken ve hep sevinmesi ve mutlu olması gerekirken sevinemiyorsunuz. gülmek ayıp bişey gibi devam ediyorsunuz hayatınıza.

bitmişti harekat.

sadece harekat.

ancak daha önümüzde aylar var.

bittikten sonra komutanlarımız demişti zaten,

sadece harekat bitti beyler şimdi bunlar intikam için kuduz köpek gibi saldırmayı deneyecekler. dahada hazırlıklı ve tetikte olmak gerekir.

dedim ya orada güzel şeyler pek uzun sürmez diye. o hesap.

harekat bitmiş, namaz dağında, kaydırılmış birlikler toparlanmaya başlamış gidecekler.

1 gün geçti bittiği haberini aldıktan sonra.

binbaşımızda gelmiş operasyondan.

izin almak istedim.

komutanım ailemi arayabilirmiyim diye.

arayabilirsin artık dedi,

ama ne mümkün amk. vergi dairesinde kdv ödemelerinde ki son gün ya da üniversite harçlarının ödenmesinde ki son günmüş gibi, boydan boya sıra var.

her asker ailesini arayıp haber vermek istiyor.

yaşadığını söylemek istiyor.

her arayandan aynı cümle tek bir cümle;

''merak etmeyin biz orada değildik, başkaları oradaydı benim rahatım yerinde''

herkes aynı şeyleri söylüyor.

''biz orada değildik''

ulan kim oradaydı peki, kimse orada değil madem.

ailelerde inanmıyordu belki ama elden ne gelir karşılıklı olarak bir nebzede olsa kafaların rahatlaması lazım.

zaten o telefonda sesini duyan annen baban sevgilin her kimse işte.

milli piyangodan 124 trilyon çıksa o kadar sevinmez heralde.

can bu can. başka bir şeye benzer mi hiç?

her telefondan gelen çığlık ağlama sesleri.

bu seslere verilen aynı tepki,

''ya tamam ağlama ama lütfen''

orada ki personel ne ağlar istediği gibi ne güler kahkaha ata ata.

hepsi gizli yapılır.

ayıpmış gibi.

en insani duygular ayıptır onlar için.

ağlayamazsın!

neden?

askersin sen ağlayamazsın!

gülemezsin !

neden?

şehit arkadaşların var gülmek yakışmaz bize!

öyle geçer hayatın...

sabırsızlanıyordum aramak için.

tugay zaten ana baba günüydü, operasyondan dönen askerler subaylar astsubaylar helikopterler araçlar, yıkılıyor ortalık.

sırayı görünce geri döndüm,

baş telsizse gittim, telefon açmak için, ama ne mümkün amk içerisi subay kaynıyor.

geri döndüm,

bahadır da telaşlı, belli oda telefon açacak sabırsızlanıyor.

ne olur bekleyin rahatlayınca açarsınız demeyin.

bir operasyon çıkar 1 hafta daha arayamazsınız.

orada telefon açan asker bilin ki en değerli zamanında size ayırıp açıyor telefonu.

en fazla 15 dakikası var.

bırakın istediği kadar konuşsun çocuk sizinle. yerinde duramıyordu bahadır.

bişey sorucam dedi sana,

sor dedim,

arasam mı ya kızı sence?

dedim niye arıcaksın ne duymak istiyosun ki gene yüzüne telefonu kapatacak moralin bozulacak arama boşver.

ya olum belki o anda bir sıkıntısı vardı o yüzden öyle konuşmuştu bilemeyiz ki, ya bana ihtiyacı varsa?

bak bak lafa bak ya bana ihtiyacı varsa, yemin ediyorum barış manço nun bir şarkısında diyor ya;

''bu erkeklerin günahı kız sizlerden sorulacak''

hakikaten öyle.

ulan ne aciz varlıklarız şunlar karşısında.

adam komando lan. 1 ay olmamış daha herifin ağzına keleş namlusunu sokmuş adam bu. hakikaten garip. erkeklerin yaradılışında var bu lanet, kadınlara karşı bir lanetimiz var resmen.

bahadır dedim arama boşver.

arıcam abi bir daha öyle yaparsa tamam aramam o zaman.

olum dedim gözünü seviyim bak bir daha öyle şeyler yaşamayalım allahını seversen.

yok abi yaşamayız ya iyiyim ben o sıralar herşey üst üste gelmişti.

üst üste geldiği dediği şeylerde tepemizde roketler falan patlıyo yani o amk gayet normal bişey gelmiş gibi anlatıyo herif.

sen bilirsin dedim ama gene o moda girersen ne yardım ederim ne yüzüne bakarım.

tamam lan tamam dedi güldü sarıldı falan bir sigara at bakıyım falan dedi,

bütün maaşım senin sigarana gidiyo al iç geber amk dedim.

lan bir yandan da deli gibi telefon açmak istiroyum, bu böyle olmıcak dedim, gittim girdim bir şekilde ulaşabildim telefona,

hemen yağmuru aradım önce,

arkamız asker dolu askım sevgilim falan demek pek kolay değil, hemen arayayım da aradan çıksın,

çalmaya başladı telefon,

çalıyo çalıyo çalıyo açan yok.

kafayı yicem açmadı kimse,

e işten ayrılmıştı evdeydi hani,

nerede ki bu?

(aklınıza gelmiyor beyler belki pazara gitti amk bişey almaya gitti ama asker düşüncesi işte hep beni beklesin telefonun başında istiyosunuz)

bir daha aradım,

çaldı çaldı çaldı...

yok amk açan.

bir daha aradım,

artık arkamdakilerde homurdan ma başladı döndüm susun lan!! diye bağırdım ses biraz kesildi.

gene çaldı çaldı..

açan yok.

kimse yok evde.

lan nerede bunlar.

15 dakikam var 10 dakikası armakla geçti ama nafile.

kimse açmadı teli. dedim annemi arıyayım bari,

arıyorum orada da açan yok.

haydaa sikicem ama artık bu işi nerde lan bunlar.

bir daha aradım çok şükür dedem açtı teli.

dedi oğlum nasısın nası oralar..

ama patırdı gürültü kopartmadan adam emekli başkomiser neler olup bittiğini az çok biliyo zaten.

nasısın iyimisin,

arada ses titriyor ama hissedebiliyosunuz, o kadar zaman kulaklarınızla en ufak çıt sesini dinler olduğunuz için kavrayabiliyosunuz ses tonunda ki titremeleri.

oğlum, çok kötüymüş oralar haberler geliyo, nasısınız?

iyiyiz dede dedim sen merak etme sıkıntımız yok çok şükür, bitti zaten harekat ondan aramadım sizi yasaktı.

biliyorum evladım dedi annen her gün 2 kere aradı ama izin vermediler.

dedim dede annem nerede kimseye ulaşamıyorum, yağmurlarıda aradım kimse açmadı,

dedem başladı kem küm etmeye,

oğlum annen işte dışarıda pazarda baban işi varmış çıktı, bende namaz kılıyodum o yüzden yetişemdim açamadım,

dede yağmurları biliyomusun? aradım ama ulaşamadım.

lan dedem nereden bilecek amk, soruyorum işte öle ufak bir haber almak için kapıda ki nöbetçiye sorarım yeri gelirse yani.

oğlum iyi o dedi merak etme.

dışarıdadır annesiyle görüşüyo annen zaten sık sık.

nası yani dede görüşüyo mu annem onlarla?

evet oğlum sık sık telefonda görüşüyorlar arada gidiyo yanlarına,

anaaaaaaa..

dedim içimden aileler anlaşmışlar heralde, arada görüşmeler başlamış kesin evlenicek benimle dedim,

garibim işte ne yapsın aklına bile gelmiyor ki başka bir durum olabileceği, http://www.youtube.com/watch?v=ronSxMaF59Q

dede dedim anneme söyle yağmurada söylesin aradım onları merak etmesinler tamam mı?

tamam kızanım merak etme sen, ben söylerim sen kendine dikkat et,

ellerinden öpüyorum dedem babamada çok selam söyle kardeşimide öp benim için,

tamam koçum sen merak etme. dikkat et sen kendine.

diye kapattık teli..

lan kalbim nası küt küt atmaya başladı,

arkamdaki askere sarıldım resmen.

oluyo lan bu iş dedim,

annem, yağmur, aysun teyze buluşuyolar belkide evlenme planları yapıyolar çeyiz falan,

allahım geri döner dönmez evlenicem falan diyorum içimden.

mutluluktan uçucam amk.

işte böyle bir durum olunca ölmiyeceğinizi anlıyosunuz.

yani en azından intikalde falan daha dikkatli oluyorsunuz vurulmamak mayına basıp ölmemek için.

evlenicem olum boru mu..

evimin kadını çocuklarımın anası olacak, vay bee hey gidi hey,

koştum bahadıra, olum dedim lan evleniyorum galiba lan,

hayırdır kardeş talibin mi çıktı istemişler mi seni annenden,

dedim lan ne diyosun,

annemle yağmurlar birlikte takılıyorlarmış, heralde çeyiz falan lan dedem söyledi olum evlenicem sanırım sonunda.

vay kardeşim tebrik ederim şahit yaparsın beni artık,

dedim olum yapmazmıyım tabi ki yaparım,

nası hayaller ama,

gelin arabasını hayal ediyoruz,

bahadır diyo ben kullanırım arabayı dimi,

diyorum araba senin köpeğin olsun,

diyo düğününde ankara havaları çalarız dimi,

dedim lan niye çalıcam ankara havası,

e benim yarı angaralıyam gardaşkk dedi şivesiyle koptuk resmen.

olum evlenicektim lan. bir erkek evleniyo diye ne kadar sevinir bilmiyorum ama ben çok sevinmiştim.

ruh halim 360 derece tersine döndü o an,

sonra üsteğmen geldi bir anda içeri,

ne oluyo lan gülüyosunuz bu kadar,

dedim komutanım evleniyorum,

dur bakalım daha çok günün var o kadar sevinme,

orospu çocuğu.

ama o anda heyecanımı sevincimi istesede alıp götüremedi pezeveng..

dedim lan sana inat ölmicem burada. çok gürültü çıkartıyormuşuz,

kapının önünden geçerken duymuş,

yavşak bütün tugay yıkılıyo amk.

adam bize karşı felaket tavır almış durumda, nefes alıp vermemiz batıyo artık.

ilker le feyzullah girdi içeriye,

aramışlar onlarda moraller bombok tabii, ilk defa anne baba sesi duydu çocuklar.

telkin ettik bahadırla.

arkasından teğmen hakan geldi,

onada anlattım durumu,

çok sevindi oda nişanlı zaten

belki birlikte yaparız düğünü dedi,

dedim komutanım harika olur valla.

gülüştük,

yavuz abi girdi içeri,

o arayabilmiş,

yüzü nasıl gülüyor adamın. aramış kızı konuşabilmiş. 2 dakika yanlızca sonra ayla kapatmak zorunda kalmış annesi gelmiş.

o bile yetmiş adama.

sesini duydum çok mutlu oldum dedi,

onada anlatım durumu, içeri çay getiren askere bile anlatıcam artık o kadar mutluyum ki.

annemle buluşmalaranın sebebi başka ne olabilir di ki amk?

kız hastaneye kaldırılmış annemde o yüzden onların yanında olduğu nereden aklıma gelicek amk?

sonra erdinç girdi içeri,

gomutanım bişey diyecem,

lan oğlum dedim bişey diyecem ne maruzatım var desene,

diyemiyom gomutanım dedi dilim dönmüyo ona,

dur dedim geliyorum, çıktık dışarı odadan birlikte,

attım kolumu omzuna, moralim üst seviyede,

he söle dedim koçero nedir?

gomutanım sıra bana geldi sıramı aldılar telefon konuşmasında,

nası aldılar lan dedim sıra sende değil miydi?

bendeydi gomutanım 1 saattir bekliyorum tam arıyacam bir kere çaldı açmadı kimse bir kere daha çaldı gene açmadı bir kere daha arıcaktım arkamda ki dedelerden biri tutup attı omzumdan.

lan oğlum savunsaydın ya hakkını,

gomutanım istesem ağzını burnunu gırardım ama sen dedin ya olay çıkartma diye,

dedim enderi çağır buraya.

aydınlı efe ender babayiğit çocuk amına koyar ortalığın valla,

geldi bu dedim ender al erdinç i sırasını almışlar çocuğun git yardım et.

bişey diyen olursa beni çağır.

neyse gittiler bunlar,

geri geldiler biraz sonra,

ender diyo komutanım arka sırada ki asker sıkıntı çıkartıyo bu sefer.

kimin timinden dedim o asker,

bahadır asteğmenin,

gittim baho nun yanına,

dedim reiz gel benimle,

ne oldu dedi,

seninkiler benim çocuklara dalaşmış,

gittik sıraya anlattım durumu böyle böyle

çocuklar bakın çocuğun sırası hak yemeyin falan,

işte komutanım bizimde zamanımız dar falan bişeyler diyolar,

bahadır girdi araya,

dedi bu askeri en öne alın zaten onun sırasıymış bunu yaparsanız hepinize (benden bahsediyo) asteğmeninizden bir dal sigara,

haydiii alkış kıyamet kopmaya başladı helaaaal falan,

1 karton sigara verdim ve yetmedi yani borçlu kaldım amk.

sadece bahadırın timinden değil duyan gelmiş duyan gelmiş amk.

ebeni sikiyim bahadır senin ebeni. tabii bu arada mektubu almayı artık ölesiye arzuluyorum.

malatyadan ne zaman gelir en ufak bir bilgim yok.

izin verseler yürüyerek gidip ben alacam artık.

erdinç in sıkıntısını hallettikten sonra döndük,

o sırada teğmen hakan bir geçit töreninden bahsediyordu.

dedim komutanım nedir bu geçit töreni?

harekatın bitmesinden dolayı bütün devlet erkanı karşısında malatya da bir geçit düzenlenecek.

dedim ne?

malatyada mı?

komutanım bende gelemezmiyim mektup var biliyosunuz.

mümkün değil dedi, ama ben gidiyorum istersen alıp getireyim?

dedim komutanım kulun köpeğin olurum bu iyiliği bana yaparsan.

yaparım tabi oğlum niye yapmıyım dedi.

ismini gelecek adresi falan hepsini yazdım.

komutanım ne zaman dönersiniz dedim,

4 gün sonra falan burda oluruz dedi,

komutanım aldığınızda mektubu elinize haber verin ne olur.

tamam dedi denerim merak etme ama bizzat kendi ellerimle getiricem sana mektubu söz.

abi 1 aydan fazla olmuş mektubu bekleyeli,

ama 4 gün ölüm gibi geliyo amk.

şimdi istiyorum yani şu anda gelsin istiyorum.

çok merak ediyorum, evlenme teklifimi kabul edecek lan baksanıza herşey besbelli yani aileler iç içe girmiş artık alıcam kızı başka yolu yok!!

1 veya 2 güne toparlandı malatyaya gidecek birlikler yolcu ettik.

heyecanım hat safhada artık mektubu alacam ya.

sonra yüzbaşı çağırdı bizi odaya.

dedi bu topladığımız adamları ilçeye götüreceksiniz polise teslim edeceksiniz,

komser murat var ona verin gelin.

kolay ve basit iş amk.

evlenicem ya o an istese git namaz dağına çık gel onu da yaparım.

neyse ben timi hazırlıyorum.

bir tim eşlik edecez adamı götürecek astsubaylara.

polise de niye teslim ediyosak,

terörle mücadele.

o zaman siyasi şubeydi sanırım belki yanılıyorda olabilirim. http://www.youtube.com/watch?v=zbzAWlZDPrw

hazırladım ben timleri, saat zaten öğlen daha 11 falan.

diyorum içimden çabuk çabuk gidelim de bir an önce karanlığa kalmadan dönelim geriye,

ilçe girişinde de polis karşılıcak bizi onlarla birlikte gidecez ilçe emniyetine,

neyse önümüzde zırhlı araç, astsubaylar ve adam içinde, arkalarında biz çıktık yola,

hava baya güzel, artık bahar ayındayız ısınmaya başlamış yavaş yavaş ortam,

harala gürele gidiyoruz zaten yol yok bişey yok. ben gene önde oturmuşum,

yarım saat falan ilerledik, kontrol noktası var karşımızda durdurdu bizi,

uzman vardı, geldi yanıma,

dedi asteğmenim ileriye mayın atmışlar biraz beklemek zorundasınız,

ya sikicem artık bu mayınları amk, en basit işi bile yapamaz olmuşuz resmen.

hayır zaten anlamıyorum ki amk, adamı polise teslim etmek için biz niye gidiyoruz, hep bu yavşak üsteğmenin işi diye düşünüyorum.

dedim var mı zaiyat falan,

yok dedi önceden fark edildi o imha edilecek,

ne kadar sürer dedim,

çok bişey sürmez asteğmenim ekip geldi zaten, 1 saate açarız yolu.

1 saat mi ebenin amı. indim araçtan askeride indirdim, astsubaylardan biri indi,

abi dedim senin işte bir cenabetlik var. bu adamla bir işin olunca devamlı mayın döşüyolar yolumuza dedim,

biliyorum zaten özellikle yapılıyolar,

dedim nası özellikle yapıyorlar?

adamı ortadan kaldırmak istiyorlar ötmesin diye,

e dedim niye mayın pusu atsalar ya kamyona,

atmazlar harekat daha yeni bitti güçlerini toparlamaları lazım öyle kolay iş değil o, zaten özellikle harekat esnasında yaptık burunlarını çıkartamasınlar diye,

vay amk bildiğin hedefmişiz haberimiz yok iyimi. gerildim amk ben tabi, uzmana gittim, uzmanım açılmadı mı artık yol demeye kalmadan, bir patladı bu mayın amk yer yerinden oynadı resmen,

yer altımdan kaydı bildiğiniz resmen,

herifler öyle bir tuzak atmışlar ki o tuzağa girsek en ufak bir parçamızı bulamazlar amk,

uzman hemen telsize davrandı falan benim kulaklar sikildi resmen, çok uzağımızdaydı ama böyle derinden gelen bir gürültü yok yani.

kulağımı ovmaya başladım ben, uzman da döndü bişeyler diyo,

dedim amk ne diyosun anlamıyorum,

komutanım 15 dakikaya çıkabilirsiniz temizlendi yol,

hay canına kurban dedim hele şükür,

bindirdim askeri kamyona 15 dakika sonra çıktık tekrar yola,

tuzağın imha edildiği yere geldiğimizde etraf tabi asker kaynıyo,

yoldada baya bildiğin krater oluşmuş amk, adamlar işini şansa bırakmıyor yani. http://www.youtube.com/watch?v=6fKQs7u0JHI

devam ediyoruz yolda, ama tırsmış vaziyetteyim, adam dedi ya özellikle bize yapıyolar,

allahım dedim evlilik arifesindeyim allah aşkına bişey olmasın gözünü seviyim,

çok şükür bir bok olmadan ilçeye yaklaştık zaten, özel harekatçılar karşıladılar,

dediler bizi takip edin, adamı şu sivil araca alıcaz,

meğer amk ahali bizi bekliyo ilçede direk zırhlı araça girişecekler bunlarda o sivil otoyla sokacaklar çaktırmadan.

neyse amk, yavaş yavaş girdik ilçeye, bir taş yağmuru başladı anlatamam size, mermi gibi taş atıyo herifler, tak tak etrafımızda patlıyo,

direk polis çevirdi zaten etrafı, bizim cam bir patladı amk, allahtan bir yerimize gelmedi, dedim durdur kamyonu dur amk askere dedim in aşağıya mavi bere görsünler. içimden diyorum amk kim lan bu adam bütün millet burada, baktım polis havaya ateş ediyo, bende sıktım bir iki tane belimdeki silahımla,

asker amk bir gerildi,

bizim uzmanda bağırıyo bizimkilere,

indir lan silahı silahı indir emniyete al silahı,

ahali bildiğin yıkıyo ortalığı amk, hepside genç çocuk polis panzeri falan suluyo bunları devamlı ve poliste arada ateş açıyo havaya,

bizde zaten silah sesi duymayalım gaza geliyoruz hemen,

neyse ben astsubaylarla içeriye girdim askeride aldım içeri,

komser çocuk var benden 4 5 yaş büyük, böyle kabasakal amk, boğazlı lacivert kazak var üzerinde tam tem herif. ağır rahatsız zaten, elde tespih bir elde telsiz falan. zaten askerlikten geleli adam 2 yıl olmamış, askerliği tuncelide yapmış dönmüş şırnak a vermişler adamı.

hoşgeldiniz dedi bu,

gelin dedi, emir verdi alın dedi bunu odaya,

geçtik odasına, dışarısı felaket ama amk. ben zaten en ufak olaya gelemiyorum çok gerildim bildiğiniz. lan ben devamlı dışarıyı dinliyorum bunlar çok sakin adamlar zaten devamlı bunlarla iç içe amk.

cam kırılma sesleri falan geliyo arada iki el tak tak silah sesi falan, ne oluyo dışarıda tahmin etmek zor değil,

dedim ben gideyim geç olmadan, çay kalsın bir an önce siktir olup gitmek istiyorum. bu kadar adam kalabalık daraldım resmen lan.

komser dedi, asteğmenim nereye gidiyosunuz linç ederler ilçeden çıkadan.

dedim ee napıcam amk, burada mı kalıcam,

asteğmenim valla bir yere bırakmam sizi, büryan ısmarlıyayım size,

lan büryan ne amk, ayrıca ne yemeği misafirliğe mi geldik ne çeşit manyasınız lan siz. dedi çıkamazsınız buradan, haber verelim misafirimiz olun diyo bu, devamlı ama gelin misafir edelim sizi,

(beyler bu komser bizim bayburtlu olmasın sözlükte ki=)=)=) )

sakallı herif amk, üniversite yıllarında bu adamları bizim okulda saldırıyorlardı, şimdi herifle karşılıklı oturuyoruz bana büryanmıdır ne sikimdir ondan ısmarlıyayım diyo,

yok ben gidiyorum dedim kalktım amk,

çıktım odadan, uzmana dedim yürü al timi çıkıyoruz,

bu asteğmenim çıkamayız dışarısı ana baba günü,

dedim uzmanım çıkıyoruz dedim topla timi kalamam ben burada,

neyse aldık timi, kapıdan çıkıcaz kapıya doğru 10 15 tane adam getiriliyo içeri kavramışlar kafalardan ellerinden bir sürü sivil çelik yelekli polis topluyolar herifleri,

kafanızı çıkartamıyosunuz taş yağıyo gökten amk. yani anlıyacağınız polis kordonundan çıktığımız anda infial olacak,

döndüm ben tugaya telefon açalım dedim,

aradım tugayı, dedim üsteğmenim çıkamıyoruz buradan,

bu diyo ki dönün amk buraya gelin,

lan çıkamıyoruz amk bütün şehir burada olay var. süngüyle yara yara mı gelelim amk.

yok illa geleceksiniz,

ilçe emniyet müdürüne haber verdik o anlatsın bari durumu amk, durduk yere ya ceza yiyecez ya da halka ateş açacaz mümkünatı yok yani ilçeden çıkmamıza, sokak sokak polisle birbirine girmiş millet. çevik kuvvet falan darmadağın ediyolar şehiri,

ilçe müdürü sağolsun aradı etti birilerini, en sonunda bizi misafir edecekler ama nasıl rahatsız oldum,

komser muratın odaya döndüm, asteğmenim canınızı sıkmayın gelin büryan söyledim atatürk çay bahçesi vardı cudi dağına bakan var mı hala bilmiyorum orada bir et lokantası vardı güveç falan bişeyler yapıyo amk, neydi ismi sinan et lokantası mı ne işte,

oradan söylemişler bunlar,

dedim komserim bu adam siparişi getiriyoda biz nasıl çıkamıyoruz,

telefonla aradım dükkan kapalı zırhlı araçla gidip alacak bizimkiler.

vay amk hayata bak yemeği zırhlı araçlarla gidip alıyo polis, amk varya şu anda havayi fişek atanların ben amk bu kadar rahatsız edici bişey yok. şu havayi fişekler bitsin yazmaya devam edicem beyler. büryan geldi beyler, yanında yayık ayran, buz gibi, birde tatlı olarak bal ve ceviz içi, hayatımda bu kadar lezzetli bir şey yemedim amk. böyle bir tat yok. olamaz yiyemezsin.

o bölgeye karşı bütün bakış açım bir anda değişti resmen.

dışarıda kıyamet kopuyor ama biz yemek yiyoruz, askerimede söyledik yemin ederim parmaklarımı yalayacaktım utanmasa.

komser murata kanım ısındı tabii bu yemekten sonra,

dedim abi nedir bu adamlar ya topluyosunuz,

dedi bunlar militan şehir milisi bu ibneler, kaçakcısı var aralarında, örgüte adam toplayan var bir sürü şey,

dedim şehirde ne kadar mal kaçak abi hepsi kaçak mal mı?

ben bile kaçağım olum dedi, ne şehiri herkes kaçak burada.

ama asıl onlar değil sıkıntımız, bak dedi senin getirdiğin adam şehir milisi, kaçaktan sözde gümrüklerinden uyuşturucudan falan para topluyolar bir kısmını bunlara veriyolar, bunlarda o paraları alıp 4 5 karısı olup 10 15 çocuğu adama veriyo o da çocuklarını örgüte satıyo, bu sizin getirdiğiniz adam da işte para karşılığı adam alıyo, ondan şimdi o anlaştığı adamlar kim onları öğrenicez, amk nası bir hayattır bu ya, adam para kazanmak için bol bol çocuk yapıp para karşılığında satıyor şaka gibi,

akşam olmaya başladı artık, dışarıdan hala devam ediyo olaylar. murat komser dedi gel senide sorguya sokayım,

ulan şimdi merakta ediyorum tamammı, ama ne biliyim lan sorgu falan biz öğrencilik yıllarında çok tırsardık yani, eyvallah bizim dede de emekli başkomiser ama ne biliyim amk çekindim,

komserim yok ya sıkıntı olmasın, yok olum gel dedi gece uzun sende gör, iyi dedik lan en fazla dövmüşlerdir adamı, yani,

amına koyayım bir indik adamın anasını sikmişler böyle bir görüntü yok. herifi yatırmışlar mp5 tüfeğinin kemerini çıkartıp çevirip çevirip ayaklarına sarmışlar ve falaka, lan o kadar operasyona girdim böyle şey görmedim amk,

komser murat aldı leğende ki suyu üstüne boşalttı bunun, kendine gelsin diye,

bende geriden izliyorum,

söyle lan isimleri dedi tek tek söyle kimlerden alıyosunuz o çocukları, aldı eline kalemi defteri geçti oturdu bir sigara yaktı, o ibne söylüyo murat komser yazıyo adamın azına sıçmılar biz yukardayken bunu konuşturmuşlar zaten,

o kadar çok isim saydı ki anlatamam 7 8 tane adam.

komser murat dedi bak bu adamların varya altında son model jip ve mercedesleri var, sen bakma ilçeye halk sefalet içinde bu ibnelerin ahırlarının önünde son model arabalar var kaçaktan örgüte adam sağlamadan falan böyle bu ibneler dedi,

ne diyim amk, hakikaten de öyle yani. @4223 =)=)=)=)=)=)=)=)=) kardeşim başla sakarya marşına hazır kıta durur susabilir. ulan ne alem adamlarsınız. neyse beyler o gece bunun gibi kaçakçı şehir militanı kim varsa bir güzel silkelediler, bülbül gibi öttüler zaten. dışarıda ki seslerede ilçe müdürlüğünün alt katında ki sesler eklendi. kafayı yememek elde değil yani,

sabaha karşı saat 4 gibi iyice sesler kesildi,

komser murat a dedim (artık abi kardeş muhabbeti yapıyoruz) abi biz gidelim bir sıkıntı yoksa,

dedi dur aslanım bir bakalım nedir durum, anons çekti ekiplere, dedi sakin durum bastırıldı ama eskortla gönderelim ilçe dışına kadar eşlik edelim,

biz bindik araca, aracın anasını gibmişler resmen,

araçta önümüzde bizim zırhlı araç, iki tanede polis özel harekat ilçe dışına kadar eşlik ettiler bize, ilçe dışına çıktıktan sonra ayrıldılar, bizde saat 7 7 buçuğa doğru vardık tugaya. tugaya girdim, bahadır yok intikale göndermişler, üsteğmene gittik gene istirahatte adam, ohh dedim amk bir an önce hazırladım raporu uzmanımın yardımıyla masasına bıraktım ayrıldım oradan. birde onu çekemem zaten kafam olmuş zaten balon ebemiz gibilmiş gürültüden. sessizli ne iyi geldi anlatamam.

sabaha karşı da bahadırlar geldi zaten, bir vukuat olmadan döndüler onlarda çok şükür, ben dedim istirahatteyim baho oda rapor hazırlıcakmış,

tam yatacam, bu demez mi teğmen hakan aradı mektubu almış kardeşim hayırlı olsun,

haydii benim uyku kaçtı bu sefer,

nası almış, nerede şu anda, ne yazıyomuş içinde falan,

dedi ne biliyim amk içinde ne yazıyodu sormadım ayrıca okumamıtır o ama bu sinirli biraz.

dedim lan senin neyin var

kız yüzünden dedi ya bi sıkıntı yok,

anladım amk yine kız koymuş buna postayı. yemin ederim varya şu havayi fişek atılması yasaklansın amk çok sinir bozucu bişey lan. beyler biraz bekleyelim millet yılbaşını kutlasın, sonra videoyu atıcam. onun üzerine konuşuruz, hem milletin işi bitsin biraz kalabalık olalım. çukurcada yapılan pusuyu vericem kardeşim yarım saatlik bir video ama sesini kısıp izlemenizi tavsiye ediyorum. çok sinir bozucu bişey 15 dakika tutup kaldırıcam. paylaşmanızıda istemiyorum rica ediyorum. arkadaşlar bu videoyu başlık altından değilde msj olarak atmak istiyorum açıkcası, o yüzden isteyenler özelden msj atarsa yollıyayım. ama paylaşmanızı istemiyorum rica ediyorum. beyler 00.30 kadar msj atanlara yollayacağım tek tek yolluyorum sonra keseceğim allah rızası için paylaşmayın videoyu hepinize tek tek atıcam söz veriyorum. tamam beyler sanırım 00.30 kadar msj atan herkese yolladım. videou sesini kısıp izleyin sonra burada konuşuruz zaten. birde sakin olun. bu videoyu sonuna kadar izleyebilen var mı aramızda bilmiyorum. orada 8 şehit verdik. görün işte amk açılımı af yasalarını kimin için çıkarttıklarını, bu bdp kimlerle dağın eteklerinde sarılıyor,

görün amk işte mecliste kimler cirit atıyor. görün işte amk orada bu çocuklar kiminle savaşıyo, hani diyorlar ya şehit cenazalerinde çok proveke etmeyin halkı. görün amk orada çocuklar nasıl şehit düşüyor.

bu akşam hikaye yok, yarın devam ederiz. bu kafayla zaten hikaye dinleyecek modda olacağınızı zannetmiyorum. bakın sesini açmayın diyorum size izlerken gençler, açmadan izleyin, kapatın sonra başlık altında toplanıp soru cevap falan yapalım. taksimlicenk kardeşim sende müzik atabiliyosan atsana hava bi değişsin. http://www.youtube.com/watch?v=Iu_FTRz-JQY

tamam beyler, evet attığım videoyu kaldırmak hazmetmek çok zor. ama kendinize gelin artık. bu millet çok badire atlattı bunuda atlatacaktır. orada görev yapmış yapan ve yapmakta olan askere güvenin, bu hainlerin yaptıklarını fazlasıyla ödetmiştir ödetmektedir. zor olduğunu biliyorum ama ayakta kalıp dik durmak zorundasınız. öyle bittim falan yok. zor ama dik durmak zorundasınız. bu ecdanın çocukları torunlarınız. kendiniz gelip çok çalışmalısınız ne çok çalışmalısınız ki memleketimiz hainlerin planlarına alet olmasın. buradayım beyler. birde ben asker falan değilim olm bana saldırıyı yorumla falan demeyin. ne yapılmalıydı demeyin. ne biliyim ben ne yapılmalıydı. @4374 abi yanlis anlama eger yagmur abla vefat etmeseydide siradan bi sekilde ayrilsaydiniz sence su an basksiyla evli olurmuydun

kuvvetle ihtimal olurdum.

birde bir arkadaşımız bana jandarma komadolar eğirdirde yetişmez diyordu. piyade sınıfında eğitim görür asteğmenler oradan atanırdı artık jandarma komando mu olur piyade komando mu. sınır jandarma timlerine atananda vardı karakol komutanı olan bile o zaman bir asteğmen karakol komutanı olabilirdi şimdi böyle birşey söz konusu değil. 1994 95 yılında biraz daha farklıydı bu olay. şu anda değişmiş olabilir.

yani trabzonda ki bir birlik bile yeri geldiğinde kaydırılıp hakkariye gidebiliyordu. dolayısıyla o dönemde özellikle farklı bir birime gitmek kadar doğal bir şey yok. @4380 yazıların bazı bölümlerinde de bahsetmiştim. zaten bu arada biraz geç cevap veriyorum kusuruma bakma. o dönem özellikle 1990 96 arasında o kadar çok asker astsubay ve subay sirkülasyonu vardı ki, yani mesela sende bilirsin üniversite mezunu olupta kısa dönem yapana rastlamadım. yani o dönemden dolayı bu tarz bir değişiklik yapılmış olabilir.

biraz fiziki yapısı olan komando eğitimi verilirdi bunu biliyorum. yani aşırı kalabalık bir dönemdi belki de o yüzden bazı eğitim yerlerinde değişiklik yapılmış olabilir.

ki zaten biz oraya gittiğimizde sadece komando eğitimi alacağımız söylendi arkasından jandarma olacağımız açıklandı. foçada eğitim alıpta sınır timlerine takım komutanı olan arkadaşlarımızda oldu hatta manisa kırkağaçtan çıkıp karakola verilen yani operasyonel personel içine dahil edilmeyen.

bende senden duydum yani eğirdirden sadece piyade çıkar diye. zaman içerisinde çok değişiklik olabiliyor. yani mesela benim zamanımda şırnak a daha yeni gelmişti komado tugayı hakkariye 3 sene önce gelmişti boludan askerleri aldılar, hakkariye getirdiler öyle açtılar komando tuyagını, yani aslen bolu tabanlıdır o tugay. askerler araçlardan dışarıya çıktıklarında açık hedef durumundayken neden yukarıdaki teröristler ateş açmıyorlar. buradaki amaçları ne? yola dağılan, yukarıya tırmanmaya çalışan, tırmanmaya çalışırken düşen, kayalara siper alan askerleri vurabilirlerdi ama yapmamışlar. yani daha büyük kayıp verdirebilirlerdi. burada amaçladıkları başka bişey olmalı. asker olmadığım için tam kavrayamıyorum.

açıyorlar ama biz göremiyoruz isabet alıyor mu asker almıyor mu? bence asıl amaç pusuyu atmak ve kaçmak. muhtemelen o ateş açan grup artçı geride kalan grup bir kısım o anda kaçmaya çalışıyor olabilir. oda askeri orada oyalamak niyetli olabilir. yani asıl vurucu güc usnusuru değil bana göre. asıl amaç pusu. bu ateş üstünlüğü mevzuu hakikaten özellikle parmak basılması gerekn bir durum. zor durumlarda bazen komutanlarınız sırf asker kendine gelsin diye çatışma esnasında havaya bile ateş edebilir ki j.komd un dediği gibi bizim asker ''ateş etmeye başladık'' desin de kafasını çıkarsın. eğer bir kere sinersen çıkman çok zordur çünkü. dolayısıyla illa her attığını vuracaksın diye bir şey yok. sadece karşı tarafın ateş gücünü bastırmak için bile 1 1 buçuk saat dağa taşa ateş etme olasılığın vardır. yanlız başlığın altı komando tugayı gibi oldu hey maşallah. @4422 tamam kardeşim. bu this is riks te benden bir yada iki üst devredir arkadaşlar. onun dediklerinide iyi dinleyebilirsiniz. muhtemelen aynı dönemlerde bölgede bulunduk. madem merak ediyorsunuz bu kadar abiniz paylaşmış dediklerini iyi dinleyin. valla benim zamanımda helikopterin uçması için bir çok faktör bir arada olmalıydı. yaz aylarında uçamazdı mesela sıcak havada kaldıramazdı kendini. helikopter işi o kadar basit bir olay değil. zırt pırt her boka uçmaz helikopter. o yüzdende kime sorarson sor pek sevmezler helikopter pilotlarını. gelemezler çünkü genelde. @4432 yok kardeşim bu gece hikaye daha olmayacak dilediğini yazabilirsin. @4434 yok abicim o kadar sürmez. yani orada bu kepenk kapattırmaya çalışanları polisten önce esnaf dövdüğü gün bişeyler olmaya başlayacaktır ki oldu zaten bu.

http://url.ac/3sg

yani artık onlarda işin zor olduğunu biliyor. bazı şeylerin değişmeye başladığına inanıyorum. kardeşim şunu diyim sadece, 900 metreden sonra hedef bulmazsa kendini imha eder. en kötü 800 850 metre diyelim işte. ama en etkili menzili 5 metreydi yanlış hatırlamıyosam. yanlışsam düzeltsin arkadaşlar. @4441 peki nasıl olacak bu sence, ne olması lazım. this is riks dediği gibi biz silahlı olayı 94-95 te kaçırdık hakikaten. ne düşünüyosun peki sen? @4446 yani ben orada akp bütün bölgelerden 1.parti olarak çıkıncada birşeyin değişeceğini düşünmüyorum. çünkü orada pkk bütün halkı arkasına alsada özerk bölge falan ilan edemez silahlı kalkışmalarıyla. çünkü eğer özerk bölge isteyip bunu silahla yapmaya kalkarlarsa askere pusu değil karşısına çıkması gerekecek ki o zaman vay haline.

ben sadece o bölgede malum partinin ipleri elinden tuttuğu için bunlar olduğunu düşünmüyorum. daha başka şeyler var. yani bu örgüt o bölgede bu şekilde arazide rahat hareket etmesi için bir kere bölge halkının desteğine ihtiyacı var hepsi bu. o yüzden halkı yanına çekmeye çalışıyor. yani amaçları ''asıl amaçları'' kürtlerin özgürlüğü falan değil.

bölge dünyanın en büyük kaçakçılık noktalarından uyuşturucu geçiş noktalarından biri, e bölge için istenilen istikrarsızlığıda çok güzel sağlıyor. birilerinin ekmeğine yağ sürmek için ideal.

ha halk tamamen bunlara karşı olsa ne olur du? elbette işler çok farklı olurdu. gerçi orada ki herkes bunların yanında olsaydı ne olurdu, askerin işi çok daha zorlaşırdı ama öyle bazı bölgeleri ele geçirerek kendi bölgesi haline getirmek o kolay iş değil, pusu atmaya benzemez yani. şehre indiğin anda kafana kafana yersin bombaları. o yüzden sürüngen gibi deliklere girip çıkmıyorlar ya. çıksalar biliyorlar başlarına ne geleceklerini. finans kaynaklarını erdal sarızeybek i izleyenler biliyorlardır,

1.kaçakçılık,

şöyle yapılıyor bu iş, adam diyor ki sana ''burası benim gümrüğüm, tc nin gümrüğünden giremezsin malına el koyar, o yüzden burayı kullanacaksın bana şu kadar para vereceksin, ben senin hem jandarmaya karşı güvenliğini sağlayacam hemde senin mallarını koruyacam'' der ve bu sözde gümrük noktalarından para kaldırır. bu kaçakçılarla uğraşan karakolu yani görevini yapan karakoluda basar ki kaçakçıya ''bak ben senin için savaşıyorum'' izlenimi versin.

bunlara en basit örnek sigara kaçakçılığı, aklınızdan sakın çıkarmayın özellikle benim gibi sigara içen arkadaşlara söylüyorum, kaçak sigaraya verdiğini paranın çoğu direk terör örgütüne gitmektedir. özellikle ermenistandan gelen sigaralar.

2.uyuşturucu

büyük şehirlerde satılan her türlü uçucu madde,

-esrar
-hap
-kokain
vb. gibi

hani bazı cigara çekip çekip delikanlılaşıp milliyetçiyim ayaklarına yatan sığırlar varya, he işte onların esrar verdiği para o sözde çok sevdiği askerine mermi olarak geri dönüyor.

3.yurt dışındaki sözde lider kadrosunun, yurt dışında ki vatandaşları kandırıp para toplaması,

bu nasıl oluyor, önce yurt dışında bulunan bir vatandaşımıza yardım ediyor, ona iş buluyor güçlenmesini sağlıyor ve ardından para almaya başlıyor.

peki bu kazandığı para nereye gidiyor,

1. silahlanma

silah satın alıyorlar, bazen de silahlar veriliyor bunlara,

2. techizat mühimmat,

ayakarına giydikleri ayakkabılardan başlarına geçitdikleri puşilere kadar her türlü sağlık ve gıda maddesine kadar herşeyi satın alıp, yurt dışından doktor (özellikle almanlar meşurdu) getiriyorlar.

3. medya

tamamen propaganda amaçlı sözde medya kuruluşlarını kurup propaganda yapıyorlar. sebebi, kendi adamına ne kadar güçlü olduğunu gösterip, türkiyeye korku salmak.

ayrıca özellikle kamera konusunda almanya nın ard televizyonundan kameraman getirdiğini biliyoruz,

pkk nın doku adlı belgesel filminde filmi çeken adam bir alman. zaten fonda ki sese dikkat ederseniz şivesi hiçte kürtçeye benzemiyor.

bunlar ana başlıkları biraz daha araştırırsanız çok daha fazla şey bulabilirsiniz. @4464 e yapın o zaman abicim. niye yapılmıyor onların yaptığı terörün 10 katı. ne bekliyor oradaki vatandaşımız. yapın askerde yanınızda olsun poliste, el birliğiyle sıçalım ağızlarına. arkadaşlar daha yeni uyanabildim, 38 yaşında adamım, üniversite öğrencisine döndürdünüz uyku düzenimi tebrik ediyorum=) öncelikle hepinizin yeni yılını kutlarım. dün gece burada olanlarda bilir özellikle video mevzuundan dolayı çok hareketli ve gergin zamanlar geçirdik. abi bana da atarmısın diye bir çok msj aldım,

video 177. sayfada this is riks arkadaşımın yazısında. o da benle yaşıt sanıyorum ya da aynı yaşlardayız kendisi benden bir kaç üst devre olması lazım bingölde askerliğini yapmış.

ayrıca eğer asteğmenlikle ilgili sorularınız olursa ben dahil şu aşağıda ki arkadaşlarımızada sorabilirsiniz, onların iyi niyetlerine sığınarak yazıyorum adlarını çünkü onlarda asteğmen olarak bölgede çeşitli dönemlerde yaptılar askerliklerini;

this is riks
jkomd
volatility
onay maili gelmedi

(isimlerini unuttuğum arkadaşım varsa kusura bakmasın)

hepinize cevap versemde geçikmelerden dolayı yanlış anlaşılmak istemem.

ayrıca bana komutanım falan demeyin olum ben asker değilim lan. dışarıda biri görse subay falan sanacak. komutanım demeyin rica ediyorum o eskilerde kaldı.

bu akşam hikayeye devam edeceğim, ancak hazırlık yapmam gerekecek biraz 9 da değilde 9 buçuk 10 arası başlayacağım. hadi görüşmek üzere. öyle yapmaya çalışıyorum abicim. ayrıca dün gece yılbaşında gece klüplerinde arkaü başı dağıtanlar varken diyarbakırda operasyondaydı asker kimsenin haberi yoktu, fena mı işte bizde onları düşünerek geçirdik. @4514 olsun kardeşim genede o dönemde bulundun ve ne olup bittiğini biliyorsun. arkadaşlar yarın iş güç var. bugün erken başlıyalım biraz. saat 8 buçukta başlıyorum, biraz toplanalım ama önce. @4522 baban ne diyosa doğrudur kardeşim. yani bilemem oraya her giden illa çatışmaya girecek diye bir kaide yok. beyler tam 8 30 da ilk partı yolluyorum görmeyen arkadaşlar varsa onlarda görsün. beyler 3 dakika içerisinde başlıyorum, beklemede kalın son rütuşlar. başlıyorum beyler, herkese iyi vakit geçirmeler. (millet 2013 yılına girmiş 2014 e doğru yolculuk etmeye başlamışken, ısrarla benimle 1995 senesine gelen ve bundan zevk duyan
arkadaşlara teşekkürü bir borç biliriz, yürüyün dostlar gelin peşimden)

yıl 1995 şafak pek karanlık, en zor zamanlar başlıyor...

http://www.youtube.com/watch?v=zQ4f6lsPOOQ

mektubun teğmen hakan ın eline geçtiğini öğrendiğimde yaşadığım tarifsiz heyecan ve mutluluğu size kelimelere dökerek anlatabilmem imkansız arkadaşlar.

öyle bir beklenti içerisindeydim ki, anlatamam sizlere.

mektubun içeriği bir tarafa evlenme teklifime ne cevap vereceğini merak ediyordum.

gerçi az çok tahmin ediyorum,

yani bir düşünsenize,

annemle birlikte onun annesi ve kendisi dolaşıyorsa,

e özellikle bu benim mektubumdan sonraysa,

bu ne anlama gelir sizce?

demek ki kabul etmiş.

ama sonra her nedense içime bir kurt düştü.

sordum kendi kendim,

e tamamda aga geziyorlar iyi hoşta, niye?

annem nerden biliyor ki benim evlenme teklifi ettiğimi?

ben söylemedim ki mektubla evlenme teklifi yaptığımı.

e yağmurların söylemeside çok saçma değil mi?

kız tarafı evlenme teklifi aldım hadi gidip organizasyon yapalım der mi erkek tarafına?

ki erkek tarafının ailesine haber verir mi?

allah allah..

belki de ben buradayım diyedir,

belkide birbirlerini teselli ediyorlardır.

aman ne farkeden amk, aralarının iyi olması her şekilde benim işime yarar.

o yüzden koy arkae dedim.

zaman bir türlü akıp geçmiyordu beyler.

bir türlü gelmiyordu o sevgi kodumunun zalım mektubu.

aylardır bekliyordum.

orada askerin yakınları delicesine bir merak içinde çok küçük bir haber almayı bekler ya askerinde durumu aynıdır,

bir an önce bitsin şu işlerde haber alıp haber vereyim der.

o yüzden askerlik çok uzun gelir belkide adama.

devamlı bir beklenti olduğu için.

bense zamanımı arada gelen geçmiş günlerin gazetelerine göz gezdirerek yiyordum.

özellikle galatasaray ın son durumuna,

bakıyorum bizim takıma sıçmış,

beşiktaşla trabzon almış başını yürümüş.

zaten kalede stauce yle olacak iş değil bu amk diye içimden geçiriyorum.

fener de ne kadar kötü olsada bizi eziyor gene.

abi stauce denilan andavala bir alışamadım adama;

(merak edenlere dönemin gs kalecisi stauce)
http://www.balsas.lt/02/20/gintaras_stauce_px600.jpg

diyorum devamlı o sıralar,

ahh ahh keşke bir baba yiğit çıksada şöle ulubatlı gibi bir kaç ay içinde alsa bayrağımızı dikse kadıköyün ortasına diye iç geçirmiyorum değil hani=))=))=))

bir kaç hafta sonra;

http://2.bp.blogspot.com/...batli-souness-226x300.jpg

çelik harekatından sonra günlerimiz bir nebzede olsa rahat geçmeye başladı.

zaten askerin yaz hazırlıkları vardı uzun bir süredir.

harekata katılan bir birlik olduğumuz için o sırada pek göreve gönderilmiyorduk, e eğitimede pek girmiyorduk, yerine yeni gelen asker devalı eğitimdeydi.

tabi üsteğmen dallamasına raslamaz gözüne çarpıp aklına girmezsek.

akıp geçiyordu öyle zaman, daha doğrusu akmıyordu aslında zaman.

hiç olmadığı kadar sakin saatlerdi,

saatlerdi diyorum çünkü sakin geçen 1 saatin ardından her an bir tak olabilir diye tetiktesiniz.

arkası büyük fırtınalara gebe yani çok açık ve net.

zor bir yaz olacak belli. http://www.youtube.com/watch?v=Mlj5IQvZgyU

uzmanımdan özellikle istemiştim,

malatya dan birlikler döner dönmez,

hatta amk şırnak il sınırı içerisine girdiği anda bana haber ver diye.

o haber akşam üstü gibi masamda metal tasta çay içerken geldi,

asteğmenim geliyorlar,

yemin ederim öyle bir yüklenmişim ki çaya dilim ağzım götüm başım yandı sıcak çaydan.

hemen kapıya doğru çıktım,

askerler araçlarla içeriye doğru geliyor,

gözlerim hemen teğmen hakanı aradı.

yanımdan çıkan subayların farkında bile değildim içimdeki coşku patlamalarından dolayı.

deli gibi teğmen hakanı arıyordum.

hani daha okula yeni başlamış bir çocuk ilk tenefüste bahçede annesini arar ya o hesap amk.

o telaşla işte, uzmanıma döndüm

teğmen hakanı görebiliyor musun?

göremedim daha,

bir kaç saniye geçti ki bana saat gibi geliyor o saniyeler bir an önce mektubumu almak istiyorum elime,

uzmanım;

orda orda gördüm bak,

abi nerede göremedim amk nerede?

orda işte baksana,

göremedim abi yaa,

(amk gözlerimde ya hakikaten sorun var o dönem ya da ben hakikaten malım)

orda işte asteğmenim baksana şu tarafa lan,

aha gördüm valla.. valla gördüm,

teğmen hakana doğru koşturdum hemen,

sırtı dönüktü,

yanına geldim, sırtından tuttum,

abi hoşgeldiniz..

abi dememden dolayı biraz duraksadı, tamam ''abi'' de muhabbet ederkende, asker var lan orada ama işte heyecan,

hoşbulduk dedi biraz şaşkın bir ifade var yüzünde abi dememden kaynaklanan,

nasısın? gözlerim yollarda kaldı,

iyi iyi dur veriyim sana mektubu da çok işim var,

zaten amk ver mektubu siktir olup gidiyim sonra ne yaparsan yap,

tamam çok sağol valla allah senden razı olsun,

almıştım lan mektubu, öyle bir kavradım ki zarfı anlatamam,

o kadar kısa mesafede kaybedeceğim yada birisinin elimden alacağı korkusu kapladı içimi,

uzmana dedim,

beni soran olursa tuvallette çok işi var de oyala bir süre idare et beni

tamam dedi bu,

ben koşarak tuvalete gittim, baktım kimse yok,

daldım hemen sonlarda ki bir kabine,

hemen zarfın açtım içini,

açmadım lan resmen yırtıp parçaladım elim ayağım titriyor aylardır bekledim an gelip çatmış,

ve mektupta ki ilk cümle beyler (heyecan dorukta);

askım...

dam damara girdi böyle mermi gibi !!güm!! diye vurdu kafamdan,

askım...

allah o askm yazan parmaklarını yerim senin.. http://www.youtube.com/watch?v=SEtc-D3xs-4

sonunda gelen mektup;

askım...

mektubunu aldım.

o mektubundan sonra sana nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama bunu bilmen gerek.

bu mektubu yazarken ne kadar zorlandığımı bilemezsin.

dur, bu cümleleri okurken sakın korkma içine bir endişe kaplamasın ne olur.

seni çok seviyorum.

evlenme teklifin beni o kadar mutlu etti ki, anlatamam.

zaten neden bu kadar bekledin anlamıyorum.

eğer sana anlatacaklarım olmasaydı bu kağıda sadece koca bir evet yazarak gönderirdim, bundan şüphen olmasın askım.

ancak, ne yazık ki bunu yapamam.

dur aşkım ne olur sakin ol.

korkma.

seni her zaman çok sevdim.

her zaman da seveceğim.

ama bunu kabul edemem.

en azından şimdilik askım.

kızma bana hemen ne olur.

önce sana anlatacaklarımı bir dinle.

yazdıklarımı okurken sakin olmaya çalış.

kendimi çok suçluyorum aslında,

sana bunu söylemeyecektim, nasıl söyleyebilirdim ki? sen oralardayken.

ama o evlenme teklifinden sonra sana açıklamam gerektiğini düşündüm.

aşkım ne olur korkma,

seni çok seviyorum.

ancak teklifini kabul edemem.

ben hastayım askım..

(kafama bu sözler mermi gibi çarpmaya başladı beyler)

babam gibi kan kanserine yakalandım.

dur hemen koyverme kendini asteğmenim.

öyle kolay yılmayacağım elbette.

sen orada nasıl savaşıyorsan bende burada savaşacağım.

ağlama sakın asteğmenim, merak etme vazgeçmeyeceğim.

senin için vazgeçmeyeceğim tıpkı senin gibi. benimle olmak için asla vazgeçmediğin gibi bende vazgeçmeyeceğim o kadar kolay.

sende ne olur vazgeçme emi asteğmenim.

telefonlarına çıkamıyorum artık,

tedavim hastanede devam ediyor.

annende yanımda biliyormusun artık iki tane annem var.

askım...

bu hastalığım olduğu sürece sana evet diyemem.

sana resmimi gödermemi istemiştin, resmim zarfın içinde,

eh saçlarım biraz döküldü ama beni bu halimlede severmisin?

hele bi sevme çökerim tepene asteğmen.

(saçlarını tamamen kesmişler beyler, masmavi gözleri çıkmış ortaya, yeni doğmuş bir bebek gibi olmuş)

askım,

ne olur kendine hakim ol, eğer sana birşey olursa ben burada ölürüm bunu bil.

bana birşey olmasını istemezsin değil mi?

bir an önce askerliğini yapıp geri dön.

sana çok ihtiyacım var.

hani demiştim ya o gece sana ''elimden geldiği kadar bekleyeceğim''.

sende elinden geldiği kadar dayanmaya çalış askım.

ayakta kal asteğmenim,

bize burada komandolar çok güçlü onlara bir şey olmaz diyorlar.

sende dayan asteğmenim, bir an önce geri dönmeye bak.

askım.

ağlama sakın.

ben ağlamıyorum.

hep seni düşünüyorum.

burada seninle ayakta kalıyorum,

her gece uykuya seninle dalıyorum,

sende uyuyorsun değil mi?

her gece uyuduğunu söyledi annen, dışarıya çıkmıyormuşsunuz. gerçekten öyle mi askım?

eğer öyleyse, ben gece saat en fazla 2 de uyuyorum,

sende o saatte uyuyabilirmisin?

çok geçirme o saati.

hani birlikte yaşasak hep aynı anda uykuya gideriz demiştik ya.

o güne kadar da hep saatte uyuyacaktık.

söz vermiştim.

ben tam 12 uyuymak için yatağa giriyorum, askım sende uyu o saatlerde ne olur.

askım seni çok seviyorum.

kendini bırakma.

sen kendini bırakırsan ben burada ölürüm.

ikimizin için ayakta kal askım.

son olarak asteğmenim, bana birşey olursa kardeşim ata ve annem sana emanet.

ama merak etme asteğmenim, biz komando kadar olamazsakta direneceğiz lazım ben inatçıyımdır.

e biliyorsun işte askım bu inadımdan en çok sen çekmedim mi?

seni bekleyeceğim askım.

off şu anda içimi bir garip his kapladı.

seni tekrar göreceğim biliyorum.

hep benimle kal olur mu askım?

sen gelene kadar dayanacağım, sen geldikten sonra zaten ayağa bile kalkarım.

sen yardımcı olursun değil mi ayağa kalkmama?

elimden tutarsın.

ağlama sakın asteğmenim,

ben ağlamıyorum seni düşünüyorum.

senden bir şey istiyorum askım.

oradan bana bir kavanoza toprak koyup gönderirmisin,

senin olduğun yerleri koklamak istiyorum.

askım ne olur üzülme.

sana yalan söyleyemeyecek duruma geldim.

kendine hakim ol askım ne olur.

bana geri dön,

bak vallahi ölürüm geri dönmezsen asteğmenim.

ölmeyeceksin tamam mı?

bu bir emirdir asteğmenim.

seni bekleyeceğim askım.

geldiğinde kırmızı elbisemi giyeceğim, tekrar boğaza gideceğiz. söz bende galatasaraylı olacağım.

üzülme askım.

seni çok ama çok seviyorum.

yağmur.. kıpırdayamıyordum.

kanım donmuştu.

inanamıyordum bu olanlara.

inanmadığım için bir daha okumak istiyordum ama aynı şeyleri okuyacağımdan ölesiye korkuyordum beyler.

olduğum yere çöktüm.

elimde açılmış buruşuk bir mektup.

bir anda hayatta kurduğunuz tüm hayallerin paramparça tuz buz olduğu düşünün.

başınıza geldi mi hiç?

ama bir anda.

bir saniye içeriside.

bir kanas mermisi kafanıza saplanır.

vurulduğunuzu bile hissedemezsiniz.

ateş açıldığını bile hissedemezsiniz.

öldüğünüzü bile anlmazsınız.

onun gibi.

bir anda.

göz açıp kapayıcağa kadar.

darmadağın olmuştum.

hayallerime tutunmaya çalışıyordum.

mektubu almadan önceki hayallere.

ısrarla.

bir umut vardı,

allah korusun ölmemişti ki daha,

ayakta beni bekliyordu.

hem atayı bana emanet etti.

hem bir isteği vardı.

kavanozda toprak istiyordu, onu bulmalıydım hemen şu anda.

çıktım tuvaletten,

kafam yerinde değil,

yürüyorum bilinçsiz bir şekilde kulaklarımda inanılmaz bir uğultu ıslık sesi.

dışarı çıtkım elimde açılmış buruşuk bir mektup,

toprak bulmam lazımdı,

tugayın toprağı olmaz sonradan gelmiş o toprak,

dışarıya çıkmam lazım,

kapının önüne çıktım,

zorladım ittim karşımdakileri,

çöktüm yere manyak gibi,

toprakları dolduracak bir kavanozum yok,

cebime doldurmaya çalıştım,

sırtımdan çekiyorları,

iç cebime pantolonun

cebime atmaya çalışıyordum toprakları ellerim yara bere içinde adam dövüyorum sanki toprağı ellerimle her alışımda,

tek elimde açılmış buruşuk bir mektup,

tek elimle doldurmaya çalışıyordum toprakları.

lazımdı ona koklayacaktı,

beni çekmeye çalışanlara bağırdığımı hatırlıyorum,

lan beni bırakın toprak göndermem lazım,

bırak ulan

bırak bırak dokunmayın, toprak doldurmam lazım,

bırakın ulan bırakın,

hiç sessiz çığlık attınız mı? nefesiniz çıkmadan sesiniz çıkmadan ağladınız mı? öyle bir haykırdım ki sesim dahi çıkmıyordu,

başımda bir kaç asker, bişeyler diyorlardı, seslerini duymuyordum. gözlerim kapanmış... http://www.youtube.com/watch?v=IVGCc1AXL3s

açtım gözlerimi,

başımda bir tabib,

sonra da bahadır belirdi,

uzaktan yankılı sesler duyorum,

ulan çok kötüymüş durumu desene o zaman,

sonra yavaş yavaş kendime geldiğimi anladılar,

bahadır hemen atladı;

kardeşim, aslan kardeşim

bi su ver bi su,

su içirdiler,

bir anda kendime geldim.

mektubum nerde lan!

mektubumu ver bana!

lan bahadır mektubumu ver!!

hemen verdiler,

belli ki okumuşlar.

kardeşim sakin ol dedi bahadır,

toprak lazım! dedim,

toprak istedi ona göndericem!

toprak versene bana bahadır,

tamam dedi bak doldurdum toprağı, sakin ol biraz,

hakikaten bir kavanoza doldurmuş toprağı, üzerine yazmış şırnak vatan toprağı,

sakinleştirici vermişler,

çok debelenmişim belli ki,

sonra üsteğmeni gördüm başımda.

nasısın dedi,

sanane lan! sanane!

diye bir bağırmışım ki anlatamam,

üsteğmen kaldırmış beni revire, o taşıtmış,

üsteğmen dedi,

seni diyarbakıra göndericem,

olmaz dedim gidemem, burada kalıcam,

gitmen lazım bak iyi değilsin,

iyiyim lan ben iyiyim, gitmicem gönderirseniz vururum kendimi, kaçarım oradan.

ki kaçardım gerçekten de.

burada kalıcam. burada ölmemem lazım benim,

bahadıra döndüm,

bahadır ne olur göndermeyin beni olum,

sonra da ne olur gönderme beni doktor dedim doktora dönerek,

tamam dedi merak etme,

tekrar uyuttular,

ne kadar uyudum bilmiyorum,

sonrada erdinç gelmişti yanıma,

komutanım sizi ziyarete gelmişler,

kim dedim,

üzerimde bembeyaz bir denizci kiyafeti var o surada tertemiz ama,

kim lan dedim

bir kız geldi komutanım nizamiyede,

koştum nizamiyeye ama ölesiye koştum

fakat nizamiye dağın tepesinde,

koşuyorum oraya doğru dağın tepesine yol balçık içinde çamur her yer, üstüm başım pisleniyor devamlı,

sonra bir pusuya düşüyorum

kendimi atıyorum etrafa,

düşüyorum aşağıya doğru,

erdinç beni çıkartıyor oradan,

erdinç in üniforması kıpkırmızı kan içinde,

defalarca bu rüyayı gördüm.

defalarca unutmam mümkün değil,

arada hala görüyorum beyler. http://www.youtube.com/watch?v=QyDT3qBZQog

uyandım gene,

kimse yok,

serumu attım,

tabib asteğmen koğuşa girdi o esnada,

dedim doktor beni buradan göderme bak, iyiyim ben,

hakikaten iyiydim, bir enerji vardı üzerimde,

mektubu kontrol ettim üstümü başımı düzeltirken

cebimde,

dedim beni buradan gönderme ne olur. oraya gidersem bir daha iyi olamam,

dedi eminmisin,

eminim dedim eminim,

gidersem yağmurun yanına kafayı yemiş halde dönerim gönderme beni,

tamam dedi göndermem, ama bir daha olursa gönderirim seni pmdr ye.

allah razı olsun senden tabib asteğmenim,

çıktıp yürüyorum,

üsteğmenle karşılaştım o esnada,

nereye asteğmenim dedi,

ebenin amına diyecektim demedim,

telefon açıcam dedim yüzüne bile bakmadan gittim,

aradım evi,

annem çıktı,

kızanım, evladım nasısın?

niye söylemedin bana?

oğlum bizde yeni öğrendik, hem ulaşamadık ki sana,

nasıl durumu anne?

iyi evladım iyi, tedavi yapıyorlar merak etme sen ilaçlarını alıyor merak etme iyi olacak...

sessizlik oldu bir an, belli yalan söylüyor.

oğluuumm oğlum ne olur iyi ol bak gözümün bebeği,

sen iyi olursan yağmurda iyi olur evladım.

bak sen dön o kızda iyi olacak evleneceksiniz merak etme evladım ne olur bak.

tamam anne kapatıyorum dedim kapattım daha konuşması bitmeden.

deli dumrul gibiyim,

odaya gittim,

kimse yok.

bahadırı arıyorum,

uzmanımı buldum dedim

nerede bunlar

intikalde asteğmenim, saat akşam 7 falan.

sen hazırla timi bizde gidiyoruz,

asteğmenim biraz dinlenin lütfen hem nereye gidiyoruz komutan mı dedi?

abiii hazırla timi, ben konuşucam komutanla iyiyim amk ya sen hazırla hemen.

üsteğmene gittim odası,

kapıyı çaldım hemen girdim içeri,

öyle dese gir demeden girdin çık dese varya anasını avradını sikerim yıkarım o odayı.

bu zaten farketti demedi bişey,

ne var?

komutanım bizde intikale gitmek istiyoruz,

olmaz,

üsteğmenim.. bizde gitmek istiyoruz hem banada iyi gelecek dışarı çıkmak.

eminmisin?

bak ilker asteğmenle feyzullah intikale çıkacaklar iki timde gidecek sende onlarla gidebilecekmisin?

pusu atılacak bu gece ne dersin çıkarmısın? bende çıkıcam.

iyiyim bende sizinle gelmek istiyorum,

iyi o zaman hazırlan sende bizimle geliyosun gece 10da hareket ediceğiz.

sağolun komutanım, dedim çıkarken.

bana bak, bir delilik yapma bu sefer gebertirim orada seni anladın mı?

normalde ne denir? emredersiniz komutanım,

ama sade ve net cevap verdim,

anladım.. http://www.youtube.com/watch?v=0hOYIiXKmkI

üstüme yapışmış eşortmanlarımı çıkarttım, ıp ıslak belliki akşamları epey terlemişim, leş gibi kokuyorum, aynaya baktım az biraz kirli sakal var.

ama sikimde değil,

giydim üstümü başımı, atletimi değiştim, çoraplarımı,

hava güzel olmasına rağmen epey bir soğuk,

zaten güzel şeyler kısa sürer amına kodumun yerinde,

kumanyamı aldım, sularımı, ne olur ne olmaz yağmurluk falan aldım, şarjörler falan fazladan aldım hatta uzmandan. çantanın orasına burasına doldurdum. asteğmen efendi bu akşam çatışacaksın ya öleceksin yada analarını sikeceksin o yüzden bol bol al.

çok hırslıyım, dikkatli yürümek pusmak yok, delikanlı gibi çıkacaksın ayakta onların amına koyacaksın. onlar olmasa şu anda sevdiğinin yanındaydın. onların anasını sikmessen bu gece kafana sıkacaksın.

hazırlandım, yedek atlet aldım sadece, çorap almadım, 1 gece 1 gündüz görevi,

kafama bere falanda almadım sikerim rüzgarı.

topladım timi geçtik iştima alanına bekliyoruz üsteğmeni, http://www.youtube.com/watch?v=GsJ_KPXQK-0

uzman falan toplandık, ilker geldi yanıma;

abi sende mi geliyosun,

evet ilkerim bende geliyorum niye şaşırdın?

yok abi şaşırmadım da, dinlenseydin abicim,

yok kardeşim bende geliyorum, komandoyuz olum biz hareketsiz daralıyorum bende gelicem,

belli amk millet gelmemden rahatsız olmuş.

timime bakıyorum bazılarıda yan gözle bana bakıyor çocuklar,

erdinç te tık yok ama, öl desem ölecek aslanım,

ender de de bira burukluk, mg3 ü evladı gibi görürdü aldılar çocuğun elinden bir g3 verdiler.

timin yanına gittim,

dedim çocuklar, bu kadar zaman oldu birlikteyiz, hepiniz hakkınızı helal edin,

millet birbirine baktı amk, pusu intikalı zaten bir bok olmaz 1 gece 1 gündüz görevi,

erdinç helal olsun gomutanım dedi,

hepside yarım ağızla, onlarıda anlıyorum,

o dağa çıkarken en son isteyeceğiniz şey kafayı sıyırmış bir komutan.

bekliyorum üsteğmeni,

dedim lan kendi kendime yağmuru göremezsem ölünce görücem zaten siktir et herşeyi sen.

yanında ne kadar çakal varsa onlarıda götür ki ölümün birşeye benzesin amk.

sanırsın intihar görevine çıkıyoruz. üsteğmen geldi, görevi açıkladı,

namaz dağına çıkıyoruz, görüntü alınmış, hala daha bölgede olabilirler, birbirinize sahip çıkın, allah yardımcınız olsun,

kamyonlara bindik, eskort timleride var, çıktık yola,

gidiyoruz ama kafamda devamlı çatışma çıksın isteği var.

başka bir şey düşünmüyorum.

ah bugün bir çıksalar karşımıza, ah bir girsek birbirimize,

yanıp tutuşuyorum resmen. beyler az biraz ara. 10 dakika kadar. sizde o sırada içinizdekileri dökebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?v=y_B886BydzY

yarım saatlik bir yolculuktan sonra indik araçlardan,

namaz dağına doğru çıkmaya başladık,

ne intikal sıkıntısı var üzerinde ne başka bişey.

diyorum erkek gibi çıksınlar karşıma savaşalım. vurulacaksak sırtımdan değil kafamdan vursunlar yüzüme sıksınlar.

içimde inanılmaz bir ölüm isteği var.

tırmanmaya başladık,

muhtemelen ben uykudayken yağmur ciselemiş etrafı, dağ balçık gibi, suya bastım tökezlerken erdinç tuttu beni,

aklıma rüyam geldi hemen.

dağ, çamur, düşerken erdinçin tutması, ve yağmur yağmış,

yüzümü bir gülümseme kapladı. devam ediyoruz, tırmanıyoruz 40 kilo var sırtımda, bu sefer bu ibne üsteğmen değil 2 gün aralıksız 2 ay yürütse sikimde değil yürürüm bayılana kadar değil ölene kadar. umrumda değil.

arkamda düşen düşer gerekirse tek çıkarım,

inanılmaz bir rüzgar başladı namaz dağında, bir tarafta cudi var bir tarafta küpeli dağı,

ayaklarım ıslandı su birikintisine girdiğim için rüzgar donduracak ayaklarımı resmen. ama sikimde değil. durunca değiştiririm çorapları nasılsa sıkıntı yok.

yürüyoruz devamlı, soğuktan milletin burnu akıyor burun çekme sesleri, mühimmatından çıkan sesler o kadar.

başka bir bok yok.

hadi amk ne salak heriflerin atın pusunuza düşelimde sikeyim belanızı.

ama yok amk işte.

istiyoruz ya ondan,

istemesek anında beynine beynine iner göt oğlanları.

saat 4 e kadar bir yürüyüş yaptık.

bu saatte kadar, özellikle önden giden ve timin arkadan gelmesini bekleyen öncü tim ve geçtikten sonra arkasını kollayan artçı tim olduk ki zaten bunu özellikle istedim. http://www.youtube.com/wa...mp;NR=1&v=4vUarHWae9k

aya bakıyorum arada bir, ortadan kayboluyor arada sırada, gözükmüyor, gözükmeyince iyice bir karanlık çöküyor üstümüze,

saat 4 gibi geldik hakim tepe üstüne kurulduk.

ama o kadar rüzgar var ki anlatamam size, oturamıyoruz, biraz otursan donacaksın sabaha kadar titreyeceğiz sonra,

atmışız pusuyu bekliyoruz, ses yok faça yok amk.

zaten hep sormuşumdur ''ne bekliyoruz amk?'' gidelim biz bulalım şunları.

ama nerde bulamıyosun ki kimbilir neredeler hangi mağaranın kaçıncı katında.

bahadırlarda o gece k.ırak a girmiş 1 km falan. onlarda bir bok bulamamışlar,

sabah olunca üsteğmen nöbetleşe nöbetleşe uyuyun.

dedim uzmana sen dahil yatın uyuyun. 2 saat uyudular. tabi onlara uyumak denirse,

ben o sırada çoraplarımı değiştirmek için çantama baktım çorap yok. atlet koymuşuş çorap koymamışım amk. kafa yerinde değil ki.

sabah olmaya başlarken ben yattım, bir iki saat öyle yalandan yarı baygın uyumuşum. uyandığımda yemin ediyorum ayaklarım kıpırdamıyor.

donmuş resmen.

uzmanıma dedim vur tekme at ayaklarıma.

asteğmenim atmıyım niye atıyorum?

dedim abi ayaklarımı hissetmiyorum kan gitsin,

bu başladı tekme atmaya,

dedim at at daha sert vur,

sağlı sollu indiriyo tekmeleri,

dipçikle vurıyım mı dedi?

dedim oldu amk çek vur istersen bide dipçik ne lan ayağı mı mı kırıcaksın.

sonra yavaş yavaş his geldi ayaklarıma, ama beynim zor kontrol ediyor ayakları. o soğuk çok başka bir soğuk beyler.

burada bazen soğuk olsun kar yağsın romantik bir ortam olur diyoruz ya.

orada ne karın ne de yağmurun yağması pek romantik bir ortam oluşturmaz.

ölüm için yağar kar yağmur, ölüm için eser rüzgar. donuyoruz amk bildiğin donuyoruz, titriyorum resmen anlatamam size o anı. ancak o soğuk havayı yaşayanlar bilir yani. böyle bir soğuk yok.

hemde sözde yaz aylarına gelicez amk.

yağmurluğumu yırtım ayaklarıma sardım.

ah ulan dedim yağmurum sen orada ben burada direniyoruz.

dedim aga sakin ol, ölmiceksin kız ne dedi ölme, atayıda sana emanet etti,

sonra tak tak bir kaç ateş gelmeye başladı amk.

kendime geldim ya. orospu çocukları bütün gece gelmelerini istedim ses seda yok amk. tamam ölme diyince ateş gelmeye başladı tepeye doğru.

tam orospu çocukları bunlar. attık kendimiz yere. nereden geldiğini anlamadık ateşin.

yer tespiti yapmaya çalışıyoruz,

bir iki el daha ateş geldi, tak tak tak tak ama aralıklarla geliyo peşisıra değil,

lan küpeli dağına baktık ki gabar dağı işte,

amına koyayım gözükmüyo bir bok,

gabar aynası varmı aranızda bilen ama ona denk geldik,

ulan bir yansıma var o tarafa bakında 1 metre önünü göremezsin, dehşet bişey, coğrafyasından kaynaklanan yer şekillerinden kaynaklanan bir durum, orada ki sizi görür ama o noktaya doğru bakınca bir sikim göremezsiniz,

gabar aynasını araştımanızı tavsiye ederim.

o kadar boktan bişey ki, değil oraya bakmak, bakmadan ateş dahi edemezsiniz yani,

ne yapıcaksın amk, aldık mevziyi üsteğmen ateş edin dedi subay ve astsubaylara aralıklarla ama tek tek ateş etmeye başladık bizde ama havaya dağa taşa,

maksat karşımızda ki piçler tırssın diye,

karşılık ateş edildi öle ama bazen mevzi yakınına düşüyo mermileri

dedim oğlum çıkarmayın kafanızı siz.

öyle ateş ediyoruz nereye ettiğimizi bilmeden. muhtemelen bunlar görüyo bizi zaten, kanas sesi yok ama amk. bixi bide keleş belli ki çok uzak.

ulan sonra kanas sesini falan duyduk ,anında vuruldu lan vuruldu diye ses geldi

bizim tepenin aşağısında ki timden. @4617 anlatıcam hepsini abicim. sırayla gidiyorum. neyse aşağıdan sesler geliyo ama kafamızı kaldıramıyoruz tabi, yani görsek ateş edilen yeri bizde ateş edicez ama mümkün değil.

bir yarım saat daha karşılıklı ateş edildi, sonra sesler kesildi hemen atladık aşağıya bizde, baktık çocuğa çocuk ölmemiş ama nasıl olduysa ensesinden girmiş mermi yakarak sırtından çıkmış.

hemen helikopter çağırdık, üsteğmen istedi, diyo ki helikopter çok rüzgar var o bölgeye gelmemiz sorun yaratır.

lan amk ne yapalım bırakalım mı burada çocuğu kıpırtadamayız sırtını sıyırmış omurilig faln sıkıntı varsa felç kalacak çocuk zaten baygın adam.

feyzullahın timinden bu çocuk.

feyzullahta başında çocuğun zor tutuyo kendini,

uzmana dedim al feyzullahı buradan, tim komutanları falan var tabib de gelmişti bizimle allahtan o intikale.

dedi ki bu o zaman bir yer söylesin çocuğu sıkıca saralım kıpırtadmadan arkaürelim oradan alsın helikopter.

söyledi üsteğmen dedi ki beklemede kalın.

allah helikopterlik bir iş içine düşürmesin yani adamı . sardık çocuğu ama ne sarmak amk, 70 kilo olan adam oldu 90 kilo, 4 5 kişi taşıyoruz çocuğu ebemiz gibilecek resmen, doktorda var diyo kıpırtadmayın ama gözünü seviyim falan.

feyzullahta morali bozuk geliyo arkadan döndüm buna dedim,

lan gelsene tut sende sevgi kodumun salağı gel dedim çabuk,

atladı hemen buda tuttu ucundan neyse arkaürdük, hala bekliyoruz ki helikopter gelecek,

dedi işte bekleyin rüzgar biraz dinsin,

babalar üsteğmen bir şahlandı,

gönderin lan hemen vurulacaz burada hemen gönderiz amk, giberim rüzgarınızı ne naz yapıyosunuz lan gönderin,

tamam diyo beklemede kalın,

sanki başka bişey yapıyoruz amk bizde,

2 saat sonra geldi sevgi kodumun helikopteri,

neyse bindirdik verdik çocuğu doktorda gitti onunla.

sinir oluyorum işte bu yüzden helikopterlere amk. yemin ediyorum özellikle bazı tabib asteğmenlerden allah binlerce kez razı olsun. bizim doktor o çocuğu 1 hafta sonra geri gönderdi ya lan tugaya. sapa sağlam geldi çocuk.

ama allahtan deri altından girip çıkmış, taktiri ilahi işte beyler. ölmeyince ölmüyosun.

bütün şartlar tamam, ölmek için her koşul yerinde ama ölmüyosun yani.

sonra tugaya dönücez işte, sinir küpüyüm lan. saatlerdir dağdayız kimseyi bulamadık. birde üstüne ateş yedik, anca dağa taşa sıktık geri dönüyoruz, yediremiyosunuz kendinize yani.

akşam 11 de döndük tugaya, bahadırlar da gelmiş, onlarda 2 gündür kezinmişler amk her yere bakmışlar 80 90 tane adam bir kişi bulamamışlar anca arkada bıraktıkları tas poşet falan başkada bir tak yok gibtiğimin yerinde. neyse beyler bu gece biraz zor oldu, bitirelim muhabbet edelim devam edemicem kafam mektupta kaldı. soru falan soralım konuşalım. rica ediyorum ısrar etmeyin devam edicem. sonra. bundan sonra zaman buldukça word de yazıcam artık arka arkaya atarım öyle daha mantıklı. panpa gecenlerde pkk nın karadenizdeki mağaraları bulundu içinde yok yok sarelleden tut un tuz şeker herşey ama herşey var ve en kalitesinden benim sorum ise bu huur cocukları bu parayı bu desteği kimden alıyor amk

abicim 170 li sayfalarda açıklandı para kaynakları bakmanı tavsiye ediyorum. gayet açık bir dille söylendi. @4636 acemi birlik bitti izne geldim, şırnaka gitmek için otogardan otobüse binmeden hemen önce gördüm en son. @4638 bide abicim benim babam anlatmıştı şırnakta polis sşark görevini yaptıda orda uzun süre görev yapan polisin biri "her gece damlara bakın diyomuş eğer damlarda yatak döşek yoksa o gece saygıı olma ihtimali var" diyomuş sizede oluyomuydu yada öyle bişey duydunmu abi ?

yani tabi var öle şeyler, ama illa olacak diyede birşey yok.

çoban görmezsen etrafta, düğün varsa falan, ne biliyim ilçe o gün biraz daha hareketsizse normal günlere nazaran, işte ay yoksa falan olabilirdi,

yani anlamaya çalışırdın kestirmeye çalışırdın ne ara yapıyor bunlar saygııyı diye.

ama illa damda yatmamışlar diye saygıı olacak diye birşey yok. @4640 öyle bir mevzu var sanırım kardeşim. tam bilmiyorum ama var heralde. kardeşim doğuda yapmadı mesela. @4644 ille öyle bişey yok kardeşim baban istanbulda yaptı diye sende gideceksin diye bir şey yok. merhaba abim, abi doğuda bazı bölgeler, ilçeler pkk nın hakimiyeti altında diyorlar, ne kadar doğru?

1992 de falan bazı bölgelerde halkı arkasına alıp bazen 1 kaç saatliğine bazı bölgeleri ele geçirirlerdi ama bir kaç saat sadece.

o dönemde bizim sınırlarımız içerisinde kampları vardı.

fakan özellikle 1995 e kadar bu kampların hepsi temizlendi. şimdi k.ırakta kampları var. yani öle ele geçirme gibi bir durum yok.

niyetleri o değiş çünkü, ele geçirse ne olur biliyormusun, oranın sevgi koyar ordu. taş taş üzerinde bırakmaz. uçağı helikopteri falan giber atarlar. onlar anca vurur mağaralara kaçar bu.

keşke gelipte bir mezrayı kasabayı köyü falan ele geçirselerde toptan gibip atsak.

durdukları mağaradan kafalarını dahi çıkartmıyorlar ne ele geçirmesi. @4661 abicim görüntü şöle, görülüyorlar yani, köyden geçiyorlar köydekilerden biri haber veriyor bu.

orada ki halkın bir kısmı pkk yı zoraki destekliyor kahraman olarak gören büyük şehirde baba parasıyla özel okullarda okuyan beyinsizler. oradaki halk zoraki destekliyor. adam destek vermezsen seni vururum diyor. buna karşı hala direnmek isteyen olursa asker o köye silah veriyor ve o köy korucu köyü oluyor.

bu memlekette alevilerde çok zor şartlar altında kaldı kimse gidip dağa çıkmadı, 1992 yılında rize de yol dahi yoktu, öğretmen dahi yoktu ama rizeli dağa çıkmadı,

öğretmen gönderiyorsun adam gelip öğretmeni vuruyor kaçırıyor. hastane yapıyorsun hastaneye roket atıyor, işçi göndermek istiyorsun işçi 2 gün sonra kaçıyor.

araştırmanı tavsiye ediyorum, 1990 yıllarda asker okul yapıyordu oraya okulu basıp 4 tane öğretmeni kaçırdılar. 1993 mü tam hatırlamıyorum 33 askeri kurşuna dizdiler aralarında 4 tane öğretmen vardı.

devlet oraya pkk var diye yatırım yapmaya başlamadı. pkk dan öne apocular vardı ondan önce hatta 1930 lu yıllardada vardı bunlar.

pkk olmasaydı orada okul olurmuydu diyorsun ya. şu kadarını diyim.

pkk olmasaydı o cudi gabara giden millet şöyle pusuya düştüm böyle mermi yedim demek yerine, kayak yaparken bacağımı kırdım diyor olurdu.

önce kendilerine soracaklar. oradaki kaçakçılıktan para kazanan para babaları gelipte burada fabrika açacağına kendi memleketinde neden bir iş yeri açmıyor.

yada bazı cahiller kürdistan diye tutturanlar. özellikle istanbulda ki arkalerden bahsediyorum. kürdistan kurulduğunu varsaydığında burada ki tak gibi paralar içinde yüzdükleri hayatı bırakıp gibtir olup gidecekler mi?

paralarınıda bırakmasınlar yani alıp gidecekler mi?

sadece orası mı işsiz?

edirnede de işsizler var her yerde var.

özgürce dilimiz konuşmak istiyoruz diyorlar. tamam tabi ki konuşacaklar, sonra ne istediler onuda söyle o zaman madem açtın konuyu,

devlet dairelerinde önemli posteri görmek istemiyoruz diyorlar.

tamam onuda kaldırdın sonra ne olacak,

türkçe eğitim yerine kürtçe eğitim istiyoruz diyorlar, e kardeşim kürtçe eğitim yer verilen bir çok eğitim kurumu açıldı? bak bakıyım kaç kişi gidiyor oraya.

almanya da ki türkler dese ki biz türkçe eğitim almak istiyoruz. karşılığı ne olur, ilk nazi grubu gelir onların evini yakar.

daha dün bir çocuk dedi burada işte, orada ki kürt halkı pkkdan bezdi, diye,

madem pkk oranın kalkınmasını istiyor, ne gibime esnafa kepenk kapat diyor devamlı, ne gibime yapılan okulları basıyor.

ulan söylesin biriniz anaokuluna ne gibime molotof atıyorlar o zaman.

asıl pkk istemiyor oranın kalkınmasını. bugün pkk dün apocular ondan önce başka bir gib.

empati kurun diyorsunuz ya birde, gidin birde şehit annesine desenize bunu empati kur diye bak bakalım o yaştaki kadın elindeki bastonu arkaüne sokuyor mu sokmuyor mu?

önce farkına varacaksınız pkk ne istiyor ne istemiyor diye, orada kime hizmet ettiğini anlayacaksınız.

oraya gidip yatırım yapmayan devleti suçlayın ama suçlarken de pkk yı araya katmayın ayıptır.

dutdudurudunya bu laflarım sana değil abicim ha üzerin alınma. @4676 şimdi bu arkadaşımız, benden daha önce askerliğini o bölgede yapmış ve bitirip dönmüş bir arkadaşımız abimiz, rütbeler artık omuzlarımızdan kollarımızdan kalktığı için kendiside benim abimdir.

şimdi gelelim konumuza, bu saatte bu konuşmalarımızı dinleyen arkadaşlar zaten az çok olayları takip eden vatandaşlardır.

arkadaşımın hatta abimin dediği şeyleri tek tek not alarak kendi düşüncem ve bildiklerimle nacizane cevap vereceğim. kimse darılıp gücenmesin efendi gibi konuşuyoruz, ne ona küfür edilsin ne bana. keşke böyle konuşarak halledilse herşey.

şimdi dediğine göre;

1930 lu yıllara kadar bölge halkı ve devlet arasında ki tek ortak nokta ''din''. bu dini ortadan kaldıran ''önemliçü'' düşünce ve ''ulusalcı'' düşünce. şimdi direk net konuşalım ''önemli'' ortak noktamız ''dini'' ortadan kaldırarak ortak noktamız kalkınca bu hale kadar geldik.

şimdi merak ediyorum, bu halkın pkk yı desteklemesi için, pkk veya daha öncesinde ki gruplar, hangi din ile kandırırarak yanlarına çekmiştir.

e madem önemliçüler bu dini ortaklığı kaldırdı türkiye cumhuriyeti devletine düşman oldular, pkk hangi dini örgüt ki bunlara destek vermeye başladılar soruyorum.

o bölgeye gidip geldikten sonra bu örgütün ideolojik yapısını incelerseniz, terör örgütü pkk nın en baş ideolojisinden tutunda eylem planlarına kadar örnek aldığı herşey komunizmin kollarına dayanmaktadır. ki 1974 marksist ve leninist temellere dayanan bir alt yapıyla kurulmuştur.

örneğin;

pkk nın uyguladığı taktikler mao zedong un sarı bir kitabı var o kitaptır.

mao zedong un hiç bir dinle alakası yoktur.

pkk nın dinsiz bir örgüt olduğunu bilmeyen yoktur.

ancak pkk içerisinde de yavaş yavaş kendini inkar etmeside görüşmüştür. fakat bu inkar hiçbir zaman islamiyet ile olmamıştır;

şu örnekle anlayabiliriz;

http://www.youtube.com/watch?v=O8MJH56dUFo

yani şunu anlayabiliriz, pkk yı destekleyen halk türklerle aramızda bir din bağı kalmadı diye değildir. zaten halk orada ki pkk yı isteyerek değil zoraki destelemektedir.

dolayısıyla önemli düşüncelerine tak atmanın manası yoktur.

gelelim ikinci konu halkın destek verdiği hikayesine;

önce şunu ayırmalıyız, halk destek mi veriyor, halk zoraki destekte mi bulunuyor.

eğer orada bir köyde yaşıyorsanız, pkk sizden destek istiyorsa ya verirsiniz yada ölürsünüz. bunu iyice bir kafanıza sokun. orada ki halk eğer destek vermiyorum derse asker silahlandırarak köy korucu sistemine geçer.

korucular da en az asker kadar orada hizmet vermiştir. tabii ki korucular arasındada çürükler vardır ama bu gerçekleri değiştirmez.

o yüzden koruculara laf atanı burada giberim.

tespit ettiğim 3. soruya gelelim,

din ortadan kalkınca ortak noktamız kalmadı,

ortak noktaları sayayım size;

-orada ki adamın oğluda şehit oluyor senin oğlunda,
-gs fb bjk ve diğerleri, onlarda orada tutuluyor burada bunlar,(bakın bunlar basit ortak yönler ama insani)
-hadi bugün önemliçülüğün içine sıçan bir hükümet var ama benim çocukluğuma dönelim,
benim çocukluğum yani genelde koalisyon hükümetler önemliçü hükümetlerin (sözde) olduğu zamanda cuma öğlen istanbuldada cuma namazına gidiyordu bu halk, oradakilerde cumaya gdiyordu. onlar cuma giderken biz burada perşembe gitmiyoduk.

ha dersiniz ki önemliçü düşünce yapısı hükümette olduğu için onlar pkk yı destekliyordu. allah allah derim bende ne kadar aydın bir kesim ki önemliçü düşünce yapısını araştırmış da farkına varmış bunları düşünüyor.

şunu bi kere farkına varalım, zamanında ''önemliçüyüm'' diyerek her taku yediler. tıpkı şimdi ''akpliyim'' yada ''amerikancıyım'' veya ''cemaatçiyim'' dediğin zaman her taku yaparsın aynen öyle.

o yüzden ona buna tak atmaktansa kendi insanının ne tak olduğuna bakacaksın.

4.tespit ettiğim nokta,

kemalistler-hümeyniciler. birbirine çok benzer, yanlış,

1. önemliü sevmiyorum dersin (ünlü olursun) - humeyniyi sevmiyorum dersin ya sürgün edilirsin yada taşlanırsın. birisi varsa arkaü yiyip irana giderek sevmiyorum humeyniyi diyecek buyursun bekliyoruz.

2.burada çıkarsınız, her partiye oy atıp seçme şansınız olur, orada öyle birşey olmaz tek adamla yönetilirsiniz.

3. burada ki adam halkı arkasına alıp emperyalist güçlerle çarpışarak onlarla birlikte savaşarak kurmuştur devlet yapısını, orada ki adam da paristen yöneterek ülkenin kıvama gelmesini bekleyip ondan sonra başa gelir yurt dışından fetvalar verir bu fethulla.. aman humeyni hoca.

4. şimdide farklılıklar var mesela iran ve bizimle aramızda onlarıda söyliyeyim,

-burada ki çıkar ben bop un eş başkanıyım der, orada ki çıkar arkaün yiyorsa gel saygı der.
-birisi burada israili one minute ile gider yapar. biri orada nükleer füze denemesi yaparak ağzından tek bir laf bile çıkmaz.
-birisi burada ırakta ki kadınlara tecavüz eden abd askeri için dua eder, diğeri orada ana avrat küfür eder, onların yerine giderek birleşmiş milletler kürsüsünde bismillahirrahmanirrahim lafa başlar ortalık ayağa kalkar;

http://www.youtube.com/watch?v=P-94ELISYXI

arkaün yiyorsa bunu yapacaksın.

5.burada ki çıkar 1 mart teskeresi çıkartmaya çalışarak abd askerinin topraklarına konuçlandırıp sözde ''müslüman kardeşlerim'' dediği kişilere saygıması için meclise sorar. ama bu meclisten çıkmaz. neden çıkmaz? tek adam değildir çünkü önemli ün demokrasisi bir nebzede olsa işler yeterli oy çıkmaz. tek adam olsaydı ne olurdu, sorulmazdı bile amk.

ardından ne oldu peki 1 mart teskeresi çıkmayınca, çuval olayını biliyorsunuz heralde.

diğer tespitim,

akp zamanında ne zaman israil ve abd ile çatışsak pkk saygııyor,

akp sayesinde değil, halk tepki gösteriyor akp yapamıyor pkk gelip vuruyor.

iran dada pjak adında geziniyor bunlar iran her gün gider yapıyor orayı niye vuramıyor iranı bu muallakler?

şimdi diyorlar ki

pkk bir eylen yapıyor kandildekide diyor ki ''bizim haberimiz yok'' buna cevap vermem gülerim sadece,

bir bölümdede pkk bingölde din mezhep gözettiği için eylem yapmadı, sünnetliydiler öldürülen pkk mensupları. ah canım neredeyse ölüleri için fatiha okuyasım geldi,

soruyorum filistin bayrağını bilirsiniz

kırmızı bir üçgen vardır.

o üçgenin kırmızı olmasının anlamı nedir bilen var mı?

söliyim,

1.dünya savaşında bağımsızlıklarını ingilizlerin yanında türk askerlerini öldürerek almışlar. o döktükleri türk kanı anlsevgi gelir.

hadi onu geçtim, bir çocuk doğar doğmaz veya küçükken sünnet yapılır. soran varmı ya da sorduğunu duyduğunuz bir yakınınız;

''oğlum seni sünnet yapıcaz ama sen müslüman mı olacaksın hristiyan mı?''

herif müslüman olmuştur sonra pkk ya geçmiştir terörün dinle ne alakası var.

e eskiden müslüman bildiğimiz tuncay güney israil bayrağını öperken yada haham başlığıyla tvlere çıkmasına ne anlam verelim?

diyorlar ki ergenekonda ki teröristler içeride,

evet bunlar öyle terörislerdir ki yaptıkları hakkında şahit tutulan bir kişi var kim? bilen var mı?

şemdin sakık,

şemdin sakık kimdir bir bakalım

http://img6.mynet.com/ha7/s/semdin-sakik4.jpg

http://www.aktifhaber.com/d/news/87221.jpg

bu adam şimdi ergenekondan içeride olan askerlere karşı şahitlik yapıyor.

adam 33 askeri kurşuna dizip tek tek tek kafalarına sıkan kişi.

neyse küfür etmiyorum.

bu arada halk la din bağlantısı olmadığı için pkk ya destek veriyor dediniz ya alın bunlara bakın;

http://www.haberform.com/images/news/68781.jpg
http://t0.gstatic.com/ima...ArqAqfgOLW6Irza_mvNVuBtFA
http://www.habername.com/images/news/62845.jpg

bu arada bakın bakalım devlet tamamen din ile yönetilirken o bölgede kaç isyan olmuş;

o zamanda heralde din bağlantımız kalktı falan olayı vardı diyemezsini;

1. Babanzade Abdurrahman Paşa isyanı (1806-1808, Süleymaniye)
2. Babanzade Ahmet Paşa isyanı (1812, Süleymaniye)
3. Zaza Aşiretleri isyanı (1818-1820, Dersim)
4. Revaduz Yezidi isyanı (1830-1833, Hakkari ve çevresi)
5. Mir Muhammet isyanı (1832-1833, Soran)
6. Kör Mehmet Paşa isyanı (1830-1833, Erbil, Musul, Şirvan)
7. Garzan isyanı (1839, Diyarbakır)
8. Bedirhan Bey isyanı (1843-1847, Hakkari ve çevresi)
9. Yezdan izzettin Şer isyanı (1855, Bitlis)
10. Bedirhan Osman Paşa isyanı (1877-1878, Cizre ve Midyat)
11. Şeyh Ubeydullah isyanı (1880, Hakkari, Şemdinli)
12. Emin Ali Bedirhan isyanı (1889, Erzincan)
13. Bedirhani Halil ve Ali Remo isyanı (1912, Mardin)
14. Molla Selim ve Şeyh Şehabettin isyanı (1913-1914, Bitlis)

bir çıkıp deyin bari amk, pkk önemliçüdür diye. el insaf,

bu adamların arkasındakileri görmüyormusunuz? ne dini ne sünneti. beyler bazı arkadaşların özelden attığı sorulara cevap vermek için hiç uyumadan işe geldim. şu anda bu yazıyı bile zor yazıyorum. akşama kadar nasıl dayanacağım bilmiyorum. bu akşam yazamayacağım çok büyük bir ihtimalle. affınıza sığınıyorum. eğer bu akşamda istirahat edemezsem yarın bildiğiniz ölecem yani açık ve net. yaklaşıl 10 11 gündür çok az uyku uyumuş vaziyetteyim. göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum.

kafam zor tutuyorum o kadar ağır geliyor ki, sağolun var olun;

şu anda ki vaziyetim aynen şudur. kafam yerinde değil;

bana karşı göstermiş olduğunuz ilgiden...

http://www.youtube.com/watch?v=kNO9PIUomBY @4722 kardeşim sorarım sana, hakikaten gaz bombası, kimyasal silah kullanmış olsak ne olacak ki? kim ne diyecek? ingilizler çanakkalede kimyasal silah kullanırken biri çıkıp bişey dedi mi? siktir et o yüzden kullanalım bol bol. biber gazları kimyasal gazlar hep bu memleketin öğrencisine memuruna atılacak değil ya. birazda gerçek teröristine atılsın amk.

beyler bu arada eve kendimi zor attım. yolda gelirken temde yürüyen adamlar görüyordum o derece kafam gidik. bu akşam istirahat etmek istiyorum. affınıza sığınıyorum kusuruma bakmayın. bayılıp kalıcam bir gün yolda. tekrar tekrar teşekkür ediyorum ilginizden dolayı. örgüte savaş hukukuna dayalı bir saldırı yapmak için önce tanıman gerekir. tanımadığımız için sorun. gidip istedikleri kadar götlerini yırtsınlar kimyasal silah kullanıyorlar örgüte karşı diye. hem kimmiş diyenler bir görürüz anların kimin ne olduğunu. ayrıca bu ibneler kimyasal silah kullanıyorlar diyip şikayet ettikçe kullanacaksın. insan hakları mahkemesi 33 erimizi şehit eden şemdin sakık için ''uygun koşullarda yargı yapın'' uyarısını verdiğinde ne bok olduğu ortaya çıktı. o kimyasal silahı insan hakları mahkemesine atacaksın.

sadece bize yapmıyorlar ki bu insan hakları mahkemesi, bosna savaşında sırplarla savaşan adamıda yargıladı bu ibneler.

bu akşam hikaye yok beyler istirahat edelim. çok yorgunum. beyler dün gece saat 19.30 gibi yatağa girip uyudum. sabah işe geç kaldım. manda gibi yatmışım böyle bir uyuma şekli yok. sabah kalktığımda nefes alamıyordum nasıl uyumuşsam. heralde bütün organlarım ''bu herifin uyanacağı yok, öldü heralde, bizde şartelleri indirelim'' falan dedi sanırım.

neyse, akşam hikayeye devam edeceğim beyler. haberiniz olsun. beyler geldim, bir üstümü başımı değiştireyim, kahve yapayım. sigara ayarlıyayım gelip başlıyorum. beyler saat 9 buçuğa doğru başlayacağım. ilginizden dolayı çok teşekkür ediyorum. özelden attığınız hikayeyi beyendiğinize dair sözleri duymak gerçekten çok güzel. yanlız bazı arkadaşlar ''yeter ulan orospu çocuğu ağlaya ağlaya helak oldum yeter bitirdin beni'' tarzı yazılar yazıyor allah razı olsun ne güzel iltifatlar. gerçek inci sözlükte olduğunu hatırlatıyorlar bu inciye özgü iltifat şekillerinden dolayı=) sağolun varolun=) @4801 hükümet amerikadan izin alamamıştır kardeşim ondan. birde insiyatif alıp k.ırak a askeri sokacak komutanlar içiride ondan olduğunu düşünüyorum. bazı arkadaşlar hikayeyi devam ettirmişler. gerçekten yere düştüm. özellikle bahadır konusunda ki fantezilerim müthişmiş. ne yalan söyliyim götü güzel geliyordu bazen=) beyler 9.30 da başlıyorum. http://www.youtube.com/watch?v=ZGulrzcyGEc

1 gece 1 gündüz pusu operasyonundan döndükten sonra, hepimizin sinirleri ayyuka çıkmıştı. bütün gece delicesine yürümemize rağmen bir tek terörist ile karşılaşmamıştık. çıkmamışlardı karşımıza. bulamamıştık. üstüne, sabahın ilk saatlerinde ateş yemiştik. ateş yediğimiz yer ise gabay aynası mevzuundan gözümüze çarpan yansımadan yer tespiti yapamamış ve sadece dağa taşa ateş etmekle yetinmiştik.

bunlarda yetmiyormuş gibi feyzullah asteğmenin timinden bir çocuk yere yattığı halde ensesinden bir mermi yemiş, ama allahtan mermi deri içinden organlara temas etmeden sırtından çıkıp gitmişti. sırtında ki yanmadan bilincini kaybedip bayılmıştı oğlan. tabi biz o panikle (en azından ben) çocuğun şehit olmak üzere olduğunu düşündük.

hala anlam veremiyorum amk, o çocuk orada nasıl ölmedi, o mermi deri altından organlara değmeden nasıl çıkıp gitti. şansmıdır nedir anlayamıyorum. kadere inanan bir insan değilim aslında ama, bu nasıl açıklanabilinirki başka?

o moral bozukluğuyla tugaya geri döndük. bahadırlarda geri dönmüşlerdi, onlarda çok sinirliydiler. örgütten bir kaç kişi bulmak için k.ırak a bile 1 2 km kadar girmişlerdi. ama tek buldukları şey sadece biraz konserve ve poşet o kadar.

o derece yürüdükten sonra bir bok bulamadan dönmek insanı feci sinirlendiriyor beyler.

çelik harekatının acısını çıkartmak için ve kendi yandaşlarına ''bakın tc bize istediği kadar operasyon yapsın bize bişey olmaz'' demesi için büyük eylemler, şuursuzca eylem yani eylem yapmış olmak için eylem yapacağını tahmin ediyorduk.

özellikle hakkari ve şırnak ta ki sınır karakollarını vuracakları hakkında tehditler alıyorduk. yanlız asıl sıkıntı bu tehditler her yere yapılıyordu. bir tek yere yapılsa güvenliğini alacağız fakat bütün üs ve karakollar tehtid altındaydı.

bizde çıkıp deli gibi bunları aramaya başladık yol üstünde falan yakalarız diye. http://www.youtube.com/watch?v=BZfDbYEkd9w

19 martta başlayıp tvlere 21 martta başladı diye söylenen çelik harekatının tarihi aslında bir çok şeyi anlatır niteliktedir beyler. bende bunu sonradan fark ettim.

19-21 mart genelde bizim nevruz bunlarında newroz kutlamalarının olduğu tarihlerdir. pkk bu nevruz kutlamaları sırasında muhakkak büyük ölçekte bir eylem yapardı.

bizde büyük bir misilleme yaparak bu tarihlerde gidip k.ırak ı bastık. dolayısıyla bunlar olduğu yerde kalıp bir bok yiyemediler.

sonrasında ise şırnak, hakkari, tunceli, siirt, van gibi illerde tsk nın sınır ötesi yapmış olduğu operasyonlar ve halka ettiği zulümden dolayı nevruz kutlamalarının tarihi ileri bir tarihe alınmıştır diye bir bildiri yayınlandı bunların o zaman ki siyasi partilerinden ve yerel belediyelerinden.

fakat tarihi bir türlü açıklanmıyordu.

biz dedik bunlar kesin bir yeri basacaklar. tugaya bir gece apar topar bir adamı alıp geldiler çakırsöğüt merkezden.

ne olduğunu anlayamadık, odamızdan dışarı çıktık bir kaç sivil giyinimli adam, bir adamı almışlar sille tokar tugaya getirdiler. arkalarında da bir kaç subay.

ne olduğunu anlamak için sivil giyinmiş adamların birine yanaştım.

dedim ne oluyo kim bu adam.

dedi öğretmen bu bizin köyünün (sonra bu köy kaldırıldı)

ne işi var dedim.

bu herif bizin köyüne öğretmen kılığında geldi, öğretmen falan değil orada ki çocukları alıp eğitim amaçlı gezdirecekmiş ihbar geldi aldık geldik.

e dedim buraya niye geldiniz ilçe jandarma ya gitsenize,

karıştırma dedi orayı.

odaya girmeden dinlemeye başladım. içeride adama en ufak kötü muamele yapılmıyordu,

yüzbaşı ve sivil jandarma istihparatçı adama nedenini anlayamadığım bir kaç soru sormaya başladı,

en son mgk(milli güvenlik kurulu) toplantısı hakkında ne düşünüyorsun anlat bakalım

adam da başladı işte ne mgk sı ne diyosunuz siz.

sen dedi dhkp-c üyesimisin?

yok ne dhkp-c üyeliği ben gariban bir çobanım.

peki tsk hakkında ne düşünüyorsun,

tsk nedir bilmem ben.

sonra dediler ki ''sen pkk üyesimisin?''

hayır ne pkk si bir alakam yok pkk ile

dedi,

adama bir giriştiler sormayın gitsin.

orada bir pkk lı nasıl tespit edilir onu öğrendim. ufak laf oyunlarıyla adamın pkk üyesi olduğunu ortaya çıkarttılar. ki bir pkk sempazitanı nasıl ortaya çıkar onu öğrendim o gece. yanlız şunu diyeyim bunu her yapan pkk lı değildir elbette.

öğrendiğim formul,

adama konuşmanın başında hep içerisinde ''K'' harfi olan bir çok kısaltmayla ilgili soru sordular ki bu ''k'' harfini nasıl telaffuz ediyor anlamak için.

mesela tsk (teseka) ile ilgili ne düşünüyorsun dediler,

adam tsk ya (teseka) diye seslendirerek cümle içerisinde kullandı,

ardından mgk toplantısını takip ediyormusun dediler,

adam mgk ya (megeka) diye telaffuz etti,

fakat muallakye pkk (pekaka) üyesimisin diye sordular,

o kadar k ye ka demesine rağmen buna (pekeke) diyerek kendini ele verdi,

yanlız eğer bu teseka ya teseke dese veyahut megeka ya megeke dese bir sorun yok, neden? çünkü adam hepsini öyle telaffuz ediyor.

çıkın bakın tvlere ysk, mgk, tsk gibi sonu k ile biten kısaltmalara ka diye fakan pkk ya gelince ''yav biz doğru okuyoru ke ye ka mı diyeceğiz'' diyip pekaka ya pekeke diyenlere bir bakın çoğu pkk sempazitanı çıkar.

ha tabii ki her pkk ya pekeke diyen sempazitan değildir elbette ama, pekeke diyenden her zaman hafif kıllanırım ben arkadaş işte bu herif pekaka ya pekeke deyince bizim yüzbaşı gırtlağına çöktü bu herifin. sonradan ortaya çıktı, adam suriyeli bir pkk üyesi, güney doğuya gelip öğretmenim ben diye köylüyü kandırıyor, orada ki çocukları toplayıp gelin sizi gezdirecem diye örgüte kaçırıyor huur çocuğu,

bu bölgeye gelmesinde ki sebepte aynı. çocukları alıp arkaürecek muallak. özellikle korucu köylerin gidiyor ki onların çocuklarını alıp arkaürsün ve korucuların devlete vermiş olduğu destek kesilsin.

bu kadar şerefsiz işte bunlar.

ben tabi çok göremedim olup biteni, kapılar kapandı ama adama sabah çay arkaürülüyordu, belli ki efendi gibi ötmüş, sabahta zırhlı araçla arkaürüldü.

arkasından bize gelen istihparatta yakında nevruz kutlamaları olacağıydı. gününü az çok tahmin ediliyordu. bir kaç müzik grubu çakırsöğüte cizre ye ve silopi ye geleceklermiş konser vereceklermiş. valilikten izin alınmış falan.

e bayram değil seyran değil ne gibime konser vermeye geliyor bunlar belli ki geçikmiş nevruz kutlamaları için. çakırsöğütte verilecek konser için ilçeye özel hareketçılar geldi, bizden de destek istendi, bizde ilçenin giriş çıkışlarında kontrol noktaları oluşturduk.

yanlış hatırlamıyorsam nisan 29 falan gibiydi, yakın da da 1 mayıs var iyice tetikteyiz yani. hem nevruzu hem 1 mayısı kutlayacaklar.

ilçe girişlerinde ki görevlendirildiğimiz kontrol noktasına gittik, konser akşam 7 de başlayacaktı ama güvenlik önlemleri için biz onu saat 2 ye çektik, akşamda 5 te bitirmeleri söylendi zaten.

biz sabah 7 de kontrol noktasına gittik, ilçede zaten öyle 40 yılda bir konser veriliyor ilçe hiç olmadığı kadar hareketli, çevre köylerden gelenler falan da var.

diyarbakırdan falan geliyor bu müzik grupları.

ilçeye giriş çıkışlarda bol bol arama yaptık bir tak olmadı ama bir çok genç bize pis pis bakıyor yani.

o gece içinde bütün karakollar uyarıldı hazırlıklı olunsun diye, hatta bahadırın timi güçlükonak a gönderildi teğmen hakan falanda vardı onlarla güçlü konakta hakim tepelerde ki mevzilerde bekleyeceklerdi.

aslında ilçe oldukça hareketli ve güzeldi ama işte asker tarafından bakında bu kadar hareketli olmasına alışık değiliz amk ne yapacaksın. gergin gergin bekliyoruz. bu sırada da özel harekatçıların zırhılı araçları devamlı devriye atıyor ilçede kontrol noktaları arasında. bir seferinde de bizim noktada durdu, indiler bunlar tabi rütbeleri falan belli değil adamların, bende aracın motoruna oturmuşum, hava bu seferde fena sıçak öğle vakti amk, çıkartmışım üstmü hücum yeleğim var öyle takılıyorum,

geldiler bunlar biri çıkarttı kafayı;

kolay gelsin asker ağa dedi,

eyvallah kardeşim sana da dedim,

sigara var mı dedi

dedim var (al amk bir bahadır daha)

indiler bunlar oldu mu sana 3 bahadır,

kardeşim içemiyoruz aracın içerisinde yanımızada almayı unuttuk burada bir içelim dedi,

buyrun dedim alın için,

nası dedi var mı bir sıkıntı,

yok dedim sıkıntı geleni gideni kontrol ediyoruz işte, içerisi nasıl kalabalık mı dedim,

bu tarihe kadar böyle kalabalık olmadı dedi buda,

dedim sıkıntı çıkar mı bu gece,

valla kutlama falan yapar bunlar konserden sonra çıkabilir dedi, geçen sene epey çıkarttılar,

hep sene konser yapmaya gelirmi dedim,

yok dedi gelmez sınır ötesi operasyon vardı ya ondan geldiler halka moral için,

vay amk sanki operasyonu halka yaptıki halka sorsan sıkıntı yokta bunlar işte arkaünden uyduruyo sözde halk devlete karşı ya amk. sigara içiyolar bunlar,

dedi senin şafak kaç,

dedim hiç o konuya girme amk,

güldük falan muhabbet ediyoruz,

sen dedi şimdi akşam burayı gör millete belediye apo bayrakları, pkk bayrakları falan dağıtıp sallatacak o zaman böyle gülebilecekmisin dedi bu,

dedim niye lan almayalım içeriye bayrak falan, belediye yaptırıyo dedi içeride gene yaptırmışlardır. konserle birlikte başlarlar biji apo falan diye.

telsizlerine anons geldi sonra müzik grubu ilçeye giriş yapacakmış bunlar attılar yarım sigarayı basıp gittiler hemen.

benim bulunduğum noktada ilçeyi bir nebzede olsa tepeden görüyo, yani çok uzak değiliz konser esnasında duyacaz yani şarkıları falan. neyse beyler konser saatine yakın zaten ilçeye girişler çıkışlar falan yavaşladı tek tük giriş çıkışlar başladı zaten ki çıkış yok denecek kadar az amk.

konser için gibtiri taktan bir platform falan kuruldu ama hoperlörler falan on numara paradan kaçınmamış huur çocukları.

neyse bende ilçeyi kesiyorum, falan derken başladı konser, en az 1000 kişi falan var alanda, alan dediğimde bir tane cadde amk.

lan konser başladı bir görüceksin zılgıtlar falan. devamlı grup yorum ve ahmet kaya bide şiwan pervermiydi neydi o işte onları çalıyo herifler,

ilk parça beyler yemin ediyorum dağlara gel dağlara çalmaya başladı, ve konser alanını öyle bir yere kurmuşlar ki,

millet hep bir ağızdan ''dağlara gel dağlara'' diye bağırıyor elleri kaldırarak direk bizim tugaya doğru döndürüyor elleri oraya ''dağlara gel dağlara''

anaaaa olaya bakın lan, resmen herkes tugaya dönmüş ''dağlara gel dağlara'' diye nispet yapıyo amk. ulan şok oldum resmen cesarete bakarmısınız. şarkıda bu zaten bilenler bilir,

http://www.youtube.com/watch?v=1uy6u09cfWs lan napıyo bunlar diyorum bende, elimde ki sigarayı yutucam amk sinirden ama.

orospu çocukları bir hafta oldu k.ıraktan geleli çıkmadınız karşımıza çoraplarla kaçtınız göt oğlanları falan diyorum tamam mı. abi adamlar zaten sırf proveke etmek için yapıyo, yani istiyor ki biz sinirlenelim ateş edelim dağıtalım halkı sonra tc konseri bastı desinler anladınız mı,

sonra beyler o zamanın ünlü ahmet kaya şarkısı girdi olaya,

http://www.youtube.com/watch?v=VP8n8GfFlyk

ahanda bu şarkı, lan bunlar bir azdı, arkasından apo bayrakları falan çıktı mı aga anaa bildiğin yer yerinden oynuyo amk.

dedim lan kandildemiyiz nerdeyiz amk. ve şarkıyı söylerken aynı anda bir tugaya dönüyorlar ''kürtdüz allahına kadar'' sonra emniyet müdürlüğüne dönüyorlar ''kürtdüz sonuna kadar'' diyolar sonra da ''vallahi apoyu özledik'' lan birde içeride güvenlik önlemi almış polis onlara dönüp dönüp yapıyorlar yani. bende biraz daha çıktım tepeye ki daha net göreyim diye anlatamam sizlere, sinirden kendimi sikicem orada yani, adam gel diyor konser alanında kafamdan indir beni. resmen bunu istiyor herifler. iyice azdılar amk. lan efendi gibi yap işte konserini ne üzerimize oyun oynuyosun amk.

arkasından bunlar yetmez miş gibi fasso nejdet çalmaya başladılar amk, daha çıkmamış piyasaya bu şarkılar ama söylüyodu ahmet kaya,

fassı nejdet karakolda ki dayaktan bahsediyo, herkes emniyet müdürlüğüne dönmüş bağıra bağıra söyleme başladı amk;

şarkıda bu;

ama yarı kürtçe falan söylüyorlar,

http://www.youtube.com/watch?v=uhtQJQJTBJU @dulluk şimdi anandan bahsedicem ama ben annemi kaybettim o yüzden senin bile annenin ellerinden öpüyorum. çok sıkıştığımız zaman sana benzeyen bir örgüt elemanıyla hallediyoduk işimizi allah razı olsun. neyse beyler, konserin başlarında bizi provake edecek şarkılar çalmaya başladılar bunlar, sonra baktılar bizden hareket gelmiyo normale dönmeye başladılar, lan bir güzel çalıyor ibneler anlatamam sana. bizde sakinleştik, ama hafiften hafiften dokunduruyolar gene işte metrisin önünde durdum falan. durun onuda paylaşayım,

http://www.youtube.com/watch?v=FpfxpQW5ytE

biz de sakinleştik falan, bunlarda sakinleşti, arka arkaya güzel parçalar çalmaya başladılar güzel türküler kürtçe falan çalmaya başladılar ama güzel yani ne dediğini anlamıyorum, ahalide oraya buraya dönerek hareket yapmayı kesti, güzel güzel devam ediyor herşey,

sonra saat 5 falan gelmeye başladı, bitirecekler dinleyenler falan belli amk bitmesin istiyo, sonra anons geldi işte kontrol noktalarına hava karardığında adam gönderecez sakin olun, karanlıkta yollarda ışık yok militan sanıp ateş etmeyelim diye, akşam 8 9 a kadar devam etti konser. iyide oldu amk aslında şarkılı türkülü cudiye karşı bakmak güzel şey.

orada terör olmasa beyler varya kışın uludağa falan gidenin kafasını sikiyim derim yani, çok güzel yerler lan hakikaten çok doğal yerler ve adamın içini huzur kaplıyo anlatamam sizlere. lan düşünüyorum da hakikaten özellikle elektro sazı çalan eleman konuşturuyodu sazı yani. insanı hüzün kaplıyodu yer yer. bizede iyi gelmişti aslında konser olayı.

sonra çok garip şeyler olmaya başladı, konserde şarkı söyleyen kız dedi ki ''sabahtan beri burada bekliyorlar polis te olsalar soralım bir istek parçaları var mı?'' ahalinin bir kısmı başladı yuhlamaya falan bir kısmı alkış tutuyo bende o sırada ilçeye gidiyorum yeni kontrol nöbetini alacak tim geldi, panzerden ses geldi aynen şöle

''ne var kardeşim bizde şarkı dinlemeye hakkımız yok mu?''

yerlere yatarsınız amk. gene ahalinin bir kısmı alkış yapıyo bir kısmı yuhluyo falan. yuhlayanlar zaten belli amk.

sonra istek parçalarını illettiler heralde duymadım orayıda çaldılar istek parçayı,

neşet ertaştan istediler adı çok manidar ama ''cahildim dünyanın rengine kandım''

ama allahı var güzel söylediler amk.

http://www.youtube.com/watch?v=xiZi41C-IAE

şimdi insan soruyo çalsana amk bi türkiyem şarkısı iste ne biliyim ona benzer bişey iste diye, ama zaten çalmazlar zaten izin vermez poliste durduk yere galyana gelmesin millet. zaten hava kararmış amk. lan sonra konser bitti, konser alanı temizlenmeye başladı bizde tugaya döndük, daha yarım saat olmamış, konser verilen ilçe yıkılıyo amk. nevruzu kutlamak için caddede ateş yakmak istemişler, poliste izin vermemiş geç oldu dağılın diye, bunlarda yakmış ateşi panzerde su sıkmış, bir anda ortalık karışmış amk.

lan gece nin bir vakti, kimi kovalıcan kimi yakalıcaksın, biri molotov atmış, bir polis aracını devirmiş amk, sonra demezler mi bize hemen kontrol noktalarına geri dönün giriş çıkışı engelleyin. hay amk ya askermiyiz polis mi belli değil,

haydi hurra gene atla hazırla timi geri dön amk, ilçe içinden olmasada etrafından geçiyosun falan koşuşturanlar bilmemne bizim aracada taş geliyo araya ama nerden geliyo göremiyosun amk.

sabaha kadar irili ufaklı bu şekilde çatışma taşlama falan devam etti, zaten poliste aksiyon arıyo amk poliste paranoyaya bağlamış en ufak şeyde coşmaya meyilli, sabah karşı dediler kontrol noktalarında ki asker ilçe caddesinde toplansın.

niye amk?

yürüyüş yapacakmışız.

toplandık amk caddede yürüyoruz, götümüzden alev çıkartırcasına bağıra bağıra ama birilerine nispet olsun diye,

40 50 tane mavi bere çok değil ama yankılanıyor tabi,

''vatan sana canım feda''

ayakları çat çat çat çat yere vura vura, bom boş sokak ama işte hani nerede olduklarını hatırlasınlar diye güya,

diyorum ya orada güzel şeyler uzun sürmez diye. 1 gün sürdü sonra gene eski halimize döndük amk. döndük tugaya 1 dakika bile uyumadan geçirdik günü amk. millete güzel olan konser bize oldu ızdırap amk. tam konser bitti güzel güzel dağılacak millet derken nevruz kutlaması yapacakları tuttu. ama kim niye yapmaya çalıştı belli amk.

öğlen 1 gibi biraz istirahate geçtim, akşam saat 4 gibi acil kaldırdılar. lan amına kodumun yerinde 1 dakika rahat durmuyor herifler.

alışmışız ama iki dakika uyuyalım lan.

belkide o günlerden kaldı anasını satayım uyuma problemi,

dedi komutanım üsteğmen çağırıyo,

ben ona küsüm gitmicem diyemiyosun tabii ki sike sike gideceksin,

kalktım hemen toparlandım üstümü giyinecem,

dedi komutanım acil ama,

üstümü değiştirmeden gittim ne yapıyım,

girdim yanına dedi ki balıkaya ballıkay mı öle bişeydi, o köyde patlamalar olmuş teğmen hakan sen ve bahadır hemen gidiyosunuz oraya dikkat edin orada olabilirler.

lan yarrak saat 4 hava kararacak bir kaç saat sonra, ne köyü ne patlaması amk. bölgede ki karakol çıkamıyor tabi içeriden baskın tehditi var.

neyse hazırlandık yarım saatte doluştuk araçlara çıktı yola. çıktık yola, yarı uyuyorum zaten anasını satayım, yani kendimi veremiyorum zaten hiç bir boka kafamın bir tarafında hep yağmur var. 1 saat sürmedi vardık köye allahtan her 2 3 km kontrol vardı yolda pusu tehlikesi yok yani,

vardık köye en yakın karakola, teğmen hakan atladı bizde peşinden ve bir tane asker benim peşimdede erdinç var tabi,

teğmen hakan dedi,

komutanım patlama olmuş nedir taci atışı falan mı var?

yok taciz atılı ama köyün oradan patlama oldu, havan zannettik ama değil mayın olabilir,

herifler köye mayın mı döşemişler amk diyorum içimden köy ne alaka lan köye niye mayın döşensin diyorum,

hemen köye hareket ettik bizde,

köye bir vardık ellerinde keleşli bixili herifler. lan karanlıkta ben bunları gördüm pusu falan diye bir an panikledim amk resmen, bir kaç saniye ama sonra aklına geliyo yani herif askerin önünü kesecek hali yok yani, korucu bunlar,

indik kamyonlardan, köy feryat figan amk bağıranlar zılgıt atanlar falan yer yerinden oynuyo resmen. ellerinde keşleşli sakallı adamlar karşılayınca ne kadar korucuda olsa ben bir tedirgin oldum amk kime güveneceğini bilmiyosun orada.

teğmen hakan ellerini sıkınca bir nebze olsun rahatladık tabii,

dedi hayırdık kerim nedir durum,

dedi komutanım mayına bastı iki kişi,

teğmen dedi ne mayını hayırdır,

mayın döşemiler komutanım arı kovanlarına çıkan patikanın oraya,

bu kadar şerefsiz işte bunlar köy belli ki korucu köyü arı kovanlarına çıkan yere mayın döşemiş ibneler ki köylüler gitsin buradan.

teğmen hakan bahadırı aldı timlerle çıktılar patikaya bizde köyde bekliyoruz, 2 tane kadıncağız amk, bir tanede çocuk ama çocukta bişey yok, kol kola gidiyorlarmış mayına basmışlar,

bir pikap gibi araç var arkasına almışlar battaniyelerle sarmışlar kadınları pikapın arkası olduğu gibi kan gölü olmuş,

yanımda da korucu var dedim niye yaptılar sence bunu,

komutanım dedi,

bunlar bize geldi dedi biz buradan gelip geçeceğiz sizden mal alacağız ona göre bize şu kadar erzak ayırın dediler,

bizde hayır dedik, tehtid ettiler kanmadık, karakola gittik ihbar ettik, karakolda bize silah verdi cephane verdi mermi verdi roket verdi,

bunlar siz operasyondayken ırakta 10 15 kişilik grup geldiler bizde ateş açtık kaçırdık bunları,

biz burada koyunlarımızı otlatırdık komutanım koyunlarımızı bunlar yüzünden çıkartamaz olduk ateş ederlerdi, koyunlarımızı sattık arıcılık yapıyorduk ama yetmiyor tabii ki, gece gündüz bal yapmaları için geceleride çıkardık onuda yapamayalım diye mayın döşemişler.

sözde bunlar kürt halkının haklarını savunuyorlar orospu çocukları. köyde ki kadınlar feryat figan ama anlatamam sizlere, kendini yerlere atan mı dersin, kafasını yere vuran mı dersin, ağlayan çocuklar falan çok acı verici bir durum yani,

yarım saat sonra geldi işte teğmen hakanla bahadır, dedi antitank mayını döşemişler ip çekmişler dedi, ona takılmışlar muhtemelen. vay anasını satayım iki kadıncağızı öldürecekler diye yaptıkları organizasyona bak.

komutanım burada arıcılık yapıyorlarmış falan diye anlattım durumu,

sonra dedi kadınları alıp hastaneye götürmek lazım dedi,

korucu dedi,

yeni koymuşlardır mayını sabahta o yoldan çıktılar bişey yoktu,

teğmen hakan da,

kardeşim dedi bu tepenin arkasında patika var mı? nereden gelmiş olabilirler diye sordu,

damla köyü var buraya yakın ama patika yol yok buraya,

hemen dedi 2 tim oraya doğru gidelim sende al kadınları hastaneye götür dedi bana,

komutanım dedim yani sıkıntı olmasın bende gelsem,

yok dedi korucular benimle gelecekler sende git,

teğmen hakan bahadır bide korucular falan toplam işte 50 kişi kadar oldular, ben bir kişi aldım pikap ı aldım hastanenin yolunu tuttuk. tabi kadınları almak çok kolay olmadı pikapa asılanlar ağlayanlar haykıranlar falan 15 20 dakika köyden çıkmak için uğraştık resmen. lan zaten köye yol falan yok denilebilir, boktan bir yol var, dağın başında köy, çıktık zifiri karanlık var anasını satayım, korucu dedi komutanım yol çok taşlı kasisli meftalar pikaptan düşer hızlı gitmeyelim,

dedim ip yok mu bağlayalım sıkı sıkı,

herif pis pis baktı böle,

haklı tabi adam anasını satayım sanki 50 kilo narençiye taşıyosun,

dedim kardeşim ver o zaman bizim araçlardan birine alalım asker koyalım başına sende bin arkadaşın aracı sürsün peşimizden gelsin.

tamam dedi bu atladık araca yolda gidiyoruz, allahtan kontrol noktaları var sık sık yoksa siksen gitmem yani çıkmam o yola, neyse 1 1 buçuk saat sonrada tugaya geldik önce, komutana dedim kadınları getirdim böyle böyle olmuş hastaneye kaldıracam, tamam dedi koruculara çay verdiler muhabbet etti üsteğmen,

bende çıktım hastaneye gittim, lan amk ilçe girecez millet gene taş atmaya başlıyo bize, araç zırhılı da değil, telsizden dedim bize taş atıyolar, ayrıca niye atıyolar yani amk. onuda anlamış değilim lan.

telsizden dememle aradan 1 2 dakika geçti polis geldi hemen bende havaya ateş açtım bir iki el geri döndürdüm aracı amk. giremiyoruz içeri ya milleti ezecez ya geri çıkacaz zaten tugay iç içe ilçeylede cizreye gidecez yani ikizce yoluna çıkmamız lazım.

meğer artık halka şey diye gidiyor haber, asker köye ateş etti iki kadın öldü. vay amk yalanın bu kadarı. polis açtı yolu dedim sür sür amk, baz gaza.

öyle böyle derken çıktık ikizce yoluna, cizreye vardık, cizre daha büyük bir yer çakırsöğüte göre, hastaneye geldik, hastanenin etrafı zaten zırhlı araç asker polis dolu amk, getirdik naaşları, zaten haberleride var, ben gerekli imzaları attım, teslim ettim geri döndüm,

tugaya, üsteğmene gittim teslim ettiğimi söyledim, dedi senle birlikte 3 tim daha geliyo, bende geliyorum intikale çıkıcaz bu mayın döşeyenleri arıyacaz,

ya el insaf amk iki dakika götümüzü dinlendirelim ama yok.

iyi dedik,

benim tim zaten hazır, diğerlerini bekliyoruz. yarım saate hazırlandılar, korucular önden biz peşlerinden çıktık yola gene köye gidiyoruz, köye geldik bu sefer köy kadınları üstümüze geliyo, niye götürdünüz nereye götürdünüz falan. lan otopsi yapılacak savcılık inceleme başlatıcak falan nereye anlatıyosun amk türkçe bilen yok ki, korucular itip kakıyo kadınları,

2 3 tane daha korucu katıldı, bizde başladık damla köyüne doğru gitmeye, köy bir tepenin eteklerinde zaten, o tepeye bir çıktık amk her yer kapkaranlık yüksek tepeler gözüyor sadece, e patika da yok amk, in çık ebemiz sikilicek belli, hemen önde ki timlerle bağlantıya geçtik,

konak6 kara2 ye tamam,

hemen aldılar bağlatımızı,

dedi peşinizdeyiz durum nedir,

dedi burası çok girintili çıkıntılı zor ilerliyoruz, bir iz bulamadık ama çok uzaklaşmış olamazlar komutanım dedi teğmen,

yarrak uzaklaşmış olamazlar çoktan geçmişlerdir onlar ırak a, kaç saat olmuştur kim bilir mayını koyalı amk.

koca bölgede 2 kişi arıyoruz samanlıkta iğne aramak daha kolay. bide karşımıza bir kol çıkarsa siki tutarız yani, her an eylem yapacaklar diye bekliyoruz bide amk. yemin ediyorum size gece 11 gibi yola çıktık 7 saat yürüdük sadece 4 km. 4 km yi 7 saatte aldık amk. saat olmuş 7, teğmen hakanın timiyle buluştuk işte,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder