evet beyler 21 yaşında aztek olarak görev yaptım, jandarma komando olarak. şırnak çakırsöğütte 1.jandarma komando tugayında.
daha yeni bitirmişim üniversite yi aşık olduğum bi kız var (allah gani
gani rahmet eylesin) gidip geliyim hemen bi iş tutayım evleneyim diye
bir an önce gidip geleyim dedim (demez olaydım). demez olaydım diyorum
askerde yaşadıklarımdan dolayı değil terhise 17 gün kala kız arkadaşım
vefat etti.
bu arada yaşımızda ortaya çıktı 38 yaşındayım bekarım mali müşavirim.
geçenlerde bi arkadaşın askerlik anısını okudum ne zamandır içimde dekileri dökmek istiyodum başlayayım dedim.
arkadaşlar hikayeye başlamadan önce, o zamanlar deyince aklıma şu iki şarkı gelir.
birincisi özellikle kış döneminde intikale çıkarken bir asker vardı
selda bağcanın ince ince kar yağar türküsünü çok güzel söylerdi aslan
gibi adamdı o şarkıyı paylaşayım.
http://www.youtube.com/watch?v=vL3raxfj1oo
birde dağda ki soysuz köpeklerin bize yerel radyodan sık sık şarkı
gönderirdi ''dağlar gel dağlara'' diye bilenler bilir hayla vardır bu
muhabbet orada. dağlara çağırdı komandoyu arka oğlanları.
http://www.youtube.com/watch?v=1uy6u09cfWs
evet arkadaşlar hazırsak başlıyorum yavaştan.
beyler bir kaç resim koyayım önce.
birde şimdiden söyleyeyim öyle rambovari hikaye değildir bu. sinir
bozucu bir çok şey anlatacağım. askere gitmemiş olan arkadaşlar
özellikle aztek olacak kardeşler bu anlatacaklarımı okumasını tavsiye
ediyorum.
arkadaşlar bu resim 1994 yılında acemilik esnasında (acemilik ısparta
eğridir) 3 haftalık mamak dağ komando kurs taburunda aldığımız eğitim
sırasında verilen kitapçıktır. 3 hafta eğitim biraz az gelebilir. ancak o
dönem göz önüne alındığında, bölgede ki emir komuta kademsinde oluşan
sirkülasyon oldukça fazlaydı. gerek geri hizmet alımları muhabere ve
muhabere dışı yaralanmalar ve şehit subaylar yüzünden özellikle
azteklere verilen eğitimler hızlandırılmıştı.
arkadaşlar bir kaç resim daha koyup başlayacağım.
beyler özellikle o dönem çektirdiğim fotoları arıyodum buldum onları
yüklemekteyim. elimde 3 5 bişey var ne var ne yok baştan yüklüyorum ki
sonra sıkıntı çıkmasın.
evet arkadaşlar 1994 yılı okulu bitirmişim. aynı okuldan ingilizce
öğretmenliği okuyan bir kız arkadaşım var. orta okulda da aynı
sınıftaydık bu kızla. sonra lise zamanında ayrı düştü yollarımız.
ardından tekrar bulduk birbirimizi. ilk görüşte ben aşık oldum. zaten
orta okuldan sonra bi kız arkadaşımız olmamış o yüzden aklımızın bi
ucunda kalmış. neyse okuduk bir güzel. o dönemde ana haber bültenlerinde
gazetelerde devamlı g.doğuda şu kadar şehit, işte bu karakol basıldı bu
kadar şehit. özellikle hakkari ve şırnak bölgesinde.
biraz araştırırsanız ayrıntılı bir biçimde göreceksiniz. bir keresinde
nevruz döneminde şırnakta bu ibneler bir ayaklandı ve sözde şırnakta
halkı arkasına alıp özerk böle ilan edeceklerdi. memleket karışık
diyoruz ya şimdi. olum o dönemin yanında hiç birşey değil.
bi yandan gazi mahallesi, m.kemal mahallesi ayaklanmaları. bir yandan
şırnak ki o zaman vilayeti hakkarinin ayaklanması pkk şırnak ı
bildiğiniz 1 günlüğüne ele geçirdi. hemen bu olayın ardından da asker
müdahale yaptı pkk geri çekildi. işte o anda başladı beyler herşey.
okulun bitimine bir sene var kız arkadaşım babasını kaybetti
kanserden. eczacıydı babası, dolayısıyla büyük sıkıntı çekmeye
başladılar. annesi ev hanımı bir de kardeşi var henüz ilkokulda. neyse
bir yandan destek olmaya çalışıyoruz bir yandan okuyoruz. okul daha
bitmeden karar aldım ben askere hemen gidelim gelelim bi işe girelim de
alayım kızı. hemen aileye açtım konuyu. rahmetli dedem emekli başkomiser
dedi ''oğlum bu dönem gitme askere, ortalık karışık'' falan. babam bi
yandan gitme boşver diyo annem zaten bıraksan yurt dışına kaçırıcak
elinden gelse.
benim kafamda ki planları anneme açtım, işte bir kız var böyle böyle
planlarım var. destek olur diye düşündüm aksine bu sefer kıza atıp
tutmaya başladı onun yüzünden gidiyosun kendini düşünmüyosun falan.
yanlış anlamayın beyler anne işte bir evhamlı olum aranızda o sene
doğanlar var araştırıp bakın, giden gelmiyo diyo ya yemen türküsünde
harbiden öyle. aramızda asker çocukları var. onlar çok daha iyi
bilirler.
velasıl öle yada böyle konutşuk ettik kabul edildi. özellikle bir gece
babamla konuştum o çok etkili oldu. neyse gittik başvurduk.
neyse beyler tuzlada girdik sınava, işte sınav muayeneler derken falan
asteğmen olduk. acemi yeri belli olacak onu bekliyoruz.
bir sürü söylentiler çıkıyo tabii bu süre içerisinde, işte izmir foçaya
düşersen kesin doğudasın, bursaya düşersen şansın var falan öyle
geçiriyoruz günleri. ama hiç aklımda olmayan bir yer geldi beyle.
ısparta eğridir dap komando okulu. e mevzunun da içinde değiliz tabi o
zaman kadar. ilk defa duymuşum ısparta eğridiri ki yanlış bilmiyorsan
daha yeni yeni ün yapmaya başlıyo o dönem.
neyse ısparta dağ komando okulu olduğu ortaya çıkınca dedemin yüzü zaten
renkten renge girmeye başladı.
allahtan söylediğimde annem orada yoktu falan babam dedi ''söyleme
oğlum annene'' lan diyorum nooluyoruz kafamda bin bir türlü manyaklık
geliyo neresi orası diyorum içimden falan. neyse ayrıntısını istedim
dedemden bi güzel anlattı ben zaten o dakika yarı komaya girdim.
aranızda bana kızanlar olmasın. o anda ne hissediyosa onu anlatıyorum.
pek kahramanlığım olmadı. oraya gidiyim dağları yıkıyım falan diye
bildiğiniz korktum olum neyle karşılaşacağını bilmiyosun. daha doğrusu
ısparta dan değil oradan eğitim sırf doğu için veriliyor. ondan
sonrasını düşünmeye başladım. ayrıca o bölgede askerlik yapmış olupta
''korkmadım şöyle yıktım oraları şöyle aslandım en ufak tırsma yoktu''
diyen varsa hemen orayı terkedin yalan atıyordur. hele gece dağda durup
telsizden şifreli anons geçildiğinde altınıza sıçıyosunuz o kalbiniz
varya midenizde atıyor resmen.
neyse anneye söyledik, anne hemen ağlamaya başladı zaten, babama sövmeye
başladı bok var kabul ettin göndermeyelim çocuğu falan beni daha
gitmeden gömdüler resmen sağolsunlar.
arkasından hadi isminide veriyim yağmur du kızın ismi ona söyleyecektim.
@72 osman pamukoğlu hakkari bölgesindeydi panpa. benim dönemimde de
zannediyorum son zamanlarıydı. erdal sarızeybek i bilirsiniz muhabbet
etmişliğim yoktur ama aynı karavanadan yemek yemişliğimiz vardır.
beyler teslim olmama 2 gün var gittim kızın yanına oda iş kovalıyo.
özel dersler falan kovalıyo. akşam buluştuk. allah razı olsun öle şimdi
ki gibi kaşarlardan değil di asla. şimdikiler askere gidersin döneceğin
günü not edeler o vakte kadar hayatlarına arkadaşlarıyla birlikte
kaldıkları yerden devam ederler. ha o zamanda vardı. sırf o yüzden bir
askerim intihara teşebbüs etti. ulan 1 ay içerisinde belki de 1 kere
telefon açabiliyosun ailene 15 dakika gibi süre var. çocuk ailesini
değil kızı arıyo ama kız işi var arkadaşlarıyla buluşacak diye bunu
geçiştiriyo. ki askerlikte kızdan ayrılma çok olduğu için gidecek
kardeşlerime tavsiyeler çok ufak bir ihitmalde olsa eğer bu ben
oralardayken trip atar falan diyorsan allah rızası için ayrılın
şimdiden.
konuya döneyim beyler. biraz yağmuru anlatayım size.
rizeliydi beyler. bir gözleri vardı masmavi ama leb-i derya bakmazsın
gözlerine diyeceğini unutursun o derece. hafif kumraldı ama genelde
saçlarını sarıya boyatırdı. şeye benzetiyorum şimdi bu titanicte oynayan
bi kız vardıya ona benzetiyorum.
o rizeli ben muhacir selanikten gelmeyiz. arada biraz fark var. o çok
ayrıntılı düşünen biri, bense biraz rahat. o çok ciddi dünyaya karşı ben
biraz koy götüne modu. ama iyi anlaşıyoduk.
bu arada duygusallığa falan girmiyecem ağlamaklı falan öle bi durum yok
aradan 17 sene geçti kaybedeli. içimde sızıdır. belki de bekar kalma
sebebimdir ama ben kabul etmiyorum bunu.
birazda içimi dökmeye başladım beyler. kusura bakmayın.
oturduk anlattım durumu. ama ''ıspartaya düştüm oradan sonrası kötü
başıma şunlar gelebilir'' falan demiyorum tabii ki zaten kızın binbir
türlü derdi var beni düşünmesin.
düşünmesin de o günde biraz değişikti bu. yani ne bileyim üzülsün
istemezdim tabii ki ama hiç üzülmemiş gibi durması da biraz koydu bana.
açıkcası sinir bastı içimden
lan biz cehennemin dibine gidiyoruz kızda tık yok, lan 2 gün var gitmeme
biri mi var falan diye daha gitmeden şizofreniye bağlamaya başladım.
sonra eve bırakıcam sarıldık falan bunda bi soğukluk var. lan tamam
arada bu tarz triplere girerdide şimdi sırasımı amk ya diye düşünüyorum
neyse tuttum bunu kolundan
''kızım gidiyorum ya neyin var hiç üzülmüyosun galiba'' dedim bu başladı
ağlamaya dedim lan buda mı biliyo ısparta mevzuunu bi ben mi bilmiyorum
amk diye düşünürken dedi ki ''bak gözün arkada kalmasın ben ''elimden
geldiğince'' seni her zaman bekliyo olacağım, ama olurda bir daha
nasipte görüşmek yoksa üzülme ne olur sen orada kendine dikkat et''
dedi. ben bi kıllandım aga. iki kelimeyi çektim aradan;
''seni beklicem elimden geldiğince'' ''bir daha görüşemezsek''
dedim ne diyosun ya niye görüşemeyelim ne demek elimden geldiğince
beklemeye niyetin yok galiba falan dedim bi hiddetlendim. bu dedi ben
gelmicem seni uğurlamaya hareme bak yanlış anlama ben dayanamıyorum
falan dedi. ben iyice delledim ama bişey diyemiyorum apartıman kapısının
önündeyiz bağırmama rezillik olur. falan sinirlendim çektim gittim bu
kaldı öyle. amına koyayım kendimin beyler beynimi sikeyim tam bir
puştmuşum lan.
ulan nerden bileyim. meğersem kız 2 gün öncesinde kanser olduğunu
öğrenmiş tamammı. ondan diyomuş beklicem elimden geldiğince görüşemezsek
üzülme falan diyomuş bende götümden neler uyduruyorum. küçük kardeşlere
söylüyorum. bir işin aslını öğrenmeden yargılmayın olum insanları.
söyleyememiş o yüzden. orada onu düşünmiyim diye bende söylemedim böyle
bi yere gidiyorum falan oda benim için endişelenmesin diye vay amk
kadereb bak.
bide beyler o zaman nostaljik takılıyoruz tabii. buda bizim
şarkımızdı. şarkılı türkülü konuşalım amk.
ikimiz bir fidanın beyler, o zamanlar her gencin şarkısı daha burak kutlar tarkanlar falan yeni yeni çıkmış piyasaya.
http://www.youtube.com/watch?v=H2jvBSeu9sg
@96 6 yaşında okula başladığını düşün sonra bir saymaya başla. hiç
sınıfta kalmadım lise 4 seneydi.
neyse beyler. kafa karışık. bitmiş vaziyetteyiz aklım arkada kalıcak.
neyse gittik hareme otobüse binecek sağolsun üniden arkadaşlar geldi
hoplata hoplata bindirdiler otobüse. ufak kardeşimi öptüm dedemin elini
öptüm babama anneme sarıldım. içimden diyorum ki gelir lan uğurlamaya
gelir oğlum niye gelmesin falan. tam türk filmi triplerindeyim tam
otobüse binecen arkadan ses gelecek falan dönüp bakıcam faland iye
bekliyorum gelmedi tabii.
gittik birliğimize teslim olduk. takım komutanı eğitimi alıyorum. çok
güzel arkadaşlıklar edindim. komser çocuklarmı dersin avukatlar mı
dersin bankacımı dersin üniversite ortamı ilk günler. daha otobüste
yağmuru düşünüyorum diyorum lan nası aklımdan çıkıcakta ben askerliğe
odaklanıcam nası çıkıcak falan diye iç geçiriyorum devamlı. aklıma hep
dedikleri geliyo bi daha görüşemezsek falan annemin ağlaması geliyo
bildiğin daha ölmeden gömdüler sanki beni.
unutamıcam diyorum aklım hep ondan kalıcak diyorum falan. aga eğitimler
bir başladı, ama bir başladı yani. bırak kızı dediklerini düşünmeyi,
yarım saat öncesi aklıma gelmiyo amk. böyle eğitim yok anasını satayım.
eğitim sonralarında komutanlarımız birde gaz konuşmaları yapıyo ki sorma
gitsin. siz böyle aslansınız sizi ikiye bölseler acımaz amk falan, koca
ispanyol boğasını karşıma koy tek cüneyt arkın hareketiyle ikiye
bölerim o moddayım.
neyse arkadaşlar başladık eğitimlere. nefes aldırmıyolar anasını
satayım. g3, bixi, roket atar, el bombaları, muhabere, taktik eğitimi,
kaçakçılık ile baş etme (hala var mı bilmiyorum), sabah 4.30 da kalkış
gece 2 yat.
helikopterlerle toros dağlarına bırakıyolar bizi haftada iki gece dağda.
çeşitli noktalar işaret koyuyorlar oraya gidip geliyosun.
şarjörün dolu sebebi ise dağda domuz çıkar falan göte gelmeyelim. ama
diyorum ya atma ziya gibiyim çakı versinler dört parçaya bölerim onu
modundayız her birimizde öyl değil tabi amk.
bazen uzun görev 40 km yakın yürüyüş 10 saat amk. 10 saat olmasının sebide düz yolda yürümüyosun panpa, in çık in çık.
ayrıca sız eğitimleri, yerde sürünürken tependen paralen mermiler geçiyo. ilk seferinde bi sıçıyosun ama sonra alışınca kolay.
her gün 3 yada 4 km komutanın insiyatifine kalmış koşu. ki bana bunu ilk
gün dediler katiyetle koşamam dedim. ölürüm dedim lan. o kadar koşamam
ama öyle bi koşuyosun ki reiz aklın hayalin durur. bir insanın neler
yapabileceğini çok net görüyosun.
sürünme parkuru 200 metreydi sanırım dizlerden kan geliyo panpa kan
gördükçe daha da kendini kaybediyosun daha da hızlı sürünüyosun saykoya
bağlıyosun iyice.
ama bunları geç en can sıkıcı bir haftadır ayakta duran botu ayaktan çıkarmak ve koğuşta ki dayanılmaz koku.
neyse öyle yada böyle geçti zaman çakı gibi asker olduk sorma gitsin.
sıra geldi kurraya kendi elimizle kurra çekicez.
haa birde türk tarihi dersi veriyorlardı. işte o çok güzel bir ders.
sınıf o kadar eğitimden sonra öyle mala bağlıyodu ki görsen yerlere
yatarsın. sınıfta çıt çıkmıyo, kıpırdayacak mecal yok.
@123 kardeş komutan falan demene gerek yok ya panpa de geçti o günler.
ayrıca o şarkıyı hatırlattığın için sağol oda vardı elbette.
evet beyler sıra geldi kura çekimine. önce resmi asteğmen kıyafetleri
aynadan kendime bakıyorum bronz bi ten toprağa yatsam farketmezsin,
herbirimiz geçirdik üniformaları. hayla oyun gibi geliyo amk. gırgır
şamata, aynadan kendimize bakıyoruz istiklale bi çıksak ne karı
kaldırırız heyt aslanlara bak fakan gaz verme olayı anlatılmaz yaşanır.
ordunun anlı şanlı astekleriyiz lan var mı ötesi. neyse geçtik oturduk.
önce komutanlarımızdan konuşmalar. bizi bekleyen şeyleri anlatıyolar ama
kafa orada değil tabii ki nereye düşecez diye aklımızdan bin bir türlü
yer geçiyo.
ilk arkadaş çıktı adam makina mühendisi beyler. 1.80 küsür boy altın
sarısı saçları var, zaten vücudu vardı bide eğitimden sonra tam ivan
dragon oldu.
komutan hayırlı olsun evladım çek bakalım dedi. bir çekdi hakkari
çukurca. size yemin ediyorum o sessiz salon daha da sessizleşti. işte
hepimiz o anda bi çöktük. işin ciddiyetine o anda vardık aga. benim ilk
aklıma gelen ulan hakkariyi çekersem nası söylicem telefonun ucunda
bekliyolar. yağmurda bekliyo. arada konuşuyoruz daha telefonun çalma
sesi gelmeden açıyo kız teli. devamlı telin yanında sanki.
bir bir çekiyoruz beyler kurayı. biri hakkari öteki siirt eruh başkası
tunceli amk hiç mi iyi yer yok diye düşünüyoruz. ben de en sondayım o
zamana kadar 1 kişi hariç herkes ohal bölgelerini çekti. 1 kişi urfa
çekti. şırnak hiç çıkmadı ama. baktım millet yavaştan rahat yerler
çekiyo bi rahatlama geldi bana.
sıra bana geldi çek bakalım hayırlısı olsun evladım dedi komutan. elimi
attın hiç karıştırmadan çektim bi açtı komutan şırnak çakırşöğüt birinci
jandarma komando tugayı. sağ elimle çektim panpa o elimi sikeyim ben.
benden sonra 4 kişi daha çekti biri batmana düştü diğerleri antep ve
daha rahat bölgeler.
@135 muhacirim kardeşim selanik. kütük edirne uzunköprü gemici köy.
ayrıca kürt olsam saklamamı gerektirecek bir şey yok.
@126 ebeni sikeyim ebeni.
şırnak çakırsöğüt beyler. ohal dışında bölgeleri çekenler telefonlara
koşuşturuyolar. sıra kapma bir an önce müjdeli haberi vermek için. bizde
sıra veriyoruz birbirimize sen ara kardeşim acelemiz yok falan.
beyler şu içimde şu his vardı. dersleriniz kötü, veli toplantısı var.
babanız yada ananız gitmiş saklıyosunuz onlardan dersleri yalan
söylemişsiniz birazdan gerçeği öğrenicek hayal kırıklığına uğrayacak,
toplantıya giderken acaba yolda söylesemmi benden duysa yoksa kızar
üzülür. kalbiniz güp güp atar ya he işte o anda o moda girdim. ellerim
buz kesti beyler. bakın oraya gidiyorum diye değil. nası söyleyecem
diye.
şuna karar verdim. önce yağmura söyliyeyim. yağmur dirayetli kızdır
güçlüdür. ilk sortiyi böyle atlatayım. annem başlıcak ağlamaya ben iyice
çökecem çünkü.
aradım kızı saniyesinde alo aşkım diye açtı. naber dedim napıyosun. dedi
bekliyorum seni söyle hemen nereye düştün allahım çok heyecanlıyım
dedi.
ağzımdan antep çıktı amk. yemin ediyorum istemsizce ama. düşünülmeden
yapılan bişey. şaaak diye antep dedim dememle birlikte ohh be allahım
sana şükürler olsun falan diyo. ilk resmimde sol yanımda olan dostum
vardı göz göze geldik sessizce napıyosun amk ya ne diyosun falan diyo
bende parmağımla sus işareti yapıyorum. telefondan da mutluluk
çıklıkları geliyo.
ben bu kıza çok yalan söyledim beyler daha öncesindede. ama nası yalanlar şöyle.
sigara içmemi istemezdi bırak dedi orta yol bulduk günde 1 paket içerken
5 dal içmeye anlaştık. ama ben bir paket içiyordum hala.
akşam 11 de arardı ev telinden sırf o yüzden ev telini odama aldım 10
buçuktan sonra sesini en aza indirirdim ki rahatsız etmesin milleti.
konuşurduk. uyu sende derdi hadi yat ben uyucam derdi. olum uykum yoktu
bazen lan. tamam derdim aşkım sen de uyu bende uyucam . o hissederdi
sanki lan ''bak uyu ama tamammı'' derdi. bende aşkım uykum var zaten
derdim. kırılmasın diye. onun dediklerine asla zıt gitmek istemediğimden
sölerdim yalanı. zaten konuşurken uykusu gelirdi. çoğu zaman ben bişey
anlatırdım cevabını beklerdim cevap gelmeyince uyuya kaldığını anlardım.
telefon kulağında kalmasın diye ahizeye şiddetli bi şekilde üflerdim
beyler.
uyansın diye. uyanırdı off ya napıyosuun derdi. uyuya kaldın hadi
kapatalım derdim. hayır sen konuş öle uyucam derdi. konuşurdum amına
koyayım öylesine. galatasarayın maçlarından bahsederdim uyumuştu çünkü,
benim sesimle uyurdu. olm babasını kaybetmişti lan. bir kadın ama
gerçekten seven bir kadın, erkeğinin yanında kendini güvende hisseder
beyler ona göre davranın sevgililerinize. sonra söyledi,
ben konuşurken yorganın altına girer kulağına koyar ahizeyi uyurmuş en güvende hissettiği anmış.
ben uyuturdum onu kız çocuğum gibi. sonra uyumazdım. dışarı çıkmazdım
ama televizyona bakardım. show tv de sıcağı sıcağı diye program vardı
cesetleri gösterirdi. o zaman içim kalkardı yarı bakabilirdim ancak.
eski zamanlar. sonra yatardım bende. telefon hep dibimdeydi. gece arar
falan duyayım diye.
neyse sevindi bu, dün geceden beri uyumuyorum dedi. çok yorgunum bu aralar halsiz düşünüyorum dedi.
ne bileyim hastalığını amk. işinden gücünden dolayı yorgun zannediyorum. ızdırabını sikeyim.
uyucam biraz askım sen ne zaman geliceksin dedi. dedim yarın oradayım askm.
tmm dedi ben biraz uyucam dedi, ama sende uyu tamammı dedi güldü, tmm
dedim canım hemen yatıyorum dedim gülüştük kapattık teli aga yemin
ediyorum elim ayağım buz kesti nefes alamıyodum lan antep dedim lan.
devrem bana bakıyo beynini sikiyim senin dedi. elimde olsa söker beynimi
verirdim siksin diye.
aramadım ailemi daha sonra daha başlamadan bitmişti arayıp söyleme
planlarım. eve gidince söylerim dedim ayrıldım telefonun başından.
beyler yarın iş var. mali müşavir olan yada muhasebeyle ilgilenen
varsa bilir kdv haftasına giriyoruz yatayım artık sigaramda bitti 2
paketi devirdik, yarın devam edeceğim. hem biraz kötü oldum ara verelim.
beyler bir kaç bişey daha yazayım bu gecelik affınızı istiyorum.
beyler yarın hikayeye devam edeceğim. bir kaç bişey paylaşmak
istiyorum.
askere gitmemiş gidecek kardeşlerime söylüyorum. olurda ohal bölgesine
düşerseniz. kafanızın rahat olması çok önemli. orada düşünmeniz gereken
tek şey var. kendiniz. bakın gerçekçi konuşalım. ayakta kalmak
zorundasınız. hiç olmadığı kadar güçlü olmak zorundasınız.
orada adamı terör değil düşünceler öldürüyo beyler. tüm düşüncelerinizi otogarda bırakıp gitmeniz çok önemli.
arkadaşlarınıza, badilerinize, komutanlarınıza güvenin. komutan
olacaklar askerinize güvenin. merhametli ve sert olun. sert olmaktan
kastım dövmek itip kakmak değil.
o çocukları, anaları babaları size emanet etmişlan unutmayın sakın bunu.
tıpkı sizin ananız babanız gibi. gencecik çocuklar önce allaha sonra
size emanet.
unutmayın olum oraya annenizle babanızla sevgilinizle gitmiyosunuz. tek başınıza gidip geri dönceksiniz.
orada sizi bekleyen bir insan yok. robot var robot. her daim uyanık
olmak zorundasınız. allah korusun en ufak bir gevşeme canınıza mal olur.
siz istiklal caddesinde, ankara sakarya da arjantinde izmir kordon da
gecenin 2 3 lerine kadar takılırken o puştlar dağlarda bizimkilerin açık
vermesini bekliyor.
o muallaklere inat, güçlü olun.
ölümü bir an bile aklınızdan çıkarmayın. emin olun o zaman ölmüyosunuz.
yani en azından ben her defasında aha ölüyorum öldüm ölecem dedim
ölemedim bi türlü. bi kere sadece çatışma esnasında mevzi alırken 15
metre kayalıkten düştüm topuğum kırıldı o kadar.
şimdiden kendinizi hazırlayın. etrafınızda kileri hazırlayın. sizin
ihtiyacınız olan tek bir sesi sizden esirgeyecek olanları şimdiden
hayatınızdan çıkarın. çok geç olmadan.
ohal bölgesi dışında askerlik yapacak arkadaşlar ise. oflayıp poflamayın oralarda. dağda ki reşitlerinizi düşünün dua edin.
yarın görüşürüz beyler.
arkadaşlar ben gaziantep ve diğer yerler derken, gaziantep ve onun
gibi diğer rahat yerler dedim. gaziantep zaten ohal bölgesi dışında.
ulan günüzmüde bile polis asker şark görevine giderken antep doğuda
olmasına rağmen şarktan sayılmıyo. yanlış anlaşılmışsam affola. hızlı
yazmaya çalışıyorum böle hatalar yaptıkca uyarın düzeltiyim.
beyler daha erken gelecektim aslında ama trafik falan felç amk. yollar
bitmiş durumda istanbulda. bütün işleri yarım bırakıp kaçtım,
elemanlarıda yolladım eve muhtemelen yarın da gidemicem. o yüzden bu
akşam bol bol anlatıcam, konuşuruz dertleşiriz. beylikdüzü şu anda felç
durumda.
kahvemi yaptım yavaştan toplanalım da hele bi.
birde bir arkadaş dikkatimi çekti devamlı adam öldürdün mü diyo nası bir
his falan diyo. anlatıcam hepsini. yanlız bu arkadaşa çok güzel bir his
dersem gidip birini öldürecekmiş gibi bir şeyler sezdim. neyse beyler
kahvelerimizi çaylarımızı hazırlayalım.
@238 evet, çelik harekatı üs bölgesi hakkari çukurcaydı. asıl o
bölgeden yoğun bir şekilde k.ırak a girildi. bizde şırnak bölgesinden
giriş yaptık. ikinci hatta gibi düşün bizi. öncü arkası gibi. daha çok
olurda ön birliklerin arasından sızma olursa (çünkü o dönem saddam
rejimi olduğu için ırakın içlerine kaçamıyorlardı ya irana yada
turkiyeye doğru özellikle şırnak bölgesine sızmaya çalışıyorlardı
sıkıştıklarından. ama daha çok şanslı olanları suriyeye giriş yapardı.
kimse yok biraz daha bekleyelimde kalabalık olalım saat zaten epey
erken.
@246 e başarılıydı tabii ki. bu adamlar en azdığı dönemin sonuydu
artık yavaş yavaş. 40 küsür gün sürdü. bu harekatta inan bana 40 küsür
gün boyunca, her saat çatışma vardı bölgede. nefes aldırmadık. özellikle
en çok kayıp verdikleri anlar beklenmedik yapılan baskınlar.
şimdi bizim çok sayıda şehit verdiğimiz çatışmalarda ve karakol
baskınlarına bakarsak. ani saygıılar sonucunda olmuştur. yani hiç
beklenmedik anda yapılan saygıı sonucu şehitlerimiz saygıının ilk
anların şehit oluyorladı. çatışma başladıktan 20 ya da 30 dakika sonra
asker toparlandığında yani mevzilenip karşılık vermeye başladığımızda
onlar yavaş yavaş sinmeye başlarlar. şehitler hep ilk saygıı anında
verilir.
ve seneler geçtikçe askerimiz hazırlıklı hale geldi. fakat biz hiç bu
çapta ani baskın niteliğinde bir saygııya girişmemiştik ki pkk nın
yapısında savunmaya dayalı muharebe yok. hele ki baskın püskürtme hiç
yok.
ufak bir pusuda dahi silahları bırakıp techizatları bırakıp yanlarında ki diğer kişileri bırakıp dağılığ kaçarlardı.
hele ki bu çapta bir hareketta ki devamlı baskın niteliğindeydi 40 gün
boyunca devamlı baskın devamlı baskın. bunun sonucunda düşün adamların
halini. darmadağın oldular.
bir kere geri çekilecek bir yerleri yok. öyle bir planlama alt yapı yok.
bundan dolayı inanılmaz derecede kayıp verdiler. emin ol o operasyon 3
ay daha devam etseydi dağda ki kadro tamamen yok olacaktı. anlatıcam
hepsini bi toplanalım da hele.
arkadaşlar saat 8 buçuk gibi başlayacağım. o sırada bilgi isteyen
olursa bilgim dahilinde verebilirim. karakol baskınlarını nasıl
yaptıklarını anlatabilirim isterseniz. aranızda o bölgeye gidecek olan
varsa dikkat etmesi gereken şeyleri anlatabilirim.
beyler size ufak bir karakol baskını nasıl yapıyorlar onu anlatayım.
bir kere kış aylarında karakola baskın düzenleme ihtimalleri çok azdır.
bunun sebebi hepinizin tahmin edeceği gibi hava şartlarıdır.
bu muallakler kış aylarını toparlanma yeni planlama strateji ve örgüte yeni adam kazandırma olarak geçer.
zaten bizde kış aylarından bineriz tepelerine. beklemezler çünkü.
ama genede hazırlıklı olmak zorundasınız.
kış ayı geçip yavaş yavaş ilkbahar ayları geldiği zaman, kendi
stratejileri ve planlamaları doğrultusunda hareket etmeye başlarlar.
çoktan basacakları karakollar bellidir zaten yapacakları eylemler bellidir.
karakolları gözlemeye başlarlar. bu gözlem şu şekilde olur.
genellikle 2 puşt karakolu gören hakim bir tepede yaklaşık 1 ay boyunca
sürüngen gibi kalır. tüm giriş çıkışları nöbet değişimlerini, mevzileri
herşey not ederler. o zaman çok azdı ama kameralarla da çekerler.
askerin her türlü hareketini izler, nöbetçileri izler. özellikle nöbette
gevşek olan kişiyi tespit etmeye çalışır hani komutanlar uyumak yasak
diyo ya bu yüzden işte amk. adam seni gevşek görürse saygıı anında ilk
senin mevzine çökecek haberin olsun.
o yüzden adam gibi durun.
arkasından karakola gelen araçların askerlerin kullandıkları yolları
tespit ederler ki baskın anında gelen yardım kuvvetlerine pusu
atabilsinler diye. sadece gelen yardım kuvvetine zaiyat vermek için
yalandan karakol baskını yaptıklarıda olur. asıl hedef kendiniz olduğunu
sanırsın ama değilsinizdir.
baskınlar özellikle gece olur. sebebi ise yardım birliği gece
helikopterle gelmesi zordur helikopter gece uçuş yapması epeyce zordur
ki o dönem yapamazdı zaten.
şimdi beyler olduda yedek subay veya er olarak karakoldasınız. baskın
yediniz. nöbetteyseniz panik yapmayın diyeceğim ama yapacaksınız .
ilk hedef nöbet yerleridir. onlar için bişey diyemeyeceğim.
verdiğimiz şehitlerimizin çoğu oluşan panikten dolayı şehit oluyor haberiniz olsun.
komutan olacaklara tavsiyem. askerinizi her an basılacakmışsınız gibi
hazır tutun. baskın anında kim nerede gidip en yapacak önceden
hazırlayın. sonra 16 kişi bir yerde toplanıp tek roket mermisiyle
gidebilirsiniz.
o anlarda askeriniz için siz hayata tutunma olarak görüldüğünüzü
unutmayın. asker sizin yanınızda olmak isteyecektir. siz nereye
giderseniz panik halinde ki asker peşinizden gelir.
yaşadığım hikaye (ben yaşamadım olay sonrası öğrendiğimiz) karakol
baskını esnasında üsteğmen mevziye koşuyor, panik halinde ki 7 askeride
peşinden aynı mevziye girdiği anda tek bir roket mermisiyle hepsi şehit
oluyor.
asteğmenler özellikle astsubaylarınızla iyi geçinin. oradan sizi sağ
çıkaracak adamlardır onlar. fikir alışverişinde bulunun. onlara ters
gitmeyin. hayat sigortanızdır onlar. zaten pkk nın ilk hedefi özellikle
uzmanlardır.
asteğmen olarak sakin olmak zorundasınız. ilk sortiyi atlatmaya bakın.
ondan sonra si ilk haline göre biraz daha kolay. sinmeyin sakın.
sindiğiniz anda dahada yüreklenir bu şerefsizler. boş yere şarjör
harcamayın bilinci atışlarla. namlu ağzından çıkan ışık haznesine doğru
düzgün atışlar yapın yaptırın. bilinci atışlarınız bu puştları altına
sıçıttırıyor emin olun.
bilinçsizce karşılık vermek yerine bilinci karşılık onları paniğe sürükler.
sızmalara karşı çok dikkatli olun. emin olun karakolun dibinde sızmayı bekleyen bir kaç muallak mevcut.
asker olacak arkadaşlara ise. ilk baskın anından sonra bir an önce
sakinleştirmeye çalışın kendinizi. komutanlarınızın talimatını dinleyin.
başıma hiç karakol baskını gelmedi ancak gördüğüm deneyimler sonucu
aktarmaya çalıştım.
arkadaşlar şu bilgiyide vereyim, baskın yediniz veye çatışma anında
bilinçli atışlarla karşılık verirseniz adamların sıçma sebebi sizi
jandarma özel harekat sanması.
o dönem normal piyadeye pusu atmışlardı. çok baba bi astsubay sayesinde
imkansız denilen pusudan kurtuldu çocuklar. bilinçli sakin ve isabetli
atışlar sayesinde.
sonradan yakalanan köpekler sayesinde ortaya çıktı bu salaklar jandarma
özel harekata yanlışlıkla pusu attığını zannetmiş apar topar
çekilmişler.
evet beyler bir kaç merak edilen soru varsa alabilirim bölge hakkında.
başlamamıza biraz daha var. ısındırma turları yapalım.
@263 taciz ateşi çok yedik sayısını hatırlamıyorum, çatımaya da 4 5
defa girdik, 1 kere pusu yedik. timimden 1 şehit verdim ne yazıkki.
mermi ile yaralanmadım. sadece bir kere pusu gecesi mevzi almaya
çalışırken (zifiri karanlıktı) 10 15 metre arası bir kayalık boşluğa
düşüp topuğum parçalandı o kadar.
@265 o karakoldan karakola değişiyor. ama asla açık yerde tutmaz
nöbetçi nöbeti. ya nöbet kulesi vardır ya taştan bir nöbet yeri vardır
yada elle yapılmız mevzi şeklinde ama bu üçüde karakolun çeşitli
yerlerinde kurulmuşda olabilir. bir de karakola bakan hakim tepelerin
birinde gezici bir tim mutlaka vardır her gece gider orada sabaha kadar
nöbet tutar ki bu en kötü olanı.
çoğunlukla puştların o timden haberi vardır ve ilk oraya saygıı yapılır.
şimdi değişmiştir muhtemelen. bahsettiğim yıl 95, o zaman bu kadar yoğun
çatışmaya yeni girildiğinden yanlışlar acı bir şekilde öğrenilerek
değiştiriliyordu.
son olarak nöbet yerinde tek bir nöbetçi pek olmaz genelde 2 kişi.
@269 valla onu ben bilemem kardeşim.
@273 kardeşim manyak bir tip diilsen askerlik zor geçmez. eğitim falan
elbette ham bir adamsan zorlar başlarda ama alışırsın. ama ohal
bölgesinde yaparsan elbette zor ama bir o kadar da gurur vericidir. sen
kötüleyen kişilere bakma. korkman gereken askerlik değil. efendi bi
adamsan kim niye dokunsun olum.
hata bazı bölgelerde aklı başında adama öyle özlemleri var ki
komutanların bir gün seni karşılarına alıp abi kardeş gibi arkadaş gibi
muhabbet eder karşılık çay sigara içersin şaşırır kalırsın.
orada aile gibisiniz olm birbirinizden başka kimseniz yok.
@272 kardeşim bu huur çocukları bizim dönemimizde büyük operasyonlar
k.ırak a girmeden önce jenaratörlü mağaralarında mis gibi yaşarlardı.
ama sözde komuta kademesi. diğer zavallı yavşakların bir robottan farkı
yok. adam 1 ay sadece suyla karıştırdığı unla beslenir, bakın inanın bu
dediğime bildiğimiz unu suyla karıştırır onu yer. mağarada hayvan gibi
(ki hayvan durmaz beyler o kokuda) yaşar. bilinçsizdir yani. sende ki
bende ki düşünce yoktur.
cesur takılır diyorlarya bu salaklar, alakası yok amk. anca vurur
topukları arkaüne vura vura kaçar pusu atar. arkaü yemez karşına
çıkmaya.
altına sıçar bir yerden bir yere giderken askerle karşılaşıcam diye. pislik içindedir.
hani diyorya bazı muallakler bir davaları var. yakala mağarada 1 aydır
yaşayan bir davarı sor davan nedir diye. ne davası der amk. kafa gitmiş
çünkü.
@278 o döneme bir bakarsan incelersen göreceksin. tabii ki özel kürt
aşiretler var. peşmergenin verdiği destek hat safada ki peşmergenin neyi
var ki ne destek verecek arkasında muhakkak başka bir destek unsuru
var. ancak bu adamlar k.ırak bölgesi dışına çıkamazlar.
yani bağdat yakınına kaçamazlar, k.ırak a bizim asker girdiğinde
gidecek belli yerleri vardır. geniş çaplı operasyon veya harekatlarda
sızma yapmaya çalışır askerin kurmuş olduğu hattın arkasına. yada suriye
veya iran daki bölgelerine açmaya çalışır.
ohal dememe gelirsek ağız alışkanlığı. sözde ohal valiliği kaldırıldı.
ama şu anda orada yaşanan hareketlilik ve askerin tavrında ohal
zamanından hiç bir değişiklik olmadığını düşünüyorum.
neyse beyler başlıyorum.
çıktık eve dönüyoruz. 7 gün izinimiz var. ardından teslim olucaz. daha
söylememişiz aileye şırnak çektiğimizi. atladık devremle evlere
gidiyoruz. kafamda hala şu var '' nası söyleyeceğim ''. annem ağlamaya
başladımı sinir basıyo beni devamlı. telefonda konuşurken ağlıyo
''özledim oğlum'' falan.
şimdi kadınada hak veriyosun abi, devamlı oraya buraya saygııyo puştlar.
bindik otobüse vardık istanbula. ayağım çekmiyo eve gitmeye. inceldiği
yerden kopsun dedim atladım gittim. yolda sanki devamlı bana bakıyorlar
gibi geliyo. tabii belli oluyosun. normal hayatlarını yaşayan sivller
100 metreden çakıyo asker olduğunu. yürüyüşünden konuşmandan falan.
vardık eve.
öğlen saatleri. çaldık kapıyı, annem açtı ''gözleri yerinden fırladı
işte aradık seni açmadın, süpriz oldu, neden söylemedin baban almaya
gelirdi. bir yandan sarılıyo bir yandan ağlıyo, çok değişmişsin
zayıflamışsın, nasısın oğlum, nası geçiyor askerlik falan. babamda bir
yandan sorular soruyo. ama dedem de tık yok. hoşgeldin dedi oturdu
kenara.
binbir türlü soru soruyolar. ama aga o can alıcı soruyu sormuyolar,
nereyi çektin? öle bir ortam var ki ben söylemek için yanıp tutuşuyorum,
onlarda öğrenmek için. ama işte onlarda kötü yere mi düştü korkusu
bende söylediğimde verecekleri tepki korkusu. bir türlü koparamıyoruz
ipleri. ama dedem gayet sakin o emekli polisliğin vermiş olduğu otoriter
edalar, ve soğukkanlılık.
@297 sorgu panpa, çok azı canlı ele geçtiği için sorgu yapılırdı. ne
yapıyordunuz, hangi eylemlere katıldın, bir sonra ki hedef neydi falan..
bakışıyoruz öle birbirimize kısa bir süre bakıştık ama 1 saat gibi
geliyo insana ölüm sessizliği amk. annem bi uzaklaşsa babamlara söylicem
önce ilk sortiyi atlatıcam arkama desteği alıp anneye söylicez.
dedim anne çok açım bi kahvaltı yapalım dedim. daha cümlem bitmeden tabii oğlum börek yaptım falan diyip fırladı kadın mutfağa,
babam anladı tabii özellikle dediğimi, annem çıktı salondan, ''
açıklandımı '' dedi, evet dedim, niye söylemdin oğlum çok mu kötü dedi,
dedim yüzünüze söylemek istedim baba şırnak a düştüm dedim, babam öle
çok fazla belli etmezdi içindeki leri ama o yüz ifadesi öyle bir
değişirdi ki anlardınız. işte o yüz ifadesine dönüştü birden derin bir
off çekti.
''neresi olum hangi bölük falan'' diye sorulara devam etti. bende
cevapladım bir bir. sonrasında annem çağırdı mutfağa hadi gelin falan.
neyse gittik açıklandı yerim anne dedim, bir derin nefes alışı var
ellerini göğsüne arkaürüp, sarıldım direk beyler sarılır sarılmaz şırnak
anne ama merak etme dedim tugaya düştüm tugayda bişey olmaz dışarı
çıkmıyosun komutanın getir arkaür işleri masa başı falan tutanak tutmaca
falan diye sallıyorum amk.
ama anneye işlemiyo tabii, şırnak ta kalmış, diğer dediklerim vız
geliyo, başladı tabi ağlamaya off oğlum off diyo, babamda oturmuş
masaya, tık yok, annem bir yandan sarılıyo bir yandan ağlıyo, o anda
dedem bir bağırdı anneme ayten otur diye, mutfağa balyoz inmiş etkisi
yaptı resmen amk.
zaten talimatlara öyle bir alışmışım ki, oturun masaya der demez yemek
duasına başlıyoruz moduna girdim.
neyse dedem bunlara söylenmeye başladı, bu çocuğu böylemi
gönderiyosunuz, orada sadece kendisini düşünmesi lazım. tugayda olucak
çocuk, rahat olucak, karakolda olmayacak, biraz sakin olun, bişey
olacağı yok, çocuğun pgibolojisini bozup göndermeyin, falan diyip bana
döndü,
dedi oğlum sende kendini düşün, aklın burada olmasın. merak etme bişey
olacağı yok. aslan gibi gidip geliceksin falan dedi. işin %90 nı nı
halleti sağolsun. sakinleşti ortam. dedim 5 gün buradayı m keyfini
çıkartalım bilmemne, sonra başladık işte kahvaltıya onlar anlatıyo ben
dinliyorm ben anlatıyorm onlar dinliyo. ardından istirahat ettim 2 3
saat kadar. yağmurla akşam buluşacam saat erken iştedir diye.
@311 katıldım panpa.
sonra beyler, yattım saçma sapan rüyalar görüyorum böyle, asker
üniformalarıyla ali sami yene maça çıkıyorum falan çok net hatırlıyorum
yani.
uyandırdı annem tembihlemiştim şu saatte kaldır diye. kaldırdı hala açım
amk, anneme dedim tepeleme tabak hazırlamış ama 1 haftada göbek yapıp o
kadar eğitimin içine etmemek lazım diye az bişey attım ağzıma çıktım.
yağmurun yanına gittim. çıkışını bekledim. kapıda ellerimde çiçekler *
sınıf arkadaşı vardı o çıktı önce, falan gördü sarıldı hoşgeldin kısa
saç yakışmış falan fit olmuşsun maşallah, dedi yağmur geliyo şimdi dedi.
bekliyoruz, amk kapıdan bir çıktı o anı anlatamam size yavaş çekim
panpa gözleri ışıl ışıl amk. omzunda çanta ellerinde ders kitapları.
ceylan gibi sekiyo son üç merdiven basamağını zayıflamış hafiften,
saçlarıda kısa yapmış ama hala sarı saçlı boyadan vazgeçmek yok mavi
gözler çakmak çakmak.
bir sarıldım beyler yemin ediyorum o saniye ayak parmaklarımdan kafama
kadar tüyler diken diken, yemin ediyorum yabancılık çektim bir anda.
uzun zaman olmuşi, sesi bile yabancı geldi telde görüşmemize rağmen ses
canlıyken değişiyo tabii.
uzun süre sarıldık aga. normalde pek istemezdi öğrenciler önünde öle
sarılma muhabbetini hoş karşılanmaz diye ama o anda gibmişiz dünyayı.
@314 tanışmadım hiçbiriyle panpa asteğmensin amk generalle tanışmak
imkansıza yakın. sadece erdal sarızeybekle o zaman binbaşıydı yanlış
hatırlamıyosam, aynı yemekhanede yemek yedim o en ve 300 kişi o çok
uzağımda oturuyodu zaten.
hemen yapıştım eline, tuttuğum gibi kadıköy sahile, boğaz dedin mi
akan sular dururdu ikimiz içinde.
ikimizde de yüzümüzdeki gülümseme ekgib olmuyo, yüz felçi gibiyiz amk, devamlı sırıtıyoruz *
sorgu sualler akabininde başladı tabi, napıyosun nası geçiyo nası oralar
nası buralar, zayıflamışsın sende zayıflamışsın saçların çok kısa olmuş
dedi bende dedim seninde saçların çok kısa olmuş niye kestirdin güzelim
saçlarını falan.
hemen tipik kız cevabı beyenmedin mi yoksa dedi tabi bizde aynen
kıvırmaca yok olurmu neden beyenmiyim merak ettim falan, ki hakikaten
çok tatlı durmuştu orası ayrı.
dedim yağmurum zayıflamışsın bana benzemişsin, sende mi eğitimdeydin
burda dedik gülüştük falan işte dedi sen nasılsan bende öyleyim askm
falan dedi,
(meğerse beyler zayıflık ilaçların verdiği etki iştah kapatıyo kısa
saçlarıda saçları dökülmeye başlamış kısa kestirmiş oda yemin ediyorum
aklımın ucundan bile geçmiyodu o sıra)
çayların biri bitiyo biri geliyo, bende yakıyorum sigaraları arka arkaya
6.cıya geçtim sanırım onun karşısında aldı elimden kaptı, dedi hani 5
taneydi yalan mı söylüyosun orada içiyosun dimi falan yalandan şımarık
triplerde. desem ki askm içemiyorum orada zaten içiyim bitane daha tmm
askm iç dicek ama dedim ya aksi bişey yapmak istemem asla tamam dedim
unuttum.
içme askm dedi kanser olursun bak dedi, yok bitanem merak etme dedim
bende.
@320 panpa asteğmen olarak nereye düştüğüne bağlı bazı karakollar var
20 30 kişilik orada karakol komutanı olabilirsin en yüksek rütbeyle. ama
genelde senden büyük rütbeliler var etrafta.
ama timi soruyosan timin en yüksek rütbelisi sensindir genelde, tabi
teğmenlede olabiliyor bazen. ama 20 yıllık bi astsubay da olur
tecrübeli. ona işte öle komutanlık sökmez. son sözü sen sölersin
elbette. ama o adamı dileyeceksin. hayat sigortası astsubaydır bir
timin.
@324 kardeşim o pgiboloji olayı en taktanı zaten. hakikaten çabuk
geçsin gerçektende. ben geldikten sonra helikopter sesine tahammülüm
yoktu sinerdim olduğum yere.
@328 heralde kardeşim yüzbaşıdan daha uzun süredir asker olan adamlar
var aralarında. tecrübe en üst seviyede.
ardından beyler, kalktık doğru kadıköy reks sinemasına, o dönem bana
mı öyle geliyo manyak bir şekilde sinemaya gitme modası vardı, biraz
isim yapmış her film full çekiyo amk.
4 gün boyunca hergün buluştuk. bir seferinde bir öksürük krizine girdi
bu kan geldi ağzından ama çok az. diş etim kanadı diş fırçamdan böyle
oldu dedi ama kıllandım ben aga.
ilk o anda kıllandım. yani ama hiç üzerine gitmedim öle bişeyi aklıma bile getirmek istemedim beyler.
arada bizim kankilerlede buluşuyoruz tabi. ama genelde yağmurlayım. bir
kerede kızlı erkekli toplandık. normalde erkekler kalabalık olurdu
kızlara göre şimdi 3 kişi kalmışız amk, herkes askerde. 2 tane dallama
var böle entel ayağına yatan. kızların yanında ben tabi tipik erkek
modeli işte şöle yaptık böle yaptık domuzu tek elle ikiye ayırdım
komutana ayar verdim falan yalanın bini bin para ama havamız olmuş bin
beşyüz. yağmurda biliyo tabii salladığımı ama oda uyuyo ortama ''vay
aslanım benim yürü kim tutar seni'' triplerinde, ama o gece sıçtı ağzıma
sen kime hava yapıyosun diye, kızlaramı hava yapıyosun sonra o iki
dallamaya ilgili olduğunu söyleyince tatlıya bağladık
son gün sabahtan buluştuk akşam gidiyorum. dershaneye kapısında.
sarıldık böle böyle birbirimize. başı omzumda. dedim bu sefer
bekleyeceğine eminmisin dedim kısmet askm sen kendini düşün dedi. güldüm
bende gene inadına yapıyo diye. öpmek için kaldırdım başını hüngür
hüngür ağlıyo.
dedim ağlama rahat yerdeyim antep e gidiyorum sadece bir süre ayrı
kalıcaz dedim, ne yapıyım gitmesen keşke dedi, burada olsan biraz daha.
dedim gitmem lazım, elimde olsa bırakırmıyım seni, gidicem gelicem
zamanın nası geçtiğini anlamıcaksın bile dedim.
sarılmaya devam ediyoruz. dedi ben nası derse giricem şimdi, nası ders
işlicem bu halde falan, dedim ki bak hiç merak etme, ben seni en ufak
boş zamanımda bile arıcam merak etme. sen şimdi gir içeri dersini ver.
bende gidip gelicem bu kadar basit dedim.
zor bela gönderdim, dedim çık hadi daha da zorlaştırmayalım falan. neyse
mecbur çıktı tabii ki dersi var bekliyo çocuklar. arkadan bende dolmuşa
doğru gitmeye başladım. arkadaşı çiğdemi gördüm oda dershaneye gidiyo
dedim böle böle ne olur çıkışta yanlız bırakma biraz kafa dağıtsın,
yanına git çok kötü bak sana emanet falan, sağolsun iyi bir kızdı hala
görüşürüm, hiç yanlız bırakmadı yağmuru.
çiğdem deki samimiyeti görünce biraz olsun rahatladım aga bi ferahlık
geldi ayrıldım evin yolunu tuttum bende.
eve daldım hemen zaten bavul hazır. kağıtlarımızı da aldık,
hazırlığımızı bitirdik. akşam yemeğimizi yiyip çıkacaz otagara.
istikametimiz diyarbakır ktm.
annem de de bir sinir var hafiften belli etmesede. mutfağa gidince
gittim yanına, dedim ne oldu? işte sen geldin bizimle vakit geçirmedin
hep o kıza gittin falan. dedim anne saçmalıyosun yapma böyle üzme beni.
zaten gidiciyim allahtan fazla üstüme gelmedi.
atladık gittik otagara. otogar asker dolu amk. rutin vedalaşmalar. ağlaşmalar. ama bu sefer geldi beyler.
çiğdemide tutup getirmiş bi baktım gelmiş. elim ayağım boşaldı bi yandan
utanıyorum babam var anne var dede var bir kaç akraba dost, babama
baktım güldü, o güldü ben sarıldım direk kıza, annem biraz surat yaptı
ama sonradan öğrendim pek bir beyenmiş yağmuru:)
yine ağlaşmalar falan, arkadaşların hoplatması (ki hakkaten bi yerden
sonra yeter amk lan diyesiniz geliyo) atladık otobüse, açtık volkmenizi
taktık kasedimizi bütün otobüstekiler birilerine el sallıyo, davullar
zurnalar bilmemne çıktık yola.
hafiften tırsma gelmeye başladı ilk defa doğuya gidiyoruz. harbi başlıyo
askerlik yani elinde ki silahta mermi olmasının sebebi gene bir domuz
ama eli keleşli domuzlardan.
devremde yanımdaydı ikimizde şırnaktık ve ktm diyarbakırdı. birbirimize
destek oluyoruz tabii. arkada erat kısmından arkadaşlar var.
devrem koridor kısmında yanında da bir asker çocuk belli ki çok
heyecanlı davarlık yapıyo. sesli sesli konuşuyo. e biraden bir kaç saat
sonra kafa dinlemek istiyosun devrem olum sus azıcık dedi. bu atarlandı
hafiften ne var lan bizde askeriz amk falan hareketler.
devrem hemen koydu rütbeyi komutanım dedirtirim sana efendi efendi otur
diyince acemilik çıkan askerin hali başka tabi direk sustu.
o an anladım aga asteğmensin artık istanbul geride kaldı, bizim devrede
bir havaya girdi tabi, vay yavrum benim ayaklarındayım bende.
bir havalara girdi, milleti şınava yatırıcak daha gitmeden.
neyse beyler, volkmen dinleye dinleye gidiyoruz. yağmurda bana kaset
aldı. selanikliyiz aga rumeliliyiz hastasıyım oranın şarkılarına. gitmiş
bana o yörenin şarkılarından oluşan bir kaset yaptırmış, içinde manalı
şarkılar var.
göremedim aylar oldu gözlerim hep ağlar oldu, aramızda koca dağlar manimiz oldu,
istemişsin dağlar aşam sana ulaşam, alam seni yarim yapam de bana paşam,
pelistere çıkmadan vardara atlayamadım, döndüm durdum yar yolunda sana doymadım,
turnaları göğe saldım sana yolladım,
şarkıda bu beyler,
http://www.youtube.com/watch?v=nAB3VNSlmtM
geri sarıp sarıp dinliyorum, yol zifiri karanlık, altımızdan şeritleri
bir bir akıyo uzaklaşıyosun sevdiğinden yani, ağlasan mı ağlamasan mı
gururlu mu olsan olmasan mı, nası bir yere gidiyosun falan, olum garip
bir duygu işte ne biliyim.
şu şarkıyı dinleye durun beyler ben bir kahve yapıp geliyim bir de
sigara yakayım birazdan devam ediyoruz. şarkı sözleri on numaradır
kardeşler sözleri iyi kesin.
Bir yiğide bir sözüm var,Nasıl deyem ben turnalar
Güremedim aylar oldi, Güzlerim hep aglar oldi
Aramızda koca daglar, Manimiz oldi
Üremedim saclarimi, Belimi buldi
Pelister’e çıkamadım, Vardar’a atlayamadım
Dündum durdum yar yolunda,Sana doymadım
Turnalari güğe saldim,Sana yolladim
Bir güzele bir sözüm var,Nasıl deyem ben turnalar
Saçlarının tellerinden,ince beline dolaşam
istey misın daglar aşam,Sana ulaşam
Alam seni yarim yapam,De bana paşam
Pelister’e çıkamadım,Vardar’a atlayamadım
Dündum durdum yar yolunda,Sana doymadım
Turnalari güğe saldim,Sana yolladim
buda sözleri beyler.
@353 burdayım kardeşim. bu karda işe gidemem zaten o yüzden rahat
olun. ayrıntılı ayrıntılı anlatacam. ama bi kahve yapalım.
yaptım kahveyi beyler. devam ediyorum.
neyse beyler, velasıl yavaaş yavaaaş uzaklaşıyoruz. önce ankara da bir
mola verdik. saat 2 civarı, ulan içimden aramak geldi aramadım ama, bu
saatte uyumuştur hesabı. dedim bir sigara yakalım. bide çay kaptım
plastik bardakta, çay zift amk. devreme bi baktım telefonda, o da aramış
kız arkadaşını, sikerim dedim gittim ankesörlüye. bir aradım düşmedi
iki aradım düşmedi. bi daha aradım daha ama uyumuştur inş annesi çıkmaz
diyorum.
telefon çaldı çalmadı şak diye açtı, alo diye, şok oldum amk. dedim askm
uyumadın mı yok dedi uyumadım ararsın diye düşündüm. dedim
uyumuşsundur diye aramıcaktım ama dayanamadım çok güzel şarkılar en çok
sözün varı beyendim dedim. dedi nerdesin söyledim ankaradayız falan.
sonra şu şok soru geldi beyler.
antepe gidiceksin niye diyarbakır otobüsüne bindin dedi.
ananı avradını sikiyim elim ayağım boşaldı resmen. çok pis ters köşe
olmuştum beyler.
hemen kıvırdım beyler. dedim işte önce diyarbakırda toplanıyosun askm,
oradan herkesin dağıtımı yapılıyo falan dedim, o yüzden kendin gitmen
sakıncalı olabilir falan dedim, yavrum zaten mevzuya hakim değil öyle
ucuz atlattık,
askm dedim bak benim daha 15 16 saatlik daha yolum var sen yat uyu ben
seni varınca arıcam zaten. tam yılbaşı tatiline geliyodu beyler. yarın
evdesin zaten arıcam dedim. lütfen yat beni üzme dedim. bende uyucam
zaten otobüste dedim (gene yalan amk, asla yolda giderken uyuyamam)
neye kapattık teli zor bela attım kendimi otobüse yola devam ediyoruz.
devremle muhabbete başladık oda konuşmuş kızla nişanlanmışlardı onlar zaten, kıza tembig etmiş arıcam seni teli yanına al diye.
gene yola devam ettik.
ardından kırıkkale, aksaray, adana, antep derken öğleden sonra 2 buçuk
gibi girdim diyarbakır otogara. asker olduğumuz 1 km öteden belli zaten
amk. şebek gibi kaldık ortada. otobüste ki diğer erat hemen dağıldı
topluca ktm ye gitti. ben hemen tele sarıldım, aradım askm geldik
diyarbakıra merak etme, sen napıyosun falan, dikkat et kendine bilmemne,
kapattım deli, devrem geldi yaktım sigarayı.
dedi oğlum serbets olduğumuz son zamanlar gel bi kahvaltı yapalım biraz
gezelim. tmm dedim bende bi kahvaltı yaptık birazda gezdik.
yemin ediyorum hayran kaldım diyarbakıra kalesi bilmemne harbi on numara
şehir. ardından ktm nin yolunu tuttuk.
neyse beyler vardık ktm amk o ne öle, bütün ordu burda amk böyle bir
yer yok. içerisi panayır gibi amk. millet birliğine gitmek için sıra
bekliyo. şimdide bilenler bilir ktm ölüm anasını satayım. uzmanın biri
erat dizmiş yarım yarım yardırarak bağıra bağıra anlatıyo, bizde geldik
bu bizi gördü bağırmalar çağırmalar geçin bilmemne. biz tabi buna yavaş
yavaş yürümeye başlayınca bu çakozladı mevzuyu sanırım, sustu dedim
uzmanım böyle böyle tanıttık kendimizi, napıcaz ne edicez, anlattı izah
etti durumu bizi başka bir yere aldı. içerisi aztek kaynıyo amk, ama
hepimiz amele gibiyiz ne yapacağımızı bilmiyoruz, anons gelicek şu
birliğe gidenler gelsin falan diye toplanıp gidecez.
bende diyorum heralde bi kaç saat sonra gideriz. saat 5 falan hava da
kararmış amk. neyse gelen giden yok. bi çocuk vardı adam mühendis, dedim
birader ne zaman gelir bu konvoy, dedi yarın gelirse şanslısın.
dedim ne diyosun amk kaç gün beklicez burada, beyler şoka gelin, dört
gündür buradayım kardeşim öyle söyliyim sana. amk kafayı yememek elde
değil.
sonra çözdük olayı sorduk uzman bi arkadaşa.
işte özellikle 1993 yılında 33 askeri kurşuna dizdi bu pezevenkler
birliğine giden silahsız askeri o yüzden çok dikkat ediyolarmış bu
konuda.
neyse aga bekliyecez ara ara geliyolar alıp götüroylar bır kısmını, kimi
konvoyla gidiyo kimi şans eseri gideceği birimden gelenler alıp
götürüyo falan.
2 gün geçti aga uzman geldi asteğmenin bugün gelecek çakırsöğütten onunla gidersiniz dedim gitmezmiyim.
neyse an be an haber alıyoruz. yılbaşınıda ktm de geçirmek ayrı bi zevk
amk. yılbaşının 1. günü 1 ocak 1995 askerliğin başladığı gündür beyler.
bizi götürecek birim gelmiş şehire, biz hazırlandık bekliyoruz. amk bir
haber geldi, beton gibi çoktü üzerimize. bu ibneler bi köy vardı h ile
başlıyodu orayı basmışlar 9 kişiyi öldürmüşler.
haydiiii, bütün dağıtımlar iptal.
http://inci.sozlukspot.co...um/@roadrunnersikenjackal
beyler buradan bütün yazdıklarımı okuyabilirsiniz. sağolsun arkadaşlar
verdiler.
hatırladım hamzalı köyünü basmışlardı.
neyse beyler biz bu haberi aldık. bir anda hareketlendi ortalık,
koşuşturmaca falan. dedim lan hadi bakalım asteğmen efendi, daha şırnak a
gitmeden başladılar hakkında hayırlısı.
bir iki gün daha kaldık beyler en sonunda kodumun konvoyu geldi. öğleden
sonra 2 gibi çıktık yola, up uzun konvoy, bizim askeri görüceksin ama
fişek gibi tam techizat amk. dışarısıda buz -1000 sanki, ben taktım
tabii volkmeni gidiyoruz. upuzun konvoy yer yer duruyoruz yolda, kontrol
noktları falan, 10 dakikalık yolu 45 dakikada falan alıyoruz, arada
bazı çocukları bırakıyoruz falan, hava karardı beyler, bir yerde daha
durduk yolun ortasında ama sıkıntı yok yani, etrafa bakıyoruz heryer taş
toprak amk.
uzaktan yavaş yavaş cudi gabar falan çıktı ortaya bütün heybetiyle dedim aga hadi bakalım hoşgeldin ebenin amına.
bi noktada daha durduk, ileride bi kaç haneli köy var ama camlardan
gelen ışıktan o kadar olduğunu düşünüyorum, lan bir durduk, çocuk
sesleri,
''burdan defol git tc askeri, git buradan tc askeri, senin yerin değil
burası, falan derken çaaaaat paaaat taş atıyo ibneler hava hafif
kararmış zaten bellide olmuyo, abi ne yalan söyliyim bi tırsma geldi,
sanırsın işgal askeriyiz ibneler geldiğin yere geri dön diyo, arkada ki
otobüsün camını indirmişler zaten, hemen hareketlendi konvoy bu sefer
direk cizre ktm ye, hava kararmış nereye gidiyosun.
orada da yola çıkıp gelen bir çok başka konvoyda var, yarını beklicez
mecbur.
@376 40 gün kaldığımızı biliyorum kardeşim dağda. enişten doğru
söylemiş, şimdi o kadar kalınıyomu bi bilgim yok.
cizre ktm de bir gece geçiricez, ulan leş gibi olmuşuz zaten,
telefonda açamıyoruz kaç gündür, tek isteğim biran önce gideyim telefon
açayım bi sesimi duyurayım bu yani. zaten üzerimizde garip bir ağırlık
çökmüş durumda, alışık değilsin panpa, ısparta tamam eyw ne kadar
ıspartada eğitimin kralını alrısan al farklı yani çok belli ediyo
kendini,
çok soğuktu beyler, felaket bir soğuk, tezahür edemezsiniz yani, böyle
bir soğuk yok, 50 60 tane asteğmen göt göte verdik ısınıyoruz yani,
kaliriferler arada bir yanmaya niyetlensede ayıp olur diyor heralde ki
buz kesiyo anasını satayım.
uyuyayum diyosun yalandan bir yarım saatlik uykular falan, bir an önce birliğime katılayım diye can atıyosun amk.
ulan sakallar uzamış hafiften yarın birliğe gidicez sular buz gibi
diyarbakırda zaten sıra var, traş olamadık, benim devrede hafiften
kıllıydı 4 5 günde mağara adamına döndü, çıkalım dedik traş olalım
falan, anasını sikiyim suları kesmişler. belli bir saatten sonra
kesiyolarmış nedendir bilinmez.
bi astsubay bulalım derdimizi anlatalım dedik, en azından kantinden bir
su alalım onunla traş olalım dedik, astsubay ararken yüzbaşıya denk
geldik, ama yüzbaşıda bir ses tonu var altına sıçıyosun adamla
konuşurken.
ne var oğlum dedi ne geziniyosun burada, tanıttık kendimizi, dedik
komutanım böyle böyle, olamadık, kantinden su alalım traş olalım yarın
birliğe gidicez ilk intiba önemli sıkıntı çıkmasın falan, böyle
konuşunca adam astsubayı çağırdı sağolsun anlattı durumu, astsubay aldı
bizi, dedi kantin burası alabiliyosanız alın.
kapıdan bir girdim içeride 1000 kişi var amk. uyumaya çalışıyo.
@384 zorunlu değil kardeşim, nerede yaptığınla alakalı, şırnak hakkari
gibi o bölgede yapıyorsan eğer oraya gitmen zorunlu diyorlar.
ama sen ktm ye gitmeden gidebilirsen geri çevirmiyorlar tabii, senden
sorumlular hemen alıyorlar içeri ama azar işitebilirsin. ki şırnak
hakkari vb. bölgelerde ktmye gitmeden kendin gitmeni tavsiye etmem zaten
her yerde kontrol noktaları var muhakkak çevirirler seni gönderirler
ktm ye.
o iş daha çok nerede askerlik yapacağın la ilgili.
neyse beyler, götüm götüm arada küfürler yiyerek gittik kantine
(siviliz tabi herif yarı uykulu küfür çıkıyo alçak sesle üniforma olsa
göt ister) neyse aldık suları traş oldu surat yara bere içinde kaldı
hadi beni geç devrem zaten kıllı sakalllarıda epeyli bi sert jileti
vurdukça kan geliyo amk.
traş köpüğüde yok tabi evden getirdiğimiz sabunla yüzü sabunlayıp sabunlayıp jiletliyoruz.
olduk traşımızı geçtik istirahathaneye, saatin gelmesini beklemeye, aynı
gece de şırnakta 3 karakolu taciz ateşi açmışlar, ortalık fena.
sabah gün açar açmaz doluştuk otobüslere çıktık yola, gün açtıkça cudi
gabar falan çıktı ortaya tamamen, hem bir o kadar güzel, hemde
heybetinden de bir o kadar tedirgin ediyo adamı. orada ne olduğunu
biliyosunuz yani, orada senin neyin beklediğini, belkide sen bakarken
birileri çatışıyo o anda aklından binbir türlü şey geçiyo,
yollar zaten fena, yamaçlardan geçiyosun, kanyonların arasından
geçiyosun kafanı kaldırıyosun tepelerde bizim çocuklar mevzi almış içini
korku kaplamaya başlıyo yavaştan beyler, otobüste kendini güvende
hissediyosun camın hemen dışarısı cehennem.
sonunda çok şükür vardık çakırsöğüte, indik otobüsten, etraf bildiğin
ufak kasaba gibi, nizamiyeye geldik, hemen bir astsubay karşıladı bizi.
gittik üstümüzü başımızı değiştirdik, yeşilleri geçirdik üzerimize,
botlar tabii ki biraz büyük geldi, taktık omuzlara tek çizikleri,
gittik takımlarımıza, 14 kişilik bir takım, takım komutanı bendeniz, bir
uzmanın var, çavuşumuz, iki tane avcı eri, iki makinalı tüfek
nişancısı, ve yardımcıları keskin nişancı falan.
bölükte muharebe kısmında yer alıyoruz.
uzmanım allahı var adam asker olarak doğmuş adam. askerlerle tanıştık,
sonra komutanlara gerekli bilgiler verildi falan derken artık
başlamıştık göreve hayırlı uğurlu olsun.
uzmanıma sordum dedim telefon acayım aileme falan yeri gösterdi, aradım
bende bizimkileri.
önce aileyi aradım hemen, dedim geldim, iyiyim güzel bir yere
düşmüşüz, merak etmeyin, sordular tabi kaç gün oldu merak ettik,
usulünce açıkladım durumu, dedim böyle böyle, kar yolları kapamış o
sıkıntı çıkarttı merak etmeyin falan neyse kapattık hemen yağmuru
aradım. çaldı çaldı açan yok, hemen arkasından bir daha gene açan yok.
hay amk nerde bu kız falan haber vermedik diye söylendik.
devrem geldi, gel dedi uzmanlarla biraz muhabbet edelim. yasak bölgeler
nereler falan onları harita üzerinde anlattılar, bölgeyle ilgili yaşanan
hareketlilikle ilgili bilgiler alındı.
arkasından, çıkılan intikal görevleri belirlendi, kendi takımızdaki
asklerler ilgili bilgileri aldık, bir tane var takımımda kütahyalı
çocuk, deli aşık oğlan, koluna jiletle yazmış kızın adını.
dedim pdrm ye göderin çocuğu bu güldü,
asteğmenim pdrm ye o gidene kadar o kadar çok kişi var ki önünde başta
ben dedi, bende hafiften bi sıkıntı başladı aga.
günler böyle geçiyo beyler, 2 3 gün geçti bu arada çatışma haberleri
falan geliyo devamlı, yol kesme olayları falan, bizde bekliyoruz
gideceğimiz zamanı, telefon açıcam gene, direk yağmuru aradım.
korkuyorum bi yandan açmazsa falan diye, neyse ki hemen açtı,
dedim nerdesin aradım açmadın, duymamış evde değilmiş annesiyle babanesi
vardı bunun büyük babanesi, ona gitmişler, o kadar zaman beklemiş
aramamı aramayınca gitmek zorunda kalmış.
tabi öle anlatıyo asıl olay hastalığı ilerlemiş bir hayli fenalaşıyo hastanede geçiriyor iki günü.
nasısın iyimisin faslı, sen nasısın dedi dedim iyiyim merak etme sen
beni dikkat et kendine falan ama sesi bi kötü geliyo ki sorma.
hastamısın dedim askm neyin var üşüttün mü, üşüttüm dedi öğrencilerim
çok yoruyolar beni dedi, dedim onları kafasını kırıcam gelince merak
etme sen dedim.
ne zaman geliceksin?
dedi beyler.
çok sade bir soru ama tam kalbimden vurdu. böle muhtaç bi sesle, ne zaman geliceksin?
ulan elimde olsa o an atalarım skorskye giderim öle dokundu. askm gelicem sen yeterki iyi ol.
tamam ama hemen gelsen keşke dedi. yağmur gelicem biliyosun gelicem sen
bekle beni, ben buradayım hep zaten bi yere gidemem diyo, içimden
diyorum nereye gidiceksin zaten ki.
garip konuşuyo beyler yani normal bi konuşma tarzı değil,
sıkıntın varmı bi sorun varmı diyorum yok diyo öğrencilerim çok yoruyo beni diyo. o kadar.
uzmanım aniden daldı odaya kapatıyorum falan dedim alelacele, dur biraz
daha konuşalım lütfen falan demeden arıcam seni dedim kapattım.
uzamanım da ''asteğmenim yaralı var getiriyolar helikopterle'' dedi
fırladık hemen. yaralıyı alıcaz koruma konvoyu şeklinde cizreye devlet
hastanesine götürücez. dedim helikopter niye götürmüyo acil bölgeye
timleri sevk edicekmiş. abi kalbim güm güm atmaya başladı bir anda.
beyler yavaş yazıyorum biraz kusura bakmayın. parmaklarım ağrıdı
yazmaktan. biraz sabır.
arada şarkı paylaşıyım beyler onu dinlerken yazımı bekleyin napıyım
amk biraz geç yazıyorum kusura bakmayın.
http://www.youtube.com/watch?v=vL3raxfj1oo
beyler askerleri aldık komutanları geldi, gidin tam teçhizat hazır
olun, 5 dakika içerisinde buraya gelin. tam teçhizat hazırız beyler,
yaralı çocuklar bir geldi. anlatamam görüntüyü, çocuklar şehit olmuşlar yani, bunlar nasıl kurtulacak aklım almıyor.
3 tane asker, bir tanesinin ağzıni yararak geçip gitmiş mermi cansız
gibi yatıyo surat kan içinde, diğerini yüz üstü koymuşlar, ensesinden
girmiş mermi paralel bir şekilde, omuriliği götürmüş çok belli, bir
tanesi sırtına 3 mermi almış, hemen aldık çocukları, gece saat 8 falan, 4
araç halinde gidiyoruz önde zırhlı araç makine haznesi var, biz arkada,
ikisini arka arac aldık çocukları biri benim araçta önümde ağzı
mermiyle yarılmış olan, ulan kitlendim resmen buz kestim resmen,
hayatımda kedi ölüsüne bakamam ben araba çarpmış hayvan görünce midem
bulanır, önümde gencecik çocuki kan içinde yüzü hırıltı sesleri geliyo,
soğuktan nefes alıp verişinde buhhar çıkıyo ama ağzından değil yanak
kısmında ağız burun paramparça,
uzmanım bir dürttü beni asteğmenim kendinize gelin öyle bi toparladım
kendimi, yolda gidiyoruz, bir yandan da aklıma pusu olabilir mi lan
yolda acaba diye geçiyo, gerçi pusu falan nerde olucak cizre yolunda
amk, 300 metrede bir kontrol noktası var tabii yeniyiz daha.
@419 yavaş bas aslanım.
benim odluğum araçta yüzbaşımız var, önde biz arkada 6 kişi bir de
yaralı çocuk, yüzbaşının telsizi cayır cayır ötüyo, hışırtı sesleri
arasında, intikal esnasında, bir grup teröristle karşı karşıya
gelmişler, ilk onlar farkediyo bizimkileri, bu üç çocukta ilk ateşte
yaralanıyo zaten.
bir yadan kulağım yüzbaşının telsizine takıldı, devamlı tepeye kayalık
bölgeye doğru darbeli atışlar çocuklar darbeli atışlar aferin bu şekilde
bravo, ses kesiliyo, komutanım , sağ taraftan saramayız dik yamaçlar
mevcut diyo yüzbaşıda da dinliyo bende,
yüzbaşı görerek aykut görerek oğlum görerek, askeri aşağıya çek 100 metre civarına top atışı için senden haber bekliyorum,
bildiğiniz çatışma esnaında konuşmaları dinliyorum,
hızla yolda devame ediyoruz bu arada,
aykut heralde takım komutanı, teğmen ya da üsteğmen, ismiyle hitap ediyo telsizde ki binbaşı çünkü,
oğlum, başka yaralı varmı zaiyat varmı aykut, aykuttan ses kesildi bi
ara, sonra verdi anosnu başlayın komutanım yeterli aralık oluşturduk
diye sanırım top ateşi yapacaklardı,
abi o esnada yaralı çocuk kendine geldi verdikleri ilacın etkisi geçti
bir çıklık atıyo varya, dili yok çocuğun sanırsın kurban gırtlaklıyosun
yerimde zıpladım boşluğuma denk geldi uzmanım üzerine bindirdi olum
sakin ol iyisin hastaneye gidiyoruz, belli çocuğun yüzü yanıyo, yüzbaşı
sesi kapadı, uzamanım üzerinde bastırıyo çocuğu, muhtemelen ayak ta
kırıklarda vardı düşmüş vurulduktan sonra,
yüzbaşı bana döndü yardım etsene lan uzmana bin üzerine tut çocuğu bende abandım çocuğun üzerine haraket etmesin diye,
o 1 saatlik yol varya bitmedi beyler bitmedi gözümün önünde hayla.
arkadaşlar ben çok yoruldum isterseniz biraz ara verelim, isterseniz
bu akşamlık bırakalım.
@431 benmiyim suçlusu birader?
@436 sadece o değil, sana döndü adam keleşle önce bağıracaksın arkaünü
yırtana kadar ''duur diye'' çok gibine takacak ya seni, o ateş etmeden
edemezsin kural bu, haa bu kendi mevziindeysen, dağdayken giberim
kuralını diyosun o ayrı.
beyler yoruldum biraz siz sorun ben cevaplıyım merak ettiğiniz
kafanıza takılan bir şey varsa.
@439 abi, orası öyle değil, yanlışlıkla korucu vurabilirsin, sırf
geçiyo diye adam vuramazsın, çoban vurdun diyelim, bu ibnler nasıl gelir
üzerine biliyomusun medya falan, bu sadece sana değil taa tugay
komutanının başını ağrıtır onun başı ağrırsa sorumlusu kimse gelir onu
giber.
@447 çatışma esnasında sana dönüp sıkan korucular var, seni pusuya
çeken korucular var.
emin olmazsın elbette. ama askerin görevi halkın güvenliğini sağlamak, o
yüzden istediğime sıkarım sıkmam durumu yok. çok karışık kardeşim yani
neresinden tutsan taklu deynek.
@admingiberimmodgiberim askere gittin mi kardeşim sen?
@452 tc askeri seni izliyoruz, mehmeeeeet oğluuuum bırak bu işleri
ananın yanına dön mehmeeeeet, tc askeriii gabar cehennemine hoş geldin,
genelde çatışma başlayıp ilk sortiden sonra, komutan ölmedin mi lan
daha, bi kere oldu bu bana direk telsizle girdi, beylik tabancanı almaya
geliyorum komutan dedi.
telsiz frekansları çok karışıyo, sende yapabilirsin elbette ama suç
telsizi boş yere meşgul etmenden dolayı. her an telsizden anons
geçebilir çünkü.
@admingiberimmodgiberim yedek subaylık düşünüyosun anladığım
kadarıyla.
@zencefil yapragi kardeşim benim dönemimde her üni mezunu çoğunlukla
olurdu çünkü o dönem yedek subaylıkta ve teğmenlike çok sirkülasyon
vardı gerek şehitler gerek geri hizmete alınma ve gerekse
yaranlamalardan dolayı.
ama şu anda öyle değil çok şükür. fakat şu var bir mühendisin diğer
bölüm mezunlarına göre yedes subay olma olasılığı çok fazla.
@admingiberimmodgiberim tamam kardeşim cevap veriyorum şimdi. ama önce
şunu söyleyeyim olurda sen yedek subay olup o bölgeye gidersen takımın
daki askerlerine ve özellikle ailelerine acıyorum.
bu dediklerini hakikaten yaparsan sen zaten gidersinde, o çocuklar hepsi
şehit olur. yedek subay olacak ve olmayı düşünen kardeşlerime şunu
söylemek isterim.
takımınızda ki tüm askerler, anaları babaları önce allaha sonra size
emanet ettiklerini unutmayın.
şimdi öncelikle ben asker değilim. askerlik görevimi yapmış bi
vatandaşım. bu işi kökten dağdaki kadroyu bitirip çözemezsin, gerisi
muhakkak gelir, yanlızca türkiyeden dağa katılımları engellersin ama
aralarında iranlı ıraklı suriyelilerde var. onu çözmek için finans
gelirini keseceksin.
o bölgede tek taktik var her daim uyanık olacaksın. saygıı veya pusu
yediğin zaman kayıplar hep ilk saygıı anında olur. ilk saygıı anını
atlattıktan sonra bir an önce sakin olmaya bakacaksın. ve görerek ateş
etmelisin bilinçli ateş etmelisin ki karşında ki sinsin.
saçma sapan hareketler yaparsan karşında kine bir güven gelir ve ilk
seni hedef alır. o dönemde osman pamukoğlunu taktiği çok büyük darbe
vurdu bunlara. hızlı ve baskın şeklinde hiç beklenmedik anda. daha
öncede bahsettim bunların savunacak bir mevzileri sınırları olmadığı
için bu konuda zayıflar onları savunmaya zorlarsan ya kaçarlar ya teslim
olmaya çalışırkar genelliklede ölürler.
yani onların seni bulmalarını beklemiceksin sen bulacaksın. tabi pusu atıyolar oda ayrı bir konu.
@465 e tabi ona katılıyorum zaafı olan adamı göndermiceksin oraya deli dumrul olanı göndereceksin ki görsün ebesnin amını.
oraya eğitimi tam olan adam gitmeli, yani işi askerlik olan. öle vururuk
keserim yıkarım yakarım adamı değil, bu gazla giden adam keklik gibi
avlanır orada.
ayrıca sadece vurarak öldürerek çözülecek iş değil bu. orada ki halka
refah vereceksin pkk dan ümidi kessin. o halka biz burada yaşıyoruz iyi
şartlarda okulumuz hastanemiz işimiz evimiz var ve pkk buna zarar veriyo
dedirtirsen çatışmana bile gerek kalmaz.
ama önce o şartları uygulaman gerek. oradaki vatandaşlarımızı arkana
alacaksın. kepenk kapatmaya gelen o puştlar çevikten önce ilk o esnaftan
dayak yediği zaman bu işler düzelir.
@470 valla o değişiyo, sizin ne kadar da öleceğinize bağlı, hemen
ölürüm dersen 5dk, biraz daha sonra ölürüm dersen 10 dk ama salaklık
yapıp jandarma özel harekatın olduğu yere yaparsan baskını onların
insiyatifine kalmış gibebilirde anında sabaha bırabilir.
bordo bereliye baskın yapacam dersen ne zaman başladı ne zaman bitti haberin olmaz.
ayrıca ne yazıkki hiç bir gerizekalı karakolu ele geçirmeye kalkmadı.
geçirse an itibariyle, tepelerine ineceklerini bilecek kadar zeka
sahibiler.
@475 onu bilemiyorum valla telsiz frekansı karıştığı için dinleniyo
ama ev telefonu dinlebiliymi bilmiyorum. ayrıca ev telefonunu dinlemek
için ne yapılır onu dahi bilmiyorum.
@478 paydos yapalım kardeşim. sende git dersine çalış yarın devam
edicem. çok yoruldum arada soru sormak isteyen olursa buradayım ama.
şimdi mesafe uzadıkça uzun namlulu silahlar elbette daha iyidir.
ancak genellikle karşı karşıya gelen iki silah keleş ve g3,
keleşin kullanımı çok basittir bir çocuk bile kullanabilir ve hafiftir. ama g3 ün vurucu gücü yanında su tabancası kalır.
bacağınıza keleş mermisi geldiğinde ölmezsini kan kaybından sonra ölüm gerçekleşir ancak tedavi süreci vardır.
ancak g3 bacağa isapet ederse kopartır. tedavi şansı yoktur.
kafaya keleş mermisi geldiğinde geldiği alnınızda ufak delik açar
kafanın arka tarafını yani mermi çıkış değili olan yeri parçalar.
g3 kafasına isapet ederse teşhis edilemez hale gelir.
keleş kullanımı kolaydır tutukluk yapmaz. g3 nazlı bir kız gibidir iyi bakılması gereklidir. ama vurucu gücü tartışılmaz g3 ün.
rpg ye geldiğimzde, bizim dönemimizde roket atarımız 2 bölümlüydü
birbirine bağlanıp o şekilde ateşlenirken biz 1 atış yaparken rpg
kullanan 3 atış yapabilir. ama şu anda bizim askerde kullanıyor.
doçkalar aslında uçak savar silahıdır. taşınması çok zordur ama ne
yazıkki bir kaç tane karakol baskınında kullandılar. epey etkilidir.
insan uzunlarını parçalar, haraketsiz yakarsa seni doçka bermizi beline
isapet eden bir mermisi seni ikeye bölebilir ama hareketsiz yakalarsa.
ama bizim askerin karayılanına bir bak derim. o zaman doçkada bir tak
olmadığını anlarsın mg3 tür adı asker arasında karayılan olarak geçer.
ama en pis silahı soruyorsan bana göre kanas. çünkü sana ateş
ettiğinde genelde isabet eder. bilinçli bir şekilde adam öldürme silahı.
suikast silahı adı üstünde amk.
@482 onları anlatacağım ama hikaye içinde anlatayım olmaz mı?
hikayenin akışını bozmayalım.
ayrıca 5 tane çatışmaya girmedim.
@485 e tabii ki, yani örgüte para akışı sağlayan bir sürü faaliyet
alanı var. kaçak sigaradan tutta esrar, korsan cd falan.
@487 doğru özellikle yaralı yakalanan sorgu için getirilir yolda
ölürse helikopterden aşağıya atılır sende parçalarını topardın.
valla benden daha önce yapmış varmıydı öle askere gelen kişiyi
istihbaratçı yapmak bilmiyorun. bizim dönemimizde jitem vardı jandarma
istihparat ama sahada çalışan hiç biri normal asker değildi
astsubaylardan oluşurdu. gün sayan asker istihparatçı yoktu hiç ben
görmedim yani.
@492 evet dragunov dan bahsediyorum.
valla kanas leyla hikayesi diye bişey yok tamamen kolpa bir hikaye o.
keskin nişancı vardı elbette ama kanas leyla falan yok öle bişey
uydurma.
yanlız sırp keskin nişancıların parayla getirtiliğini biliyoruz. sırp
keskin nişancılar vardı ki adamlar keskin nişancı olarak doğmuş.
biraz şu kanas leyla olayına gireyim. bu tamamen pgibolojik harp
taktiğidir. karşısında ki birimi sindirmek amaçlı.
şöle bir olay anlatayım. pkk da bir efsane vardı. tc askerinin yanında yeşil cübbleri askerler onlar koruyolar.
dediklerine göre, bizim asker intikal yaparken bizi farkederlermiş tam
saygıacakken timin arkasında yeşil cübbe takan askerler görürler ve
saygımaktan vazgeçerlermiş, bizim askere saygıdıklarında, asker
beklenenden daha fazla direnç göstermişse yeşil cübbelilerin olduğunu
düşünüyorlarmış.
yani bunun gibi şey çok orada.
kanas leyla olayını size jöhler gelip anlatır sırf taşşak geçmek için
aldırmayın. öyle bişey yok.
aklıma geldikçe geliyor. bu kanas leyla olayını disiplinsiz askeri
korkutmak için komutanlar söyler. işte nöbette sigara içmesin diye.
@502 o dönem bosna savaşı vardı biliyorsunuz. bizde epey bir yardım
gitti gerek silah gerekse askeri eğitim konusunda.
bu yüzden düşmanım düşmanı dostumdur olayından pkk parayla sırp
sniperleri getiriyordu. özellikle subay ve yedek subayları şehit etmek
için.
bu tarz istihparatlar gelirdi. hiç karşılaşmadım. ancak istihparatlar
vardı.
zaten bu sırplar yüzünden sniper kavramı öne çıktı, bosna da çok vardı
bunlardan.
özellikle kanas leyla mevzuu çok meşurdu halk arasında o dönem,
''kanas leyla buradaymış'' derlerdi, ama halk ondan daha çok etki
bırakan söyleti ''bolu dağ komando bölgeye operasyona geliryormuş''
söyletisiydi.
kanal leyla halk üzerinde ne derece etkili bilemem ama bolu dağ komando
söyletisi oldumu hakkaten bi değişirdi ortalık.
arkadaşlar hikayeme yarın devam edeceğim epeyce yoruldum. şimdişik
soru cevap yapalım bölgeyle ilgili ne merak ediyosanız bilgim dahilinde
cevap vereyim. aklınıza ne gelirse sorun. bu kanas leyla mevzuu güzel
soruydu. pek bilinmez
zaten harbi gerçek olsa bilinirdi oradan çakabilirsiniz durumu.
önce @514 e cevap vereyim. evet örgüt arkaü zora girince ateşkes yaptığını söylerdi geri çekilir toparlanma sürecine girerdi.
askerin ateşkese bakış açısı gayet netti. benim dönemimde yapılan çelik hareketı. ateşkes dediler 40 gün operasyon yaptık.
@516 kanas leyla şöyle bir olay arkadaşlar.
tamamiyle pgibolojik harp olayıdır bu. pkk da genellikle nişancılar
kadındır sebebi ise nefes alıp verirken göğüs kafeslerini kontrol
edebilirler. göbeklerinden alırlar ve daha rahat nişan alırlar. erkekler
ise nefes alırken göğüs kafesi hareket eder.
dolayısıyla kadın keskin nişancıları vardı.
bu kanas leyla şöyle ortaya çıktı. bizim askerlerden biri intikal
esnasın tabi benim dönemimden epey önce meydana gelmiş, gece istirahatte
sigara yakıyo ve hakikaten vuruluyor keskin nişancı tarafından ve
söyleti başlıyo kanas leyla diye.
budur. özellikle jöh yani jandarma özel hareketçılar tarafından çok
duyarsınız bunları. acemi erleri korkutmak için söylenir. amaç sigara
içmesinler nöbet esnasın.
bir ara öyle bir raddeye geldi ki eşref bitlisi bu kanas leyla
helikopterle giderken vurmuş öyle şehit etmiş. anlayın işte kolpa
olduğunu.
@518 evet gözlüklü çocuklar var birlikte. ama tabi bu gözün ne kadar
bozuk olduğuyla ilgili. gözlük taktığında bir sıkıntı yoksa gelir. şehit
bir asteğmen vardı furkan gözlüklüydü kendisi.
2.soruna gelirsek, şimdi nasıl yaralandığına bağlı, her hangi bir uzvu
koptuysa elbette terhis edilir iyileşene kadar ki bu iyileşme süreci
ölene kadar gata da devam eder. her türlü sağlık işlemi yapılır psilojik
olarak da dahil.
ama mesela kendimden örnek vereyim ben 10 15 metre gibi bir boşluğa
düştüm kayalık bir noktaya topuğum parçalandı 14 gün askeri hastanede
tedavi gördükten sonra tekrar devam ettim askerliğime.
hiç bir fiziksel yaralanma olmayıp pgibolojik olarak sıkıntısı olan
askerde terhis edilebilir. özellikle ağır çatışma sonraları askerde
titreme çok görülür bu titreme olayı kontrol kaybına varırsa yani vucüd
beyinin istediğinin dışında devamlı hareket halindeyse kontrol
dışındaysa terhis edilir ve tedavi altına alınır. veya halüsilasyon çok
gelir askerin başına bu tedavi edilmesi gereken boyunttaysa tedavi
bitene kadar askeri hastanede kalır eğer askerin askerlik gübü biterse
bu tedavi sürcinde terhisi verilir tedeviye devam edilir.
ben hiş şahit olmadım dönemimdede hiç duymadım karakola sızdıklarını.
ama meşhur üzümlü karakolu vardır hakkaride sanırım 1992 ya da 93
sızmışlardır ve 30 kişiden oluşan karakolun tüm askerleri şehit
edilmiştir. bu şerefsizler ardından karakolun harabesi etrafında halay
çektiği söylenir.
halay mevzuu gerçekmi bilmiyorum ama üzümlüye sızdılar.
gece karanlığında göremiyorsun adamı. yer tespitini keleşin namlu
ağzından çıkan ateş sayesinde tespit ediyorsun. siperden çıkıyorsun
panpa çünkü ışık yok oda seni göremiyor böylece kafanı kaldırabilirsin.
tabi çok rahat olmamak lazım.
520@ erdal sarızeybekin dedikleri doğrudur ama bu olay benden önce
oldu. ben gittiğimde o iki parçalı roket atardan da vardı rpgmizde.
şunu söylemek istiyorum, hiç bir zaman silah yetersizliği yüzünden şehit
verilemiştir. hep söylediğim gibi şehitler pusularda ve baskınlarda ilk
saygıı anında verilir. çatışma devam ederken mevzi almış askeri vurmak
pek kolay olmaz. şöyle bir sıkıntı vardı g3 bakım isteyen bir silahtı.
namlusuna toprak kaçardı ama bunu halletmek çok kolay, ağız koruması
koyarsın olur biter.
o bölgede kaçakçılık sadece sigara ve mazot anlamında olur genelde. ve
özellikle jandarma bu konuda çok etkilidir. yaz aylarında kaçakçılık
oranı neredeyse 0 a yakındır sebebi örgütün ve ordunun manevraları
intikalleri çok artar.
kaçakçılık kış aylarında yapılır. ama utandırıcı o bölgeden giriş çıkış
yapmaz. diğer sınır kapılarından girer çıkar özellikle irandan ağrı
sınır kapısından.
şimdi benim dönemimde çok gafil avlandık. orada ki askerin konuçlanması
sadece kaçakçılık üzerineydi özellikle 1991 de tam anlamıyla gafil
avlandık.
ancak hakkını yememek lazım, bölgede en aktiv biriler jöhler ve bordo bereliler.
bizim zamanımızda herşeyi çabuk yapmak zorundaydın dediğim gibi şehit
hergün veriliyor ve yerine biri gelmesi lazım. ama o günde özellike
bugünlerde özel harekatçılar polis ve jandarma ve bordo bereliler çok
aktif.
bide bolu dağ komando mevzuu var oraya bir ara gireriz.
@522 askerde adam olma gibi bir durum yok kardeşim. adam değilsen adam
ediyorlar, ama adamsan çok farklı bir biçimde dönebiliyordun.
bende üniversite mezunu bir adamdım döndüğümde helikopter sesine
tahammülü olmayan dişlerini sıkıp dudağını kanatan bir adam oldum ki
hala dişlerimi sıkıyorum istemsiz bir şekilde.
askere gitmek istememe konusuna gelirsek ülkenin bazı gerçekleri var,
gitmemiz gerekiyor, yani orada bazıları ölürken ben banane oraya
birilerini hazılasın o gitsin demek ayıp olur.
ama orada ki şartlarıda göz önüne alındığında sizede hak veriyorum. yani
oraya pek öyle uça uça giden yok. yani saygı duyuyorum. vatana hizmet
sadece askerlikle olmaz, ülke için yararlı bilgin dahilinde hizmetlerde
verebilirsin.
@537 yoktu kardeşim hiç rastlamadım. ama kekeme olanı askere
alıyolarmı almıyolar mı diye sorarsan bir fikrim yok.
@541 abicim doğrudur ama ben rastlamadığım için bilmiyorum dedim
alıyorlarsa doğrudur. ama sonradan kekeme olan arkadaşlar gördüm. kekeme
olarak gelen görmedim.
@540 şimdi bizim gibi 3 ay eğitim görüp gönderilen askerler benim
dönemimde kaldı. şimdide şehit oluyor çocuklar ama dikkat edin, yüzde
doksanı ya karakol baskını yada pusu. ama bir intikalde operasyonda çok
azdır. baskını bizimkiler yapıyorsa şehidimiz az olur.
jöh ve bordolara gelirsek, şöle anlatayım 1995 çelik harekatı sırasın
benim tim ve bölüğümüzün bütün timleri çeşitli rakımlı tepelerde
türkiyeye sızma yapmaya çalışan örgüt mensuplarının sızlmalarını
engellemekti,
bir 35 kişik jöh grubu vardı, bunlar bir noktada cudi dağlarında zirveye
yakın bölgede bir grubu kovalarken yaklaşık 200 kişilik bir grubun
arasında kalıyorlar. bizimkiler öyle bir mukavemet gösteriyorlar ki
bakın telsizden bizzat dinledim diyorum duyum değil bu, yankalış 8 saat
arkadaşlar az bişey değil 8 saat çarpışıyorlar 11 jandarma özel
haraketçı şehit düştü gece karanlığında sıkıştırdılar bizimkileri
araştırın mart ayında oldu, 8 saat göğüs göğüsse çarpışıyoarl aralarda
ki mesafe 10 metreye kadar düştü.
200 kişilik grup 41 ölü bıraktı 7 esir bunların 1 tanesi sözde grup komutanı tim komutanı gibi bişey, geri kalanı kaçıp gitti,
bunlar 35 kişilik jöhleri tugay zannedip geri kaçtılar. adamlar daha ne
yapsın.
@545 bu sağlık sorunlarını ispatlayabilirsen özellikle pgibolojik
vakalarını gitmezsin panpa. olum merak etmeyin lan öle sakat adamı
bilerek doğuya veriyolar gibi haberler çıkıyo inanmayın. askere tak
atmak için.
@545 muayene esnasında anlat tabi onlar farketmezde göderirse nöbette
bulursun kendini.
@553 ben 1995 de görev yaptım kardeşim senin için nası bir şeyse benim
içinde aynı şeyi ifade eder.en ağır baskınıymış pkk nın 500 kişiye
yakın kişiyle saygımışlar, özellikle doçkalar kullanılmış 40 a yakın
şehit vermişiz.
ayrıca bu baskın videosunu yedek subay kurslarında verdikleri oldu bizim dönemimizde.
video arıyorsan aktütünün falan var sanırım onlara bakabilirsin.
@556 kardeşim bordo berelilerle hiç ortak operasyona katılmadım. zaten
katılamazsın ayaklarına bağ olmaktan başka bir şey olmazsın. ama çelik
harekatında k.ırak a onlarda vardı ve sana büyün bir güven sağlıyorlar.
onlarda burdaysa anasını giberiz dünyanın diyosun yani.
taşdelen videosunu izledik yedek subay eğitiminde. şu kadarını
söyleyeyim.
video önce bu muallakler halay çekişiyle başlıyo saat 4 buçuk sularında başlıyo 3 koldan basıyolar karakolu.
videonun bir kısmında, keskin nişancı nöbetçi kulebesinde ki askerimize
ateş ediyo. kamerayla yakın çekim yapıyorlar klübeye, çocuk çıkmaya
çalışıyo klübeden ama çıkacak yeri yok başka mevzisi yok.
huur çocupu da oyun oynar gibi ayaklarının etrafına sıkıyo çocukta tek başına basıyo mermiyiy basıyo mermiyi.
en sonunda video yu çeken muallak ''oyun oynamayı bırak sık kafasına''
diyor ve çocuğu şehit ediyorlar.
@561 şimdi abicim intikallerde mayınlı bölgeye girmen çok düşük bir
ihtimal. intikal yaptığın bölgelerde örgütte gezindiği için mayın
döşenmemiş oluyor. zaten mayın dedektörün varsa sıkıntı yok. tabii çok
duyduk intikal sırasında mayına basan arkadaşları.
en çok mayını toprak yollara kurar bu ibnler, en çok yaptıkları şey
uzaktan kumandalı parça tesirli patlayıcılar. yolun kenarına kurarlar bu
bombayı alıtana 2 tane anti tank mayını hepsini ayna anda patlatırlar
ve bildiğin krater oluşur yolda.
birde şuna çok dikkat ederiz komutanlar olarak, acemi askeri asla en arkadan yürümez göz önülde bulunur.
intikal yollarımızda kenarda köşede sigara paketi içki şişesi ve
özellikle bira şişesi vardır, acemi asker vay amk sigara buldum diye
gider sigarayı alır çeker düzenek çalışır sonra bom.
olurda karşılaşırsanız aman diyim.
mayın korkutuyomu diye sormuşsun onuda cevaplayayım. bir komutanızmız
şunu demişti. orada herbirinizin bir mayını var. ve sizi bekliyor.
hakikaten her birimizin bir mayını vardı o kadar çok döşemişler ki
hepimize yetecek kadar vardı ama çok şükür denk gelmedik.
kısacası korkuyosun tabii. ama bazen geliyo ya giberim lan ne olursa olsun diyosun o zaman bişey olmuyo işte.
evet beyler sorulara devam aklınıza ne gelirse.
arkadaşlar merak ettiğiniz için koyuyorum ama yaş sınır var besele karakolu baskını;
http://www.youtube.com/watch?v=-AzsIRz2a1I
estafurullah beyler yormak diye bişey yok yarın evdeyiz zaten. tek tek
cevaplıcam sorularınızı.
@568 kardeşim emin ol çatışma anları çok heyecanlı oluyo özellikle ilk
çatışma anın kalbin götünden atıyo sonra yavaş yavaş alışıyosun.
@570 olmaz mı komutanlarımız odalarına yedek subaylarını çağırıp motive
etmezler. yedek subay saftır ama akıllıdır istediğin kadar motive gaz
olayına gir gerçekleri bilir yemez. ama topluca özellikle operasyonlar
öncesinde askeri motive eder ki bu çok önemlidir. motive olmuş asker
hakikaten kendini çok belli eder.
@577 kardeşim açıkladım diye hatırlıyorum ama yine açıklayayım.
bölgede zehirli hayvan yılan akrep gibi şeyler var tabii ki ama ondan
önce daha zehirli şeyler var orada.
yılan akrep falan vız geliyor bir yerden sonra, akreple örümcekleri kapıştırırken bulursun kendini şaşırma.
ayrıca korkmana gerek yok askerde her türlü panzehir mevcut öle bi
durumda helikopter bile gönderip alırlar seni merak etme.
@578 e sizde duymuşsunuzdur bu karakollar kaçakçılık için yapılmıştır.
yani bu tip durumlar için değil. oraya askeri koyup aylarca bekletmek
kadar saçma sapan bişey görmedim ben. anlaşılır bişey değil.
gel beni vur demektır bu.
savunma sistemlerine gelirsek şöle anlatayım, mümkün olduğunca sen
saldıracaksın savunma yapmak en son planda olacak neden dersen daha
öncede sıklıkla belirttiğim gibi bu adamların savunacak bir yerleri
olmadığı için savunma taktikleri yok, baskın yapacaksın o zaman ya
kaçarlar ya yaralanır ya teslim olur geneldede patır patır ölürler.
ayrıca beyler attığım videoyu izleyenlerin dikkatini çekmiştir, havada
uçucan mermiler var o iki tane ışık saçan mermi arasında en az 35 40
mermi olduğunu söyliyim.
@583 abicim zaten uyman gereken bir prosdür var. önce 3 kere uyarı
yaparsın dur ateş edicem diye. durmazsa sana ateş etmeden edemezsin,
dediğin gibi hayvan olabilir sivil olabilir. ama sızma yapmaya çalışan
bir terörist yada gözetleyen terörist olabilir.
ha dayanamadın çektin ateş ettin, komutanlarına haber vermeden. ki bu
başıma geldi, bir gece ateş edildi koştuk, hakikaten terörist vurmuş
çocuk, hiç bişey olmadı,
diyelim sende vurdun terörist çıktı şu olur bir daha nöbet tutmazsın
orada. çünkü bu şunun göstergesidir oraya geldiğine göre yakında
basılacak orası ve ilk o nöbet klübesi hedef alınacak. genelde onu yapan
asker başka birliğe transfer edilir çünkü örgüt ilk onu hedef alarak
baskına başlar.
@584 şimdi beyler gördüğünüz videoda, karakolun mevkisini gördünüz,
dağların arasında bir yerde. zaten karakolların yerlerine haritadan
baktığınız zaman destek gelecek yerlere çok uzaktalar. özellikle bizim
zamanımızda helikopterle tim indiremedikleri için(geceleri) kara yoluyla
gidilirdi. o yolada pusu atarlardı (şimdide öyle) yani orada askerlik
yapmak başkadır, orada karakolda askerlik yapmak ise bambaşka.
@587 nöbet saatleri var 1-3 3-5 gibi o saatlerde önceden komutanın
(genelde çavuştan ister belirlemesini) nöbet çizelgelerinde kimin ne
zaman nerede nöbet tutacağı bellirdir. oda gider nöbetini tutar. 2
saatlik aralıklarla.
ancak kış aylarında -30 dereceye falan tekabül eden hava sıvaklığı
olduğu için 15 dakikalık nöbetler halinde nöbet tutulur.
ayrıca videoda dikkatinizi çektiyse cephanelik bölümü yoğun ateş
altına alnıyor ve patlatılıyor. şehit sayısı o cephanelik patladıkdan
sonra çıkan yangında olmuştur muhtemelen.
@591 onu hikayede anlatsam olmaz mı abicim. yarın devam edicem
hikayeye.
@597 evet yarın devam edeceğim.
@595 evet taşdelen baskını bu bir kısmı yanlızca.
@599 taşdelen baskını o arkadşın attığı video 1992 senesinde (bezele
bunun yanında bişey değildir zaten ateş gücünü görüyorsunuz), benim
attığımda bezele sanırım 6 7 sene öncesine ait.
@603 öyle kardeşim. adamı hakikaten sinir basıyo.
@606 valla birader duş konusu sıkıntı evet. hacet giderme olayı ise
intikal sırasında yapılabilirniz. 45 kilo çantan var bunun içinde
bunları gidermek için şeyler alabilirsin peçete falan. dağdasın
haftalarca,
terörist kovalamaya çıkıyosun dağa kayak yapmaya değil azcık pislencen artık.
kardeşim bide aklıma geldi heman anlatayım dedim, 4.murat zamanında
sadrazamını gödermiş sefere, ama bu sadrazam yol boyuca yok şurası şöle
kötü, yok koku berbat diye, pislik içinde her yer, her yerde sivirsinek
var diye söylenip durmuş 4.murat bir dörtlük yazarak cevap vermiş tam bu
konuya uygun.
bize bu gece bir zafer gerek,
amma velakin vızıldıyormuş bir sivrisinek,
sefer çıkıyorsun bre pezeveng !!
sana ordu değil cibinnik gerek.
beyler birazdan devam edicem. önce bir kaç tane soru gelmiş onları
cevaplıyım, ondan sonra devam ediyorum. hem biraz toplanmış oluruz. ben
soruları cevaplarken sizde bir asker var belki bilenler biliyordur onun
hikayesine bakarsınız.
http://www.youtube.com/watch?v=gR_VtAWCRuo
@607 valla kardeşim intihar olaylarının benim bildiğim bir kaç sebebi var.
1. tabii ki aileden uzak kalmak zordur ama sırf bu yüzden hiç bir
sağlıklı erkek intihar etmez bunun başka sebepleri muhakkak vardır.
2. o bölgede yaşadığı çatışmalar sonucu, psikolojik sorunlar yaşamaya
başlayan çocuklar eğer gerekli yardım yapılmazsa (gerek tabibler gerek
komutan ve arkadaşlar) intihar yaşanabilir. tabi destekten daha da öte
sorunlar yani medikal yardım gerektirecek çözümlerde gerekebilir. ama
yaşadıkları ve gördüklerinden dolayı olabilir.
3. askere gelmeden önce geride bıraktıkları sorunlar, özellikle tırnak
içerisinde söylüyorum ''sevdiği kız'' dan dolayı intihar etme vakaları
olur. özellikle askerde ayrılıklar çok görülür. sevdiği kızdan ayrılan
asker boşluğa düşer. (sevdiğim kızı bir daha görecem diye ayakta kalan
yaralanıp ölmemek için kendini sıkan çocuklar var lan orada, çok zalim
bu kız milleti) orada yapabileceği tek şey düşünmek olduğu için
düşündükçe düşünür. o bölgede askerlik yapan çocuk yaşadıklarıda üzerine
kattığımızda bu vakalar olabilir.
4. operasyonel bölgede görev yapan çocuklar (buna intihar denirmi
bilmiyorum) aşırı yorgunluk, uzun intikaller sonucunda ''bir an önce
çatışmaya gireyimde yatıp mevzi alayım böylece dinleneyim'' düşüncesiyle
gevşer. bu gevşeme sonucu kötü sonuçlar doğurabilir.
5. aşırı yorgunluk, stres, sinir, aile sorunları veya (sevgilisi) gergin
bekleyişler sonucunda bir anda kendini kaybedebilir asker. şuursuz
davranarak etrafına ateş açabilir. (uzun bir intikal sonucunda bir
askerim aşırı soğuk bir gecede el bombasını çekerek bize atmaya çalıştı
son anda yakalayıp sakinleştirdik)
bir çok etken vardır bu intihar olaylarında ama askere normal bi şekilde
gelen hiçbir çocuk ne yaşarsa yaşasın intihar etmez. muhakkak
geçmişinde bir sıkıntı bırakıp gelmiştir.
@611 yağmurun kardeşi ata vardı, o zamanlar daha ufacık çocuktu. sabancı
endüstri mühendisliğini bitirdi kısa dönem hakkari çukurca komando
tugayında yaptı. ama operasyona gitmedi tugayda kaldı. evet doğuda
yapabilirsin ama diğerleri gibi operasyonel bolgelerde risk taşıyan
bölgelere gönderilmezsin.
@612 ben gittiğimde takımımda ki tüm askerler benden daha önce
gelmişlerdi. zaman içerisinde bir kısmı terhis aldı gitti yerine benden
acemiler çocuklar geldi dediğim gibi devamlı değişen birşey o. benim
haricimde ki 13 kişi benim insiyatifimde yazan kurallara göre ama tabi
sen sıçmak için bile emir beklemen gerektiği için pek söz konusu değil.
ama çatışma esnasında senin emrine bakar. tabii her zaman dediğim gibi,
bir takımı hayatta bırakacak asteğmen veya teğmen değildir. (21 22
yaşındayım amk) o grubu hayatta tutan uzman ve astsubaylardır. yani siz
onların dediğine muhakkak önem verin.
ha sen çıkar dersin ki gidin mayın tarlasının oraya mevzilenin, uzmanın
itiraz eder ama yapmazsa üstleri rapor ister emre karşı gelmeden. ama bi
uzman çıkar dipçiği kafana koyar bayıldır (eğer puştsan tabii) sonra
diğer askerinde doğal olarak uzmanın lehine şahitlik yapar. ama
kurallarda eğer timde teğmen yoksa sen en üst sensin o takım senin
sorumluluğunda. birine bişey gelse uzmana değil sana sorarlar.
@614 evet kardeşim yapılıyor zaten, asker kendi imkanına göre duvar ve
mevzi güçlendirme yapıyor. ancak şimdi şimdi karakollar tamamen yeni bir
şekilde düzenliyor. benim dönemimde parçalanan kum torbası yerine yeni
kum torbası konurdu. neden amk adam gibi savunma yapılmıyo dersen? o
dönemde pek baba yiğit bir inşaat mühendisi gelipde karakollara bakıp
yeni düzel tertip yapamıyordu ki zaten inşaat mühendisleri cudi gabar
çakırşöğüt çukurca k.ırak ta çatışıyodu. yani oraya malzeme getirmek çok
zor. onu yapacak adamı getirmekte çok zor o dönem. yani oraya gelip
yapacak adam günü birlik gelip gidemez orada kalması lazım. en bi inşaat
sahası yaptın 24 saatte bitmez. inşaat yaparken savunmasızdır orası. o
esnada bir baskın yersin kaybın iki katı. zaten onu yapacak adam
gelemiyo. kalmaz uzun süre, e ona helikopter tahsis edip hergün al götür
yapamazsın. daha asker baskın yerden kalkıp gelemiyyo orospu çocuğu
helikopter sen neden bahsediyosun. (helikopter pilotlarına özel
uyuzluğum var onuda anlatacam tabi bazıları varki onlara saygım sonsuz)
aydınlatma konusunda bizim zamanımızda yok. ama şimdi var. benim
yaptığım yer çakırsöğüt jandarma komando tugayıda 6 aydınlatma var gece
içeri görmek imkansız.
karakollara jöh ve tim veriyorlardı. bende 20 gün karakolda güvelik timi
olarak kaldım basacaklı istihparatı için. ama o dönem biz timler başta
olmak üzere jöhler intikaldeydik. yani avcı görevi bul ve imha et. benim
dönemimde siyahtepeydi yanlış hatırlamıyosam,
şans eseri baskından 7 8 saat öncesinde jöhler karakola gelip istirahate
çekildi (intikaldelerdi) bu amcıklar da tam 500 kişiyle bastılar
karakolu, iki şehit verdik 70 tanesinin canını almış oradaki jöhler ve
askerler.
@617 o dönem orada askerlik yapıp tabiblerle hikayesi olmayan çok azdır. allah hepsinden razı olsun. anlatacağım.
@619 o senin davranışınla ilgili kardeşim. er arasında devrecilik var
elbette sana torun diyenlerde olacak. ama merak etme bi hareketlilikte
ilk onlar sana sahip çıkar. e tabi aralarında vardır psikopatlar onlarda
uzmana bi şikayete bakar. o deli dumrullar en çok astsubaylardan
korkarlar.
efendi olursan bişey olmaz. özellikle büyük şehirden gelmişsen biraz
genel kültür varsa ''abi bi kız var şöle yaptı bana ne yapsam sence ne
desem'' diye sana gelen üst devren olursa şaşırma.
@633 kardeşim zaten en çok düşündüğün o. ben hep diyodum ''lan şehit
olursam napıcaklar. annem ölür lan dayanamaz, yağmur ne yapar, ölmemem
lazım benim'' diyodum, ama yapacak bişey yok. yani o tedirgin olduğun
konuda ne diyebilirim ki, korkma yeaa bişey olmaz diyemem, inşallah
gidecek olan arkadaşlar sağ sağlim gittikleri gibi dönerler tek temennim
budur.
@640 ben izlemedim kardeşim o filmi, dvdsini aldım ama elim gitmedi
izlemeye maalesef. izleyemiyorum yani açık konuşmak gerekirse.
@651 valla kardeşim hiçbir bilgim yok o konuda. ben siyah bereli
olarak tankçıları biliyorum. polis özel harekatçıları diyosan onların
jandarma gibi karakolları vardı ancak mezralarda değil, ilçe
merkezlerinde. onlarda bizim gibi intikaller yaparlardı ve ortak
intikallerde yapıldı.
neyse başlıyorum beyler.
yola devam ediyoruz, bizim gittiğimiz yönün ters yönüne doğru
çoğunlukta olmak üzere, bizim yolumuz üzerinde de inanılmaz askeri
hareketlilik var. ben bu çocukların dağda intikal sırasında pusuya
düştüklerini tahmin ediyorum henüz. meğer neler oluyormuş daha sonradan
öğrendik.
çocuğun kıpırdaması için uzmanımla birlikte üzerine bastırıyoruz.
uzmanım ben yardıma başladıktan sonra çocuğu ayak bileklerinden
kavrayarak hareket etmesini engellemeye çalışıyor. çocuğun ayak
bileğinde kırık olduğu için canı daha da fazla yanıyor, uzmanım ne kadar
dikkat etmeye çalışsada çocuğun debelenmesinden ister istemez kırık
noktaya temaz ediyor eli ve dahada feryat figan halde bağırıyor.
bende omuzlarından sıkıca yere doğru bastırmaya çalışıyordum. çünkü
vücudunda bizim görmediğimiz başka bir yerde yara olabilir, hepsini
geçtim iç kanama olabilir ve bu kadar hareketli olması kan kaybını daha
da hızlandırır.
ben omzuna bastırıyorum ama göz göze gelmemeye çalışıyorum, çünkü çocuk
bana bakarak haykırıyor, belli ki bişeyler diyor ama ağzı dili
parçalandığı için anlayamıyoruz, hayatımda ki en zor anlardan biriydi.
çok şükür en sonunda hastaneye varıyoruz.
devlet hastanesinin bahçesine giriyoruz, hemen araçtan indim, yüzbaşı
uzmanıma bağırarak ''hemen sedye çabuk çabuk'' ben o esnada gördüklerim
karşısında dehşete düştüm. hastanenin bahçesi askerlerle dolu, ve
ortalık yaralı asker kaynıyodu. hemen arkamızdan gelen içinde iki yaralı
asker daha olan araça koştum omuriliğine mermi gelmiş çocukda tık yok
bayılmış acıdan, diğeri ise yani sırtından kurşun yiyen çocuk şehit
olmuş yolda.
çocukları içeriye aldık, bir tabib asker vardı rütbesini bilemiyorum,
beyaz önlüğü kıpkırmızı, belliki ilk müdahaleyi o yapıyor ve çocukları
içeriye gereken merçiye sevk ediyordu. ben yüzbaşının peşinden
koşturuyorum, emir gelebilir diye, bu sırada uzmanıma ve benimle gelen 6
askere emir verdim yardım edin arkadaşlara, yarası hafif olanlar derhal
her türlü araçla diyarbakıra sevk edilmeye başladı.
yüzbaşı benim yanında olduğumu farkeder farketmez ''ne yapıyosun burada
siktir git peşimden bana araç bırak dön derhal geriye çok cabuk hemen
dön.
lan diyorum ne oluyo bu kadar asker yaralanmış, herşey o kadar çabucak
gelişti ki ne olup bitiyor öğrenmek için sormaya dahi fırsatım olmadı.
kafam allak bullak, öyle bir hareketlenmiş ki cizre çakırsöğüt arası
anlatamam size, istanbul traği gibi askeri araçlar vızır vızır.
biz atladık araça uzmanıma sordum nerede çatışma var diye, öğrenmiş,
çatışma dağda değil, ilçede devlet ve kamu dairelerini basmışlar,
özellikle askerlik şubesini basmışlar, polis lojmanları polis
karakolları, okullar, vergi daireleri, baskın ve taciz şeklinde, biz
derhal tugaya geri döndük. amına koyayım içimden diyorum aga hazır ol bu
gece bitmez.
beyler hikayeye bitsin sorularınızı biriktirin öyle cevaplıcam saat 11
de soru cevap kısmına geçeriz. yazın not edin sonra görmeden geçiyorum
cevaplayamıyoruz ayıp olasın.
neyse döndük geriye kapıdan tugaya girdik, abartmıyorum beyler 200 300
jandarma komando tam techizat, bir görüntü var ne korku kalıyo adamda
ne başka bişey yıkmaya gidiyoruz orayı belli ana avrat ne varsa dümdüz
edicez, lan beni bir heyacan kapladı ''hadi amk hadi hadi hadi gidip
sikertelim ortalığı''.
indik araçtan uzmanıma hemen timi hazır tutmasını söyledim. üstlerime
gidip gereken bilgiyi arz ettikten sonra emirlerini aldım. tam techizat
iştimaya geçilmesi emri geldi,
abartmıyorum beyler en fazla 3 dakika, bahçede takımımla hazır halde
bulunduk, komutanları bekliyoruz, devremi gördüm, ''nerdesin nereye
gittin'' dedi, dedim hastaneye gittik, dedi ki beyler bakın şok olmak
kalbin yerinden çıkması denir ya işte onu yaşadım.
dediki ''siz gittiniz buraya ateş açıldı 2 roket attılar denk gelmedi''
diyorum nerde bunlar amk gidelim basalım yani neyi bekliyoruz hala.
görev noktaları belirleniyor içeride, ana komutanlık gruplar halinde
hazırda olan birlikleri çeşitli noktalara sevk ettiriyor.
takribi 40 45 dakika sonra komutanlar geldi, herkesi araçlara doldurdu
çıktık yola, inanılmaz bir sessizlik hakim askerlerimde, uzmanımda
techizatı kontrol ediyo, şarjörler el bombaları falan, askerime
bakıyorum en ufak bir tedirginlik yok, belli bir bölgeye gidiyoruz ancak
henüz tam olarak nereye ne yapmaya gittiğimizi söylememişler, sadece
araç önümüzde ki aracı takip ediyor.
dışarısı buz gibi, ben aracın en sonuna oturdum dışarıya bakıyorum,
arkadan gelen aracın farları gözümü alıyor sadece. ve kulağıma dışarıdan
ses duymaya çalışıyorum ne olup bitiyo gelen ses kamyon motorunun seni,
llerken kamyonun vidalarından gelen sesler, üzerimizde ki techizatın
çıkarttığı ses ve bol bol öksürük burun çekme. sakin bir şekilde yol
alıyoruz,
fakat daha sonra kamyon titremeye başladı belli ki asfalttan çıkılmış
toprak bir yola girilmiş, bu seslere kamyon tekerleğinin sesleride
eklendi,
başıma öne eydim elimi silahımın namlu ağzına koydum ve kafamı yasladım,
uzmanım kulağıma eğilip ''asteğmenim dik durun lütfen'' kafamı bir
kaldırdım beyler askerlerimin bağzıları yarım göz ucuyla bana bakıyo.
sonra farkettim ki ''komutansın aga dik duracaksın yorgunluk baş ağrısı
yok.''
sonra arka aracın gözümü alan farı söndü, bütün farları söndürdüler,
dışarısını az biraz görmeye başladım, hiç bir arası yok dağ etekleri
gözküyor sadece,
biraz daha ilerledikten sonra durduk, ve dışarıdan sesler gelmeye
başladı, ama çok derinden gelen takır takı gelen silah sesleri, çok
derinden gelen havan sesleri.
hemen indik araçlardan, takımı kamyonların yanına dizdim, uzmanı orada
bırakıp tüm tim komutanları teğmen asteğmen üsteğmen en öne doğru
koşuşturmaya başladık.
kurmay binbaşı, ve yüzbaşılar var, en önde ki jiple gidiyorlar. bilgiyi verdi.
''buradan itibaren ip düzeninde ilerliyoruz, yaklaşık 20 dakikalık bir
yürüyüşten sonra patika yoldan tepelere çıkacağız, hakkari üzerinden
gelen bir grup şırnak bölgesine girmiş bu yoldan gelecekler, bizim
intikal noktamıza gidip mevzi alacağız, tek çıt dahi istemiyorum,
hepiniz askerlerinizden sorumlusunuz, düzene dikkat edin,
hepimiz timlerin başına geçtik, 300 yakın askeri tim tim gruplar halinde
sıralandık, biz sanıyorum 7.sıradaydık. fakat araziye gelene kadar yani
patika yoluna gelene kadar toprak yolun her iki tarafına geçerek
kenarlardan yürümeye başladık,
derinden takır takır sesler gelmeye devam ediyor.
20 dakikada patikaya ulaşacaktık, ne 20 dakikası amk 1 buçuk saatte
geldik. ve ip düzenini aldık, her timin arasında 10 metre, her askerin
arasın 6 7 metre olmak üzere, ilerlemeye başladık.
benim timimde en önümde iki gözcü, arkasında ben benim arkamda
askerlerim ve en arkada uzmanımı koydum. uzmanı arkamıza koymamamın
sebebi askeri görsün çıktığımız yolda yer yer 10 20 metrelik kayalık
şeklinde çanaklar var. biri düşer göremeyiz.
ay ortalıkta yok. şöle düşünün önününde ki kiş i 6 7 metre önünüzde
görmeniz zor.
yola devam ediyoruz. ilk intikalim. heyecanlıyım. aklıma devrem geldi,
tam olarak önümde mi arkamda mı bilemiyorum. yanımda olmasını istedim.
hani beyler okulda bir tura pikniğe müze gezisine gidersiniz ya. o
kalabalık içinde en yakın arkadaşınızın yanında olmasını istersiniz
yada okulda lisede müdürünüz okula gelen sakalı olan saçı uzun olan
ceketi olmayan öğrenciyi pzt sabahı kenara çeker ve bir arkadaşınız
varya yanınızda geyik yaparsını durum ne kadar ciddi olursa olsun. aynı o
kafadayım yanımda olsun.
tek çık çıkmıyo beyler. tepe de ay yok. tepede ay olmadığı zaman bilki her an her an bişeyler gelebilir başın.a
yürüyosun düşünüyosun yürüyosun düşünüyosun. mayın çıkar mı? önümde ki
mayına basar mı? saldırı yermiyiz? yersek nereden yeriz? saldırı anında
nereye mevzi alayım? (etrafta mevzi ararsın panpa bkarsın arasın sanki
baskın yiyecekmiş gibi bu ne demektir bilyomusun)
önümde ki vurulursa şöle tutarım diye düşünüyosun. ve devamlı yürüyosun.
4 buçuk saat yürüyüş arkadaşlar ve kafanızda ki en dik yokuşu düşünün.
en hafif 25 kilo sırt çantanız. aga sigara krizim geldi. içemiyorum.
devam yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş. tek bir konuşma yok.
derinden sesler takır takır takır takır... takır... takır takır takır takır takır... takır takır takır...
aklıma yağmur geliyo, saatime bakıyorum saat 12 ye yaklaşıyo. annem
geliyo aklıma, yağmur geliyo o sıcak bir cafede nargile keyfimiz geliyo.
gs maçlarını izlememiz geliyo nargile içerken, futboldan anlamamadığı
için nooldu askm nooldu. sonra askım bana bak azıcım diyip yanaklarımdan
o sıcak elleriyle yüzümü yüzüne cevirmeye çalışması geliyo. dışarısı
buz -1000 öyle hissediyosun. o ellerini düşünüyosun için ısınıyo.
sonra..
gene o sesler unutturuyo. takır takır takır takır... takır takır... takır takır takır...
ve bitmek bilmeyen yürüyüş .
ilk intikalim, her seferinde artık yeter çökücem şuraya diyosunuz her
seferinde bitmiyo yol. bitmiyo. gideceğimiz yer takribi 3 4 kilometre
yokuştan araziden sürüyo 4 buçuk saat amına kodumun saatleri bitmiyo bi
türlü.
en sonunda ileriden çok derinden telsiz sesleri gelmeye başladı. tızz
tızz çızırtılı sesler. o anda bitti dedim yürüyüş heralde. ileride
yüzbaşı binbaşı ve bir kaç subay durmuş önüne gelen timi gideceği
mevziye yönlendiriyor. yakşalık 2km karelik bir alan düşünün. oraya
yayılıyoruz. yayılma şeklimizin amacı. birbirine yakın korumalı olmak.
bir çatışma esnasında destek atışı yapabilme amacıyla dizilmek.
komutanım bize gideceğimiz yeri gösterdi. yanımda uzmanım. emredersiniz
komutanım dedik yerimize doğru gene yürüyüş. yaklaşık yirmi dakikada
yerleştik mevzilerimize. kafamızda belirlemiş olduğumu geçiş
güzergahlarına göre, takımı ay şeklinde dizdim. en uçlarında iki
makineli arkadaşımızı ve yardımcısını dizdim.
uzmanım ve ben ortada kalan askerimizin aralarına geçtik. ve bekledik koyulmaya. bekle allah bekle bekle allah bekle.
saat 2 iyi geçmekte 3 gelmekte.
ileriden derinden silah sesleri.
telsizimden doğru kodlarla anons. bu kodlara bakıldığı zaman denilen
şudur. hakkari jöhler takipte bize doğru getiriyorlar o sesler jöhlerden
gelmekte örgüt çatışa çatışa çekiliyor. amaçları jöhlerden kurtulmak
k.ırak a girse kamplara kadar jöh peşinden gider ve kaplara giderken
kullandıkları tüm yolları çözeriz. o yüzden şırnak üzerine gelip jöhleri
geri gitmesi. hakkari deki askerin şırnakta girmesi yasak. bize ait
onlar. bunun haberini aldık kucağımızı açtık bekliyoruz.
saat 4 yaklaştı giderek silah derinden gelen silah sesleri daha
netleşti, keleş sesini ve g3 sesini ayırt etmeye başladık. heyecan sardı
beni. yavaş yava geldiklerini hissediyosunuz.
telsizden sessiz bir anons. doğru kodlarla. şu deniliyor. ''telsiz
iletişimi kapatılsın'' bu ne demek. tmm geldiler frekanslar karışabilir.
telsizlerimiz açık ancak konuşmak yasak.
beyler kalbim yerinden çıkacak gibi oldu sebebi. bunların telsizleri
bizimkilere gelmeye başladı. ne dediklerini anlmıyoruz. ama bir sıkıntı
içerisindeler belli. telsizimi kulağıma götürdüm. iyice kıstım
dinliyorum. bizimkiler amlarına koyuyor belli jöh lan bu borumu amk.
uzmanım komutanım telsizi alabilirmiyim dedi. hayırdır dedim. dinlemek
istiyorum dedi. verdim. adam bana demişti ya psikiyatriye önce benim
gitmem lazım demişti. neden olduğunu anladım.
çok sessiz bir şekilde telsize şunu dedi. ''amınıza koyacam amınıza''
başladım gülmeye bir yandan ''ne yapıyosun sen azar işiticem senin
yüzünden diyorum (o hengamede unutuldu ama sonra soran olmadı) oda bana
bir yandan pis bakış atıp bir yandan gülerek parmağını ağzına götürüp
sus işareti yaptı siktiret bişey olmaz sus dedi. alt rütbem küfürle
konuşuyo falan demeyin o esnada asteğmensen iyi geçiceksin onlarla.
uzman telsize bunu dedi bunlar sesi kesti amk. bak dedim sesi kestiler
ne konuşuyosun amk siktirticeksin bizi. dedi ondan diil geldiler de
ondan sustular.
ananı avradını sikiyim. nası geldiler lan??
hakikaten silah sesleri kesilmişti amk. onu farkettim. pislik bir
sessizlik mevcut. nası geldiler. önümü göremiyorum anasını satayım
yoklar. aklıma yağmur geldi gene istemsizce ama. napıyo acaba. uyumuştur
şimdi diyorum.
derken baba karşımızda ki tepeden dere yatağına doğru bir kıyamet koptu
bir koptu aman yarabbim böyle bir şey yok. 300 e yakın komando bir
başladık. hiçbirley görmüyoruz ama belli bir noktaya ateş açıldı.
dere yatağından bize doğru ve yukarılara doğru tek tuk ateş edilmeye
başlandı. silahlarının namlu ağzından çıkan ışıkları görerek ateş
ediyoruz.
sonra telsizler açıldı. komutan ''görerek nefes aldırmayın aslanlarım.
aslanım görerek. dikkat ederek. göksel sinerek ateş sinerek
başladım sıkmaya bende. öttürüyoruz g3leri
böyle bir ses yok. kıyamet kopuyo beyler küfür ede ede sıkıyoruz
''ananızı sikiyim sizin taaaak orospu çocukları taaaak ızdırabınızı
kafanızı gözünüzü götünüzü sikiyim tak tak tak tak tak tak tak''
tam o esnada sol dan kafama bir darbe geldi kafam sarsıldı lan kafam
yanmaya başladı amk. lan diyorum vuruldum mu elimi götürüyorum bişey
yok. kafam saçım yanıyo ama anlatamam size.
abi piskoza girdim vuruldum diye sırt üstü yattım gözlerim kapanıyo
sanki. ölüyorum modundayım. allahım diyorum ne çabuk ölüyorum lan dedim
aynen böle bunu dedim içimden ne çabuk ölüyorum ne demek amk.
ulan yüzüme taş geldi bu sefer. elimi attım boş kovan. vaaaay ananısını
avranıdını gibiyim arkadaşşş yaaaa yanımda ki uzman ateş ederken sağ
taraftan çıkan boş kovan kafama gelmiş. benim girdiğim pgibozu gibiyim
yok böyle bişey.
sonra devam alın huur çocukları tak gibiyim ebenizi tak. yakıyoruz beyler dere yatağını yakıyoruz. el bombaları rpgler falan.
göremiyorum ama oradalar yani çünkü ateş geliyo oradan da. tam çembere girmişler gibikler.
ama bir tuhaflık var yan. karşılık biraz güçsüz. biz 35 40 kişi
bekliyoruz. ama öyle değil. güneş yavaş yavaş doğana biz yaktık orayı
yerle bir ettik.
yavaş yavaş güneş ılıkları bölgeye vurmaya başladığında silah seslerimiz kesildi.
görmeye başladık orayı. 50 60 metre uzakta bir kaç ceset görebiliyoruz.
yığılmış bir ufak kayanın yanına biri açıkta yerde.
her yer toz duman, yarı çanak gibi bir yerde sıkıştırmışız bunları.
karkola 300 400 kişi gelip aynan bunu yapıyorlardı. bizim askerimiz ne
hissediyosa onda beterini hissettirdik ya içimizde inanılmaz gurur var.
gerekli güvenliği aldık 4 tim olarak, aşaya inmeye başladık. tedbirli
bir şekilde iniyoruz. ne olur ne olmaz. ölmeyen biri vardır. yada kaçan
olmuştur ki. kaçarken cesetin üzerine bubi tuzağı kurarak kaçar bunlar.
ölülerine bile saygısı yok amcıkların.
yavaş yavaş cesetlerin yanına yaklaşıyoruz. yukarıda ki mevziden 2 kişi
gördüm yaklaştıkça artmaya başladı. hele bitanesi parçalanmış.
yani ben bir gövde ve kol gördüm diğer parçaları göremedim ama bir kaç kişiye de ait olabilir.
havada gırtlağı yakan keskin bir barut kokusu var ve başka garip koku. bu kokuya kan kokusu dermiş jöhler.
tam tsevgi 12 tane ceset bulduk. ondan biraz daha fazla silah. tahminimizce 2 3 kişi de kaçmayı başarmış.
gibtir ettik o kaçanları zaten mesajımızı verdik kendilerine. şimdi olmasada 2 3 seneye ölmüşlerdir zaten.
dizildi cesetler. tutanak tutuldu. bazısının kafasına gelmiş mermi amcık
gibi yarılmış. bazı gövedisne almış. vurulanın gözleri kan canağına
dönmüş. bir tanesi vardı. kenara kaldırılken sol bacağı dağlanmış deri
askerin elinde kaldı midem kalktı yemin ediyorum. muhtemelen roket
mermisinin ısısından dolayı olabilir.
gerekli tutanakları hazırladı komutanlarımız. yaralı yoktu aralarında. zaten öyle bir niyetimizin olmadığınıda anlamışsınıdır.
allahıma şükürler olsun ki hiç şehit vermedik. yanlızda 4 askerimiz çok
hafif şekilde yaralanmıştı. devremi gördüm. şebek gibi sırıtıyo
gerizekalı. böle bir gururlu, ben burnuma boynumda ki bereyi çektim
cesetlere yakınlaştıkca barut kokusu yakıyor.
bu çekmemeiş sırıtıyo. nooldu olm ne gülüyosun dedim. erkek oldum dedi.
dedim nediyosun lan manyak. komutan dedi ilk çatışmadan sonra harbi
erkek olmuşuz dedi. gösterid komutanı binbaşı beyler birde güneş gözlüğü
takmış elini kaldırdı bize doğru onu işaret ettiğini anladı çünkü güldü
komutan dev gibi adam.
rak diye hazırda çaktım selamı:)
beyler biraz küfürlü konuşmaya başladım kusura bakmayın. o günleri
geldi bir anda. bu arada şarkı paylaşıyosunuz ya ben devamlı
paylaşıyorum kusura bakmayın ama şu şarkıyla okuyabilirsiniz çok
güzeldir bence.
http://www.youtube.com/watch?v=36VBenOukjI
ayrıca beyler bu şarkıyı bi jöh komutanının odasında dinlemiştim. anısı
vardır.
ardından bu cesetlerin üzerinden çıkan mühimmatları aldık,
mermilerini, silahlarını, taslarını, el bombalarını, rpglerini bir tane
silah aldık içi full ya hiç ateş edilmemiş, nerden anladık namlu ucu
soğuk. fırsat bile bulamadan indirmişler bizimkiler. tıpkı bizim
karakolumuzda olan askere yaptıkları gibi.
normalde bazen (ama çok nadir merhametli anımıza denk gelirse)
helikopterinde inebileceği bir yer varsa ama olay yerine inebiliyosa,
alırız cesetleri atarız helikoptere tugaya gödeririz adli tıbba. ama
helikopter inemez tabii oraya, e taşıyacak değilizde amk bıraktık gelip
alırlar zaten.
neyse velasıl toparladık orayı. tutanaklarımız her bişeyimiz hazır geri
dönüp kamyonlara binicez diye düşündüm ama öyle değil. 3 saat daha
yürüdük bu sefer başka açık bir tepeye. zaten o kadar saat öyle biyerde
kamyon mu bekler amk. banka servisi mi bu memurları eve götüren.
yürüyoruz beyler ama bir gurur var anlatamam olm. gözümün önüne o
çocuklar geldi ağzı parçalanmış yüzü yanan çocuk, şehit olan çocuk,
muhtemelen felç kalan çocuk. bir nebzede olsun rahatladım. yürüdük te
yürüdük.
tepeye çıktık gerekli güvenliği aldık, saat artık 11 12 ye doğru geliyo.
timi istirahate soktum. uzmanımla konuşuyorum. dedim bak tamam güldük
ama yapma bir daha. başımıza bela almıyalım durduk yere. asteğmenim ben
hep yaptım bişey olmaz. zaten gelmişlerdi onlar.
nasıl anladın dedim. tecrübe heralde bilmiyorum asteğmenim yıllardır buradayım hislerimle anladım dedi.
yapma bi daha amk dedim izin vermiyorum dedim.
sonra skorskyler geldi beyler vay dedim amsnı skiym havaya bak tam
komado olduk, indiler ortamıza grup grup aldılar bizi, sevk de 2 saat
sürdü gelip gelip alıyolar. biz 4. kez gelişlerinde bindik.
helikoptere binmek olağanüstü güzel bişey beyler. hele skorskye süper
bişey. patatatatatatatatatatatatatatata gidiyoruz, görev yaptığımız
bölgeyi ilk kez tepeden görüyorum. böyle bir şey yok. nası dağlar var
anlatamam. ve o kadar güzel bir yerki. şu terör olayları olmasa yemin
ediyoruz yerli yabancı turist akar oraya.
hani bazıları verelik gitsin diyor ya. ulan bir görsün bak bakalım bir
daha diyor mu. bu kadar doğal ve harika bir yer görmedim.
devam ediyoruz yolumuza pilotlara baktım zıpkın gibi. kulaklık
telsizini. pilot yüzbaşı yanında ki üsteğmen. bana döndü üsteğmen, el
kol yapıyo, patatatatatatatatata sesinden bir bok duyulmuyo ki, kendi
sesini duyamıyosun. ne var amk ne anlamıyorum ki diyorum tabi
duyamadığın için *
uzmanım hemen kaptı kulaklığı verdi meğer kulaklığı tak diyomuş, taktım emredim komutanım dedim.
durumunuz nasıl falan diye sordu, ben üsteğmenle konuşuyorum
zannediyorum yüzbaşı konuşuyomuş amk. dedim iyiyiz komutanım bir
sıkıntımız yok sağolun ama yorulduk valla 12 saattir hareket halindeyiz
dedim.
ben 2 gündür uyumadım devamlı uçuyorum olm bişey olmaz dedi. vay amk bizde bi bok yapmamışız sanki. adamda ki hava uçmuş.
sanki sırtında taşıyo helikopteri. tamam eyw zor ama bu hava niye. işte
biz böyle yapıyoruz, yorulmayacaksın. ne kadar dır burdasın, daha bişey
görmemişsizn bilmemne.
anladık lan tamam artissin de havan kime yeni çıkmışım çatışmadan. zor
tuttum amk kendimi, zahmet oldu komutanım buralara kadar gelip bizi
aldınız diyecektim de, atar helikopterden diye tıstım amk. zaten kapılar
açık bi yan yatırsa boşluğumuza denk gelip yerdeyiz.
neyse geldik beyler tugaya attılar helikopterden yere. önce askerim
atlattım en son ben atlıcam, bir attım ayağımı boşluka tak diye
havalandı ibne yapışıyodum yere az daha.
hemen toplandık gene alana, tüm timler 4 tane yaralanan çocuk revirde
ama ayakta tedavi yani sorun yok. tugay komutanı geldi. gazanız mübarek
olsun 'saooll'' sizlerle gurur duyurosun aslanlarım ''saoooll'' bizde
bir gurur tabi sırıtıyoruz pis piste daha bu gördüklerimiz bişey diilmiş
amk. 300 karşı 15 16 kişi keklik avıymış resmen.
tugay komutanı tabii memnun. çünkü bu ibneler hakkariden şırnağa sızıp
gitse ilk bunu sikerler oda bizi siker. yani zincir oluruz.
sonra dağıldık, geçtik odaya dün olanları sordum bende ne oldu falan durum ne.
amk bir kaç kişi indirdik diye seviniyoruz. dün gece 7 askerimiz 2
polisimiz (lojmanda nöbette olan) şehit düşmüş. 9 sivil vatandaşımız
şehit düşmüş. moralimiz bozuldu tabii.
sivil araçlarla gelip tarayıp tarayıp gitmişler. sadece askerlik
şubesine baya bir saldırmışlar, zaten cesetlerin birinde bunlar bayrağı
varya o bulunmuş amacları askerlik şubesini zabt edecek bayrak direğini
çekecek bayrağı gidecek. amaca bak amk.
tabii öle bişey olsa psikolojik olarak moraller sıfıra düşer. ama
yapamamış tabi.
neyse devremde geldi, göksel üsteğmende geldi, uzmanlarımız falan,
askeri istirahate soktuk, çay söyledik, çaylarımız geldi, muhabbet
ediyoruz.
sonra askeri daldı odaya bana döndü komutanım dün gece telefon geldi size, babanız aradı.
dedim bir arayayım merak etmişler heralde. meğer merak etmeyi bırak meraktan ölmüşler.
açtım teli, annem çıktı başladı gene ağlamaya oğlum nasısın iyimisin, dün gece çok korkuttun bizi, lan dedim nerden biliyolar.
meğer amk haberlerde son dakika haberi verilmiş, hakkari ve şırnakta
kalkışma 7 asker 2 polisimiz şehit geniş çaplı operasyon başlatıldı
falan. yıkılıyo medya.
dedim anne ben tugaydaydım haberleşmeyi sağlıyodum ondan gelemedim tele.
dedi yalan söyleme aradık operasyonda dediler. bende devamlı
kıvırıyorum tabii.
neyse kapattım teli, döndüm askere ''kim dedi lan operasyonda
olduğumu?'' şu şu komutanım dedi. çağır buraya dedim. geldi çocuk, tabi
gelene kadar geçen süreçte düşündüm lan ne dicek çocuk doğrusunu
söylemiş, geldi bu hafif bir tırsma var tabii, oğlum dedim ben
operasyondaysam beni biri ararsa komutanların yanında o operasyonda
değil de tamammı aslanım merak ettirmeyelim anayı babayı emredersiniz
komutanım dedi. çıkın çocuklar siz bir telefon görüşmesi yapacam dedim
aradım yağmuru.
çaldı telefon düşmedi meşgul, arıyorum meşgul, sikicem diyorum kim
konuşuyo bi daha aradım gene meşgul. neyse bi daha aradık annesi çıktı.
assktir. dedim meraba aysun teyze kendimi tanıttım. yağmur dedim orada
mı görüşebilirmiyi. yavrum işte o dedi. aradığını söylebilirim istersen
dedi. söyleyin teyzcim sağolun dedim. arasın seni isterse dedi dedim yok
ben arıcam ''lan nereyi arıcak amk antep i falan arıcam bulamıcak
işkillenicek kız''.
neyse döndüm ben odaya istirahate çekildik bu arada devamlı haberleri
izliyoruz. devamlı karakollar basılıyo bilmemne özellikle hakkari
bölgesinde. bizimkisi oraya nazaran bir nebze daha rahat. orası tam
karışmış durumda.
4 5 gün geçti beyler. emir geldi üsteğmen göksel, dedi intikale
çıkıyoruz. nereye komutanım, şu şu rakımlı tepeye ardından şuraya şuraya
eyi dedik. akşam 11 de hazır olun dediler. uzmanıma söyledim timi
hazırlmasını, devremle odamızda muhabbet ediyoruz.
bir sıkıntılı bu ama. dedim neyin var birader. böle böle anlattı. 2
gündür arıyomuş kız arkadaşını açmıyomuş. dedim kimse yok mu evde. var
dedi anası babası abisi, dedim belki bi yere gitmişlerdir. sıkma canını
falan. ulan normalde olsa, bu kadar takmazsın yani. orada en ufak olay
seni gerdikçe geriyo büyüttükçe büyütüyosun. dedim olm akşama intikal
var yapma böyle topla kendini bi yandan da sigara içiyoruz ama böyle bi
içme yok birini söndürüp diğerini yakıyoruz napıcan olm içilmiyo
intikalde.
neyse geçtik iştima sahasına. kamyonlar gelicek diye bekliyoruz. saat
11 oldu gelen giden yok. lan bi baktım sesler geliyo patatatata
helikopter sesleri, bizi almaya helikopter geldi. vay mk hani gece
uçamıyodu bunlar diyorum içimden. meğer bir pilot var hakan adam tam bir
ruh hastası. devamlı tayinini durduyo 5 senedir burda. adam ün yapmış
örgüt arasındada.
herifin en önemli özelliği gece uçması. sırf bunun için özel olara gece
görüş getirildi adam. e buna geçe görüş verirsen o helikopteri mağaraya
sokup çıkartır. ama çok babayiğit bi adam yani.
atladık helikoptere. uçuyoruz. gece bi bok gözükmüyo tabii.
toplamda 60 70 kişilik 4 timden oluşan intikal takımıyız. o gece gök
yüzünde ay var eşşek kadar. bu biraz içimizi rahatlattı tabi.
bi tepeye indik bu sefer önce ben atladım, o adam bunu yaptıysa bu hakan göt üstü yapıştırır rezil olmayalım diye.
atladık helikopterden hemen en yakın mevziye attık kendimizi.
neyse diğer grubuda getirdi bu. üsteğmen geldi. işte rotamız bu, en önde
devremin timi en arkada ben. gene başladı yürüyüş. en uyuz olduğumda bu
yürüyüşler.
bu sefer hafif bir hava var. soğuk ama tatlı bir soğuk. tabi dağın bir
tepesine bıraktılar bizi. uzmanım geldi asteğmenim hoşgeldiniz cudiye
dedi bi döndüm baktım buna hoşbulduk dedik ama boğazım düğümlendi amk.
23 30 kadar anlatıcam beyler sonra soru cevap yaparız gene sabaha
kadar.
neyse beyler yürüyüş devam ediyo tabii. bu intikalimizin sebebi radar
denemesi yapıcaz. olaya bak deney faresi gibiyiz anasını satayım.
yaklaşık saat 4 de doğru gereken mevziimize geldik tabi artık sinir hat
safhada. yürümekten biri höt dese sikicem orada yani. baldırlarım
ayaklarım yanıyo resmen. in çık in çık ebemiz sikildi.
bir tepeye geldik mevzilendik orada bekliyoruz. üsteğmen göksel dedi buras genelde havan atışına tutulur dikkat edin.
nası lan nasıl ''genellikle'' havan atışına tutulur. e amk o zaman bizim
ne işimiz var burada. bide beyler havan atışı hakikaten çekilir cinsten
değil. nereye düşeceğini ses yordamıyla tahmin ediyosunuz ona göre
uzaklaşım bir yere saklanıyosun ve tahmin ettiğiniz yere değil sizin
saklandığınız yere düşüyos zalımın havanı.
abi beni sinir bastı iyice. sigara yakmam lazım yakamıyorum. uzmana
dedim ben sigara içicem. asteğmenim olmaz içemezsiniz lan dedim pançomu
çıkartıyım için içeyim. yok komutanım olmaz.lan sikicem niye olmasın
diyorum. olmaz diyo adam başka bişey demiyo. kola olsa onu boşaltım onun
içerisinde içersiniz dedi. e almamışız kola sordum sordurdum kimsede
yok amk. içemedik sigarayı sinir hatsafhada
lan neyse bekliyoruz radar birini tespit edecek de haber gelecek. kodumuzda ''misafirimiz geliyor çayı demleyin''
lan saat 5 5 buçupa doğru telsizden anons geldi ama şöle. direk
üsteğmenden asteğmenim misafirimiz size geliyo çayı demleyin, baba ne
sinir kaldııı ne stres kaldııı hiç bişey kalmadı.
götümüz tutuştu direk yapıştık silaha bekliyoruz. radarda sana 40 metre
yaklaştığında tespit yapıyo. lan amk diyorum içimden ay var hani
gelmezlerdi ama anons geldi amk.
açtım telsizi hazır olduğumuzu beklediğimizi belirten dopru kodlarla
belirttim ''komutanım çayı demledim buyursun gelsinler''
neyse baba bekliyoruz. bide diyo ki ''asteğmenim kalabalık bir misafir
grubu çayı fazla demleyin'' şeytan dedi aç telsizi ''GEL SEN DEMLE
OROSPU ÇOCUĞU SiKiCEM HEPiNiZi LAN SiGARA iÇMEDEN ÖLECEM'' tabi
dermiyim. ayrıca üsteğmen gökseli çok severim ama abi çok farklı
piskozlardayım.
kafamdada diyorum ki beyler. ulan çatışma başlasın, kayalığı mevzi
almışım bu arada. orada bi sigara yakıcam zaten karışacak çarşı, kafaya
bak soruyosunuz ya pskikoloji nası bozuluyo aha işte böyle böyle.
devamlı telkin ediyorum askerimi, sakın ateş etmeyin öyle bir boyuta
geldik ki, çimenler bir hışırdasa basacaz tetiği kavurucaz ortalığı.
sakın diyorum aslanım ateş etme parpağı tetikten çek.
lan gelen giden yok. sikicem diyorum içimden hadi çıkın artık amk ortaya.
uzmanıma döndüm dedim aydınlık fişeği at.
uzmanım asteğmenim cudideyiz bütün örgütü tepemize mi toplayalım.
dedim amk radar cudide mi denenir yarrak.
aynen böle dedim beyler, bendede contalar yanmaya başlamış yani. zaten
ben böle konuştukça uzmanımla aramız çok iyi olmaya başladı. pskopattan
hoşlanyo oda demekki.
neyse asteğmenim dedi olmaz hepimizi riske atarız dedi. dedim dur aldım
telsizi, doğru kodla, ''komutanım biz gidip kapıda karşılayalım ''
dedim.
karşılık ''durun gitmeyin geldiler zaten''
ama abi geldiler de yok ortada bişey amk. gelen giden yok. aga sonra
karşıdan böğürme sesleri geldi. lan komediye bak. böğürme sesleri
geliyo. lan bende sinir bozuldu nooluyo amk ya kim lan bu. gulyabanimi
geliyo ne bu ses, telsizden anons geçiyorum ''komutanım biz karşılayalım
gelmediler daha'' göksel üsteğmen (ki bu hareketinden savunma yazdı ama
bişey olmadı) dedi ki;
gelip oraya sikicem seni bekle lan!
neyse abi lan terörist bekliyoruz böğürme sesi.
amk radarda tespit edilen şey ne çıktı tahmin edin.
ayı.
bildiğin ayı tespit etmiş radar geliyo demişler.
o radardaki çavuşu bir güzel sikicem diye and içtim amk. ayı çıktı lan.
sonra radarı gördüm radar sadece belli bir noktada ki hareketliliği not
ediyo. büyük ceylan sürüsü tespit etse bütün komando tugayı operasyon
yapıcaz amk. neyse ki kullanılmadı bi daha o radar.
telsizden anons çektim ''komutanım gelmediler ayı var burda'' göksel
''aamına koyyım size doğru mu geliyo saldırmasın vurun isterseniz''
uzmanım dedi ''komutanım ses çıkar yerimiz tespit edilir.'' e bize doğru geliyo havyan.
dedim lan sürünür önünde çekilelim. işkenceye bak ayı var yerimiz belli olasın diye götümüzden kan geliyo
neyse süründük biraz hayvan yön değiştirdi zaten. siktir olup gitti amk ayısı.
sabaha kadar bekledik sinirden kendimi sikicem amk. bu arada şimdi düşünüyorum neye sinirlendim bu kadar hakkaten bilymiyorum.
neyse toparlandık dönüyoruz. üsteğmen göksel geldi ''emrimi ikiletme bak
asteğmenim aramız iyi bozulmasın'' emredersiniz dedim gittim yoluma.
sabah oldu yaktım sigarayı yuta yuta içime çekiyorum resmen. sinirimde geçti.
uzmanım geldi asteğmenim hayırdır çok sinirliydiniz dedim strestentir. dedim geçiştirdim konuyu.
bu sefer intikal bitirme noktasına gittik farklı bir yer. çnükü
helikopterle atıldığımız yer belli oluyor sesten pusu atılmış olabilir
oraya. 3 4saat daha yürüdük. en sonunda kamyonlarla döndük geriye.
vardık tugaya, tugayımıza jöhler gelmiş, vay amk. adamlar yarma.
odamıza bi geçtik jöhlerin üsteğmeni. adamla bir hikayeler var on
numara.
yoruldum beyler sorulan sorular var. merak ettiğiniz varsa onları
cevaplıyalım şimdi. bide kahve molası verelim.
@810 yok abicim kızmasının sebebi ben ikide bir biz karşılayalım biz
gidip bulalım diye anons çekiyorum telsizde oda durun diyo ya ondan
kızmıştı.
beyler şimdi en baştan bakıcam. sırayla tek tek cevap vericem o yüzden
bekletirsem kusura bakmayın emi.
@658
abi bordo berelileri biraz açıklar mısın,
nasıl seçilirler
nerden seçilirler
nerede görev yaparlar vs
cevap: bordo bereliler askerin kendi bünyesinden seçilir abicim. yani
subay ve astsubayların arasından çok zorlu testlere tabii tutulup o
şekilde seçilir. yani askere giden bordo bereli olamaz. ya harp
akademisi mezunu olacaksın, veya astsubay okulu mezunu. ha askerde
teskere bırakırsın şansını denersin ama hiç kolay olduğunu zannetmiyorum
@667
panpa bu güneydoğuda askerlik yapanlar hep helikopter pilotlarına gıcık oluyolar neden.
kardeşim helikopter pllotuna ilk önce şunu tebih ederler. önce
helikoptere önem göstereceksin. ilk önce helikopteri düşüneceksin. o
yüzden çok dikkat ederler. çatışma sonrası yaralısındır yada askerin
veya arkadaşın yaralıdır helikopter oraya inenmem şuraya taşıyın der
küfür eder kıl olursun. bazen götü yemez inmeye bazen hakkaten inemez.
bazısı vardır roket yemeyi göze alarak çatışma alanına iner. bazısı vardır mermi atıyorlar diye gidemez.
bu yüzden asker olarak baya küfür edersin ama hepsine değil tabii ki.
@709 yarıldım amk güldürdün.
@734 adamlar ölülerin tanımıyo ki kardeşim, çoğu tanınmaz halde zaten.
sırf siyasi bunlar. hani pkk nın arkasında halk var diye. genelde
meclisteki partilileri adamları toplayıp getiriyo. bazende teröristler
gelip gece gelip alırlar ölülerini.
@774 sağolasın panpa allah analı babalı büyütsün.
@809 abicim şimdi bu kütüğü doğuda olanların doğuda askerlik yapma
ihtimali nedir
valla olabilir kardeşim. yani ben edirne uzunköprü en batı şırnağa
düştüm. yani benim zamanımda malatyalı diyarbakırlı ağrılı vanlı askeler
hatta asteğmenlerde vardı. ordu kütüğe bazen bakabilir ama genelde
ihtiyaca göre gönderir.
@812 panpa çatışmalarda ne hissediyorsun ben olsam heyacandan ölürüm
panpa
valla abicim, genelde uzun yürüyüşer ve beklemeler olduğu için bir an
önce çatışmaya girmek istediğinde bişey olmuyo. hatta ohh be çatışma
çıktı sonunda dediğimiz zamanlar oldu.
ama tabi ani beklenmedik baskın yersen işte o çok kötü bir duygu.
@815 çatışmada kimi vurup kimi vuramadığın belli oluyor mu ?
bu akşam anlattığım hikayede valla bende vurmuş olabilirim vurmamışta.
çok zor gözüküyodu. ama tabi özellikle yaz aylarında he rahat
görebildiğin bir saatte, görüp ateş ettiğinde anlıyosun kimi vurduğunu.
@816 güzel abicim benim kütükte gümüşhaneye kayıtlı. doğu desem değil
doğu karadeniz desem değil. nerelere çıkar varmı doğuda müsaitlik yoksa
batıya mı çıkar?
valla ne olarak yaptığınla alakalı biraz da. komando olursan doğuya
düşmen yüksek bir ihtimal. ama kütükle bir alakası yok çok fazla.
tabi gitmek istiyosan doğuya gönüllü olabilirsin.
@820 panpa çatışmalarda ne hissediyorsun ben olsam heyacandan ölürüm
panpa sen nasıl sağ çıktın ben arabada 5 takla attım valla gidiyordum.
abicim valla çatışmayı oslun dediğin zamanlar oluyo. çok fazla intikal
ve beklemeden dolayı. ama heyecan var tabi. can bu olmaz mı.
@825 bekarım panpa evlenmedim hiç.
@827 panpa hiç terörist ile konuştun mu?
konuştum abicim. baş başa değil ama.
@833 panpa canlı pkklı ele geçirince ne yapıyosunuz
çok azı canlı ele geçiriyoruz abicim. ele geçirdiğimzde de hiç bişey
yapmıyoruz hatta yaralıysa muhakkak tedavisi için uğraşıyoruz. sebebi
sorguya almak. öğreneceğimiz tek bir bilgi bile çok önemli.
evet beyler sorunuz olursa buradayım.
@840 valla ne kadar yakaladıysak ohh iyi ki çıkmadık demiyo. çok
pişmanım ilk lafı arka korkusundan mı yoksa değilmi bilemem.
bunların ele başı olan köpek bile yakalanır yakalanmaz türkiye cumhuriyetine yardım etmeye hizmet etmeye hazırım demişti.
ama hakikaten pişman olabilirler. çünkü hakikaten hayvan yaşamaz
bunların sığınaklarında.
@843 kurduk panpa. bir gece öncesinde boğazören karakolun bastılar.
bir gün sonra gittik. komutan bize köyden de ateş edildiğini söyledi.
köye gittik. bir tane erkek yok. ya kadın ya da çocuk. kocan nerde
diyoruz. yok çalışmaya gitti. nereye gitti adanaya antep e. hep
çelişkili cevaplar. tabi öğreniyoruz. 2 gün önce erkekler varmış köyde
basılmadan önceki sabah gitmişler. sormuş bizimkilerde aynısını demiş
köylü.
sonra ortaya çıkıyo köydekiler pkk ile işbirliği içinde karakolu
birlikte basmışlar. sonra çıkmışlar dağa. e ispat edemiyosun ki panpa
alıp arkaüresin. o yüzden hep kod adı kullanıyolar.
yani aslında bizim şehit askerimizin çoğu faili meçhul.
çok önemli not: sakın yanlış anlaşışmasın bu sadece bir örnek. bazı
köyler var. pkk ile hergün çatışıyo çoluk çocuk demeden. korucuların
köyler.
@847 doğru panpa. biz hiç denk gelmedik ama söylerlerdi.
@850 özellikle bazı muhtarlar var tam muallak. bizi görünce, nereye
böyle asker aga diyorlardı. bazılarını biliyorduk güvenli adam muhabbet
ederik. bazı muallaklerde nereye asker aga dediği zaman ananın sevgi
diye cevap vermek çok modaydı.
@853 e öyle tabi abicim. bende istanbuldan gittim. belli bir noktadan
sonra çakmağın yanmadığında silah çekip ateş eden devrelerim oldu. yani
hakikaten insanın sınırlarını çok zorlar. baban altı sene yapmış
anlattılarının yanında anlatmadıkları daha fazladır.
yani anlatılamaz hakikaten kelimeler yok gördüklerini anlatmak için.
insanlık yok. çok klişe bir laf vardır ya savaşın hiç bir şiirsel tarafı
yok.
ne şiiri amk edebiyatın e si yok.
@856 sen ne diyosun abicim. uçan meleklerimizdi onlar. bize mutluluk
onlara korku salardı. kobrayı görünce kayışı koparıp muallaklere doğru
hücuma geçenler vardır askerde.
@857 valla belli bir noktadan sonra sinirlerini aldırmış oluyorsun.
zaten biz subay ve astsubaylar askeri durduruyor. çünkü alacağımız bilgi
çok önemli. sen onları askerin arasına atarsan belasını giberler.
öle hikayeler var ya bizim asker almış kantinde çay içmiş. yok öyle
şeyler yani. ama izin vermiyoruz askerin fevri davranışına. tabi
sorguda artis birisi çıkarsa biraz itip kakıyoruz.
@860 kardeşim o hakkari bölgesindeydi şırnaktaydık biz. ortak
operasyonlar düzenlendi elbette. ama başka yerdeydi. ama yararı
tartışılmaz tabiki .onun döneminde savumayı bırakıp saygııya geçtik.
baskınları biz yapmaya başladık, intikaller falan onun döneminde
başladı. bolu dağ komandoyu o getirdi hakkariye. jöhleri falan.
@865 abicim şöyle söyliyeyim. cudi gabarı görürsün heybetinden içini
bir korku kaplar. ama yanlış anlama oradalar diye değil. çok heybetlidir
abi. içine girdinmi, çok sarp kayalıklar mevcuttur. binlerce mağara
vadır. neredeyse düz bir yer yoktur.
çok zor dağlardır. öyle noktaları vardır ki, 500 metrelik yeri 100
kişinin geçmesi 2 saatten fazla sürer. kayalıklardan düşme olasılığı
belli yerlerde çok fazladır. benim yaralanma sebebim cudidir yani. pkk
yaralayamadı cudi yaraladı 10 15 metre kayalıpa düştüm karanlıktaç
@ 868 şaka bir tarafa çekmişlerdir. benim zamanımda jerma betkar diye
kampları vardı k.ırakta jenaratörlü falan tvler şimdide çekmişlerdir.
@872 kardeşim genellikle zirvelerinde kampları olur. yada hakim
tepelerde kampları olur. ama onlarında tıpkı bizim gibi takımları vardır
10 15 kişilik. bunlarda kendi yerlerinde gezerler. ve bazı mağaralarda
kalırlar. zaten karşına büyük bir mağara görürsen bilgi oradadırlar.
eskiden türkiye için de de hakkari bölgesinde sanırım kamparı vardı. ama şimdi yok.
nasıl bizim için hakkari ve şırnak tehlikeli bölgelerse onlarında tehlikeli bölgeleri vardır.
özellikle arlarında ceza yemiş olanlar, tunceli siirt bitlis batmanda ki
yerlerine gönderilirler ölsün diye. o bölgeye gidip eylem yaptıkdan
sonra kaçamazlar çünkü.
@875 vay vay vay duygu patlaması yaşadım lan.
@874 ben döndüğümde helikopter sesine tahammül edemiyodum panpa.
istanbulda çok gezer helikopter bilirsin. oldupum yere sinip kulaklarımı
tıkadığım zamanlar olurdu. uykuda dişlerimi sıkardım. sabah uyandığımda
kanamış bulurdum. şu anda hala dişlerimi bazen sıkıyorum çenem
ağrdığında farkediyorum.
bunların olmasında yağmurunda ölümünün etkisi çok büyük. ben askerdeyken aldım ölüm haberini.
bir anımı anlatayım. askerden döndükten yaklaşım 3 4 ay sonra, babamın
yoğun ısrarları sonucunda beni tatile arkaürdü bodruma bir otele.
orada kalıyoruz. öğlen uykusuna yattım. çakmağımıda sehpaya koydum.
güneş çarpmış çakmağa ve ben uykudayken patlamış bu. kendime geldiğimde
babam anlattı,
yere yatın laaaan yere yatın laaan, ateş edin laaaaan ateş edin laaan,
bide mazlum oğlum ateş et oğlum gel buraya mazlum demişim.
@878 evet kardeşim epeyce heybetli tipler. zaten pgibopat olmasa jöh
olmaz. yılın 6 ayı dağdadır. karakolu yoktur. gezicidirler. dağda
kalırlar. inadına da cudi gabarda kalırlar. ölüm makinası demiyelimde,
yani allah kimseyi karşısına koymasın. pkk bunları görünce topukları
arkaüne vura vura kaçar. jöhler bambaşkadır yani.
http://www.youtube.com/watch?v=tFZlcnFSqX4
beyler bu şarkı yağmur ablanızdan benim için o zaman kral tv den
çaldırtmıştı.
@888 abicim valla, ne kadar sürer bilmiyorum hergün anlatmayı
planlıyorum, yavaş yavaş devam edicez. yaşım 38, pertev mezunuyum. ist
iktisat bitirdim. mali müşavirim. evlenmedim hiç iki tane çocuk okuttum
ama. biri kendi kardeşim, biri rahmetli yağmur ablanızın kardeşi. öz
kardeşim şu anda 29 yaşında evli bir kızı var. diğer kardeşim ismide
atadır (yağmurun kardeşi) 27 yaşında, oda nişanlı.
ayrıntısıyla tanıtmış olayım kendimi.
@892 orada olmak ayrı zor dönüşü daha ayrı zor kardeşim. çünkü bir 18
ay daha geçmesi lazım ki eski hayatına alışasın.
@893 17 yıl geçti abicim. yağmurun vefatından sonra bunları konuşmak
zor gelmiyo açıkcası. kendini düşünmüyosun. elbette zor ama zaman
herşeyin ilacı. ayrıca ilk defa bu kadar ayrıntılı anlatıyorum.
@899 çok kez gördüm. genellikle uzun saçlı ama saç rengi siyah mor bir
elbise giymiş. deniz kenarında oluyoruz çoğunlukla.
hala etkisindeyim ayrıca amk, ölmemiş gibi.
@900 askerin ihtiyacı olduğu zaman kardeşim, yedek subay alımlarında
doktor, diş hekimi, veteriner, hariç ilk avukat ve özellikle makina
elektrik elektronik mühendisini tercih eder. şansın fazla. yedek subay
olursan doğuya düşmende çok fazla. yani %90 &80 değil bu oran
elbette ama fazla yani.
avantajı rütbelisin bi kere ve maaş. bence çok fazla bi ahım şahım
avantajı yok sorumluluğu çok fazla bi kere.
@901 haklısın abicim. anlatamaz çoğu. birincisi hatırlamak istemez.
ikicisi gördüklerinden dolayı karşısında kini etkilenmesini istemez.
ama benim durumum fakrlı terhisime 17 gün kala yağmuru kaybettiğim için,
çivi çiviyi söker hesabı bana çok büyük bir darbe oldu. en çok
arzuladığım ve özlediğim bir zamanda oldu. o yüzden konuşurken tabii ki
etkileniyorum, ama diğer arkadaşlarımız kadar değil nedense. bunun
sebebide dediği gibi yağmuru kaybetmek olarak görüyorum. askerden
döndükten sonra rüyamda sadece yağmuru gördüm.
sadece somut olaylarda askerlikten dolayı tepki verdik, helikopter sesi
ve patlayan çakmak lastik falan. dişlerimi sıkma sebebimde heralde
askerlik sürecinden kalmadır.
ama diğer arkadaşlar kadar etkilenmediğim doğrudur. daha acı birşey
yaşadım çünkü.
@903 sözlüğü kardeşim sayesinde buldum, kafa dağıtmak için. (kardeşim
inci sözlükte değil ama swf ve capslerinden çok bahsederdi) bilirsiniz
mali müşavirler bilgisayarla çok vakit geçirir. bende üyelik aldım
aradabir bişeyler yazmak için. geçenlede birinin askerlik anısını
yazdığını gördüm. sebebini bilmiyorum benimde içimden yazmak geldi. ilgi
olmasaydı yazarmıydın diye sorarsan yazardım gene.
bir kişi bile olsa bazen insan bişeyleri konuşmak istiyor.
@905 valla bilmiyorum ki kardeşim. onun etkisinden heralde. yani
kapılamadık birinin rüzgarına. yani tam biri olacak derken rüyama
girerdi ben rüyanın etkisinden çıkana kadar diğeri ayrılırdı.
ama ben yağmur için başkasıyla asla evlenmicem demedim. ama
evlenemedimde.
@907 devrem yaşadı. bir askerimde askerde operasyon dönüşü yaşadı
intihara teşebbüs etti. bunlardan bir hayli fazla. neredeyse hergün
birine gelir. çoğunluka büyük şehirden gelenlerde. diğer yerlerden
gelenler ya evli olur ya nişanlı ya da tek.
büyük şehirden gelen çocukların hepsinde olur. o yüzden askere gidecek
arkadaşlar varsa ve sevgilisine bu konuda güvenmiyosa ayrılsın kardeşim.
hakikaten bak ayrılsın.
@912 abi kara harp okulunu önerirmisin?
önermem kardeşim git havacı ol denizci ol. çocuğum olsaydı asker
yapmazdım. yağmur ablanısızn kardeşi ata istedi elimden geldiğince
engelledim.
@917 abi bu muallakler mağaralarda kalıyo. bizim askerler boş
mağaralara tuzak falan kuruyolarmı. yada karakollara baskın yapıyolar ya
ara sıra baskın yapacakları yerlere mayın yada benzeri tuzaklar
kurulmuyomu tsk tarafından
kurulmaz mı polis özel harekatçılar en büyük zevkiydir bu mağaraya tuzak kurup izlerlemiş.
karakola mayın kuramıyorsun etrafında köy var çocuklar gelip allah muhafaza basmasın diye.
ama arada bir bende yaptım, istihparat aldığımız zaman komando ve jöhler
gider karakolda beklerdi.
@919 eyw kardeşim.
@920 kardeşim karakol baskını anında telsiz konuşmasına şahit olmadım
ama çatışmaya giren diğer timlerin konuşmalarına şahit oldum.
genellikle yer belirtilip yardım istenir. destek istenir. öle bağıra
çağıra yardım istemez ne olur yardım edin falan yoktur. bu telsiz
konuşmalarını ya astsubaylar yada subaylar yaptığı için daha dirayetli
olurlar ki orada ki en dirayetli olan telsiz konuşmasını yapar. aksi
halde ne dediği ne istediği anlaşılmaz.
beni görmedin mi panpa üsteğmene ikide bir gidip karşılıyım ben gideyim
hadi ben karşılıcam diye tutturmuşum. sadece sakin konuşan ve anlaşılır
bir dille konuşan kişi telsize geçer.
ama arkadaş gelen silah sesleri tabii sinir bozucudur. bir başka sinir
bozucu olan ise teröristin telsizle sana laf atmasıdır ki o hakkaten
kötü.
yağmur kanserden vefat etti, babası gibi aynı nedenden. bana haber
vermediler, ben öğrendim. anlatırım onu. şimdi girmiyim sonra
konuşamayız bu geceç
@925 kardeşim dayın ne yaparsa maruz gör bilki istediğinden değil.
@929 panpa 17 sene öncesi, öğrenseler ne olur. o zaman helikopterimiz
uçamıyodu gece şimdi 24 saat bunları gözlüyolar zaman çok değişti.
@931 özellikle çatışma esnasında pusu yada baskın yediyseniz yaparlar.
subayı değil askeri sindirmek için.
dedikleri belli başlı şeyler vardır anlatayım;
''tc askeri teslim ol''
o şiveyle hayal edin ere seslenerek;
''mehmeeeeed ogluuum mehmeeeeed sana bişe yapmayacaz ateş etme mehmeeeed''
''belinde ki beylik silahını almaya geliyorum gomutan'' (bu bizzat bana denildi)
''burdan defol git tc''
ere seslenerek
''ananın yanına dön mehmedim komutanına sık mehmedim bırak git buradan''
@927 olmazmı kardeşim canı gönülden dediysen hazırlan cudi gabar hakurk jerma bedgar ellerinden öper.
şaka yapıyorum kardeşim. yani yedek subay olmak istersen büyük ihtimalle
olursun. istemezsen gene olma şansın var ama isteyip gitmek farklı.
@941 dizi bile çektiler bu ülkede kardeşim sen ne diyosun.
@945 yani her dediğinde haklısın kardeşim her dediğinde hemde. ama
biri gidip orada teröristin dibinde askerlik yapmak zorunda.
bize komutanımız şunu derdi. karakolda destek timi olarak gittik. olurda karakolu basarlarsa savunma şekliniz şu olsun dedi;
''sanki evinizde kapınızın önüne gelmişler içeride karınız ananız
babanız kızınız oğlunuz yada sevgilizin varmış onu savunuyomuşssunuz
gibi çarpısın aslanlarım. çünkü bilin ki onları savunuyosunuz''
e bu lafı duyunca gelde orda dim dik durmamayı dene.
@945 orada askerlik olmasa yarın kapının dibinde pusu atarlar kardeşim
onlar. molotofu otobüse atıp gencecik kızı yaktı bunlar.
asker çocuklarını taşıyan servis otobüsüne mayınla patlatıp orta 2 ye
giden kızı öldürdüler bunlar. şimdi bunu yaparlarsa orada asker olmadığı
zaman ne olur sen düşün.
@954 yok kardeşim, yani nası saklıcaklar ki, her gün aileler
telefonda, aileye haber veriyosun, saklayamazsın öyle bir şey olsa illa
ki çıkar bir yerden. yani o hurafelere inanmayın sakın.
@957 valla kardeşim şunu öneririm sana, geride bir şey bırakan aklını
her ne karıştırıyorsa geride bırak. en önemli şarttım bu.
başka önemli husus komutanlarına ve ast subaylarınla iyi geçin. askerine
karşı otoriteni kaybetle ama merhametli ol. operasyonda çatışmaya
girersen muhakkak sakin olmaya bak. panik yapma.
@953 şu arkadaşa bir cevap vermezsen içim rahat etmeyecek.
http://www.youtube.com/watch?v=F6bSeTOZ2Jo
bak bakalım kim korkmuş kim ağlamış kim ne hallere düşmüş oralarda.
@967 1 mayısta sadece işçi olup hakkını isteyen garibanın ne suçu var
abicim. o zaman onlardan ne farkın kalır. onlarda kendine yandaş bulmak
için köy basıp çoluk çocuk öldürüyorlardı.
@972 doğrudur valla kardeşim dikkatimi çekmemiş tarihi.
@974 hakikaten öyle komutanlarda vardı. onlar şanslı olanlar abicim.
belli ki çok diretmiş komutan teslim olun diye.
en fazla 3 kere teslim olun dersin, bu komutan çok uğraşmış belli.
bazılarını biliyorum ki 2 kere teslim olun der üçüncüsünü sessiz söyle
duymasında olmasınlar diye. sonra basar mağaraya roketi.
@980 artacağını düşünüyorum kardeşim.
@980 duymadım hiç vicdan azabı falan. duyan olursada yadırgamam
olabilir yani.
@984 abicim yalan söylüyorlar tabii, o dönemde bir asker esir
alınmıştı. o askeri almak için bolu dağ komando geldi düşün. çocuğu dere
yatağında bulduk şehit etmişler ve ne yazık ki ateşle yüzünü
dağlamışlar ne iyi davranması.
@987 ben insan değilim kardeşim, ağlamıyorum çünkü. gibimde bile
değil. o adamı öyle kim konuşturuyor acaba diye bakmak lazım. bu siyaset
utandırıcı gibidir yavaş yavaş alıştırır herkesi. yakın apo ev hapsine
alınacak şaşırmayın. daha sonra meclise girecek ona da şaşırmayın.
bu teröristlere 4 5 yıl ceza verip serbest bırakıyorlar bu ülkede. bakın
bir video daha. adam 33 eri kurşuna dizme olayına bizzat katıldım diyor
1991-95 yılında faal örgüt mensubuydum diyor belli ki benim dönemimdede
vardı. 2.5 yıl yattım çıktım diyor.
nası bi ülkedeyiz anlayın;
http://www.youtube.com/watch?v=f2jwDqNARyQ
haber samanyolu, ne söyletim neye dikkat çekmeye çalışıyo adamlar. kendi
kendisinin kuyusunu kazmışlar.
@989 eğer bizim asker yapıyor mu diye soruyorsan, o kadar bokunu
çıkartmıyorlar ama parmak kesip tuzlayıp evine götüren asker vardı.
@990 bişey hissetmedim cevap verdim kardeşim telsizle, zaten pusuya
düşmüştük o yüzden o anda ne derse desin etkilenmiyosun. sadece durup
dururken bölükte, karakolda beklerken bir anda telsizlere karışması
sinir bozucu.
o silahı ananın amına sokucam dedim cevap olarak.
telsize karışmalarının amacı sizi kendilerine çekmek. bana telsizle
bulaşmasının amacı sinirlenip mevziimden çıkıp saldırmamı istediği için.
@997 anlatırsam hikayenin akışı bozulur kardeşim, şimdi giden
arkadaşlarımız oldu ayıp olmasın. anlatıcam zaten.
@1002 atamadım kardeşim. ailesiyle ilgilendim hala daha sık sık
görüşürüm aysun teyzeyle annesidir kendisi, yağmurun kardeşi atanın
okuluyla çok ilgilendim sabancıda okuttum (burslu) her türlü
masraflarında elimden geldiğimce yardımcı oldum, öz kardeşim gibidir.
atamadım ama nası söyliyeyim olumlu anlamda hayatımda her zaman yağmur
vardı hala da var.
@1004 tank mermisiyle ölen vardı. o diyebilirim. ortada bir adam yoktu
yani görsen bune lan dersin, kedi ölüsü desem yersin yani, ancak biri
söyleyince anlarsın.
hikayeye yarın devam edicem abicim şimdilik ne merak ediyosanız onu
sorup bildiğim kadarıyla cevap veriyorum.
@1009 sürdüm sevgililerimde oldu. hatta aysun teyze bile kız baktı
bana. bende annemi kaybettim 6 sene önce annem gibidir aysun teyze, o
bile kız baktı bana. ama işte rüyama girerdi yağmur ben o rüyanın
etkisinden çıkana kadar kızda ayrılırdı benden.
yani sevgilim olmasın diye asla bir kıza dokunmam demedim hiçbir zaman.
ama kız ayrılıncada gidip barışmak için hiç bir şey yapmadım.
@1010 mideni bulandıracak bişey yok ki, ortada görecek bir şey yok
yani, küçük parçalar halinde ama çok küçük parçalar etrafa dağılmış,
sonra alıyosun asker aldı eline süpürge ve çöp kutusunu süpürdü yerden
atamı koydu ceset torbasına bu.
@1012 yağmuru kaybedince, birde pusuda oldu.
@1016 iki tane kız geldi abicim 13 15 yaşlarında karakola sığınıp,
tugaya getirdiler. pusuda yüz yüze çatıştık en yakın mesafemdi 10 15
metreye kadar düşmüştü aramızda ki mesafe.
@1019 oluyodu, en çok görülen ilk çatışmada kitlenme. kitlenip ateş
edemiyen acemilikten yeni gelen askerlerimiz oldu. intikal sırasında bu
çelik harekatında 10 saat yürümüştür odur rekorum, bilincini kaybedip
bize el bombası atmaya çalışan askerim oldu.
@1021 evet para verip kendi silahını alabilirsin. ama diğer silahları
eğitimlerde gösterdiğin performansa göre verirler. yani he isteyen rpg
ci olamaz. ya da keskin nişancı. mesela karayılanı kullanan çocuklar
genelde iri yarı olan çocuklardır.
ama asteğmen silahı o dönem g3 tü. fakat şu vardır özellikle karakolda
baskın yediğin zaman o hengamede gider rpg alır roket atarsın sana ''lan
nabıyon senin işin mi o'' demez doğal olarak.
@1022 valla hiç kalp rahatsızıyla karşılaşmadım. ama bir gözü görmeyen
komandoyla karşılaştım mesela adam çok diretmiş. çürük olmassın ama
komando yapıp göndermeyebilirler. bu muayenede ki doktorla aranda ki
ilişkiye bağlı biraz. onu kafalarsan komando olursun.
ama eğitimi var öle ben komando olacam diyeni yapmazlar. o eğitimdede
gerekli başarıyı gösterirsen olursun. tabi ilk önce muayene.
@1025 tabii, benim bildiklerim, izmir foca , ısparta eğridir falan
orada acemilik yaparsan doğuda yapma olasılıpın çok yüksek. zaten
komandoları gönderiyorlar oraya e komandoyuda usta birliğine bursaya
göndermez uludağına çıksın diye. az da olsa giden var tabi ama
genellikle doğuya.
arada bolu dağ komandoya düşersin. o zaman ohh iyi yere düştüm dersin. ama bolu dağ komando genelde doğuda arazidedir.
bir asteğmen arkadaşımız bolu dağ komandoya düşmüştü.
adam gitti birliğine kimse yok. hepsü doğuda operasyonda, birlik gelene
kadar yatmıştı. taa boluda ki asteğmenle nası arkadaş oldun dersen
şırnak a gelmişlerdi.
bide mesela aklıma geldi yazayım bolu dağ komando doğuya gelirken
genelde yürüyerek gelir dağlardan intikal halinde.
@1027 yok abicim o değil, daha sonrasında çelik operasyonunda timimle
pusuya düştük, yani bizimle birliğimiz arasında ki yolu kestiler 120
kişiye yakın adam, daha doğrusu biz yanlız yere mevzilendik, 9 saat
çatışmada kaldık, geceden sabaha kadar. o pusuda çok yakınlaştık.
@1028 çok oldu kardeşim. neden bilmiyorum ama.
@1030 o anlar aklına geliyo bir kere. sizden daha fazla ilgisini çeker
o haberler bizim gibilerin. hemen geçmişe dönersin. yani bakıyosun biz
1995 te gitmişiz bizden 17 öncesi var bizden 17 sene sonrasında gene
aynı mevzular.
@1036 evet olabiliyordu özellikle kaçakcılık için para kazanan
komutanlar vardı. ama hiç görmedim ben söylüyorlardı.
bordo bereliler anlatıldığından daha fazla iyiledir. yani pusuya
düştüğünüzde size cobra mı gelsin desteğe bordo bereliler mi diye
sorsalar orada yaşamış her asker bordo bereli diyecektir.
@1038 ne yazık ki bir şehit verdik ben kendi timimden orada bulunduğum
süre zarfı içerisinde, çok büyük bir mutsuzluktan ziyade çok büyük bir
sinir basıyo adamı, öfke yanı, o anda en çok o şehit olan askerin
ailesini düşündüm ben ve o adamı mahvediyo zaten.
cezaya gelirsek, eğer senin sorumsuzluğundan doğan bir sebepten olmuş
ise ceza alırsın. bir hatan yoksa yani pusu yüzünden olduysa, ceza
almassın ama epeyce bir sorgu suale tututlursun, sen ve senin üstlerin
tugay komutanıda dahil sorgulanır tutanak ve rapor hazırlanması istenir.
@1039 yani bilmiyorum nasıl dayandığımızı, diyorum ya orada hakikaten
bir insanın yapabildiklerine görünce şaşırıyorsunuz. yani böle bakmayın
iyi bir eğitim ve koşullar sağlandığında yapabileceklerinize
inanamazsınız. e bordo berelilerde robot değil insan yani düşünün.
çatışma esnasında isabetli el bombası atışı yapmak ister pkk lı,
özellikle karakol baskınlarında sızma yapmak ister, yanlız şunu
belirteyim bunların kafaları yerinde değil, yani ben yaklaşırsam büyük
ihtimelle ölürüm diye düşünmüyor.
onlar yaklaşmaya çalışırken biz yaklaştırmıyoduk, yaklaşmalarının sebebi
bizim mevzimizden çıkıp sasvunmasız hale getirmek bizi ve sindirmek.
aynısını bizde yapıyoruz, ateş yoğunluğu kimdeyse manevra yapabilme
kabiliyetide ondadır. kafamızı kaldıramadık yani. nası hareket edelim.
@1041 bordo bereliler attığını vururmu bilemem ama 30 tanesi dağın
tepesine bırakıldığında 4 gün orada kaldıkları oldu ki tamamen örgüt
mensupları tarafından etrafı çevrili halde. k.ırakta o kampa operasyon
vardı. 2 şehitle 4 günü atlatılar o kamptan 400 yakın terörist etkisiz
hale getirildi, tabi hepsini bordo bereliler yapmadı operasyon sahasında
jöhler ve komandolarda vardı. ama ben aralarında 9 saat kaldık adamlar 4
gün sen hesap et farkı.
@1043 yok abicim öle bişey söz konusu olamaz. yani illa ki sızar bu
haber öyle bişey olsa. buna şahit olan kişi döndüğünde çıkar söyler
yani. illa ki çıkardı ortaya.
@1048 yok kardeşim düşünmüyorum izlemeyi.
@1053 1.soruna cevap vereyim, e bitebilir neden bitiremesin, ama
bunlardan nemalanan beslenen unsurlar var. bakın pkk eğer sadece, kürt
halkının özgürlüğü için dağa çıkmış olsaydı biterdi. ama öyle değil bu
adamların arkasında birileri var belli.
ya biri söylesin pkk da tim gibi 10 15 kişilik gruplar var. bu timin
başında ki sözde tim komutanlarının elinde m 16 amerikan piyade tüfeği
mevcut. bu adam nerden alıyo bunları. yani çok dirayetli bir politika
izlenmesi lazım. özellikle orada ki halkın refahı çok önemli.
orada ki halk hakikaten içten biz artık pkk yı istemiyoruz derse biter.
bu yüzden önce batıya göçü engellikcesin ama zorla değil, orada ki adam
buraya gelmeyi sadece gezi amacıyla düşünecek. orada kendi işi gücü
olacak.
bunlar gelip esnafa kepenk kapat dediğinde bu itleri, çevikten önce
ensaf sıra dayağına çekerse o zaman bi yol katedmiş sayılırız.
2. bölge halkıyla aramızı soruyorsun, yani ne diyim bilmiyorum ki, adam
askeri devlet olarak bellemiş, orada devleti temsil eden tek şey asker, e
askerde yaşadıklarından sert dolayısıyla askerden korkuluyor orada.
buda devletin korkunç bişey olduğunu düşünmesini sağlıyo. yani halka
asker çok iç içe değil.
3. yani bu işleri bitirecekse orada ki halkın refahını memleketin
refahını geri getirecekse tamam yapılsın. ama açılım diye dağda ki adamı
davulla zurnayla karşılayacaksa, diyarbakırda ''başkentinize
hoşgeldiniz'' diye pankart açılacaksa bu iş olmaz.
oradakiler diyor ki empati kurun bizimle, e sende bir kur empati gaziyle
şehit ailesiyle. bu şekilde bir yere varacaklarını sanmam.
@1056 şırnaka değil kardeşim tunceli, gibi daha geri yerlere. oradan
araç vasıtasıyla. bu olayın sebebi şudur. pgibolojik, adam buraya
yürüyerek gelebiliyor. karşımıza çıkarsa ne yapar? bu soruyu akıllarına
salmak asıl amaç.
@1057 sağlam hikayeleri var dediğim komutan bordo bereli değildi jöh
yani jandarma özel harekat. bordu berelilerle aynı ortamda bulundum ama
konuşmadım hiç.
şimdi bir bordo bereliyi çok göremezsin. onların özel yerleri vardır.
onlar alınır dağa bırakılırlar ve 15 gün sonra sizi şu noktadan alacağız
derler. bordo berelilerde 15 gün içerisinde ava çıkar, indirdiğini
indirir döner. o süre içerisinde ne telsiz bağlantısı yapar ne haber
alınır. sadece bağlı olduğu birime belli aralıklarla kodlar halinde
bilgi verir.
olurda yaralanma şehit olursa grubun içinden bir kısım yaralıyı veya
şehiti alıp helikopterin geleceğe yere giderek teslim eder.
@1061 her timde vardır keskin nişancı, kullandıkları silahlar dragunov
vardı benim zamanımda kanas yani.
valla bizim askerimizde çok iyidir, ama meşhur olmadan askeriliği
biterdi. isim çıkmaz asla, askerlikten sonra orada görevi yaptıktan
sonra tayinle başka yere gidip şehit edilen çok subay astsubay vardır o
yüzden bilmeyiz isimlerini.
@1064 yeşil cübbeliler abicim. eve öyle şeyler gördüklerini
söylerlerdi, yani bizim timimiz arkasında gelen yeşil cübbe takan bu
mevleviler gibi, onlardan gördüklerini söyleyenler oldu.
@1066 yüzbaşı esat oktay yıldıran,
http://www.haberturk.com/.../haber/754158-kahreden-an yakın tarihte.
mesela şöle bişey anlatayım,
karakola gözlem yapan teröristi farkedip öldüren nöbetçi asker oradan başka bir yere terhis edilir.
çünkü pkk baskını ilk onun bulunduğu nöbetçi klübesine yapar. böyle
takıntıları var muallaklerin.
@1070 valla çok öle ayırt edici özelliği yok amerikan silahı tek
özelliği daha ne olsun. pkk da amerikan silahı
@1071 ben inanmıyorum tabii ki, ama orada hissediyosun manevi
birşeylerin seni koruduğunu, orada geçirdiğin zaman içerisinde bazı
şeylere tutunma isteği oluşuyo insanda.
yani hiçbir terör mensubuyla oturup konuşmak aklıma gelmedi yeşil
cübbelileri ama çeşiti hurafeler vardı, yok bunların olduğu time ateş
açarsan canlı çıkamazsın, hatta bunların olduğu tim görünmez olur falan.
@1078 hiç düşünmedim orada kalmayı kardeşim. diyende olmadı, takdir
nameyi verdiler hizmet için. zaten o dönem ölmeyip terhis olan herkes
alıyordu o bölgede. terhisime 17 gün kala yağmuru kaybettiğim için
askerliğim terhisime 17 gün kala bitmişti zaten ben fiziken oradaydım
ama zihnen orada değildim. askerlik dönüşümde de askerlikle ilgili
sadece helikopter sesinde sinme geliyodu katlanamıyodun birde dişlerimi
çok sıkarım.
@1079 biz o dönem de ki gibi her yaz ayında bu terör örgütleri azıp
karakol basıyo mu? basıyo. şehitler geliyo mu? geliyo, o dönem kadar
olmasada (her gün her saat çatışma vardı) her ay en az bir çatışma var
mı? var. demek ki her şey aynı.
@1083 oku abicim, ondan sonra sıkıntılı bir yer görürsen söylersin.
@1085 abicim genelde akşam saat 8 buçuk 9 arası başlayıp saat 11 buçuk
12 arası yazmayı planlıyorum . bu kadar oturmamın sebebi, bugün işe
gitmedim kar bahanesiyle, ayıptır söylemesi birinin yanında çalışmıyorum
kendi işim çok şükür. o yüzden çok fazla abartmadan oturuyoruz. bugün
oturmamın sebebi ise, yarın iş var tabii ki ama hafta sonu yani işe geç
kalma gel diye biri yok. çok sevdiğim bir dostum var aynı zamanda
çalışanım oda idare edebiliyor. ki 1 arkadaş daha var yanımda çalışan.
@1086 hissetmezmiyim, vefat ederek kalbime öyle bir faça attıki en
derininden, o yüzden evlenemedim heralde. kimse yerini tutamaz yani.
olum bazen şey oluyo, ne biliyim yarın buluşucam gibime geliyo. mesela,
rüya gördüğünde, uyandığımda hemen kavrayamıyorum öldüğünü.
@1090 valla yüzünü unutturmadı benim yaptığım bişey yok. rüyama girer
hala. travmayı şöyle atlattım, ailesiyle birlikte hayata devam ettik.
yardım ettim anneside yardım etti destek olduk, kardeşinin abisi oldun,
derslerinde kız meselelerinde lise tercihlerinde üni tercihlerinde hep
destek oldum. annemi kaybettim annem oldu annesi, travmayı onu hep
yanımda hissederek atlattım. şanslı olanlardanım aslında ben.
beyler çok fazla büyütmeyin, bölgede bir timde ki asker yatalak annesini
bırakıp askere geldi. bakın hayatta sadece iki kişiler yatalar annesi
ve o. emanet etmiş birilerine gelmiş. çocuk şehit oldu. yani orada çok
fazla hikaye var bu onlardan biri sadece.
@1097 ''yapılan hiçbir iyilik hiç bir hizmet bu memlekette cezasız
kalmaz''
devrim arabaları filminde selçuk yöntemin repliğiydi sanırım. cevabını
vermiş.
@1102 kardeşim kahve yaptım ondan dolayı kusuruma bakma. görüşürz
kardeşim bu sıralar yoğun ve mükelleflerime gittiğim için sabit bir
yerde değilim. sağolasınız ayrıca okuduğunuz için.
@1104 şöyle söyleyeyim abicim. onları incelediysen şu lafı bilirsin;
''söylesem tesiri yok; sussam gönül razı değil''
ben öyle bişeyi kabul etmek istemiyorum. kalbim buna hayır diyor, ama beynin farklı. yukarıda yazdım fuzuli demiş işte.
@1107 k.ırakta olabilir kardeşim. valla bilemiyorum nerede olduğunu. sabit bir yerde kaldığını sanmam.
valla mahmut yıldırım yeşili diyosan. onlarla ilgili hiç muhabbet
yaşamadım. sadece bir seferinde jandarma istihparatta olan bir abimiz
vardı. o laf arasında sölemişti, özellikle hakkari bölgesinde,
uyuşturucu kaçakçılığına karışmış istihparatçılar var diye. pöhler falan
varmış.
ama o dönemde hiç ilgilenmedik. yani öle bi ilgi de duymadık daha farklı
şeylerle uğraşıyoduk.
@1109 valla bizden onların arasına katılan varmıydı hiç duymadım. ama
bizim aramızda vardı onların bir adamı. asteğmen arkadaşımız yavuz
boğaziçi mezunuydu bilgisayar mühendisi.
çocuk şüphelerini anlatmıştı. böle bi asker var diye.
sonra çocuk intikalleri sırasında kaçtı. yavuzun çok başı aprıdı bu
yüzden. 20 güne kalmadan yavuzun timi pusuya düştü yavuz şehit oldu.
sonra yakalanandan öğreniyoruz, bu kaçan kişinin istihparatından dolayı
pusu atmışlar.
@1116 yok kardeşim yarın devam saat 8 buçuk 9 arası devam.
@1123 valla ben hiç denk gelmedim. ama sızmaya gönderilen adam %95
ölecektir. ölüme gönderirler yani. o yüzden olabilir.
gençler, trafiği aşarak sonunda geldim. şirkette arada baktım
yazdıklarınıza teşekkür ederim öncelikle, arada bazı arkadaşlarınıza
cevap verdim. ama verdiğim tüm soruları not aldım bu gece hepsine cevap
vereceğim merak etmeyin. bir kahve yapıyorum. birde bu akşam yağmur için
de özel bir anlatım yağacağım, askerlik anılara devam ederken biraz da
yağmuru anlatmak istiyorum. neler yaşadığımızı o dönemde üniversite lise
öğrencisi olmanın ne olduğunu anlatacağım.
o saf gençliğin temiz çocukların dağlarda nasıl yok olduğunu daha iyi
anlamanızı istiyorum.
öncelikle o dönemden ait bir kaç foto bulup koyacağım. hem bu arada
biraz toplanalım yine.
arkadaşlar sorularınıza cevap vericem hiç merak etmeyin vermediğim
olmamıştır. ancak şimdi değil. sorulara cevap vermeye geçersek hikayeye
gireyemiz. önce hikayeye başlıyalım sonra soru cevap.
şimdi fotoları bilgisayara atıyorum görüntüler biraz kötü olabilir en
eskisi 35 yıllık olanı var. kusura bakmayın.
evet arkadaşlar. saat 7 gibi başlıyalım 15 dakika sonra.
ayı adını verdiğim (kendimce) radar deneme operasyonundan
döndüğümüzde, jöhlerin tabura geldiğini gördük. odamızda jöh tim
komutanı gelmiş istirahat ediyordu.
devrem ile odaya girdiğimizde iki sandalyeye koca cüssesini sığdırmaya
çalışıp, kollarını bağlamış uyumaya çalışan adamı görünce şaşırdık.
kapıyı açar açmaz adam kendine geldi zaten.
''ooo maviler hoşgeldiniz. böyle yayıldık ama kusuruma bakmayın'' dedi.
estafurullah komutanım dememizle, asıl estafurullah bizden asteğmenin
buyrun dediğinde şaşırdım. lan bu komutan mı değilmi, omuzlarını
kesiyorum hücum yeleğini hafif açmış gözükmüyo, kollarını kesiyorum
orada da bir şey yok.
''lan sevgi koduğum ermisin kendine gel lan'' dicem, adam subay çıkıcak
tüfeğinin kabzasını arkaüme sokucak diye tırsıyorum. zaten çok normal
adam değil belli.
hemen arkasından jöhlerin üsteğmeni daldı odaya biz direk hazırola
geçtik, baktım buda ayağa fırladı, üsteğmen ''uzmanım arkadaşları
istirahat yerlerine arkaür'' dedi,
bir sinir bastı beni, lan adamda ki rahatlığa bak. komutanları
karşısında ama takmıyo. nedir lan bu asteğin çektiği, gibine takan yok
kendi timimizdekiler dışında.
üsteğmen benim kullandığım masaya oturdu. cebinden bir not defteri ve
kalem çıkarttı beresini ve telsizini masaya koydu, defterine birşeyler
yazmaya başladı.
ama ''oturun, çıkın'' falan bir şey demiyo, 30 35 saniye bekledik
hazırolda. üsteğmen olması ayrı bir olay birde jöh olması ayrı. e tabi
daha 1 aydır bölgedeyiz acemilik tam kalkmamış. efendi ayaklarındayız.
öyle bekliyoruz adamın karşısında. ''lan gibtirin gidin'' dese onada kafiyim.
sonunda alttan baktı, dedim heralde oturun diyecek fakat ''ee çay yokmu
burda'' dediii ben hemen atladım aradım çay ocağını 1 çay istedim, lafım
bitmeden ''3 tane söyle asteğmenim'' dedi. bir rahatlama geldi tabi.
bu arada toz toprak içindeyiz, duş almadık henüz geldiğimizden beri. sebebi bölgede ki hareketlilikten su getirilemiyor.
oturmamızıda söyledikten sonra, bir yandan not defterini toplarken bir
yandan sorular sormaya başladı adınız ne nereden geliyosunuz falan. diye
çaylarımız geldi başladık muhabbete.
çaylarımızda geldi, arkasından sigaralarımızıda yaktık. kırşehirli bir
öğretmen ailenin tek çocuğu. aslan gibi. benden 5 6 yaş büyük ama 3
yıldır burada.
dolayısıyla sanki 40 a merdiven dayamış gibi, yüzünde ki çizikler. olgun bir aile babası.
zaten oraya giden çocuklar 18 yaşında olsada 25 yaşında da, 2 ay
içerisinde olgun birer adama dönüşmekte. 40 a yaklaşmış gibi. yolu
yarılamış gibi.
konuştuk, anlattı, gönüllü olarak geldiğini söyledi. gitmeye niyeti
yokmuş. bazen bayramlarda gidermiş kırşehire. e o anlattıkça insan merak
ediyo. yavaş yavaş gülüşmeler başlayınca, çayların biri bitip biri
doldukça, sigaraların biri sönüp biri yandıkça, (devamlı benim paketten
içiyodu. ardından bunu gören devremde dadanınca sadece komutan ve benim
uzanabileceğim yere koydum paketimi:) ) özel konulara girmek istiyor
insan.
orada konuşulacak şeyler çok kısıtlıdır. bu tip anlar insanın içini ısıtır.
sorduk, ''e komutanım evlenmeye niyetiniz yok galiba?'', ''kim alır olum
beni'' dedi ve gereken cevabı aldık. bir an durdum. düşündüm beyler.
hakikaten kim alır lan beni o halde. şu tipe bak amk. sıfatını gibtiğim.
saç baş dağılmış, hafiften pgiboloji gitmiş.
kim alır lan. kokuyosun, dişler içilen sigaradan çaydan ve dış
fırçalamaya vakit bulamamaktan sapsarı. her topalın bir kör alıcısı
vardır diye bir laf varya. körü getir, kokudan almaz oda.
sonra, işiniz var mı çocuklar dedi, ''dedik istirahatteyiz komutanım,
burada ufak radyo yok mu? müzik açalım dedi. ''ulan sen iste komutan
yaratırız, yavaş yavaş normal insana dönüyoruz sen nediyosun, gerekirsen
anteni arkaüme sokar frekans ararım o derece özlem duyduö bir anda.''
hemen emirle ufak bir el radyosu bulduk. devamlı cızırtılı, içeride
devamlı kral tvsi açık bir televisyon var ama oraya gidip muhabbet etmek
olmaz. asker rahatsız olur rahat konuşamaz rahat edemez çocuklar.
küçük bir el radyosu beyler. çoook derinden ses veriyor oda çızırtılı,
ama çölde su vahası gibi geldi yeminle. sigaramız var, çayımız tavşan
kanı, birde müzik. üzerimizde toz toprak içinde üniforma, duvarda hücum
yeleklerimiz, sol göğsümüzde telsiz, duvara yasladığımız g3. bundan
ötesi varmı. dışarısı buz gibi, rüzgar var. içerisi evin gibi. asker
ocağı işte bu.
komutanımız kulağını iyice dayadı. askerin radyosunu buldu, devamlı manalı şarkılar var zaten.
içinde ova dağ geçen, koç yiğitler olan, sevdiği kızdan bahseden
türküler. bu seferde dere boyu kavaklar çalıyor. o dönemde kim söyledi
bilmiyorum ama ben paylaşayım murat kekili iyi söylüyor. o dönemde
cızırtılı ses çıkıyor ama anlıyorsun.
şarkımız şu,
http://www.youtube.com/watch?v=vQo0MEgBYSw (tabi enstrumanlar böyle değildi bizim radyodan dinlediğimizde saz vardı ama buda iyidir)
bir yandan şarkıyı dinliyoruz, bir yandan muhabbete devam ediyoruz baba
yiğitler hey yavrum hey. adam kırşehirden çıkmış yiğidir harman olduğu
iç anadoludan. aslanım benim.
biraz zaman geçti, sigaram tam bitmemiş. odaya daha önceden beni
arayıp operasyonda diyen dallama geldi. komutanım, telefonunuz var.
izninizle komutanım dedim selamı verdim çıktım. yolda, ''kim aradı annem mi?'' yağmur hanım komutanım.
ananı avradını skym. nası ararlar nerden buldu beni. kaldım olduğum
yerde. döndüm buna ''oğlum eminmisin'' evet komutanım ''operasyonda
olmadığınızı söyledim''
ya sikicem operasyonunu, odada başka kimse var mı?
var komutanım,
iyi boşaltın iki dk.
sıçmıştık beyler. antepte olduğumu söylemiştim. ve beni bulmuştu. dedim aga sıçtın sıva bakalım şimdi.
odaya girdim, çık dışarı dedim çocuk fırladı yerinden.
zaten bir kişi varmış.
ahizeyi götürdüm, direk;
''askıııııımmmmmm'' cevap şu;
''allah belanı versin seni gerizaklııııı''
yemin ediyorum öyle bir bağırdı ki telsiz dinleniyorsa karşı taraftakiler altına sıçmıştır gülmekten, malzeme olduk resmen,
cevap vermeye çalışıyorum konuşturtmuyo ki,
''sen nası bir insanın. bana bu konuda nasıl yalan söylersin, beni seni
düşünmekten uyuyamıyorum, nası yüzüme baka baka yalan söyledin, ben
hergün haberleri izliyorum, hergün çatışma haberi, dua ediyorum hepinize
sen nasıl yalan söylersin''
''yağmur bi saniy''
''ben burada ne haldeyim biliyormusun. annenden duyduğumda ne hale
geldiğimi biliyormusun, antepte aramadığım yer kalmadı, beni nası
kandırırsın''
''fındığım ama bi dinle lüt''
''sana ben nası güvenicem, bu kaçıncı yalanın sen beni ''öldürmek'' mi istiyosun? ben başkasından mı duyacaktım.''
beyler arada yaptığım ama işe nadiren yarayan şeyi yaptım.
BAĞIRARAK ''YAĞMUR SUUS!!! ''
o anda ses kesildi,
''sus bi sus, diyemedim işte sen kendin diyosun haberleri, nası
diyecektim. korkma diye söylemedim, seni düşündüm, haklısın yalan
söyledima ama kötü bir niyetle değil, bir de sen üzgün olsan nası
gelicektim nası kalıcaktım burada''
''şimdi daha mı iyi oldu, nası yaparsın bunu bana''
''ya kızım (bu lafa varya sinir olur, yanında olsan ikiye böler adamı
laz damarı var işte kızda) ne diyosun ya, seni düşünerek yaptım işte,
üzerime gelme, sen biliyomusun ben burada ne haldeyim neler yaşıyorum,
destek olacağına ne yapıyosun bana be''
beyler bağırmıştım ya o öyle bir bağırdı ki cudi gabar titremiştir o derece. tek bir cümle etti.
''asıl sen benim ne durumda olduğumu biliyomusun, allah kahretsin seni''
dedi tak diye kapattı.
işte beyler, o an, o an varya elde telefonla göt gibi kalmak,
kelimelerin boğazında düğümlenmesi, o an bir askerin vurulmasından daha
kötü bir andır.
yapacak hiç bir şey yok. şimdi ki gibi bir daha arayamazsın, mesaj atamazsın, facebook hesabına mesaj atamazsın, mail atamazsın.
tek haber alacağın şey kapandı yüzüne. ne yapacağını bilemezsin.
içinden kalbin ''hemen yanına git hemen yanına git çabuk uç, yanında ol,
senden ayrıldı, git yanına'' beynim ''sikerim belanı otur yerine''
hadi şimdi gel timini askerini operasyonları düşün. bütün benliğin tek
bir şeyi düşünmekte. ne yapabilirim. kime ne anlatabilirim. bana kim
yardım edecek.
allahım bişey yapmam lazım. elimde telefon, nası olur bu. pişmanlık, acı
herşey birbirine karışır. bir daha görememe duygusu. ulan yarın
gidemezsin ki yüz yüze gelmene en az 13 ay var. 13 ay lan, en az 390
belki 400 gün, 400 günden neler olur neler. çocuk doğurursun lan 400
günde.
bitmiştim beyler. resmen bitmiştim. askerde olabilecek en kötü şey
olmuştu. sevgilin ayrılması.
beyler bu şarkı 1993 volkan konak ın şarkısı, dert bastı, yağmur
karadenizli belirtmiştim. en sevdiği şarkıydı bu, şiiriyle birlikte
veriyorum. iyice gömülelim bu gece;
http://www.youtube.com/watch?v=JJ_BGnT2jP4
fiziken oradaydım çocuklar, ama kafa istanbula yol alıyordu tüm hızıyla, kafam da sorular birbirini sikiyor;
''ne yaptım ben?'' (varan 1 pişmanlık)
''nasıl oldu bu?'' (varan 2 merak)
''ne olacak şimdi o artık yok mu?'' (varan 3 kaybetme korkusu)
''o olmazsa ben ne yaparım'' (varan 4 çaresizlik)
''ben burada onu bir daha görmek için canımı sakınıyordum şimdi ne anlamı kaldı?'' (varan 5 ölümden korkmamak intihara ilk adım)
odaya askerim girmiş farketmedim, omzumdan dürtü ''komutanım, komutanım iyimisiniz'' yüzüne bön bön bakakaldım sadece,
''oğlum bir daha arayabilirmiyiz. arattırsana bir kez daha''
''komutanım yapmazlar''
''niye amk yapmasınlar tel kesildi''
''yapmazlar komutanım zaten dinliyorlardır''
sinir hat safhadayken yapıştım buna ''kim dinliyo lan amına koyarım
senin, neyini dinliyorlar orospu çocukları bağla lan hemen azını yüzünü
sikerim senin''
araya girdi hemen diğeri, e çocuğun ne suçu var. hususi telefon mu lan o amcık (kendime sövüyorum) her yeri ara istediğin zaman.
arkadan uzmanlar geldi çektiler aldılar çocuğu, ben hala devam ediyorum
bağırıp çağırmaya, ulan bi üst çıkıp gelse, telsizi alıp götüme sokcak
kendimi bilmem kaçıncı rakımlı tepede karakolda hudut nöbetinde bulucam.
ama aga ddedim ya yukarıda, (varan 5 ölümden korkmamak intihara ilk
adım) he işte olay böyle böyle başlıyor.
beyler bırakın eksilesin ne olacak ki? boşverin siz.
apar topar uzaklaştırdılar beni, odaya soktular, beni devrem ve jöh
komutanı o halde görünce ayağa fırladılar. devrem hemen yapıştı.
kendimi kaybetmiştim beyler, devrem ''olum suss suuuss'' diye bağırığ
dürtüyodu ama nafile, nası durdum dersiniz, jöh üsteğmeni bir koydu.
bebek gibi oldum.
üsteğmen uzmanlara bağırarak ''çık dışarı çık'' gitmelerini sağladı. bana dönerek ''ne bağırıyosun lan gerizekalı, noolyo?
ben bi devreme bakıyorum bi komutanıma, titriyorum beyler, elim ayağım
buz kesti, odanın içi sigara dumanı olmuş, nefes alamıyorum zaten,
devrem ''Olm neyin var nooldu dedi'' biraz etrafa baktım başladım
ağlamaya, deli gibi ağlıyorum beyler. anlatamam size, yani çok kez
tartıştık biz yağmurla çok kez yüzüme kapattı, çok kez bir daha arama
dedi, hiç böyle olmamıştım.
evet moralim çok kötü olurdu ama bu farklı, farketmemiştim o zamana
kadar. beni orada ayakta ve güçlü tutan ne anne ne baba ne başkası,
yağmur sadece.
nasıl olur demeyin anne nası düşünülmez.
düşünülmez işte amk düşünülmüyo, eğer hayatında bir papatya varsa, tüm
çiçeklerin prensesi, yaprakları en narini, ufak bir dokunmaya bile
dağıtır kendini, bakımı en zoru olan bir papatya varsa, hayatın o olur
farketmezsin.
bizim oraların bir türküsü vardır, şu geçer ''anadan geçilir bre hasan,
yardan geçilmez'' türküler doğruyu söyler, yalan söylemez, abartmaz,
durduramıyodum ağlamamı, bu kadar şey üstüste geldikten sonra bu olay
çözülmemmi sağlamıştı, hıçkırarak ağlıyodum,
erkekler ağlamaz ya, olum hem erkeksin, hem komando, hem de komutan bi
komando, afedersin eşşek gibi ağlıyodum.
kendime gelmem epeyce uzun sürdü, biraz kendime geldiğimde, sigara
uzattı devrem (ama benim paketimden uzatıyo hala pezevenk sonradan
farkettim:))
üsteğmen, ne oldu oğlum ne bu hal, anlat bakıyım, sanki biraz önce zırıl
zırıl bebek gibi ağlayan ben değişmişim gibi, erkekliğe bok sürdürmicez
ya, komutanım yok bişe,
kafamı sikiyim yani sıyırmışım iyice.
üsteğmen çok net bir şekilde, ikiletme lafımı lan anlat!! diye bağırdı,
anlattım durumu, tek tek bir bir en başından, devrem ben sana en başından demiştim falan diyip duruyo.
ben komutana dikkat kesilmişim,
''yani kız haklı, ama ne biliyim sende haklı gibisin, de kafama bişey takıldı son cümlesinden dolayı, bir sıkıntısı mı var?''
anaaaa o hiç aklıma gelmemişti lan. ''yok komuta, yani bilmiyorum ki komutanım''
''belki bi sıkıntısı vardır oğlum, senin yalanında ortaya çıkınca fevri davranmıştır sıkma canını ya arar gene o''
''aramaz komutanım''
''lan niye aramasın?''
''aramaz komutanım, tanıyorum, aramıyo yani öyle teli kapatırsa yüzüme, gene aramaz''
''lan şırnaktasın arar niye aramasın manyak''
''rizeli komutanım laz aramaz inattır biraz''
''vay amk kötü zaman'' (şimdi güldüm bak bunu hatırladığımda)
''sen ara oğlum''
''açmaz komutanım''
''lan nerden anlıcak ara sen çıkar tele konuşursun, özellikle hiç bir tele çıkmaz komutanımi annesi çıkar oda gelmez tele''
''hayda karı milletine bak, eşkiyadan bu kadar çekmiyo bu çocuklar''
''ne yapıcam komutanım''
''ne yapıcaaan ne yapıcaaan, mektup yaz lan''
''mektubbu'' (kafada ampul yanar:) )
başladım hemen mektuba, ama nereden başlayacağımı bilmiyorum, ne diyeceğimi,
çok zor biriydi beyler, o zamana kadar sadece yüz yüze halledebilmiştim
aramızda ki sıkıntıları, çok etkileyeci bişeyler yazmalıydım.
beyler bir kahve yapıp geliyorum izninizle.
geldim beyler. devam ediyorum.
http://ccc.incisozluk.cc/...um/@roadrunnersikenjackal
beyler buradan da sadece yazıklarıma bakabilirsiniz.
aynen yazıyoruum, mektbup elimde yok, hatırladıkları. ama daha sonra
onun bana göderdiği mektup var o elimde onu yayıylayacağım yeri
geldiğinde.
bir çok cümleyle başladım. ama içime sinmedi, sonra nazım hikmet geldi
aklıma, eşinden uzakken yazdığı, şiiri biraz değiştirip yazmıştım.
bu şarkı eşliğinde okabilirsiniz beyler, yağmurumun en sevdiği şarkıdır;
http://www.youtube.com/watch?v=YO_E_KjsTDQ
seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey,
hava soğuk, ısıtan tek şey, senin hatıraların,
düşünüyorum seni, cudide en sarp kayalığın en tepesinde,
seni düşünmek güzel şey,
içimde büyük bir korku, her soğuk rüzgarla birlikte gelip göğsüme çarpan,
kalbimin orasında olduğunu düşünüyorum o an. ve arkasından gelen sıcaklık,
sen oradaysan üşümüyorum. seni düşünürken üşümüyorum gabarda,
seni düşünmek güzel şey,
aklımdasın an be an, beyaz karlara doğru uzuuun bir yolculuk anında,
gözümün önündesin, bembeyaz bir elbise, tabi kolyesiyle,
sarı saçlarını uçuşturuyor rüzgar, sana doğru uzun bir yürüyüş yapıyorum her seferinde,
saçlarına dokunabilmek için son bir kez daha,
seni düşünmek güzel şey,
dağların heybeti, korkuyla dolduruyor içimi,
ay en tepede, nispet yaparcasına, dağdakilere yol gösteriyor,
içime korku saplanıyor,
bir anda senin silüetin penceremde,
seni düşünmek güzel şey,
seni bir daha görememe korkusu kaplıyor içimi,
bir daha ulaşamama,
dağlarda yanlız olmak korkusu,
soruyorum kendime nerede olursam olayım gelecek mi benimle,
seni düşünmek güzel şey.
çok daha uzundu çocuklar, ama aklıma bu kadar geldi bir de kesmek
istedim böle bişey işte, zarfladım ardından hemen istanbula götürecek
bir yol aramaya başladım.
postaya versem gitmesi en az bir hafta sürecek, odaya geri dönüyorum,
komutanım ve devrem orada, telaşlı olduğum her halimden belli,
''yazdın mı?''
''yazdım komutanım''
''ver bakayım''
''olmaz komutanım''
''lan olum zaten açıcaklar onu var''
''niye açacaklar komutanım''
''güvenlik için''
beyler genelde askerin mektubuna bakılır ama okunmaz, amaç içinde
taburun krokisini ve nöbet değişimleri gibi bir çok şeyi yollarlar mı
acaba? psikozu yüzünden.
''veremem komutanım''
''lan ver bi ver ben sana dedim, mektup yaz diye, demesem aklına bile gelmeyecekti''
''komutanım''
''ver lan! ''
verdim, mektubu, zaten tam olarak kapatmadığım zarftan çıkarttı şöle bir süre göz attı.
şöle alıcı gözle bakmaya başladı, merakladım,
''alabilirmiyim artık komutanım'' dedim.
'' bu dedim olmamış''
sinirlendim arkadaşlar canım burnumda zaten ne olmamış lan ibne dememek
için zor tutuyorum kendimi, karşımda ki jöh subayı adamın götünden kan
almakla birlikte o kanı şah damarından geri verir.
o anki psikolojimle
''ne olmamış komutanım allah aşkına ya'' diyiverdim.
şöle bi baktı, içimden diyorum sıçtın heralde bu sefer çok zorladın şansını.
''olum olmamış derken olmuşta eksik''
''nası yani ne eksik komutanım'' ne dese beyenirsiniz,
''evlenme teklifi etsene sen bu kıza mektupla''
''nası komutanım evlenme teklifimi böyle olurmu daha farklı bir şey olması lazım gelmez mi?''
''lan oğlum etrafına bir baksana, nerde olduğuna bir bak, bak pencereden
ne var orda, amına kodumun dağları, içinde ne var senin amına koymayı
bekleyen bir sürü ibne, sen bu durumda evlenme teklifi ediyosun, daha
nası bi aksiyon olacak lan. bundan daha aksiyonlusu vars söle burada
bileklerimi kesiyim''
kafama yatmıştı beyler, düşünsensine şırnak tasınız ve oradan evlenme
teklifi yapıyorsunuz. hemen mektupta ufak bir oynama yaparak evlenme
teklifimi yaptım, üsteğmen sağolsun kendi götüreceğini söyledi, yarın
harekete geçecekler ve ilk helikopterle postaya verecekti en fazla 2 3
gün sürecekti eline geçmesi.
ulan bir gazla evlenme teklifi yapmıştım ama o sinirim geçmişti.
sırıtıyordum sürekli ve heyecanlı bir bekleyiş. ama ne bekleyiş.
heyecanla beklemeye koyuldum. askerin her odaya girmesi
heyecanlandırıyodu artık. kafamda tek bir şey vardı artık acaba ne
diyecek.
askerliği bu şekilde geçirirken, acil tam techizat hazırlanma haberi geldi. bir karakol baskın yemiş.
4 tim hemen hazır bulunacak ve karakola sürhatle hareket edecekti. gece
olduğu için helikopter yaklaşık 2 3 km uzağa bizi atacaklar bizde
intikal edecektik karakola doğru.
10 dakika içerisinde devrem ve benim timleriminde içinde olduğu 4 tim
hazır vaziyette beklemeye başladık.
uh1 helikopterleri bizi alarak hızlı bir manevrayla burunlarını
atılacağımız yöne doğru çevirdi, saat yanlış hatırlamıyosan 1 ya da 2
baskın haberi 1 saat önce gelmiş. k.ıraktan sızan bir grup, ismi neydi
karakolun güçlükonakmıydı neydi hatırlayamadım orayı önce taciz ateşine
almış, fakat uzun süre taciz ateşi devam etmiş.
basacaklar yani çocukları. patatatatata gidiyoruz deli fişek gibiyiz
zaten amk. hele ben içim içime sığmıyo.
takribi 20 dakikalık bir uçuştan sonra intikal noktasına atladık.
helikopterler uzaklaşınca uzaktan takır takır sesler almaya başladık,
bir temas kurulmuş belli ki ama zayıf bir temas. en önde benim timim
olmak üzere iki sıra ip halinde yola koyulduk,
tepede ay var, yani her an birşeyler olabilir, allaha emanet gidiyoruz. 2
saatlik bir yürüyüşün ardından taciz atışı yemeye başladım, sol
taraftan.
hemen mevzi alıp taciz ateşinin nereden geldiğini tespit etmeye
çalışıyorum, tabi sadece ben değil hepimiz, fakat yakınımızda değiller
çünkü sesler net gelmiyor.
belkide bizi görmeden başka bir yere açılan ateşin mermileri geliyor olabilir.
işte bu durumda paniğe kapılıp ani karşılık verirseniz bütün planın
içine sıçmış olursunuz yeriniz belli olur. ya tüm gücüyle size
yüklenirler yada çekip giderler.
20 dakika kadar olduğumuz yerde bekledik, başka taciz ateşi yemedik buda
bize yapılmadığını göstergesidir zaten, yolumuza aynı şekilde bu sefer
hızlı adımlarla almaya başkadık.
bulunduğumuz bölge yapısı, uzun tepe, yanlış tepenin zirvesi düzlük,
yani nasıl anlatsam, bu eve aldığımız uzun diktörtken hazır kekler varya
o şekilde biz tepesinde ilerliyoruz , sadece kayalıklar mevcut, ve yer
yer çukurlar var. aslında intikal için özellikle o anda yaptığımız hızlı
yardım amaçlı intikal için çok güzel bir şey, ancak bu tip yerlerde çok
rahat mayın ve tuzak yani uzaktan kumandalı patlayıcı kurulabilir.
zaten bizim düşüncemiz, bunlar karakola 2 3 saattir taciz ateşi açıp
baskın yapmıyorsa, belli ki asıl hedef yardım birliği, pusu yemeyi
bekliyoruz açıkcası, farkındayız olabileceklerin.
pis bir olay yani anlayacağınız, biraz daha ilerledikten sonra
bahsettiğim arazi bu sefer aşağıya doğru iniyor, fakat tamamen açıklık,
ve yavaş yavaş karakolu seçebiliyoruz, yoğun taciz ateşinden dolayı,
karakol ışıklarını kapatmış vaziyettte, ve ateş gelen yere aynı yoğunluk
karşılık veriyor. aşırı değil, sebebi karşısında ne olduğunu tam
bilememesi, yani baskın olacaksa destek komando gelsin o zamana kadar
kudurtmayalım.
bakın bazılarınız öle şey mi olur korkak mı bunlar demesin. can lan bu
can. korkaklıkla ilgisi yok. salaklıkla cesurluk arasında çok ince bir
çizgi var orada.
ineceğimiz yer patika, ve her timi ikiye bölere belli aralıklarla inmeye
karar verdik, yani ben 5 adamımı aldım uzmanım 5 adamımızı,
ilk tim biz olduğumuz için önden ikimizden biri gidecek, komutanımız
olan yüzbaşı, patikayı hızlı geçmemizi ve aşağıda bulunan, kayalık
tepelere mevzilenmemizi emretti,
açık bir yer ve ay tepede olduğu için eşşek gibi gözüküyosun,
yani şimdi karşınızda 500 600 kişilik bir grup olabilir, baskına hazırlanan, oradan indiğiniz anda, farkedilmemeniz imkansız.
önce uzmanımın grubu veya ben ve grubum gidecektik. kendimce şöle
düşündüm, eğer önce uzmanımı gönderirsen askerin gözünde komutan değil,
uzmanın çocuğu olarak gözükebilirim.
en önce ben gitmeye karar verdik, askerimi aldım ve patika yoldan
aşağıya uzun adımlar atarak ama yan yan inerek kayıp yaralanma
tehlikeniz var yerler sivri kayalık, ve kayalık mevzisi arkası dere
yatağı, düştüğünüzde bir yeriniz kırılabilir.
neyse attık kendimiz aşağıya doğru, o anda karakola olan taciz ateşi
hareketlendi, ben önce görüşdüğümüzü ve baskının başladığını düşündüm,
fakat öyle değilmiş çok şükür,
aynı şekilde diğer tim komutanı arkadaşım ve askerler aynı düzen tertip
içerisinde dere yatağı dibinde ki kayalıklara mevzilendik,
yübaşımız geldi ve karakolla telsiz bağlantısına geçti, kodlu konuşarak,
''konak 2 den konak 1 e durumunuz nedir''
''konak 1 den konak 2 ye atışlar devam ediyor, baskın olabilir, yardım bekliyoruz gelme süreleri nedir komutanım?''
''konak 2 den konak 1 e tugayda hazır vaziyetteler evladım, kamyonlara bindireceğiz birazdan mazot koyuluyor''
olaya bak, çakallığa bak, diplerindeyiz beyler, ama adamlar sıkı olmasın
gevşesin diye şekil yapıyoruz, gerekli gizli kodu aldı zaten karakol
komutanı teğmen. rahatlamış ses tonuyla,
''konak 1 den konak 2 ye, anlaşıldı komutanoın beklemedeyiz.''
v şeklinde 2 şer tim olarak dağılıp karakola kadar sürünmeye başladık
beyler, yerler toz toprak, sürünüüp sürünüp duruyoruz sine sine dura
dura geliyoruz karakola doğru.
velasıl 1 saat süründük beyler, dizler kollar perişan vaziyette, ama
sonunda karakola girdik ve hemen tek sıra halinde aradamızda 5 metre
bırakarak, ve 15 saniye aralıklarla karakolun arka yemekhane bölümünden
daldık içeri, sindik köşeye,
timimi tamamen içeri aldığımda büyük bir rahatlama yaşadım, sağ sağlim getirdim, diğer timler de geldi,
karakol jandarma piyade karakolu 34 mevcutlu bir karakol, komando değil yani kaçakçılık ve sınır koruma görevi,
yani onlar için kolay bir hedef. ama bilmiyorlar ki 40 tane mavi bere geldi. hey yavrum hey,
üsteğmen , yüzbaşı ve tim komutanlarına çok kısa bir brifing verdi ateş
gelen yerleri göstererek, en çok nereden geldiğini, ardından biz
karakolda hangi mevzileri paylaşacağımıza karar verdik.
ben ve timim karakolun doğu tarafında ki mevzilere sürünerek
yerleştik, özellikle ilk taciz atışı bu bölgeye olmuş, burada bulunan
jandarma piyadeler bizi görünce gözlerinde ki mutluluğu size tarif
edemem.
bir tanesi o kadar kasmış ki kendini iyimisin oğlum dedim çenesini hareket ettiremedi, sakinleştirmeye çalıştık biraz.
ardından taciz ateşleri devam ediyo tabii, biz bekliyoruz karakolu basacaklar şimdi çayır çayır yakacaz silahları.
ama öyle pis birşey ki üsteğmen yaklaşış 300 400 kişinin bu bölgede manevra yaptığını köylülerin gördüğünü söylemişler,
orada pkk nın her türlü yapacağı pisliği köylü önceden bilir, sende bilirsin ama önemli olan karşılık vermek.
içimden diyorum bende, allahım ne olur ölmiyim burada cevap bekliyorum ne olur,
ki yani beyler karakolda özellikle o dönem baskın yemek ölüm demek. yani
tezahür edemezsiniz karakol baskınında yaşananları, sızmalar roketler
20 roket aynı anda kafanızın üzerinde patlayamaya başlıyo yani,
neyse beklemedeyi hala taciz ateşi yiyoruz o kadar, piyade de emirle ara
ara karşılık veriyo, jandarma komandoda ses yok ama yattık kuma
bekiyoruz,
yüzbaşı dayanamadı tabi,
''ilk taciz ateşinde namlu ağzından ışığa doğru darbeli olarak ateş,
ikinci bir emre kadar durmak yok.''
tam bir gergin bekleyiş mevcut, bir kere daha ateş ettilermi basıyoruz
mermiyi, karakoldasın, c harfini düşünün c harfinin ucunda siz varsınız
karakolda c harfi bunlarla dolu.
yani ortalık yangın yeri.
bunlar bir iki el daha ateş etti abi...
asıl amaçları ya pusu atmak yardım birliğine yada hakkaten basacaklar.
neyse bunlar bir iki el daha ateş etti ve bizim mevziye doğru. babalar
bir abandık silahlara. yarabbim böyle bir şey yok, o tepenin anasını
avradını gibiyoruz. takatakatakatakatakatakatakataka, roket g3 havan ne
varsa, bir anda bütün mevziler ateşe başladı yıkılıyo ortalik ufak tepe
yerinden sökülecek yani, felaket ortalık yakıyoruz bölgeyi resmen.
bütün mevziler ateşe başladık,
o esnada bilmiyoruz yardım birliğine pusu mu amaçları yoksa karakol mu basılacak henüz çözemedik,
neyse karanlığa doğru ateş ediyoruz ama karşılık verilmiyo, onlara göre
her saygııda sinen karakol bu sefer canavara dönüşmüş ateş püskürüyo
üstlerine resmen. yarım saat abandık silahlara, en sonunda aydınlatma
atın dedi yüzbaşı 4 noktaya birden attık. aydınlatma atarken ateşi
kesmiyoruz.
aydınlatma bir çıktı, malak gibi çıktılar ortaya bir kaç tanesi..
anaaaa 60 70 metre kadar uzakta tepenin eteklerindeler, bunları görür
görmez ama o sinmiş piyade ve tabii jandarma komando olmak üzere bir
gaza geldik bir gaza geldik ama pir geldik yani, ölüm kusuyoruz
üstlerine, bu mallarda gördü bizi tabi, direk kaçmaya başladılar arkaüm
arkaüm sine sine ateş ede ede geri çekiliyolar.
gördüler jandarma komandoyu. o gece inanılmaz bir şok yaşadılar beyleri
daha yola çıktığımızı düşünürken bir anda karşılarında görünce o şokla 4
tane leş bıraktılar geride.
sonra dan anlaşılıyo ki asıl hedef jandarma komando yani yardım birliği,
sebebi 3 gün önce cudi de ki mezra da 3 tim bunların bir grubunu
sıkıştırdı 7 tanesini indirdi, sözde pusu atıp intikam alacak
destekçilerine moral verecek.
pusuda ki hedefte biziz,
pusuda helikopterin bizi bıraktığı tepenin eteklerinde bunlar fakat
allahın işi farketmediler bizim tepede olduğumuzu, orada 140 a yakın
terörist pusu atmış aralarından geçip gitmişiz, karakolda olduğumuz
haberi gelincede basıp gitmişler.
yani büyük arkae geliyoduk şans eseri mallıklarına kurtulduk geçip
gittik oradan. zaten yeşil cübbeliler mevzunu bundan sonra öğrendim
uzmanımdan.
işte lan nası olur nası geçip gittik aralarından diye sordum ben,
uzmanım dedi işte ''yeşil cübbelilerdir komutanım'' güldü dalga geçti
yani. dedim one amk ne cübbesi lan? önce bordo berelileri zannetim ben,
meğerse,
bunlar bizi yeşil cübbeleri olan (mevlevirin başında olur ya uzun) o
başlıkları takmış askerler var. bizim göremeyip onların gördüğü,
genelde her timin en arkasında olur bunlardan 2 tane pkk lı bunu görünce
sıkmaz uzarmış ordan. bazende timi göremezmiş yeşil cübbeliler
sayesinde, görünmeden geçer gidermişiz.
dedim nası lan manyak mı bunlar, onlar görüyosa bizde görürüz, dedi
zaten komutanım bazen en arkadaki askere şiişşşt şişşşt sesi gelir
tabi artık rüzgarmi başka bişey mi bunlar olduğunu söylüyo bizim
erlerde. dedim lan o kadar çatışmaya girdik korkumu atlattım başlatma
gene.
yani beyler kısacası bu mallar böyle bir şeye inanıyorlarmış. e tabi
bizde orada bazen hakikaten manevi bişeyin seni koruduğunu hissediyosun,
yani mesela onların arasından geçip gitmemiz hakiaten mucize ama yeşil
cübbeliler yalan söyliyim yani.
eskiden bunlar hakkaten varmış ama mevlevi dergahından 1.dünya savaşında
orduya katışmışlar böyle uzun yeşil cübbe takarak. bu yani
sakın öle bişey olduğuna inanmayın. bu pkk lıara size aşı yapıcam
ayağına ilaç verip verip üzerimize yolluyorlar o ilçaların etkisi o amk.
dip not düşeyim, bunlardan bazılarını yakaladığınız zaman bilinçleri
genelde yerinde olmaz, bunlara işte bulaşıcı hastalıklara karşı size aşı
yapıcaz ayağına bir aşı yapıyolar beyini alıp arkaürüyo sonra salıyolar
üstümüze, artık hapta olabilir, ama öyle bir mevzu var.
adamlar karakola çatışa esnasında sızma yapmaya çalışıyo düşünün ya,
intihar yani daha 10 metre gelmeden yiyip yiyip devriliyolar, sonra
arkada ki geliyo böyle kafa gitmiş, yani dolayısıyla adamlar
halüsilasyon olayı çok fazla.
zaten manyak olmak lazım onların yaptığını yapmak için. bile bile ölüm.
arkadaşlar biraz yoruldum soru cevap yapalım isterseni biraz da.
arkadaşlar soru gelmicekse devam ediyim isterseniz.
arkadaşlar o zaman saat 23 kadar soru cevap yapalım o esnada
dinleniyorum zaten, ondan sonra devam edelim hikayeye.
@1355 tamam abicim dikkat edicem öyle yapalım.
arkadaşlar soru gelmicekse yağmur ablanızın küçüklük fotoalrı var
onlardan bir kaç tane atayım isterseniz. ama yüzünü gösteremiyorum
tahmin edebileceğiniz gibi bazı arkadaşlar kullanacak çünkü.
@1358 kardeşim vereyimi bir şarkı onun hikayesini anlatayım.
@1359 söle abicim söle.
http://www.youtube.com/watch?v=Y6PfqhwT9Qs
bu şarkının hikayesi şöyledir pek bilinmez di trt deki diziye kadar.
üniye başlamışız reiz, yağmurla karşılaşmışız. orta okulda da biliyoruz
ama boyu atmış serpilmiş bir için su, saçlar up uzun sapsarı, gözler
lebi derya.
ben bir gördüm kilit. bu zamana kadar neredesin sen dedim içimden.
neyse zaten tanışıklıpımız var. dedim ben babamdan arabayı alayım.
arabada hacı murat, 3 ten sonra 4. vitese geçerken ruhunu teslim ediyo=)
neyse uzun ısrarlar sonucu kaptım. gittim okula, ''dedim küçükhanım, lütfen beni takip edin'' aynen böle ha,
o zaman herkes kadir inanır önce döver sonra sever. ama biz abiniz kara murat, yılan ynai=)
dedi a a nere böyle, dedim ''yürü uleyn'' şaka tabi, dedim takip et
göreceksin, merak beyler merak adamın en büyük zaafıdır. geldi tabi.
çekmişim kapıya muratı açmışım kapıyı buyursunlar dedim, evine kadar
bırakmam lazım, sanki bmw anasını satayım ama ne yapıyım olm 1990ların
başı, o kadarı var gençlerin o zaman.
bindi arabaya elinde kitaplar, o türkan şoray ben kara murat cüneyt arkın,:)
nereye yavrum modundayım, eve gidelim lütfen, o zaman kara şahin var git
araba kendi gidip geliyo. eve mi tak çektim dolmabahçe sahile, çay
bahçesine boğaza sıfır, dedi buraya niye geldik, araba getirdi yavruum
(cüneyt arkın ses tonuyla) çay içmeden gidemiyeceğiz.
açtım radyoyu ercan turgut e verdik mesajı tabi ''olamazsın başkasıyla''
diyo adam hey yavrum hey.
@1367 panpa terörle mücadele de en etkili sınıflar piyade kara
avacılık ve jandarma demi sende jandarma komandomuşsun. deniz
piyadelerini bi ara göndermişler onlar nasıldı normal karacı piyadeden
daha mı kötüydü aynı mıydı.
valla kardeşim özel harekat birliği tabii ki, kötüsü olmaz ama benim dönemimde hiç rastlamadım denizcilere.
@1368 abi hiç vurulan arkadaşın oldu mu ? vurulmak nasıl bir his olduğunu duydun mu hiç askerlerinden.
abicim timimden bir askerim şehit oldu, vuruldu, vurulan arkadaşımda
oldu, heyecandan önce kavrayamayabiliyosun sonradan anlıyosun, oda
vurulduğun bölgede bir sıcaklık hissediyosun önce, kanın sıçaklığı,
sonra o bölgen yanmaya başlıyo.
@1371 abi en başından beri okudum hikayeyi tek bişey var aklımda sana
soruyorum bunuda askerde komando felan oluyosun ya fiziksel özelliklerin
etkilimi bunda
kardeşim fiziksel özellikler önemli tabi ama illa 1.80 lık adam olur
diye bir şey yok. eğitimde gösterdiğin başarı önemli aslolan.
@1374 ilk teröristi vurduğunda ne hissettin abi.
bu soru çok merak ediliyo kardeşim, ama bişey hissetmedim yani cidden
hatta bir video buldum, orada ki çocuklar ne hissediyosa onu hissediyorm
al buyur bak.
http://video.uludagsozluk...m%C4%B1%C5%9F-insan-6503/
@1381 reyiz bu arada doğuda korucular çok önemli, hatta korucular
olmasa asker dağda adım bile atamaz diyolar doğru mu? bir bu koruculara
orada çete diyorlarmış?
tabi korucular önemlidir ama olmazlarsa asker adım atamaz diye birşey
yok. onlar varken ki kadar rahat edemeyeceğimiz gerçek. aralarında çok
baba yiğit adamlar olduğu gibi çatışma esnasında silahını sana döndürüp
sıkanıda var.
@1387 yeşil cübbe demissinde anlıyamadım ya ben onu
abicim yeşil cübbeli pkklının hurafesi, sözde bizi koruyan sadece onlara
gözüken bize gözükmeyen uzun yeşil cübbe takmış asker varmış. timlerin
arkasından gelirlermiş, pkk lı onu görünce saldırmazmış.
bazende bu yeşil cübbeliler, timi göstermezmiş, pkk bizi göremezmiş bizde aralarından geçip gidermişiz.
hurafe yani.
@1390 abi pyadeler mi daha iyi jandarmalar mı hava indirmecilerden hiç bahsetmedin onlar nasıldı
abi bu soruyu atlıyon hep
kardeşim, piyade jandarma komandonun eğitimini almadığı için jandarma
daha vurucu bir güçtü, hava indirme ise mesela kayseri hava indirme
vardır onlar çok daha iyilerdir bolu dağ komando gibi.
abi peki hiç sonradan dönen size sıkan korucu gördün mü?
çatışma esnasında görmedim ama iki taraflı oynayan gördüm. tabi bizim bildiğimizi bilmiyodu.
@1400 cevapladım kardeşim korucuları sen sormadın mı?
@1403.panpa daha oncede sormuştum ama gozunden kaçtı galiba
panpa ben diş hekimliği okuyorum ve mevcut askerlik yasasında galiba
sağlıkçılar zorunlu uzun dönem asteğmen hizmeti yapmak zorundalarmış
bunun aslı varmı yokmu oncelikle bunu sorayım
eğer varsa bile bir diş hekiminin askerliğinin doğuya çıkma olasılığı
nedir çıksa bile karakolamı gönderirler yoksa yakın bir kışlada revire
mi verirler
kardeşim bende sorunu arıyodum kusura bakma.
şöyle diyim evet uzun dönem yapacaksıni doktor veteriner ve diş hekimi tabib asteğmen olursun.
karakole düşmezsin bizim dönemimizde vardı çok tabib şehit olduğu için
vermiyorlar artık. en kötü yakın kışlada revirde olursun karakole
düşmezsin. operatörsen ilçede askeri hastanede olursun. ama uzun dönem
kaçarı yok.
ki sen diş hekimisin askeri hastanede yada ilçede olursun karakola
düşmen olanaksız merak etme.
@1404 doğrudur kardeşim. anlattım daha önce, siyahdere karakolu
basıldı gün ağırdığında gittik köyden ateş gelmiş karakola, köye bir
gittik tek bir erkek yok. çoluk çocuk kadıni kocan yokmu diyoruz iişçi
gitti diyo. meğer dağda ve karakola basarken kendi evinden ateş etmiş.
bizzat yaşadım yani.
@1406 abi bu haber ile ilgili bilgin var mı ?
http://www.haberler.com/a ... yle-satti-3914359-haberi/
edit: http://www.tvhaber.com/vi ... -boyle-bilgi-aktardi.html buda video
valla kardeşim istihparatla ilgili bilgi alamayız biz. hiç bir fikrim
yok sen ne düşünüyosan ne biliyosan bende o kadar. hem gün sayan askerim
komutan olsamda asla paylaşılmaz bizle. kulaktan dolma bilgiler sadece.
@1408 abi hiç bu cobra helikopterlerinin fln saldırdığı gördün mü
gerçekten çok büyük destek sağlıyorlar mı ?hiç yakaladığın hain oldu mu
cobralara uçan meleklerimiz derdik. çok gördüm özellikle çelik harekatı
sırasın. açık arazide adamın amına koyuyolar. hain de yakaladık
yakaldığımız yerde sorgu yapıldı orada buldum. ilerde anlatıcam asıl
olaylar çelik harekatı sırasında oluyor.
@1412 reyiz 35 kişilik karakola 40 kişi gittiniz ya. o esnada rpgleri
yağdırsalardı sonuçta 300-400 kişi hem silah atışı hem rpg derken 75
kişiden baya bi şehit verilmez miydi?
olabilir tabi abicim. yani herşey olabilir, pamuk ipliğine bağlı. ama
orada çocukları yanlız bırakmak demek baskın anında o kadar kalabalık
grup hepsini şehit eder. allah muhafaza karakolu ele geçirebilir.
yapılması gereken şeylerdi onlar.
@1415 panpa neden askere celik yelek verilmiyor bununla ilgili
bişeyler duydun mu?
abicim 45 kilo sırtında taşıyosun, çelik yelek giyersen çökemezin
yatamazsın sürünemezsin. o yüzden takmazdık. ayrıca hepimize yetecek
kadar yoktu. olsada giymezdik. manevra kabiliyetini çok kısıtlıyor.
merak ettikleriniz varsa soru cevaba devam edebiliriz. size
bırakıyorum.
@1423 erlerin arasından doğuya gidecek olanları neye göre seçiyorlar
fiziksel özellikerine göre mi ?
evet kardeşim fiziksel yeterlilik ve sağlık ilk planda.
tmm beyler saat 12 buçuğa kadar devam ediyorum hikayeye.
sabah oldu beyler, karakolda, etrafta devrilen pkk mensuplarını
gördük, 4 tane ölmüş, çok şükür kayıbımız yok. operasyon başarılı.
asıl amaçlarını öğreniyoruz karakolda ki köy muhtarından, tam 4 gün önce
köye gelip sığınmışlar gizlenişler. 4 gündür burada pezevenkler
karakolun haberi yok.
dibimize girmişler.
amaç. karakola gelen birliğe pusu atmak amaç intikam.
e ne oldu peki. bunlar intikamını alabildimi?
hayır.
küçük düşürüldüler mi?
hemde nası.
peki bunlar sırf bu yüzden bu karakolu basacak mı?
ölümüne basacakar hemde.
ama ne zaman bilmiyoruz.
beyler yoruldum, 23 45 e kadar hikaye, sonra soru cevap. yapalım o
yüzden sorularınızı bekletin göremiyorum sonra cevaplayamıyorum ayıp
olmasın.
neyse beyler. üsteğmenin odasındayız. olabilecekler konusunda tolantı
yapılıyor. karar olarak ''burası basılacak'' eğer bu çocukları
bırakırsanız şehit olurlar kurtulma şansları yok.
yüzbaşımız karar aldı burada kalacaz en azından mart sonuna kadar. ki şubat ortasındayız amk.
e ben mektup bekliyorum. ben gidiyim bari en azından dimi. tabi böyle bişey söz konusu değil.
yüzbaşımız tugay komutanlığına bu yönde rapor verip gerekli izinleri ve mühimmatı ve lojistiği tespit edip rapor edecek.
dedim takmış kafaya amk. burada kalacaz 40 gün. ulan baskın yiyecez burda diye sinirlenmiyorum kafam mektupta.
yok abicim 23 45 ye bitip soru cevap yaparız soru cevapta yorgunluk olmuyor.
hikayede kasılıyyorum bazen dişlerim kasılıyo o yoruyo. biraz daha devam
edelim.
gerekli raporları 2 3 saatte hazırladık. karakolu güclendirip
yerleşecez yani. bildiğin karakol askeri oluyoruz amk. şaka gibi.
yani mektup gelecek ona mı yanayım. baskını bekliyoruz gelip bassınlar bizi ona mı yanayım.
karakolda beklemek hakikaten çok sinir bozucu beyler. hiçbir şey yok.
biz varız köylü var bir de allah, başka da bir bok yok yani orada.
içimden de diyorum belki izin vermez tugay komutanlığı geri çağırırlar
falan diyorum. hayır devrem de yanımda isminide vereyim bahadır
asteğmen. yedek subay okulundan beri birlikteyiz.
o olsa tugayda ondan isteyecem erzak cephane gönderildiği zamn gelmişse göndersin diye oda burada.
ama umudum var yani izin verilmeye bilir.
sonuçta kış gelmiş çökmüş iyice. şubatın ortası 1995 . bunlar baskın
yapmaz buraya bu dönemde. bizide geri çeker. kışında biz operasyon
yaparız genellikle.
abi tugay komutanı bizi çekecek diye beklerken ''sizinle gurur duyuyorum yüzbaşım mart sonuna kadar orada kalabilirsiniz dedi''
haydaaa 45 gün buradayız. gelde delirme.
@1444 3 hafta eğitim demedim. 4 aya yakın eğitim sadece 3 haftası o
küçük bir kitapçık resmi paylaştım dağ komando kursu kitapçığı k.k.k.
ankara mamak o 3 hafta sürdü. 4 aya yakın aldık eğitimimizi.
neyse arkadaşlar 11 buçuk oldu yaklaşık 4 saattir konuşuyoruz soru
cevaba geçeli dün 2 saatlik uykuyla duruyorum, bir kahve yapalım soru
sormak isteyen varsa cevaplıyalım.
@1455 panpa askerlik sonrasında devrenle görüştün mü ? o ne yapıyor
şimdi ?
valla yurt dışına gitti, pek görüşemiyoruz orada ki bir bayala evlendi. hala sigara otlanmaya devam ediyodur pezeveng:)
@1455 o korku nasıl bi duygu?
tam olarak hangi korkudan bahsediyosun abicim anlayamadım kusura bakma?
@1459 şöyle bir sorum olacak, profesyonel askerlik konusunda ne
düşünüyorsun? sonuçta, siz komandolar bile gelip geçicisiniz orada.
bordo bereliler kadar olmasa da, size göre daha fazla eğitim almış,
oralara yıllarını vermiş bir profesyonel ordu nasıl olurdu?
bence olabilecek dezavantajları:
bu adamlar orada kalıcı olacağı için orada devlet içinde devletleşme
olabilir. çeşitli uyuşturucu vs. kaçakçılığa girişen olabilir,
kaçakçılarla işbirliği ile.
terör biterse bizim de işimiz biter diye düşünüp teröre biraz taviz verebilirler.
tabi bunlar şu an aklıma gelen kötü senaryolar. genel olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
- valla kardeşim şöyle diyim. biz gün sayan askeriz dediğin gibi 3 ayda
bir gelip gideriz. tam oraya hazır olan asker terhisi gelir.
şimdi düşününce orada sürekli duran polis özel harekat ve jöhler olsa
hepsi, bi kere bunların işi zaten zor ama imkansız olur. orada ki
alınacak tertipte önemli tabi, sen karakolda ki gün sayan askeri alır
yerine jöhleri koyarsan bişey değişmez tek değişen onların ölü sayısı
artar bizim şehidimiz az olur. bana göre bir sivil vatandaş olarak
söylüyorum bunu.
orada illa ki askeri harekatla bitireceğim diyorsan (Ki saçmalığın dik
alası ona gelene kadar mücadele etmen gereken bir çok şey var)
bana göre devamlı hareketli birliklerle baskın şeklinde olmalı. çünkü
ben yaptığmız hiç bir baskında adam akıllı çarpıştıklarını görmedim.
dediğim gibi daha önce savunacak bir sınır bir yeri olmadığı için
savunma yönü zayıf diye düşünüyorum o yüzden hep basacaksın bunları.
diğer endişelerine gelirsek. valla o konuda da haklısın olabilir. ama
sen ne biliyosan bende o kadar biliyorum olabilir tabi her konuda çürük
elmalar olduğu gibi orada da vardır muhakkak.
@1460 abi baskın sırasında onlar size seslendiğinde ne
hissediyorsunuz? o psikolojiyle gidip komutana sıksam burdan sag salim
çıksam diye düşünenler olur mu? eğer dönüp kendi arkadaşlarına sıkmaya
başlasa devreni vurur muydun? ve son olarak çatışmadan sonra hiç deliren
oldu mu?
çatışmadan sonra pskikolojik sıkıntıya girenler oldu. özellikel titreme
olayına şahit oldum. yani vücudunu ve hareketlerini kontrol edemeyerek
istemsizte titreyip hareket eden.
hiç bir zaman bu ibneler dedi diye asker öyle bir düşünceye acaba bile
demedi dediğini zannetmem. ama biri deyip dönüp sıksa bize devrem de
olsa vururum hiç düşünmem bile.
@1460 şimdiye kadar askerlik konusunu hiç araştırmadım ama senin
söylediklerine göre bir mühendis olarak asteklik çıkabilir konusunu
düşünmeye başladım. açıkçası son 1-2 yılda kafamda sürekli değişen
düşünceler var ben ki tusaşa tübitağa aselsana roketsana girmek için
götümü yırtmayı, çalışıp memleketime belki askeri güç olarak değilde
beyin gücüyle destek sağlamayı düşünürken (hala umutlar tükenmemişken
umarım da tüketmez imamın ordusu).yeri geliyo da ilk fırsatla yurt
dışında çalışma ve yaşama planları yaparken buluyorum kendimi. sadece
terör değil bir çok neden var bu ülkede yaşamamak için sen ne
düşünüyosun bu konuda?.(askerlikten soğutma mevzusuna girermi bilemedim
ama genel bir görüşünü almak isterim)
zaten dediklerinde askerlikten soğutacak birşey yok. ülkeyi boka
götürenden bahsetmissin onunda asker olmadığını açıklıyo bu yazın. yani
yurt dışında yaşmayı hiç düşünmedim ben ''ülkeme hizmet etmeliyim burada
kalmalıyım kesinlikle'' diye de kalmadım. sadece sevdiklerim burada.
yapmur burada belkide ondan hiç öyle bir istek olmadı.
hem ülkemi seviyorum neden gidiyim ki. her şeye rağmen terketmem ülkemi.
@1463. kardeşim sen dersini çalış gene okursun dersinden sonra=)
beyler hikayeye ara verelim mektupa daha çok var 45 gün karakoldayım o
esnada. soru cevap yapabiliriz.
abicim dersinize çalışın siz. nasılsa anlatıcaz önce dersi yapın sonra
hikayeyi okursunuz.
@1476 kardeşim anlatıcam ama hakikaten yoruldum. beynim yoruldu 6
saattir bil fiil anlattım. hatırlamak sonra yazmak çok yorucu maruz gör
lütfen. soru cevao yapalım şimdilik. olmazmı?
@1477 abicim attım resmini ama bazı arkadaşlar sayesinde içime kurt
düştü. kaldırdım. sonra gönderirim sana merak etme.
@1481 seferberlik kanuna bakmak lazımi seferberlik bilgiğim kadarıyla
14 (16da olabilir) 45 yaş arası erkekleri silah altına alınması.
ama kullanamam 17 sene geçmiş. g3 kullanırım diye düşünüyorum tabi.
sadece silahı ateşlemekle biten bir olay değil. onun haricinde öğretilen
bir çok şey var. yeniden bir eğitim şart muhakkak.
@1481 şimdi mühendislere asteğmenlik çıkma ihtimali yüksek demiştin
eniştem öğretmendi erzicanda mehmetçik okulunda yaptı askerliğini
maaşını da aldı 12 ay paşalar gibi.. evet belki maaş almak en azından
bizim gibi mühendisler için (ki hemen hemen hiç bir şirketin askerliğini
yapmamış eleman almadığını da göz önünde bulundurursak) iyi bir seçenek
ama o riske değer mi sence?
ona bişey diyemem. benim dönemimde aşırı sirkülasyondan çoğu yüksek
öğrenim almış öğrenci asteğmen olurdu. yani seçeneğimiz olmadı.
şimdi o riske değer mi değmez mi ben karar veremem. sana kalmış.
@1485. doğrudur abicim. bizden sonrada epey birşeyler değişmiş demekki.
o kaydırma birlik mevzuuda doğrudur. benim bildiğim mesela hakkari dağ
komando boludan kaydırılan askerler tarafından oluşturulur genellikle.
@1489 abicim hakikaten yoruldum. bu soru cevap bölümüde yararlıdır.
bir çok şey öğreniyoruz ben de dahil. hikayeye devam edicez ama bu akşam
paydos gerçekten çok yoruldum.
@1494 alışığım iki saatlik uykuya kardeşim yarın tatil zaten. saat 2
ye kadar serbestim sonra yağmurun kardeşi ata bahsettim onunla
buluşacağım.
@1497 abi madem soru cevap yapıyoruz su ani yediğiniz pusularda ki
pgibolojinizden ilk an yaptıklarınızdan bahsetsene biraz
şimdi o tecrübeyle alakalı bir durum.
ben şanşlı olanlardanım birkaç çatışma gördükten sonra pusuya düştüm. bu
ne demek o çatışma şartını biliyorum tecrübeliyim. ilk ateş alıp
kurtulursan hemen mevzi alıp çatışmaya başlarsın şehitler çoğunlukla ilk
ateşte şehit olur.
ama bazı arkadaşlarımız ilk tecrübesi pusu yiyerek olmuştur, daha
acemiyken. o durumda çoğunlukla panik söz konusu olur. çünkü normal
çatışmayla pusu arasında çok fark vardır.
çatışma da bilirsin nası ne zaman paşlıyacağını. zaten ilk ateşi sen
açtıysan çatışma olur, görürsün mevzi alırsın onlar sana ateş açarsa
çatışma olur.
ama beklemediğin anda ateş yersen pusuya düşersin. acemi asker o an da
ne yapacağını bilemenz. ve sonuçları çok vahim olabilir.
@1506 devam edicem kardeşim ama bu gecelik affınızı istiyorum yoruldum
7 saat oldu çevirimiçi, takribi 6 saate yakın anlattım. devam edicem.
ama bu gece soru cevaba geçelim öyle devam edelim. yani zorlanıyorum
yazmakta. bazı şeyler hatırladıkça devam edersem taka sarar güzel olmaz,
bilgilendirici olmaz.
unutmadan söyliyeyim benim bunları anlatmak amacım yağmuru yaad etmek.
ve benim gençliğim benim neslim orada neler yaşadı onları aktarmak.
başka bir niyetim yok.
konuya dönecek olursak anlatacam merak etmeyin bu gecelik izin
isitoyurum sadece.
@1508 o dönem asker polis birlikteydi şimdi ki gibi değil arası bozuk
değildi, canla başla ortak operasyonlarda mücadele ediliyordı.
@1510 onu şimdi söylemiyim kardeşim.
@1511 abi valla 4 saattir okuyorum. çok fena etkilendim çok saygı
duyuyorum suan sana.. bide sorum olacak osman paşa hakkındaki görüşlerin
neler.. ben paşanın tüm videolarını izledim.. terörrü savaşla bitirmek
için 20.000 genç adam lazım bana dedi işte onları ayırdı bi grup tilki
avında falan filan dedi... sence savaşla bitecekse bu iş nasıl biter.. ?
osman pamukoğlu çok çok iyi bir askerdir. ama sadece iyi bir askerdir o kadar.
terörü 20000 gençle bitiremezsin. bi o dönem orada 200 bin e yakın gençtik. terör sadece dağdakilerle çatışarak bitmez.
vikipediay girin bakın türkiye pkk çatışmasına pkk da kişi sayısı 4000
10000 arası yazar kayıp 28000 yani öyle olsaydı sadece çatışarak benim
zamanıma gelmeden biterdi. ama sadece çatışma kısmından bahsediliyorsa
20000 iyi eğitimli özel harekatçı yeterli olur elbette.
son olarak bu iş sadece savaşla bitmez öyle bişeyi aklınızdan çıkartmanız lazım artık.
@1515 aga iyi geceler bende bi soru sormak istiyorum özelden de sordum da gözden kaçtı heralde
üstünüzdeki teçhizat nedir yani operasyona falan çıktığınızda yeleğinizde, çantanızda ne bulunduruyordunuz,ne yiyordunuz
birde yanınızda bıçak taşıyomuydunuz tekrardan iyi geceler
üzerimizde ki techizat kişiye göre değişir, ben kendiminkinden örnek vereyim,
piyade tüfepim g3, el bombalarım, şarjörlerim, kasa turam, uydu telefonu olurdu (bazen), telsiz, pusula
sırt çantamda içten fermuarlu tulumum (özellikle kış aylarında) yiyecek
olarak taşınması kolay şeyler, çilolata ton balığı, ağır konserveler
almazdım. şeker alırdım çabuk doyurur çünkü, işte meyve suyu kutu kola
gibi almazdım, işte lipton poşey çaylar vardı onlardan alırdım. yemek
konusunda serbestsin taşıması zor olduğu için almazdım. peksimet alırdım
bazen.
bol tonbalığı olurdu bböle fasulye falan almazdık sıkıntı yaratırdı.
şaşal su alırdım mesela, dünşüyorum... iç çamaşırı alırdım,
ha tuvalet kağıdı alırdım kesinlikle=)
sucuk alırdım mesela ama bozulur çok bekletirsen.
krem alırdın dudak kremi, güneş falan
bide garip gelebilir ped alırdım ayaklar için. genelde bunlar olur.
@1526 nası öldüreyim rambo bıçağıyla ayıyı koca ayı. ayı gördün mü vuramıyosan arkaüm arkaüm çekileceksin önünden=)
m-1911 model 50 kalibrelik silah taşımıştım o dönem. pusula ayrıyetten
vardı.
@1527 abi orda 40 gün kaldık falan diyorsun ya, ihtiyaç giderme olayı
nasıl oluyordu, zor olmuyor muydu yani? uzaklaşıyor muydun çok
arkadaşlarından. iş üstündeyken tedirginlik olmuyor muydu *
severek okuyorum abi ellerine sağlık paylaştığın için bunu bizlerle.
abicim uzaklaşmazdın yani utanılacak bişey yok. e tabi etrafımı sarın
ortanızda çömüm sıçaçamda demiyosun ama bir kenara çekilip yapıyosun.
tuvalet kağıdın var suyun var onunla hallediyosun işini.
geceleyin mevzideysek sıçmamaya işememeye özen gösteriyoduk tutmak
mantıklı olanı=)
@1529 panpa sana ozelden de mesaj attim bu yogunlukda gormedin sanirim
ben joh olmak istiyorum normal universiteden mezun olduktn sonra kis
donem askerlik yapip nasil uzaticam uzatirsam joh olabilirmiuim
kardeşim göremedim valla kusuruma bakma.
jöhler bildiğim kadarıyla en az 3 yıl hizmet yapmış en az uzman en çok
yüzbaşılardan oluşur. dışarıdan gelen gün sayan asker olamaz diye
biliyorum. özel kuvvetlerde öle bişey yok. okullu olacaksın.
ekgib okumuşum kardeşim pardon. eğer kısa dönem gelirsen çavuş olursun,
tezkere almazın devam edersin o zaman olma şansın var.
@1535 panpa bi operasyona ya da arama taramaya giderken takribi kaç g3
mermisi kaç tabanca mermisi ve el bombasi aliyodunuz?
6 el bombası alırdım genelliklei 3 3 dizerdim hücum yeleğime, 20 mermi
alırdı bir şarjör sığdırabildiğim kadar alırdım değişirdi o. benim
dönemimde tabi şimdi nasıl bilmiyorum.
@1536 bunlar yüzünden 1tane asker polis farketmez kim olursa olsun
bunlar yüzünden ölmesi çok, 8000 sayısı üzücü.
@1537 şansın var elbette ama askerin ihtiyacını göz önünde tutmak
lazım.
@1538 asker karar verir buna ihtiyaca göre alır abicim.
@1542 valla bilmiyorum ki abicim, yani zorla yaparlar mı. dediğim gibi
bende senin kadar biliyorum. sadece benim dönemimde olurdun olaylardan
dolayı. volatility kardeşim var yeni asteğmenlerden ona sor o daha iyi
bilgi verir sana.
@1543 evet abicim. askeri okul, yada teskere bırakacaksın. 3 sene
hizmet vermen gerek ayrıca. yanlış bilmiyosan tabii. ama askeri okuldan
olacaksın.
@1546 yüksel ihtimal kısa dönem yaparsın kardeşim. öncelik (sağlık
personeli dışında) mühedisler.
@1549 abi yağmur ablayla tanışmanız nasıl oldu;
-orta okulu fatihte nişancı mehmet paşa okulu karşısında ahmet rasim
vardı orada okurken aynı sınıtaydık, folklör ekibindeydik, cihan diye bi
çocuk vardı, onun eşi oldu, bende cihanı tehtid ederek yağmuru eşip
yaptım=)
-o zaman sevgili olduk, ama orta okul işte saf bişey sevgili olmak ne
demek bilmiyosun bile öle birbirine aitsin diye düşünüyosun.
-lise zamanında ben pertevnihale gittim, o kabataşa gitti görüşemedik.
-aynı ünide okuduk binalar farklıydı. ben beyazıtta o laleli fen
edebiyatta. olaylar olurdu ikide bir okulda okulu işgal ederlerdi, şans
eseri gördük birbirimizi ve benim üstün yeteneklerim sayesinde gerek
gizlice kalbine sızma kalbine anice baskınlar (o zamandan komandoyum=))
gibi ataklarla gönlünü çaldım. şaka tabi uğraştım baya. baya hemde.
-ondan sonra sevgili olduk, çok güzel senelerdi. bir keresinde
dersteyken fen edebiyatta sivil polis var diye olay çıkmış okulda. polis
okulu basmış, anfiden zıplayarak çıktım zaten 5 10 dakika mesafede. ki
aynı okul olmasına rağmen giremezsin başka fakülteye zordur ist. üni.
yardım güvenlik çemberini (o zamandan komanadoymuşum be) daldım okula
sağcıların arasından geçtim solcuların arasından geçtim buldum bunu en
üst katta anfi içinde tuttum kolumdan attım sırtıma mendili koydum
ağzına çıkarttık dışarı.
en artık bunada tav olazsa okulu yakardım heralde=) hikayenin özü budur
kardeşim. 90ların başları karanlık dönemler ama, o dönem ohal
bölgelerinde yok olan gençlik suçsuz gençliktir.
o zaman bilgisayar yok, çocuklar dışarıda top saklanbaç oynuyo evlere
çekilmemişler henüz, zor ama temiz günlerdi gençlik için. ünide okuma
öyle kolay değildi. her gün bir sorun. ama güzeldi. ölmeseydi bugün ne
olurduk bilmiyorum. şimdi tek başıma takılıyorum takılmazdım heralde.
@1552 abicim ben de bi soru sorayım sana,
bu gerçek çatışmaların bilgisayar oyunlarından, dizilerden, filmlerden farkı nedir? ne kadarı doğru ne kadarı gerçek?
kardeşim farkı şu, mesela bilgisayar oyunlarıdan farkı, save etmek yok, ölünce baştan başlayamıyosun.
dizilerden ve filimlerden farkı, ölünce arkandan milyonlar değil
yanlızca garip anacığın ağlıyo, ve anacığın ağladığı için milyon
dolarlar kazanmıyosun. farklar budur.
@1553 abi bir soru da benden, kısa dönemlere bir ayrıcalık falan
yapıyorlar mı rütbeliler mühendislere falan? benim peder kaymakamken
kısa dönem yapmış her akşam dışarı çıkmış, bölüğün ordaki ilçenin
kaymakamıyla takılıyormuş atış bile yapmadan teskere almış. zor değil mi
yani emir falan vermek adam sonuçta sivilde senin ananı gibebilir,
atıyorum kaymakam-savcı falan
hukukçu bir ersen kolay kolay sana bulaşmazlar. olduda tokat attı
sivilde giberler doğru. ama sadece onlara değil kısa dönem üni
mezunlarına bişey yapmazlar.
hatta sadece onlara değil, genel kültürü olan bir çocuğu isterler. bir
gün yanına alıp çay ve sigara ikram edip muhabbet ederse şaşırma.
apaçilerle denyolarla uğraştığı için komutan efendi çocuklara çok değer
verirler.
yani efendi olursan kimse sana dokunmaz.
@1557 bu gecelik hikaye yok kardeşim yarın devam edicez.
@1563 osman paşa hakkarideydi, ben şırnakta görevliydim. ama çelik
operasyonuna bizde destek kuvvet olarak geriye sızmalara karşı önleyici
kuvvet olarak katıldık.
@1564 çok güzeldi ama çok güzel, yüz vermeme gibi durum olmadı, naz
sadece birazda laz=). etrafından ona ulaşmak isteyen erkek dolmadan
aldım zaten=) rakiplerim oldu tabiiki, liseden arkadaşarı, sinan ve
goril yiğit, kıskandım deli gibi kıskandım hemde.
ilk arabayla almıştım boğaza arkaürmüştür o zaman tuttum, ilk ne zaman öptüm, napıcaksın onu abicim=)
taktik şu, kendine güven, ve ona verdiğin değeri gösterme. kızlar güven
duymak ister. erkek arkadaşının yanındaken kendini güvende hissetmek
ister.
farklı birşeyler görmek ister. o dönem herkes kadir inanır, önce döver
sonra sever. ben kara murat kaleye girerim kahpe antuanın elinden
prensesi çeker alırım=) ki fen edebiyatta çıkan olaylarda çıkarıp
almıştım=) romantik takılıyoduk tabi, onunla bişey konuşacakken arabayda
varsa nerde hangi şarkı çalacak özel seçerdim=)
@1565 ha bir de şey sorucam abi, uzmanlar astekleri iplemiyor ya
teğmenler için durum nasıldı? 22 yaşındaki teğmeni ipliyorlar mı?
uzmanın giblememe gibi bir durumu yok. öyle bir astek olursun ki en kral
uzman bile saygı duyar. ama komutanım demez asteğmenim der.
uzman teğmene komutanım der. çünkü teğmen ileride yükselecektir. isterse
giblemesin teğmeni. giblemezse teğmen döner bir güzel giber.
@1577 bayadır merak ettiğim bir soruyu soracağım
çatışmalar sırasında hiç kadın terörist denk geldi mi? erkeklerle aynı
görevleri alıyorlar diye okumuştum ama bu ağır koşullara bir bayanın
dayanacağına inanamıyorum.
genelde keskin nişancı yaparlar. onu beceremeyeni önde yollarlar.
adamlarda yaparmı başarırmı düşüncesi yok. sadece saygısın ölene kadar vurursa bizim işimize gelir düşüncesi var.
çatışma esnasında çok kadın terörist denk geldi ve teslim olanlar
arasında kadınlar daha fazlaydı.
ayrıca dip not. bu keskin nişancı kadınların hepsine kanascı leyla
diyorlar. a
@1587 fantezi kurma durumu yok ben de kadınım ama o durumu düşününce
bir kadının o koşullarda o durumda olması inanılmaz geliyor. zaten en
fazla 60 kilodur o ağır silahların geri tepmesi var taşıması var.
artı olarak örgüt içindeki koşulları zaten berbat. en pis isler onlara yaptırılıyor diye biliyorum.
teslim olmalarının sebeplerinden biri de budur. cinsel istismar olayı da çokmuş.
o koşullarda bir erkeğin durmasıda çok ilginç değil kadının kalması ama,
insan oğlunun yapabileceklerini o bölgede belli bir süre kalınca
anlayabiliyorsun. ki bu insanlar ilaçlanarak benim zamanımda, bulaşıcı
hastalıklar için aşı yapılıyordu, öyle bilinçsiz üzerimize salıyorlardı.
bu laf erdal sarızeybek in şahit olduğu bir olay
''şehidin üzerinden hücum yeleğini alan terörist çatışma esnasında
oynamaya dans etmeye başladığını gördüm, mayınların üzerine
yürüyorlardı, öndeki mayına basıp hava uçuyor, havaya uçanın yerinden
arkasında ki geliyor, halkımız unutmasın askerimiz orada insanla
savaşmıyor, onlar insan değil robot'' 1992 den bir anısı.
kadın teröristlerin cinsel istismardan dolayı teslim oluyor. ancak daha çok zor yaşama koşullarına dayanamamaları.
ölü terörislerin üzerinden çıkan bir şeyi aktarayım. 1 ay dağda kalıyor,
bir tas su ve un var. suyla unu karıştırıp ısıtıp yiyor onunla hayatını
sürdürüyor. sebebi midesini küçültmek.
@1591 özür dilenecek bişey yok abicim estafurullah
@1592 görmedim kardeşim kusura bakma. gönüllü gidebiliyorsun ama
acemilik zaten doğuda yapılmıyor.
@1596 abi böyle parça parça oluyor kusura bakma ama doğuya gittim
diyelim. rütbem olsun veya olmasın askerde kalmak istediğimde kabul
ediyorlar mı?
estafurullah abicim istediğin gibi sorabilirsin. şimdi askerde teskere
verip kalmanım iki yolu var. asteğmen olursun teskere bırakır
teğmenlikten başlar albaylıktan emekli olursun. kısa dönev veya uzun
dönem ersen çavuş olmalısın teskere zamanında teskere bırakır uzmanlık
eğitimi alır astsubay olarak asker olursun.
@1596 bir soru daha bu da kulaktan kulağa duyduğum bir şey
çatışma bitti leşler toplandı tutanak tutuldu sıraya dizildi fotoğrafları çekildi. bırakılıp gidildi.
ölülerini almaya geri gelmeleri zaten saçmalık
orada kurda kuşa yem diye bırakıldıkları oluyormuş. hayvanlar yiyormuş.
doğru mudur?
- ölülerini gelip alırlar ara sıra, bunun sebebi ölülerine saygı
duyduklarından değil, örgüt içinde ki terörisler örgüte pamuk ipliğiyle
bağlıdır. örgüt ölülerini alıp sözde mezarlıklar yaparak törenle gömer.
bunun amacı teröriste gövde gösterisi yapmak örgüte güven vermek.
ancak alamadıkları zamanlar olur hayvanlar yer bu doğrudur. ben hiç şahit olmadın yanlız.
şahit olduğum. k.ırak bölgesine çelik harekatı çerçevesinde
girdiğimizde, sözde pkk mezarlarıyla karşılaştık. yağan yağmur ve
yumuşak toprak sebebiyle ki bundan gömemelerinin etkisi var. mezardan
cesetler dışarı çıkmış olur çopu zaman.
bunun da asker içinde ki lafı ''hainleri toprak bile kabul etmiyor''
o duyduğun şeyi bende duydum ancak şahit olmadım. fakat çoğunlukla
ölülerini gelip alırlar. sınıra yakınsa örgüt propagandası yapan siyasi
yapı adam toplayıp (parayla gelir) askerden güvenlik alarak ölülerini
alır gibtir olup gider. bunun amacıda orada ki halkın pkk nın yanında
olduğunu gösterme isteği.
unutmadan. biz ceset taşımazdık, eğer helikopterin inebileceği bir
yerse, gelip malatya adli tıbba gönderirdik.
@1604 doğrudur astek kardeşim. benim dönem 17 sene önceydi. ama şu
vardı komandoluk brovesi yüzünden bir çok arkadaşa söyledi gelin kalın
diye. şimdi biraz daha değişmiş olaylar.
@1605 dağ filmini izlemdim. nefes filminin dvdisini aldım elim gitmedi
izlemeye açıkcası. çekiniyorum biraz. izliyeceğimi zannetmiyorum.
@1608 tabi buda bir yöntem ama, intikal timleri uzun süre özellikle
çatışma sonrası orada tuzak kurması pek akıllıca bir yöntem değildi.
çünkü geriye 400 kişilik grupla gelme durumları olabiliyodu.
@1613 dağ filminin konusu ne oda karakol baskını mı?
@1614 öyle birşey yapmaz komando, yani bu şey gibi, küçülme gibi bişey
olarak görülür. ne yaptık ne yapıldığını duydum. tuzak değilde bol bol
süpriz yapardık bunlara 1992 1995 yılları arasında.
@1617 abicim ver kurtul diye birşey yok. benim hakkımı şehit
arkadaşımın hakkını şehit askerimin kanı orada. vermeyi ben kabul
etmiyorum.
ama şu bir gerçek silahlı mücadeleyle olacak iş değil bu. terörle mücadelinin sadece bir koludur silahlı mücadele.
size şunu söyleyeyim. ölen şehitlerimizin hepsinin tutanaklarda faili
meçhul cinayet olarak geçtiğinden haberiniz varmı?
@1626 faili meçhul olarak geçmesi silahın kim tarafından
ateşlendiğinin bilinmemesi yasaların direkt olarak örgütü tanımamasıyla
alakalı.
ondan ziyade, vurulanın kimliğinin bilinmemesi, arşivlerini alman lazım.
o zamano arşivde kim hangi eyleme katılmış bulursun.
@1628 1995 çelik harekatını düzenledi, sızmlara karşı destek birlik
olarak katıldık.
@1630 ben zaten askerden dolayı kötü anlamda etkilenme fırsatım olmadı
kız arkadaşımı kaybettim. o üzerine geçti. ama izlemek gelmiyo içimden.
yanlız trt sakarya fırat diye bir dizi varya onu izledim böyle komedi
yok amk. bu kadar kolpa bizi dizi olamaz yani.
@1636 abicim 1992 k.ırak harekatı ve 1995 çelik harekatında, örgüt
çözüldü. gerçekten çözüldü. yani yol üzerinde teröristler çıkıyordu
teslim olmaya gelen. sebebi szöde lider kadro dağıtılmıştı.
sonra 1996 dan sonra 2003 e kadar hatırladıpın bir karakol baskını var
mı? özellikle yaz aylarında pkk nın saygıılarını duydun mu? yok denecek
kadar azdı.
ama bununla yetidik. bitti dedik. bitmedi yeniden yapılandı.
1991 1.körfez savaşında pkk güçlendi 1996 ya kadar büyük eylemler yaptı,
askerin büyük özverisiyle 1996 çözüldü. 2003 ikinci körfez savaşından
sonra gene azdılar. olay askere kalsa bitmişti.
ama olay askerlik değil. asker görevini yapıyor. inan bana askerin
gücünü küçümseme. o izin verse, asker hergün girer yok eder, bir sonra
gene oluşursa gene girer yok eder.
ama olay askerin dışında. size gösterilen yüzü asker.
ya diğer arkadaşlarda o bölgede görev yapan arkadaşlarda bilir. pkk
sözde takım liderlerinde m16 var amerikan piyade silahı. bu nasıl olur?
olay askerin dışında.
@1639 abi 3 saatte bütün yazdıklarını okudum bende bi soru sorayım
dedim bu polis özel harekatçılardan biraz bahsedebilirmisin başlarına
buyruk gezer derler.
doğrudur, benim dönemimde pöhler 1992 yılında bölgeye getirildi. ortak
operasyonlar düzenlendi (benim yoktum ama başka yerlerde) genelde
jöhlerde mete ve efeler gibi dağda belli zaman aralıklarında tespit et
ve yok et görevine çıkarlardı.
q1640 abi ben bişey sorucam. şu anda komandoluğa gözlüklüler alınmıyor
diye biliyorum. peki terör bölgesinde komando dışında başkaları var mı
yoksa orda sadece komandolar mı görev yapıyor ?
bi sorum da şu: 349. dönem olarak 12 aralıkta bi yakınım astek olarak
tuzla piyade okuluna düştü. gidebileceği yerleri bilen var mı? ısparta
dağ komando ile ilişiği varmış diye duydum.ama adam gözlüklü y
komando dışında görev yapanlar elbette var. özel harekatçılar,
tankçılar, piyadeler, jandarma, polis, sadece komando yok. dağda komando
ve özel harekatçılar var.
valla ısparta dağ komandoya giderse gideceği yer doğudur büyük
ihtimalle. gözlük olayını bilemem. tek gözü görmeyen roketçi varmış 1992
de hakkaride belgeselde izlemiştim.
@1643 karakolu yakıp yıktıktan sonra o adam onları gördükten sonra
zaten artık hayatını yarı ölü olarak devam ettirecek. terörist insaflı
olanını hiç denk gelmedim. düşünebilen bir terörist göremdim daha
doğrusu.
@1653 kadeşim yarın anlatıcaz dedik çocuklara, şimdi anlatırsam ayıp
olur.
@1656 peki abi astek olarak gidersem bu saydıklarından hangileri
olabilirim gözlüklü ve elk.-elektronik müh. olarak ?
valla bilemiyorum kardeşim orada nereye alacaklar seni eğitimlerin ne
olacak. yeni sistem farklı olabilir. vo diyorum artık ona kısaca ona
sorabilirsin o yeni dönem asteklerden.
@1658 bi de abi hiç vuruldun mu peki ?
çok şükür ki hiç vurulmadım abicim. sadece pusu gecesi 15 metrelim bir
mesafeden mevzi almak amacıyla karanlıkta boşuğa kayalığın üzerine
düştüm topuğum parçalandı.
@1663 yani şu anda şu saatte kandil ve civarındaki adı sanı her şeyi
bilinen burnumuzun dibindeki on küsür kampta teröristler harita üzerinde
yeni saygıı planları yapıyorlar. yerleri belli her şeyleri belli. ama
siz oturup bekliyorsunuz. yani bu nasıl bir anlayıştır. tamam siz astek
olarak fazla bişey yapamazsınız amma orduda albay general rütbesinde bu
pasif duruma hayır diyen bir kişi bile mi yok? onu merak ediyorum. yani
çözüm çok basit. kandildeki kampları gidip temizleyeceksin. yani 5
yaşındaki çocuk bile çözüm olarak sana bunu söyler. siyasiler izin
vermiyorsa asker kendi başına inisiyatif alamaz mı? mesela sıcak takip
gerekçe gösterilerek üç bölük askerle en yakındaki kamp gidilip
basılamaz mı? tabur komutanı düzeyinde bu inisiyatif alınamaz mı?
bunu siyasi izin vermezse yapan pek olmaz. ha yapan yokmuydu vardı, nerde peki içeride silivride.
yani bu dediklerin doğru. adamların nerede olduğunu 5 yaşında ki çocuk
bile biliyor. oradalar benim zamanımda 17 sen evvelde oradalardı şimdide
oradalar. işte anlatmaya çalışıyorum. bu olay sadece as-ke-ri olarak
çözülmez.
biz gene bugün girer atarız orayı. ama 5 yıl sonra tekrar oluşum olur.
dağa çıkışı engelleyeceksin, halka pkk nın kötü olduğunu göstereceksin.
@1669 ekibimde keskin nişancı var demiştin yanlış hatırlamıyorsam
bunlar bildiğin elinde keskin nişancı tüfekleriyle gezen adamlarmı ?
onların 2-3 kişilik ayrı birlikleri olmuyormuydu ? birde bu keskin
nişancıları askere gidenler arasıdanmı seçiyorlar yoksa askeri okul
bitirenlerimi.
timin içerisinde vardır. erlerden oluşur. komandoluk için aldıkları
eğitim esnasında seçilir keskin nişancı ve eğitimini alıp gelir. askeri
okulu bitirmene gerek yok.
@1675 hayır tabiki, tankçının yeri ayrıdır jandarma komandonun yeri
ayır. ama karakollar piyade vardır. tabi sık sık jöh ve jandarma
komandolar karakollara gidip kalırlar baskın istihparatı aldığında.
yani tankçının karakolu olmaz zaten jandarma komandonun karakolu olmaz,
topçunun karakolu olmaz. yani karakolda kiler jandarmadır sadece.
orada kaçakçılık ve ilçe ve köyün güvenliği için durur.
@1677 valla ben hiç görmedim dövmeli kardeşim.
@1682 bizim dönemimizde kanas kullanan da vardı dragunov. ama
istihparat gelmeden bir yere gidip pusuya yatıp beklemezdik. koca arazi
yani öle pusu atılmazdı.
komando timlerinde vardı keskin nişancı.
@1703 kardeşim özele gel osman pamukoğlunun telini veriyim=) baba sen
bizi gözünde büyüttün galiba. gariban astekleriz biz. ne biliyim kaç
kişi gerekir 10 15 tane liseli topla dalalım bakalım. bu sorularını
albay veya kurmaylıktan emekli birine sormanı tavsiye ederim.
@1738 abicim, komutanım demene gerek yok. 17 sene geçti. bir kere
şafak türküsü dinlenildiğini gördüm ama o türkünün sözleri orada görev
yapan askere de uyardı yer yer. askerde şafak falan da bekler o hesap.
aksi halde dinlenmezdi hele ki o dönemde.
ha birde sivastopolu duymuştum, topçu operasyon öncesi dinlemişti, şu şarkı;
http://www.youtube.com/watch?v=wU-QX75B90c
arkadaşlar öncelikle hepinizden özür diliyorum. çok geç geldim. ancak
beklemediğim anda misafirlerim geldi. dolayısıyla ancak şimdi
oturabiliyorum. acil bir şekilde kahve yapıyorum az sonra başlıyacağım,
sabaha kadar devam. uyumadan işe gideceğim sıkıntı yok. kalan arkadaşlar
he bir toplansın başlıyacağım. tekrar kusura bakmayın.
birazdan buradayım gelene kadar bu şarkıyla idare edin.
http://www.youtube.com/watch?v=hemGautvcQ4
beyler, bir arkadaşınız doğru tespit yapmış gerçi dünde söylemiştim.
yağmurun kardeşi ve kendi kardeşim geldi trabzon maçını izledik evde
kusuruma bakmayın hemen başlıcam. çok geç oldu soru cevap yapmayalım
sırf hikayeye yapalım bu gece. bazı arkadaşlarımız yalan kan uykusundan
bahsediyo demiş.
e kan uykusu o dönemi anlatıyor zaten. özellikle bilincini kaybeden
askerin yaptıklarını söylemiştim kan uykusundada geçti diyor.
çatışma veya intikal sırasında bilincini kaybeden asker iki şıpadak bir
düz takla atmaz ya ateş eder sağa sola yada el bombası çeker, yada
mevziden bilinçsiz çıkar.
yalan olduğuna inannan arkadaşlara birşey demenize gerek yok. ben burada
bu kadar kişi toplanmasaydıda bunları anlatacaktım zaten. ben sadece
anlatıyorum, ne küfür edene, ne yalan söylüyosun diyene şimdiye kadar
cevap vermedim. özelden küfür edenede cevap vermedim.
sizde cevap vermeyin küfür etmeyin. isteyen istediğini desin.
şubat ortası, dışarısı buz. ama kışın son zamanları artık. kritik bir sürece giriyoruz.
istihparat özellikle bahar ayında pkk nın çok ses getirecek eylemlere
imza atacağı haberleri geliyor. üstlerimizden devamlı, tetikte olmamız
gerektiğini söylüyor.
1993 ten itibaren, devamlı intikal yaptırıldığı için, örgüt haraketli bir alay yapmış. hakkari ve şırnak bölgesinde 2 adet.
devamlı haraketli. devamlı geziniyorlar.
ırak sınırının 320 km hakkari bölgesinde sınırı var. şırnak ta 120 km.
400 kişilik haraketli pkk grubu hakkaride bulunmakta. bizim bölgemizde
ise 150 kişilik bir grub olduğunu, devamlı gezdiğini. ve özellikle
karakollara taciz ateşi açtığını bu ateşin bazen sabaha kadar sürdüğünü,
amacın büyük eylemleri öncesi kamuoyu üzerinde ne kadar güçlü olduğunu
göstermek, kendi destekçilerine göstermek ve askeri sindirmek.
zaten karakola ateş açan ve yardım birliğini pusuya düşürmek isteyen alay bu.
ki en tehlikelileridir (yersen tabi) sebebi devamlı hareketli olması ve
asıl savaşçı gruplarını barındırması. bu ne demek acemi yok içlerinde
sakat yok sağlıklı domuz gibiler.
http://www.youtube.com/watch?v=i-oD9TF2DGE
arada müzik vereyim beyler daha iyi oluyormuş gelen mesajlarda
söylüyorlar.
bu alaylar özellikle karakollara tacizde bulunuyor. sınır boyunca
gezdiği için. he işte tam bu dönemde bizde karakoldayız amk. şansımızı
sikiyin. güçlükonak karakolu.
bu adamlar bahar ayında büyük eylem yapacak. nedir bu büyük eylem. hangi eylemde ses getirebilir. tabii ki karakol baskını.
hakkaride basacakları karakolların bölgeleri belli. şemdillide bir yer. şırnak ta neresi. açık net. güçlükonak karakolu. neden?
canını yaktık pezevnegin. komandoyu pusuya düşürecem derken 4 leş bırakıp geri kaçtılar.
karakol resmen şunun gibi. denizde kan kokusu bırakıyoruz köpek balığına
gel diye resmen. içerisi garip sınır jandarma timler. (garip denirdi
jandarma sınır timine karakolda bulunurlardı o yüzden bu çocukların
başına gelirdi ne gelecekse garip denirdi) ve içeride 4 tim 80 ne yakın
jandarma komando tam ağızlarına layik amk.
bekliyoruz ne zaman basıp kaldıracaklar bizi diye. bahara az kalmış
zaten bi 10 gün falan.
bölgede sınır karakollarında ki sınır timlerinin asıl amacı
kaçakçılık. kaçakçılar sözde pkk gümrüklerinden koruma alarak mallarını
sokarlar türkiye ye. ve bunu sınır karakollarında ki, sınır timleri
mezraya çıkarak engeller. ve engelleyen karakollar bu kaçakçıların
paralarına ve mallarına el koyarak büyük zarara sokar.
büyük zarara girince bu adamlar gider pkk ya ''ben size para vermem
zarara uğradım der.'' bu karakollardan yüzünden hem kaçakçı zarara uğrar
hemde dolaylı yoldan pkk. pkk ya güven azalır ve sözde gümrüklerinden
para kazanamazlar.
pkk da tekrar kaçakçıdan para kazanmak için, bu kaçakçılığı engelleyen
sınır jandarma timinin ait olduğu karakolu basar. yani görevini yapan
karakolu.
ardından karakol komutanımız üsteğmen varol. ''burada ''vari'' diye
bir geçit var. oradan kaçakçılık yapılıyor'' o bölgede, rohani köyü var.
özellikle kaçakçılar bu bölgeden giriş çıkış yapıyor ve orada pkk nin
sözde gümrük noktası var. yüzbaşımıza emir verildi zaten, karakol da
bulunun normal işlerine devam edebilsin karakola yardımcı olun diye.
hadi orada bekliyoruz basılmayı tamam kabul, mektubu bekliyorum belki
geldi okuyamıyorum tamam lan oda kabul. ama bari bekleyelim de mektup
gelirse haber alacam.
ben bunu istiyorum ya yok amk.
yüzbaşı tamam ben iki tim alacam sende sınır timinden asker al 1o tane gidelim bakalım vari geçitine.
al buyur, hemde adamların dibine gidicez. yüzbaşımız hangi timleri seçti
tabi benim timi, bir te yavuz üsteğmenin timini. hazırlanın çocuklar
sabah şafakta çıkıyoruz yola.
ulan zaten hareketli alayı var bunların, ki karakolu gözlüyolar yani
kesin gözlüyolar imkanı yok bir kaç tane piç karakolu gözlüyodur
bilmiyorum ama öyle tahmin ediyorum. pusu yicez amk içimden geçiyor
böyle şeyler.
bir yandan hazılanıyoruz, bir yandan söyleniyorum;
biz buradan çıkacaz, bu gözleyenler haber verecekler ya bize pusu
atacaklar ya da karakolu basacaklar. zaten içeride 20 kadar karakolun
kendi askeri var birde 40 yakın komando bıraktık, devremde karakolda
kaldı zaten. devamlı içimde kötü bir his var arkadaşlar, yani anlatamam
size diyorum kesin bişey olucak ya kesin yani.
kayafı yicem resmen. dayanamadım yüzbaşına gittim, komutanım bir maruzatım var dedim. ama tabi time söyledim tim hazırlanıyor.
komutanım bir maruzatım var dedim söyle dedi
münasip bir dille anlattım işte aga böyle böyle manyakmıyız biz
basacaklar bizi gözetliyorlardır nereye çıkıyoruz benim canım tatlı
gitmeyelim siktir et. bizden sonra gene devam eder orada kaçakçılık
hayır turistik gezi mi lan bu geçiti görmeye gidiyoruz
falan diye bu düşüncelerimi çok ama çok törpülüyerek çok ama çok münasip bir dille anlattım yani şöyle kısacası
komutanım gitmemiz uygun düşer mi bunlar bizi gözetliyordur, başımıza ya da karakola başına bir şey gelmesin.
bunu dedim
oda bunu algıladı heralde;
komutanım ne olur gitmeyelim bokunuzu yiyim, azımıza sıçacakarlar pusuya düşecez siktir edin başkası gitsin ben niye öliyim
bunu algıladı heralde ki kızdı
korkuyomusun lan dedi
e amına kodumun korkuyorum tabi ki lan can lan bu can sikik, evlenme
teklifi etmişim cevap bekliyorum sikerim geçiti lafını törpüleyerek
anlattım derdimi=)=)=)=) aklıma geldikçe gülüyorum amk.
estafurullah komutanım sadece aklımda olan bir kaç soruyu öğrenmek istedim (hazır duruşa geçtim korkuyomusun deyince)
oda yok evladım bişey olmaz şafakta bu hareketli tim tespit edileceğini bilir inine çekilir bişey olmaz. dedi
rahatladım bende bi düşününce tabi.
neyse, yüzbaşı tugaya haberi verdi gerekli izinleri aldı, topladık
timimizi, çıktık yola, hafiften bir yağmur başladı, zaten bana her bir
bok yağmuru hatırlatıyo kafama girdi daldım düşüncelere, gidiyoruz.
güneş böle hafiften çıkmış aydınlanmış etram arazi düzlük öyle çok fazla
inişli çıkışlı yer yok. yanımızda kürtçe bilen askerlerde aldık, belli
ki köylüylede iletişime geçeceğiz.
dar geçitlerden geçmiyoruz o yüzden yarım saatlik yolu uzattık baya,
acaba diyorum içimden lan bu gözetleyenler bizi görmüşmüdür.
genelde gözetleyen 2 kişi yada 3 olur bir tanesi de kanasçı olur.
diyorum lan acaba dürbününden bana bakmışmışdır. nişangahını kafamda
gezdirmişmidir falan düşünüyosun irkiliyo insan tabi.
çok şükür hiç bir şey olmadı. yüzbaşı haklı çıktı yani. e amk adam zaten
tecrübeli manyak değil basacaklarını bilse çıkmayız falan rahatlattım
kendimi. işte bi keşif kolu çıkar tesadüfen gene tedirginlik var
hafiften.
aga köye bir tepeden patika yoldan iniliyor, orada ki halkla ilk defa
iletişime geçeceğim.
bir tepeden iniyoruz güneş çıkmış iyice saat 10 geliyor. ip şeklinde iniyoruz köye insanlar seçiliyo.
lan bunlar bizi görünce bir hareketlendi anlatamam. nooldu amk koyayım
diyorum, ateş edicekler falan diye geçiyo içimden. bir kaç tanesi
ellerine ağzına götürürp zılgıt mı lolololololo çeker ya ondan yaptı
kadınların. anaaaa lan bir psikoza girdim parmak tetikte aga. dedim
nereye geliyoruz lan.
neyse girdik köye etrafta kimse yok, herkes daldı bir eve. hemen
güvenlik çemberi yaptı gözcüler hakim tepeciklere çıkarttık, zatan bir
sıra tepeler arasında yer alıyo köy, ne adam gibi yol var ne başka bişey
amk.
yüzbaşı önde üsteğmen arkada yavuzla ben de yakın koruma gibi
yanlarındanyız, bir tane de asker var malatyalı kürtçesi var çocuğun,
uzmanlar askerin tepesinde sıkıntı çıkmasın taş falan atar bir çocuk
falan ne olur ne olmaz.
geldi hemen bi adam belli yetkili gibi bişey ama türkçe biliyor adam.
geldi adam işte hoşgeldiniz hoşbulduk falan, yüzbaşı dedi, var mı hareketlilik, var mı bi durum geldiler mi buraya bilmem ne.
tabi cevap belli, yok gelmediler bir sıkıntı yok falan dinliyoruz öle.
sordu komutan var mı bir sıkıntın ihtiyacınız, diye konuşuyolar.
o enada bir çocuk 4 5 yaşlarında kız çocuğu fırladı böle ortaya düştü
bu, kaltı falan adamın paçasına yapıştı bize bakıyo. bir gözler var
kocaman masmavi anasını satayım böyle bir göz yok ama o kadar güzel ki,
tipik ufak çocuk bir elle babası belli adam. bacağına sarılmış, bir eli
ağzına götürmüş bizim g3 leri kesiyo çocuk, yavuzun kine baktı benimkine
çevirdi takip ediyorum ama, baktı benimkine,
bende hafiften silahi hareket ettidim ki gördüğümü anlasın diye
gülüyorum ben buna, baktı bana gülüyo falan, ulan minicik çocuk amk
hüzün kapladı resmen içimi belli o itlerde geliyolar buraya, askerde
geliyo çocuğun hayata bak silahlar arasında geçiyor.
ama çocuk işte öyle doğmuş alışmış. oda kafasını soktu babasının arkasına aradan hem bakıyo eşşek sıpası hem gülüyo falan.
çöktüm yere çıkarttım çikolata vardı 2 3 tane bi tanesini çıkarttım,
çöktüm yere gel diye işaret yaptım, buna
komutanla adamın konuşması yarıda kesildi tabi, dedim sikicek beni
yüzbaşı şimdi, baktım yüzbaşıya güldü bu. dedi türkçe kıza ''git kızım
asker abi çikolata vericek sana git, falan askere dedi sölye çikolata
vericek bişey yok. asker hiji biji bişeler dedi,
kız böle el ağızda falan götüm götüm geliyo bana, toz toprak içinde kız.
gel diyorum gel açtım çikolatayı. babasıda bişeler dedi git falan dedi
heralde. geldi bu verdim kafasını okşadım bu bir ısırdı hayatının en
güzel anıdır heralde amk.
dizime oturttum falan, seviyorum çocuğu adın ne diyorum anlıcak sanki
amk, askere dedim sor adı ne. adın güzelliğine bak ''asiman''
gökyüzü demekmiş.
soruyorum işte baban mı bu falan cevap veriyo bilmemne ama acaip bi his lan micik cocuk silaha bakıyo bi yandan da.
lan verdik ya çikolataları, bi baktım etrafa takribi 3 10 yaş arası kaç çocuk varsa gelmeye başladı,
yavuz asteğmen döndü bana gülerek tabi ''ebeni sikiyim gitti
çikolatalar'' üsteğmen yerlerde amk duydu bunu bende gülüyorum, yüzbaşı
döndü gelin gelin el hareketi yapıyo adam bağırdı bunlara gelin falan, 5
6 isim sayarak hepsine gelin dedi kesin o isimleri saydıkları kendi
çocukları amk.
bunlar hurra bir geldiler hemen silahlara falan dikkat ediyoruz,
etrafımız çocukla doldu birden çocuk bahçesi amk. erkek kız sarışınlar
esmerler kapkara tipler böyle, aldım kızı kucağıma 2 3 çikolatı
dağıttıım bunlara yavuz verdi üsteğmen verdi yavuzada yüklendiler
sinirle değil tabii ki gülerek ''yavaş evladım yavaş lan abanma
çocuğum'' diye diye veriyo yavuz, e tabi yetmedi amk, yüzbaşı talimat
verdi dedi bütün askerlerin toplayın çikolatalarını. muhtemelen epey bi
küfür yedim o gün askerden ama olsun=)
yarım saat önce ki o ölüm sessizliğinde köy oldumu sana panayır yeri,
askerde rahatladı tabi gerginlik falan kalmadı çocuk sesleri kadınlar
falanda çıktı, ama hacı bir bu adam var köyde iki üç tanede yaşlı amca
başka erkek yok. belli tabi nerede oldukları.
sorsan çalışmaya gitti.
çocuklar abi dünyanın en saf en temiz yaratıkları kimin çocukları olursa olsun.
verdik çikolataları hak geçmesin diye sıraya dizdik bunları tek tek
verdik o kıza bir tane daha verdim, allahtan elimizde 4 5 tane daha
kaldı çikolata askere verdim bende geri kalanları.
içimizi huzur kapladı. çocuk işte nerede olsa güzelleştiriyor orayı.
ister istanbulda ister şırnakta rohani köyünde anasını satayım.
en çok merak ettiklerim arasında o kızda var şimdi, kim bilir ne oldu ne
yapıyo şu anda, dağdamı birinin kumasımı inş güzel bir geleceği
olmuştur.
neyse aga yüzbaşı çekildi konuşuyo tabi, neyse 1 saat takribi kaldık,
hazırlandık ayrılıyoruz köyden, asker ip şeklinde geçiyo bende sayıyorum
eksik falan var mı? köyde iştima yapacak değiliz tabi amk, çocuklar
tırsacak.
neyse en arkada benim tim, beni geçti takıldım peşine kızı gördüm el
salladım oda salladı ağız burun çikolata iki tane verdim zaten kayırdım
onu yağmuru hatırlattı gözleri masmavi derin kaybolursun.
yola koyulduk ardından geçite doğru devam ediyoruz.
çok uzak değil, 15 20 dakika uzaklıkta. geçite geldik, dev gibi amk,
ama burada hareketlilik olmuş, belli yerlerden falan anlıyosun ayaklar
geçmiş buradan. koku var kokularından çözüyosun ibneleri. ama böyle pis
bir koku değil. pis gibi ama bunlara has bir koku beni o kokuyu almış
adam çözebilir anlatamıyorum şimdi.
tabi oraya mal gibi gitmedik, geçite bir 80 90 metre kala mevzilendik keşifteyiz, mağara falan var.
yüz başı dedi o mağaraya bakacaz.
diyorum içimden illa geberecez yani bugün illa karışacak ortalık yani.
yavuz asteğmen dedi roket atalım, mala bak içeride adam yoksa ya kaçam
mazot yada mal varsa direk roket atalım diyo.
neyse 4 5 kişilik bir öncü birlik hazırlandı 1 uzman verildi sınır
timinden (garipler) mağaraya gidicekler, bizde mevzide eller tetikte
bekliyoruz bi hareket olsa yıkarız yani mağarayı, askerimiz yavaştan
götüm götüm yaklaşmaya başladı mağaraya.
çocuklar yaklaştı, yanlarında kürtçe bilen asker, iki kollu
yaklaştılar, dedi yüzbaşı roketçiye ayık ol emrimle bas roketi.
öle deyince tabi biz daha bi eğildik daha dikkatli bakıyoruz.
kürtçe bilen asker gene bijiler, kier ler, li ku dereler nehirler ovalar falan bişile bağıyor.
ses mes yok. güneş tepede, yağmur durmuş artık, yavaştan havalar ısınıyo ensemisde ki yanmadan anlıyosun yani.
gene bağırıyo kierler bijiler gene ses yok.
radejti bilmemne bağıyıro. gene ses yok. üç kere bağırdı bu tamam bişey olursa atış serbest çözdük biz.
e şimdi ses yok diye de girilmez amk içeri ses vermez ibine. bide bubi
tuzağı atıyo anasını satayım mağaraya yani iki ucu boklu deynek.
ulan işte en taktan an bu, içinden diyosun içeride biri var ses
gelmiyo, lan ses yok giremiyosun da. hani beyler burada link atıyorlarya
işte şunun capsi falan. tecrübeli yazar sazan gibi atlayıp basmıyo
korkuçlu karı çıkar falan o hesap (örneğe gel amk=) )
e açsında var merak ediyosun ses kısmalar gözü yarıya indirmeler falan bi şekilde açacan yani o linki.
bizdede buna bezer durum=) komutan dedi bağır bağır,
çocuk arkaünü yırtıyo artık radejti biji lekudere ova nehir falan
sallıyorum ama radejti teslim falandı galiba bilen arkadaş falan varsa
aydınlatabilir.
o zamn öğretmişlerdi ama unuttuk amk.
lan 1 saat oldu e hadi amk bişişer yapalım diyoruz yok ama diyorum ya
bubi tuzağı falan olabilir. tam giriceksin içerideki basar tetiğe durup
dururken şehit vermeyelim yani.
yüzbaşı dedi ateş edin ama mağara içine değil duvarlarına doğru
etrafına doğru, uzmanıda uyardık sinsin diye. başladık tek tek ateşe
uyarı ateşi yani,
babalar ne oldu dersiniz, ateş edin deyince bizim roketçi attımı roketi,
amk yıktı ortalığı, gibti attı dağı resmen. yüzbaşı bastı küfürü tabi
ebesinden sülalesine kadar roketi al sok arkaüne bilmemne falan bi tane
tekme attı çocuğa. yani tamam ateş et dedide uyarı ateşi amk sana
nooluyo.
ama yeni gelmiş yavuzun time, acemi. yani diyorlar ya yukarıda
gerginlikten ateş ediyo falan bazı arkadaşlarım kan uykusunu söylüyosun ,
bu tarz şeyler işte yani benzerdir orada ki olaylar.
neyse bu gibip attı mağarayı orada ki çocuklarında başına geldi tabi
eşşek kadar taş amk kaya parçası bi toz duman. allahtan sinmeleri için
habe verdik bide muallak isapetli atış yaptı allahı var yani kimseye
zarar gelmedi rokette mağaranın derinine gitmedi içeride ki duvara attı
roketi.
lan roketçiye sövdük ama işe yaradı.
içeriden ses geliyomuş uzman anons geçti, haydii olaya gel. bu sefer
roketçiyi alnından öpesimiz geldi. çocuk ta kafayı yicek lan bi
sövüyosunuz bi övüyosunu ne ayaksını modlarında.
velasıl uzman ses geliyo komutanım deyince, hemen hareketlilik başladı bizde.
yüzbaşı işte tamam çıksın teslim olun diye bağırın mevzi alın sizde
bilmemne falan, çocuk bağırıyo bijiler ovalar dereler kraterler
bilmemne.
içeriden de sesler geliyo.
uzman dedi çıkamıyomuş sıkışmış.
hay amk roket atınca bu sarsıntınan bişeylerin altında kalmış tabi. şimdide sövemiyoruz roketçiye ama övmüyoruzda=)))
hemen yüzbaşı dedi yürüyüm güvenlik önlemi alın içeri girecez.
lan içeride ne olduğunu bilmiyosun. yavuzda diyo ki soralım öyle girelim
tuzak var mı yok mu? boğaziçi mezunu ha bu söliyim zekaya bak akıl
küpü. soracakmışız=) apo nun yerinide sor bakalım belki söler dedim.
beyler ama yani orada ki gerginlikten bazen salaklaşabiliyo insan.
neyse gittik mağara başına,
yüzbaşı çevirmen vasıtasıyla konuşuyo. ama uzun sürüyo yani saat olmuş 2
yi geçmiş geri dönmek lazım artık yavaştan hava erken kararıyo 5 gibi
dönüş zaten uzun.
sor dedi yüzbaşı türkçe biliyomusun diye. gene bijile bilmemne,
içeriden ses ''biliyorum'' ananı gibiyim bi garip oldum nedense lan.
neyse indik mağaranın dibine yüzbaşı bağırıyor;
kızım sen kendin gelebiliyomusun?
içeride başka biri var mı?
sana sesleniyoruz niye çıkmadın?
bak sana bişey yapmıcaz çık?
falan bağırıyo. kızda bacağının kırık olduğunu söylüyo ama feryat figan yani belli yaralı.
şimdi düşünüyosun, lan bunu örgüt cezanlandırıp buraya atmış ve girişe
tuzak çekmiş olabilir diye, hem bu kız ölsün hemde almaya gelen asker
hesabı kıllanıyoruz.
şimdi sorsan sölemez ama sordu yüzbaşı yavuzda döndü bana bi baktı şöle ben hiç oralı değilim=)
kız yoktur yoktur falan diyince giriyoruz dedi yüzbaşı, üsteğmen de işte
komutanım güvenmiyelim falan diyo. yüzbaşıda ses tonundan yaralı
olduğunu, yani ceza olsa söyleyeceğini falan diye bişiler dedi. daldık
içeri,
beyler içeride bir koku var anlatamam sana, böyle bir koku yok, poşetler
var taslar var falan belli birileri buradaymış.
şimdi beyler girişten girdik, arka kadar biraz ilerledik içerisi zifir
karanlık aşağıya doğru boşluk var büyük bir delik gibi düşünün aynı
anda 5 6 kişi girer çıkar.
oradan önde yüzbaşı baya babayiğitti arkadan benim sayko uzman, üsteğmen ben bir kaç asker yavuzda girişte askerin başında.
içeriye bir indir, spor salonu büyüklüğünde bir yer ve içerisi koli koli
mal dolu abartmıyorum 45 50 büyük koli, işte bir o kadar bohça efendime
söyliyim bir çok mal. yani olaya bak.
belli kısa bir süre önce kaçakçılar burayı doldurmuş, örgütte güvenliğini sağlıyo ya kızı burada bırakmışlar.
kızı gördük roket yiyince mağara sarsıntıdan o variller de var üzerine
düşüyo bacağı kırılmış fener tutuyoruz tabi, gözüktü bu kapkara bişey
amki bakıyosun insan mı diye lan insan ama değil gibide.
hemen aldık kızı, çıkarttı askerler yüzbaşı da çıktı kızla konuşacak
bizde mallara bakıcaz nedir ne değildir. 3 4 varil var mazot, kolilerde
kenefir esrar, sigara, bohçalardan yine kenefir, en az 100 200 kilo
kenefir var.
zebil kadar sigara. işte o zaman yeni var zaten, cep telefonları ama
telsiz amk tuğla şimdiki gibi değil, en çok kenefir böyle bişey yok.
çıktık dışarı, uzmanlardan bir tanesi kıza ilk yardım yapıyo, hemen
rapor ettik olanları, telsiz çekti yüzbaşı, işte böyle bir mağara
bastık, bunlar var buraya araç gönderin,
kızla konuşuyoruz, işte adın ne hobar mı robar mı nobar mı neydi, kod
ismi tabi, işte kızım ne işin var burada, diğerlerinin yerini söyle,
nereden gelir nereye gidersin falan,
kız ama alına sıçıyo ses çıkmıyo gözlerde öle bir korku var ki, heralde
tecavüz edeceğimizi sanıyo öyle diyolar çünkü bunlara askerde hep erkek
erkeğeyiz ya kadın teröriste tecavüz edermişiz o yüzden yakalacağınıza
ölün diyolar.
sevgi koduklarım ona mı kalmışız lan, 1000 tane olsa birini vermem. düşündükçe midem kalkıyo yani.
neyse hemen sardık bacağı, işte arkadaşları gitmişler bunu burada bırakmışlar, ıraktan mal geliyormuş buraya depo gibi bir yer.
arkadaşların nerde yok. nereye gittiler bilmiyorum sokacaksın ağzına
namluyu öle soracaksın ama yapmıyosun işte.
mühimmatına el koyduk, tası var işte beline bağladığı şey var, saati
var, şarjörleri var, üzerinde bomba var. bide ne var tabii ki kanas
suikast silahı. aga onu görünce geldiler bana sanki diğerleri adam
öldürmüyomuş gibi ama kanas abi,
bu karılar, bilerek bakarak özellikle adam seçerek ateş ediyolar. çok kahpe bir silah bu kanas.
gibicem ebesini yani tekmelicem kafasını sevgi kodumun karısının. hani
ün yapmış ya kanas leylalar biride bu. gerizekalı ne ünü biz basınca
orayı fare gibi saklanmış içeride kahpe.
işte diyorum ya beyler beklememek lazım. bunlara aniden basınca ateş dahi edemiyolar amcıklar.
sigara yatım direk uzaklatım yavuzun yanına gittim işte ne oldu ne bitti
ne diyo falan soruyo, zaten içerisi toz toprak rezil vaziyetteyiz koku
gitmiyo sinmiş üzerime anlattım ben de böle böle. araç bekliyoruz ki
yükleyelim. çünkü bunları bırakırsan geç oldu yarın alırız diye gider
bunlar bi daha bulamazsın dehşet bir mal var içeride.
neyse araçlar gelecek, amk karşı yoldan arazi yolu adamlar geliyo bir
kaç tane köylü.
lan dedim bune? falan zaten çok olmamış gideli kaçakçı mı falan diye
düşümdüm dedim komutanım birileri geliyo köylü geliyo dedi.
lan ne işi var burda, geldiler işte, biri türkçe biliyo diyo ki bak lafa
bak. bunların köyün malı bozulmasın diye koyduk. yüzbaşı da dedi
lan amcık, esrar mı çekiyosunuz siz köylücek yaz boyunca kışa kadar.
bunları göndermişler, dicek ki köylünün malı bu kafaya bak malız ya biz
bakmadık ne var ne yok. hadi içeride peynir gıda maddesi çıktı lan bu
karının ne işi var içeride.
köyün malıymış yarrağa bak bide pişkin pişkin söylüyo gibiceksin orada
işte bunlar dipcikle dalıcaksın da yapmıyosun sonra asker halka saygıdı
oluyo işte.
insan haklarına gidiyorlar. bunlara avukatlık yapan çok çünkü rahat bulurlar.
yavşak muallak köyün malıymış çocuk var ya karşısında.
belli ya örgütten yada kaçakçılar göndemiş bir şans diye. gitti anam o
mallar yarrağımın başını alırsın ancak burdan sen öyle gidersin verirsin
ellerine.
neyse komutanımız gibtiri çekti geldiği gibi geri döndü amcık.
toparladık biz malları üstümüz başımız mahfoldu. 4 5 gibi geldi araçlar
sonunda. zırhlı araçlar eşliğinde 5 6 tim 100 ye yakın asker. ne olur ne
olmaz bişeyler olmasın diye, binbaşıda geldi, biz onların
alabilecekleri yere kadar taşıdır ebemiz gibildi resmen.
mallarıda ver verdik o mallara karıda dahil. tutanakları hazırladı
komutan o ensada. sonra döndük geriye zaten hava kararıyo sabah
uğradığımız köyün oradan geçtik kimse yok dışarıda. öle vardık karakola.
leş gibiyiz amk ama. kokuyoruz.
üstümüz toz toprak içerisinde resmen. koku hat safhada mağarada ki
koku sinir bozucu.
geçtik karakola yattım jakuziye açtım konyağımı çikolatamı köpüklerle doldurdum falan takılıyorum öyle bir olay yok tabi=))
o halde duruyosunuz.
yüzbaşı dedi bakın kaç gündür canlarını çok yakıyoruz. bugün çok büyük
zarara uğrattık, o malı belli ki 3 4 haftadır taşıyolar bütün o
zahmetlerinin içine sıçtık çok uyanık olun basacaklar bunlar burayı.
hadi al buyur buradan yak. bide zaten biliyoruz basacakarını da bu sefer
kuduz köpek gibi gelecekler yani belli.
abi biliyoruz da basacaklarını en yetlili kişiden ''basacaklar
burayı'' lafını duyunca kafana mermi gibi giriyo. devamlı ''basacaklar
burayı basacaklar burayı basacaklar basacaklar basacaklar''
bi yerden diyosun giberim amk ya hadi bassınlar artık basacaklarsa en
olursa olsun. ne lan bu bekliyosun basmalarını hadi diyosun gelsinler
artık.
abi malları kaldırdığımız o gece, telsize anons geçilmeye başlandı saat 1
gibi, telsizden bizle konuşuyolar. belli çok kanlarına dokunmuş
muallaklerin.
şarkıda paylaşayım beyler. bu arada.
http://www.youtube.com/watch?v=8_fipnfqS08
(çelik operasyonu hazırlığında sanırım pamukoğlu paşa tüm taburlarda
çaldırırdı bunun gibi şarkıları gaz amacıyla orayada gelicem)
gece 1 gibi cızırtılı cızırtılı boğuk seslerle,
''emperyalist tc askeri kürdistandan defol''
''mehmed silahları teslim et''
''tc askeri canını alacam senin''
''mehmed seni izliyorum''
''yavuklun nasıl mehmed özlemiştir seni''
bakın bu çok pis bişey mehmed yavuklun nasıl deyince bizim ortak adımız
mehmet olunca hepimiz o anda üzerimize alıyoruz, ve direk kimin
sevgilisi varsa tribe giriyo.
yüzbaşıdan kesin emir verdi cevap vermiyeceksiniz, ulan sinir bastı
bizi tabi,
telsiz odasından çıkarttık askeri, oturuyoruz dinliyoruz. askerinde
siniri bozuldu ben yavuz uzman oturuyoruz telsiz odasında. sesi kapatıp
çıkamıyosunda acil bi anons gelir.
sabaha kadar 4 5 saat bu ibneleri dinledik kafa olmuş lokomatif tren duvara vuracaksın artık cevap vericez diye.
bizim sayko uzmanda çok sever tabi onuda dışarı çıkarttık. bıraksak 5
saat analarınla yaşamak istediği hikayeleri anlatıcak çünkü.
bu arada türkünün mehter marşı varmış onuda paylaşayım.
http://www.youtube.com/wa...eature=endscreen&NR=1
e cevap vermeyince karşında ki puşt da sinir olunca balşlıyo küfür etmeye,
''karakol topunu sikecem karakol''
''mehmed ananı sikicem''
''mehmed yavuklunu kaldırıcam senin''
''mehmed yavuklun şu anda başkasının kollarında''
bu son lafı sevgilisinden şüphelenen asker varsa ona işte çok tesir
ediyo. böyle dinliyoruz sabaha kadar sigaraların biri yanıyo biri
sönüyo, yavuzu sikicem yani sinir geldi ki yavuzunda durumu aynı. devrem
sikerim ben gidiyorum falan dedi çıktı gitti, yüzbaşıda tık yok
üsteğmen zaten alışık amk. ama bizim tim sinir bastı resmen.
yanlız şu var. eğer bunlar geceleri sizinle telsizden konuşuyosa,
bilinki o gece baskın yok ama çok yakındır.
neyse güneş açmaya başlarken çıktılar frekanstan sikir olup gittiler
ama bizde ne sinir kaldı ne psikoloji o gece dişlerimi sıkmaya başladım
işte hala olur şu gün devam eder.
resmen kafamın iki yanından biri eliyle baskı yapıyomuş gibi olmaya başladı o gece.
telsizi sadece tugay komutanımızla konuşmak için kullanıyoruz. aileyi aramak yakını aramak kesinlikle yasak ve mütiş tehlikeli.
nasıl yapıldığını bilmiyorum ama numara tespiti yapabiliyor bunlar. ve
aileyi rahatsız edebiliyo ''çocuğun şehit oldu'' çocuğunu askerden al
çok sıkıntıda diyip diyip kapatıyomuş teli.
düşünsenize çocuğu o dönem ohal de olan annenin babanın durumunu. kafayı yer.
inanılmaz psikolojik oynuyolar resmen.
e ben telsizden mektubu sorsam bunlar başka gece asteğmen mektubun bende
gel al. asteğmen mektubun ne mektubu falan başlayacaklar iyice göte
gelecez.
1 hafta olmuş kimseyi ne arayabiliyorum ne haber alabiliyorum.
baya kaldık beyler, karakolda ki 14.gecemizde inanılmaz olaylara gebe olmaya başladı.
biz hergece basılacaz diye bekliyoruz, her gece frekansımıza giriyolar.
o gece girmediler frekansımıza genelde saat 1 2 gibi girerler sabaha kadar konuşur giderlerdi.
o gece saat 2 buçuk oldui komutanımız dedi evladım mevzileri gez bütün
istirahattaki askerleri kaldır, herkes uyanık olsun mevizlerdeki
yerlerinizi alın bu gece bunlar bişey yapacaklar.
abi böyle bir duygu patlaması hayatımda yaşamadım. elim ayağım birbirine
girdi. lan silahımı aldım şarjörü unuttum şarjörü taktım yedek şarjçörü
unuttum.
diyorum ya sakin olmak çok önemli bundan işte. 2 kere çıktım girdim.
tam teçhizat geçtik mevzilere hazırlıklıyız. onlarda biliyor hazırlıklı
oldüğumuzu zaten jandarma komando var içeride amk niye gelecek başka.
doğru kodlarla tugaya anons çekildi, ''şekerimiz bitti şeker gerekiyor'' bu ne demek gelebilirler destek hazır olsun.
öyle ya da böyle sakinleştirdik kendimizi,
tüm nöbetçi kulelerine, siyah bant çekmiştik içi gözükmesin diye.
gözükürdü ama çok az. içeriye askılık falan koyduk üzerine üniforma
falan geçirdik miğfer falan işte.
sebebi hani bunlar ilk sortiyi nöbetçi klübelerine attığı ilk roketi
mevzie ve oraya attığı için, ilk anda şehit vermeyelim diye.
arkadaşlar saat 3 buçuğa doğru, telsiz frekansları bir karıştı bir
karıştı ama. her yerden acil anonslar geliyo hakkari bölgesinden ve
şırnak bölgesinden.
aynı anda 7 karakol 4 5 tane mezra bastı bunlar. telsiz yanıcak her yeri
basmış köpekler. her yere acil destek isteniyo her yere helikopter
istenmeye başladı. 1995 mart ayı başı.
http://www.youtube.com/wa...mp;NR=1&v=tGwu5yTkHzs (arada şarkı paylaşalım)
yaklaşık 3 aydır bölgeyim böyle manyak bir gece geçirmemişim. kalbim
çıkıcak resmen. her yeri baskın yemiş, hakkari şırnak yıkılıyo resmen,
her yerde irili ufaklı çatışmalar. anlatamam sizlere. telsizden devamlı
baskın yedik çatışıyoruz her mevzide çatışıyoruz anonsları geçiyo.
içimden geçiyo allahım ben bu gece şehit olucam galiba. yağmur geliyo
aklıma mektup geliyo acaba ne dedi annem babam geliyo. diyorum
basıcaklar birazdan şehit olucaz.
yıkılıyo telsiz ama. yüzbaşı da mevziye gelmiz, tek tek mevzileri geziyo olum hazır olun dikkat edin.
o kadar uzun bir gece yaşamadım hayatım da bitmedi gece. sabah olsa rahatlıcaz amk.
saatime bakıyorum 3 buçuk dikkat kesiliyorum 2 saat ama bi daha
bakıyorum saat 3 40 on dakika geçmiş.
beyler o gece bizi basmadılar. ama baskın yemiş kadar olduk. 4 gün
boyunca sürdü çatışmalar yer yer. ve ne yazık ki hakkari ve şırnakta 4
günde toplam 67 şehit verdik. daha fazlası da pkk verdi ama hiç bir önem
arz etmiyo tabii ki.
bir de köy basmışlar hakkaride 12 vatandaşımızı şehit etmişler. oda köye
girecekler erzak için korucu köyü çıkıyo karşılık verince roketlerle
saldırmışlar köye.
bir tane uh1 helikopterini düşürmüşler aynı zamanda pilotlarımızda şehit
olmuşlar. kim bilmiyorum ama gece uçan pek pilot olmaz bahsettiğim bir
pilot vardı onu hiç görmedim o olabilir.
ama o gece ve 4 gece hayatımdan asla çıkmayacak nefes almadan mevzide
bekledik resmen. sabah oluyo biraz rahat ediyoruz akşam oluyo gene.
mart ayının 6. mı 7. mi ne o günlerde acil olarak tüm jandarma
komandoları tugaya çekilme emri geldi. ki sebebi 19 martta çelik-1
harekatı yapılacak bu kalkışmadan ötürü, ondan çağırmışlar.
21 martta kamuoyuna duyuruldu şimdi haberlere baktığımda anlıyorum ama
19 martta başladı yani kamuoyu öğrendiğinde biz 3 gündür k.ıraktaymışız.
tugaya dönme haberi gelince tabi büyük bir mutluluk yaşadım hem bir
rahatlık geldi hemde mektup var ya ondan.
bundan sonra beyler çelik harekatı var işte asıl olaylar. hazırlık
esnasında pamukoğlu paşanın bölgede ki son zamanları. bizle alakası yok
ancak harekat onun planlamasına dayalı yapıldı. 35 bine yakın komando
jöh polis harekat bordo bereliler sınır jandarma timleri(garipler)
topçular ne kadar vurucu usnurumuz varsa ve 10 bine yakın korucu k.ırak
için hazırlanmaya başladık. belki aranızda duyan vardır hazılık
esnasında tugaylarda devamlı mehter marşıları çalınmıştır. onuda başka
zaman anlatalım başlarsam yarım kalacak çünkü.
hatırladığım şarkıları atayım;
http://www.youtube.com/watch?v=8_fipnfqS08 (hasan mutlucan)
http://www.youtube.com/watch?v=JpWx2pub0II (hasan mutlucan)
http://www.youtube.com/watch?v=Ja7NAyFN4z0 (hasan mutlucan) bu çala çala artık ezberledim o dönemde ezberlemiştim.
http://www.youtube.com/watch?v=5PJbWVR_-E8 (bu pek bilinmez mehter sadece müzik aletleri söz yok ama çok gaza geliyoduk asker devamlı çalımasını isterdi)
bir tane daha vardı ama onu hatırlayamıyorum bulursam koyarım.
bu akşamlı hikaye kısmı bitsin beyler bazı arkadaşlar da yatsınlar
milleti okuldan etmeyelim bi kahve yapalım muhabbet ederiz sonra.
@2029 abicim bundan sonrası çelik o yarım kalmasın ona baya zaman
ayırmak lazım. millet okula gidecek yatan yatsın yarın devam ederiz.
uyumıyacam beyler. şimdilik bitirelim hikayeyi yoruldum. kahve yapayım
biraz şarkı türkü dinleyelim sonra muhabbet edelim.
gerçekten affınızı istiyorum hikaye için yoruldum devam edicem yarın söz
veriyorum. sırf sabaha kadar kalabilmek için akşam 5 6 kadar çıkmadım
yatakran. uyumadan işe gidicem bende.
@2035 hangi resmi kardeşim?
@2040 güçlükonak ama kaldırılmıştır olacağını zannetmiyorum abicim. o
zamanda kaldırılacağı konuşuluyordu. sonradan bir çoğu kaldırıldı zaten.
ya da şimdi farklı bir isimi vardır.
edit: ayrıca karakollar google mapte gözüküyo mu lan yuh amk. yasak
diilmi askeri noktaların gözükmesi?
@2042 k.ırak zaho bölgesinde ama ben yoktum o esnada pusu yemişler.
onun baya kötü olayları oldu daha sonrası anlatıcam onuda elbette.
@2043 kardeşim valla anlattım diye hatırlıyorum ama bi daha söyliyim.
şöle bi hikayeleri vardı bunlar pusuya düştüler, pusu da değil aslında
keşif koluyla karşılaştırlar bir tim, 3 saat etrafları çevrili kaldı
hemde 4 kez çember içine aldılar hepsini yararak çıkmışlardı. hiç şehit
vermeden. pkk nın 4 çember yapmasına rağmen zarar verememesini
düşünürken ne kadar kalabalık olduklarını ve ne kadarı etkisiz hale
geldiğini düşün.
ama pusu yeselerdi şehit verebilirlerdi çok düşük bir ihtimal çünkü pusudan sağ salim çıkmak tüm timce. allah korumuş işte.
@2948 başçavuşluğa kadar yükselirsin sanırım kardeşim astsubay olursun yani.
polis özel harekatta jöhler gibi özel birlikler, çok iyi eğitilmiş
adamlar. çok zor çatışmalardan çıkmışlardır sağlamlardır yani.
@2056 abicim teskeremin bitmesine yakın yağmuru kaybettim döndüğümde
askerlikle ilgili pgiboza girmeme gerek kalmadı yağmurun olayı yetti.
sadece ilk başlarda helikopter sesi duyunca dayanamıyodun yani sinerdim
evde bir kenara.
o dönemde sadece dışlerimi sıkarım arada o kadar.
@2058 rize li bir askerimiz vardı kulak kesme olayı yoktu, ama
parmağını kesip tuzlayarak arkaürmüştü. her teröristin kulağını kesmeyiz
canım onunlamı uğraşıcaz bide zaten çoğunlukla kesilecek kulak
bulamazdınız tak çuvalı gibi dağılırlardı kulak falan kalmazdı bazen.
ama öyle bişey yok keser her asker. bir tane rastladım sadece.
@2060 trabzonda bol bol basılıyor oraya gidip deneyebilirsin;
http://www.youtube.com/watch?v=V05XOyrSN1U
@2066 şimdi şöle abicim, ben askerliğimi bitirmeye yakın kaybettim
yağmuru yani, bu olay askerde yaşadığım olaylardan daha büyük bir darbe
vurdu ve çivi çiviyi söker hesabına sadece somut anlamda izler bıraktı
başlarda helikopter sesine verdiğim tepki ve dişleri sıkma.
askerliğimi anlatma olayına gelirsek, geçenlerde gördük arkadaşın
anlattığı hikayeyi. bende yanlız yaşıyorum, bazen insan konuşmak ister
ya o zaman bende anlatayım dedim.
bazen insanlar içinde ki dökecek yer arar. bunlardan bir tanesi kağıda
dökmek. çok yapardım aklıma gelenleri yazmak ama ne gelirse ve tavsiye
ederim güzel bir terapi yoludur. psikiyatr bir arkadaşım söylemişti.
kağıda yazacağıma buraya yazmak istedim hem yazarak rahatlarım hemde
konuşurum ikisi bir arada. sonra bu hikayeyi anlatmak geldi aklıma.
askerlik hikayelerini anlatırken yer yer sinir geliyo dişlerimi
sıkıyorum yazdığım süresi boyunca o yoruyo beni ama kötü etkilemiyo,
nedeni ise yağmurun kaybı sadece onunla ilgili yazı yazarken kötü
oluyorum o kadar. çok fazla bişey yazmadım zaten yağmurla ilgili
artık sen buna orta yaş psikozumu iç muhasebebi dersin onu bilemem ama
olabilirde tabi o durumu insanın farkedebileceğini zannetmiyorum ''aha
ben şu anda orta yaş psikozuna giriyorum'' demez. belkide öyledir.
@2067 yarın edicem kardeşim. ulan hikayeyi yazacaz diye uyumadan işe
gider olduk galatasaray maçını kaçıracaktım çocuklar gelmese=)
@2073 veriyorlardı dağ başında bi bok harcayamıyosun zaten o yüzden
biriktiriyosun, iş yeri için ofis tutmuştum kendime. ve mali müşavirlik
kursuna gittim, onlar için harcadım.
@2076 olabilir abicim=)
@2078 kardeşim çok özür dilerim öyle demek istemedim, şunu demek
istedim
''biz varız köylü var ve allahtan başka bişey yok''
yanlış yazmışım afedersiniz. hangi etryse söylersiniz düzeltmek isterim.
@2079 kaldırıldı onlar kardeşim yarın bir bakarım bulursam koymaya
çalışırım, soyadımın yazdıpı brove vardı göğüse takılan cırt cırtlı
hani.
@2083 valla bilmiyorum ki kardeşim hiç belli olmuyo.
arkadaşlar güçlü konak mevkii, burada karakol gözükmüyor, ancak
sanırım o karşıda gözüken tepe helikopterle indirildiğimiz tepe çünkü
aşağıda dere yatakları mevcut. ve tepe farkedebileceğiniz gibi sivri
değil düz araziler mevcut tabi o zaman böyle yol yoktu.
http://www.youtube.com/watch?v=5lIYHrEmgPU
oralar olması lazım, merak edenler bakabilir. tamamen tesadüfi bir
şekilde buldum.yukarıda ki bir arkadaşımız video gönderince bakmak ufak
bir araştırdım
@2086 tabi bozuyor, halüsilasyonlar görmeye başlayabilirsin, ama
başıma gelmedi hiç. çatışma esnasında odaklanabiliyorsun çünkü her
dakika ona odaklanmışsın. başka bir düşüncede saatler geçiriyorsan
çatışmaya odaklanamama olabiliyor.
beyler, şu anda şirkette çalışmaktayım. gözlerimden uyku akmakta, kdv
nin son günü, yığınla iş var. akşam 8 9 a kadar çalışmak zorunda
kalacağım sanırım.
eğer olurda bu akşam sözlüğe girip yazı yazamazsam şimdiden özür
dilerim. şimdi den haber vereyim dedim. uykusuz kaldık kusuruma
bakmayın.
ama olurda girme gücüm kalırsa emin olun burada olacağım.
bazı arkadaşlara kendimizi inandıramamışız. olabilir. denildiği gibi
burası sanal alemin en özgür platformlarının başını çeken bir kaç
siteden biridir.
ancak ben elimde bulundurduğum o günden kalma ne varsa koyacağım,
inanmamakta en az inanmak isteyenler kadar özgürdür elbette. zaten
inanmadığını söyleyen arkadaşlar da okumaya devam edeceklerini söylüyor o
bile bana mutluluk verici.
çıkıpta inanmanız için öne sürdüğünüz tezleri çürütmek amacıyla birşey yapacak değilim.
yanlış anlamayın yani ''değmez demiyorum'' elbette ispatlamak için
uğraşırdım fakat bunu yaparsam hikayeyi tamamen seyrinden sapar ve konu
dağılır. o yüzden cevap vermemek doğru diye düşünüyorum. cevap vermemden
dolayı inanmayan arkadaşların kırılmasını istemem. hikaye bittikten
sonra aklınızda kalan soruları elimden geldiğince cevaplarım.
inanmadığını söyleyen arkadaşların üzerine gidenlerde biraz sakin
olsunlar, sonuçta en doğal hakkıdır, ve okuduğum kadarıyla inanmamak
için güzel sebepleri vardır ve bulmuşlardır. hikaye sonunda hepsini
cevaplandıracağım ve bunu çok istiyorum.
cevaplanmadık soru bırakmamak en büyük dileğimdir.
zaten benim sorum cevaplanmadı diyen yok diye tahmin ediyorum. bıkmadan
usanmadan cevap vereceğim, bu bir sitem değildir ancak bilin ki asteğmen
nasıl olunur ardından askerde kalmak için ne yapmalıyım sorusunu özel
ve başlık altında olmak üzere 30 dan fazla cevap verdim.
o merak edilenlerede cevap vereceğim.
son olarak. olurda bu akşam gelemezssem kusuruma bakmayın şimdiden tekrar özür dilerim
not: finalleri olan projesi olan arkadaşlarıma sözümç ''çalışın lan
manyakmısınız reserve yapıp sonra gelirsiniz manyaklaşmayın''.
arkadaşlar öncelikle tekrar tekrar özür diliyorum inanın bana işlerimi
bitirip daha eve kendimi yeni atabildim. araba kullanırken uyuya
kalıyordum. dün hiç uyumadan saati 11 buçuk ettim. ilk işim daha üstümü
bile çıkartmadan buraya yazıyorum.
affınıza sığınarak bu gece hikaye yazamayacağım. ölesiye yorgunum. eğer
bu gece yazarsam yarın kesin ölücem. inanılmaz bir yorgunluk var
üzerimde.
yarın kesinlikle hikayeye devam edeceğim. bu akşamlık izninizi istiyorum
istirahate geçicem. hepinize iyi geceler. tekrar kusuruma bakmayın.
bu gecelik efsane bolu dağ komando tugayına ithaf edilen şarkıyı
paylaşıyorum onunla idare edelim. herkese iyi geceler.
http://www.youtube.com/watch?v=Jkwh9V37aRw
arkadaşlar bu akşam anılarımı yazmaya devam edeceğim haber vermek
istedim. bakıyorum ki başlığın altı baya hararetli tartışmalara gebe
olmuş, soruları olanlar falan.
anılarımı yazmayı tamamladıktan sonra da epey bir konuşacağız belli oldu.
tüm yazılanları not alıyorum yazmak istediklerime odaklanmak
istediğimden konulara dahil olmuyorum. ama hikaye bittiğinde geniş çaplı
bir bilgi vereceğim bilgim dahilinde bölgede ki sorun gördüğüm
kadarıyla halkın örgüte ve askere yaklaşımı orada ki askerin durumu pkk
nın eylem biçimleri falan.
neyse gençler akşam görüşmek üzere.
arkadaşlarlar iyi kötü tüm yazdığınız entryler için teşekkür ederim,
ilgi çekmesi beni mutlu etti. biraz toplanalım yavaştan başlayalım.
bugün bir arkadaş attı sakarya marşı çok hoşuma gitti, sizinle
paylaşayım istedim, hem sizde havaya girmiş olursunuz diye düşünüyorum;
http://www.youtube.com/watch?v=89VDwFXVebQ
birde gençler sorularınızı saklayın hikaye ardından konuşalım yazdığım
esnada cvp vermem akışı bozabiliyor o yüzden cevaplamamayı tercih
ediyorum.
@2239 gördüm abicim, yavaş yavaş o dönemlere doğru gidiyoruz, askere
gidecek ve şimdi orada olan kardeşlerimi allah sevdiklerine bağışlasın
ne diyim.
9 30 da başlıyorum gençler.
karakolda geçirilen günlerden sonra tugaya dönmek gerçekten mutluluk
verici bir durumdu. özellikle son 4 gece den sonra, yaşayan bir ölü
gibiydik her birimiz.
basılan onlarca yer, çatışmaya girilen onlarca mezranın ardından ne
yazık ki 64 kardeşimiz şahadet şerbetinden içmişti. şimdi bir düşünün
gençler bir kere karakol basıldığını 25 26 şehit verdiğimizde nasıl
psikolojilere giriyoruz. o dönem 4 gün boyunca devamlı bu çapta şehit
haberleri gelmeye başladı bölgede.
zaten alınan istihparatlarda 95 bahar ayında pkk nın çok büyük eylemlere
girişeceğini almıştık. ama ne sebeptendir nedendir bilemiyorum tabii,
bunun olması için mal gibi bekledik yani.
ve çok acı bir şekilde olanlar olup bitti.
biz o dört geceyi güçlükonakta ki karakolda geçirdik ve başımıza bir şey gelmedi.
şimdi ''allahım sana şükürler olsun'' diyemiyosun yani, tamam bizim
başımıza bişey gelmedi ama 64 tane şehit ne demektir. yani bu adamlar
gelip 64 askerimizi şehit ediyosa insan soruyo ya kardeşim tamam
komandoyuz aslanız kaplanız yıkarız şöle yaparız böyle yaparız da. e be
amına kodumunun 64 şehit ya 64 buraya isimlerini yazsan yorulursun.
nefesin yetmez lan. kaç tane anne kaç tane baba kaç eş çocuk bir
düşünsenize kaç kişiye tesir ediyor bu sayı.
soruyorsun kendine götüne kodumun sen ne işe yararsın.
biz bu sayıyı bizi almaya gelen askerden öğrendik. bende ne mektup heyecanı kaldı ne başka bişey.
aslında açık konuşayım o anda da çok merak ediyorum mektup gelmiş mi
gelmemiş mi diye. ama utanıyosun o anda başka bir şey düşünmek
istemiyosun. ananı babanı sevdiklerini aramayı istiyosun ama bunu yapmak
büyük ayıp gibi geliyor sana.
ki karakolu bırakıp gelmek te bir yandan insana şu duyguyu bırakıyor.
''ulan şimdi ya basarlarsa çocukları yanlız bıraktık'' oradan çıkıp
gitmek için can atıyorsun ya sonrasın dada düşünüyosun bıraktın
çocukları. kanına dokunuyor.
sanki onlar sen olmadan orada kalamaz. alakası yok tabii ki.
moraller bozuk girdik tugaya. amanın tugay nasıl kalabalık resmen iğne
atsan yere düşmez, devamlı grup grup asker geliyor içeri, zırhlı
araçlar, kamyonlar, condorlar, helikopterler falan inanılmaz bir
hareketlilik var.
ne oluyoruz amk lan bütün türk silahlı kuvvetleri burada resmen dedim,
kafamı sağa çeviriyorum mavi bereler ama dolu yani, çakı gibiler amk.
tertemiz üniformalar güneşte parlayan g3ler malzemeler, sola çeviriyorum
kafa mı jöhler de gelmiş, hepsi zıpkın gibi.
çocuklara bakıyosun ama tanıdık değil yani jandarma komandolar(mavi
bere) aynı tugaydan değiliz belli, ulan çocuklar da bize dönüp baktılar
tabi, bizim halimiz perişan üniformalar tamamen toz toprak içinde,
sakallarımız çıkmış, üniformanın dizler yırtık hafiften,
yüzümüz çamur içinde, harabe halindeyiz, utandım halimden yani, e ama
napıcaksın amk 4 gündür mevzide gözümüzü kırpmadan bekliyoruz.
hiç unutmuyorum mavi berelerden biri kalktı ayağa 1 80 küsür var boğa
gibi, tak çaktı selamı. vay amk dedim devreme bahadır aga bunlar acemi
yeni geldiler heralde.
ulan ne acemesi çocuk biliyo operasyondan gelmişiz anladı heralde ufaktan utandığımızı ondan çakmış selamı.
acemi diyoruz bide adamlar boludan gelmiş bolu dağ komando tugayı gelmiş
lan. kalkmış buralara çakırsöğüte gelmiş adamlar. tabi biz bunu
öğrenince büyük bir heyecan yaşadık ki belli dağdaki şerefsizlere çok
büyük bir tokat atıcaz.
bolu dağ komando tugayı şerefine paylaşayım;
http://www.youtube.com/watch?v=Jkwh9V37aRw
girdik tugaya hemen ben postaya koştum, dedim söle lan onbaşı bana
mektup var mı? çocuk beni o halde görünce bi irkildi tabi, sakallı adam
akşam görse kafama sıkıcak terörist diye amk.
bakayım komutanım bu aralar gelmiyo posta, dedim sus aramaya devam et.
baktı ''komutanım yok''
lan nası yok bak iyice karıştır olması lazım gelmesi lazım.
yok komutanım,
lan olum gibtirtme ebeni araziden yeni gelmişim doluyum kalbini kırarım bak iyice gelmiştir.
yok komutanım gelmedi.
hay anasını gibiyim nası gelmez,
belki yoldadır komutanım falan dedi bu
dedim nerden öğrenicez öğreniriz komutanım falan dedi,
bu aradı bir yerleri falan, dedi komutanım gelmiş 3 gün önce malatyada. ama orada tutuyorlar göndermemişler.
niye göndermiyolar amk dedim ya, giberim belalarını ne ayak lan
göndermiyolar falan dedim biraz sesimi yükseltmişim sanırım, üsteğmenin
sesiyle irkildim tabii,
ne bağırıyosun lan dedi,
döndüm tak hemen hazırolda, komutanım mektubu göndermiyolar dedim, bi
yandan bunu kesiyorum yeni gelmiş, ilk defa görüyorum çünkü,
sokarım mektubuna yok mektup falan ikinci bir emre kadar ne mektup var
ne telefon git önce sakalını saçını kestir ahırmı lan burası sığır dedi.
dalasım geldi ama ne yapıcaksın tabii.
sonra tanıştık on numara adam üsteğmen ibrahim doğuştan komando, buraya kaydırmışlar birliğini.
neyse ben tuvaletin yolunu tuttum kaptım jileti falan, bahadır orada yavuz orada traştalar.
söylene söylene daldım içeri tabii, giberim böle işi niye göndermiyolar amk, valla alıcam g3 tarıcam heryeri falan diye daldım.
bunlarında binlikleri üzerinde tabii, vay aslanım benim tararsın
taşşaklı kardeşim benim yürü kim tutar seni, tek başına göndericeksin
bunu cudiye bu hırsla terörüde bitirirsin falan geyikte pezevengler.
ben tabi deli dana gibiyim, traş oluyorum, yüzüm toprak olmuş tabi
sakallar falan sert, jileti bir çekiyorum çart bir yer kanıyo bi daha
çekiyorum cart öbür yanaktan alıyorum, tam ziya amk vardı ya traş
sahnesi o hesap.
lan yüzüm kan içinde oldu, yavuz aldı elimden dedi gerizekalı revire
kaldırtacaksın kendini dur dedi aldı elimden jileti traş etti beni.
beyler askerde arkadaşlıklar çok başkadır olum onlar hem arkadaşın hem
anan hem baban herşeyisiniz birbirinizin.
yavuz dedi işte, neyin var kardeşim ne oldu mektup mu gelmemiş merak
etme gelir öle kolay gelmiyo biliyosun telefon açarsın lan ne olucak
diyo beni teselli ediyo bi yandan.
diyorum işte mektubum gelmiş malatyada tutuyolar göndermemişler, çoktan
gelicekti falan diye bebek gibi söyleniyorum bi yandan traş oluyorum
sayesinde.
sonra dedi işte merak etme ararız şimdi çok yorgunuz sıkma canını
sıkıntı çıkartma başımıza falan konuşuyo öyle aklım mektupta ama.
dedim lan giberim banane amk kaç gündür onu bekliyorum ben dememe kalmadan aga bahadır bir bağırmış anlatamam,
''ulan amcık giberim senin aşkını 64 şehit verdik sokarım aşkına senin
efendi gibi dur arka oğlanı bak etrafına nerenin tuvaletindeyiz gibik''
anaaaa bir utandum beyler yer yarılsa içine girsem falan denir ya o ne kelime vurun yani beni.
o dakikadan sonra çıt çıkarmadım efendi gibi traşımı oldum amk.
paşa paşa oldum traşımı bunlarda bitirdi, sonra garip bişey oldu amk.
suyu açtım yüzümü yıkıcam lan devamlı buz gibi akan musluk sola
çevirince ısınıyo.
anaaaa sıcak su lan. bizde ne sinir kaldı ne bişey, direk koştuk kaptık
çamaşırları üniformaları aldık attık kendimizi duşa, aga ne operasyon
stresi kaldı, ne o 4 günlük karakol bekleyişi falan neyiz biliyomusun
şampuan reklamları vardı o dönem şelale aldınta saçları yıkayan
yavşaklar aha onlara döndük, şampunanı bi veriyorum sıcak su altına
köpürt allah köpürt, köpürt allah köpürt sabahlar olmasın,
üzerimden ki kir bir çıktı 7 kilo daha az çekicem kantarda o derece. vücudum küçüldü resmen.
bir çıktım kabinden pamuk gibiyim lan uçuyorum yani ayaklarım yerden kesilicek.
ulan buraya geleli 3 aya yakın olmuş ilk defa sıcak suda duş almışız.
ne mutluluk yarabbim böyle bir his yok yani, her duşun altına girdiğimde o an gelir aklıma.
süper bir histi, biri gelse dese ''asteğmenim basıldık'' amaan be
abiciiiim bişey olmaz, dese ''asteğmenim havan yiyoruz'' olsun be
abiciiiim gibtir eeet sende gel yanıma, dese ''komutanım gelmişinizi
geçmişinizi gibiyim sizin emi'' senden kıymetlimi tosunum al arkaür''
fena yani sinir kalmadı diyorum ya anlayın işte=)
neyse babalar bir çıktım duştan saçlarda hafiften uzamış kuruttum
saçları fönlenmiş finolar gibiyim, bide kokulu şampuanım var askerin
arasına bir dalsam kokudan akılları kayıp gibecekler beni ayak üstü.
ardından ben hemen telefona koştum tabii bi aileyi arayalım haber
verelim amk ortalık yıkılıyo kalpten gitmemişlerse iyidir, 1 haftayı
geçmiş görüşmeyeli.
gittim telefona bizim keko orada. dedim asker çekil anamı babamı sevdiceğimi arayacam.
bu demez mi olmaz komutanım
yavrum pak duştan çıkmışım sakinim zorlama şansını ne demek olmaz lan
komutanınım ben senin, yüzbaşı bişey demez ben açıklarım ona.
olmaz komutanım yasak
lan mnı gibtiğimin muallaksi niye yasak lan
yasak komutanım hiç bir asker ailesini yakınını arayamıyor yasak ısrar etmeyin komutanım noolur.
haydaaa ulan mektup bekleriz yasak, telefon açmak isteriz yasak, nası haberleşicem lan ailemle, hadi yağmuruda arıcam yani.
bütün bağlantılarım kesilmiş kaç gündür bu anı bekliyorum sinirden kuduracam.
gözü kararttım yüzbaşıyla konuşacam böyle olmayacak bu yani.
neyse beyler gidiyorum yüzbaşının odaya doğru ama dolmuşum kapıyı vurup girecem ilk onu hesapladım.
sonra biraz daha yaklaştım vurmayayım kapıyı çalayım ama sinirliyim
ağzıma ne gelirse söylicem kaç gündür arazideyim sevdiklerimide
aramıcaksam ne zaman arıcam amk lan arıcam işte dicem
biraz daha yaklaşınca komutanım arayabilirmiyime döndü,
kapının önüne geldiğimde ise komutanım bişey arz etmek istiyoruma kadar
indim. yüz başı amk durduk yere yakmayalım askerliği dimi.
neyse çaldım kapıyı ses yok. bi daha çaldım gene ses yok. lan zaten
koridor ana baba günü bir sürü tanımadığım göz aşınalığım olmayan asker
dolanıyo mavi bere bolu dağ jöhler falan.
bir daha çaldım girdim içeri jilet gibiyim ama temizlenmişim.
bi baktım adam uyuyo oda bizle tabi yeni gelmiş istirahatte.
hay amk dedim gittim bizim odaya.
girdim odaya devrem içeride sinirli geçmiş masada kafayı yaslamış
duvara gözler kapalı. çok pis bağırmıştı çekindim açıkcası bişey demeye
önce.
bahadır bi baktı bana hafiften gene kapadı gözleri.
dedim abi çok özür dilerim kusuruma bakma.
dedi işte olum çok abartıyosun nerede olduğumuza bir bak ayıp değilmi
bağırıp çağırıyosun, asker seni duyuyo çocukların anası babası sevdiği
yok mu? ayıp olum öle yapma bi daha tut kendini artık şu kız konusunda.
dedim haklısın bahadır tamam affet işte kusuruma bakma.
dünya senin etrafında dönmüyo bizimde var sevdiğimiz bende sesini duyamadım kimsenin kaç gündür.
tamam kardşim dedim ya affet söyle ne yapıyım senin için.
bişey isticem senden dedi.
dedim söle bileğimi kesiyim.
bi paketini alırım dedi.
vay amk arkadaş dedim ya bi insan bu kadar da fırsattçı olur dedim al dedim al ye iç iç sömür sığır dedim verdim bi camelimi.
çok açıkmıştık ikimizde. zaten kaç gündür ton balığı yiye yiye balık
olmuştur. kokulu mermcimek yemeğini bile özledik yani soğan versinler
mercimek yüzüme gözüme bulaştıra bulaştıra yiyecem yani o derece özlem
duymuşum anasını satayım.
gittik yemekhaneye amk tugay o kadar dolu ki anlatamam size. içerisi
subay kaynıyo. tam aldık karavanayı dediler bekleyin tuğgeneral gelecek
birlikte yiyeceğiz.
vay amk tugay komutanı gelecek. genelde ana karargahta ya malatya da ya da erzincanda olurlardı.
dedim aga ne oluyoruz ya. bolu geldi jöhler geldi general geliyo ölicekmiyiz lan acaba diye söyleniyorum.
sonra yemeği bir gördük one.
bugur pilavı, etli türlü, hoşaf, peynir tatlısı falan allahım dedim
heralde biz karakoldayız hala basıldık öldük hayal görüyorum birazdan
yağmur gelicek general diye yemeğe bak anasını satayım.
ama kıllandım yani dedim bunun sonu hiç hayrı alamet değil.
neyse başlayamadık tabii ki paşa gelecek. ismi neydi murat mustafa mı
öyle bişey, sonra polatlı topçu birliğinin komutanı olmuştu öyle
duymuştum.
bekliyoruz yavaştan küfürler başladı amk nerede bu gibicem artık.
neyse bir geldi bu peşinde bordo bereliler daldı yemekhaneye, irikıyım adamlar. biz hazırkıta resmen çıt yok kimsede.
merhaba asker. sağol! nasısınız? sağol!
buyrun komutanım dedi, başladık yemek duasına,
tanrımıa hamdolsun milletimiz varolsun falan fişman prosedür bitti, bir
yumuldum aga yemeğe, bir kaşık atıyorum hepsinden aynı anda 4 ekmek
sığdırıyorum ağzıma. türlü pilav çorba hoşaf peynir tatlısını aynı anda
yediğimi farkettim bir ara yani. öyle yumulmuşuz anasını satayım.
yemeğimizi bitirdik arkaümü kaldıracak halim kalmamış resmen
kıpırdayamıyorum bilincimi kaybetmiş vaziyetteyim yani, o derece
zorladım kendimi paşa gelse nasısın evladım dese;
ağzımda kürdanla iyidir be ne olsun işte falan takılıcam yani öyle gevşedim.
velasıl dağıldık odalara, jöh komutanı üsteğmen geldi ardından, çaylar söylendi, radyo açıldı falan muhabbet ediyoruz.
sonra sabah bana bağıran üsteğmen ibrahim geldi falan, bir tedirgin oldum ama çok kafa adam.
dedim komutanım hayırdır geldiniz buraya kadar. dedi bilmiyorum valla
sebebini arkaünüz tutuşunca çağırıyosunuz geliyoruz bizde ondan geldik
falan dedi,
gülüşüyoruz jöh üsteğmen dedi bu iş hiç hayra alamet değil, yarın da
kayseri indirme burada olacakmış, polis özel harekatta tankçı birliğine
alındı, satlar bile gelicekmiş falan dedi.
vay amk dedim nooluyo kerkükemi gidecez yani ne bu toplanma olayı.
üsteğmen ibrahim dedi hemen k.ırak a girecez o zaman dedi.
vay anasını sınır ötesi bir heyecanlandım varya anlatamam sizlere böyle mutluluk heyecan falan bir arada.
belli oldu zaten sıcak suyun böyle güzel yemeğin paşananın gelmesinin sebepleri.
üsteğmen ibrahim dedi, lan olum sabahleyin ne bağırıyodun lan çocuğa dedi;
bahadır baktı şöle bi bana pis pis hemen sigara uzattım ona=)
dedim komutanım böyle böyle mektup bekliyodum gelmeyince aramak istedim,
hemen atladı jöh üsteğmen hakkaten nooldu o iş dedi, dedim komutanım 1
haftadır arazideyiz bilmiyorum ki ne olduğunu gelmiş malatyada tutuyolar
nedense, aramak istedim 1 hafta oldu merak etmişlerdir diye, yasakmış.
ibrahim üsteğmen yasak dedi arama sorma yok operasyon olucak muhtemelen sınır ötesi, öncesinde bunlar olur hep.
e dedim komutanım ne zaman arayabilicem, dedi valla bittiğinde ararsın.
kaç gün sürer dedim, 10 11 gün sürer dedi. dedim yapmayın çokmuş ya
dedim.
not:çelik-1 harekatı 45 gün sürmüştür.
konuşmaya devam ediyoruz, komutanım sizin var mı arkadaşınız dedim
ibrahime, evliyim oğlum kızım var benim dedi, ankarada ailem falan diye
anlattı, 5 yaşında kızı varmış ismi pınar hiç unutmuyorum.
adamın gözleri parlıyo kızından bahsettikçe öyle komandoluk sertliği
falan kalmıyo. dinliyoruz bizde bende hayallere dalıyorum diyorum
benimde bi kızım olsun yağmura benzesin çok yaramaz olsun koltuk
tepelerinde dolansın oralardan toplayalım dolaplara tırmansın öle bi kız
olsun yani komando kızına yakışır.
dedim komutanım daha gelecek olan var mı, dedi yarısı bu daha gelecek dedi. içimden dedim heralde üstüste yatarız burada amk.
dışarı sahra çadırları falan kurulmuş yani, bir o kadarıda hakkariye gelmişler.
neyse beyler o gece istirahatimizi yaptık, yalandan uyuduk biraz.
karakolda ki olayları atamamışız üzerimizden bi kulağımız hep dışarıyı kesiyo ses gelecek mi diye.
gün doğumuyla uyandık, asker dedi komutanım kahvaltı var.
olum dedim bak yüreğime inecek artık bu ihtimam hizmet, söyleyin artık
ırakı komple işgal mi edicez böyle yapmayın dayanacak gücüm kalmadı
artık=)
baba bir kahvaltı, sıcak çay, yemin ederim artık masaj salonu nerde diye sorucam yani odama servis isticem o derece.
anlıyacağınız gibi askerin moraller bomba. bir kantin daha yapılmış asker orada tv izliyo çay içiyo (kral tv sadece).
arada bir de kantinden ''ooooooooaaaaaahhhh bravoooooooooo'' falan alkış kıyamet amk.
baktım ne oluyo, askere devamlı şarkı hediye ediliyo.
şarkıyı veriyo altından bu şarkı bilmem nerede ki şu şu askere sevgilisi
şundan hediye edilmiştir yıkılıyo ortalık anasını satayım.
geneldede bir kadın vardı o söylüyo ''ahh memedim memedim sana ben gitme
diyemedim şarkısı'' devamlı ama, zaten yeni çıkmış hit parça;
http://www.youtube.com/watch?v=M7wxZ_4KH74
hatırlayanlar vardır.
ulan ben bu kadar paranoyak parça görmedim askere moral vereecğinee
gömüyo morali. yemin ederim o şimdi asker canı neler ister olsa daha iyi
lan.
gittim baktım ne oluyo girmedim ama içeri, asker rahatsız olmasın diye,
devamlı şarkıyı söylüyolar falan. arada bizim tugaydaki askerede geliyo
falan ayağa kalkıp selam vermeler tebrikleri almalar morallar süper
yani.
bi yirmi dakika daha geçti, kapı çalındı, niğde li vardı timimde komutanım acil gelin tv ye bakın lan dedim nooluyo,
aga çaktım durumu ama şarkı gelmiş kalbim küt küt ama nasıl, yağmur dedim şarkı gönderdi,
bi baktım beyler altyazı şarkı bitene kadar devam ediyo, alt yazı şu,
şırnak çakırsöğüt komando tugayında görevli asteğmenimize sevgilisi yağmurdan hediyedir,
http://www.youtube.com/watch?v=tFZlcnFSqX4
erkin koray hastası olduğumu biliyo tabii kız=) klipte yok ya arkaya
kral koymuş asker resimleri anlatamam ortamı yıkılıyo kantin,
asker beni bir gördü ''helaaaaaaaaaaaaaallllllll bravooooooooooo astek
astek astek astek astek astek astek'' falan alkış kıyamet.
abi ulan bana bi ağlama geldi ne zamandır haber yok kızdan, inanılmaz güzel bi tesadüf amk böyle bişey yok. kantin yıkılıyo.
şimdi nası izin veriyolar diyecek bazı arkadaşlar şöle. bilenler bilir
bölge riskli bölge olduğu için askere böyle şeyler izin verilir
kafası rahat etsin diye zaten kelle koltukta amk. mesela eşofmanla gezer top oynar.
zaten büyük operasyon eşiğindeyiz kimse ellemiyo bizi mis gibi=)
baba dedim benim bişey yapmam lazım.
gittik abi uzmana yalvar yakar (uzmanda olsa yalvarıcaz aga bizde istek yapıcaz tüm tugay)=)=)=)=)
abi bulduk bi faks makinası böyle allahı kaymış, yazdık kağıda en az 10 kere çektik krala parça istedik,
yarım saat sonra bu sefer tugay yıkılıyo amk,
alt yazı şu, şırnak çakırsöğüt komando tugayından asteğmenimiz ve askerlerimizden başta yağmur a ve tüm sevdiklerine geliyor,
dedei tugay yer yerinden amk hep bir ağızdan söylüyo çocuklar, 200 e yakın manda gibi komandolar düşünün inanılmaz bişey.
şarkıyı kesin beyler bomba amk;
http://www.youtube.com/watch?v=s0-_SPnPoLs
o gün hayatımın en güzel günüydü en sonunda komutanlarda geldi amk, biz
izliyoruz komutanlar ritim tutuyo, moraller önemli beyler, yakında
bildiğin adamların dibine kadar gidicez yani,
şarkıyı dinleyelim son ses beyler. özellikle sevgililerini bırakıp askere gideceklerine gelsin bu şarkıda.
bir kahve yapıyorum beyler sizde şarkıları dinyelip o anı hissetmeye çalışın birazdan devam ediyoruz.
neyse beyler, inanılmaz bir andı. tugayda yer yerinden oynadı resmen.
şarkının bir kısmın ''aaaaaaaaaaaa aaaaaağğğğağağaaaağğaaaa'' diye bir
bölüm varya. onu 200 mavi berenin aynı anda götünden ateş çıkartırcasına
söylediğini düşünün,
yemin ederim dağlar inledi, o ensada pkk bu çocukların sesi duysa,
''yürü yürü yürü yürü topuk topuk topuk amk bunlar belamızı sikecekler geliyolar'' der siktir olup habeşistana kadar çekilir.
inanılmaz bir mutluluk kapladı içimi resmen, bi kere şu geldi, mektup yazdık evlenme teklif ettik, cevabı geldi evet,
ayaklarım yerden keslmiş vaziyette, devrem geldi ''helal kardeşim aldın
kızı bi sigara yakarız artık'' dedi ben yüzümde salak bir sırıtışla baho
nun yüzüne bile bakmadan aldım paketi verdim eline istediği kadar alsın
diye.
komutanlarımızın morali yerine geldi askeri öyle görünce. hayat dolu tugayın içi resmen.
kral tv nin asker için yeri ayrıdır her zaman.
ibrahim üsteğmen geldi, ulan dedi yemin ediyorum şu kadar zamandır askerin içindeyim böyle gün görmedim helal olsun.
dedim komutanım asıl size helal olsun izin verdiğiniz için.
nası vermeyelim olum izin vermicez 200 komando yıkar başımıza burayı.
yavaş yavaş tesiri geçmeye başladı tabii işin, pencereden bakınca
dışarıya cudiyi görünce bitmeye başlıyo hislerin körelmeye başlıyo
tekrar.
o gece de güzel yemekler muhabbetler sohbetler devam etti.
ardından eğitimler başladı. askere, komutanlar devamlı teğmenlere üsteğmenlere asteğmenlere brifingler vermeye başladı.
nereye gideceğimizi, orada kime ne görev düştüğünü, neden oraya
gideceğimizi, şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını, ailelerimizin
bizi merak ettiğini ama bu görev için işin çok sıkı tutulması
gerektiğini, en ufak bir bilginin sızması bütün harekatı tehlikeye
atacağını söyledi,
o gece saat 11 civarı emir geldi, bütün tugay tam techizat harekete
hazır olsun diye. orada güzel anlar kısadır uzun sürmez derler ya
hakikaten de öyle.
ibrahim üsteğmen geldi, ulan dedi yemin ediyorum şu kadar zamandır
askerin içindeyim böyle gün görmedim helal olsun.
dedim komutanım asıl size helal olsun izin verdiğiniz için.
nası vermeyelim olum izin vermicez 200 komando yıkar başımıza burayı.
yavaş yavaş tesiri geçmeye başladı tabii işin, pencereden bakınca
dışarıya cudiyi görünce bitmeye başlıyo hislerin körelmeye başlıyo
tekrar.
o gece de güzel yemekler muhabbetler sohbetler devam etti.
ardından eğitimler başladı. askere, komutanlar devamlı teğmenlere üsteğmenlere asteğmenlere brifingler vermeye başladı.
nereye gideceğimizi, orada kime ne görev düştüğünü, neden oraya
gideceğimizi, şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını, ailelerimizin
bizi merak ettiğini ama bu görev için işin çok sıkı tutulması
gerektiğini, en ufak bir bilginin sızması bütün harekatı tehlikeye
atacağını söyledi,
o gece saat 11 civarı emir geldi, bütün tugay tam techizat harekete
hazır olsun diye. orada güzel anlar kısadır uzun sürmez derler ya
hakikaten de öyle.
tam techizat beklemeye koyulduk, saat 11 geçmekte, tepede ay yok. tam
zamanı orada kileri basmaya. aklımızda sevdiklerimiz elimizde
silahlarımız can atıyoruz orayı panayır alanına çevirmek için.
komutanımızın tek kelimisi yeter tek kelimesi ''yıkın orayı''. ters çeviricez o dağları.
jandarma komando(biz), jandarma özel harekat, bolu dağ komando, kayseri
indirme, polis özel harekat, tabii ki bordo bereliler, sınır jandarma
timleri(garipler) denilene göre satlar (su altı taaruz).
gene gidiyoruz oraya, ama bu sefer öyle böyle değil.
bekledik saat 12, 1, 2, 3, bekliyoruz emir yok. bekledik sabahın ilk
ışıklarına kadar. sonra istirahate çekilmemiz istendi. anlayamadık neden
bekletildiğimizi.
meğerse gözler aysız gecelere alışsın dışarıda diye. tabii bu köpeklerde
haberi almış bi şekilde hazırlanmışlar, bizim de ne zaman nerede
vuracağımız belli değil. tam teyakkuz beklemedeyiz.
bir sonra ki gece de de aynı mevzu, tam techizat hazır kıta bekle.
sınırda bekliyoruz avımıza atlamayı, topçu birlikleri, hava kuvvetleri,
artık beklemekten söylentiler başladı,
''kerkük e girecekmişiz''
''apoyu yakalamaya gidecekmişiz''
''bağdata yürüyeceğiz''
''kudüsü alacağız öyleymiş'' (yok ebenin amı ali sami)
kuduruyoruz artık hadi başladın artık diye.
gene sabah oldu ve yerlerimize çekildik gene hayal kırıklığı.
3.gece aynı mevzu, bekliyoruz başka da bi bok yaptığımız yok.
söylentiler hat safhaya çıktı, ama özellikle ''kerkük e yürüyeceğiz''
söylentisine inanmaya başladık. bu kadar hazırlık bu kadar beklemekten
sonra ona inanıyoruz hafiften.
üsteğmen ibrahim, dedim komutanım kerkük e yürüyeceğiz diyorlar öylemi gerçekten,
''ne bileyim oğlum, ben bu kadar hareketli zaman hatırlamıyorum hakikaten yürüyeceğiz heralde''
vay amk, bir havaya girdik bir havaya girdik anlatamam size, sevinçten sarılacak ibrahim üsteğmene.
http://www.youtube.com/watch?v=36VBenOukjI
türkmen topraklarını alacağız diyoruz içimizden. öyle gaz durumdayız ki,
değil bir kaç çapulcu amerikan askeri gelse siker atarız.
gene bişey olmadı o gece.
19 mart 1995 sabahı beklemeye başladık bu sefer.
gerginlik hat safhada artık, yavaş yavaş inancımız kalmadı, ki bazen
harekatların iptal olduklarını biliyoruz, diyoruz iptal mi oldu acaba.
olursa oturur ağlarım o moddayım.
moralim yüksek, yağmur işi yoluna girmiş evlenicem kızla dönüşte, e bu
şerefsizlerden intikamda alacağız budan iyisi şamda kayısı.
sabah olmaya başladı yavaştan. saat 4 falan. artık havalar yavaştan ısınmış güneş erken doğuyor.
bu seferde tamam iptal dedik, o esnada tugay komutanı giriş yaptı.
sert bir ses ''dikkkaaaaaaaat'' dedim hadi bakalım başlıyoruz.
yerde oturmuş techizatımıza yaslanmış bekliyoruz, paşa bir girdi herbirimiz hazır kıta.
paşa döndü bizlere,
aynı merasım merhaba asker nasısın asker içimden diyorum iyiyiz işte amk sal bizi artık.
paşa geldi belli bişeyler olacak,
''evlatlarım, aslanlarım''
dedi anladım salıyo bizi paşa,
cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük operasyonda size komutanlık
etmekten duyduğum gururu ve mutluluğu kelimelere dökmekte zorlanıyorum.
arada başka laflar.
artık beklemeyeceğiz, sıra bizde. o dağlara gidip dar edeceğiz onlara dünyayı,
hepiniz gururlu olun, burada ki her kişi, çelik1 harekatına katılacak ve
allahın izniyle o dağları ters çevirip geri geleceksiniz,
gazanız mübarek oslun evlatlarım,
bir sağol çektik yer yerinden oynadı öyle diyim size,
helikopter seslerinin gelmesiyle heyecanımız daha da arttı,
sonunda yarbay tugayın ortasında bir komando andı çektirdi ellim ayağım boşalıcak heyecandan. orada yığılıp kalıcaz resmen;
(andı merak edenler için)
http://www.youtube.com/watch?v=HTyxaEoOJxs
helikopter sesleri daha da netleşmeye başladı, ufukta helikopterler küçük kuş sürüsü gibi gözüktü,
tugayın alanına indiler. bizde sırada, timi alan havalanıyo timi alan
havalanıyo, ben ve bahadır aynı gruptayız 4 timden oluşan bir grubuz,
başımızda halil yüzbaşı, üsteğmen ismail ve oğuzda var. uzmanlarımız
falan bekliyoruz helikopteri,
üsteğmen ibrahim geldi yanımıza,
dedi arkadaşlar gazanız mübarek olsun, allah yardıncınız olsun, başka
bölgelerde olacağız, operasyon sonrası sizi ziyarete gelemeyebilirim, az
gün olsada size çok ısındır görevden sonra muhakkak görüşelim
ziyaretime beklerim çayımı için dedi, sağolun komutanım dedik sarıldık
oda atladı helikoptere timiyle güneşe doğru yola çıktı üsteğmenim.
arkadan sıra bize geldi, hızlı bir şekilde doluştuk helikotere,
saniyesine kalkış yaptı helikopterimiz, orada da atılacağımız yeri
öğrendik,
görevimiz k.ırak ın 20 km kadar içerisine girip, zaho bölgesine bağlı,
haftanin bölgesinde ileri birliklerden kaçan pkk kollarını tespiti ve
imhası, aynı zamanda keşif kolu olan pkk kollarını tespiti ve stratejik
noktaların tutulması,
4 5 dakika sonra pilottan anons geldi, beyler arkanıza bakın şu
tepelere, artık memleket geride kaldı ırak topraklarına hoşgeldiniz,
içimizde ki heyecan daha da bir kabardı. tamam bakıyosun toprak aynı yer
şekilleri aynı, ama işte k.ırak ya içine bir korku heyecan hüzün
kaplıyo garip bir his.
güneşe doğru gidiyoruz, içimizde duygu patlaması yaşanıyor.
sınırı geçtikten 10 15 dakika sonra atılacağımız bölgeye doğru alçalmaya
başladık, 3 helikopter 3 timi here attığı gibi havalandı, hemen bir
güvenlik çemberi kurmak için etraftaki kayalıklara mevziler aldık,
arkadan bir timi daha getirecekler çünkü.
onlarda kazasız belasız 10 dakika içinde bölgeye iniş yaptılar, ve helikopterler ayrıldı bölgeden.
80 mehmetçik yanlız kaldık. etraf çok yabancı gelmeye başladı, hemen
halil yüzbaşı gereken dizilişi alıp 1000 küsür şimdi aklıma gelmiyo
rakımlı tepeye hızlı hareket etmemizi istedi, amacımız 20km kadar içeri
girip mevzilenmek, önümüzde yaklaşık 17km falan var.
bölgede olduğumuz anonsunu doğru kodlarla belirterek bilgi verdik.
yüzbaşı bölgeye gitmeden asla durmayacağımızı böyle bir istek veya arzuda olmamamız gerektiğini belirterek yola koyulduk.
etrafımız dağlarla çevrili, bizde o tas gibi bir yerde dağın eteğinde bulunuyoruz,
elimiz tetikte pür dikkat etrafı dinleyerek en ufak çıt sesine bile
kilitlenerek yürüyoruz.
yolumuza devam ederken, en önde ki tim olarak yüzbaşının hareketlerini
kesmeye başladım, arada sırada elini telsize arkaürüp dinliyordu sesi
kısıp, o onu yaptığında bende sesini çok az açıp sesini kısıyordum.
bölgede devamlı telsiz trafiği vardı. harekatın daha ilk saatlerinde herhangi bir temas sağlanmamıştı.
birliklerimiz saatler geçtikçe hedeflerine yaklaşmaya başladı akşama
doğru yaklaşık 10 saati geçen bir yürüyüşten sonra geleceğimiz bölgeye
çok yaklaşmıştık. havada hafiften kararmaya başlamıştı. normal bir
intikalden farklı yoktu. yavaş yavaş o heyecanı atlatmaya başladık.
arkamızdan bıraktığımız bölge güvenli bölge olarak kalıyor ve o bölgeye topçu ve havan birliklerimiz yerleşiyordu.
gitmemiz ve mevzilenmemiz gereken tepe karşıda gözüktüğünde artık
ayaklarımızda ki botlar tabanımıza yapışmış vaziyette ve yürümekten
başımıza kıramplar girmeye başlamıştı.
sabah ki heyecan yerini, sakinliğie birakmış ve yavaştan rehavete kapılıyorduk.
bunun üzerinden 10 dk geçmedi ki, yüzbaşımız çocuklar hadi biraz daha
hızlı hızlı hareket dedi. o anda bir terslik olduğunu anladım. yavaş
tempo sırtımızda 40 kg ile koşmaya başladık artık taşlar ayaklarımıza
battıkça çoraplarımız ıslanıyordu. belli ayak tabanlarımız kanıyor.
yüzbaşının bu telaşlı hareketinden bişeyler olduğunu hissettim,
telsizimi hafif açtım telsiz bangır bangır bağırmaya başladı resmen.
bazı birliklerimiz ilk teması sağlamış çatışmalar bizim batımızda kalan
bölgelerde hakkari taburlarında başlamıştı.
inanılmaz bir heyecan yaşamaya başladım. her an bizimde bir çatışmaya
gireceğimizi hissetmeye başladım. bu hafif koşudan askerimizde hissetti
tabii bi taklar olduğunu, yarım saat sonra mevzimiz olan tepeye
geldiğimizde karşı tepede ışıkları açık olan evler gördük köyün ismi
bitamad diye hatırlıyorum.
mevzimize yattık ve büyük sinyal alıcılarıyla sinyaller kesmeye
başlayınca, pkk telsizlerinide duymaya başladık. adamlarda öyle ss
tonlarıyla konuşuyorlar ki arkaleri tutuşmuş belli.
kendi telsiz frekanslarımızdan diğer birliklerimiz çarpışmaya başlamış
ne yazık ki şehitlerimizinde olduğunu öğrendik. henüz tam olarak
sayısını bilmeyerek etrafımızı pür dikkat izliyoduk hani türkiyeye doğru
sızma yapacak olan kollara pusu atmak için.
beyler 40 küsür gün harekat nası bitireyim harekatı bugün. elimden
geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum bişeyler atlamak istemiyorum. neyse
devam.
o gece sadece telsizden gelen sesleri dinleyerek sinirlerimiz
gerilerek dinledik.
herhangi bir sızma yapmaya çalışan bir kol yada grup ile karşılaşmadık ki gece zaten çoğu sıcak temasa girmişti askerimizle.
kürtçe bilen askerimiz sayesinde örgütün bir şok geçirdiğini bu harekatı
bekleselerde bu kadar geniş çaplı özellikle özel harekatçıları
beklemediklerini anladı. ilk gün 70 e yakın terör örgütü mensubu
öldürüldü, ne yazık ki bizde 11 yada 12 tane tam hatırlayamıyorum şehit
verdik, ama hatırladığım ve unutmadığım, 19 mart 1995 te yani harekatın
ilk gününde ibrahim üsteğmen şehit düştü girdiği çatışmada.
yavaş yavaş sabah olmaya başladı, çatışmalar geceleğin kadar şiddetli
olmasada devam ediyordu. örgüt bazı bölgelerde darmadağın olduğu
belliydi, dağınır vaziyette kaçmaya çalışıyorlardı, kimisi yönünü
kaybedik jöhlerin kucağına oturuyordu.
sabahleyin yüzbaşı hilmi ileride görülen köye 2 tim gitmesini istedi,
üsteğmen ismail asteğmen vardı ibrahim sanırım yeni gelmişti, ve ben 2
timi alarak uzmanlarımızla birlikte köye doğru hareket etmeye başladık.
köye doğru yaklaşınca hala açık olan ışıklar söndü bir anda. sönmeye
kalmadan aga bir havan yağmuru başladı açık alanda size anlatamam.
o havan toplarından biri ortamıza düşse hiçbirimizin şansı yok.
hepimiz şehit olacağız. böyle bir havan yağmuru görmedim zaten havan
atışı hiç yememiştim. üsteğmenimiz sesi duyunca mevzi al mevzi al yat
yere diye haykırdı resmen.
ilk anda sadece ıslık sesi gelir ama nereden geldiği belli değil, ilk
anda (bu tabi 1 2 saniye) resmen tak diye nefesin kesilip yutkunup donma
geldi, o esnada uzmanım çekti beni attık kendimizi kenara.
arkamızda kalan 2 tim ile birlikte köye doğru yaylım ateşi açmaya başladılar. köyden havan yiyiyoruz resmen hemde açık alanda.
daha harekatın 2.gününün sabahı amk daha 40 küsür gün var (haberimiz yok
tabii) bir oraya atlıyoruz bir buraya zıplıyoruz attık kendimizi
kayaların oraya.
telsiz çayır çayır yanıyo yüzbaşı bağırıyo olum metre teyit et kaç merte?
300 metre komutanım
tamam geri çekilin oradan.
tepemize devamlı havan düşüyo en pis olanı nereye düşeceğini
kestiremiyosun yani.
biz yaklaşık 50 100 metreyi koşarak sinerek çapraz koşarak havanların
arasında geriye başka kayalık mevziye geçtik. yüzbaşı gene sord
olum söyle kaç metre ''200 metre''
geri çekilin dedi,
lan biz geri çekildikçe adam kafamıza isabet ettirmeye çalışıyo ki
yukarıdan tim yaylım ateşine devam ediyo. abi tam geri çekilicez ne olsa
beyenirsin,
ibrahim asteğmenin timinde diyarbakırlı onbaşı sezai.
bir önce ki mevzide biz geri çekilirken o donma yaşamış kalmış sinmiş
silahı yanında elliriyle kulakları tıkamış bacakları kendine çekmiş
sallanıyo.
haydii. ulan çocuğu orada bıraksak şehit düşecek, e oraya hareketlensek
farkedilecek bütün havanlar oraya düşecek gene şehit allah muhafaza
parçalarını toplayacağız.
bı yeri iyi dinlesin arkadaşlarım ateş etme el bombası atma olayı
yaşadık dedim ya kan uykusundan dediler iyi okusunlar sırada ki
yazacaklarımı.
@2397 okumaya devam et kardeşim, şırnaka direk otobüsle giden asker
varmı araştır. ktmlere katılır önce asker ne şırnak tabelası.
beyler siteye giremedim bir türlü o yüzden geçiktim yazıyorum.
abi yüzbaşıya telsizle hemen durumu anlattık, yüzbaşı kimin timindeyse
o çocuk o timin sevgi kodumun komutanı gidip onu oradan alacak.
dedi ibrahim asteğmenin yüzü bembeyaz kesildi bi anda.
ulan nası alacaksın. bağırdık bağırmaya çocuğa ''sezaiiii seaziiiii''
yok amk çocuk duymuyo tepki veremiyo zaten havan yağıyo amk.
üsteğmenimiz telsizden devamlı ananons geçiyo ''komutanım 150 metrede
atış yapılıyo'' giderek yaklaşıyo derhal geri çekilmemiz lazım çocuğu
alacaz diye 39 kişi şehit düşecez yani,
bağırıyoruz ''sezaiii sezaiii'' uzmanımda şöyle bağırmaya başladı ''huur
çocuğuuuuuuuu lan şerefsiiiiiz laaaaaaaağğğn'' 3 4 dakika içinden
oradan çıkmazsak bizi vuracak havanlar.
yerden taş alın atın dedim, aldık taşları nası sallıyoruz çocuğa
kıpırdayamıyo biri isabet etsin de kendine gelsin diye, buna attık
taşları bu kendine geldi ama ne gelmek, taşlar vücuduna gelince bu
heralde isapet aldım heyecanıyla sağına soluna bize doğru ateş etmeye
başladı bilincini yitirdi çocuk.
bizde küçük taşlar atıyoruz o mesafeye ulaşşsın diye mermi sndı heralde.
üsteğmende bağırıyo ''50 metre komutanım isapet alıcaz'' sezai ateş
etmeye devam edince hem yerini belli etti, hem bizde bişey yapamaz hale
geldik mermi yemeyelim diye, havanlar seaziye hedef almaya başladı ve
bir havan mermisinin yakınıa düşüp şarapnel parçaları vücuduna gelerek
şehit düştü çocuk oracıkta gözlerimizin önünde. ibrahim asteğmen başladı
ağlamaya oda. oda kendini kaybedecek sandık üzerine atladık adamın ateş
mateş edicek diye.
arkasından beyler arkamızda bulunan topçu birlikleri 20 küsür atış
yaptı, 302 likler tepemizden bildiğin vızır vızır geçiyor köye doğru,
tahmin ediyorum 12 13 tane atıldı, önümüzde duran köy 10 15 dakikada tuz
buz oldu resmen,
302 lik top abi bu, yere vurdumu ters çeviriyo milleti, zaten bir yarım
saat hiç bir şey duyamadım, top her yere vurduğunda zıplıyoruz etraftan
topraklar üzerimize geliyor.
dehşet bir görüntü dehşet bir ses.
ortalık yıkılıyo denir ya hakikaten yıkılıyor yani.
babalar topçular öyle bir vurdu ki köyü havan falan kesildi. top atışı
bittiğinde midem bulandı kokudan barut kokusundan olduğum yere kustum.
kendimize gelmemiz yüzbaşı ve arkadaşların yanımıza gelmesi ve bizi,
kendimize getirmesiyle sürdü. böyle bir şok yok. 1 şehit vermiştik ne
yazık ki. diyarbakırlı on başı sezai mekanı cennet olsun.
asteğmen ibrahim girdiği şoktan çıkması uzun sürdü.
hemen hücum yeleğini falan teçhizatını çıkarttık, nefes almasını sağladık, kendine biraz geldi yarı baygın.
telsizden anonsumuzu geçtik, bir şehidimiz var bir yaralımız.
dedim yaralı nerde var bakıyorum falan yok.
yüzbaşımız asteğmen ibrahimin bu dakikadan sonra bir yararı olmayacağını
düşünerek çekmeye karar verdi, biz kendimize biraz gelir gelmez ben
özellikle çikolataya sarıldım mide bulantımı geçirsin diye, arkasından
yüzbaşıma iyi olduğumu belirtip harabe olan tepede ki köye gitmemizi
istedi,
asteğmen ibrahim kenarda yarı baygın halde yatıyor bir yandan da grupta
ki çocuklar şehidimizi kenara alıp künyesini, ve harekat başında verilen
vasii kağıdını çıkartıyordu. botlarını çözüyor silahını ve mühimmatını
kenara ayırıyordu. hislerin duyguların birbirine karıştığı bir an on.
biranlık şok biri şehit olmak üzere iki kişinin kaybına neden oldu.
asteğmen ibrahimin askerliği pdrm de devam etti, bir daha araziye
gelemedi ve ailesine geri gönderildi nası bir pgibolojiyle yaşıyor
bilemiyorum.
biz yarı bilinç kaybı ve sağa sola sallana sallana köye doğru
hareketledik.
köye doğru yaklaştıkça keskin bir barut kokusu ve o bilindik koku,
terörist kokusu keskin bir şekilde burnumuz yakmaya başkadı. burnumuzu
boynumzda ki berelerle kapatığ köye girdik, etrafta paramparça olmuş
ceset parçaları vardı.
aklıma önce köylü olabilecekleri geldi fakat kısa süre sonra keleşleri görünce anladık köyde neler olduğunu.
etrafı biraz gezdiğimizde aslında bu itlerin dün geceden beri burada olduğu anlaşılıyordu. bizi görememişlerdi pezevengler.
ışıkları yakmalarının sebebi, normal bir köy izlenimi vermesi ve askerin köye savunmasız girmesi.
ama sabahleyin, bizi karşı mevzi tepesinde görünce özellikle köye haraketlenen bizim timimizi ateşten önce havana sarılmışlar.
belki önce ateş etselerdi şehit sayımız artabilirdi çünkü arazi çok açıktan gidiyorduk. ve göremedik hakikaten adamları.
boş bir köy zannettik. oraya gidip soru soracaktık gördünüz mü buralarda grup diye.
önce havana sarıldılar. sonrasında dünya başlarına yıkıldı.
2.günü diyarbakırlı onbaşı sezai de dahil bölgede 6 şehit verdik. 30 a yakın yaralı. onların zaiyatı 100 e yakınç.
asteğmen ibrahim ne alemde bilemiyorum. umarım iyi durumdadır.
güne çok kötü başlamıştık. ilk sıcak çatışmamızı yarı pusu sayılabilecek şekilde yedik. o gün 1 şehit 1 yaralı verdik,
köyde bulunan 7 pkk lının parçalarını saydık. helikopter yarım saat
içerisinde bölgeye ulaştı sadece 1 dakika içerisinde titreme geçiren
asteğmen ibrahimi ve şehidimizi helikoptere yollayıp sonsuzluğa yolcu
ettik.
her boşluğa düştüğümde zor anımda olduğu gibi aklıma yağmur ve o şarkı gönderdiğimiz gün geldi,
sezaide onların arasında haykırarak şarkı söylüyordu muhtemelen.
asteğmen ibrahim sevgilisini düşünerek ritim tutuyordu, üsteğmen ibrahim
kızını eşini düşünüyordu şimdi.
aklımıza geliyordu ailesi öğrenmiştir üsteğmenimizin, sezainin ailesi şu
anda habersiz belkide yataklarında uyuyordur. bugün çok zor bir gün
onlar için. hiç bitmeyecek bir gün, bir iki saat sonra başlayacak onlar
için.
http://www.youtube.com/watch?v=6-n2VkblHRA
(bir arkadaşımız atmıştı çok hoşuma gitti paylaşmak istedim)
arkadaşlar bugünlük hikayeyi bitirelim yarın devam edeceğiz muhabbet edelim biraz saat 1 oldu yoruldum.
iyi geceler yatacak arkadaşlara.
@2436 hepimiz mavi bere kardeşim.
@2439 o gün icerisinde iletilir abicim, en fazla 3 4 saatte.
@2240 kardeşim bizi intikale bırakan kamyonda güvenlik konvoyu var
zırhlı araçlarla gidiliyor bizi bırakıyorlar zırhlı araç ve askerlerle
geri dönüyorlar yani sadece kamyon değil en az intikali yapacak tim
kadar asker de geliyor.
@2441 belki başka bir isimle koymuşlardır. iki isim olabilir. tam
bilemiyorum kardeşim.
@2447 haklısın kardeşim işlerin yoğunluğu falan elimden geleni
yapıyorum kusuruma bakmayın.
@2449 kardeşim iş günleri zorlanıyorum ama hafta sonları
sabahladığımız oluyo kusuruma bakma. elmden geldiğince çok yazmaya
çalışıcam söz.
@2454 şehidimiz almışlardı. bişey dicektimde şimdi anlatmıyım bunu
sinirler iyice gerilmesin. şehidimize yapılanları. esir de verdiği oldu
elbette ama bizim dönemimizde hiç duymadım fakat yakın zamanda vardı
haberlerde.
bizim dönemimizde şehitlerimizi alırlardı.
@2458 giremiyoduk tabii ki gene mecliste mgk toplantılar olurdu. öle
kafana göre bu kadar büyük bir birlikle girilmiyodu. ama timler halinde
ufal gruplar halide sürekli girilir çıkılırdı. hala da öle. sadece
sizlerin haberi yoktu. şimdide biz duymuyoruz ama muhakkak giriş çıkış
yapılıyordur.
@2459 hiç o kadar psikopatıyla karşılaşmadım ben. ama tekme atan
olurdu ara sıra.
ayrıca insanın inanası gelmiyor değil mi?
@2462 yok be kardeşim bizim askerimiz değil. bunlar özellikle karakol
baskınlarında ön mevzide ki şehidi yada güvenlik timini pusuya
düşürdüğünde yapabilirse şehit ettikleri askerlerimizi alır götürür.
pkk şehidimizi alır götürür onu diyorum.
@2466 estafurullah ne kusura bakması.
@2470 yok kardeşim ben görmedim hiç duymadım da.
@2475 o zaman sor bakalım kaç kişi gitmiş kısa dönem 1995 sene, önüne geleni yedek yapıyorlardı abicim ondan.
@2496
şimdi bu zamana kadar kimseye cevap vermedim çünkü inanmayan arkadaşlar bile bu (bkz: sallayarak) denilen yavşak kadar terbiyesizleşeni görmemiştim.
tav olmuş bana
bakın kimse inanmak zorunda değil. çoğu kişi inanmadığı halde sırf
hikaye hoşuna gittiği için burada olduğunun ve hikayenin bitmemesi
içinde efendi gibi okuduğunun farkındayım. hatta inanmadığı yerleri özel
msjla, ''ya abi gerçek gelmiyor bana belki doğrudur ama bana şurası
garip geldi'' der bende cevabımı veririm anlaşırız anlaşamayız devam
eder gider.
tav olmak ne demek lan gibik. ulan ben belki senin babandan büyüğüm am biti.
şimdi gelelim bu muallaknin dediğine;
üstünüze havan atan denyo ya teşekkür etseydiniz. mesafe tayini bir
bilemedin 2 mermiyle yapılır. üstünüze havan yağdırıp 150 metre 50 metre
yarak kürek oluyosa harbi denyo demektir yada sen çok pis sallıyosun.
ilk atış, mesafe tayini için yapılır, ileri geri nereye düştüyse
bildirilir ona göre bi daha atar adam, yine olmadıysa yine dener 3.
atışta hala dağa taşa atıyosa onun başındaki adam onu giber açık ve net
söliyim. sallaıyosun hacı. inandırıcı olsun diye de aktar gibi bi uslup
kullanıyosun tav oldum sana.
demiş,
şimdi karşısında profesyonel asker yok. bir iki tane dal yarrağın eline
havanı vermişler, bu gerizekalılarda havanla adam vurmaya çalışıyor bak
ne diyorum adam vurmaya çalışıyor gerizekalılar. ulan havanla adam daha
doğrusu hareketli bir unsur vurulur mu?
vurulmaz.
o havanı kullanan yetişmiş bir asker olsa, açık arazide yakalamış unsuru önce havanla vurmaya çalışır mı? çalışmaz.
gider görerek atış yapabileceği uzun namlulu silahını kullanır.
dolayısıyla bu kişilerin hareketli unsuru havan mermisiyle vurması çok
zordur. ilk atışı yapar, hareketli unsur hemen ikinci atıştan korunmak
amacıyla en az 50 metre olmak üzere yer değişikliği yapar ki mesafe
tayini yapmasına izin verilmesin.
zaten genelde askere gidenler bilirler. havan ve toplar hareketli
unsurları vurmaktan ziyade, hareketsiz unsurlar ve binalar gibi
cisimleri hedef almakla birlikte, ileride bulunan birimin arkasında ki
lojistik sağlayan yeri veya yolları vurur ki önde ki unsur yanlız
kalsın.
veyahut hareketli askeri unsura hedef tayin etmeksizin bak sevgi koduğum
bak burayı iyi oku ''hedef tayin etmeksizin serbest atış yaparak
unsurun hareket ve manevra kabiliyetini engellemeye çalışıp zaman
kaybettirme amacı taşıyabilir''
tabi ki hareketli unsur ilk atışta (çok çok az bir ihtimal) vurulabilir.
ama asıl amaç görülmeyen bir yerden hedef tayiniyle ve hareketsiz
unsura yıpratıcı atışlar yapmak ve sindirmektir topçu ve havan
bölüklerinin görevi.
şimdi karşımızda ki amerikan ordusu değil neidüğü belirsin 7 8 kişi, ki
açık arazide yakaladığı birine görerek atıştan ziyade görmeden havan
atışı yapmasının iki sebebi olabilir,
1) acemilik,
karşısında kendisinden daha yıpratıcı bir vurucu güce sahip birimi görüp
panik olma, ve bunun akabininde getirdiği hemen etkisiz hale getirme
isteği.
2) bilinçi zaman kaybettirip manevra kabiliyetini düşürme
eğer bunun için yapmışlarsa bu demektir ki, bu grup tecrübeli bir grup
neden dersen, karşısında bulunan vurucu gücü üstün unsuru yavaşlatmak
ilerlemesini durdurmak ve ona zaman kaybettirerek bölgeye yardım
gelmesini veyahut bölgeden uzaklaşmak amacında olmuş olabilirler.
tek hataları uzun namlulu silahlardan önce havanı kullanmaları olmuştur.
ki orada böyle kritik minik hatalar adamın hayatına mal olur sevgi koduğum bunu çok iyi bil.
çünkü;
ilk havan atışından sonra arkamızda ki tepe mevziinden üstlerine
başlatılan yaylım ateşi onları karşılık verememeye ve yanlız kör havan
atışına zorlamıştır.
şimdi bunu iyice oku oku ki sevgi kodumun bak bakalım içinde kaç adet
askeri jargon var. burada sadece askeri jargonla konuşulsa kim anlıcak,
sen anlıcaksın ben anlıcam ve konuya hakim bir kaç kişi daha.
ikinci sıkıntına gelelim,
vay efendim bir saat teslim ol çağrısı mı yapılır mış da var efendim
roket mi atılırmışta o kadar uzun süre mağara başında mı beklenirmiş.
ilk olarak roket nasıl atıldı orayı 42 kere oku anlıyacaksın.
ikincisi, bilmiyorum askerliğini yaptın mı veya yaotıysan nerede nasıl yaptın;
orada şehit vermemek için değil 1 saat, arka kadar patika yolda 3 saat
hareketsiz kalındığını, 4 km yolu sinerek atlayarak dura kalka dura
kalka 4 saatte alındığından haberin var mı?
senin gibi bir dal yarak olsa, ee giberim girin ulan sıkıldım kafasında olsa orada ki askerin var haline.
hadi bana inanmıyosun bu komutanada inanmassın, adam kaç saattir teslin ol çağrısı yapıyoruz diyor,
http://www.youtube.com/watch?v=F6bSeTOZ2Jo
özellikle bunu izle megefonla konuşan komutanı arkaünle değil kulaklarınla dinle ne diyor;
''dün saat 16 dan itibaren sizin teslim olmanızı bekliyoruz''
http://www.youtube.com/watch?v=HFz6Ev0PH1k
100 sayfayı geçtik bir çok inanmayan oldu ama kimseye bırak küfür etmeyi
ters bir laf dahi etmedim varsa ettiğim çıksın özür dilicem.
burada pkk lı bile geldi yazı yazdı cevap dahi vermedim.
ama sen kimsin lan arka herif kaç yaşındayım ben biliyomusun aktar.
kusura bakmasın diğer arkadaşlar üslubunu giberim böle adamın.
al gör. bu inanman için yaptığım bir şey değildir.
sen çıkıp desen ki abi.. gibtir et abiyi, olum böle böle demişsin ama şu
şöle oolur bu böle olur o öle olmaz bende doğru değil inanmıyorum sana
desen yemin ediyorum ''tamam kardeşim hikaye bitsin anlatırım sana der
çekilirim itiraz etmem bile.
yemin ediyorum yazmaktan soğuttun beni tav olmuşmuş seni bir giberim
aklın hayalin durur yavşak. itirazın varsa adam gibi derdini anlat.
arkadaşlar yanlış anlamayın inanmayan varsa çok doğaldır en ufak
itirazım yok. inanmazsınız hatta söylersiniz şurası inandırıcı değil
diye. ama böle tav oldum falan ayıp gerek yok.
isteyen her istediğine inanıp inanmamakta serbesttir.
@2511 bak havan mevzuunda ki iddiası gayet yerinde adamın o öle olmaz
böyle olur şöle yapılmalıdır falan mantıklı şeyler söyledi bilgisi
dahilinde ki doğruluk payı var. farkettiyseniz uzun bir şekilde neden
tahmin ettiği gibi olmadığını anlattım.
ama yok 1 saat beklenir mi falan yok sikerim seni bilmemne demesi
özellikle tav olmuş falan ona uyuz oldum.
beyler merak etmeyin devam edeceğim tabii ki. saat 9 30 gibi
başlıyalım isterseniz bende bir duş alayım leş gibiyim 9 buçuk gibi
devam edelim kaldığımız yerden. hem biraz toplanmış olalım.
k.ırak ta ki ikinci günümüze hiç iyi başlamamızdan ve verdiğimiz iki
kayıptan dolayı açıkcası duyduğumuz heyecan ve moral, yerini endişeye ve
sinir bozukluğuna bırakmıştı.
karşılaştığımız ufak bir grupta bile bu denli saldırı yememiz askerin
komuta kademesinin kararlarına az da olsa şüpheyle bakmasına olanak
sağlamış ve bunu subay ve astsubaylar olarak hissediyorduk.
elimizde bir harita bilmediğimiz bir bölgede intikal noktalarımız
arasında dolaşıp, sızma yapıp kaçan grupları tespit edecek, gerekirse
imha edecek ve bu sızmayı engelleyecektik.
bir başka görevimiz ise terör örgütünün bölgede ki gruplarının telsiz
frekanslarına karışarak bilgi alarak ne tip manevra yapacaklarını çözüp,
dinleme ve kesilme timlerine bilgi verecektik.
aklımızda sevdiklerimiz ve kaybedilen arkadaşlarımız ile birlikte
başımıza acaba ne gelecek? acaba geri dönebilecek miyiz? sonumuz ne
olacak gibi sorular sorup yavaştan paranoyaya bağlamaya başladık.
e zaten bölgede ki komuta kademesinin ilk görevi şüphelenmek. her boktan
şüphelene şüphelene yavaştan paranoya boyutuna geçmeye başlıyorsunuz.
asteğmenimizi ve şehidimizi naklettikten sonra köyü toparlayıp, intikal
hattımız boyunca arama tarama görevimiz için yola devam ettik.
öğlene doğru yarım saatlik istirahatin ardından bölgede ki en sivri
kayalıkları içinde bulunduran, zaho bölgesinde ki per tepesine
tırmanmaya başladık.
geceleri, telsizden anladığımız kadarıyla çok etkin ve şiddetli
çatışmalar, sabahları yer yer duruyor yerini ufak çapta çatışmalara
bırakıyordu.
bunun sebebi, çatışmaya girilen her bölgede örgüt unsurları incin halde geri çekiliyor veya imha ediliyordu.
herakatın daha ikinci gününde, ön hatlarda bulunan terör örgütününe mensup unsurların çözülmesi beklenenden de çabuk olmuştu.
örgüt daha 10 gün öncesinde yapmış olduğu 4 günlük eyleminde her noktaya
saldırmasına rağmen ordunun bu denli hızlı ve ani manevra yapıp geri
saldırı ve bu denli sert saldırı yapmasıni hiç beklemedikleri belliydi.
harekatın 4.gününden itibaren bölgeye gelecek olan cobra yani ah1-p/s
tipi (yanlış bilmiyorsam ısıya duyarlıydı) helikopterler ile birlikte,
bölgede sızma yapmaya kalkışacak olan unsurları nokta tipi değil bölge
tipi hava savunması yaparak 2 set halinde havada, bölgede tespit edilen
unsurları araya sıkıştırarak tecrit etme amaçlıdır. amaç unsuları,
sıkıştırıp bizim istediğimiz noktaya çekilmelerini sağlayarak tamamen
etkisiz hale getirmektir.
bu çok profesyonel bir iş gerektirir. genelde özellikle kurmay
subayların hazıryabildiği bir küçük harekat plan tarzı.
şimdi neden cobraların ilk günden itibaren değilde 4.günün ardından
geliyor diye sorabilirsiniz. bende sordum ama cobralar öyle her
istenilen anda kalkamıyor. her türlü hava şartı helikopteri
etkileyebilir.
ve tabi cobralar o zaman elimizde sadece 5 tane var. onların 4 tanesi de hakkari bölgesine ait.
bilindiği gibi cobraların ordu içinde ki değeri şimdi bile çok fazlayken o zaman toz dahi kondurulmuyordu.
velasıl biz bölgemizden ayrılarak, bölgeye giren koruculardan bize
yardımcı olacak korucu timiyle kontak kurup birleştik. 7 kişilik korucu
timi ile birlikte per tepesinin eteklerine geldiğimizde biz dahil zaho
bölgesinde yaklaşık 400 e yakın komando ile zaho da ki tüm tepelerde
mevzi yerlerimize doğru hareketlenmeye başladık.
bölge yaklaşık 300 km2 lik bir alan.
bizim mevzileneceğimiz per tepe nin zirvesine doğru hareket etmeye
başladık. hayatımda o kadar sivri kayalıklar görmedim. 600 küsür metre
yüksekliğinde ki tepeye akşam üstü saat 4 gibi, tırmanmaya başladık.
600 küsür yükseliğinde ki sivri oyuk kayalık vb. bir çok çetrefilli
arazide zirve de ki mevzi noktasına geldiğimizde saat sabaha karşı 1
buçuk 2 civarlarındaydı.
tepeye geldiğimizde o kadar bitkin haldeydik ki resmen serumlarımızı
yemiştik. enerji denilen bir şey kalmamıştı. her yerimiz çizik
içerisinde 90 kişi, toz toprak içerisinde zirveye gelmiş zifiri bir
karanlıkta mevzilerimize geçip frekans kesici ile etraftaki
hareketlenmeleri ve manevra halinde ki unsurları tespit etmeye çalıştık.
bölgenin inanılmaz zor bir arazi olduğunu, neredeyse düz bir alanın
olmadığını zirvelerin gök yüzünü kestiği yerden anladım. böyle bir
manzara yok.
300 km2 lik bir alanda tam 400 askeri unsurumuzla konuçlanmıştık.
gece tekrar ileri bölgede askerimiz her noktada çatışmalara girmeye
başladı. kamplara yaklaşan askerimiz çatışmara çok şiddetli giriyor ve
karşı mukavemet daha sert olmaya başlıyordu.
terör unsurlarının frekanslarına girdiğimizde telsizlerimiz cayır cayır
yanmaya başladı. hiç anlamadığım dilde bağırışlar çağırışlar vardı
telsizde.
bir korucu kardeşimizin yanıma alarak anladığı kadarını bana tercüme
etmesini istedim.
tercüme ettiğinde, çatışmaya girmiş terör unsurları sözde karargah
bölgesinde ki üslerine genelde aynı şeyleri söylediğini çözdük;
adamlar genellikle ''çekideğimiz bitti'' ''sigaramız bitti''
bunlar şu anlama geliyor çekirdek=mermi sigara=roket,
bunları duyduğumda sırıtmaya başladım, cephaneleri kendi kamplarında
olmalarına rağmen bitme noktası gelmiş pezevenglerin askerimizde
herhangi bir cephane isteği yoktu. demek ki komandolarımız ve özel
harekatçılarımız genelde attığını vurmakta.
çoğunlukla yardım çağrıları;
işte sıkıştık, bölgede çok fazla asker var, çok sert çok sert karşılık
yiyoruz, ve en güzeli çok ölü ve yaralımız var destek istiyoruz.
beter olun orospu çocukları dedi korucu kardeşim, omzunu sıktım güldüm bende.
telsiz dinlemsinde şok olduğum bir an vardı,
bu pezevegnler geri çekilin emri aldığında, çatışmada ki grup liderlerinden biri, çok yaralımız var geri çekilemiyoruz dedi,
karşılık olarak geri çekilin sıkın kafalarına hemen geri çekilin.
köpeklerin kendi adamlarına bile en ufak merhameti yoktu.
yüzbaşı hilmi, frekans kesiciden bilgi aldı ve hemen yanına çağırdı bizleri,
bir keşif grubunun çember arasından kaçarak sızma yaptığını ve buraya
yaklaşık 4 km ötede ki patika bir yoldan gelip geçeceğini söyledi.
hemen dinleme kesilme timlerine kodlarla çektik mesajı.
onlarda ana karargaha bilgi verecek bize geri döneceklerdi.
yaklaşık 20 dakika içerisinde, patika yola pusu için timlerin gönderilmesi gerektiğini söylendi.
daha per tepeye gelmemiz 2 saat olmamıştı ki toparlandık bölgeye hareket
ettik, muhtemelen pusu bölgemize 3 4saatlik bir yolumuz vardı.
bize bildirilen ufak bir keşif grubu ki keşif grubları genelde 30 kişiyi
geçmezdi, kendi aramızdan 3 tim ve arkamızda bulunan tepeden 2 timle
birlikte bölgeye intikal planımızı hazırladık korucularımızı alarak
intikale başladık. yaklaşık 100 yakın askerle bölgeye hareket etmeye
başladık.
pusu alanının yaklaşık 7 8 km2 lik bir alan olduğunu haritadan belirten
komutanımız diğer tepeden gelecek olan üsteğmen oğuz un komutanısında şu
noktada katılacağımızı ve bölge ye vardığımızda hızlı bir planlama ile
yerleşeceğimizi kararlaştırdık ki zaten üsteğmen buluşacağımız noktaya
kadar belirlemiş olacaktı yerleşim tarzını.
per tepeye çıkış ayrı bir eziyetken iniş daha ayrı bir eziyet.
neredeyse zifiri bir karanlıkta sıfır ışık ki silahlarımız bile bezle
sarılı yansıma olmasın diye, sıfır ışıkla iniş gerçekten tehlikeli
olduğu kadar tedirgin edici, sivri kayalıklar arasından atlaya zıplaya
inmeye başladık, mayın korkusu bir yana kayalıklardan yuvarlanma korkusu
da cabası,
per tepenin eteklerine inmeden bağlantısı olan başka bir tepeye geçerek
(bu geçiş 1 buçuk saat sürdü) yürümeye devam ettik. en önde bahadırın
timi arkasında ibrahim asteğmenin timi ki uzmanı oldu o timin komutanı
en arkada ben ve timim.
ulaşacağımız noktaya varmamıza yaklaşık iki saat kala, diğer tepeden
gelen üsteğmen oğuzun komutanlığında ki timlerden birinde bulunan
askerin mayına bastığını duyduk.
bu tabi özellikle beni çok gerdi. evet mayın tehlikesinin farkındaydık
ancak, bu zamana kadar duymamıştım tabii vardı ama bu zamana kadar görev
yaptığım bölgede hiç mayın hadisesi meydana gelmemişti,
bu olay ve ağır yaralanan bir askerimizden dolayı diğer timlerin ilerlemisini durdurmuş durumda.
bizde olduğumuz yerde durarak bölgeyide emniyete alarak (o karanlıkta ne
kadar alabilirsen işte) komutanımıza gerekli bilgileri vererek ne
yapmamızı istediğini sorduk.
açıkası ben olduğumuz yerde kalacağımızı ve diğer timin hareketi ile
bizde ilerleyeceğimizi düşündüm, fakat haklı olarak bunun sızma
girişiminde bulunan usnurun pusu atacağımız bölgeden geçip gideceğini
bizim yola devam etmemiz gerektiğini söyledi.
tabi bu durum açıkcası bizi gerdi grubumuzda ki en üst rütbeli subay
bizler asteğmenlerdik ben ve bahadır. gerçi uzmanlarımızın olması
içimizi rahatlatıyordu elbette ama, oluşacak çatışmada timlerimizden
oluşan bölüğümüzün emir komutası bize geçmesi açıkcası tedirgin etti
bizi.
ilk defa bizden üst rütbesi olmayan bir komutanımız olmadan operasyona gidecektik.
tabi üsteğmen oğuzda gelecekti ama epey geride kalacağı belliydi. çünkü o
sırada 2 timin birbirinden ayrılması çok tehlikeli.
arkadaşlar yazdıklarım geliyor dimi başlık altına. bir sıkıntı yok.
internette gidip gelmeler oluyorda?
biz yola çıktık tekrar, tobleron çikolatasını biliyosunuz. onu düşünün
beyler onun en tepesinde sivri yerde göt kadar patikada ki sadece iki
ayağınızın sığabileceği bir yer, yani katiyetle iki kişi yan yana
duramaz.
işte öyle bir arazide ip gibi devam ediyoruz. sabah yaşadığımız havanlı
sıkıntı yüzünden bizzat içinde olduğumdan etkilenmiş olabileceğimizi
düşünmüş olmalı ki bölüğün komutası bahadıra verildi.
bahadır da bu denli dar arazide doğal olarak ip şeklinde ve arada ki mesafenin 2 m olması kaydıyla devam etmemizi istedi.
biz 2 saat daha yol aldıktan sonra üsteğmen oğuzun timleri yola
çıkabilmişti ki hava aydınlandığından dolayı, yolda uzun olduğundan
dolayı üsteğmen oğuz ve timleri geri çekildi.
biz hava tam açmadan noktaya gidecektik ama oğuz üsteğmen ancak saat 10 11 gibi gelecekti ki o arazide açık hedef olurlardı.
bunun anonsu bize geldiğinde sadece 3 tim yani 55 60 kişilik bir grupla
örgütün sızma yapmaya çalışan keşif kolunu karşılamaya gidiyorduk.
genede sayı üstünlüğümüz olduğundan 30 kişi gibi bir grup bekliyoruz
karşımıza içimiz rahat tek tedirgin edici ilk defa bu denli bir
sorumluluk almışız. yüzbaşımıda bunun farkında olacak ki telsizden
devamlı irtibat halindeyiz. tabi şifreli olarak.
sabaha doğru biz bölgeye vardık. yorgunluk denilen bir şey yok tabii,
yani artık aklımıza gelmiyor, psikopatça yürümemiz doğal günlük
hayatımızın bir parçası artık.
yanlız şöle bir sıkıntı var. dağılış ve alacağımız yerleri üsteğmen oğuz
yapacak diye aklımıza yazdığımız için nasıl ve nerede mevzi alacağımızı
hiç tartışmadık mal gibi unuttuk resmen.
hemen bahadır ve uzmanlarımızla arazi ve gelebilecek yollara göre 10 ve 12 şer gruplar oluşturarak dağıldık araziye.
belli hakim tepelere yerleştik, ve beklemeye koyulduk. sessiz bir
şekilde anonsumuzu geçtik ve ilk atışın uzmanlardan gelmesini söyledi
yüzbaşı yani bize pek güvenmediği ortadaydı. açıkcası biraz kanıma
dokundu.
neyse beyler. etrafta tek bir bitki dahi yok. bekliyoruz yatmışız
kayalıklar arasına, elimiz tetikte nefes dahi almıyoruz amk.
tamam çatışmalara girmişiz ama bu farklı emir komuta bizde bir nebzede olsa.
bekliyoruz kucağımıza gelsinler diye.
ilk operasyonda tam kucağa oturmuşlardı onun gibi bişey bekliyoruz.
operasyonun 4. gününün sabahı,
kalbimiz küt küt atıyo anasını satayım
hadi diyorum ya hadi nerdesiniz amına koduklarım çıkın da sikelim belanızı.
göstericem yüzbaşıya bize güvenmemesinin ne demek olduğunu,
güvenini sağlıcam yani gazdayım. yarı yatar vaziyette kayalık arasında kesiyorum araziyi.
şarkı paylaşayım beyler;
http://www.youtube.com/watch?v=rBIJCbb4nbY
saat işte 6 yı biraz geçti beyler. hakim tepeciklere yerleşmişiz.
güneş biraz biraz çıkmış etrafımız aydınlık. kayalık olmuşuz kimse
gözükmüyo,
biz tabi yerlerini bildiğimiz için dikkat edince çakıyoruz.
s şekline benzer bir şekilde dağılmışız.
yüzbaşımız telsizden anons geçti sürü çok yakınınızdan frekans veriyor beklemede kalın dedi,
5 dakika geçmedi,
bana göre sol yani kuzey batı kısmında ki tepecikte bulunan bahadırın
grubuna bunlar bixiyle bir girişti. anlatamam sizlere dondum resmen
dondum her yerden mermi yağmaya başladı amk.
ama nasıl yağıyor anlatamam size kafamızı kaldıramıyoruz bahadırın orası
yanıyo cehenneme dönmüş resmen. 30 kişilik göt kadar keşif grubunun
ateş gücü dehşetti. sonra çözdük tabi ne 30 amk en az 150 kişilik
bildiğin hpg yani direk savaşçı diye tabir ettikleri grup.
kayalıklara tak tak tak tak vuruyo mermiler bide bixi amk. ateş
ettirmiyolar. pusu yapalım derken fena göte gelmişiz anasını satayım.
bixi nin artık atış yayından mıdır nedir öyle bir ses çıkıyor ki adamı
kilitliyor resmen.
tıktıktıktıktıktıktıktıktkıtıktıktıktıktkıtıktıktıktkıtıktıktıktıktıktıkt,
elim ayağım kesildi resmen, ateş edemiyoruz sadece ben ve grubum değil
kimse yani ateş edemiy her yerden ateş almışız en çok da bahadırın
mevziye abanıyor ibneler.
telsizin sesiyle kendime geldim,
kur 2 cevap ver kur iki cevap ver duyuyomusun beni kur 2,
aslanım cevap ver kur 2 temas sağladınız mı?
aldım telsizi dedim komutanım,
pusu yedik her yerden ateş alıyoruz her mevziye ateş alıyoruz acil destek cobra acil kıpıdayamıyoruz.
komutandan aynen şöle bir cevap,
lan olum siz pusu atmadınız mı ne pususu,
ben devamlı aynı tekrarlıyorum komutanım acil cobra kıpırdayamıyouz
keşif kolu değil en az 100 150 kişilik bir ateş gücüne sahiler sıkıştık
kıpırdayamıyoruz,
dedi bahadır asteğmen senmisin
komutanım mevzisi ateş altında acil destek acil. durumu nedir dedi dedim komutanım hiç karşılık veremiyor bizde ateş altındayız.
oğlum dayanın dayanın irtibat halinde kalın destek gelecek dayanın
aslanım.
hiç bir şey yapamıyoruz hayatımda böyle ateş yememişiz daha. hep üstün
taraf bizdik ilk defa bu duruma düştük mevzilendiğimiz kayalıktan
mermiler sekiyor yüzümüze kayalıktan kopan taş parçları geliyor.
ardından arka arkaya roketler kafamızın tepesinde 20 tane falan patladı,
kafamı kaldırıp diğer mevzilere bakamıyorum ses yok diyorum hepsi şehit oldu heralde falan.
derken bizim karayılan babalar bir saydırmaya başladı mg3 ama süvariler geldi denir ya o hissiyata girdik resmen.
tırrrrrrrrrrrr tırrrrrr trrrrr tırrrr tır tır trrrrrrrrrrrrrrrrrrr.
abi işte o anda allah tarafından bir his yani nası oluyor bilmiyorum
kaldırıyosun kafayı dedim içimden direniyo asker ya senin burada sinmeye
hakkın yok.
beyler aynı anda tüm mevzilerimizle karşılık veriyoruz arazi yıkılıyo
resmen bixiye karşılık karayılanımız keleşe karşılık g3 müz rpg ye karşı
bişey veremiyoruz şu anda sadece o var.
karayılan;
hiç bir şey yapamıyoruz hayatımda böyle ateş yememişiz daha. hep üstün
taraf bizdik ilk defa bu duruma düştük mevzilendiğimiz kayalıktan
mermiler sekiyor yüzümüze kayalıktan kopan taş parçları geliyor.
ardından arka arkaya roketler kafamızın tepesinde 20 tane falan patladı,
kafamı kaldırıp diğer mevzilere bakamıyorum ses yok diyorum hepsi şehit oldu heralde falan.
derken bizim karayılan babalar bir saydırmaya başladı mg3 ama süvariler geldi denir ya o hissiyata girdik resmen.
tırrrrrrrrrrrr tırrrrrr trrrrr tırrrr tır tır trrrrrrrrrrrrrrrrrrr.
abi işte o anda allah tarafından bir his yani nası oluyor bilmiyorum
kaldırıyosun kafayı dedim içimden direniyo asker ya senin burada sinmeye
hakkın yok.
beyler aynı anda tüm mevzilerimizle karşılık veriyoruz arazi yıkılıyo
resmen bixiye karşılık karayılanımız keleşe karşılık g3 müz rpg ye karşı
bişey veremiyoruz şu anda sadece o var.
karayılanımız;
http://www.youtube.com/watch?v=7zX6eb_uDBs
kafamı bir kaldırdım karşı tepecikler kaynıyo amk heryerdeler
bahadırın mevzi yerlebir olmuş dedim içimden şehit oldu arkadaşım gitti
çocuk, karayılanın geldiği mevziye bakıyorum benim sayko uzman varya.
roketler gelince karayılancı çocuk şoka girmiş bizimki bırakmış g 3 bir
yandan veriyo karayılandan küsküyü bir yandan bırakıp el bombası falan
fırlatıyo,
adamlar bize biz onlara ölüm kusuyoruz resmen,
görerek nişan alarak isteyerek bilerek adam ateş etmeye başladım bana
göre biraz daha aşağıda 35 40 metre uzaklıkta birbirimize girmişiz
artık, biraz daha yaklaşsam göğüs göğüse kapışıcaz dipciklerle.
ateş ediyorum herife doğru etrafımda mermiler patlıyo ateş ediyorum
eğiliyorum kalkıyorum ateş ediyorum bir yandan bixi karayılana heden
alıyo bizim ikinci karayılanda çıktı ortaya yangın yeri
trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr falan kendimizi kaybetmişiz artık, kafada aman
saklanayım aman mevziye gireyim dikkatli ateş edyim yok. vur amk
vurabildiğin kadar kalan sağlar bizimdir.
adam ateş etmeye başladım, mermi sağ dizinden girdi diğer mermi
etrafından doz bulutu oluşturdu ben gövdeye nişan alıyorum sağ dizden
girdi, bizden ateş yiyince orda ki grup bize saydırmaya başladı bu
sefer.
beyler o gün karayılan yaklaşım 1000 e yakın atış yaptı en fazla 6.
atışta kitlenen karayılan 1000 yakın atış yaptı hani yeşil cübbeliler
mevzuu varya doğru olabilir hakikaten.
neyse atış yaptığımız bölgeden ateş yemeye başladık, el bombalarını
attık aşağıya, telsizden devamlı anons alıyoruz oğlum dayanın dirayetli
olun oğlum destek gelecek merak etmeyin, sakin atışlarla karşılık verin.
ulan ne sakin atışı onlarda bizde kendimizi kaybetmiş vaziyetteyiz ikiye bölünsek hissetmicez.
dedi asteğmenim varmı zaiyatımız varmı?
dedim komutanım bahadır asteğmenin mevzisinden karşı atış yok ilk olarak
oraya yapıldı ateş sanırım şehitlerimiz var. ben diyorum yani bahadırın
oradan çıkması imkansız herifler direk tepelerine tepelerine bixiyle
giriştiler.
arkasından yanımda ki askerim komutanım sızma yapıcaklar mevziye doğru
dedi ben ya allah diyip çıkarttım kafayı başladım ateşe,
bilerek isteyerek görerek 4. atışta ayakta gelmeye çalışan ruh hastasını
gövdesinden mideye sanırım bel hizzasına yakın yerden deldim.
yapıştı yere piç. vay elim titriyo lan yazarken mutluluk kapladı bi anda
bana bişey oluyo mutlu biraz duralım beyler.ç bi isgara yakıyım bi
dakka.
deldim götü yattım tekrar ananı sikiyim ananı sikiyim diye
söyleniyorum amk bizim çocuklar zaten deliyo ben daha yeni delmişim ilk
kızla yatış heyecanı varya he onu 1500 katlar. içim dışıma çıkacak. hani
derler ya ilk adam vurduğunda miden bulanır.
yoook oluuuuuuum ölye bişey laaaan yook=)
dedim aga sana karada ölüm yok basıyorum tetiğe bunlar mermiyi yedikçe
attılar kendilerini yere. sallıoruz el bombasını dursunlar oldukları
yerde diye, diğer mevzilerimizde yakıyo ortalığı,
aldım telsizi komutanım sıkıştık acil destek acil,
olum sıkın dişinizi geliyo destek evladım zaiyat var mı durum nedir durum ver.
lan çatışıyımmı durummu veriyim amk işte beyler komutanlık öle bişeymiş
çatışma esnasında her şeyi yapabilecek kabiliyette adamlar oralarda o
yüzden askerimizin içi rahat olsun.
ben yapamadım tabii,
zaiyat nedir rapor ver dedikçe ben mevziden saydırıyorum amk. bizim
çocuklar birini daha indirmiş aşağıya bizim mevziye gelmeye çalışan en
az 20 ye yakın adam var çakıldılar olduğu yere allahtan onlara göre
biraz daha yukarıda kalıyoruz büyük avantaj bu.
ikisini aynı açın beyler güzel oluyor
http://www.youtube.com/watch?v=7zX6eb_uDBs
http://www.youtube.com/watch?v=rBIJCbb4nbY
telsiz devamlı anons geçiyo oğlum zaiyat var mı durum nedir rapor ver
öle bi kabiliyet yok tabi için içime sığmıyo ateş ediyorum sadece,
bizim karayılancılarda ateşe vermiş etrafı bir taraftandan bixi yiyoruz devamlı,
aga tepemizde bir roket patladı kulaklarım koptu sandım anlatamam, hiç
ses duymuyorum boğuk bir ses sadece g3 ten çıkan gog gog gog diye.
yavaş çekim akıyo film sanki,
bu sefer bixiye doğru atış yapıyoruz ama nafile tabi zaten görüş
alanımda değil ama en azından ateş altında tutalım kafasını kaldıramasın
piç de nerde amk oda saydırıyo devamlı.
lan iki adam vurdum biri dizden ölmez o isabetle biri mideye doğru bel
hizzasından ama öldü mü ölmedimi bilmiyorum devrildi sadece.
e böyle bitmez bu amk, mermimiz bitecek adam çıkacak gelip kafamıza sıkacak sonunda.
telsiz hala olum cevap ver zaiyat var mı?
bilmiyorum komutanım bahadır asteğmenin oradan ses yok hala.
olum dayanın geliyo yardım dayanın aslanlarım dayanın.
biz bilmiyoruz tabi per tebenin orada ki tüm asker bize kullak kesilmiş
resmen. hepimiz şehit düşecez diye bekliyolar iki asteğmenle olucak iş
değil diye, zaten bahadır şehit diye algılamış bunlar,
bahadırın mevziden çıt yok dumanlar çıkıyo amk oradan.
ateşe devam ediyorum adamlara tek atış tek atı onlarda ara ara biraz
kafa kaldırıp atış yapıyo, ardından üüüüüç tak birinin omzuna soktum
mermiyi, dağların aslanı gibi hissediyorum kendimi sanırsın 500 adam
indirmişim amk. ama öle.
beyler bu esnada allahıma şükürler olsun bize bağışlamış resmen
bahadırın mevziden ses gelmeyince ateşi kestiler oraya bize yüklendiler
onlarda öldüğünü sandı muhtemelen. işte o esnada bahadırların mevziden
de bir karayılan daha amına koymaya başladı bende bağırıyorum,
vur aslaaanım vuuur vuuuur aslanım vuuur, meğerse ibne bahadır, ilk
ateşi yediğinde atmış kendini arkaya doğru bir korucu kalmış sadece
onuda çeke çeke almışlar bekliyolar amk orada 2 saate yakın. bi boku da
yok öküz gibi aslan parçası.
biz bahadırları görünce kendimize geldik ama ne gelmek çöktük resmen
tepelerine, telsizden hemen anons geçtim dedim komutanım bahadır
asteğmenin mevziden karşılık geliyo ,
tamam aslanım destek geliyo dayanın siz,
ne zaman gelicek amk 2 buçuk saat olacak neredeyse yiyoruz birbirimizi,
mevzilerde kendimize geldik, hepimiz alıştık, telsizle geçiyoruz zaiyat
var mı, bahadırların oradan var korucu kardeşimiz ağır yaralı ilk ateşi
sırtından yemiş, birde uzmanımızın orada bir askerimiz var oda ağır
yaralanmış,
neyse 3.saatte girerken destek geldi ama ne gelmek, kobra geldi beyler,
sesi bir aldık zaten bizde ki gaz oldu 1500, telsize girdi, dedi
asteğmenim durumunuz nedir yer tarifi yap, yaptık yer tafini dağılmış
araziye ibneler ve bizim yeride tarif ettim.
pilot oğlum çok yakınsınız bak roket atıcam bölgeye sakin kalın tamammı
aslanım panik yapmayın sakin kalın çevrelerinden dolaşıcam.
o anda telsize girdi ibne ''belinde ki silahı alacam senin komutan seni
kurtaramaz kimse'' dedim senin ananı sikicem ben rahat ol sen.
1 2 dakika sonra kobra başladı ateşe amk ama ne ateş, dağı deliyo ters çeviriyo resmen.
pilot devamlı olum yer teyit edin sizde ateş alıyomusunuz,
dedim komutanım ellerinize sağlık devam edin aynı bölgede kayalıklar arasından iki üç kişi çıkıyo devam edin,
diyoruz bu basıyo roketi, olum borumu uçan meleklerimiz onlar.
basıyo roketi manevrayı yapıyo biz yer teyiti yapıyoruz komutanım bixi
orada o bölgeye oraya saydırıyo sonra manevrayı yaparken bu muallakler
de çıkıyo saklandığı yerden atıyo kendini oradan oraya,
45 dakikaya yakın analarını gibti resmen kobra zaten bütün roketi üzerimize atmış arka oğlanları.
velasıl 4 saate yakın bir çatışma yaşıyoruz, 19 tane puştu sermişiz
yere, bizim iki ağır yaralımız var 13 14 tane de hafif, sonra korucu
kardeşimiz bahadırın grubunda ki yolda arkaürülürken şehit oluyo ne
yazık ki,
bunlarda aynen geriye dönüyorlar tabii geridede kayseri indirme bunları aynen kucağa alıyo.
neyse toparladı kobra, dedi asteğmenim nedir durum, kenan komutan hesabı analarını gibtik komutanım diyemedim tabii,
allah razı olsun ellerinizden öperim komutanım dedim,
allah sizden de razı olsun koçum dedi döndü geriye,
hemen tertip düzen aldık, çember güvenliği yaptık topladık bunları bir
yere, bir tanede ağır yaralı var göğsünden iki tane yemiş, üzerlerinden
de özgür halk dergisi vardı bunların bi tane onlardan çıktı, içinde
nizamettin taşmıydı neydi onun yazısı falan var.
yüzbaşıya çektim telsizi, komutanım böle böle son durum şu yaralılarımız
var acil skorsky bekliyoruz dedik, bi yandan da arkaümüz kalkmış.
yaralılarımıza ilk müdahaleyi yaptık askerimizin kanamayı durdurdular ama korucumuz zaten bilinci tamamen kapalı vaziyetteydi.
hakiakten iyi mevzi almışız özellikle bahadırın ilk atışta arkaya atması
kendini hızlı ve panik olmadan en az 10 askerimizin şehit olmasını
önledi çünkü felaket bir atış yedi o mevzi, diğer mevzilerde onların
bölgeye göre biraz daha tepedeydi o çok iyi oldu, bizim rakıma yakın
tepelerde ise hareketsiz atış yapıyorlardı.
yüzbaşıya rapor verdik işte, aferin aslanlarım aferin koçum benim koçum gurur duyuyorum sizlerle aldırıcam sizleri oradan dedi.
büyük bir mutluluk büyük bir haz duygu patlaması yaşıyor insan.
beyler o dönem sorsanıza bi gece görüş varmı bizde diye. 1990ların
başları amk.
neyse beyler, komutan bir skorsky yolladı 5 tane birden amk. bütün
ordu bizi almaya geldi resmen, birinde full bordo bereli timi, vay
anasını satayım, geldi bir tanesi geçmiş olsun çocuklar dedi dedim allah
razı olsun adamın heybeti karşısında dilin tutulur resmen.
hemen önce yaralılarımızı koyduk, arkasından atladık bizde ne var ne yok
topladık binlerden malzemeleri, bunlarıda aldık ama malatyaya adli
tıbba arkaürülecekmiş, eyi dedik aldık.
bahadıra bir sarılışım var anlatamam dedim oğlum öldün zannettim hiç ses
çıkmadı. dedi lan öldüm zaten öbür taraftan geliyorum hiç sorma o
tarafı.
gülüştük falan bu şokta ama bön bön bakıyo etrafına, sigara verdim istemedi yani oradan anlayın.
bindik helikopterlere dönüyoruz geriye.
yaralıların olduğu helikopterler direk diyarbakıra gittiler hafif
olanlarla bizi gene per tepesine bıraktılar, orada ayakta tedavi yapıldı
çocuklara,
yüz başının bir sarılışı var bize anlatamam, olum dedi valla hepinizden
umudu kegib özellikle ses vermeyince siz zaten anons ediceksim bahadırı
şehit diye, aferin koçlarım dedi.
sağolun komutanım allah yardım etti dedi, per tepeye kurmuş baba otağı
biz yokken, geçtik hemen istirahate 2 saatlik yarım yamalak uyku
kulaklar dışarıyı kesiyor hala.
harekat öncesi gelen generale kadar gitmiş mevzu yani yüzbaşı destek
lazım deyince bizzat kendi emriyle göndermiş kobrayı allah razı olsun
yoksa nerde amk.
kalmıştık orada 10 saatte ancak gelirdi destek.
çıktık oradan bi şekilde bir korucumu şehit oldu diğer askerimiz de terhis.
bahadır adam oldu o günden sonra, bizede güven arttı tabii, zaten öle bi
moda girmişim ki hakkı paşa verse komutayı bütün orduyu yönetirim.
keşif kolu diye gittiğimiz herifler vuruş gücü çıkmış. bizim dinleme
kesilme timinde ki mallar yanlış teyit etmişler mk.
öyle yada böyle çıktık oradan.
çok yıpranmıştık 4 günde, bu yıpranma zaten komutanımızında gözüne çarpmıştı bizi 2 günlüğüne aldırdı istirahate soktu 2 timi.
2 gün boyunca istirahate geçtik tv den takip ettik. biz 4.günün
yaşıyoruz tvde daha yeni başladı diye haber geçiyo amk. harekat bitecek
kimsenin haberi olmayacak.
neyse beyler bu akşam erken bitirelimmi biraz işte çok sıkıntı çekiyorum
kusuruma bakmazsanız muhabbet kısmına geçelim isterseniz.
http://www.youtube.com/watch?v=UJbqMuK1doA
@2679 eyvallah abicim buradayız çok şükür=)
@2683 şöle kardeşim, şimdi bunlarla bölgede iç içe olunduğundan ötürü
şifreli konuşma ve temiz frekanslardan konuşma gibi, hani bahsetmiştim
ya ayı mevzuu çayı demleyin misafirmiz geliyo onun gibi,
yada bunların çekirdeğimiz(mermi) sigaramız(roketimiz) bitti demeleri
gibi, sağlıklı haberleşme, kod verme, karışmasın diye mesela onun gibi.
@2682 babaneler dikkat edelim kardeşim aman diyim=)
o kelimeleri yazmak için kullandığın parmaklarını sikiyim senin o
parmakları tek tek sikiyim.
http://img37.imageshack.us/img37/6707/pkklpi.jpg
al bahsettiğin mütiş düzenli ordu kodumun gavatı daha ne yazdığımı
kavrayamıyosun gerizakalı.
@2691 oluyor tabi terörist sanılıp ateş açılıp şehit olan askerlerimiz
var ne yazık ki.
@2694 ona daha var kardeşim. pusu yediğimiz zaman da o.
sallayarak sen hakikaten karaktersiz bir adamsın. sırf kendini
kurtaracaksın diye yaptıklarına bak ayıp ulan ayıp. tamam sen haklısın
müthiş bir güç var ordunun karşısında, havanı sniper gibi kullanmak mı
dersin, dağdan dağa atlarken kanasla 15 askeri vuran mı dersin hepsi
bunlarda.
@2697 anlar tabii ama bu şifre devamlı değişir. yani anlasada nerede
olduğumuzu bilemez en azından.
@2700 videolar açılmıyo abicim göremedim valla.
@2705 çok merak ediyorum sen askerlik yaptın mı. nereden aldın bu
bilgileri?
@2710 yok canım vardı f-16 lar ama denk gelmedim abicim.
@2715 şimdi baktım kardeşim, varmış demek ki baksana adamlara, da
çatışma esnasında aynadan hedef alıp ateş edicek manyak yoktur heralde
aralarında, ama pes diyorum yani helal olsun.
@2718 ben ktmden birliğime teslim olmaya giderken sadece bir kaç taş
gelmişti otobüse o kadar. birde tutukluyoruz tabii ki. onlardan alınacak
bilgi çok önemli. öyle kafasına sıkma falan yok. ben şahit olmadım en
azından. hiçte duymadım.
@2721 yoo okullu olmana gerek yok komando olmak için, istediğini
belirteceksin gerekli eğitimlerde başarılı olursan sağlıkta sıkıntı
çıkmazsa olursun komando.
@2719 valla kardeşim sen ne görüyorsan orada da asker onu görüyor
geceleri. yani hiç bişey sadece ışıklar namlu ağzından çıkan ışık o
kadar yani.
@2724 yani kendimiz olağan şeylerde bir değişiklik gördüğümüz zaman
anlardık. mesela çobanların araziye çıkmamasından bişeyler olacağını
sezerdik, katırların devamlı etrafta gezinmesinden anlardır. mesela
düğün gibi bir organizasyon olduğunda anlardır bir yere dalacaklarını,
telsiz frekanslarına girilen karakolun tehdit aldığını anlardık.
diğer boyutta ki şeyleride biz almazdık yani öyle derin şeyleri birileri alır birilerine verirdi bizim haberimiz yoktu.
mesela dergileri vardı bunların oralardan anlardık bir yere
saldıracaklarını falan. o anlamda.
sallayarak bak abicim. yaşım 40 yakın. inanmak zorunda olmadığın gibi
millete inanmayın bu adam yalan söylüyor deme hakkın var.
istersen her yerde başlık açabilirsin yalancıdır jackal denilen adam. gelipte sana azımı açarsam namerdim.
sabah geldin sikiyim yalanını sana tav oldun gibi laflar ettin. bak bu
başlıkta bana inanmayıp hemen yukarıda ki domestos siker diye bir sürü
arkadaş var azımı açıpta tek kelime etmedim.
anılarımı hikayelerimi kız arkadaşımız anlatmaya devam ettim. hepsinin
affına sığınarak bu hikaye bittiğinde cevap vereceğimi söyledim takii
sana kadar.
küfür ettin küfür ettim. istersen her girdiğim entryden sonra yalan söylüyor bu adam de bişey dersem namerdim.
sana ettiğim küfürü geri alıyorum. inanmadığın yer mi var kerdeşim. yaz buraya inanmıyorum de. efendi ol başka bişey istemem.
tamam kardeşim inanmıyosun ne yapabilirim. resimdeki noktaları kaldırıp
sana al buyur bak al buna bak mı diyeceğim. yapmam öyle bişey.
inanma eyw başım üstüne. ama bu hikayeyi yazarken ilk defa bunlar
oluyor. belli ki böyle birbirimize dalaşırsak hikayenin içine sıçıcaz
sende bende.
o yüzden inanmadığın yer varsa istediğin yerde yaz. milletle dadaşmadan.
millette sana dadaşmadan. bir hikayeyi bitirelim. ulan kaç tane
keyfimiz var şu internette.
hayatımızda hiç görmediğimiz insanlarla hiç tanımadığımız isimlerini
dahi bilmediğimiz adamlarla muhabbet ediyoruz var mı böyle bir yer.
yok. o yüzden bak 40 yaşıma geliyorum izin ver bitireyim hikayemi dalaşma bırak unutuyorum ben senin dediklerini.
istediğini yaz kafana takılan yerleri. ama o kadar. hikayenin içine el ele verip sıçmayalım.
inanıp inanmamakta özgürsün ona apzımı açarsam namerdim.
yarın akşam hikayeye devam edeceğim arkadaşlar teşekkür ediyorum her
ne olursa olsun her ne düşünce de olursanız olun göstermiş olduğunuz
ilgiye.
bu akşam sinirleri biraz bozduk bazı arkadaşlarla karşılık kusura
bakmasın olur arada böyle şeyler iyi geceler herkese.
beyler aramızda bir proveke etmeye çalışan arkadaş var isim vermiyim
sallayarak denilen yavşak onu takmayın siz yazsın yazsın dursun kudursun
sinirden kendini gibsin.
ona inat her gece yazacam lan her gece bu başlığı sol taşşakta en tepede
bulunduracam. bu hikayemi bitirecem sonra bu muallakye inat kore
savaşlarını 1.dünya savaşlarını vietnam falan ne varsa kafamda
bildiklerimi yazacam sırf bu arkae inat.
sadece dün akşam açık konuşayım yazmamayı düşündüm.
sebebi ise bir arkadaş msj attı abi ben askere gidicem çok etkileniyorum kötü anlamda ama hikayeyide bitirme falan dedi.
ardından ne biliyim milleti kötü etkilemek istemem özellikle askerlik
vazifesi arifesinde sonra o arkadaşım devam etmemi falan söyleyinde
devam edeceğim.
birazdan başlıyorum arkadaşlar o zaman kadar şu şarkıyla biraz havamızı bulalım. benden sallayarak a gelsin;
ohh deme püf de..
http://www.youtube.com/watch?v=SpeNcnSknRo
hadi bakayım garagoçuma..
geliyorum beyler. ayrıca ders çalışacak arkadaşlar derslerini
çalışsınlar daha sonra okurlar sıkıntı olmasın. kahvelerimizi ve
sigaralarımızı hazırlayalım.
@2833 camili yaylaya karşılık tahrip kapı yokuşu derim kardeşim. ve
allah başka dert vermesin derim ne diyim.=)=)=) komando komando dedin
gördün mü ananın amını derim=)=)=)
evet 21 55 te başlıyorum.
o süre zarfına kadar hiç görmediğimiz kadar kalabalık bir pkk lı
grupla karşılaştıktan sonra yüzbaşı hilmi nin ''evladım 2 gün istirahata
yolluyorum sizi'' dediğinde ''hayır komutanım birlikte geldik birlikte
döneceğiz'' demek aklıma bile gelmemişti.
zaten per tepeye geri döndüğümüzde aklım başımda değildi ve hala yavaştan sola ve sağa çekerek yalpalayarak yürüyodum.
üstüne roketlerin ardından cobra nın ölüm kusması ve çıkarttığı ses beynininiz kulağınızdan akacak hissi verdi resmen.
per tepeye helikopterle geri dönerken, hala aklımda bahadır ın yaşadığını tam idrak edememiştim.
bön bön etrafa ve askere bakıyordum ki zaten hepimiz birbirimize bön bön bakıyorduk.
normalde helikopterden alana hızlı ve çabuk atlamak şöyle dursun havuza
atlamaya korkupta kenardan götüm götüm girmeye çalışan bir kişiyi
andıran hareketlerle inmeye başladık. zaten pilotta hiç acele etmedi
sağolsun.
yüzbaşımızın gelip alnımızdan öpmesi ve o helikopterin çıkarttığı
sesler arasında bişeyler demesi dışında per tepede ki son 1 saatimde pek
bir şey hatırlamıyorum.
sadece bahadıra tasla sıcak bişeyler verip konuşan komutanı bahadırında mal mal baş sallamasını hatırlıyorum.
ardından asker ve hafif yaralı askerlerimizde alarak çakırsöğüte iki
günlük istirahat için yola koyulduk. özellikle oradan sağ salim
çıktığımıza henüz inanamakla birlikte özellike bahadırın oradan nasıl
çıktığına inanmıyordum. hem ben hem de bahadır.
zaten ara ara yarı bilinçsiz ''allah allaaaah allah allah'' falan diyordu kendisi.
tüm telsiz anonslarımıza rağmen cevap verememelirin sebebi, bahadırın
ilk atış esnasında gelen roketlerle kenarda bıraktığı telsizi gelen taş
parçalarıyla tahrip olması artık bir anlık mı bıraktı niye bıraktı
bilemiyorum. diğer uzmanda ki telsizin ise roket atışı esnasında
mevzinin arkasında bulunan küçük çukura atlarken düşmesi ve o esnada
telsizi aramak aklına gelmemesi uzun süre onları kaybettiğimizi
düşünmememize sebep olmuştu.
tugaya vardığımızda hakan teğmen (allah rahmet eylesin şehittir oda
k.ırakta ağır yaralandıktan sonra yolda şehit olmuştur) aldı bizleri,
askere önce pansuman yapıldı, zaten tugaya bir çok tabib asteğmen, tabib
subay ve pmdr den bir de tabib albay gelmiş, hemen asker
derecelendirilerek tedavileri yapıldı.
özellikle bahadırın istirahatten sonra pmdr albayıyla konuşlaması istendi.
bense bir şeyim olmadığını yemek yemek istediğimi söyledim, artık kafadan ne geçiyosa amk bir anca açlık hissi gelmiş demekki.
üstümü başımı temizleyim biraz adama benzedikten sonra kantine geçtim
hala kulağım çınlıyo sol kulağım, kantine geçtim yemek getirdi asker
sağolsun sıcacık yemek, dişlerimi sıkıyorum çenem kitlenmiş resmen
açmakta zorlanıyorum, hani böyle çok soğuk olurda beyler bir kitlenme
gelir ya çeneye titremeden o hesap.
döke döke çorba içiyorum amk resmen. hafiften el titremesi geliyo ama o yorgunluktanmış istirahat sonrası geçti.
neyse yemeğimi yiyorum tam bilenler bilir arda boyları vardır sonraları
trt de asker programlarında nöbetteki askere şiir okuturlarken fonda
çalar. o çalmaya başladı ama şükriye tutkun söylemiyodu sanıyorum yoksa o
mu söylüyodu bilmiyorum tam ama arda boyları çalıyo.
lan beni durduk yere bir ağlama tuttu bir ağlama tuttu anlatamam.
şarkıda budur beyler hatırlamak isteyenler için;
http://www.youtube.com/watch?v=ZAhaCW5qpcw
bir yandan böle saklıyorum kendimi tamammı, hani millet görmesin diye
bilirsiniz işte öyle göstermek istemezsiniz kendinizi, bir yandanda
salak gibi çorba içmeye çalışıyorum halbu ki bırak yani dimi, ama
bıraksam sallıcam kendimi iyice bir yandan hafif atarak ağlıyorum bir
yandan ağzıma ekmek koyup çorba içemeye çalışıyorum sıcak mercimek
çorbası hiç unutmam amk.
zaten asker her nedense mercimek üstüne bir ihtisaslığı var devamlı mercimek devamlı mercimek.
neyse o esnada çalıyo hala arda boyları falan, dönüp desem askere kapat
şunu çocuk bi görücek tipimi ağızdan çorba akmış biraz ekmekli ıslak bir
surat nooluyoruz amk diye irkilicek.
diyemiyorum da.
ama sonra çocuk çıktı kantinden. anladı heralde asker allah razı olsun
rahat kalıyım diye kapattı kapıyıda. aga ben bir ağlamaya başladım
sessizden ama o çok fena sessiz ağlama yutkuna yutkuna.
yemine diyorum siktir olup gidesim geldi. annemi nası özledim ama
yanımda olsa bir sarılıcam sıkıcam kan dolaşımını etkilicem o derece bir
anne özlemi geldi içime felaket amk.
sonra ben tam hadisenin ortasındayken teğmen hakan geldi oda yeni
mezun daha 1 yılı biraz geçmiş asker teğmen olalı yani.
ben topladım kendimi falan yalandan yemeğe devam edicem ağzımı silerken gözleri siliyorum çaktırmıcaz ya amk.
adam zaten sırf o yüzden gelmiş, kapıyı kapalı askeri kapıda beklerken görünce sordu muhtemelen.
geldi oturdu yanıma kafamdan tuttu kardeşim sakin ol falan telkin ediyo
komutanım iyiyim falan diyorum bir yandan ağlıyorum ama durduramıyorum
yani, bu kafamı omzuna falan koydu ben dağıldım zaten amk.
dışarıdan biri görse bu asteğmen ya torpilli ya da aralarında bizim bilmediğimiz bir ilişki var der yani.
çok psikopat götveren komutanda vardı ama böyle adamlarda vardı orada
allah razı olsun hepsinden inş sizede düşer bu adamlar.
@qwerty klavye delikanlisi, camili yaylası ve tahrip kapı yokuşu
gazilerindendir kendisi, hayatta hiç birşey bu adama komaz artık aslan
parçası, karada ölüm yok kendilerine aslan mavi bere, yerin ayrı artık
kalbimizde=)=)=)
düşmez yere mavi bere düşmez yere mavi bere...
teğmen hakan bir yandan telkin ederken bir yandan da kardeşim gel
senide albayla görüştürelim bak yoksa daha kötü olacaksın gidemezsin
arkadaşlarının yanına böyle göndermezler falan dedi.
kabul ettim bende zaten etmesende gönderecek yani mecburuz gidecez bi şekilde.
önce istirahate çekildim az biraz uyuyalım diye, bahadır gelmiş dönmüş
yüzü duvara götüne baka baka uyuyacak, giderkende dedim uyumamışsa az
biraz konuşuruz. geldiğimizden beri hiç görüşmemişiz.
abi yattım yarım saat geçti uyku yok, 1 saat geçti yok, yorgunluktan
ölüyorum resmen parmağımı kıpırtacak halim yok zerre uyuyamıyorum ama.
1 buçuk saat yok uyku uyuyamıyorum resmen, dişleri sıkıyorum devamlı
çenem ağrıyo ardından koridordan gelen ayak seslerini dinliyorum. sonra
dışarıda ki sesleri dinliyorum. ne oluyo dışarda falan diye.
tam o esnada pat küt şangırt bir ses fırladık yataktan resmen bahadır
falan gözler faltaşı amk ağzını açmış manyak bir ifade var yüzünde
hırıldayarak nefes alıyo,
meğer rüzgardan ağacın dalı yan cama gelmiş camı indirmiş biz tabi conta
yanık olduğu için muhtemelen o anda baskın yedik diye düşündük kalbim
götümde atıyo resmen o anda.
lan ne oluyo ne bitiyo derken bahadıra bir baktım mos mor kesilmiş
yüzü herifin amk.
dili geri kaçmış o an ki panikten. elim ayağım birbirine girdi adamı
roket atar bixi öldüremedi dili öldürecek, halbuki kafamız yerinde olsa
gidersin çeneden tutar parmağı sokar tak çeker alırsın dili ama aklıma
bile gelmiyo amk.
koridora çıktım hemen götümden alev çıkartırcasına ''yardım edin lan yardin edin lan'' diye bağırıyoruz.
saniyesinde asker bitti zaten yanımızda dedim lan ölüyo çocuk ölüyo
(bide asker sonradan söyledi şey demişim ''ölüyo çocuk alın vuruldu
çocuk alın hemen'' kafaya bak amk kafa bi milyon)
asker çocuk geldi zaten öle korkudan ölecek bir durum yok düşününce,
doktor falan çağırmadan kendi aldı dili arkadan. anında yüz rengi yerine
geldi bahadırın öksürükler falan ben dizlerin dibine bittim iyimisin
falan diye söyleniyorum bu hem öksürüyo hem kafa sallıyo.
ikimizin durumuda hiç iyi değil anlıyacağınız.
@2858 aynen kardeşim copy paste yapıyorum yollaya basmadan önce heba oldu biri ondan geçiktim kusura bakmayın.
komutanlar geldi hemen yüzbaşı bülent vardı egoist pezeveng zaten siktir olup gitti bu iki ay sonra.
geldi dedi
''noooluyo amk ya ne barınıyosunuz amk yaa cam kırıldı götünüz tutuştu
amk ya ne biçim asteğmensiniz siz amk yaa artizmisiniz ilgi mi
istiyosunuz siz amk yaaa biliyorum ben bir daha gitmemek için
yapıyosunuz siz amk yaaa''
söylendiği esnada üsteğmen de geldi o esnada tamam komutanım ben
ilgilenicem arkadaşlarla dedi, o esnada varya tek kelime daha etse
askerliğimi yakıcam sikicem belasını, dediklerinden yüzü ona dönük
olmayan asker çocuklar bile ya sabır çekiyo tamammı linç edicez
pezevengi lafa bak bahane ediyomuşuz da bir daha gitmemek için
yapıyomuşuz amcık hoşafı daha 10 saat geçmemiş kafamızda roketler
patlayalı ateşle oynuyo sığır haberi yok amk.
@2862 helalin var kardeşim güzel parça.
beni sinir bastı tabii ama napıcaksın komutan amk bişey diyemiyosun
beni anlayan çok arkadaş var şu anda burada. yani kendini sikesin geliyo
o anda sinirden.
bahadır hiç oralı değil ama duymamış bile. üsteğmen den sonra uzmanlar
falan geldi, üsteğmen dedi siktir edin siz onu rapor edicem ben onu
merak etmeyin siz neyiniz var işte ne oldu.
anlattım durumu böyle böyle komutanım patlama sesi duydum dedim (beynin
çalışma şekline bakın amk cam kırılmış bana patlama sesi gibi geliyo)
dedi oğlum cam kırıldı merak edilecek bişey yok gelin benle siz tabib
alabaya çıkalım bir an önce tamam dedim bende zaten bahadır hiç orada
değil, alıp adamı kuyuya atıcam gel desen piki deyim gelicek o modda.
gittik albayın odasına, beyaz önlük falan tontiş bişey amk. sokul
göbeğe uyu o derece=)
zaten haberi var bekliyo adam. gelin evladım falan dedi üsteğmen teslim etti bizi, oturduk, nasısıın çocuklar falan diyo,
çok iyiyiz amk bomba gibiyiz pimimi çek o kadar iyiyz soruya bak amk.
sağolun komutanım dedim iyiyiz falan, dedi oğlum bakın zor günler
geçirdiğinizin farkındayım, ama dirayetli olun komutansınız siz falan
bilmemne bişeyler diyo,
sonra oğlum şimdi beni bir komutan olarak değil bir abi olarak görün az biraz muhabbet edelim, (tipik subay psikiyatr lafı amk)
işte ne yaparsın ne edersin nereden mezunsun falan, nerelisiniz adamda muhacir çıktı ben bi ısındım albayıma,
dedi işte istanbulda ki hayatınız nasıldı anlatın neler yapardınız falan dedi,
istanbul deyince zaten ben direk yağmuru anlattım bahadırda işinden
falan bahsetti, ama amk hakikaten de rahatlama gelmeye başladı yeni
devamlı kendimi sıkıyodum ellerimi dişlerimi falan devamlı ellerim buz
gibiydi rahatladım resmen.
konuşuyoruz öyle bol bol, yemin ediyorum bi ara hangi ortamda
olduğumuzu unuttuk yani, işin ehli adam belli.
konuşmamız bitmek üzereyken dedi oğlum var mı bi isteğiniz söyleyin
çekinmeyin, dedim komutanım kız arkadaşımdan mektup bekliyorum
göndermiyolar bir de ailemle ve kız arkadaşımın sesini duymak istiyorum
dedim.
bahadırda aynen telefon açmak istiyoruz yani 1 ay olacak neredeyse hayır
bizi geçtim havale geçirmişlerdir ailemiz sevdiklerimiz.
oğlum mektubu bilmiyorum getirtemem ama tamam dedi siz gidin bekleyin
ben size haber vericem arattırırız ama bahsetmeyin kimseye,
o an varya ayaklarım yerden kesildi amk öyle sevindim öyle sevindim
anlatamam.
velasıl beyler hakikaten kaportayı toparladı bizim, dağıtmıştık
kendimiz, yattık tabi öyle bebek gibi uyku yok ama asker uykusu işte
bilenler bilir bir göz açık kulaklar dinlemede etrafı. bu da o dönem
yetiyo zaten sana.
sabah kalkıp askerimizin yanına gittik çocukların durumuna baktık
yaraları zaten hafif sargıları falan var az bişey, çocukların ruh
sağlığıda yerinde ki albayın elinden geçmişler belli hepimiz pamuk
gibiyiz=)
hal hatır sorduk gülüştük falan, çocuklarında tek derdi telefon tek derdimiz telefon hepimizin ama ses duymak istiyorum sadece.
şimdi gidip albaya desem böyle böyle kızacak bizimde yanacak işimiz,
hayır demesem ben konuşsam vicdan azabı çekicem yani, belki küfür
edeceksiniz ama demedim hiç bişey yani ne çocuklara ne albaya çok duymak
istiyorum yağmurun sesini abi hakikaten o anda bencillik belkide ama
tutunduğum tek dalım o yani.
sonra bahadırın yanına gittim işte, hava alalım falan diye çayımızı
aldık oturduk, dedim al bi sigara birader yak, bu demez mi ''yok içmicem
artık bıraktım ölüm korkusu başladı bende''
lan götüm yarıla yarıla gülmeye başladım ama öksürüğe boğularak gülüyorum,
adamı ölüm korkusu kaplamış ondan sigarayı bırakmış yani, etrafına biraz
bakında sigaradan korkmak çok saçma geliyo biraz insana bahadırcım
dedim iç kana kana rahat ol o konuda burada olduğumuz sürece inan seni
öldürecek en son şey bebeğim al yak kafan rahat olsun dedim.=)=)
hakikaten komik ama belki çocuğun korkusu var falan ama ne yapıyım çok
saçma gelmişti o an.
dedim sen akciğer kanserinden ölene kadar biz teskeremizi alırız merak
etme.
bu hafiften bozuldu tabi, yaa git yaaa ya siktir git buradan amk ya
falan, dedim oğlum al yak ya korkunun ecele faydası yok manyak manyak
modlara girme al dedim çeeeeeeeek ohh misss, (hareketlere bak amk cigara
çekiyoruz sanki)
aldı bu da yaktı. dedim baho lan niye 2 saat ateş etmediniz sıçtın dimi altına dedim,
bu gene yaa salakmısın ne alakası var amk, bizim üstümüze yüklendiler hep dikkatleri üzerimizden çekilsin diye yaptık dedi,
vay amk biz ölelim yani siz kendinizi düşündünüz vay paşama bak yav
lan olm kafamda roket patlıyo napıyım kafamı kaldıramadım sanki siz bi bok yediniz insan gelir kurtarır falan dedi,
baho dedim kalbini kırarım, dedim kim kurtardı lan biz çatışıyoduk manyak bizden başka kim kurtardı sizi,
dedi ben yeşil cübbeliler mevzuuna inanıyorum hacı dediii
ben gene yerlerde amk=)
olum dedim sende bi değişiklikler görüyorum, sen solcu değilmiydin lan okulda dedim inanmazdın bu hurafelere,
dedi lan öle deme millet yanlış anlıcak hem ben bayram namazlarına giderdim dedi,
ulan ondada handan teyze kaldırdığı için zorla giderdin yavşak öyle demedin mi
lan yok olum giderdim falan
(bakmayın bende öle dini vecibeleri yerine getiren bir adam değilimde
takılıyorum o esnada zaten anlamışsınızdır hafiften saf bi çocuk yeri
geldiğinde beynine kan gidiyo traş olurken ki hareketleri gibi mesela)
olum bırak korkuyosun işte dedim buna,
yok olum o kadar korkmuyorum(bak buraya dikkat korkuyorum ama o kadar
değil ne demekse, ki bizde altımıza sıçıyoruz bakmayın yani)
dedim aga korkma bak, annem askere gitmeden önce sarıp verdi bana bunu
içinde ki kağıtta ayetel kürsi var korur seni öle inanma sen yeşil
cübbelilere falan kafayı sıyırırsın bu yeter sanada veriyim dedim.
yok olum o kadar da diil falan diyo bu, ne gerek var lan sende bizi iyice molla yaptın gerek yok falan diyo,
sonra kantine geçtik beyler, haberler hep bizim oradan veriliyo, bahadır da dedi ki, abi şunu yazsana sen bana,
ben gene yerlerde amk. ulan ne var işte söyle yani dimi ne kasıyosun kendini. ayıp bişey sanki amk.
herkesde cevşen falan var öyle gelmişler buraya çocuklar.
tamam uzatma falan dedi kapandı öyle konu. neyse iyi olduk yani ilk
geldiğimiz günden baya yol yaptık kafamız yerine geldi. hakikaten per
tepede kalsaydık birbirimizi vuracaktık demek ki o kadar kötüymüşüz,
bi yandan da albaydan haber bekliyoruz ses seda yok hadi gidip sorsak ne
oldu bizim o iş albay baba diye siker belamızı yani, soramıyoruz.
neyse artık yavaştan gene toparlanma vakti geliyo gene gidicez, e ses
yok bişey yok amk. sabahın 4 buçuğunda çıkıcaz atıcaklar bizi per tepe
eteklerine,
lan arayamıcaz galiba gene dedik morallerimiz bozuldu, saat 2 gibi uzanıyorum ben uyku falan yok tabii yola koyulucaz gene amk,
neyse kapı çaldı komutanım albay sizi çağırıyo, vay amk yataktan kalkmak
ne kelime ceylan gibi sektim seke seke gidiyoruz albayın odasına.
gittik albayın yanına zaten hazırız yola çıkmaya işte üzerimizde hücum
yeleği sırt çantamız falan yok sadece,
çaldık kapıyı, dedik komutanım bizi emretmişsiniz, dedi gelin kapatın kapıyı,
anladım biz aratacak galiba sırıtmamak için zor tutuyorum kendimi,
dedi oğlum bak izin aldım ama sadece 2 3 dakika tamammı sonra
kapatacaksınız, ne yaptığınızı ne ettiğinizi söylemek yok. nasısın
iyimisin bu kadar müşkül durumda bırakmayın beni, emriniz olur komutanım
dedi sarılıcam herife zor tutuyorum göbeğine yapışıp asalak hayat
sürerim ben senin baba albayım benim,
neyse bahadır atladım hemen komutanım nerden arıyayım,
odasında ki teli verdi, dedi ben çıkıyorum 10 dakika sonra buradayım bitsin işiniz,
baho aradı salya sümük tabi handan teyze babası, ulan kız arkadaşını
aradı uyuyorum sonra konuşalım ararım dedi amk kahpe karı amına kodumun
orospusu.
@2897 valla onlarında kendine göre bir tertip nizamı vardır muhakkak
bilemiyorum tam nasıl olduklarını.
http://www.youtube.com/watch?v=lHyQm8gQSwo
bunun moral bozuldu tabi bahonun çıkıyorum ara sen dedi, tamam kardeşim takma dedim konuşuruz dedim,
sarıldım tele önce dedim annemi arıyayım sonra geri kalan zamanda yağmurla konuşurum.
dedim uyuyorlardır şimdi inş çabuk açarlar. anneminde dizlerde ağrı var zar zor geliyo tele babamda top atsan uyanmaz.
aradım çaldığı gibi açıldı anacığımın sesi beyler ''alo''. gram bel bile ilk alo sesini duyduğunda o derece etkilenmemiştir.
1 koca ay. hemde g.doğuda askersen o 1 ay sana varya 4 ömre bedel.
''anne'' dedim,
çığlık kıyamet, oğluuuuuum yavruuuuuuuuuum kızanııımmmmm falan (babam
kalkmış amk demiş gitti çocuk şehit düştü sonradan öğrendim tabi annem
öyle feyat figan edince)
annem çığlık kıyamet allahım sana şükürler olsun yavruuuum oğlum çok
korktum haber alamadık senden yavrum bir yandan nası ağlıyo ama,
çok kötü haberler alıyorum yavrum oralardan uyumuyorum kızanııııımmm her
gece dua ediyorum kızannııııııımmm uyku girmiyo gözümüze neden
aramadın,
anacım dedim dur bi bak iyiyim, ben tugaydayım dışarıya çıkmıyorum dedim
ya sana, arayamıyorum işler yoğun yazıcı çocukların başındayım hep
getir götür var burada çok yoğunuz anacım sakin ol sen merak etme, hem
ben orada olsam nası arıcam seni,
kızanım ben burada sen orada hep dua ediyorum sana oradaki çocuklarıma
hep dua ediyorum çok korkuyorum kızanım allahım korusun sizleri,
anacım dedim sen merak etme hepimiz iyiyiz, dışarı çıkmıyoruz biz çıksak nası arıcam seni, babam nası dedem nası,
baban dışarıda dedi (ağlıyomuş o esnada almak istemiyo teli)
dedim nerede bu saatte, kızanım arkadaşı hastanedemiymiş neymiş orada(tipik anne yalanı hastanede arkadaşı)
dedim anacım çok selam söle uyu sende merak etme beni hiç bişey yok burada duruyoruz
kızanım çok dikkat et kendine dua ediyorum yavrum hep dua ediyorum.
falan diye bi şekilde zorda olsa kapattım ama benim moral sıfır. annemin
sesini duydum yabancı geldi başlarda beyler, 1 dolu dolu yaşanılan 1
ay.
http://www.youtube.com/watch?v=Z3yU8WiKrVU
neyse az zamanım var yağmuru arıcam,
aradım çalıyo bu sefer açılmadı hemen, çalıyo çalıyo çalıyo çalıyo hadi
diyorum kızım aç şu teli bi kaç dakikam var aç derken açtı=)
sesini bi duydum elim ayağım boşaldı anlık, anlatamam sizlere o anı, ağlamamak için zor tutuyorum kendi mi resmen,
ondan da hafif uykulu yorgun bir ses, hayatım daki en etki eden ufak kelimeler ''alo'' aşkım dedim,
gene çığlık kıyamet, aşkmmmmmmmmmmmm inanmıyorum sana falan ağlamalar
devam ediyo, canıma tek etti yani bırakıcam gidip sıkıcam kafama onların
yanında olmak istiyorum.
neden aratmıyorlar dediniz ya bu yüzden işte konstrasyon sıfır oluyo anasını satayım.
askm haber alamıyoruz senden öldüm ben burada, çok korktuk her tel
çaldığında yüreğimiz ağzımıza gelerek açıyoruz, oralar çok kötüymüş
allahım çok kötü oldum falan diye annemin dediklerine benzer şeyler,
zaten annem hep derdi erkek çocuğu anasına benzeyen kızı sever, anneler hep doğruyu söyler beyler aklınızdan çıkartmayın.
dedim askm merak etme sen, iyiyim bak ben gitmedim biz buradayız
koşuşturuyoruz tugay içinde o kadar merak etme sen bitanem asıl sen
nasısın,
askm ben de çok iyiyim çok iyi oldum sesini duyunca, nasıl iyi geldi anlatamam,
dedim bitanem napıyosun anlat az zamanımız var,
dedi işten ayrıldım ,
niye dedim,
!!! çok yoruluyodum askım !!!
iyi yapmışsın bitanem boşver biraz dinlen,
annen nası ata nası,
iyiler falan,
dedim askım attığın şarkıyı arkadük burada ki tüm askerlerle nasıl mutlu oldum bilemem dedim,
askım bende dinledim havalara uçtum resmen,
yağmur o zaman mektubuma cevabının evet olduğunu anlıyorum dedim,
eee ööö kısmen askm bi sesi düştü bunun, lan nooluyo amk,
nası yani kısmen askm hayırmı yani,
askm değil tabii ki mektubumu almadın mı sen dedi
dedim askm alamadım daha gelecek gelmedi,
anladım o zaman dedi
dedim neyi anladın ,
askm boşver şimdi en seni çok seviyorum çok dikkat et kendine sana
sabaha kadar dualar ediyorum sesini duydum ya yorgunluğum geçti askm ne
olur dikkat et kendine,
sende bitanem hep snei düşünüyorum hep aklımdasın resmine bakıyorum devamlı,
bende askm ona sarılarak uyuyorum falan dedi,
uyu askm hadi ben kapatıyorum dedim,
sen napıcaksın dedi,
dedim askm uyuyucam bende şimdi yatağa gidiyorum,
uyu ama,
uyucam askm...
http://www.youtube.com/watch?v=tLS9Id4mI3Q
kapattık telefonları, albayımız geldi teşekkür ettik,
allah razı olsun albayım,
sizden de allah razı olsun aslanlarım, şimdi nereye,
per tepeye komutanım,
helikopterlemi evladım,
evet komutanım,
allah hepinizi korusun evladım bizde burada dua ediyoruz sizlere,
çıtkık odadan,
ikimizde de çıt yok.
uyumaya gidiyoruz, biraz rahatlasınlar diye uyumaya gidiyoruz dedik,
ne diyebilirdik ki başka,
içleri rahatmı eh işte,
perişan vaziyetteyiz, biri dokunsa döküleceğiz,
çekildik odaya, o kendi yerine, ben masama,
yaktım bir sigara,
çıt yok odada ölüm sessizliği,
aklımızdan binbir türlü şey geçiyor,
anacığım yağmur, şimdi uyuduğumuzu düşünüyorlardır dedim,
bahodan çıt yok. sigara yakmış oda, içmiyor yutuyor sigarayı.
çıt yok ölüm sessizliği,
yağmuru düşünüyorum uyumuşmudur, uyumuştur, ''sen de uyu ama'' dediyse
uyumuştur, annem? ne uyuması 18 ay boyunca nöbette. her asker anasının
olduğu gibi,
asker anacığıyla birlite her gece nöbete geçer, her gece.
sonra kapı, uzmanım, asteğmenim hazırız, hadi bakalım bismillah.
2 tim dizildik, üsteğmenimiz önünde helikopterin inişini beklemeye başladık,
üsteğmenimizin pilottan aldığı işaretle doluştuk içeri,
doluştuğumuz gibi kalktık, sonra k.ırak a doğru, sevdiklerimizle
aramızda zaten kmler var ama yetmez, niye komadosun sen hep daha ileri,
mavi bere hep ileriye,
ebesinin amına kadar ileriye, cehennemin dibi neredeyse oraya amk.
pilot çok hafif ateş yediğimizi söyledi, çok da sikimizde amk,
vursun zaten ölmüşüz,
zaten hafiften gün açıyo, vursun amına koduklarım yeter.
k.ırak semalarında patapatapata gidiyoruz siktiğimin per tepesi eteklerine,
ibrahim üsteğmen, arkadaşlarım, şehit olan arkadaşlarımız hepsi
kafamızda, anacığım babam dedem, kardeşim, yağmur, dışarıya bakıyorum
dağlara gözümde hep onlar aklımda hep onlar,
helikopterin çıkarttığı ses bile onları düşünmeme aklımın karışmasına
engel değil, baho ya bakıyorum baho yavrum zaten onun bir yarısı 2 gün
önce ki mevzide, bir yarısı o orospuda.
o düşüncelerle o yol hemen bitti, güzel düşüncelere girerseniz zaman
çabuk akar. oralarda güzel olan şeyler çabuk biter. fazla uzun sürmez.
ağlayasım geldi aq
YanıtlaSil