25 Nisan 2014 Cuma

1995 şırnak askerlik hikayemi anlatıyorum - Bölüm 1 (İnci Sözlük Tarihinin En İyi Hikayesi 2)

evet beyler 21 yaşında aztek olarak görev yaptım, jandarma komando olarak. şırnak çakırsöğütte 1.jandarma komando tugayında.
daha yeni bitirmişim üniversite yi aşık olduğum bi kız var (allah gani gani rahmet eylesin) gidip geliyim hemen bi iş tutayım evleneyim diye bir an önce gidip geleyim dedim (demez olaydım). demez olaydım diyorum askerde yaşadıklarımdan dolayı değil terhise 17 gün kala kız arkadaşım vefat etti.
bu arada yaşımızda ortaya çıktı 38 yaşındayım bekarım mali müşavirim.
geçenlerde bi arkadaşın askerlik anısını okudum ne zamandır içimde dekileri dökmek istiyodum başlayayım dedim.
arkadaşlar hikayeye başlamadan önce, o zamanlar deyince aklıma şu iki şarkı gelir.
birincisi özellikle kış döneminde intikale çıkarken bir asker vardı selda bağcanın ince ince kar yağar türküsünü çok güzel söylerdi aslan gibi adamdı o şarkıyı paylaşayım.
http://www.youtube.com/watch?v=vL3raxfj1oo
birde dağda ki soysuz köpeklerin bize yerel radyodan sık sık şarkı gönderirdi ''dağlar gel dağlara'' diye bilenler bilir hayla vardır bu muhabbet orada. dağlara çağırdı komandoyu arka oğlanları.

http://www.youtube.com/watch?v=1uy6u09cfWs

evet arkadaşlar hazırsak başlıyorum yavaştan. beyler bir kaç resim koyayım önce. birde şimdiden söyleyeyim öyle rambovari hikaye değildir bu. sinir bozucu bir çok şey anlatacağım. askere gitmemiş olan arkadaşlar özellikle aztek olacak kardeşler bu anlatacaklarımı okumasını tavsiye ediyorum. 
arkadaşlar bu resim 1994 yılında acemilik esnasında (acemilik ısparta eğridir) 3 haftalık mamak dağ komando kurs taburunda aldığımız eğitim sırasında verilen kitapçıktır. 3 hafta eğitim biraz az gelebilir. ancak o dönem göz önüne alındığında, bölgede ki emir komuta kademsinde oluşan sirkülasyon oldukça fazlaydı. gerek geri hizmet alımları muhabere ve muhabere dışı yaralanmalar ve şehit subaylar yüzünden özellikle azteklere verilen eğitimler hızlandırılmıştı. arkadaşlar bir kaç resim daha koyup başlayacağım. beyler özellikle o dönem çektirdiğim fotoları arıyodum buldum onları yüklemekteyim. elimde 3 5 bişey var ne var ne yok baştan yüklüyorum ki sonra sıkıntı çıkmasın. evet arkadaşlar 1994 yılı okulu bitirmişim. aynı okuldan ingilizce öğretmenliği okuyan bir kız arkadaşım var. orta okulda da aynı sınıftaydık bu kızla. sonra lise zamanında ayrı düştü yollarımız. ardından tekrar bulduk birbirimizi. ilk görüşte ben aşık oldum. zaten orta okuldan sonra bi kız arkadaşımız olmamış o yüzden aklımızın bi ucunda kalmış. neyse okuduk bir güzel. o dönemde ana haber bültenlerinde gazetelerde devamlı g.doğuda şu kadar şehit, işte bu karakol basıldı bu kadar şehit. özellikle hakkari ve şırnak bölgesinde.

biraz araştırırsanız ayrıntılı bir biçimde göreceksiniz. bir keresinde nevruz döneminde şırnakta bu ibneler bir ayaklandı ve sözde şırnakta halkı arkasına alıp özerk böle ilan edeceklerdi. memleket karışık diyoruz ya şimdi. olum o dönemin yanında hiç birşey değil.

bi yandan gazi mahallesi, m.kemal mahallesi ayaklanmaları. bir yandan şırnak ki o zaman vilayeti hakkarinin ayaklanması pkk şırnak ı bildiğiniz 1 günlüğüne ele geçirdi. hemen bu olayın ardından da asker müdahale yaptı pkk geri çekildi. işte o anda başladı beyler herşey. okulun bitimine bir sene var kız arkadaşım babasını kaybetti kanserden. eczacıydı babası, dolayısıyla büyük sıkıntı çekmeye başladılar. annesi ev hanımı bir de kardeşi var henüz ilkokulda. neyse bir yandan destek olmaya çalışıyoruz bir yandan okuyoruz. okul daha bitmeden karar aldım ben askere hemen gidelim gelelim bi işe girelim de alayım kızı. hemen aileye açtım konuyu. rahmetli dedem emekli başkomiser dedi ''oğlum bu dönem gitme askere, ortalık karışık'' falan. babam bi yandan gitme boşver diyo annem zaten bıraksan yurt dışına kaçırıcak elinden gelse.

benim kafamda ki planları anneme açtım, işte bir kız var böyle böyle planlarım var. destek olur diye düşündüm aksine bu sefer kıza atıp tutmaya başladı onun yüzünden gidiyosun kendini düşünmüyosun falan. yanlış anlamayın beyler anne işte bir evhamlı olum aranızda o sene doğanlar var araştırıp bakın, giden gelmiyo diyo ya yemen türküsünde harbiden öyle. aramızda asker çocukları var. onlar çok daha iyi bilirler.

velasıl öle yada böyle konutşuk ettik kabul edildi. özellikle bir gece babamla konuştum o çok etkili oldu. neyse gittik başvurduk. neyse beyler tuzlada girdik sınava, işte sınav muayeneler derken falan asteğmen olduk. acemi yeri belli olacak onu bekliyoruz.

bir sürü söylentiler çıkıyo tabii bu süre içerisinde, işte izmir foçaya düşersen kesin doğudasın, bursaya düşersen şansın var falan öyle geçiriyoruz günleri. ama hiç aklımda olmayan bir yer geldi beyle. ısparta eğridir dap komando okulu. e mevzunun da içinde değiliz tabi o zaman kadar. ilk defa duymuşum ısparta eğridiri ki yanlış bilmiyorsan daha yeni yeni ün yapmaya başlıyo o dönem.

neyse ısparta dağ komando okulu olduğu ortaya çıkınca dedemin yüzü zaten renkten renge girmeye başladı. allahtan söylediğimde annem orada yoktu falan babam dedi ''söyleme oğlum annene'' lan diyorum nooluyoruz kafamda bin bir türlü manyaklık geliyo neresi orası diyorum içimden falan. neyse ayrıntısını istedim dedemden bi güzel anlattı ben zaten o dakika yarı komaya girdim.

aranızda bana kızanlar olmasın. o anda ne hissediyosa onu anlatıyorum. pek kahramanlığım olmadı. oraya gidiyim dağları yıkıyım falan diye bildiğiniz korktum olum neyle karşılaşacağını bilmiyosun. daha doğrusu ısparta dan değil oradan eğitim sırf doğu için veriliyor. ondan sonrasını düşünmeye başladım. ayrıca o bölgede askerlik yapmış olupta ''korkmadım şöyle yıktım oraları şöyle aslandım en ufak tırsma yoktu'' diyen varsa hemen orayı terkedin yalan atıyordur. hele gece dağda durup telsizden şifreli anons geçildiğinde altınıza sıçıyosunuz o kalbiniz varya midenizde atıyor resmen.

neyse anneye söyledik, anne hemen ağlamaya başladı zaten, babama sövmeye başladı bok var kabul ettin göndermeyelim çocuğu falan beni daha gitmeden gömdüler resmen sağolsunlar.

arkasından hadi isminide veriyim yağmur du kızın ismi ona söyleyecektim. @72 osman pamukoğlu hakkari bölgesindeydi panpa. benim dönemimde de zannediyorum son zamanlarıydı. erdal sarızeybek i bilirsiniz muhabbet etmişliğim yoktur ama aynı karavanadan yemek yemişliğimiz vardır. beyler teslim olmama 2 gün var gittim kızın yanına oda iş kovalıyo. özel dersler falan kovalıyo. akşam buluştuk. allah razı olsun öle şimdi ki gibi kaşarlardan değil di asla. şimdikiler askere gidersin döneceğin günü not edeler o vakte kadar hayatlarına arkadaşlarıyla birlikte kaldıkları yerden devam ederler. ha o zamanda vardı. sırf o yüzden bir askerim intihara teşebbüs etti. ulan 1 ay içerisinde belki de 1 kere telefon açabiliyosun ailene 15 dakika gibi süre var. çocuk ailesini değil kızı arıyo ama kız işi var arkadaşlarıyla buluşacak diye bunu geçiştiriyo. ki askerlikte kızdan ayrılma çok olduğu için gidecek kardeşlerime tavsiyeler çok ufak bir ihitmalde olsa eğer bu ben oralardayken trip atar falan diyorsan allah rızası için ayrılın şimdiden.

konuya döneyim beyler. biraz yağmuru anlatayım size.

rizeliydi beyler. bir gözleri vardı masmavi ama leb-i derya bakmazsın gözlerine diyeceğini unutursun o derece. hafif kumraldı ama genelde saçlarını sarıya boyatırdı. şeye benzetiyorum şimdi bu titanicte oynayan bi kız vardıya ona benzetiyorum.

o rizeli ben muhacir selanikten gelmeyiz. arada biraz fark var. o çok ayrıntılı düşünen biri, bense biraz rahat. o çok ciddi dünyaya karşı ben biraz koy götüne modu. ama iyi anlaşıyoduk.

bu arada duygusallığa falan girmiyecem ağlamaklı falan öle bi durum yok aradan 17 sene geçti kaybedeli. içimde sızıdır. belki de bekar kalma sebebimdir ama ben kabul etmiyorum bunu. birazda içimi dökmeye başladım beyler. kusura bakmayın.

oturduk anlattım durumu. ama ''ıspartaya düştüm oradan sonrası kötü başıma şunlar gelebilir'' falan demiyorum tabii ki zaten kızın binbir türlü derdi var beni düşünmesin.

düşünmesin de o günde biraz değişikti bu. yani ne bileyim üzülsün istemezdim tabii ki ama hiç üzülmemiş gibi durması da biraz koydu bana. açıkcası sinir bastı içimden

lan biz cehennemin dibine gidiyoruz kızda tık yok, lan 2 gün var gitmeme biri mi var falan diye daha gitmeden şizofreniye bağlamaya başladım. sonra eve bırakıcam sarıldık falan bunda bi soğukluk var. lan tamam arada bu tarz triplere girerdide şimdi sırasımı amk ya diye düşünüyorum neyse tuttum bunu kolundan

''kızım gidiyorum ya neyin var hiç üzülmüyosun galiba'' dedim bu başladı ağlamaya dedim lan buda mı biliyo ısparta mevzuunu bi ben mi bilmiyorum amk diye düşünürken dedi ki ''bak gözün arkada kalmasın ben ''elimden geldiğince'' seni her zaman bekliyo olacağım, ama olurda bir daha nasipte görüşmek yoksa üzülme ne olur sen orada kendine dikkat et'' dedi. ben bi kıllandım aga. iki kelimeyi çektim aradan;

''seni beklicem elimden geldiğince'' ''bir daha görüşemezsek''

dedim ne diyosun ya niye görüşemeyelim ne demek elimden geldiğince beklemeye niyetin yok galiba falan dedim bi hiddetlendim. bu dedi ben gelmicem seni uğurlamaya hareme bak yanlış anlama ben dayanamıyorum falan dedi. ben iyice delledim ama bişey diyemiyorum apartıman kapısının önündeyiz bağırmama rezillik olur. falan sinirlendim çektim gittim bu kaldı öyle. amına koyayım kendimin beyler beynimi sikeyim tam bir puştmuşum lan.

ulan nerden bileyim. meğersem kız 2 gün öncesinde kanser olduğunu öğrenmiş tamammı. ondan diyomuş beklicem elimden geldiğince görüşemezsek üzülme falan diyomuş bende götümden neler uyduruyorum. küçük kardeşlere söylüyorum. bir işin aslını öğrenmeden yargılmayın olum insanları.

söyleyememiş o yüzden. orada onu düşünmiyim diye bende söylemedim böyle bi yere gidiyorum falan oda benim için endişelenmesin diye vay amk kadereb bak. bide beyler o zaman nostaljik takılıyoruz tabii. buda bizim şarkımızdı. şarkılı türkülü konuşalım amk.

ikimiz bir fidanın beyler, o zamanlar her gencin şarkısı daha burak kutlar tarkanlar falan yeni yeni çıkmış piyasaya.

http://www.youtube.com/watch?v=H2jvBSeu9sg @96 6 yaşında okula başladığını düşün sonra bir saymaya başla. hiç sınıfta kalmadım lise 4 seneydi. neyse beyler. kafa karışık. bitmiş vaziyetteyiz aklım arkada kalıcak. neyse gittik hareme otobüse binecek sağolsun üniden arkadaşlar geldi hoplata hoplata bindirdiler otobüse. ufak kardeşimi öptüm dedemin elini öptüm babama anneme sarıldım. içimden diyorum ki gelir lan uğurlamaya gelir oğlum niye gelmesin falan. tam türk filmi triplerindeyim tam otobüse binecen arkadan ses gelecek falan dönüp bakıcam faland iye bekliyorum gelmedi tabii.

gittik birliğimize teslim olduk. takım komutanı eğitimi alıyorum. çok güzel arkadaşlıklar edindim. komser çocuklarmı dersin avukatlar mı dersin bankacımı dersin üniversite ortamı ilk günler. daha otobüste yağmuru düşünüyorum diyorum lan nası aklımdan çıkıcakta ben askerliğe odaklanıcam nası çıkıcak falan diye iç geçiriyorum devamlı. aklıma hep dedikleri geliyo bi daha görüşemezsek falan annemin ağlaması geliyo bildiğin daha ölmeden gömdüler sanki beni.

unutamıcam diyorum aklım hep ondan kalıcak diyorum falan. aga eğitimler bir başladı, ama bir başladı yani. bırak kızı dediklerini düşünmeyi, yarım saat öncesi aklıma gelmiyo amk. böyle eğitim yok anasını satayım. eğitim sonralarında komutanlarımız birde gaz konuşmaları yapıyo ki sorma gitsin. siz böyle aslansınız sizi ikiye bölseler acımaz amk falan, koca ispanyol boğasını karşıma koy tek cüneyt arkın hareketiyle ikiye bölerim o moddayım. neyse arkadaşlar başladık eğitimlere. nefes aldırmıyolar anasını satayım. g3, bixi, roket atar, el bombaları, muhabere, taktik eğitimi, kaçakçılık ile baş etme (hala var mı bilmiyorum), sabah 4.30 da kalkış gece 2 yat.

helikopterlerle toros dağlarına bırakıyolar bizi haftada iki gece dağda. çeşitli noktalar işaret koyuyorlar oraya gidip geliyosun.
şarjörün dolu sebebi ise dağda domuz çıkar falan göte gelmeyelim. ama diyorum ya atma ziya gibiyim çakı versinler dört parçaya bölerim onu modundayız her birimizde öyl değil tabi amk.

bazen uzun görev 40 km yakın yürüyüş 10 saat amk. 10 saat olmasının sebide düz yolda yürümüyosun panpa, in çık in çık.

ayrıca sız eğitimleri, yerde sürünürken tependen paralen mermiler geçiyo. ilk seferinde bi sıçıyosun ama sonra alışınca kolay.

her gün 3 yada 4 km komutanın insiyatifine kalmış koşu. ki bana bunu ilk gün dediler katiyetle koşamam dedim. ölürüm dedim lan. o kadar koşamam ama öyle bi koşuyosun ki reiz aklın hayalin durur. bir insanın neler yapabileceğini çok net görüyosun.

sürünme parkuru 200 metreydi sanırım dizlerden kan geliyo panpa kan gördükçe daha da kendini kaybediyosun daha da hızlı sürünüyosun saykoya bağlıyosun iyice.

ama bunları geç en can sıkıcı bir haftadır ayakta duran botu ayaktan çıkarmak ve koğuşta ki dayanılmaz koku.

neyse öyle yada böyle geçti zaman çakı gibi asker olduk sorma gitsin. sıra geldi kurraya kendi elimizle kurra çekicez. haa birde türk tarihi dersi veriyorlardı. işte o çok güzel bir ders. sınıf o kadar eğitimden sonra öyle mala bağlıyodu ki görsen yerlere yatarsın. sınıfta çıt çıkmıyo, kıpırdayacak mecal yok. @123 kardeş komutan falan demene gerek yok ya panpa de geçti o günler. ayrıca o şarkıyı hatırlattığın için sağol oda vardı elbette. evet beyler sıra geldi kura çekimine. önce resmi asteğmen kıyafetleri aynadan kendime bakıyorum bronz bi ten toprağa yatsam farketmezsin, herbirimiz geçirdik üniformaları. hayla oyun gibi geliyo amk. gırgır şamata, aynadan kendimize bakıyoruz istiklale bi çıksak ne karı kaldırırız heyt aslanlara bak fakan gaz verme olayı anlatılmaz yaşanır.

ordunun anlı şanlı astekleriyiz lan var mı ötesi. neyse geçtik oturduk. önce komutanlarımızdan konuşmalar. bizi bekleyen şeyleri anlatıyolar ama kafa orada değil tabii ki nereye düşecez diye aklımızdan bin bir türlü yer geçiyo.

ilk arkadaş çıktı adam makina mühendisi beyler. 1.80 küsür boy altın sarısı saçları var, zaten vücudu vardı bide eğitimden sonra tam ivan dragon oldu.

komutan hayırlı olsun evladım çek bakalım dedi. bir çekdi hakkari çukurca. size yemin ediyorum o sessiz salon daha da sessizleşti. işte hepimiz o anda bi çöktük. işin ciddiyetine o anda vardık aga. benim ilk aklıma gelen ulan hakkariyi çekersem nası söylicem telefonun ucunda bekliyolar. yağmurda bekliyo. arada konuşuyoruz daha telefonun çalma sesi gelmeden açıyo kız teli. devamlı telin yanında sanki.

bir bir çekiyoruz beyler kurayı. biri hakkari öteki siirt eruh başkası tunceli amk hiç mi iyi yer yok diye düşünüyoruz. ben de en sondayım o zamana kadar 1 kişi hariç herkes ohal bölgelerini çekti. 1 kişi urfa çekti. şırnak hiç çıkmadı ama. baktım millet yavaştan rahat yerler çekiyo bi rahatlama geldi bana.

sıra bana geldi çek bakalım hayırlısı olsun evladım dedi komutan. elimi attın hiç karıştırmadan çektim bi açtı komutan şırnak çakırşöğüt birinci jandarma komando tugayı. sağ elimle çektim panpa o elimi sikeyim ben. benden sonra 4 kişi daha çekti biri batmana düştü diğerleri antep ve daha rahat bölgeler. @135 muhacirim kardeşim selanik. kütük edirne uzunköprü gemici köy. ayrıca kürt olsam saklamamı gerektirecek bir şey yok. @126 ebeni sikeyim ebeni. şırnak çakırsöğüt beyler. ohal dışında bölgeleri çekenler telefonlara koşuşturuyolar. sıra kapma bir an önce müjdeli haberi vermek için. bizde sıra veriyoruz birbirimize sen ara kardeşim acelemiz yok falan.

beyler şu içimde şu his vardı. dersleriniz kötü, veli toplantısı var. babanız yada ananız gitmiş saklıyosunuz onlardan dersleri yalan söylemişsiniz birazdan gerçeği öğrenicek hayal kırıklığına uğrayacak, toplantıya giderken acaba yolda söylesemmi benden duysa yoksa kızar üzülür. kalbiniz güp güp atar ya he işte o anda o moda girdim. ellerim buz kesti beyler. bakın oraya gidiyorum diye değil. nası söyleyecem diye.

şuna karar verdim. önce yağmura söyliyeyim. yağmur dirayetli kızdır güçlüdür. ilk sortiyi böyle atlatayım. annem başlıcak ağlamaya ben iyice çökecem çünkü.

aradım kızı saniyesinde alo aşkım diye açtı. naber dedim napıyosun. dedi bekliyorum seni söyle hemen nereye düştün allahım çok heyecanlıyım dedi.

ağzımdan antep çıktı amk. yemin ediyorum istemsizce ama. düşünülmeden yapılan bişey. şaaak diye antep dedim dememle birlikte ohh be allahım sana şükürler olsun falan diyo. ilk resmimde sol yanımda olan dostum vardı göz göze geldik sessizce napıyosun amk ya ne diyosun falan diyo bende parmağımla sus işareti yapıyorum. telefondan da mutluluk çıklıkları geliyo.

ben bu kıza çok yalan söyledim beyler daha öncesindede. ama nası yalanlar şöyle.

sigara içmemi istemezdi bırak dedi orta yol bulduk günde 1 paket içerken 5 dal içmeye anlaştık. ama ben bir paket içiyordum hala.

akşam 11 de arardı ev telinden sırf o yüzden ev telini odama aldım 10 buçuktan sonra sesini en aza indirirdim ki rahatsız etmesin milleti. konuşurduk. uyu sende derdi hadi yat ben uyucam derdi. olum uykum yoktu bazen lan. tamam derdim aşkım sen de uyu bende uyucam . o hissederdi sanki lan ''bak uyu ama tamammı'' derdi. bende aşkım uykum var zaten derdim. kırılmasın diye. onun dediklerine asla zıt gitmek istemediğimden sölerdim yalanı. zaten konuşurken uykusu gelirdi. çoğu zaman ben bişey anlatırdım cevabını beklerdim cevap gelmeyince uyuya kaldığını anlardım. telefon kulağında kalmasın diye ahizeye şiddetli bi şekilde üflerdim beyler.

uyansın diye. uyanırdı off ya napıyosuun derdi. uyuya kaldın hadi kapatalım derdim. hayır sen konuş öle uyucam derdi. konuşurdum amına koyayım öylesine. galatasarayın maçlarından bahsederdim uyumuştu çünkü, benim sesimle uyurdu. olm babasını kaybetmişti lan. bir kadın ama gerçekten seven bir kadın, erkeğinin yanında kendini güvende hisseder beyler ona göre davranın sevgililerinize. sonra söyledi,

ben konuşurken yorganın altına girer kulağına koyar ahizeyi uyurmuş en güvende hissettiği anmış.

ben uyuturdum onu kız çocuğum gibi. sonra uyumazdım. dışarı çıkmazdım ama televizyona bakardım. show tv de sıcağı sıcağı diye program vardı cesetleri gösterirdi. o zaman içim kalkardı yarı bakabilirdim ancak. eski zamanlar. sonra yatardım bende. telefon hep dibimdeydi. gece arar falan duyayım diye.

neyse sevindi bu, dün geceden beri uyumuyorum dedi. çok yorgunum bu aralar halsiz düşünüyorum dedi.

ne bileyim hastalığını amk. işinden gücünden dolayı yorgun zannediyorum. ızdırabını sikeyim.

uyucam biraz askım sen ne zaman geliceksin dedi. dedim yarın oradayım askm.

tmm dedi ben biraz uyucam dedi, ama sende uyu tamammı dedi güldü, tmm dedim canım hemen yatıyorum dedim gülüştük kapattık teli aga yemin ediyorum elim ayağım buz kesti nefes alamıyodum lan antep dedim lan. devrem bana bakıyo beynini sikiyim senin dedi. elimde olsa söker beynimi verirdim siksin diye.

aramadım ailemi daha sonra daha başlamadan bitmişti arayıp söyleme planlarım. eve gidince söylerim dedim ayrıldım telefonun başından. beyler yarın iş var. mali müşavir olan yada muhasebeyle ilgilenen varsa bilir kdv haftasına giriyoruz yatayım artık sigaramda bitti 2 paketi devirdik, yarın devam edeceğim. hem biraz kötü oldum ara verelim. beyler bir kaç bişey daha yazayım bu gecelik affınızı istiyorum. beyler yarın hikayeye devam edeceğim. bir kaç bişey paylaşmak istiyorum.

askere gitmemiş gidecek kardeşlerime söylüyorum. olurda ohal bölgesine düşerseniz. kafanızın rahat olması çok önemli. orada düşünmeniz gereken tek şey var. kendiniz. bakın gerçekçi konuşalım. ayakta kalmak zorundasınız. hiç olmadığı kadar güçlü olmak zorundasınız.

orada adamı terör değil düşünceler öldürüyo beyler. tüm düşüncelerinizi otogarda bırakıp gitmeniz çok önemli.

arkadaşlarınıza, badilerinize, komutanlarınıza güvenin. komutan olacaklar askerinize güvenin. merhametli ve sert olun. sert olmaktan kastım dövmek itip kakmak değil.

o çocukları, anaları babaları size emanet etmişlan unutmayın sakın bunu. tıpkı sizin ananız babanız gibi. gencecik çocuklar önce allaha sonra size emanet.

unutmayın olum oraya annenizle babanızla sevgilinizle gitmiyosunuz. tek başınıza gidip geri dönceksiniz.

orada sizi bekleyen bir insan yok. robot var robot. her daim uyanık olmak zorundasınız. allah korusun en ufak bir gevşeme canınıza mal olur.

siz istiklal caddesinde, ankara sakarya da arjantinde izmir kordon da gecenin 2 3 lerine kadar takılırken o puştlar dağlarda bizimkilerin açık vermesini bekliyor.

o muallaklere inat, güçlü olun.

ölümü bir an bile aklınızdan çıkarmayın. emin olun o zaman ölmüyosunuz. yani en azından ben her defasında aha ölüyorum öldüm ölecem dedim ölemedim bi türlü. bi kere sadece çatışma esnasında mevzi alırken 15 metre kayalıkten düştüm topuğum kırıldı o kadar.

şimdiden kendinizi hazırlayın. etrafınızda kileri hazırlayın. sizin ihtiyacınız olan tek bir sesi sizden esirgeyecek olanları şimdiden hayatınızdan çıkarın. çok geç olmadan.

ohal bölgesi dışında askerlik yapacak arkadaşlar ise. oflayıp poflamayın oralarda. dağda ki reşitlerinizi düşünün dua edin.

yarın görüşürüz beyler. arkadaşlar ben gaziantep ve diğer yerler derken, gaziantep ve onun gibi diğer rahat yerler dedim. gaziantep zaten ohal bölgesi dışında.

ulan günüzmüde bile polis asker şark görevine giderken antep doğuda olmasına rağmen şarktan sayılmıyo. yanlış anlaşılmışsam affola. hızlı yazmaya çalışıyorum böle hatalar yaptıkca uyarın düzeltiyim. beyler daha erken gelecektim aslında ama trafik falan felç amk. yollar bitmiş durumda istanbulda. bütün işleri yarım bırakıp kaçtım, elemanlarıda yolladım eve muhtemelen yarın da gidemicem. o yüzden bu akşam bol bol anlatıcam, konuşuruz dertleşiriz. beylikdüzü şu anda felç durumda.

kahvemi yaptım yavaştan toplanalım da hele bi.

birde bir arkadaş dikkatimi çekti devamlı adam öldürdün mü diyo nası bir his falan diyo. anlatıcam hepsini. yanlız bu arkadaşa çok güzel bir his dersem gidip birini öldürecekmiş gibi bir şeyler sezdim. neyse beyler kahvelerimizi çaylarımızı hazırlayalım. @238 evet, çelik harekatı üs bölgesi hakkari çukurcaydı. asıl o bölgeden yoğun bir şekilde k.ırak a girildi. bizde şırnak bölgesinden giriş yaptık. ikinci hatta gibi düşün bizi. öncü arkası gibi. daha çok olurda ön birliklerin arasından sızma olursa (çünkü o dönem saddam rejimi olduğu için ırakın içlerine kaçamıyorlardı ya irana yada turkiyeye doğru özellikle şırnak bölgesine sızmaya çalışıyorlardı sıkıştıklarından. ama daha çok şanslı olanları suriyeye giriş yapardı. kimse yok biraz daha bekleyelimde kalabalık olalım saat zaten epey erken. @246 e başarılıydı tabii ki. bu adamlar en azdığı dönemin sonuydu artık yavaş yavaş. 40 küsür gün sürdü. bu harekatta inan bana 40 küsür gün boyunca, her saat çatışma vardı bölgede. nefes aldırmadık. özellikle en çok kayıp verdikleri anlar beklenmedik yapılan baskınlar.

şimdi bizim çok sayıda şehit verdiğimiz çatışmalarda ve karakol baskınlarına bakarsak. ani saygıılar sonucunda olmuştur. yani hiç beklenmedik anda yapılan saygıı sonucu şehitlerimiz saygıının ilk anların şehit oluyorladı. çatışma başladıktan 20 ya da 30 dakika sonra asker toparlandığında yani mevzilenip karşılık vermeye başladığımızda onlar yavaş yavaş sinmeye başlarlar. şehitler hep ilk saygıı anında verilir.

ve seneler geçtikçe askerimiz hazırlıklı hale geldi. fakat biz hiç bu çapta ani baskın niteliğinde bir saygııya girişmemiştik ki pkk nın yapısında savunmaya dayalı muharebe yok. hele ki baskın püskürtme hiç yok.

ufak bir pusuda dahi silahları bırakıp techizatları bırakıp yanlarında ki diğer kişileri bırakıp dağılığ kaçarlardı.

hele ki bu çapta bir hareketta ki devamlı baskın niteliğindeydi 40 gün boyunca devamlı baskın devamlı baskın. bunun sonucunda düşün adamların halini. darmadağın oldular.

bir kere geri çekilecek bir yerleri yok. öyle bir planlama alt yapı yok. bundan dolayı inanılmaz derecede kayıp verdiler. emin ol o operasyon 3 ay daha devam etseydi dağda ki kadro tamamen yok olacaktı. anlatıcam hepsini bi toplanalım da hele. arkadaşlar saat 8 buçuk gibi başlayacağım. o sırada bilgi isteyen olursa bilgim dahilinde verebilirim. karakol baskınlarını nasıl yaptıklarını anlatabilirim isterseniz. aranızda o bölgeye gidecek olan varsa dikkat etmesi gereken şeyleri anlatabilirim. beyler size ufak bir karakol baskını nasıl yapıyorlar onu anlatayım.

bir kere kış aylarında karakola baskın düzenleme ihtimalleri çok azdır. bunun sebebi hepinizin tahmin edeceği gibi hava şartlarıdır.

bu muallakler kış aylarını toparlanma yeni planlama strateji ve örgüte yeni adam kazandırma olarak geçer.

zaten bizde kış aylarından bineriz tepelerine. beklemezler çünkü.

ama genede hazırlıklı olmak zorundasınız.

kış ayı geçip yavaş yavaş ilkbahar ayları geldiği zaman, kendi stratejileri ve planlamaları doğrultusunda hareket etmeye başlarlar.

çoktan basacakları karakollar bellidir zaten yapacakları eylemler bellidir.

karakolları gözlemeye başlarlar. bu gözlem şu şekilde olur.

genellikle 2 puşt karakolu gören hakim bir tepede yaklaşık 1 ay boyunca sürüngen gibi kalır. tüm giriş çıkışları nöbet değişimlerini, mevzileri herşey not ederler. o zaman çok azdı ama kameralarla da çekerler. askerin her türlü hareketini izler, nöbetçileri izler. özellikle nöbette gevşek olan kişiyi tespit etmeye çalışır hani komutanlar uyumak yasak diyo ya bu yüzden işte amk. adam seni gevşek görürse saygıı anında ilk senin mevzine çökecek haberin olsun.

o yüzden adam gibi durun.

arkasından karakola gelen araçların askerlerin kullandıkları yolları tespit ederler ki baskın anında gelen yardım kuvvetlerine pusu atabilsinler diye. sadece gelen yardım kuvvetine zaiyat vermek için yalandan karakol baskını yaptıklarıda olur. asıl hedef kendiniz olduğunu sanırsın ama değilsinizdir.

baskınlar özellikle gece olur. sebebi ise yardım birliği gece helikopterle gelmesi zordur helikopter gece uçuş yapması epeyce zordur ki o dönem yapamazdı zaten.

şimdi beyler olduda yedek subay veya er olarak karakoldasınız. baskın yediniz. nöbetteyseniz panik yapmayın diyeceğim ama yapacaksınız .

ilk hedef nöbet yerleridir. onlar için bişey diyemeyeceğim.

verdiğimiz şehitlerimizin çoğu oluşan panikten dolayı şehit oluyor haberiniz olsun.

komutan olacaklara tavsiyem. askerinizi her an basılacakmışsınız gibi hazır tutun. baskın anında kim nerede gidip en yapacak önceden hazırlayın. sonra 16 kişi bir yerde toplanıp tek roket mermisiyle gidebilirsiniz.

o anlarda askeriniz için siz hayata tutunma olarak görüldüğünüzü unutmayın. asker sizin yanınızda olmak isteyecektir. siz nereye giderseniz panik halinde ki asker peşinizden gelir.

yaşadığım hikaye (ben yaşamadım olay sonrası öğrendiğimiz) karakol baskını esnasında üsteğmen mevziye koşuyor, panik halinde ki 7 askeride peşinden aynı mevziye girdiği anda tek bir roket mermisiyle hepsi şehit oluyor.

asteğmenler özellikle astsubaylarınızla iyi geçinin. oradan sizi sağ çıkaracak adamlardır onlar. fikir alışverişinde bulunun. onlara ters gitmeyin. hayat sigortanızdır onlar. zaten pkk nın ilk hedefi özellikle uzmanlardır.

asteğmen olarak sakin olmak zorundasınız. ilk sortiyi atlatmaya bakın. ondan sonra si ilk haline göre biraz daha kolay. sinmeyin sakın.

sindiğiniz anda dahada yüreklenir bu şerefsizler. boş yere şarjör harcamayın bilinci atışlarla. namlu ağzından çıkan ışık haznesine doğru düzgün atışlar yapın yaptırın. bilinci atışlarınız bu puştları altına sıçıttırıyor emin olun.

bilinçsizce karşılık vermek yerine bilinci karşılık onları paniğe sürükler.

sızmalara karşı çok dikkatli olun. emin olun karakolun dibinde sızmayı bekleyen bir kaç muallak mevcut.

asker olacak arkadaşlara ise. ilk baskın anından sonra bir an önce sakinleştirmeye çalışın kendinizi. komutanlarınızın talimatını dinleyin.

başıma hiç karakol baskını gelmedi ancak gördüğüm deneyimler sonucu aktarmaya çalıştım. arkadaşlar şu bilgiyide vereyim, baskın yediniz veye çatışma anında bilinçli atışlarla karşılık verirseniz adamların sıçma sebebi sizi jandarma özel harekat sanması.

o dönem normal piyadeye pusu atmışlardı. çok baba bi astsubay sayesinde imkansız denilen pusudan kurtuldu çocuklar. bilinçli sakin ve isabetli atışlar sayesinde.

sonradan yakalanan köpekler sayesinde ortaya çıktı bu salaklar jandarma özel harekata yanlışlıkla pusu attığını zannetmiş apar topar çekilmişler. evet beyler bir kaç merak edilen soru varsa alabilirim bölge hakkında. başlamamıza biraz daha var. ısındırma turları yapalım. @263 taciz ateşi çok yedik sayısını hatırlamıyorum, çatımaya da 4 5 defa girdik, 1 kere pusu yedik. timimden 1 şehit verdim ne yazıkki. mermi ile yaralanmadım. sadece bir kere pusu gecesi mevzi almaya çalışırken (zifiri karanlıktı) 10 15 metre arası bir kayalık boşluğa düşüp topuğum parçalandı o kadar. @265 o karakoldan karakola değişiyor. ama asla açık yerde tutmaz nöbetçi nöbeti. ya nöbet kulesi vardır ya taştan bir nöbet yeri vardır yada elle yapılmız mevzi şeklinde ama bu üçüde karakolun çeşitli yerlerinde kurulmuşda olabilir. bir de karakola bakan hakim tepelerin birinde gezici bir tim mutlaka vardır her gece gider orada sabaha kadar nöbet tutar ki bu en kötü olanı.

çoğunlukla puştların o timden haberi vardır ve ilk oraya saygıı yapılır.

şimdi değişmiştir muhtemelen. bahsettiğim yıl 95, o zaman bu kadar yoğun çatışmaya yeni girildiğinden yanlışlar acı bir şekilde öğrenilerek değiştiriliyordu.

son olarak nöbet yerinde tek bir nöbetçi pek olmaz genelde 2 kişi. @269 valla onu ben bilemem kardeşim. @273 kardeşim manyak bir tip diilsen askerlik zor geçmez. eğitim falan elbette ham bir adamsan zorlar başlarda ama alışırsın. ama ohal bölgesinde yaparsan elbette zor ama bir o kadar da gurur vericidir. sen kötüleyen kişilere bakma. korkman gereken askerlik değil. efendi bi adamsan kim niye dokunsun olum.

hata bazı bölgelerde aklı başında adama öyle özlemleri var ki komutanların bir gün seni karşılarına alıp abi kardeş gibi arkadaş gibi muhabbet eder karşılık çay sigara içersin şaşırır kalırsın.

orada aile gibisiniz olm birbirinizden başka kimseniz yok. @272 kardeşim bu huur çocukları bizim dönemimizde büyük operasyonlar k.ırak a girmeden önce jenaratörlü mağaralarında mis gibi yaşarlardı. ama sözde komuta kademesi. diğer zavallı yavşakların bir robottan farkı yok. adam 1 ay sadece suyla karıştırdığı unla beslenir, bakın inanın bu dediğime bildiğimiz unu suyla karıştırır onu yer. mağarada hayvan gibi (ki hayvan durmaz beyler o kokuda) yaşar. bilinçsizdir yani. sende ki bende ki düşünce yoktur.

cesur takılır diyorlarya bu salaklar, alakası yok amk. anca vurur topukları arkaüne vura vura kaçar pusu atar. arkaü yemez karşına çıkmaya.

altına sıçar bir yerden bir yere giderken askerle karşılaşıcam diye. pislik içindedir.

hani diyorya bazı muallakler bir davaları var. yakala mağarada 1 aydır yaşayan bir davarı sor davan nedir diye. ne davası der amk. kafa gitmiş çünkü. @278 o döneme bir bakarsan incelersen göreceksin. tabii ki özel kürt aşiretler var. peşmergenin verdiği destek hat safada ki peşmergenin neyi var ki ne destek verecek arkasında muhakkak başka bir destek unsuru var. ancak bu adamlar k.ırak bölgesi dışına çıkamazlar.
yani bağdat yakınına kaçamazlar, k.ırak a bizim asker girdiğinde gidecek belli yerleri vardır. geniş çaplı operasyon veya harekatlarda sızma yapmaya çalışır askerin kurmuş olduğu hattın arkasına. yada suriye veya iran daki bölgelerine açmaya çalışır.

ohal dememe gelirsek ağız alışkanlığı. sözde ohal valiliği kaldırıldı. ama şu anda orada yaşanan hareketlilik ve askerin tavrında ohal zamanından hiç bir değişiklik olmadığını düşünüyorum. neyse beyler başlıyorum. çıktık eve dönüyoruz. 7 gün izinimiz var. ardından teslim olucaz. daha söylememişiz aileye şırnak çektiğimizi. atladık devremle evlere gidiyoruz. kafamda hala şu var '' nası söyleyeceğim ''. annem ağlamaya başladımı sinir basıyo beni devamlı. telefonda konuşurken ağlıyo ''özledim oğlum'' falan.

şimdi kadınada hak veriyosun abi, devamlı oraya buraya saygııyo puştlar.

bindik otobüse vardık istanbula. ayağım çekmiyo eve gitmeye. inceldiği yerden kopsun dedim atladım gittim. yolda sanki devamlı bana bakıyorlar gibi geliyo. tabii belli oluyosun. normal hayatlarını yaşayan sivller 100 metreden çakıyo asker olduğunu. yürüyüşünden konuşmandan falan.

vardık eve.

öğlen saatleri. çaldık kapıyı, annem açtı ''gözleri yerinden fırladı işte aradık seni açmadın, süpriz oldu, neden söylemedin baban almaya gelirdi. bir yandan sarılıyo bir yandan ağlıyo, çok değişmişsin zayıflamışsın, nasısın oğlum, nası geçiyor askerlik falan. babamda bir yandan sorular soruyo. ama dedem de tık yok. hoşgeldin dedi oturdu kenara.

binbir türlü soru soruyolar. ama aga o can alıcı soruyu sormuyolar, nereyi çektin? öle bir ortam var ki ben söylemek için yanıp tutuşuyorum, onlarda öğrenmek için. ama işte onlarda kötü yere mi düştü korkusu bende söylediğimde verecekleri tepki korkusu. bir türlü koparamıyoruz ipleri. ama dedem gayet sakin o emekli polisliğin vermiş olduğu otoriter edalar, ve soğukkanlılık. @297 sorgu panpa, çok azı canlı ele geçtiği için sorgu yapılırdı. ne yapıyordunuz, hangi eylemlere katıldın, bir sonra ki hedef neydi falan.. bakışıyoruz öle birbirimize kısa bir süre bakıştık ama 1 saat gibi geliyo insana ölüm sessizliği amk. annem bi uzaklaşsa babamlara söylicem önce ilk sortiyi atlatıcam arkama desteği alıp anneye söylicez.

dedim anne çok açım bi kahvaltı yapalım dedim. daha cümlem bitmeden tabii oğlum börek yaptım falan diyip fırladı kadın mutfağa,

babam anladı tabii özellikle dediğimi, annem çıktı salondan, '' açıklandımı '' dedi, evet dedim, niye söylemdin oğlum çok mu kötü dedi, dedim yüzünüze söylemek istedim baba şırnak a düştüm dedim, babam öle çok fazla belli etmezdi içindeki leri ama o yüz ifadesi öyle bir değişirdi ki anlardınız. işte o yüz ifadesine dönüştü birden derin bir off çekti.

''neresi olum hangi bölük falan'' diye sorulara devam etti. bende cevapladım bir bir. sonrasında annem çağırdı mutfağa hadi gelin falan.

neyse gittik açıklandı yerim anne dedim, bir derin nefes alışı var ellerini göğsüne arkaürüp, sarıldım direk beyler sarılır sarılmaz şırnak anne ama merak etme dedim tugaya düştüm tugayda bişey olmaz dışarı çıkmıyosun komutanın getir arkaür işleri masa başı falan tutanak tutmaca falan diye sallıyorum amk.

ama anneye işlemiyo tabii, şırnak ta kalmış, diğer dediklerim vız geliyo, başladı tabi ağlamaya off oğlum off diyo, babamda oturmuş masaya, tık yok, annem bir yandan sarılıyo bir yandan ağlıyo, o anda dedem bir bağırdı anneme ayten otur diye, mutfağa balyoz inmiş etkisi yaptı resmen amk. zaten talimatlara öyle bir alışmışım ki, oturun masaya der demez yemek duasına başlıyoruz moduna girdim.

neyse dedem bunlara söylenmeye başladı, bu çocuğu böylemi gönderiyosunuz, orada sadece kendisini düşünmesi lazım. tugayda olucak çocuk, rahat olucak, karakolda olmayacak, biraz sakin olun, bişey olacağı yok, çocuğun pgibolojisini bozup göndermeyin, falan diyip bana döndü,

dedi oğlum sende kendini düşün, aklın burada olmasın. merak etme bişey olacağı yok. aslan gibi gidip geliceksin falan dedi. işin %90 nı nı halleti sağolsun. sakinleşti ortam. dedim 5 gün buradayı m keyfini çıkartalım bilmemne, sonra başladık işte kahvaltıya onlar anlatıyo ben dinliyorm ben anlatıyorm onlar dinliyo. ardından istirahat ettim 2 3 saat kadar. yağmurla akşam buluşacam saat erken iştedir diye. @311 katıldım panpa. sonra beyler, yattım saçma sapan rüyalar görüyorum böyle, asker üniformalarıyla ali sami yene maça çıkıyorum falan çok net hatırlıyorum yani.

uyandırdı annem tembihlemiştim şu saatte kaldır diye. kaldırdı hala açım amk, anneme dedim tepeleme tabak hazırlamış ama 1 haftada göbek yapıp o kadar eğitimin içine etmemek lazım diye az bişey attım ağzıma çıktım.

yağmurun yanına gittim. çıkışını bekledim. kapıda ellerimde çiçekler *

sınıf arkadaşı vardı o çıktı önce, falan gördü sarıldı hoşgeldin kısa saç yakışmış falan fit olmuşsun maşallah, dedi yağmur geliyo şimdi dedi. bekliyoruz, amk kapıdan bir çıktı o anı anlatamam size yavaş çekim panpa gözleri ışıl ışıl amk. omzunda çanta ellerinde ders kitapları.

ceylan gibi sekiyo son üç merdiven basamağını zayıflamış hafiften, saçlarıda kısa yapmış ama hala sarı saçlı boyadan vazgeçmek yok mavi gözler çakmak çakmak.

bir sarıldım beyler yemin ediyorum o saniye ayak parmaklarımdan kafama kadar tüyler diken diken, yemin ediyorum yabancılık çektim bir anda. uzun zaman olmuşi, sesi bile yabancı geldi telde görüşmemize rağmen ses canlıyken değişiyo tabii.

uzun süre sarıldık aga. normalde pek istemezdi öğrenciler önünde öle sarılma muhabbetini hoş karşılanmaz diye ama o anda gibmişiz dünyayı. @314 tanışmadım hiçbiriyle panpa asteğmensin amk generalle tanışmak imkansıza yakın. sadece erdal sarızeybekle o zaman binbaşıydı yanlış hatırlamıyosam, aynı yemekhanede yemek yedim o en ve 300 kişi o çok uzağımda oturuyodu zaten. hemen yapıştım eline, tuttuğum gibi kadıköy sahile, boğaz dedin mi akan sular dururdu ikimiz içinde.

ikimizde de yüzümüzdeki gülümseme ekgib olmuyo, yüz felçi gibiyiz amk, devamlı sırıtıyoruz *

sorgu sualler akabininde başladı tabi, napıyosun nası geçiyo nası oralar nası buralar, zayıflamışsın sende zayıflamışsın saçların çok kısa olmuş dedi bende dedim seninde saçların çok kısa olmuş niye kestirdin güzelim saçlarını falan.

hemen tipik kız cevabı beyenmedin mi yoksa dedi tabi bizde aynen kıvırmaca yok olurmu neden beyenmiyim merak ettim falan, ki hakikaten çok tatlı durmuştu orası ayrı.

dedim yağmurum zayıflamışsın bana benzemişsin, sende mi eğitimdeydin burda dedik gülüştük falan işte dedi sen nasılsan bende öyleyim askm falan dedi,

(meğerse beyler zayıflık ilaçların verdiği etki iştah kapatıyo kısa saçlarıda saçları dökülmeye başlamış kısa kestirmiş oda yemin ediyorum aklımın ucundan bile geçmiyodu o sıra)

çayların biri bitiyo biri geliyo, bende yakıyorum sigaraları arka arkaya 6.cıya geçtim sanırım onun karşısında aldı elimden kaptı, dedi hani 5 taneydi yalan mı söylüyosun orada içiyosun dimi falan yalandan şımarık triplerde. desem ki askm içemiyorum orada zaten içiyim bitane daha tmm askm iç dicek ama dedim ya aksi bişey yapmak istemem asla tamam dedim unuttum.

içme askm dedi kanser olursun bak dedi, yok bitanem merak etme dedim bende. @320 panpa asteğmen olarak nereye düştüğüne bağlı bazı karakollar var 20 30 kişilik orada karakol komutanı olabilirsin en yüksek rütbeyle. ama genelde senden büyük rütbeliler var etrafta.

ama timi soruyosan timin en yüksek rütbelisi sensindir genelde, tabi teğmenlede olabiliyor bazen. ama 20 yıllık bi astsubay da olur tecrübeli. ona işte öle komutanlık sökmez. son sözü sen sölersin elbette. ama o adamı dileyeceksin. hayat sigortası astsubaydır bir timin. @324 kardeşim o pgiboloji olayı en taktanı zaten. hakikaten çabuk geçsin gerçektende. ben geldikten sonra helikopter sesine tahammülüm yoktu sinerdim olduğum yere. @328 heralde kardeşim yüzbaşıdan daha uzun süredir asker olan adamlar var aralarında. tecrübe en üst seviyede. ardından beyler, kalktık doğru kadıköy reks sinemasına, o dönem bana mı öyle geliyo manyak bir şekilde sinemaya gitme modası vardı, biraz isim yapmış her film full çekiyo amk.

4 gün boyunca hergün buluştuk. bir seferinde bir öksürük krizine girdi bu kan geldi ağzından ama çok az. diş etim kanadı diş fırçamdan böyle oldu dedi ama kıllandım ben aga.

ilk o anda kıllandım. yani ama hiç üzerine gitmedim öle bişeyi aklıma bile getirmek istemedim beyler.

arada bizim kankilerlede buluşuyoruz tabi. ama genelde yağmurlayım. bir kerede kızlı erkekli toplandık. normalde erkekler kalabalık olurdu kızlara göre şimdi 3 kişi kalmışız amk, herkes askerde. 2 tane dallama var böle entel ayağına yatan. kızların yanında ben tabi tipik erkek modeli işte şöle yaptık böle yaptık domuzu tek elle ikiye ayırdım komutana ayar verdim falan yalanın bini bin para ama havamız olmuş bin beşyüz. yağmurda biliyo tabii salladığımı ama oda uyuyo ortama ''vay aslanım benim yürü kim tutar seni'' triplerinde, ama o gece sıçtı ağzıma sen kime hava yapıyosun diye, kızlaramı hava yapıyosun sonra o iki dallamaya ilgili olduğunu söyleyince tatlıya bağladık

son gün sabahtan buluştuk akşam gidiyorum. dershaneye kapısında. sarıldık böle böyle birbirimize. başı omzumda. dedim bu sefer bekleyeceğine eminmisin dedim kısmet askm sen kendini düşün dedi. güldüm bende gene inadına yapıyo diye. öpmek için kaldırdım başını hüngür hüngür ağlıyo.

dedim ağlama rahat yerdeyim antep e gidiyorum sadece bir süre ayrı kalıcaz dedim, ne yapıyım gitmesen keşke dedi, burada olsan biraz daha. dedim gitmem lazım, elimde olsa bırakırmıyım seni, gidicem gelicem zamanın nası geçtiğini anlamıcaksın bile dedim.

sarılmaya devam ediyoruz. dedi ben nası derse giricem şimdi, nası ders işlicem bu halde falan, dedim ki bak hiç merak etme, ben seni en ufak boş zamanımda bile arıcam merak etme. sen şimdi gir içeri dersini ver. bende gidip gelicem bu kadar basit dedim.

zor bela gönderdim, dedim çık hadi daha da zorlaştırmayalım falan. neyse mecbur çıktı tabii ki dersi var bekliyo çocuklar. arkadan bende dolmuşa doğru gitmeye başladım. arkadaşı çiğdemi gördüm oda dershaneye gidiyo dedim böle böle ne olur çıkışta yanlız bırakma biraz kafa dağıtsın, yanına git çok kötü bak sana emanet falan, sağolsun iyi bir kızdı hala görüşürüm, hiç yanlız bırakmadı yağmuru.

çiğdem deki samimiyeti görünce biraz olsun rahatladım aga bi ferahlık geldi ayrıldım evin yolunu tuttum bende. eve daldım hemen zaten bavul hazır. kağıtlarımızı da aldık, hazırlığımızı bitirdik. akşam yemeğimizi yiyip çıkacaz otagara. istikametimiz diyarbakır ktm.

annem de de bir sinir var hafiften belli etmesede. mutfağa gidince gittim yanına, dedim ne oldu? işte sen geldin bizimle vakit geçirmedin hep o kıza gittin falan. dedim anne saçmalıyosun yapma böyle üzme beni. zaten gidiciyim allahtan fazla üstüme gelmedi.

atladık gittik otagara. otogar asker dolu amk. rutin vedalaşmalar. ağlaşmalar. ama bu sefer geldi beyler.

çiğdemide tutup getirmiş bi baktım gelmiş. elim ayağım boşaldı bi yandan utanıyorum babam var anne var dede var bir kaç akraba dost, babama baktım güldü, o güldü ben sarıldım direk kıza, annem biraz surat yaptı ama sonradan öğrendim pek bir beyenmiş yağmuru:)

yine ağlaşmalar falan, arkadaşların hoplatması (ki hakkaten bi yerden sonra yeter amk lan diyesiniz geliyo) atladık otobüse, açtık volkmenizi taktık kasedimizi bütün otobüstekiler birilerine el sallıyo, davullar zurnalar bilmemne çıktık yola.

hafiften tırsma gelmeye başladı ilk defa doğuya gidiyoruz. harbi başlıyo askerlik yani elinde ki silahta mermi olmasının sebebi gene bir domuz ama eli keleşli domuzlardan.

devremde yanımdaydı ikimizde şırnaktık ve ktm diyarbakırdı. birbirimize destek oluyoruz tabii. arkada erat kısmından arkadaşlar var.

devrem koridor kısmında yanında da bir asker çocuk belli ki çok heyecanlı davarlık yapıyo. sesli sesli konuşuyo. e biraden bir kaç saat sonra kafa dinlemek istiyosun devrem olum sus azıcık dedi. bu atarlandı hafiften ne var lan bizde askeriz amk falan hareketler.

devrem hemen koydu rütbeyi komutanım dedirtirim sana efendi efendi otur diyince acemilik çıkan askerin hali başka tabi direk sustu.

o an anladım aga asteğmensin artık istanbul geride kaldı, bizim devrede bir havaya girdi tabi, vay yavrum benim ayaklarındayım bende.

bir havalara girdi, milleti şınava yatırıcak daha gitmeden. neyse beyler, volkmen dinleye dinleye gidiyoruz. yağmurda bana kaset aldı. selanikliyiz aga rumeliliyiz hastasıyım oranın şarkılarına. gitmiş bana o yörenin şarkılarından oluşan bir kaset yaptırmış, içinde manalı şarkılar var.

göremedim aylar oldu gözlerim hep ağlar oldu, aramızda koca dağlar manimiz oldu,

istemişsin dağlar aşam sana ulaşam, alam seni yarim yapam de bana paşam,

pelistere çıkmadan vardara atlayamadım, döndüm durdum yar yolunda sana doymadım,

turnaları göğe saldım sana yolladım,

şarkıda bu beyler,

http://www.youtube.com/watch?v=nAB3VNSlmtM

geri sarıp sarıp dinliyorum, yol zifiri karanlık, altımızdan şeritleri bir bir akıyo uzaklaşıyosun sevdiğinden yani, ağlasan mı ağlamasan mı gururlu mu olsan olmasan mı, nası bir yere gidiyosun falan, olum garip bir duygu işte ne biliyim.

şu şarkıyı dinleye durun beyler ben bir kahve yapıp geliyim bir de sigara yakayım birazdan devam ediyoruz. şarkı sözleri on numaradır kardeşler sözleri iyi kesin.

Bir yiğide bir sözüm var,Nasıl deyem ben turnalar
Güremedim aylar oldi, Güzlerim hep aglar oldi
Aramızda koca daglar, Manimiz oldi
Üremedim saclarimi, Belimi buldi
Pelister’e çıkamadım, Vardar’a atlayamadım
Dündum durdum yar yolunda,Sana doymadım
Turnalari güğe saldim,Sana yolladim
Bir güzele bir sözüm var,Nasıl deyem ben turnalar
Saçlarının tellerinden,ince beline dolaşam
istey misın daglar aşam,Sana ulaşam
Alam seni yarim yapam,De bana paşam
Pelister’e çıkamadım,Vardar’a atlayamadım
Dündum durdum yar yolunda,Sana doymadım
Turnalari güğe saldim,Sana yolladim

buda sözleri beyler. @353 burdayım kardeşim. bu karda işe gidemem zaten o yüzden rahat olun. ayrıntılı ayrıntılı anlatacam. ama bi kahve yapalım. yaptım kahveyi beyler. devam ediyorum. neyse beyler, velasıl yavaaş yavaaaş uzaklaşıyoruz. önce ankara da bir mola verdik. saat 2 civarı, ulan içimden aramak geldi aramadım ama, bu saatte uyumuştur hesabı. dedim bir sigara yakalım. bide çay kaptım plastik bardakta, çay zift amk. devreme bi baktım telefonda, o da aramış kız arkadaşını, sikerim dedim gittim ankesörlüye. bir aradım düşmedi iki aradım düşmedi. bi daha aradım daha ama uyumuştur inş annesi çıkmaz diyorum.

telefon çaldı çalmadı şak diye açtı, alo diye, şok oldum amk. dedim askm uyumadın mı yok dedi uyumadım ararsın diye düşündüm. dedim uyumuşsundur diye aramıcaktım ama dayanamadım çok güzel şarkılar en çok sözün varı beyendim dedim. dedi nerdesin söyledim ankaradayız falan.

sonra şu şok soru geldi beyler.

antepe gidiceksin niye diyarbakır otobüsüne bindin dedi.

ananı avradını sikiyim elim ayağım boşaldı resmen. çok pis ters köşe olmuştum beyler. hemen kıvırdım beyler. dedim işte önce diyarbakırda toplanıyosun askm, oradan herkesin dağıtımı yapılıyo falan dedim, o yüzden kendin gitmen sakıncalı olabilir falan dedim, yavrum zaten mevzuya hakim değil öyle ucuz atlattık,

askm dedim bak benim daha 15 16 saatlik daha yolum var sen yat uyu ben seni varınca arıcam zaten. tam yılbaşı tatiline geliyodu beyler. yarın evdesin zaten arıcam dedim. lütfen yat beni üzme dedim. bende uyucam zaten otobüste dedim (gene yalan amk, asla yolda giderken uyuyamam)

neye kapattık teli zor bela attım kendimi otobüse yola devam ediyoruz.

devremle muhabbete başladık oda konuşmuş kızla nişanlanmışlardı onlar zaten, kıza tembig etmiş arıcam seni teli yanına al diye.

gene yola devam ettik.

ardından kırıkkale, aksaray, adana, antep derken öğleden sonra 2 buçuk gibi girdim diyarbakır otogara. asker olduğumuz 1 km öteden belli zaten amk. şebek gibi kaldık ortada. otobüste ki diğer erat hemen dağıldı topluca ktm ye gitti. ben hemen tele sarıldım, aradım askm geldik diyarbakıra merak etme, sen napıyosun falan, dikkat et kendine bilmemne, kapattım deli, devrem geldi yaktım sigarayı.

dedi oğlum serbets olduğumuz son zamanlar gel bi kahvaltı yapalım biraz gezelim. tmm dedim bende bi kahvaltı yaptık birazda gezdik.

yemin ediyorum hayran kaldım diyarbakıra kalesi bilmemne harbi on numara şehir. ardından ktm nin yolunu tuttuk. neyse beyler vardık ktm amk o ne öle, bütün ordu burda amk böyle bir yer yok. içerisi panayır gibi amk. millet birliğine gitmek için sıra bekliyo. şimdide bilenler bilir ktm ölüm anasını satayım. uzmanın biri erat dizmiş yarım yarım yardırarak bağıra bağıra anlatıyo, bizde geldik bu bizi gördü bağırmalar çağırmalar geçin bilmemne. biz tabi buna yavaş yavaş yürümeye başlayınca bu çakozladı mevzuyu sanırım, sustu dedim uzmanım böyle böyle tanıttık kendimizi, napıcaz ne edicez, anlattı izah etti durumu bizi başka bir yere aldı. içerisi aztek kaynıyo amk, ama hepimiz amele gibiyiz ne yapacağımızı bilmiyoruz, anons gelicek şu birliğe gidenler gelsin falan diye toplanıp gidecez.

bende diyorum heralde bi kaç saat sonra gideriz. saat 5 falan hava da kararmış amk. neyse gelen giden yok. bi çocuk vardı adam mühendis, dedim birader ne zaman gelir bu konvoy, dedi yarın gelirse şanslısın.

dedim ne diyosun amk kaç gün beklicez burada, beyler şoka gelin, dört gündür buradayım kardeşim öyle söyliyim sana. amk kafayı yememek elde değil.

sonra çözdük olayı sorduk uzman bi arkadaşa.

işte özellikle 1993 yılında 33 askeri kurşuna dizdi bu pezevenkler birliğine giden silahsız askeri o yüzden çok dikkat ediyolarmış bu konuda.

neyse aga bekliyecez ara ara geliyolar alıp götüroylar bır kısmını, kimi konvoyla gidiyo kimi şans eseri gideceği birimden gelenler alıp götürüyo falan.

2 gün geçti aga uzman geldi asteğmenin bugün gelecek çakırsöğütten onunla gidersiniz dedim gitmezmiyim.

neyse an be an haber alıyoruz. yılbaşınıda ktm de geçirmek ayrı bi zevk amk. yılbaşının 1. günü 1 ocak 1995 askerliğin başladığı gündür beyler.

bizi götürecek birim gelmiş şehire, biz hazırlandık bekliyoruz. amk bir haber geldi, beton gibi çoktü üzerimize. bu ibneler bi köy vardı h ile başlıyodu orayı basmışlar 9 kişiyi öldürmüşler.

haydiiii, bütün dağıtımlar iptal. http://inci.sozlukspot.co...um/@roadrunnersikenjackal

beyler buradan bütün yazdıklarımı okuyabilirsiniz. sağolsun arkadaşlar verdiler. hatırladım hamzalı köyünü basmışlardı. neyse beyler biz bu haberi aldık. bir anda hareketlendi ortalık, koşuşturmaca falan. dedim lan hadi bakalım asteğmen efendi, daha şırnak a gitmeden başladılar hakkında hayırlısı.

bir iki gün daha kaldık beyler en sonunda kodumun konvoyu geldi. öğleden sonra 2 gibi çıktık yola, up uzun konvoy, bizim askeri görüceksin ama fişek gibi tam techizat amk. dışarısıda buz -1000 sanki, ben taktım tabii volkmeni gidiyoruz. upuzun konvoy yer yer duruyoruz yolda, kontrol noktları falan, 10 dakikalık yolu 45 dakikada falan alıyoruz, arada bazı çocukları bırakıyoruz falan, hava karardı beyler, bir yerde daha durduk yolun ortasında ama sıkıntı yok yani, etrafa bakıyoruz heryer taş toprak amk.

uzaktan yavaş yavaş cudi gabar falan çıktı ortaya bütün heybetiyle dedim aga hadi bakalım hoşgeldin ebenin amına.

bi noktada daha durduk, ileride bi kaç haneli köy var ama camlardan gelen ışıktan o kadar olduğunu düşünüyorum, lan bir durduk, çocuk sesleri,

''burdan defol git tc askeri, git buradan tc askeri, senin yerin değil burası, falan derken çaaaaat paaaat taş atıyo ibneler hava hafif kararmış zaten bellide olmuyo, abi ne yalan söyliyim bi tırsma geldi, sanırsın işgal askeriyiz ibneler geldiğin yere geri dön diyo, arkada ki otobüsün camını indirmişler zaten, hemen hareketlendi konvoy bu sefer direk cizre ktm ye, hava kararmış nereye gidiyosun.

orada da yola çıkıp gelen bir çok başka konvoyda var, yarını beklicez mecbur. @376 40 gün kaldığımızı biliyorum kardeşim dağda. enişten doğru söylemiş, şimdi o kadar kalınıyomu bi bilgim yok. cizre ktm de bir gece geçiricez, ulan leş gibi olmuşuz zaten, telefonda açamıyoruz kaç gündür, tek isteğim biran önce gideyim telefon açayım bi sesimi duyurayım bu yani. zaten üzerimizde garip bir ağırlık çökmüş durumda, alışık değilsin panpa, ısparta tamam eyw ne kadar ıspartada eğitimin kralını alrısan al farklı yani çok belli ediyo kendini,

çok soğuktu beyler, felaket bir soğuk, tezahür edemezsiniz yani, böyle bir soğuk yok, 50 60 tane asteğmen göt göte verdik ısınıyoruz yani, kaliriferler arada bir yanmaya niyetlensede ayıp olur diyor heralde ki buz kesiyo anasını satayım.

uyuyayum diyosun yalandan bir yarım saatlik uykular falan, bir an önce birliğime katılayım diye can atıyosun amk.

ulan sakallar uzamış hafiften yarın birliğe gidicez sular buz gibi diyarbakırda zaten sıra var, traş olamadık, benim devrede hafiften kıllıydı 4 5 günde mağara adamına döndü, çıkalım dedik traş olalım falan, anasını sikiyim suları kesmişler. belli bir saatten sonra kesiyolarmış nedendir bilinmez.

bi astsubay bulalım derdimizi anlatalım dedik, en azından kantinden bir su alalım onunla traş olalım dedik, astsubay ararken yüzbaşıya denk geldik, ama yüzbaşıda bir ses tonu var altına sıçıyosun adamla konuşurken.

ne var oğlum dedi ne geziniyosun burada, tanıttık kendimizi, dedik komutanım böyle böyle, olamadık, kantinden su alalım traş olalım yarın birliğe gidicez ilk intiba önemli sıkıntı çıkmasın falan, böyle konuşunca adam astsubayı çağırdı sağolsun anlattı durumu, astsubay aldı bizi, dedi kantin burası alabiliyosanız alın.

kapıdan bir girdim içeride 1000 kişi var amk. uyumaya çalışıyo. @384 zorunlu değil kardeşim, nerede yaptığınla alakalı, şırnak hakkari gibi o bölgede yapıyorsan eğer oraya gitmen zorunlu diyorlar.

ama sen ktm ye gitmeden gidebilirsen geri çevirmiyorlar tabii, senden sorumlular hemen alıyorlar içeri ama azar işitebilirsin. ki şırnak hakkari vb. bölgelerde ktmye gitmeden kendin gitmeni tavsiye etmem zaten her yerde kontrol noktaları var muhakkak çevirirler seni gönderirler ktm ye.

o iş daha çok nerede askerlik yapacağın la ilgili. neyse beyler, götüm götüm arada küfürler yiyerek gittik kantine (siviliz tabi herif yarı uykulu küfür çıkıyo alçak sesle üniforma olsa göt ister) neyse aldık suları traş oldu surat yara bere içinde kaldı hadi beni geç devrem zaten kıllı sakalllarıda epeyli bi sert jileti vurdukça kan geliyo amk.

traş köpüğüde yok tabi evden getirdiğimiz sabunla yüzü sabunlayıp sabunlayıp jiletliyoruz.

olduk traşımızı geçtik istirahathaneye, saatin gelmesini beklemeye, aynı gece de şırnakta 3 karakolu taciz ateşi açmışlar, ortalık fena.

sabah gün açar açmaz doluştuk otobüslere çıktık yola, gün açtıkça cudi gabar falan çıktı ortaya tamamen, hem bir o kadar güzel, hemde heybetinden de bir o kadar tedirgin ediyo adamı. orada ne olduğunu biliyosunuz yani, orada senin neyin beklediğini, belkide sen bakarken birileri çatışıyo o anda aklından binbir türlü şey geçiyo,

yollar zaten fena, yamaçlardan geçiyosun, kanyonların arasından geçiyosun kafanı kaldırıyosun tepelerde bizim çocuklar mevzi almış içini korku kaplamaya başlıyo yavaştan beyler, otobüste kendini güvende hissediyosun camın hemen dışarısı cehennem. sonunda çok şükür vardık çakırsöğüte, indik otobüsten, etraf bildiğin ufak kasaba gibi, nizamiyeye geldik, hemen bir astsubay karşıladı bizi. gittik üstümüzü başımızı değiştirdik, yeşilleri geçirdik üzerimize, botlar tabii ki biraz büyük geldi, taktık omuzlara tek çizikleri,

gittik takımlarımıza, 14 kişilik bir takım, takım komutanı bendeniz, bir uzmanın var, çavuşumuz, iki tane avcı eri, iki makinalı tüfek nişancısı, ve yardımcıları keskin nişancı falan.

bölükte muharebe kısmında yer alıyoruz.

uzmanım allahı var adam asker olarak doğmuş adam. askerlerle tanıştık, sonra komutanlara gerekli bilgiler verildi falan derken artık başlamıştık göreve hayırlı uğurlu olsun.

uzmanıma sordum dedim telefon acayım aileme falan yeri gösterdi, aradım bende bizimkileri. önce aileyi aradım hemen, dedim geldim, iyiyim güzel bir yere düşmüşüz, merak etmeyin, sordular tabi kaç gün oldu merak ettik, usulünce açıkladım durumu, dedim böyle böyle, kar yolları kapamış o sıkıntı çıkarttı merak etmeyin falan neyse kapattık hemen yağmuru aradım. çaldı çaldı açan yok, hemen arkasından bir daha gene açan yok. hay amk nerde bu kız falan haber vermedik diye söylendik.

devrem geldi, gel dedi uzmanlarla biraz muhabbet edelim. yasak bölgeler nereler falan onları harita üzerinde anlattılar, bölgeyle ilgili yaşanan hareketlilikle ilgili bilgiler alındı.

arkasından, çıkılan intikal görevleri belirlendi, kendi takımızdaki asklerler ilgili bilgileri aldık, bir tane var takımımda kütahyalı çocuk, deli aşık oğlan, koluna jiletle yazmış kızın adını.

dedim pdrm ye göderin çocuğu bu güldü,

asteğmenim pdrm ye o gidene kadar o kadar çok kişi var ki önünde başta ben dedi, bende hafiften bi sıkıntı başladı aga. günler böyle geçiyo beyler, 2 3 gün geçti bu arada çatışma haberleri falan geliyo devamlı, yol kesme olayları falan, bizde bekliyoruz gideceğimiz zamanı, telefon açıcam gene, direk yağmuru aradım. korkuyorum bi yandan açmazsa falan diye, neyse ki hemen açtı,

dedim nerdesin aradım açmadın, duymamış evde değilmiş annesiyle babanesi vardı bunun büyük babanesi, ona gitmişler, o kadar zaman beklemiş aramamı aramayınca gitmek zorunda kalmış.

tabi öle anlatıyo asıl olay hastalığı ilerlemiş bir hayli fenalaşıyo hastanede geçiriyor iki günü.

nasısın iyimisin faslı, sen nasısın dedi dedim iyiyim merak etme sen beni dikkat et kendine falan ama sesi bi kötü geliyo ki sorma.

hastamısın dedim askm neyin var üşüttün mü, üşüttüm dedi öğrencilerim çok yoruyolar beni dedi, dedim onları kafasını kırıcam gelince merak etme sen dedim.

ne zaman geliceksin?

dedi beyler.

çok sade bir soru ama tam kalbimden vurdu. böle muhtaç bi sesle, ne zaman geliceksin?

ulan elimde olsa o an atalarım skorskye giderim öle dokundu. askm gelicem sen yeterki iyi ol.

tamam ama hemen gelsen keşke dedi. yağmur gelicem biliyosun gelicem sen bekle beni, ben buradayım hep zaten bi yere gidemem diyo, içimden diyorum nereye gidiceksin zaten ki.

garip konuşuyo beyler yani normal bi konuşma tarzı değil,

sıkıntın varmı bi sorun varmı diyorum yok diyo öğrencilerim çok yoruyo beni diyo. o kadar.

uzmanım aniden daldı odaya kapatıyorum falan dedim alelacele, dur biraz daha konuşalım lütfen falan demeden arıcam seni dedim kapattım.

uzamanım da ''asteğmenim yaralı var getiriyolar helikopterle'' dedi fırladık hemen. yaralıyı alıcaz koruma konvoyu şeklinde cizreye devlet hastanesine götürücez. dedim helikopter niye götürmüyo acil bölgeye timleri sevk edicekmiş. abi kalbim güm güm atmaya başladı bir anda. beyler yavaş yazıyorum biraz kusura bakmayın. parmaklarım ağrıdı yazmaktan. biraz sabır. arada şarkı paylaşıyım beyler onu dinlerken yazımı bekleyin napıyım amk biraz geç yazıyorum kusura bakmayın.

http://www.youtube.com/watch?v=vL3raxfj1oo beyler askerleri aldık komutanları geldi, gidin tam teçhizat hazır olun, 5 dakika içerisinde buraya gelin. tam teçhizat hazırız beyler,

yaralı çocuklar bir geldi. anlatamam görüntüyü, çocuklar şehit olmuşlar yani, bunlar nasıl kurtulacak aklım almıyor.

3 tane asker, bir tanesinin ağzıni yararak geçip gitmiş mermi cansız gibi yatıyo surat kan içinde, diğerini yüz üstü koymuşlar, ensesinden girmiş mermi paralel bir şekilde, omuriliği götürmüş çok belli, bir tanesi sırtına 3 mermi almış, hemen aldık çocukları, gece saat 8 falan, 4 araç halinde gidiyoruz önde zırhlı araç makine haznesi var, biz arkada, ikisini arka arac aldık çocukları biri benim araçta önümde ağzı mermiyle yarılmış olan, ulan kitlendim resmen buz kestim resmen, hayatımda kedi ölüsüne bakamam ben araba çarpmış hayvan görünce midem bulanır, önümde gencecik çocuki kan içinde yüzü hırıltı sesleri geliyo, soğuktan nefes alıp verişinde buhhar çıkıyo ama ağzından değil yanak kısmında ağız burun paramparça,

uzmanım bir dürttü beni asteğmenim kendinize gelin öyle bi toparladım kendimi, yolda gidiyoruz, bir yandan da aklıma pusu olabilir mi lan yolda acaba diye geçiyo, gerçi pusu falan nerde olucak cizre yolunda amk, 300 metrede bir kontrol noktası var tabii yeniyiz daha. @419 yavaş bas aslanım. benim odluğum araçta yüzbaşımız var, önde biz arkada 6 kişi bir de yaralı çocuk, yüzbaşının telsizi cayır cayır ötüyo, hışırtı sesleri arasında, intikal esnasında, bir grup teröristle karşı karşıya gelmişler, ilk onlar farkediyo bizimkileri, bu üç çocukta ilk ateşte yaralanıyo zaten.

bir yadan kulağım yüzbaşının telsizine takıldı, devamlı tepeye kayalık bölgeye doğru darbeli atışlar çocuklar darbeli atışlar aferin bu şekilde bravo, ses kesiliyo, komutanım , sağ taraftan saramayız dik yamaçlar mevcut diyo yüzbaşıda da dinliyo bende,

yüzbaşı görerek aykut görerek oğlum görerek, askeri aşağıya çek 100 metre civarına top atışı için senden haber bekliyorum,

bildiğiniz çatışma esnaında konuşmaları dinliyorum,

hızla yolda devame ediyoruz bu arada,

aykut heralde takım komutanı, teğmen ya da üsteğmen, ismiyle hitap ediyo telsizde ki binbaşı çünkü,

oğlum, başka yaralı varmı zaiyat varmı aykut, aykuttan ses kesildi bi ara, sonra verdi anosnu başlayın komutanım yeterli aralık oluşturduk diye sanırım top ateşi yapacaklardı,

abi o esnada yaralı çocuk kendine geldi verdikleri ilacın etkisi geçti bir çıklık atıyo varya, dili yok çocuğun sanırsın kurban gırtlaklıyosun yerimde zıpladım boşluğuma denk geldi uzmanım üzerine bindirdi olum sakin ol iyisin hastaneye gidiyoruz, belli çocuğun yüzü yanıyo, yüzbaşı sesi kapadı, uzamanım üzerinde bastırıyo çocuğu, muhtemelen ayak ta kırıklarda vardı düşmüş vurulduktan sonra,

yüzbaşı bana döndü yardım etsene lan uzmana bin üzerine tut çocuğu bende abandım çocuğun üzerine haraket etmesin diye,

o 1 saatlik yol varya bitmedi beyler bitmedi gözümün önünde hayla. arkadaşlar ben çok yoruldum isterseniz biraz ara verelim, isterseniz bu akşamlık bırakalım. @431 benmiyim suçlusu birader? @436 sadece o değil, sana döndü adam keleşle önce bağıracaksın arkaünü yırtana kadar ''duur diye'' çok gibine takacak ya seni, o ateş etmeden edemezsin kural bu, haa bu kendi mevziindeysen, dağdayken giberim kuralını diyosun o ayrı. beyler yoruldum biraz siz sorun ben cevaplıyım merak ettiğiniz kafanıza takılan bir şey varsa. @439 abi, orası öyle değil, yanlışlıkla korucu vurabilirsin, sırf geçiyo diye adam vuramazsın, çoban vurdun diyelim, bu ibnler nasıl gelir üzerine biliyomusun medya falan, bu sadece sana değil taa tugay komutanının başını ağrıtır onun başı ağrırsa sorumlusu kimse gelir onu giber. @447 çatışma esnasında sana dönüp sıkan korucular var, seni pusuya çeken korucular var.

emin olmazsın elbette. ama askerin görevi halkın güvenliğini sağlamak, o yüzden istediğime sıkarım sıkmam durumu yok. çok karışık kardeşim yani neresinden tutsan taklu deynek. @admingiberimmodgiberim askere gittin mi kardeşim sen? @452 tc askeri seni izliyoruz, mehmeeeeet oğluuuum bırak bu işleri ananın yanına dön mehmeeeeet, tc askeriii gabar cehennemine hoş geldin, genelde çatışma başlayıp ilk sortiden sonra, komutan ölmedin mi lan daha, bi kere oldu bu bana direk telsizle girdi, beylik tabancanı almaya geliyorum komutan dedi.

telsiz frekansları çok karışıyo, sende yapabilirsin elbette ama suç telsizi boş yere meşgul etmenden dolayı. her an telsizden anons geçebilir çünkü. @admingiberimmodgiberim yedek subaylık düşünüyosun anladığım kadarıyla. @zencefil yapragi kardeşim benim dönemimde her üni mezunu çoğunlukla olurdu çünkü o dönem yedek subaylıkta ve teğmenlike çok sirkülasyon vardı gerek şehitler gerek geri hizmete alınma ve gerekse yaranlamalardan dolayı.

ama şu anda öyle değil çok şükür. fakat şu var bir mühendisin diğer bölüm mezunlarına göre yedes subay olma olasılığı çok fazla. @admingiberimmodgiberim tamam kardeşim cevap veriyorum şimdi. ama önce şunu söyleyeyim olurda sen yedek subay olup o bölgeye gidersen takımın daki askerlerine ve özellikle ailelerine acıyorum.

bu dediklerini hakikaten yaparsan sen zaten gidersinde, o çocuklar hepsi şehit olur. yedek subay olacak ve olmayı düşünen kardeşlerime şunu söylemek isterim.

takımınızda ki tüm askerler, anaları babaları önce allaha sonra size emanet ettiklerini unutmayın. şimdi öncelikle ben asker değilim. askerlik görevimi yapmış bi vatandaşım. bu işi kökten dağdaki kadroyu bitirip çözemezsin, gerisi muhakkak gelir, yanlızca türkiyeden dağa katılımları engellersin ama aralarında iranlı ıraklı suriyelilerde var. onu çözmek için finans gelirini keseceksin.

o bölgede tek taktik var her daim uyanık olacaksın. saygıı veya pusu yediğin zaman kayıplar hep ilk saygıı anında olur. ilk saygıı anını atlattıktan sonra bir an önce sakin olmaya bakacaksın. ve görerek ateş etmelisin bilinçli ateş etmelisin ki karşında ki sinsin.

saçma sapan hareketler yaparsan karşında kine bir güven gelir ve ilk seni hedef alır. o dönemde osman pamukoğlunu taktiği çok büyük darbe vurdu bunlara. hızlı ve baskın şeklinde hiç beklenmedik anda. daha öncede bahsettim bunların savunacak bir mevzileri sınırları olmadığı için bu konuda zayıflar onları savunmaya zorlarsan ya kaçarlar ya teslim olmaya çalışırkar genelliklede ölürler.

yani onların seni bulmalarını beklemiceksin sen bulacaksın. tabi pusu atıyolar oda ayrı bir konu. @465 e tabi ona katılıyorum zaafı olan adamı göndermiceksin oraya deli dumrul olanı göndereceksin ki görsün ebesnin amını.

oraya eğitimi tam olan adam gitmeli, yani işi askerlik olan. öle vururuk keserim yıkarım yakarım adamı değil, bu gazla giden adam keklik gibi avlanır orada.

ayrıca sadece vurarak öldürerek çözülecek iş değil bu. orada ki halka refah vereceksin pkk dan ümidi kessin. o halka biz burada yaşıyoruz iyi şartlarda okulumuz hastanemiz işimiz evimiz var ve pkk buna zarar veriyo dedirtirsen çatışmana bile gerek kalmaz.

ama önce o şartları uygulaman gerek. oradaki vatandaşlarımızı arkana alacaksın. kepenk kapatmaya gelen o puştlar çevikten önce ilk o esnaftan dayak yediği zaman bu işler düzelir. @470 valla o değişiyo, sizin ne kadar da öleceğinize bağlı, hemen ölürüm dersen 5dk, biraz daha sonra ölürüm dersen 10 dk ama salaklık yapıp jandarma özel harekatın olduğu yere yaparsan baskını onların insiyatifine kalmış gibebilirde anında sabaha bırabilir.

bordo bereliye baskın yapacam dersen ne zaman başladı ne zaman bitti haberin olmaz.

ayrıca ne yazıkki hiç bir gerizekalı karakolu ele geçirmeye kalkmadı. geçirse an itibariyle, tepelerine ineceklerini bilecek kadar zeka sahibiler. @475 onu bilemiyorum valla telsiz frekansı karıştığı için dinleniyo ama ev telefonu dinlebiliymi bilmiyorum. ayrıca ev telefonunu dinlemek için ne yapılır onu dahi bilmiyorum. @478 paydos yapalım kardeşim. sende git dersine çalış yarın devam edicem. çok yoruldum arada soru sormak isteyen olursa buradayım ama. şimdi mesafe uzadıkça uzun namlulu silahlar elbette daha iyidir.

ancak genellikle karşı karşıya gelen iki silah keleş ve g3,

keleşin kullanımı çok basittir bir çocuk bile kullanabilir ve hafiftir. ama g3 ün vurucu gücü yanında su tabancası kalır.

bacağınıza keleş mermisi geldiğinde ölmezsini kan kaybından sonra ölüm gerçekleşir ancak tedavi süreci vardır.

ancak g3 bacağa isapet ederse kopartır. tedavi şansı yoktur.

kafaya keleş mermisi geldiğinde geldiği alnınızda ufak delik açar kafanın arka tarafını yani mermi çıkış değili olan yeri parçalar.

g3 kafasına isapet ederse teşhis edilemez hale gelir.

keleş kullanımı kolaydır tutukluk yapmaz. g3 nazlı bir kız gibidir iyi bakılması gereklidir. ama vurucu gücü tartışılmaz g3 ün.

rpg ye geldiğimzde, bizim dönemimizde roket atarımız 2 bölümlüydü birbirine bağlanıp o şekilde ateşlenirken biz 1 atış yaparken rpg kullanan 3 atış yapabilir. ama şu anda bizim askerde kullanıyor.

doçkalar aslında uçak savar silahıdır. taşınması çok zordur ama ne yazıkki bir kaç tane karakol baskınında kullandılar. epey etkilidir.

insan uzunlarını parçalar, haraketsiz yakarsa seni doçka bermizi beline isapet eden bir mermisi seni ikeye bölebilir ama hareketsiz yakalarsa.

ama bizim askerin karayılanına bir bak derim. o zaman doçkada bir tak olmadığını anlarsın mg3 tür adı asker arasında karayılan olarak geçer. ama en pis silahı soruyorsan bana göre kanas. çünkü sana ateş ettiğinde genelde isabet eder. bilinçli bir şekilde adam öldürme silahı. suikast silahı adı üstünde amk. @482 onları anlatacağım ama hikaye içinde anlatayım olmaz mı? hikayenin akışını bozmayalım.

ayrıca 5 tane çatışmaya girmedim. @485 e tabii ki, yani örgüte para akışı sağlayan bir sürü faaliyet alanı var. kaçak sigaradan tutta esrar, korsan cd falan. @487 doğru özellikle yaralı yakalanan sorgu için getirilir yolda ölürse helikopterden aşağıya atılır sende parçalarını topardın. valla benden daha önce yapmış varmıydı öle askere gelen kişiyi istihbaratçı yapmak bilmiyorun. bizim dönemimizde jitem vardı jandarma istihparat ama sahada çalışan hiç biri normal asker değildi astsubaylardan oluşurdu. gün sayan asker istihparatçı yoktu hiç ben görmedim yani. @492 evet dragunov dan bahsediyorum.

valla kanas leyla hikayesi diye bişey yok tamamen kolpa bir hikaye o. keskin nişancı vardı elbette ama kanas leyla falan yok öle bişey uydurma.

yanlız sırp keskin nişancıların parayla getirtiliğini biliyoruz. sırp keskin nişancılar vardı ki adamlar keskin nişancı olarak doğmuş. biraz şu kanas leyla olayına gireyim. bu tamamen pgibolojik harp taktiğidir. karşısında ki birimi sindirmek amaçlı.

şöle bir olay anlatayım. pkk da bir efsane vardı. tc askerinin yanında yeşil cübbleri askerler onlar koruyolar.

dediklerine göre, bizim asker intikal yaparken bizi farkederlermiş tam saygıacakken timin arkasında yeşil cübbe takan askerler görürler ve saygımaktan vazgeçerlermiş, bizim askere saygıdıklarında, asker beklenenden daha fazla direnç göstermişse yeşil cübbelilerin olduğunu düşünüyorlarmış.

yani bunun gibi şey çok orada. kanas leyla olayını size jöhler gelip anlatır sırf taşşak geçmek için aldırmayın. öyle bişey yok. aklıma geldikçe geliyor. bu kanas leyla olayını disiplinsiz askeri korkutmak için komutanlar söyler. işte nöbette sigara içmesin diye. @502 o dönem bosna savaşı vardı biliyorsunuz. bizde epey bir yardım gitti gerek silah gerekse askeri eğitim konusunda.

bu yüzden düşmanım düşmanı dostumdur olayından pkk parayla sırp sniperleri getiriyordu. özellikle subay ve yedek subayları şehit etmek için.

bu tarz istihparatlar gelirdi. hiç karşılaşmadım. ancak istihparatlar vardı. zaten bu sırplar yüzünden sniper kavramı öne çıktı, bosna da çok vardı bunlardan. özellikle kanas leyla mevzuu çok meşurdu halk arasında o dönem, ''kanas leyla buradaymış'' derlerdi, ama halk ondan daha çok etki bırakan söyleti ''bolu dağ komando bölgeye operasyona geliryormuş'' söyletisiydi.

kanal leyla halk üzerinde ne derece etkili bilemem ama bolu dağ komando söyletisi oldumu hakkaten bi değişirdi ortalık. arkadaşlar hikayeme yarın devam edeceğim epeyce yoruldum. şimdişik soru cevap yapalım bölgeyle ilgili ne merak ediyosanız bilgim dahilinde cevap vereyim. aklınıza ne gelirse sorun. bu kanas leyla mevzuu güzel soruydu. pek bilinmez

zaten harbi gerçek olsa bilinirdi oradan çakabilirsiniz durumu. önce @514 e cevap vereyim. evet örgüt arkaü zora girince ateşkes yaptığını söylerdi geri çekilir toparlanma sürecine girerdi.

askerin ateşkese bakış açısı gayet netti. benim dönemimde yapılan çelik hareketı. ateşkes dediler 40 gün operasyon yaptık.

@516 kanas leyla şöyle bir olay arkadaşlar.

tamamiyle pgibolojik harp olayıdır bu. pkk da genellikle nişancılar kadındır sebebi ise nefes alıp verirken göğüs kafeslerini kontrol edebilirler. göbeklerinden alırlar ve daha rahat nişan alırlar. erkekler ise nefes alırken göğüs kafesi hareket eder.

dolayısıyla kadın keskin nişancıları vardı.

bu kanas leyla şöyle ortaya çıktı. bizim askerlerden biri intikal esnasın tabi benim dönemimden epey önce meydana gelmiş, gece istirahatte sigara yakıyo ve hakikaten vuruluyor keskin nişancı tarafından ve söyleti başlıyo kanas leyla diye.

budur. özellikle jöh yani jandarma özel hareketçılar tarafından çok duyarsınız bunları. acemi erleri korkutmak için söylenir. amaç sigara içmesinler nöbet esnasın.

bir ara öyle bir raddeye geldi ki eşref bitlisi bu kanas leyla helikopterle giderken vurmuş öyle şehit etmiş. anlayın işte kolpa olduğunu. @518 evet gözlüklü çocuklar var birlikte. ama tabi bu gözün ne kadar bozuk olduğuyla ilgili. gözlük taktığında bir sıkıntı yoksa gelir. şehit bir asteğmen vardı furkan gözlüklüydü kendisi.

2.soruna gelirsek, şimdi nasıl yaralandığına bağlı, her hangi bir uzvu koptuysa elbette terhis edilir iyileşene kadar ki bu iyileşme süreci ölene kadar gata da devam eder. her türlü sağlık işlemi yapılır psilojik olarak da dahil.

ama mesela kendimden örnek vereyim ben 10 15 metre gibi bir boşluğa düştüm kayalık bir noktaya topuğum parçalandı 14 gün askeri hastanede tedavi gördükten sonra tekrar devam ettim askerliğime.

hiç bir fiziksel yaralanma olmayıp pgibolojik olarak sıkıntısı olan askerde terhis edilebilir. özellikle ağır çatışma sonraları askerde titreme çok görülür bu titreme olayı kontrol kaybına varırsa yani vucüd beyinin istediğinin dışında devamlı hareket halindeyse kontrol dışındaysa terhis edilir ve tedavi altına alınır. veya halüsilasyon çok gelir askerin başına bu tedavi edilmesi gereken boyunttaysa tedavi bitene kadar askeri hastanede kalır eğer askerin askerlik gübü biterse bu tedavi sürcinde terhisi verilir tedeviye devam edilir.

ben hiş şahit olmadım dönemimdede hiç duymadım karakola sızdıklarını.

ama meşhur üzümlü karakolu vardır hakkaride sanırım 1992 ya da 93 sızmışlardır ve 30 kişiden oluşan karakolun tüm askerleri şehit edilmiştir. bu şerefsizler ardından karakolun harabesi etrafında halay çektiği söylenir.

halay mevzuu gerçekmi bilmiyorum ama üzümlüye sızdılar.

gece karanlığında göremiyorsun adamı. yer tespitini keleşin namlu ağzından çıkan ateş sayesinde tespit ediyorsun. siperden çıkıyorsun panpa çünkü ışık yok oda seni göremiyor böylece kafanı kaldırabilirsin. tabi çok rahat olmamak lazım. 520@ erdal sarızeybekin dedikleri doğrudur ama bu olay benden önce oldu. ben gittiğimde o iki parçalı roket atardan da vardı rpgmizde.

şunu söylemek istiyorum, hiç bir zaman silah yetersizliği yüzünden şehit verilemiştir. hep söylediğim gibi şehitler pusularda ve baskınlarda ilk saygıı anında verilir. çatışma devam ederken mevzi almış askeri vurmak pek kolay olmaz. şöyle bir sıkıntı vardı g3 bakım isteyen bir silahtı. namlusuna toprak kaçardı ama bunu halletmek çok kolay, ağız koruması koyarsın olur biter.

o bölgede kaçakçılık sadece sigara ve mazot anlamında olur genelde. ve özellikle jandarma bu konuda çok etkilidir. yaz aylarında kaçakçılık oranı neredeyse 0 a yakındır sebebi örgütün ve ordunun manevraları intikalleri çok artar.

kaçakçılık kış aylarında yapılır. ama utandırıcı o bölgeden giriş çıkış yapmaz. diğer sınır kapılarından girer çıkar özellikle irandan ağrı sınır kapısından.

şimdi benim dönemimde çok gafil avlandık. orada ki askerin konuçlanması sadece kaçakçılık üzerineydi özellikle 1991 de tam anlamıyla gafil avlandık.

ancak hakkını yememek lazım, bölgede en aktiv biriler jöhler ve bordo bereliler.

bizim zamanımızda herşeyi çabuk yapmak zorundaydın dediğim gibi şehit hergün veriliyor ve yerine biri gelmesi lazım. ama o günde özellike bugünlerde özel harekatçılar polis ve jandarma ve bordo bereliler çok aktif.

bide bolu dağ komando mevzuu var oraya bir ara gireriz.

@522 askerde adam olma gibi bir durum yok kardeşim. adam değilsen adam ediyorlar, ama adamsan çok farklı bir biçimde dönebiliyordun.
bende üniversite mezunu bir adamdım döndüğümde helikopter sesine tahammülü olmayan dişlerini sıkıp dudağını kanatan bir adam oldum ki hala dişlerimi sıkıyorum istemsiz bir şekilde.

askere gitmek istememe konusuna gelirsek ülkenin bazı gerçekleri var, gitmemiz gerekiyor, yani orada bazıları ölürken ben banane oraya birilerini hazılasın o gitsin demek ayıp olur.

ama orada ki şartlarıda göz önüne alındığında sizede hak veriyorum. yani oraya pek öyle uça uça giden yok. yani saygı duyuyorum. vatana hizmet sadece askerlikle olmaz, ülke için yararlı bilgin dahilinde hizmetlerde verebilirsin. @537 yoktu kardeşim hiç rastlamadım. ama kekeme olanı askere alıyolarmı almıyolar mı diye sorarsan bir fikrim yok. @541 abicim doğrudur ama ben rastlamadığım için bilmiyorum dedim alıyorlarsa doğrudur. ama sonradan kekeme olan arkadaşlar gördüm. kekeme olarak gelen görmedim. @540 şimdi bizim gibi 3 ay eğitim görüp gönderilen askerler benim dönemimde kaldı. şimdide şehit oluyor çocuklar ama dikkat edin, yüzde doksanı ya karakol baskını yada pusu. ama bir intikalde operasyonda çok azdır. baskını bizimkiler yapıyorsa şehidimiz az olur.

jöh ve bordolara gelirsek, şöle anlatayım 1995 çelik harekatı sırasın benim tim ve bölüğümüzün bütün timleri çeşitli rakımlı tepelerde türkiyeye sızma yapmaya çalışan örgüt mensuplarının sızlmalarını engellemekti,

bir 35 kişik jöh grubu vardı, bunlar bir noktada cudi dağlarında zirveye yakın bölgede bir grubu kovalarken yaklaşık 200 kişilik bir grubun arasında kalıyorlar. bizimkiler öyle bir mukavemet gösteriyorlar ki bakın telsizden bizzat dinledim diyorum duyum değil bu, yankalış 8 saat arkadaşlar az bişey değil 8 saat çarpışıyorlar 11 jandarma özel haraketçı şehit düştü gece karanlığında sıkıştırdılar bizimkileri araştırın mart ayında oldu, 8 saat göğüs göğüsse çarpışıyoarl aralarda ki mesafe 10 metreye kadar düştü.

200 kişilik grup 41 ölü bıraktı 7 esir bunların 1 tanesi sözde grup komutanı tim komutanı gibi bişey, geri kalanı kaçıp gitti,

bunlar 35 kişilik jöhleri tugay zannedip geri kaçtılar. adamlar daha ne yapsın. @545 bu sağlık sorunlarını ispatlayabilirsen özellikle pgibolojik vakalarını gitmezsin panpa. olum merak etmeyin lan öle sakat adamı bilerek doğuya veriyolar gibi haberler çıkıyo inanmayın. askere tak atmak için. @545 muayene esnasında anlat tabi onlar farketmezde göderirse nöbette bulursun kendini. @553 ben 1995 de görev yaptım kardeşim senin için nası bir şeyse benim içinde aynı şeyi ifade eder.en ağır baskınıymış pkk nın 500 kişiye yakın kişiyle saygımışlar, özellikle doçkalar kullanılmış 40 a yakın şehit vermişiz.

ayrıca bu baskın videosunu yedek subay kurslarında verdikleri oldu bizim dönemimizde.

video arıyorsan aktütünün falan var sanırım onlara bakabilirsin. @556 kardeşim bordo berelilerle hiç ortak operasyona katılmadım. zaten katılamazsın ayaklarına bağ olmaktan başka bir şey olmazsın. ama çelik harekatında k.ırak a onlarda vardı ve sana büyün bir güven sağlıyorlar. onlarda burdaysa anasını giberiz dünyanın diyosun yani. taşdelen videosunu izledik yedek subay eğitiminde. şu kadarını söyleyeyim.

video önce bu muallakler halay çekişiyle başlıyo saat 4 buçuk sularında başlıyo 3 koldan basıyolar karakolu.

videonun bir kısmında, keskin nişancı nöbetçi kulebesinde ki askerimize ateş ediyo. kamerayla yakın çekim yapıyorlar klübeye, çocuk çıkmaya çalışıyo klübeden ama çıkacak yeri yok başka mevzisi yok.

huur çocupu da oyun oynar gibi ayaklarının etrafına sıkıyo çocukta tek başına basıyo mermiyiy basıyo mermiyi.

en sonunda video yu çeken muallak ''oyun oynamayı bırak sık kafasına'' diyor ve çocuğu şehit ediyorlar. @561 şimdi abicim intikallerde mayınlı bölgeye girmen çok düşük bir ihtimal. intikal yaptığın bölgelerde örgütte gezindiği için mayın döşenmemiş oluyor. zaten mayın dedektörün varsa sıkıntı yok. tabii çok duyduk intikal sırasında mayına basan arkadaşları.

en çok mayını toprak yollara kurar bu ibnler, en çok yaptıkları şey uzaktan kumandalı parça tesirli patlayıcılar. yolun kenarına kurarlar bu bombayı alıtana 2 tane anti tank mayını hepsini ayna anda patlatırlar ve bildiğin krater oluşur yolda.

birde şuna çok dikkat ederiz komutanlar olarak, acemi askeri asla en arkadan yürümez göz önülde bulunur.

intikal yollarımızda kenarda köşede sigara paketi içki şişesi ve özellikle bira şişesi vardır, acemi asker vay amk sigara buldum diye gider sigarayı alır çeker düzenek çalışır sonra bom.

olurda karşılaşırsanız aman diyim. mayın korkutuyomu diye sormuşsun onuda cevaplayayım. bir komutanızmız şunu demişti. orada herbirinizin bir mayını var. ve sizi bekliyor. hakikaten her birimizin bir mayını vardı o kadar çok döşemişler ki hepimize yetecek kadar vardı ama çok şükür denk gelmedik.

kısacası korkuyosun tabii. ama bazen geliyo ya giberim lan ne olursa olsun diyosun o zaman bişey olmuyo işte. evet beyler sorulara devam aklınıza ne gelirse. arkadaşlar merak ettiğiniz için koyuyorum ama yaş sınır var besele karakolu baskını;

http://www.youtube.com/watch?v=-AzsIRz2a1I estafurullah beyler yormak diye bişey yok yarın evdeyiz zaten. tek tek cevaplıcam sorularınızı. @568 kardeşim emin ol çatışma anları çok heyecanlı oluyo özellikle ilk çatışma anın kalbin götünden atıyo sonra yavaş yavaş alışıyosun.

@570 olmaz mı komutanlarımız odalarına yedek subaylarını çağırıp motive etmezler. yedek subay saftır ama akıllıdır istediğin kadar motive gaz olayına gir gerçekleri bilir yemez. ama topluca özellikle operasyonlar öncesinde askeri motive eder ki bu çok önemlidir. motive olmuş asker hakikaten kendini çok belli eder. @577 kardeşim açıkladım diye hatırlıyorum ama yine açıklayayım. bölgede zehirli hayvan yılan akrep gibi şeyler var tabii ki ama ondan önce daha zehirli şeyler var orada.

yılan akrep falan vız geliyor bir yerden sonra, akreple örümcekleri kapıştırırken bulursun kendini şaşırma.

ayrıca korkmana gerek yok askerde her türlü panzehir mevcut öle bi durumda helikopter bile gönderip alırlar seni merak etme. @578 e sizde duymuşsunuzdur bu karakollar kaçakçılık için yapılmıştır. yani bu tip durumlar için değil. oraya askeri koyup aylarca bekletmek kadar saçma sapan bişey görmedim ben. anlaşılır bişey değil.

gel beni vur demektır bu.

savunma sistemlerine gelirsek şöle anlatayım, mümkün olduğunca sen saldıracaksın savunma yapmak en son planda olacak neden dersen daha öncede sıklıkla belirttiğim gibi bu adamların savunacak bir yerleri olmadığı için savunma taktikleri yok, baskın yapacaksın o zaman ya kaçarlar ya yaralanır ya teslim olur geneldede patır patır ölürler. ayrıca beyler attığım videoyu izleyenlerin dikkatini çekmiştir, havada uçucan mermiler var o iki tane ışık saçan mermi arasında en az 35 40 mermi olduğunu söyliyim. @583 abicim zaten uyman gereken bir prosdür var. önce 3 kere uyarı yaparsın dur ateş edicem diye. durmazsa sana ateş etmeden edemezsin, dediğin gibi hayvan olabilir sivil olabilir. ama sızma yapmaya çalışan bir terörist yada gözetleyen terörist olabilir.

ha dayanamadın çektin ateş ettin, komutanlarına haber vermeden. ki bu başıma geldi, bir gece ateş edildi koştuk, hakikaten terörist vurmuş çocuk, hiç bişey olmadı,

diyelim sende vurdun terörist çıktı şu olur bir daha nöbet tutmazsın orada. çünkü bu şunun göstergesidir oraya geldiğine göre yakında basılacak orası ve ilk o nöbet klübesi hedef alınacak. genelde onu yapan asker başka birliğe transfer edilir çünkü örgüt ilk onu hedef alarak baskına başlar. @584 şimdi beyler gördüğünüz videoda, karakolun mevkisini gördünüz, dağların arasında bir yerde. zaten karakolların yerlerine haritadan baktığınız zaman destek gelecek yerlere çok uzaktalar. özellikle bizim zamanımızda helikopterle tim indiremedikleri için(geceleri) kara yoluyla gidilirdi. o yolada pusu atarlardı (şimdide öyle) yani orada askerlik yapmak başkadır, orada karakolda askerlik yapmak ise bambaşka. @587 nöbet saatleri var 1-3 3-5 gibi o saatlerde önceden komutanın (genelde çavuştan ister belirlemesini) nöbet çizelgelerinde kimin ne zaman nerede nöbet tutacağı bellirdir. oda gider nöbetini tutar. 2 saatlik aralıklarla.

ancak kış aylarında -30 dereceye falan tekabül eden hava sıvaklığı olduğu için 15 dakikalık nöbetler halinde nöbet tutulur. ayrıca videoda dikkatinizi çektiyse cephanelik bölümü yoğun ateş altına alnıyor ve patlatılıyor. şehit sayısı o cephanelik patladıkdan sonra çıkan yangında olmuştur muhtemelen. @591 onu hikayede anlatsam olmaz mı abicim. yarın devam edicem hikayeye. @597 evet yarın devam edeceğim. @595 evet taşdelen baskını bu bir kısmı yanlızca. @599 taşdelen baskını o arkadşın attığı video 1992 senesinde (bezele bunun yanında bişey değildir zaten ateş gücünü görüyorsunuz), benim attığımda bezele sanırım 6 7 sene öncesine ait. @603 öyle kardeşim. adamı hakikaten sinir basıyo. @606 valla birader duş konusu sıkıntı evet. hacet giderme olayı ise intikal sırasında yapılabilirniz. 45 kilo çantan var bunun içinde bunları gidermek için şeyler alabilirsin peçete falan. dağdasın haftalarca,

terörist kovalamaya çıkıyosun dağa kayak yapmaya değil azcık pislencen artık.

kardeşim bide aklıma geldi heman anlatayım dedim, 4.murat zamanında sadrazamını gödermiş sefere, ama bu sadrazam yol boyuca yok şurası şöle kötü, yok koku berbat diye, pislik içinde her yer, her yerde sivirsinek var diye söylenip durmuş 4.murat bir dörtlük yazarak cevap vermiş tam bu konuya uygun.

bize bu gece bir zafer gerek,
amma velakin vızıldıyormuş bir sivrisinek,
sefer çıkıyorsun bre pezeveng !!
sana ordu değil cibinnik gerek. beyler birazdan devam edicem. önce bir kaç tane soru gelmiş onları cevaplıyım, ondan sonra devam ediyorum. hem biraz toplanmış oluruz. ben soruları cevaplarken sizde bir asker var belki bilenler biliyordur onun hikayesine bakarsınız.

http://www.youtube.com/watch?v=gR_VtAWCRuo @607 valla kardeşim intihar olaylarının benim bildiğim bir kaç sebebi var.

1. tabii ki aileden uzak kalmak zordur ama sırf bu yüzden hiç bir sağlıklı erkek intihar etmez bunun başka sebepleri muhakkak vardır.
2. o bölgede yaşadığı çatışmalar sonucu, psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan çocuklar eğer gerekli yardım yapılmazsa (gerek tabibler gerek komutan ve arkadaşlar) intihar yaşanabilir. tabi destekten daha da öte sorunlar yani medikal yardım gerektirecek çözümlerde gerekebilir. ama yaşadıkları ve gördüklerinden dolayı olabilir.
3. askere gelmeden önce geride bıraktıkları sorunlar, özellikle tırnak içerisinde söylüyorum ''sevdiği kız'' dan dolayı intihar etme vakaları olur. özellikle askerde ayrılıklar çok görülür. sevdiği kızdan ayrılan asker boşluğa düşer. (sevdiğim kızı bir daha görecem diye ayakta kalan yaralanıp ölmemek için kendini sıkan çocuklar var lan orada, çok zalim bu kız milleti) orada yapabileceği tek şey düşünmek olduğu için düşündükçe düşünür. o bölgede askerlik yapan çocuk yaşadıklarıda üzerine kattığımızda bu vakalar olabilir.
4. operasyonel bölgede görev yapan çocuklar (buna intihar denirmi bilmiyorum) aşırı yorgunluk, uzun intikaller sonucunda ''bir an önce çatışmaya gireyimde yatıp mevzi alayım böylece dinleneyim'' düşüncesiyle gevşer. bu gevşeme sonucu kötü sonuçlar doğurabilir.
5. aşırı yorgunluk, stres, sinir, aile sorunları veya (sevgilisi) gergin bekleyişler sonucunda bir anda kendini kaybedebilir asker. şuursuz davranarak etrafına ateş açabilir. (uzun bir intikal sonucunda bir askerim aşırı soğuk bir gecede el bombasını çekerek bize atmaya çalıştı son anda yakalayıp sakinleştirdik)

bir çok etken vardır bu intihar olaylarında ama askere normal bi şekilde gelen hiçbir çocuk ne yaşarsa yaşasın intihar etmez. muhakkak geçmişinde bir sıkıntı bırakıp gelmiştir.

@611 yağmurun kardeşi ata vardı, o zamanlar daha ufacık çocuktu. sabancı endüstri mühendisliğini bitirdi kısa dönem hakkari çukurca komando tugayında yaptı. ama operasyona gitmedi tugayda kaldı. evet doğuda yapabilirsin ama diğerleri gibi operasyonel bolgelerde risk taşıyan bölgelere gönderilmezsin.

@612 ben gittiğimde takımımda ki tüm askerler benden daha önce gelmişlerdi. zaman içerisinde bir kısmı terhis aldı gitti yerine benden acemiler çocuklar geldi dediğim gibi devamlı değişen birşey o. benim haricimde ki 13 kişi benim insiyatifimde yazan kurallara göre ama tabi sen sıçmak için bile emir beklemen gerektiği için pek söz konusu değil. ama çatışma esnasında senin emrine bakar. tabii her zaman dediğim gibi, bir takımı hayatta bırakacak asteğmen veya teğmen değildir. (21 22 yaşındayım amk) o grubu hayatta tutan uzman ve astsubaylardır. yani siz onların dediğine muhakkak önem verin.

ha sen çıkar dersin ki gidin mayın tarlasının oraya mevzilenin, uzmanın itiraz eder ama yapmazsa üstleri rapor ister emre karşı gelmeden. ama bi uzman çıkar dipçiği kafana koyar bayıldır (eğer puştsan tabii) sonra diğer askerinde doğal olarak uzmanın lehine şahitlik yapar. ama kurallarda eğer timde teğmen yoksa sen en üst sensin o takım senin sorumluluğunda. birine bişey gelse uzmana değil sana sorarlar.

@614 evet kardeşim yapılıyor zaten, asker kendi imkanına göre duvar ve mevzi güçlendirme yapıyor. ancak şimdi şimdi karakollar tamamen yeni bir şekilde düzenliyor. benim dönemimde parçalanan kum torbası yerine yeni kum torbası konurdu. neden amk adam gibi savunma yapılmıyo dersen? o dönemde pek baba yiğit bir inşaat mühendisi gelipde karakollara bakıp yeni düzel tertip yapamıyordu ki zaten inşaat mühendisleri cudi gabar çakırşöğüt çukurca k.ırak ta çatışıyodu. yani oraya malzeme getirmek çok zor. onu yapacak adamı getirmekte çok zor o dönem. yani oraya gelip yapacak adam günü birlik gelip gidemez orada kalması lazım. en bi inşaat sahası yaptın 24 saatte bitmez. inşaat yaparken savunmasızdır orası. o esnada bir baskın yersin kaybın iki katı. zaten onu yapacak adam gelemiyo. kalmaz uzun süre, e ona helikopter tahsis edip hergün al götür yapamazsın. daha asker baskın yerden kalkıp gelemiyyo orospu çocuğu helikopter sen neden bahsediyosun. (helikopter pilotlarına özel uyuzluğum var onuda anlatacam tabi bazıları varki onlara saygım sonsuz)

aydınlatma konusunda bizim zamanımızda yok. ama şimdi var. benim yaptığım yer çakırsöğüt jandarma komando tugayıda 6 aydınlatma var gece içeri görmek imkansız.

karakollara jöh ve tim veriyorlardı. bende 20 gün karakolda güvelik timi olarak kaldım basacaklı istihparatı için. ama o dönem biz timler başta olmak üzere jöhler intikaldeydik. yani avcı görevi bul ve imha et. benim dönemimde siyahtepeydi yanlış hatırlamıyosam,

şans eseri baskından 7 8 saat öncesinde jöhler karakola gelip istirahate çekildi (intikaldelerdi) bu amcıklar da tam 500 kişiyle bastılar karakolu, iki şehit verdik 70 tanesinin canını almış oradaki jöhler ve askerler.

@617 o dönem orada askerlik yapıp tabiblerle hikayesi olmayan çok azdır. allah hepsinden razı olsun. anlatacağım.

@619 o senin davranışınla ilgili kardeşim. er arasında devrecilik var elbette sana torun diyenlerde olacak. ama merak etme bi hareketlilikte ilk onlar sana sahip çıkar. e tabi aralarında vardır psikopatlar onlarda uzmana bi şikayete bakar. o deli dumrullar en çok astsubaylardan korkarlar.

efendi olursan bişey olmaz. özellikle büyük şehirden gelmişsen biraz genel kültür varsa ''abi bi kız var şöle yaptı bana ne yapsam sence ne desem'' diye sana gelen üst devren olursa şaşırma.

@633 kardeşim zaten en çok düşündüğün o. ben hep diyodum ''lan şehit olursam napıcaklar. annem ölür lan dayanamaz, yağmur ne yapar, ölmemem lazım benim'' diyodum, ama yapacak bişey yok. yani o tedirgin olduğun konuda ne diyebilirim ki, korkma yeaa bişey olmaz diyemem, inşallah gidecek olan arkadaşlar sağ sağlim gittikleri gibi dönerler tek temennim budur.

@640 ben izlemedim kardeşim o filmi, dvdsini aldım ama elim gitmedi izlemeye maalesef. izleyemiyorum yani açık konuşmak gerekirse. @651 valla kardeşim hiçbir bilgim yok o konuda. ben siyah bereli olarak tankçıları biliyorum. polis özel harekatçıları diyosan onların jandarma gibi karakolları vardı ancak mezralarda değil, ilçe merkezlerinde. onlarda bizim gibi intikaller yaparlardı ve ortak intikallerde yapıldı. neyse başlıyorum beyler. yola devam ediyoruz, bizim gittiğimiz yönün ters yönüne doğru çoğunlukta olmak üzere, bizim yolumuz üzerinde de inanılmaz askeri hareketlilik var. ben bu çocukların dağda intikal sırasında pusuya düştüklerini tahmin ediyorum henüz. meğer neler oluyormuş daha sonradan öğrendik.

çocuğun kıpırdaması için uzmanımla birlikte üzerine bastırıyoruz. uzmanım ben yardıma başladıktan sonra çocuğu ayak bileklerinden kavrayarak hareket etmesini engellemeye çalışıyor. çocuğun ayak bileğinde kırık olduğu için canı daha da fazla yanıyor, uzmanım ne kadar dikkat etmeye çalışsada çocuğun debelenmesinden ister istemez kırık noktaya temaz ediyor eli ve dahada feryat figan halde bağırıyor.

bende omuzlarından sıkıca yere doğru bastırmaya çalışıyordum. çünkü vücudunda bizim görmediğimiz başka bir yerde yara olabilir, hepsini geçtim iç kanama olabilir ve bu kadar hareketli olması kan kaybını daha da hızlandırır.

ben omzuna bastırıyorum ama göz göze gelmemeye çalışıyorum, çünkü çocuk bana bakarak haykırıyor, belli ki bişeyler diyor ama ağzı dili parçalandığı için anlayamıyoruz, hayatımda ki en zor anlardan biriydi. çok şükür en sonunda hastaneye varıyoruz. devlet hastanesinin bahçesine giriyoruz, hemen araçtan indim, yüzbaşı uzmanıma bağırarak ''hemen sedye çabuk çabuk'' ben o esnada gördüklerim karşısında dehşete düştüm. hastanenin bahçesi askerlerle dolu, ve ortalık yaralı asker kaynıyodu. hemen arkamızdan gelen içinde iki yaralı asker daha olan araça koştum omuriliğine mermi gelmiş çocukda tık yok bayılmış acıdan, diğeri ise yani sırtından kurşun yiyen çocuk şehit olmuş yolda.

çocukları içeriye aldık, bir tabib asker vardı rütbesini bilemiyorum, beyaz önlüğü kıpkırmızı, belliki ilk müdahaleyi o yapıyor ve çocukları içeriye gereken merçiye sevk ediyordu. ben yüzbaşının peşinden koşturuyorum, emir gelebilir diye, bu sırada uzmanıma ve benimle gelen 6 askere emir verdim yardım edin arkadaşlara, yarası hafif olanlar derhal her türlü araçla diyarbakıra sevk edilmeye başladı.

yüzbaşı benim yanında olduğumu farkeder farketmez ''ne yapıyosun burada siktir git peşimden bana araç bırak dön derhal geriye çok cabuk hemen dön.

lan diyorum ne oluyo bu kadar asker yaralanmış, herşey o kadar çabucak gelişti ki ne olup bitiyor öğrenmek için sormaya dahi fırsatım olmadı.

kafam allak bullak, öyle bir hareketlenmiş ki cizre çakırsöğüt arası anlatamam size, istanbul traği gibi askeri araçlar vızır vızır.

biz atladık araça uzmanıma sordum nerede çatışma var diye, öğrenmiş, çatışma dağda değil, ilçede devlet ve kamu dairelerini basmışlar, özellikle askerlik şubesini basmışlar, polis lojmanları polis karakolları, okullar, vergi daireleri, baskın ve taciz şeklinde, biz derhal tugaya geri döndük. amına koyayım içimden diyorum aga hazır ol bu gece bitmez. beyler hikayeye bitsin sorularınızı biriktirin öyle cevaplıcam saat 11 de soru cevap kısmına geçeriz. yazın not edin sonra görmeden geçiyorum cevaplayamıyoruz ayıp olasın. neyse döndük geriye kapıdan tugaya girdik, abartmıyorum beyler 200 300 jandarma komando tam techizat, bir görüntü var ne korku kalıyo adamda ne başka bişey yıkmaya gidiyoruz orayı belli ana avrat ne varsa dümdüz edicez, lan beni bir heyacan kapladı ''hadi amk hadi hadi hadi gidip sikertelim ortalığı''.

indik araçtan uzmanıma hemen timi hazır tutmasını söyledim. üstlerime gidip gereken bilgiyi arz ettikten sonra emirlerini aldım. tam techizat iştimaya geçilmesi emri geldi,

abartmıyorum beyler en fazla 3 dakika, bahçede takımımla hazır halde bulunduk, komutanları bekliyoruz, devremi gördüm, ''nerdesin nereye gittin'' dedi, dedim hastaneye gittik, dedi ki beyler bakın şok olmak kalbin yerinden çıkması denir ya işte onu yaşadım.

dediki ''siz gittiniz buraya ateş açıldı 2 roket attılar denk gelmedi''

diyorum nerde bunlar amk gidelim basalım yani neyi bekliyoruz hala. görev noktaları belirleniyor içeride, ana komutanlık gruplar halinde hazırda olan birlikleri çeşitli noktalara sevk ettiriyor. takribi 40 45 dakika sonra komutanlar geldi, herkesi araçlara doldurdu çıktık yola, inanılmaz bir sessizlik hakim askerlerimde, uzmanımda techizatı kontrol ediyo, şarjörler el bombaları falan, askerime bakıyorum en ufak bir tedirginlik yok, belli bir bölgeye gidiyoruz ancak henüz tam olarak nereye ne yapmaya gittiğimizi söylememişler, sadece araç önümüzde ki aracı takip ediyor.

dışarısı buz gibi, ben aracın en sonuna oturdum dışarıya bakıyorum, arkadan gelen aracın farları gözümü alıyor sadece. ve kulağıma dışarıdan ses duymaya çalışıyorum ne olup bitiyo gelen ses kamyon motorunun seni, llerken kamyonun vidalarından gelen sesler, üzerimizde ki techizatın çıkarttığı ses ve bol bol öksürük burun çekme. sakin bir şekilde yol alıyoruz,

fakat daha sonra kamyon titremeye başladı belli ki asfalttan çıkılmış toprak bir yola girilmiş, bu seslere kamyon tekerleğinin sesleride eklendi,

başıma öne eydim elimi silahımın namlu ağzına koydum ve kafamı yasladım, uzmanım kulağıma eğilip ''asteğmenim dik durun lütfen'' kafamı bir kaldırdım beyler askerlerimin bağzıları yarım göz ucuyla bana bakıyo. sonra farkettim ki ''komutansın aga dik duracaksın yorgunluk baş ağrısı yok.''

sonra arka aracın gözümü alan farı söndü, bütün farları söndürdüler, dışarısını az biraz görmeye başladım, hiç bir arası yok dağ etekleri gözküyor sadece,

biraz daha ilerledikten sonra durduk, ve dışarıdan sesler gelmeye başladı, ama çok derinden gelen takır takı gelen silah sesleri, çok derinden gelen havan sesleri. hemen indik araçlardan, takımı kamyonların yanına dizdim, uzmanı orada bırakıp tüm tim komutanları teğmen asteğmen üsteğmen en öne doğru koşuşturmaya başladık.

kurmay binbaşı, ve yüzbaşılar var, en önde ki jiple gidiyorlar. bilgiyi verdi.

''buradan itibaren ip düzeninde ilerliyoruz, yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra patika yoldan tepelere çıkacağız, hakkari üzerinden gelen bir grup şırnak bölgesine girmiş bu yoldan gelecekler, bizim intikal noktamıza gidip mevzi alacağız, tek çıt dahi istemiyorum, hepiniz askerlerinizden sorumlusunuz, düzene dikkat edin,

hepimiz timlerin başına geçtik, 300 yakın askeri tim tim gruplar halinde sıralandık, biz sanıyorum 7.sıradaydık. fakat araziye gelene kadar yani patika yoluna gelene kadar toprak yolun her iki tarafına geçerek kenarlardan yürümeye başladık,

derinden takır takır sesler gelmeye devam ediyor.

20 dakikada patikaya ulaşacaktık, ne 20 dakikası amk 1 buçuk saatte geldik. ve ip düzenini aldık, her timin arasında 10 metre, her askerin arasın 6 7 metre olmak üzere, ilerlemeye başladık.

benim timimde en önümde iki gözcü, arkasında ben benim arkamda askerlerim ve en arkada uzmanımı koydum. uzmanı arkamıza koymamamın sebebi askeri görsün çıktığımız yolda yer yer 10 20 metrelik kayalık şeklinde çanaklar var. biri düşer göremeyiz.

ay ortalıkta yok. şöle düşünün önününde ki kiş i 6 7 metre önünüzde görmeniz zor. yola devam ediyoruz. ilk intikalim. heyecanlıyım. aklıma devrem geldi, tam olarak önümde mi arkamda mı bilemiyorum. yanımda olmasını istedim.

hani beyler okulda bir tura pikniğe müze gezisine gidersiniz ya. o kalabalık içinde en yakın arkadaşınızın yanında olmasını istersiniz

yada okulda lisede müdürünüz okula gelen sakalı olan saçı uzun olan ceketi olmayan öğrenciyi pzt sabahı kenara çeker ve bir arkadaşınız varya yanınızda geyik yaparsını durum ne kadar ciddi olursa olsun. aynı o kafadayım yanımda olsun.

tek çık çıkmıyo beyler. tepe de ay yok. tepede ay olmadığı zaman bilki her an her an bişeyler gelebilir başın.a

yürüyosun düşünüyosun yürüyosun düşünüyosun. mayın çıkar mı? önümde ki mayına basar mı? saldırı yermiyiz? yersek nereden yeriz? saldırı anında nereye mevzi alayım? (etrafta mevzi ararsın panpa bkarsın arasın sanki baskın yiyecekmiş gibi bu ne demektir bilyomusun)

önümde ki vurulursa şöle tutarım diye düşünüyosun. ve devamlı yürüyosun. 4 buçuk saat yürüyüş arkadaşlar ve kafanızda ki en dik yokuşu düşünün. en hafif 25 kilo sırt çantanız. aga sigara krizim geldi. içemiyorum.

devam yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş. tek bir konuşma yok.

derinden sesler takır takır takır takır... takır... takır takır takır takır takır... takır takır takır...

aklıma yağmur geliyo, saatime bakıyorum saat 12 ye yaklaşıyo. annem geliyo aklıma, yağmur geliyo o sıcak bir cafede nargile keyfimiz geliyo. gs maçlarını izlememiz geliyo nargile içerken, futboldan anlamamadığı için nooldu askm nooldu. sonra askım bana bak azıcım diyip yanaklarımdan o sıcak elleriyle yüzümü yüzüne cevirmeye çalışması geliyo. dışarısı buz -1000 öyle hissediyosun. o ellerini düşünüyosun için ısınıyo. sonra..

gene o sesler unutturuyo. takır takır takır takır... takır takır... takır takır takır...

ve bitmek bilmeyen yürüyüş . ilk intikalim, her seferinde artık yeter çökücem şuraya diyosunuz her seferinde bitmiyo yol. bitmiyo. gideceğimiz yer takribi 3 4 kilometre yokuştan araziden sürüyo 4 buçuk saat amına kodumun saatleri bitmiyo bi türlü.

en sonunda ileriden çok derinden telsiz sesleri gelmeye başladı. tızz tızz çızırtılı sesler. o anda bitti dedim yürüyüş heralde. ileride yüzbaşı binbaşı ve bir kaç subay durmuş önüne gelen timi gideceği mevziye yönlendiriyor. yakşalık 2km karelik bir alan düşünün. oraya yayılıyoruz. yayılma şeklimizin amacı. birbirine yakın korumalı olmak. bir çatışma esnasında destek atışı yapabilme amacıyla dizilmek.

komutanım bize gideceğimiz yeri gösterdi. yanımda uzmanım. emredersiniz komutanım dedik yerimize doğru gene yürüyüş. yaklaşık yirmi dakikada yerleştik mevzilerimize. kafamızda belirlemiş olduğumu geçiş güzergahlarına göre, takımı ay şeklinde dizdim. en uçlarında iki makineli arkadaşımızı ve yardımcısını dizdim.

uzmanım ve ben ortada kalan askerimizin aralarına geçtik. ve bekledik koyulmaya. bekle allah bekle bekle allah bekle.

saat 2 iyi geçmekte 3 gelmekte.

ileriden derinden silah sesleri.

telsizimden doğru kodlarla anons. bu kodlara bakıldığı zaman denilen şudur. hakkari jöhler takipte bize doğru getiriyorlar o sesler jöhlerden gelmekte örgüt çatışa çatışa çekiliyor. amaçları jöhlerden kurtulmak k.ırak a girse kamplara kadar jöh peşinden gider ve kaplara giderken kullandıkları tüm yolları çözeriz. o yüzden şırnak üzerine gelip jöhleri geri gitmesi. hakkari deki askerin şırnakta girmesi yasak. bize ait onlar. bunun haberini aldık kucağımızı açtık bekliyoruz. saat 4 yaklaştı giderek silah derinden gelen silah sesleri daha netleşti, keleş sesini ve g3 sesini ayırt etmeye başladık. heyecan sardı beni. yavaş yava geldiklerini hissediyosunuz.

telsizden sessiz bir anons. doğru kodlarla. şu deniliyor. ''telsiz iletişimi kapatılsın'' bu ne demek. tmm geldiler frekanslar karışabilir. telsizlerimiz açık ancak konuşmak yasak.

beyler kalbim yerinden çıkacak gibi oldu sebebi. bunların telsizleri bizimkilere gelmeye başladı. ne dediklerini anlmıyoruz. ama bir sıkıntı içerisindeler belli. telsizimi kulağıma götürdüm. iyice kıstım dinliyorum. bizimkiler amlarına koyuyor belli jöh lan bu borumu amk.

uzmanım komutanım telsizi alabilirmiyim dedi. hayırdır dedim. dinlemek istiyorum dedi. verdim. adam bana demişti ya psikiyatriye önce benim gitmem lazım demişti. neden olduğunu anladım.

çok sessiz bir şekilde telsize şunu dedi. ''amınıza koyacam amınıza'' başladım gülmeye bir yandan ''ne yapıyosun sen azar işiticem senin yüzünden diyorum (o hengamede unutuldu ama sonra soran olmadı) oda bana bir yandan pis bakış atıp bir yandan gülerek parmağını ağzına götürüp sus işareti yaptı siktiret bişey olmaz sus dedi. alt rütbem küfürle konuşuyo falan demeyin o esnada asteğmensen iyi geçiceksin onlarla. uzman telsize bunu dedi bunlar sesi kesti amk. bak dedim sesi kestiler ne konuşuyosun amk siktirticeksin bizi. dedi ondan diil geldiler de ondan sustular.

ananı avradını sikiyim. nası geldiler lan??

hakikaten silah sesleri kesilmişti amk. onu farkettim. pislik bir sessizlik mevcut. nası geldiler. önümü göremiyorum anasını satayım yoklar. aklıma yağmur geldi gene istemsizce ama. napıyo acaba. uyumuştur şimdi diyorum.

derken baba karşımızda ki tepeden dere yatağına doğru bir kıyamet koptu bir koptu aman yarabbim böyle bir şey yok. 300 e yakın komando bir başladık. hiçbirley görmüyoruz ama belli bir noktaya ateş açıldı.

dere yatağından bize doğru ve yukarılara doğru tek tuk ateş edilmeye başlandı. silahlarının namlu ağzından çıkan ışıkları görerek ateş ediyoruz.

sonra telsizler açıldı. komutan ''görerek nefes aldırmayın aslanlarım. aslanım görerek. dikkat ederek. göksel sinerek ateş sinerek

başladım sıkmaya bende. öttürüyoruz g3leri

böyle bir ses yok. kıyamet kopuyo beyler küfür ede ede sıkıyoruz ''ananızı sikiyim sizin taaaak orospu çocukları taaaak ızdırabınızı kafanızı gözünüzü götünüzü sikiyim tak tak tak tak tak tak tak''

tam o esnada sol dan kafama bir darbe geldi kafam sarsıldı lan kafam yanmaya başladı amk. lan diyorum vuruldum mu elimi götürüyorum bişey yok. kafam saçım yanıyo ama anlatamam size. abi piskoza girdim vuruldum diye sırt üstü yattım gözlerim kapanıyo sanki. ölüyorum modundayım. allahım diyorum ne çabuk ölüyorum lan dedim aynen böle bunu dedim içimden ne çabuk ölüyorum ne demek amk.

ulan yüzüme taş geldi bu sefer. elimi attım boş kovan. vaaaay ananısını avranıdını gibiyim arkadaşşş yaaaa yanımda ki uzman ateş ederken sağ taraftan çıkan boş kovan kafama gelmiş. benim girdiğim pgibozu gibiyim yok böyle bişey.

sonra devam alın huur çocukları tak gibiyim ebenizi tak. yakıyoruz beyler dere yatağını yakıyoruz. el bombaları rpgler falan.

göremiyorum ama oradalar yani çünkü ateş geliyo oradan da. tam çembere girmişler gibikler.

ama bir tuhaflık var yan. karşılık biraz güçsüz. biz 35 40 kişi bekliyoruz. ama öyle değil. güneş yavaş yavaş doğana biz yaktık orayı yerle bir ettik.

yavaş yavaş güneş ılıkları bölgeye vurmaya başladığında silah seslerimiz kesildi.

görmeye başladık orayı. 50 60 metre uzakta bir kaç ceset görebiliyoruz. yığılmış bir ufak kayanın yanına biri açıkta yerde. her yer toz duman, yarı çanak gibi bir yerde sıkıştırmışız bunları. karkola 300 400 kişi gelip aynan bunu yapıyorlardı. bizim askerimiz ne hissediyosa onda beterini hissettirdik ya içimizde inanılmaz gurur var.

gerekli güvenliği aldık 4 tim olarak, aşaya inmeye başladık. tedbirli bir şekilde iniyoruz. ne olur ne olmaz. ölmeyen biri vardır. yada kaçan olmuştur ki. kaçarken cesetin üzerine bubi tuzağı kurarak kaçar bunlar. ölülerine bile saygısı yok amcıkların.

yavaş yavaş cesetlerin yanına yaklaşıyoruz. yukarıda ki mevziden 2 kişi gördüm yaklaştıkça artmaya başladı. hele bitanesi parçalanmış.

yani ben bir gövde ve kol gördüm diğer parçaları göremedim ama bir kaç kişiye de ait olabilir.

havada gırtlağı yakan keskin bir barut kokusu var ve başka garip koku. bu kokuya kan kokusu dermiş jöhler.

tam tsevgi 12 tane ceset bulduk. ondan biraz daha fazla silah. tahminimizce 2 3 kişi de kaçmayı başarmış.

gibtir ettik o kaçanları zaten mesajımızı verdik kendilerine. şimdi olmasada 2 3 seneye ölmüşlerdir zaten.

dizildi cesetler. tutanak tutuldu. bazısının kafasına gelmiş mermi amcık gibi yarılmış. bazı gövedisne almış. vurulanın gözleri kan canağına dönmüş. bir tanesi vardı. kenara kaldırılken sol bacağı dağlanmış deri askerin elinde kaldı midem kalktı yemin ediyorum. muhtemelen roket mermisinin ısısından dolayı olabilir.

gerekli tutanakları hazırladı komutanlarımız. yaralı yoktu aralarında. zaten öyle bir niyetimizin olmadığınıda anlamışsınıdır.

allahıma şükürler olsun ki hiç şehit vermedik. yanlızda 4 askerimiz çok hafif şekilde yaralanmıştı. devremi gördüm. şebek gibi sırıtıyo gerizekalı. böle bir gururlu, ben burnuma boynumda ki bereyi çektim cesetlere yakınlaştıkca barut kokusu yakıyor.

bu çekmemeiş sırıtıyo. nooldu olm ne gülüyosun dedim. erkek oldum dedi. dedim nediyosun lan manyak. komutan dedi ilk çatışmadan sonra harbi erkek olmuşuz dedi. gösterid komutanı binbaşı beyler birde güneş gözlüğü takmış elini kaldırdı bize doğru onu işaret ettiğini anladı çünkü güldü komutan dev gibi adam.

rak diye hazırda çaktım selamı:) beyler biraz küfürlü konuşmaya başladım kusura bakmayın. o günleri geldi bir anda. bu arada şarkı paylaşıyosunuz ya ben devamlı paylaşıyorum kusura bakmayın ama şu şarkıyla okuyabilirsiniz çok güzeldir bence.

http://www.youtube.com/watch?v=36VBenOukjI

ayrıca beyler bu şarkıyı bi jöh komutanının odasında dinlemiştim. anısı vardır. ardından bu cesetlerin üzerinden çıkan mühimmatları aldık, mermilerini, silahlarını, taslarını, el bombalarını, rpglerini bir tane silah aldık içi full ya hiç ateş edilmemiş, nerden anladık namlu ucu soğuk. fırsat bile bulamadan indirmişler bizimkiler. tıpkı bizim karakolumuzda olan askere yaptıkları gibi.

normalde bazen (ama çok nadir merhametli anımıza denk gelirse) helikopterinde inebileceği bir yer varsa ama olay yerine inebiliyosa, alırız cesetleri atarız helikoptere tugaya gödeririz adli tıbba. ama helikopter inemez tabii oraya, e taşıyacak değilizde amk bıraktık gelip alırlar zaten.

neyse velasıl toparladık orayı. tutanaklarımız her bişeyimiz hazır geri dönüp kamyonlara binicez diye düşündüm ama öyle değil. 3 saat daha yürüdük bu sefer başka açık bir tepeye. zaten o kadar saat öyle biyerde kamyon mu bekler amk. banka servisi mi bu memurları eve götüren.

yürüyoruz beyler ama bir gurur var anlatamam olm. gözümün önüne o çocuklar geldi ağzı parçalanmış yüzü yanan çocuk, şehit olan çocuk, muhtemelen felç kalan çocuk. bir nebzede olsun rahatladım. yürüdük te yürüdük.

tepeye çıktık gerekli güvenliği aldık, saat artık 11 12 ye doğru geliyo. timi istirahate soktum. uzmanımla konuşuyorum. dedim bak tamam güldük ama yapma bir daha. başımıza bela almıyalım durduk yere. asteğmenim ben hep yaptım bişey olmaz. zaten gelmişlerdi onlar.

nasıl anladın dedim. tecrübe heralde bilmiyorum asteğmenim yıllardır buradayım hislerimle anladım dedi.

yapma bi daha amk dedim izin vermiyorum dedim.

sonra skorskyler geldi beyler vay dedim amsnı skiym havaya bak tam komado olduk, indiler ortamıza grup grup aldılar bizi, sevk de 2 saat sürdü gelip gelip alıyolar. biz 4. kez gelişlerinde bindik. helikoptere binmek olağanüstü güzel bişey beyler. hele skorskye süper bişey. patatatatatatatatatatatatatatata gidiyoruz, görev yaptığımız bölgeyi ilk kez tepeden görüyorum. böyle bir şey yok. nası dağlar var anlatamam. ve o kadar güzel bir yerki. şu terör olayları olmasa yemin ediyoruz yerli yabancı turist akar oraya.

hani bazıları verelik gitsin diyor ya. ulan bir görsün bak bakalım bir daha diyor mu. bu kadar doğal ve harika bir yer görmedim.

devam ediyoruz yolumuza pilotlara baktım zıpkın gibi. kulaklık telsizini. pilot yüzbaşı yanında ki üsteğmen. bana döndü üsteğmen, el kol yapıyo, patatatatatatatatata sesinden bir bok duyulmuyo ki, kendi sesini duyamıyosun. ne var amk ne anlamıyorum ki diyorum tabi duyamadığın için *

uzmanım hemen kaptı kulaklığı verdi meğer kulaklığı tak diyomuş, taktım emredim komutanım dedim.

durumunuz nasıl falan diye sordu, ben üsteğmenle konuşuyorum zannediyorum yüzbaşı konuşuyomuş amk. dedim iyiyiz komutanım bir sıkıntımız yok sağolun ama yorulduk valla 12 saattir hareket halindeyiz dedim.

ben 2 gündür uyumadım devamlı uçuyorum olm bişey olmaz dedi. vay amk bizde bi bok yapmamışız sanki. adamda ki hava uçmuş.

sanki sırtında taşıyo helikopteri. tamam eyw zor ama bu hava niye. işte biz böyle yapıyoruz, yorulmayacaksın. ne kadar dır burdasın, daha bişey görmemişsizn bilmemne.

anladık lan tamam artissin de havan kime yeni çıkmışım çatışmadan. zor tuttum amk kendimi, zahmet oldu komutanım buralara kadar gelip bizi aldınız diyecektim de, atar helikopterden diye tıstım amk. zaten kapılar açık bi yan yatırsa boşluğumuza denk gelip yerdeyiz. neyse geldik beyler tugaya attılar helikopterden yere. önce askerim atlattım en son ben atlıcam, bir attım ayağımı boşluka tak diye havalandı ibne yapışıyodum yere az daha.

hemen toplandık gene alana, tüm timler 4 tane yaralanan çocuk revirde ama ayakta tedavi yani sorun yok. tugay komutanı geldi. gazanız mübarek olsun 'saooll'' sizlerle gurur duyurosun aslanlarım ''saoooll'' bizde bir gurur tabi sırıtıyoruz pis piste daha bu gördüklerimiz bişey diilmiş amk. 300 karşı 15 16 kişi keklik avıymış resmen.

tugay komutanı tabii memnun. çünkü bu ibneler hakkariden şırnağa sızıp gitse ilk bunu sikerler oda bizi siker. yani zincir oluruz.

sonra dağıldık, geçtik odaya dün olanları sordum bende ne oldu falan durum ne.

amk bir kaç kişi indirdik diye seviniyoruz. dün gece 7 askerimiz 2 polisimiz (lojmanda nöbette olan) şehit düşmüş. 9 sivil vatandaşımız şehit düşmüş. moralimiz bozuldu tabii.

sivil araçlarla gelip tarayıp tarayıp gitmişler. sadece askerlik şubesine baya bir saldırmışlar, zaten cesetlerin birinde bunlar bayrağı varya o bulunmuş amacları askerlik şubesini zabt edecek bayrak direğini çekecek bayrağı gidecek. amaca bak amk.

tabii öle bişey olsa psikolojik olarak moraller sıfıra düşer. ama yapamamış tabi. neyse devremde geldi, göksel üsteğmende geldi, uzmanlarımız falan, askeri istirahate soktuk, çay söyledik, çaylarımız geldi, muhabbet ediyoruz.

sonra askeri daldı odaya bana döndü komutanım dün gece telefon geldi size, babanız aradı.

dedim bir arayayım merak etmişler heralde. meğer merak etmeyi bırak meraktan ölmüşler.

açtım teli, annem çıktı başladı gene ağlamaya oğlum nasısın iyimisin, dün gece çok korkuttun bizi, lan dedim nerden biliyolar.

meğer amk haberlerde son dakika haberi verilmiş, hakkari ve şırnakta kalkışma 7 asker 2 polisimiz şehit geniş çaplı operasyon başlatıldı falan. yıkılıyo medya.

dedim anne ben tugaydaydım haberleşmeyi sağlıyodum ondan gelemedim tele. dedi yalan söyleme aradık operasyonda dediler. bende devamlı kıvırıyorum tabii.

neyse kapattım teli, döndüm askere ''kim dedi lan operasyonda olduğumu?'' şu şu komutanım dedi. çağır buraya dedim. geldi çocuk, tabi gelene kadar geçen süreçte düşündüm lan ne dicek çocuk doğrusunu söylemiş, geldi bu hafif bir tırsma var tabii, oğlum dedim ben operasyondaysam beni biri ararsa komutanların yanında o operasyonda değil de tamammı aslanım merak ettirmeyelim anayı babayı emredersiniz komutanım dedi. çıkın çocuklar siz bir telefon görüşmesi yapacam dedim aradım yağmuru. çaldı telefon düşmedi meşgul, arıyorum meşgul, sikicem diyorum kim konuşuyo bi daha aradım gene meşgul. neyse bi daha aradık annesi çıktı. assktir. dedim meraba aysun teyze kendimi tanıttım. yağmur dedim orada mı görüşebilirmiyi. yavrum işte o dedi. aradığını söylebilirim istersen dedi. söyleyin teyzcim sağolun dedim. arasın seni isterse dedi dedim yok ben arıcam ''lan nereyi arıcak amk antep i falan arıcam bulamıcak işkillenicek kız''.

neyse döndüm ben odaya istirahate çekildik bu arada devamlı haberleri izliyoruz. devamlı karakollar basılıyo bilmemne özellikle hakkari bölgesinde. bizimkisi oraya nazaran bir nebze daha rahat. orası tam karışmış durumda. 4 5 gün geçti beyler. emir geldi üsteğmen göksel, dedi intikale çıkıyoruz. nereye komutanım, şu şu rakımlı tepeye ardından şuraya şuraya eyi dedik. akşam 11 de hazır olun dediler. uzmanıma söyledim timi hazırlmasını, devremle odamızda muhabbet ediyoruz.

bir sıkıntılı bu ama. dedim neyin var birader. böle böle anlattı. 2 gündür arıyomuş kız arkadaşını açmıyomuş. dedim kimse yok mu evde. var dedi anası babası abisi, dedim belki bi yere gitmişlerdir. sıkma canını falan. ulan normalde olsa, bu kadar takmazsın yani. orada en ufak olay seni gerdikçe geriyo büyüttükçe büyütüyosun. dedim olm akşama intikal var yapma böyle topla kendini bi yandan da sigara içiyoruz ama böyle bi içme yok birini söndürüp diğerini yakıyoruz napıcan olm içilmiyo intikalde. neyse geçtik iştima sahasına. kamyonlar gelicek diye bekliyoruz. saat 11 oldu gelen giden yok. lan bi baktım sesler geliyo patatatata helikopter sesleri, bizi almaya helikopter geldi. vay mk hani gece uçamıyodu bunlar diyorum içimden. meğer bir pilot var hakan adam tam bir ruh hastası. devamlı tayinini durduyo 5 senedir burda. adam ün yapmış örgüt arasındada.

herifin en önemli özelliği gece uçması. sırf bunun için özel olara gece görüş getirildi adam. e buna geçe görüş verirsen o helikopteri mağaraya sokup çıkartır. ama çok babayiğit bi adam yani.

atladık helikoptere. uçuyoruz. gece bi bok gözükmüyo tabii. toplamda 60 70 kişilik 4 timden oluşan intikal takımıyız. o gece gök yüzünde ay var eşşek kadar. bu biraz içimizi rahatlattı tabi.

bi tepeye indik bu sefer önce ben atladım, o adam bunu yaptıysa bu hakan göt üstü yapıştırır rezil olmayalım diye.

atladık helikopterden hemen en yakın mevziye attık kendimizi.

neyse diğer grubuda getirdi bu. üsteğmen geldi. işte rotamız bu, en önde devremin timi en arkada ben. gene başladı yürüyüş. en uyuz olduğumda bu yürüyüşler.

bu sefer hafif bir hava var. soğuk ama tatlı bir soğuk. tabi dağın bir tepesine bıraktılar bizi. uzmanım geldi asteğmenim hoşgeldiniz cudiye dedi bi döndüm baktım buna hoşbulduk dedik ama boğazım düğümlendi amk. 23 30 kadar anlatıcam beyler sonra soru cevap yaparız gene sabaha kadar. neyse beyler yürüyüş devam ediyo tabii. bu intikalimizin sebebi radar denemesi yapıcaz. olaya bak deney faresi gibiyiz anasını satayım.

yaklaşık saat 4 de doğru gereken mevziimize geldik tabi artık sinir hat safhada. yürümekten biri höt dese sikicem orada yani. baldırlarım ayaklarım yanıyo resmen. in çık in çık ebemiz sikildi.

bir tepeye geldik mevzilendik orada bekliyoruz. üsteğmen göksel dedi buras genelde havan atışına tutulur dikkat edin.

nası lan nasıl ''genellikle'' havan atışına tutulur. e amk o zaman bizim ne işimiz var burada. bide beyler havan atışı hakikaten çekilir cinsten değil. nereye düşeceğini ses yordamıyla tahmin ediyosunuz ona göre uzaklaşım bir yere saklanıyosun ve tahmin ettiğiniz yere değil sizin saklandığınız yere düşüyos zalımın havanı.

abi beni sinir bastı iyice. sigara yakmam lazım yakamıyorum. uzmana dedim ben sigara içicem. asteğmenim olmaz içemezsiniz lan dedim pançomu çıkartıyım için içeyim. yok komutanım olmaz.lan sikicem niye olmasın diyorum. olmaz diyo adam başka bişey demiyo. kola olsa onu boşaltım onun içerisinde içersiniz dedi. e almamışız kola sordum sordurdum kimsede yok amk. içemedik sigarayı sinir hatsafhada

lan neyse bekliyoruz radar birini tespit edecek de haber gelecek. kodumuzda ''misafirimiz geliyor çayı demleyin''

lan saat 5 5 buçupa doğru telsizden anons geldi ama şöle. direk üsteğmenden asteğmenim misafirimiz size geliyo çayı demleyin, baba ne sinir kaldııı ne stres kaldııı hiç bişey kalmadı.

götümüz tutuştu direk yapıştık silaha bekliyoruz. radarda sana 40 metre yaklaştığında tespit yapıyo. lan amk diyorum içimden ay var hani gelmezlerdi ama anons geldi amk. açtım telsizi hazır olduğumuzu beklediğimizi belirten dopru kodlarla belirttim ''komutanım çayı demledim buyursun gelsinler''

neyse baba bekliyoruz. bide diyo ki ''asteğmenim kalabalık bir misafir grubu çayı fazla demleyin'' şeytan dedi aç telsizi ''GEL SEN DEMLE OROSPU ÇOCUĞU SiKiCEM HEPiNiZi LAN SiGARA iÇMEDEN ÖLECEM'' tabi dermiyim. ayrıca üsteğmen gökseli çok severim ama abi çok farklı piskozlardayım.

kafamdada diyorum ki beyler. ulan çatışma başlasın, kayalığı mevzi almışım bu arada. orada bi sigara yakıcam zaten karışacak çarşı, kafaya bak soruyosunuz ya pskikoloji nası bozuluyo aha işte böyle böyle. devamlı telkin ediyorum askerimi, sakın ateş etmeyin öyle bir boyuta geldik ki, çimenler bir hışırdasa basacaz tetiği kavurucaz ortalığı. sakın diyorum aslanım ateş etme parpağı tetikten çek.

lan gelen giden yok. sikicem diyorum içimden hadi çıkın artık amk ortaya.

uzmanıma döndüm dedim aydınlık fişeği at.

uzmanım asteğmenim cudideyiz bütün örgütü tepemize mi toplayalım.

dedim amk radar cudide mi denenir yarrak.

aynen böle dedim beyler, bendede contalar yanmaya başlamış yani. zaten ben böle konuştukça uzmanımla aramız çok iyi olmaya başladı. pskopattan hoşlanyo oda demekki.

neyse asteğmenim dedi olmaz hepimizi riske atarız dedi. dedim dur aldım telsizi, doğru kodla, ''komutanım biz gidip kapıda karşılayalım '' dedim.

karşılık ''durun gitmeyin geldiler zaten'' ama abi geldiler de yok ortada bişey amk. gelen giden yok. aga sonra karşıdan böğürme sesleri geldi. lan komediye bak. böğürme sesleri geliyo. lan bende sinir bozuldu nooluyo amk ya kim lan bu. gulyabanimi geliyo ne bu ses, telsizden anons geçiyorum ''komutanım biz karşılayalım gelmediler daha'' göksel üsteğmen (ki bu hareketinden savunma yazdı ama bişey olmadı) dedi ki;

gelip oraya sikicem seni bekle lan!

neyse abi lan terörist bekliyoruz böğürme sesi.

amk radarda tespit edilen şey ne çıktı tahmin edin.

ayı.

bildiğin ayı tespit etmiş radar geliyo demişler.

o radardaki çavuşu bir güzel sikicem diye and içtim amk. ayı çıktı lan. sonra radarı gördüm radar sadece belli bir noktada ki hareketliliği not ediyo. büyük ceylan sürüsü tespit etse bütün komando tugayı operasyon yapıcaz amk. neyse ki kullanılmadı bi daha o radar. telsizden anons çektim ''komutanım gelmediler ayı var burda'' göksel ''aamına koyyım size doğru mu geliyo saldırmasın vurun isterseniz''

uzmanım dedi ''komutanım ses çıkar yerimiz tespit edilir.'' e bize doğru geliyo havyan.

dedim lan sürünür önünde çekilelim. işkenceye bak ayı var yerimiz belli olasın diye götümüzden kan geliyo

neyse süründük biraz hayvan yön değiştirdi zaten. siktir olup gitti amk ayısı.

sabaha kadar bekledik sinirden kendimi sikicem amk. bu arada şimdi düşünüyorum neye sinirlendim bu kadar hakkaten bilymiyorum.

neyse toparlandık dönüyoruz. üsteğmen göksel geldi ''emrimi ikiletme bak asteğmenim aramız iyi bozulmasın'' emredersiniz dedim gittim yoluma.

sabah oldu yaktım sigarayı yuta yuta içime çekiyorum resmen. sinirimde geçti.

uzmanım geldi asteğmenim hayırdır çok sinirliydiniz dedim strestentir. dedim geçiştirdim konuyu.

bu sefer intikal bitirme noktasına gittik farklı bir yer. çnükü helikopterle atıldığımız yer belli oluyor sesten pusu atılmış olabilir oraya. 3 4saat daha yürüdük. en sonunda kamyonlarla döndük geriye. vardık tugaya, tugayımıza jöhler gelmiş, vay amk. adamlar yarma.

odamıza bi geçtik jöhlerin üsteğmeni. adamla bir hikayeler var on numara. yoruldum beyler sorulan sorular var. merak ettiğiniz varsa onları cevaplıyalım şimdi. bide kahve molası verelim. @810 yok abicim kızmasının sebebi ben ikide bir biz karşılayalım biz gidip bulalım diye anons çekiyorum telsizde oda durun diyo ya ondan kızmıştı. beyler şimdi en baştan bakıcam. sırayla tek tek cevap vericem o yüzden bekletirsem kusura bakmayın emi. @658
abi bordo berelileri biraz açıklar mısın,

nasıl seçilirler
nerden seçilirler
nerede görev yaparlar vs

cevap: bordo bereliler askerin kendi bünyesinden seçilir abicim. yani subay ve astsubayların arasından çok zorlu testlere tabii tutulup o şekilde seçilir. yani askere giden bordo bereli olamaz. ya harp akademisi mezunu olacaksın, veya astsubay okulu mezunu. ha askerde teskere bırakırsın şansını denersin ama hiç kolay olduğunu zannetmiyorum @667

panpa bu güneydoğuda askerlik yapanlar hep helikopter pilotlarına gıcık oluyolar neden.

kardeşim helikopter pllotuna ilk önce şunu tebih ederler. önce helikoptere önem göstereceksin. ilk önce helikopteri düşüneceksin. o yüzden çok dikkat ederler. çatışma sonrası yaralısındır yada askerin veya arkadaşın yaralıdır helikopter oraya inenmem şuraya taşıyın der küfür eder kıl olursun. bazen götü yemez inmeye bazen hakkaten inemez.

bazısı vardır roket yemeyi göze alarak çatışma alanına iner. bazısı vardır mermi atıyorlar diye gidemez.

bu yüzden asker olarak baya küfür edersin ama hepsine değil tabii ki. @709 yarıldım amk güldürdün. @734 adamlar ölülerin tanımıyo ki kardeşim, çoğu tanınmaz halde zaten. sırf siyasi bunlar. hani pkk nın arkasında halk var diye. genelde meclisteki partilileri adamları toplayıp getiriyo. bazende teröristler gelip gece gelip alırlar ölülerini. @774 sağolasın panpa allah analı babalı büyütsün. @809 abicim şimdi bu kütüğü doğuda olanların doğuda askerlik yapma ihtimali nedir

valla olabilir kardeşim. yani ben edirne uzunköprü en batı şırnağa düştüm. yani benim zamanımda malatyalı diyarbakırlı ağrılı vanlı askeler hatta asteğmenlerde vardı. ordu kütüğe bazen bakabilir ama genelde ihtiyaca göre gönderir. @812 panpa çatışmalarda ne hissediyorsun ben olsam heyacandan ölürüm panpa

valla abicim, genelde uzun yürüyüşer ve beklemeler olduğu için bir an önce çatışmaya girmek istediğinde bişey olmuyo. hatta ohh be çatışma çıktı sonunda dediğimiz zamanlar oldu.

ama tabi ani beklenmedik baskın yersen işte o çok kötü bir duygu. @815 çatışmada kimi vurup kimi vuramadığın belli oluyor mu ?

bu akşam anlattığım hikayede valla bende vurmuş olabilirim vurmamışta. çok zor gözüküyodu. ama tabi özellikle yaz aylarında he rahat görebildiğin bir saatte, görüp ateş ettiğinde anlıyosun kimi vurduğunu. @816 güzel abicim benim kütükte gümüşhaneye kayıtlı. doğu desem değil doğu karadeniz desem değil. nerelere çıkar varmı doğuda müsaitlik yoksa batıya mı çıkar?

valla ne olarak yaptığınla alakalı biraz da. komando olursan doğuya düşmen yüksek bir ihtimal. ama kütükle bir alakası yok çok fazla.
tabi gitmek istiyosan doğuya gönüllü olabilirsin. @820 panpa çatışmalarda ne hissediyorsun ben olsam heyacandan ölürüm panpa sen nasıl sağ çıktın ben arabada 5 takla attım valla gidiyordum.

abicim valla çatışmayı oslun dediğin zamanlar oluyo. çok fazla intikal ve beklemeden dolayı. ama heyecan var tabi. can bu olmaz mı. @825 bekarım panpa evlenmedim hiç. @827 panpa hiç terörist ile konuştun mu?

konuştum abicim. baş başa değil ama. @833 panpa canlı pkklı ele geçirince ne yapıyosunuz

çok azı canlı ele geçiriyoruz abicim. ele geçirdiğimzde de hiç bişey yapmıyoruz hatta yaralıysa muhakkak tedavisi için uğraşıyoruz. sebebi sorguya almak. öğreneceğimiz tek bir bilgi bile çok önemli. evet beyler sorunuz olursa buradayım. @840 valla ne kadar yakaladıysak ohh iyi ki çıkmadık demiyo. çok pişmanım ilk lafı arka korkusundan mı yoksa değilmi bilemem.

bunların ele başı olan köpek bile yakalanır yakalanmaz türkiye cumhuriyetine yardım etmeye hizmet etmeye hazırım demişti.

ama hakikaten pişman olabilirler. çünkü hakikaten hayvan yaşamaz bunların sığınaklarında. @843 kurduk panpa. bir gece öncesinde boğazören karakolun bastılar. bir gün sonra gittik. komutan bize köyden de ateş edildiğini söyledi. köye gittik. bir tane erkek yok. ya kadın ya da çocuk. kocan nerde diyoruz. yok çalışmaya gitti. nereye gitti adanaya antep e. hep çelişkili cevaplar. tabi öğreniyoruz. 2 gün önce erkekler varmış köyde basılmadan önceki sabah gitmişler. sormuş bizimkilerde aynısını demiş köylü.

sonra ortaya çıkıyo köydekiler pkk ile işbirliği içinde karakolu birlikte basmışlar. sonra çıkmışlar dağa. e ispat edemiyosun ki panpa alıp arkaüresin. o yüzden hep kod adı kullanıyolar.

yani aslında bizim şehit askerimizin çoğu faili meçhul.

çok önemli not: sakın yanlış anlaşışmasın bu sadece bir örnek. bazı köyler var. pkk ile hergün çatışıyo çoluk çocuk demeden. korucuların köyler. @847 doğru panpa. biz hiç denk gelmedik ama söylerlerdi. @850 özellikle bazı muhtarlar var tam muallak. bizi görünce, nereye böyle asker aga diyorlardı. bazılarını biliyorduk güvenli adam muhabbet ederik. bazı muallaklerde nereye asker aga dediği zaman ananın sevgi diye cevap vermek çok modaydı. @853 e öyle tabi abicim. bende istanbuldan gittim. belli bir noktadan sonra çakmağın yanmadığında silah çekip ateş eden devrelerim oldu. yani hakikaten insanın sınırlarını çok zorlar. baban altı sene yapmış anlattılarının yanında anlatmadıkları daha fazladır.
yani anlatılamaz hakikaten kelimeler yok gördüklerini anlatmak için. insanlık yok. çok klişe bir laf vardır ya savaşın hiç bir şiirsel tarafı yok.

ne şiiri amk edebiyatın e si yok. @856 sen ne diyosun abicim. uçan meleklerimizdi onlar. bize mutluluk onlara korku salardı. kobrayı görünce kayışı koparıp muallaklere doğru hücuma geçenler vardır askerde. @857 valla belli bir noktadan sonra sinirlerini aldırmış oluyorsun. zaten biz subay ve astsubaylar askeri durduruyor. çünkü alacağımız bilgi çok önemli. sen onları askerin arasına atarsan belasını giberler.

öle hikayeler var ya bizim asker almış kantinde çay içmiş. yok öyle şeyler yani. ama izin vermiyoruz askerin fevri davranışına. tabi sorguda artis birisi çıkarsa biraz itip kakıyoruz. @860 kardeşim o hakkari bölgesindeydi şırnaktaydık biz. ortak operasyonlar düzenlendi elbette. ama başka yerdeydi. ama yararı tartışılmaz tabiki .onun döneminde savumayı bırakıp saygııya geçtik. baskınları biz yapmaya başladık, intikaller falan onun döneminde başladı. bolu dağ komandoyu o getirdi hakkariye. jöhleri falan. @865 abicim şöyle söyliyeyim. cudi gabarı görürsün heybetinden içini bir korku kaplar. ama yanlış anlama oradalar diye değil. çok heybetlidir abi. içine girdinmi, çok sarp kayalıklar mevcuttur. binlerce mağara vadır. neredeyse düz bir yer yoktur.

çok zor dağlardır. öyle noktaları vardır ki, 500 metrelik yeri 100 kişinin geçmesi 2 saatten fazla sürer. kayalıklardan düşme olasılığı belli yerlerde çok fazladır. benim yaralanma sebebim cudidir yani. pkk yaralayamadı cudi yaraladı 10 15 metre kayalıpa düştüm karanlıktaç @ 868 şaka bir tarafa çekmişlerdir. benim zamanımda jerma betkar diye kampları vardı k.ırakta jenaratörlü falan tvler şimdide çekmişlerdir. @872 kardeşim genellikle zirvelerinde kampları olur. yada hakim tepelerde kampları olur. ama onlarında tıpkı bizim gibi takımları vardır 10 15 kişilik. bunlarda kendi yerlerinde gezerler. ve bazı mağaralarda kalırlar. zaten karşına büyük bir mağara görürsen bilgi oradadırlar.

eskiden türkiye için de de hakkari bölgesinde sanırım kamparı vardı. ama şimdi yok.

nasıl bizim için hakkari ve şırnak tehlikeli bölgelerse onlarında tehlikeli bölgeleri vardır.

özellikle arlarında ceza yemiş olanlar, tunceli siirt bitlis batmanda ki yerlerine gönderilirler ölsün diye. o bölgeye gidip eylem yaptıkdan sonra kaçamazlar çünkü. @875 vay vay vay duygu patlaması yaşadım lan. @874 ben döndüğümde helikopter sesine tahammül edemiyodum panpa. istanbulda çok gezer helikopter bilirsin. oldupum yere sinip kulaklarımı tıkadığım zamanlar olurdu. uykuda dişlerimi sıkardım. sabah uyandığımda kanamış bulurdum. şu anda hala dişlerimi bazen sıkıyorum çenem ağrdığında farkediyorum.

bunların olmasında yağmurunda ölümünün etkisi çok büyük. ben askerdeyken aldım ölüm haberini.

bir anımı anlatayım. askerden döndükten yaklaşım 3 4 ay sonra, babamın yoğun ısrarları sonucunda beni tatile arkaürdü bodruma bir otele.

orada kalıyoruz. öğlen uykusuna yattım. çakmağımıda sehpaya koydum. güneş çarpmış çakmağa ve ben uykudayken patlamış bu. kendime geldiğimde babam anlattı,

yere yatın laaaan yere yatın laaan, ateş edin laaaaan ateş edin laaan, bide mazlum oğlum ateş et oğlum gel buraya mazlum demişim. @878 evet kardeşim epeyce heybetli tipler. zaten pgibopat olmasa jöh olmaz. yılın 6 ayı dağdadır. karakolu yoktur. gezicidirler. dağda kalırlar. inadına da cudi gabarda kalırlar. ölüm makinası demiyelimde, yani allah kimseyi karşısına koymasın. pkk bunları görünce topukları arkaüne vura vura kaçar. jöhler bambaşkadır yani. http://www.youtube.com/watch?v=tFZlcnFSqX4

beyler bu şarkı yağmur ablanızdan benim için o zaman kral tv den çaldırtmıştı. @888 abicim valla, ne kadar sürer bilmiyorum hergün anlatmayı planlıyorum, yavaş yavaş devam edicez. yaşım 38, pertev mezunuyum. ist iktisat bitirdim. mali müşavirim. evlenmedim hiç iki tane çocuk okuttum ama. biri kendi kardeşim, biri rahmetli yağmur ablanızın kardeşi. öz kardeşim şu anda 29 yaşında evli bir kızı var. diğer kardeşim ismide atadır (yağmurun kardeşi) 27 yaşında, oda nişanlı.

ayrıntısıyla tanıtmış olayım kendimi. @892 orada olmak ayrı zor dönüşü daha ayrı zor kardeşim. çünkü bir 18 ay daha geçmesi lazım ki eski hayatına alışasın. @893 17 yıl geçti abicim. yağmurun vefatından sonra bunları konuşmak zor gelmiyo açıkcası. kendini düşünmüyosun. elbette zor ama zaman herşeyin ilacı. ayrıca ilk defa bu kadar ayrıntılı anlatıyorum. @899 çok kez gördüm. genellikle uzun saçlı ama saç rengi siyah mor bir elbise giymiş. deniz kenarında oluyoruz çoğunlukla.

hala etkisindeyim ayrıca amk, ölmemiş gibi. @900 askerin ihtiyacı olduğu zaman kardeşim, yedek subay alımlarında doktor, diş hekimi, veteriner, hariç ilk avukat ve özellikle makina elektrik elektronik mühendisini tercih eder. şansın fazla. yedek subay olursan doğuya düşmende çok fazla. yani %90 &80 değil bu oran elbette ama fazla yani.

avantajı rütbelisin bi kere ve maaş. bence çok fazla bi ahım şahım avantajı yok sorumluluğu çok fazla bi kere. @901 haklısın abicim. anlatamaz çoğu. birincisi hatırlamak istemez. ikicisi gördüklerinden dolayı karşısında kini etkilenmesini istemez.

ama benim durumum fakrlı terhisime 17 gün kala yağmuru kaybettiğim için, çivi çiviyi söker hesabı bana çok büyük bir darbe oldu. en çok arzuladığım ve özlediğim bir zamanda oldu. o yüzden konuşurken tabii ki etkileniyorum, ama diğer arkadaşlarımız kadar değil nedense. bunun sebebide dediği gibi yağmuru kaybetmek olarak görüyorum. askerden döndükten sonra rüyamda sadece yağmuru gördüm.

sadece somut olaylarda askerlikten dolayı tepki verdik, helikopter sesi ve patlayan çakmak lastik falan. dişlerimi sıkma sebebimde heralde askerlik sürecinden kalmadır.

ama diğer arkadaşlar kadar etkilenmediğim doğrudur. daha acı birşey yaşadım çünkü. @903 sözlüğü kardeşim sayesinde buldum, kafa dağıtmak için. (kardeşim inci sözlükte değil ama swf ve capslerinden çok bahsederdi) bilirsiniz mali müşavirler bilgisayarla çok vakit geçirir. bende üyelik aldım aradabir bişeyler yazmak için. geçenlede birinin askerlik anısını yazdığını gördüm. sebebini bilmiyorum benimde içimden yazmak geldi. ilgi olmasaydı yazarmıydın diye sorarsan yazardım gene.

bir kişi bile olsa bazen insan bişeyleri konuşmak istiyor. @905 valla bilmiyorum ki kardeşim. onun etkisinden heralde. yani kapılamadık birinin rüzgarına. yani tam biri olacak derken rüyama girerdi ben rüyanın etkisinden çıkana kadar diğeri ayrılırdı.

ama ben yağmur için başkasıyla asla evlenmicem demedim. ama evlenemedimde. @907 devrem yaşadı. bir askerimde askerde operasyon dönüşü yaşadı intihara teşebbüs etti. bunlardan bir hayli fazla. neredeyse hergün birine gelir. çoğunluka büyük şehirden gelenlerde. diğer yerlerden gelenler ya evli olur ya nişanlı ya da tek.

büyük şehirden gelen çocukların hepsinde olur. o yüzden askere gidecek arkadaşlar varsa ve sevgilisine bu konuda güvenmiyosa ayrılsın kardeşim. hakikaten bak ayrılsın. @912 abi kara harp okulunu önerirmisin?

önermem kardeşim git havacı ol denizci ol. çocuğum olsaydı asker yapmazdım. yağmur ablanısızn kardeşi ata istedi elimden geldiğince engelledim. @917 abi bu muallakler mağaralarda kalıyo. bizim askerler boş mağaralara tuzak falan kuruyolarmı. yada karakollara baskın yapıyolar ya ara sıra baskın yapacakları yerlere mayın yada benzeri tuzaklar kurulmuyomu tsk tarafından

kurulmaz mı polis özel harekatçılar en büyük zevkiydir bu mağaraya tuzak kurup izlerlemiş.

karakola mayın kuramıyorsun etrafında köy var çocuklar gelip allah muhafaza basmasın diye.

ama arada bir bende yaptım, istihparat aldığımız zaman komando ve jöhler gider karakolda beklerdi. @919 eyw kardeşim. @920 kardeşim karakol baskını anında telsiz konuşmasına şahit olmadım ama çatışmaya giren diğer timlerin konuşmalarına şahit oldum.

genellikle yer belirtilip yardım istenir. destek istenir. öle bağıra çağıra yardım istemez ne olur yardım edin falan yoktur. bu telsiz konuşmalarını ya astsubaylar yada subaylar yaptığı için daha dirayetli olurlar ki orada ki en dirayetli olan telsiz konuşmasını yapar. aksi halde ne dediği ne istediği anlaşılmaz.

beni görmedin mi panpa üsteğmene ikide bir gidip karşılıyım ben gideyim hadi ben karşılıcam diye tutturmuşum. sadece sakin konuşan ve anlaşılır bir dille konuşan kişi telsize geçer.

ama arkadaş gelen silah sesleri tabii sinir bozucudur. bir başka sinir bozucu olan ise teröristin telsizle sana laf atmasıdır ki o hakkaten kötü. yağmur kanserden vefat etti, babası gibi aynı nedenden. bana haber vermediler, ben öğrendim. anlatırım onu. şimdi girmiyim sonra konuşamayız bu geceç @925 kardeşim dayın ne yaparsa maruz gör bilki istediğinden değil. @929 panpa 17 sene öncesi, öğrenseler ne olur. o zaman helikopterimiz uçamıyodu gece şimdi 24 saat bunları gözlüyolar zaman çok değişti. @931 özellikle çatışma esnasında pusu yada baskın yediyseniz yaparlar. subayı değil askeri sindirmek için.

dedikleri belli başlı şeyler vardır anlatayım;

''tc askeri teslim ol''

o şiveyle hayal edin ere seslenerek;

''mehmeeeeed ogluuum mehmeeeeed sana bişe yapmayacaz ateş etme mehmeeeed''

''belinde ki beylik silahını almaya geliyorum gomutan'' (bu bizzat bana denildi)

''burdan defol git tc''

ere seslenerek

''ananın yanına dön mehmedim komutanına sık mehmedim bırak git buradan'' @927 olmazmı kardeşim canı gönülden dediysen hazırlan cudi gabar hakurk jerma bedgar ellerinden öper.

şaka yapıyorum kardeşim. yani yedek subay olmak istersen büyük ihtimalle olursun. istemezsen gene olma şansın var ama isteyip gitmek farklı. @941 dizi bile çektiler bu ülkede kardeşim sen ne diyosun. @945 yani her dediğinde haklısın kardeşim her dediğinde hemde. ama biri gidip orada teröristin dibinde askerlik yapmak zorunda.

bize komutanımız şunu derdi. karakolda destek timi olarak gittik. olurda karakolu basarlarsa savunma şekliniz şu olsun dedi;

''sanki evinizde kapınızın önüne gelmişler içeride karınız ananız babanız kızınız oğlunuz yada sevgilizin varmış onu savunuyomuşssunuz gibi çarpısın aslanlarım. çünkü bilin ki onları savunuyosunuz''

e bu lafı duyunca gelde orda dim dik durmamayı dene. @945 orada askerlik olmasa yarın kapının dibinde pusu atarlar kardeşim onlar. molotofu otobüse atıp gencecik kızı yaktı bunlar.

asker çocuklarını taşıyan servis otobüsüne mayınla patlatıp orta 2 ye giden kızı öldürdüler bunlar. şimdi bunu yaparlarsa orada asker olmadığı zaman ne olur sen düşün. @954 yok kardeşim, yani nası saklıcaklar ki, her gün aileler telefonda, aileye haber veriyosun, saklayamazsın öyle bir şey olsa illa ki çıkar bir yerden. yani o hurafelere inanmayın sakın. @957 valla kardeşim şunu öneririm sana, geride bir şey bırakan aklını her ne karıştırıyorsa geride bırak. en önemli şarttım bu.

başka önemli husus komutanlarına ve ast subaylarınla iyi geçin. askerine karşı otoriteni kaybetle ama merhametli ol. operasyonda çatışmaya girersen muhakkak sakin olmaya bak. panik yapma. @953 şu arkadaşa bir cevap vermezsen içim rahat etmeyecek.

http://www.youtube.com/watch?v=F6bSeTOZ2Jo

bak bakalım kim korkmuş kim ağlamış kim ne hallere düşmüş oralarda. @967 1 mayısta sadece işçi olup hakkını isteyen garibanın ne suçu var abicim. o zaman onlardan ne farkın kalır. onlarda kendine yandaş bulmak için köy basıp çoluk çocuk öldürüyorlardı. @972 doğrudur valla kardeşim dikkatimi çekmemiş tarihi. @974 hakikaten öyle komutanlarda vardı. onlar şanslı olanlar abicim. belli ki çok diretmiş komutan teslim olun diye.

en fazla 3 kere teslim olun dersin, bu komutan çok uğraşmış belli. bazılarını biliyorum ki 2 kere teslim olun der üçüncüsünü sessiz söyle duymasında olmasınlar diye. sonra basar mağaraya roketi. @980 artacağını düşünüyorum kardeşim. @980 duymadım hiç vicdan azabı falan. duyan olursada yadırgamam olabilir yani. @984 abicim yalan söylüyorlar tabii, o dönemde bir asker esir alınmıştı. o askeri almak için bolu dağ komando geldi düşün. çocuğu dere yatağında bulduk şehit etmişler ve ne yazık ki ateşle yüzünü dağlamışlar ne iyi davranması. @987 ben insan değilim kardeşim, ağlamıyorum çünkü. gibimde bile değil. o adamı öyle kim konuşturuyor acaba diye bakmak lazım. bu siyaset utandırıcı gibidir yavaş yavaş alıştırır herkesi. yakın apo ev hapsine alınacak şaşırmayın. daha sonra meclise girecek ona da şaşırmayın.

bu teröristlere 4 5 yıl ceza verip serbest bırakıyorlar bu ülkede. bakın bir video daha. adam 33 eri kurşuna dizme olayına bizzat katıldım diyor 1991-95 yılında faal örgüt mensubuydum diyor belli ki benim dönemimdede vardı. 2.5 yıl yattım çıktım diyor.

nası bi ülkedeyiz anlayın;

http://www.youtube.com/watch?v=f2jwDqNARyQ

haber samanyolu, ne söyletim neye dikkat çekmeye çalışıyo adamlar. kendi kendisinin kuyusunu kazmışlar. @989 eğer bizim asker yapıyor mu diye soruyorsan, o kadar bokunu çıkartmıyorlar ama parmak kesip tuzlayıp evine götüren asker vardı. @990 bişey hissetmedim cevap verdim kardeşim telsizle, zaten pusuya düşmüştük o yüzden o anda ne derse desin etkilenmiyosun. sadece durup dururken bölükte, karakolda beklerken bir anda telsizlere karışması sinir bozucu.

o silahı ananın amına sokucam dedim cevap olarak. telsize karışmalarının amacı sizi kendilerine çekmek. bana telsizle bulaşmasının amacı sinirlenip mevziimden çıkıp saldırmamı istediği için. @997 anlatırsam hikayenin akışı bozulur kardeşim, şimdi giden arkadaşlarımız oldu ayıp olmasın. anlatıcam zaten. @1002 atamadım kardeşim. ailesiyle ilgilendim hala daha sık sık görüşürüm aysun teyzeyle annesidir kendisi, yağmurun kardeşi atanın okuluyla çok ilgilendim sabancıda okuttum (burslu) her türlü masraflarında elimden geldiğimce yardımcı oldum, öz kardeşim gibidir. atamadım ama nası söyliyeyim olumlu anlamda hayatımda her zaman yağmur vardı hala da var. @1004 tank mermisiyle ölen vardı. o diyebilirim. ortada bir adam yoktu yani görsen bune lan dersin, kedi ölüsü desem yersin yani, ancak biri söyleyince anlarsın. hikayeye yarın devam edicem abicim şimdilik ne merak ediyosanız onu sorup bildiğim kadarıyla cevap veriyorum. @1009 sürdüm sevgililerimde oldu. hatta aysun teyze bile kız baktı bana. bende annemi kaybettim 6 sene önce annem gibidir aysun teyze, o bile kız baktı bana. ama işte rüyama girerdi yağmur ben o rüyanın etkisinden çıkana kadar kızda ayrılırdı benden.

yani sevgilim olmasın diye asla bir kıza dokunmam demedim hiçbir zaman. ama kız ayrılıncada gidip barışmak için hiç bir şey yapmadım. @1010 mideni bulandıracak bişey yok ki, ortada görecek bir şey yok yani, küçük parçalar halinde ama çok küçük parçalar etrafa dağılmış, sonra alıyosun asker aldı eline süpürge ve çöp kutusunu süpürdü yerden atamı koydu ceset torbasına bu. @1012 yağmuru kaybedince, birde pusuda oldu. @1016 iki tane kız geldi abicim 13 15 yaşlarında karakola sığınıp, tugaya getirdiler. pusuda yüz yüze çatıştık en yakın mesafemdi 10 15 metreye kadar düşmüştü aramızda ki mesafe. @1019 oluyodu, en çok görülen ilk çatışmada kitlenme. kitlenip ateş edemiyen acemilikten yeni gelen askerlerimiz oldu. intikal sırasında bu çelik harekatında 10 saat yürümüştür odur rekorum, bilincini kaybedip bize el bombası atmaya çalışan askerim oldu. @1021 evet para verip kendi silahını alabilirsin. ama diğer silahları eğitimlerde gösterdiğin performansa göre verirler. yani he isteyen rpg ci olamaz. ya da keskin nişancı. mesela karayılanı kullanan çocuklar genelde iri yarı olan çocuklardır.

ama asteğmen silahı o dönem g3 tü. fakat şu vardır özellikle karakolda baskın yediğin zaman o hengamede gider rpg alır roket atarsın sana ''lan nabıyon senin işin mi o'' demez doğal olarak. @1022 valla hiç kalp rahatsızıyla karşılaşmadım. ama bir gözü görmeyen komandoyla karşılaştım mesela adam çok diretmiş. çürük olmassın ama komando yapıp göndermeyebilirler. bu muayenede ki doktorla aranda ki ilişkiye bağlı biraz. onu kafalarsan komando olursun.

ama eğitimi var öle ben komando olacam diyeni yapmazlar. o eğitimdede gerekli başarıyı gösterirsen olursun. tabi ilk önce muayene. @1025 tabii, benim bildiklerim, izmir foca , ısparta eğridir falan orada acemilik yaparsan doğuda yapma olasılıpın çok yüksek. zaten komandoları gönderiyorlar oraya e komandoyuda usta birliğine bursaya göndermez uludağına çıksın diye. az da olsa giden var tabi ama genellikle doğuya.

arada bolu dağ komandoya düşersin. o zaman ohh iyi yere düştüm dersin. ama bolu dağ komando genelde doğuda arazidedir.

bir asteğmen arkadaşımız bolu dağ komandoya düşmüştü.

adam gitti birliğine kimse yok. hepsü doğuda operasyonda, birlik gelene kadar yatmıştı. taa boluda ki asteğmenle nası arkadaş oldun dersen şırnak a gelmişlerdi.

bide mesela aklıma geldi yazayım bolu dağ komando doğuya gelirken genelde yürüyerek gelir dağlardan intikal halinde. @1027 yok abicim o değil, daha sonrasında çelik operasyonunda timimle pusuya düştük, yani bizimle birliğimiz arasında ki yolu kestiler 120 kişiye yakın adam, daha doğrusu biz yanlız yere mevzilendik, 9 saat çatışmada kaldık, geceden sabaha kadar. o pusuda çok yakınlaştık. @1028 çok oldu kardeşim. neden bilmiyorum ama. @1030 o anlar aklına geliyo bir kere. sizden daha fazla ilgisini çeker o haberler bizim gibilerin. hemen geçmişe dönersin. yani bakıyosun biz 1995 te gitmişiz bizden 17 öncesi var bizden 17 sene sonrasında gene aynı mevzular. @1036 evet olabiliyordu özellikle kaçakcılık için para kazanan komutanlar vardı. ama hiç görmedim ben söylüyorlardı.

bordo bereliler anlatıldığından daha fazla iyiledir. yani pusuya düştüğünüzde size cobra mı gelsin desteğe bordo bereliler mi diye sorsalar orada yaşamış her asker bordo bereli diyecektir. @1038 ne yazık ki bir şehit verdik ben kendi timimden orada bulunduğum süre zarfı içerisinde, çok büyük bir mutsuzluktan ziyade çok büyük bir sinir basıyo adamı, öfke yanı, o anda en çok o şehit olan askerin ailesini düşündüm ben ve o adamı mahvediyo zaten.

cezaya gelirsek, eğer senin sorumsuzluğundan doğan bir sebepten olmuş ise ceza alırsın. bir hatan yoksa yani pusu yüzünden olduysa, ceza almassın ama epeyce bir sorgu suale tututlursun, sen ve senin üstlerin tugay komutanıda dahil sorgulanır tutanak ve rapor hazırlanması istenir. @1039 yani bilmiyorum nasıl dayandığımızı, diyorum ya orada hakikaten bir insanın yapabildiklerine görünce şaşırıyorsunuz. yani böle bakmayın iyi bir eğitim ve koşullar sağlandığında yapabileceklerinize inanamazsınız. e bordo berelilerde robot değil insan yani düşünün.

çatışma esnasında isabetli el bombası atışı yapmak ister pkk lı, özellikle karakol baskınlarında sızma yapmak ister, yanlız şunu belirteyim bunların kafaları yerinde değil, yani ben yaklaşırsam büyük ihtimelle ölürüm diye düşünmüyor.

onlar yaklaşmaya çalışırken biz yaklaştırmıyoduk, yaklaşmalarının sebebi bizim mevzimizden çıkıp sasvunmasız hale getirmek bizi ve sindirmek. aynısını bizde yapıyoruz, ateş yoğunluğu kimdeyse manevra yapabilme kabiliyetide ondadır. kafamızı kaldıramadık yani. nası hareket edelim. @1041 bordo bereliler attığını vururmu bilemem ama 30 tanesi dağın tepesine bırakıldığında 4 gün orada kaldıkları oldu ki tamamen örgüt mensupları tarafından etrafı çevrili halde. k.ırakta o kampa operasyon vardı. 2 şehitle 4 günü atlatılar o kamptan 400 yakın terörist etkisiz hale getirildi, tabi hepsini bordo bereliler yapmadı operasyon sahasında jöhler ve komandolarda vardı. ama ben aralarında 9 saat kaldık adamlar 4 gün sen hesap et farkı. @1043 yok abicim öle bişey söz konusu olamaz. yani illa ki sızar bu haber öyle bişey olsa. buna şahit olan kişi döndüğünde çıkar söyler yani. illa ki çıkardı ortaya. @1048 yok kardeşim düşünmüyorum izlemeyi. @1053 1.soruna cevap vereyim, e bitebilir neden bitiremesin, ama bunlardan nemalanan beslenen unsurlar var. bakın pkk eğer sadece, kürt halkının özgürlüğü için dağa çıkmış olsaydı biterdi. ama öyle değil bu adamların arkasında birileri var belli.

ya biri söylesin pkk da tim gibi 10 15 kişilik gruplar var. bu timin başında ki sözde tim komutanlarının elinde m 16 amerikan piyade tüfeği mevcut. bu adam nerden alıyo bunları. yani çok dirayetli bir politika izlenmesi lazım. özellikle orada ki halkın refahı çok önemli.

orada ki halk hakikaten içten biz artık pkk yı istemiyoruz derse biter. bu yüzden önce batıya göçü engellikcesin ama zorla değil, orada ki adam buraya gelmeyi sadece gezi amacıyla düşünecek. orada kendi işi gücü olacak.

bunlar gelip esnafa kepenk kapat dediğinde bu itleri, çevikten önce ensaf sıra dayağına çekerse o zaman bi yol katedmiş sayılırız.

2. bölge halkıyla aramızı soruyorsun, yani ne diyim bilmiyorum ki, adam askeri devlet olarak bellemiş, orada devleti temsil eden tek şey asker, e askerde yaşadıklarından sert dolayısıyla askerden korkuluyor orada. buda devletin korkunç bişey olduğunu düşünmesini sağlıyo. yani halka asker çok iç içe değil.

3. yani bu işleri bitirecekse orada ki halkın refahını memleketin refahını geri getirecekse tamam yapılsın. ama açılım diye dağda ki adamı davulla zurnayla karşılayacaksa, diyarbakırda ''başkentinize hoşgeldiniz'' diye pankart açılacaksa bu iş olmaz.

oradakiler diyor ki empati kurun bizimle, e sende bir kur empati gaziyle şehit ailesiyle. bu şekilde bir yere varacaklarını sanmam. @1056 şırnaka değil kardeşim tunceli, gibi daha geri yerlere. oradan araç vasıtasıyla. bu olayın sebebi şudur. pgibolojik, adam buraya yürüyerek gelebiliyor. karşımıza çıkarsa ne yapar? bu soruyu akıllarına salmak asıl amaç. @1057 sağlam hikayeleri var dediğim komutan bordo bereli değildi jöh yani jandarma özel harekat. bordu berelilerle aynı ortamda bulundum ama konuşmadım hiç.

şimdi bir bordo bereliyi çok göremezsin. onların özel yerleri vardır. onlar alınır dağa bırakılırlar ve 15 gün sonra sizi şu noktadan alacağız derler. bordo berelilerde 15 gün içerisinde ava çıkar, indirdiğini indirir döner. o süre içerisinde ne telsiz bağlantısı yapar ne haber alınır. sadece bağlı olduğu birime belli aralıklarla kodlar halinde bilgi verir.

olurda yaralanma şehit olursa grubun içinden bir kısım yaralıyı veya şehiti alıp helikopterin geleceğe yere giderek teslim eder. @1061 her timde vardır keskin nişancı, kullandıkları silahlar dragunov vardı benim zamanımda kanas yani. valla bizim askerimizde çok iyidir, ama meşhur olmadan askeriliği biterdi. isim çıkmaz asla, askerlikten sonra orada görevi yaptıktan sonra tayinle başka yere gidip şehit edilen çok subay astsubay vardır o yüzden bilmeyiz isimlerini. @1064 yeşil cübbeliler abicim. eve öyle şeyler gördüklerini söylerlerdi, yani bizim timimiz arkasında gelen yeşil cübbe takan bu mevleviler gibi, onlardan gördüklerini söyleyenler oldu. @1066 yüzbaşı esat oktay yıldıran,

http://www.haberturk.com/.../haber/754158-kahreden-an yakın tarihte.

mesela şöle bişey anlatayım,

karakola gözlem yapan teröristi farkedip öldüren nöbetçi asker oradan başka bir yere terhis edilir.

çünkü pkk baskını ilk onun bulunduğu nöbetçi klübesine yapar. böyle takıntıları var muallaklerin. @1070 valla çok öle ayırt edici özelliği yok amerikan silahı tek özelliği daha ne olsun. pkk da amerikan silahı @1071 ben inanmıyorum tabii ki, ama orada hissediyosun manevi birşeylerin seni koruduğunu, orada geçirdiğin zaman içerisinde bazı şeylere tutunma isteği oluşuyo insanda.

yani hiçbir terör mensubuyla oturup konuşmak aklıma gelmedi yeşil cübbelileri ama çeşiti hurafeler vardı, yok bunların olduğu time ateş açarsan canlı çıkamazsın, hatta bunların olduğu tim görünmez olur falan. @1078 hiç düşünmedim orada kalmayı kardeşim. diyende olmadı, takdir nameyi verdiler hizmet için. zaten o dönem ölmeyip terhis olan herkes alıyordu o bölgede. terhisime 17 gün kala yağmuru kaybettiğim için askerliğim terhisime 17 gün kala bitmişti zaten ben fiziken oradaydım ama zihnen orada değildim. askerlik dönüşümde de askerlikle ilgili sadece helikopter sesinde sinme geliyodu katlanamıyodun birde dişlerimi çok sıkarım. @1079 biz o dönem de ki gibi her yaz ayında bu terör örgütleri azıp karakol basıyo mu? basıyo. şehitler geliyo mu? geliyo, o dönem kadar olmasada (her gün her saat çatışma vardı) her ay en az bir çatışma var mı? var. demek ki her şey aynı. @1083 oku abicim, ondan sonra sıkıntılı bir yer görürsen söylersin. @1085 abicim genelde akşam saat 8 buçuk 9 arası başlayıp saat 11 buçuk 12 arası yazmayı planlıyorum . bu kadar oturmamın sebebi, bugün işe gitmedim kar bahanesiyle, ayıptır söylemesi birinin yanında çalışmıyorum kendi işim çok şükür. o yüzden çok fazla abartmadan oturuyoruz. bugün oturmamın sebebi ise, yarın iş var tabii ki ama hafta sonu yani işe geç kalma gel diye biri yok. çok sevdiğim bir dostum var aynı zamanda çalışanım oda idare edebiliyor. ki 1 arkadaş daha var yanımda çalışan. @1086 hissetmezmiyim, vefat ederek kalbime öyle bir faça attıki en derininden, o yüzden evlenemedim heralde. kimse yerini tutamaz yani.

olum bazen şey oluyo, ne biliyim yarın buluşucam gibime geliyo. mesela, rüya gördüğünde, uyandığımda hemen kavrayamıyorum öldüğünü. @1090 valla yüzünü unutturmadı benim yaptığım bişey yok. rüyama girer hala. travmayı şöyle atlattım, ailesiyle birlikte hayata devam ettik. yardım ettim anneside yardım etti destek olduk, kardeşinin abisi oldun, derslerinde kız meselelerinde lise tercihlerinde üni tercihlerinde hep destek oldum. annemi kaybettim annem oldu annesi, travmayı onu hep yanımda hissederek atlattım. şanslı olanlardanım aslında ben.

beyler çok fazla büyütmeyin, bölgede bir timde ki asker yatalak annesini bırakıp askere geldi. bakın hayatta sadece iki kişiler yatalar annesi ve o. emanet etmiş birilerine gelmiş. çocuk şehit oldu. yani orada çok fazla hikaye var bu onlardan biri sadece. @1097 ''yapılan hiçbir iyilik hiç bir hizmet bu memlekette cezasız kalmaz''

devrim arabaları filminde selçuk yöntemin repliğiydi sanırım. cevabını vermiş. @1102 kardeşim kahve yaptım ondan dolayı kusuruma bakma. görüşürz kardeşim bu sıralar yoğun ve mükelleflerime gittiğim için sabit bir yerde değilim. sağolasınız ayrıca okuduğunuz için. @1104 şöyle söyleyeyim abicim. onları incelediysen şu lafı bilirsin;

''söylesem tesiri yok; sussam gönül razı değil''

ben öyle bişeyi kabul etmek istemiyorum. kalbim buna hayır diyor, ama beynin farklı. yukarıda yazdım fuzuli demiş işte. @1107 k.ırakta olabilir kardeşim. valla bilemiyorum nerede olduğunu. sabit bir yerde kaldığını sanmam.

valla mahmut yıldırım yeşili diyosan. onlarla ilgili hiç muhabbet yaşamadım. sadece bir seferinde jandarma istihparatta olan bir abimiz vardı. o laf arasında sölemişti, özellikle hakkari bölgesinde, uyuşturucu kaçakçılığına karışmış istihparatçılar var diye. pöhler falan varmış.

ama o dönemde hiç ilgilenmedik. yani öle bi ilgi de duymadık daha farklı şeylerle uğraşıyoduk. @1109 valla bizden onların arasına katılan varmıydı hiç duymadım. ama bizim aramızda vardı onların bir adamı. asteğmen arkadaşımız yavuz boğaziçi mezunuydu bilgisayar mühendisi.

çocuk şüphelerini anlatmıştı. böle bi asker var diye.

sonra çocuk intikalleri sırasında kaçtı. yavuzun çok başı aprıdı bu yüzden. 20 güne kalmadan yavuzun timi pusuya düştü yavuz şehit oldu.

sonra yakalanandan öğreniyoruz, bu kaçan kişinin istihparatından dolayı pusu atmışlar. @1116 yok kardeşim yarın devam saat 8 buçuk 9 arası devam. @1123 valla ben hiç denk gelmedim. ama sızmaya gönderilen adam %95 ölecektir. ölüme gönderirler yani. o yüzden olabilir. gençler, trafiği aşarak sonunda geldim. şirkette arada baktım yazdıklarınıza teşekkür ederim öncelikle, arada bazı arkadaşlarınıza cevap verdim. ama verdiğim tüm soruları not aldım bu gece hepsine cevap vereceğim merak etmeyin. bir kahve yapıyorum. birde bu akşam yağmur için de özel bir anlatım yağacağım, askerlik anılara devam ederken biraz da yağmuru anlatmak istiyorum. neler yaşadığımızı o dönemde üniversite lise öğrencisi olmanın ne olduğunu anlatacağım.

o saf gençliğin temiz çocukların dağlarda nasıl yok olduğunu daha iyi anlamanızı istiyorum. öncelikle o dönemden ait bir kaç foto bulup koyacağım. hem bu arada biraz toplanalım yine. arkadaşlar sorularınıza cevap vericem hiç merak etmeyin vermediğim olmamıştır. ancak şimdi değil. sorulara cevap vermeye geçersek hikayeye gireyemiz. önce hikayeye başlıyalım sonra soru cevap.

şimdi fotoları bilgisayara atıyorum görüntüler biraz kötü olabilir en eskisi 35 yıllık olanı var. kusura bakmayın. evet arkadaşlar. saat 7 gibi başlıyalım 15 dakika sonra. ayı adını verdiğim (kendimce) radar deneme operasyonundan döndüğümüzde, jöhlerin tabura geldiğini gördük. odamızda jöh tim komutanı gelmiş istirahat ediyordu.

devrem ile odaya girdiğimizde iki sandalyeye koca cüssesini sığdırmaya çalışıp, kollarını bağlamış uyumaya çalışan adamı görünce şaşırdık. kapıyı açar açmaz adam kendine geldi zaten.

''ooo maviler hoşgeldiniz. böyle yayıldık ama kusuruma bakmayın'' dedi.

estafurullah komutanım dememizle, asıl estafurullah bizden asteğmenin buyrun dediğinde şaşırdım. lan bu komutan mı değilmi, omuzlarını kesiyorum hücum yeleğini hafif açmış gözükmüyo, kollarını kesiyorum orada da bir şey yok.

''lan sevgi koduğum ermisin kendine gel lan'' dicem, adam subay çıkıcak tüfeğinin kabzasını arkaüme sokucak diye tırsıyorum. zaten çok normal adam değil belli.

hemen arkasından jöhlerin üsteğmeni daldı odaya biz direk hazırola geçtik, baktım buda ayağa fırladı, üsteğmen ''uzmanım arkadaşları istirahat yerlerine arkaür'' dedi,

bir sinir bastı beni, lan adamda ki rahatlığa bak. komutanları karşısında ama takmıyo. nedir lan bu asteğin çektiği, gibine takan yok kendi timimizdekiler dışında.

üsteğmen benim kullandığım masaya oturdu. cebinden bir not defteri ve kalem çıkarttı beresini ve telsizini masaya koydu, defterine birşeyler yazmaya başladı.

ama ''oturun, çıkın'' falan bir şey demiyo, 30 35 saniye bekledik hazırolda. üsteğmen olması ayrı bir olay birde jöh olması ayrı. e tabi daha 1 aydır bölgedeyiz acemilik tam kalkmamış. efendi ayaklarındayız.

öyle bekliyoruz adamın karşısında. ''lan gibtirin gidin'' dese onada kafiyim.

sonunda alttan baktı, dedim heralde oturun diyecek fakat ''ee çay yokmu burda'' dediii ben hemen atladım aradım çay ocağını 1 çay istedim, lafım bitmeden ''3 tane söyle asteğmenim'' dedi. bir rahatlama geldi tabi.

bu arada toz toprak içindeyiz, duş almadık henüz geldiğimizden beri. sebebi bölgede ki hareketlilikten su getirilemiyor.

oturmamızıda söyledikten sonra, bir yandan not defterini toplarken bir yandan sorular sormaya başladı adınız ne nereden geliyosunuz falan. diye çaylarımız geldi başladık muhabbete. çaylarımızda geldi, arkasından sigaralarımızıda yaktık. kırşehirli bir öğretmen ailenin tek çocuğu. aslan gibi. benden 5 6 yaş büyük ama 3 yıldır burada.

dolayısıyla sanki 40 a merdiven dayamış gibi, yüzünde ki çizikler. olgun bir aile babası.

zaten oraya giden çocuklar 18 yaşında olsada 25 yaşında da, 2 ay içerisinde olgun birer adama dönüşmekte. 40 a yaklaşmış gibi. yolu yarılamış gibi.

konuştuk, anlattı, gönüllü olarak geldiğini söyledi. gitmeye niyeti yokmuş. bazen bayramlarda gidermiş kırşehire. e o anlattıkça insan merak ediyo. yavaş yavaş gülüşmeler başlayınca, çayların biri bitip biri doldukça, sigaraların biri sönüp biri yandıkça, (devamlı benim paketten içiyodu. ardından bunu gören devremde dadanınca sadece komutan ve benim uzanabileceğim yere koydum paketimi:) ) özel konulara girmek istiyor insan.

orada konuşulacak şeyler çok kısıtlıdır. bu tip anlar insanın içini ısıtır.

sorduk, ''e komutanım evlenmeye niyetiniz yok galiba?'', ''kim alır olum beni'' dedi ve gereken cevabı aldık. bir an durdum. düşündüm beyler. hakikaten kim alır lan beni o halde. şu tipe bak amk. sıfatını gibtiğim. saç baş dağılmış, hafiften pgiboloji gitmiş.

kim alır lan. kokuyosun, dişler içilen sigaradan çaydan ve dış fırçalamaya vakit bulamamaktan sapsarı. her topalın bir kör alıcısı vardır diye bir laf varya. körü getir, kokudan almaz oda. sonra, işiniz var mı çocuklar dedi, ''dedik istirahatteyiz komutanım, burada ufak radyo yok mu? müzik açalım dedi. ''ulan sen iste komutan yaratırız, yavaş yavaş normal insana dönüyoruz sen nediyosun, gerekirsen anteni arkaüme sokar frekans ararım o derece özlem duyduö bir anda.''

hemen emirle ufak bir el radyosu bulduk. devamlı cızırtılı, içeride devamlı kral tvsi açık bir televisyon var ama oraya gidip muhabbet etmek olmaz. asker rahatsız olur rahat konuşamaz rahat edemez çocuklar.

küçük bir el radyosu beyler. çoook derinden ses veriyor oda çızırtılı, ama çölde su vahası gibi geldi yeminle. sigaramız var, çayımız tavşan kanı, birde müzik. üzerimizde toz toprak içinde üniforma, duvarda hücum yeleklerimiz, sol göğsümüzde telsiz, duvara yasladığımız g3. bundan ötesi varmı. dışarısı buz gibi, rüzgar var. içerisi evin gibi. asker ocağı işte bu.

komutanımız kulağını iyice dayadı. askerin radyosunu buldu, devamlı manalı şarkılar var zaten.

içinde ova dağ geçen, koç yiğitler olan, sevdiği kızdan bahseden türküler. bu seferde dere boyu kavaklar çalıyor. o dönemde kim söyledi bilmiyorum ama ben paylaşayım murat kekili iyi söylüyor. o dönemde cızırtılı ses çıkıyor ama anlıyorsun.

şarkımız şu,

http://www.youtube.com/watch?v=vQo0MEgBYSw (tabi enstrumanlar böyle değildi bizim radyodan dinlediğimizde saz vardı ama buda iyidir)

bir yandan şarkıyı dinliyoruz, bir yandan muhabbete devam ediyoruz baba yiğitler hey yavrum hey. adam kırşehirden çıkmış yiğidir harman olduğu iç anadoludan. aslanım benim. biraz zaman geçti, sigaram tam bitmemiş. odaya daha önceden beni arayıp operasyonda diyen dallama geldi. komutanım, telefonunuz var.

izninizle komutanım dedim selamı verdim çıktım. yolda, ''kim aradı annem mi?'' yağmur hanım komutanım.

ananı avradını skym. nası ararlar nerden buldu beni. kaldım olduğum yerde. döndüm buna ''oğlum eminmisin'' evet komutanım ''operasyonda olmadığınızı söyledim''

ya sikicem operasyonunu, odada başka kimse var mı?

var komutanım,

iyi boşaltın iki dk.

sıçmıştık beyler. antepte olduğumu söylemiştim. ve beni bulmuştu. dedim aga sıçtın sıva bakalım şimdi. odaya girdim, çık dışarı dedim çocuk fırladı yerinden.

zaten bir kişi varmış.

ahizeyi götürdüm, direk;

''askıııııımmmmmm'' cevap şu;

''allah belanı versin seni gerizaklııııı''

yemin ediyorum öyle bir bağırdı ki telsiz dinleniyorsa karşı taraftakiler altına sıçmıştır gülmekten, malzeme olduk resmen,

cevap vermeye çalışıyorum konuşturtmuyo ki,

''sen nası bir insanın. bana bu konuda nasıl yalan söylersin, beni seni düşünmekten uyuyamıyorum, nası yüzüme baka baka yalan söyledin, ben hergün haberleri izliyorum, hergün çatışma haberi, dua ediyorum hepinize sen nasıl yalan söylersin''

''yağmur bi saniy''

''ben burada ne haldeyim biliyormusun. annenden duyduğumda ne hale geldiğimi biliyormusun, antepte aramadığım yer kalmadı, beni nası kandırırsın''

''fındığım ama bi dinle lüt''

''sana ben nası güvenicem, bu kaçıncı yalanın sen beni ''öldürmek'' mi istiyosun? ben başkasından mı duyacaktım.''

beyler arada yaptığım ama işe nadiren yarayan şeyi yaptım.

BAĞIRARAK ''YAĞMUR SUUS!!! ''

o anda ses kesildi,

''sus bi sus, diyemedim işte sen kendin diyosun haberleri, nası diyecektim. korkma diye söylemedim, seni düşündüm, haklısın yalan söyledima ama kötü bir niyetle değil, bir de sen üzgün olsan nası gelicektim nası kalıcaktım burada''

''şimdi daha mı iyi oldu, nası yaparsın bunu bana''

''ya kızım (bu lafa varya sinir olur, yanında olsan ikiye böler adamı laz damarı var işte kızda) ne diyosun ya, seni düşünerek yaptım işte, üzerime gelme, sen biliyomusun ben burada ne haldeyim neler yaşıyorum, destek olacağına ne yapıyosun bana be''

beyler bağırmıştım ya o öyle bir bağırdı ki cudi gabar titremiştir o derece. tek bir cümle etti.

''asıl sen benim ne durumda olduğumu biliyomusun, allah kahretsin seni'' dedi tak diye kapattı. işte beyler, o an, o an varya elde telefonla göt gibi kalmak, kelimelerin boğazında düğümlenmesi, o an bir askerin vurulmasından daha kötü bir andır.

yapacak hiç bir şey yok. şimdi ki gibi bir daha arayamazsın, mesaj atamazsın, facebook hesabına mesaj atamazsın, mail atamazsın.

tek haber alacağın şey kapandı yüzüne. ne yapacağını bilemezsin.

içinden kalbin ''hemen yanına git hemen yanına git çabuk uç, yanında ol, senden ayrıldı, git yanına'' beynim ''sikerim belanı otur yerine''

hadi şimdi gel timini askerini operasyonları düşün. bütün benliğin tek bir şeyi düşünmekte. ne yapabilirim. kime ne anlatabilirim. bana kim yardım edecek.

allahım bişey yapmam lazım. elimde telefon, nası olur bu. pişmanlık, acı herşey birbirine karışır. bir daha görememe duygusu. ulan yarın gidemezsin ki yüz yüze gelmene en az 13 ay var. 13 ay lan, en az 390 belki 400 gün, 400 günden neler olur neler. çocuk doğurursun lan 400 günde.

bitmiştim beyler. resmen bitmiştim. askerde olabilecek en kötü şey olmuştu. sevgilin ayrılması. beyler bu şarkı 1993 volkan konak ın şarkısı, dert bastı, yağmur karadenizli belirtmiştim. en sevdiği şarkıydı bu, şiiriyle birlikte veriyorum. iyice gömülelim bu gece;

http://www.youtube.com/watch?v=JJ_BGnT2jP4 fiziken oradaydım çocuklar, ama kafa istanbula yol alıyordu tüm hızıyla, kafam da sorular birbirini sikiyor;

''ne yaptım ben?'' (varan 1 pişmanlık)

''nasıl oldu bu?'' (varan 2 merak)

''ne olacak şimdi o artık yok mu?'' (varan 3 kaybetme korkusu)

''o olmazsa ben ne yaparım'' (varan 4 çaresizlik)

''ben burada onu bir daha görmek için canımı sakınıyordum şimdi ne anlamı kaldı?'' (varan 5 ölümden korkmamak intihara ilk adım)

odaya askerim girmiş farketmedim, omzumdan dürtü ''komutanım, komutanım iyimisiniz'' yüzüne bön bön bakakaldım sadece,

''oğlum bir daha arayabilirmiyiz. arattırsana bir kez daha''

''komutanım yapmazlar''

''niye amk yapmasınlar tel kesildi''

''yapmazlar komutanım zaten dinliyorlardır''

sinir hat safhadayken yapıştım buna ''kim dinliyo lan amına koyarım senin, neyini dinliyorlar orospu çocukları bağla lan hemen azını yüzünü sikerim senin''

araya girdi hemen diğeri, e çocuğun ne suçu var. hususi telefon mu lan o amcık (kendime sövüyorum) her yeri ara istediğin zaman.

arkadan uzmanlar geldi çektiler aldılar çocuğu, ben hala devam ediyorum bağırıp çağırmaya, ulan bi üst çıkıp gelse, telsizi alıp götüme sokcak kendimi bilmem kaçıncı rakımlı tepede karakolda hudut nöbetinde bulucam.

ama aga ddedim ya yukarıda, (varan 5 ölümden korkmamak intihara ilk adım) he işte olay böyle böyle başlıyor. beyler bırakın eksilesin ne olacak ki? boşverin siz. apar topar uzaklaştırdılar beni, odaya soktular, beni devrem ve jöh komutanı o halde görünce ayağa fırladılar. devrem hemen yapıştı.

kendimi kaybetmiştim beyler, devrem ''olum suss suuuss'' diye bağırığ dürtüyodu ama nafile, nası durdum dersiniz, jöh üsteğmeni bir koydu. bebek gibi oldum.

üsteğmen uzmanlara bağırarak ''çık dışarı çık'' gitmelerini sağladı. bana dönerek ''ne bağırıyosun lan gerizekalı, noolyo?

ben bi devreme bakıyorum bi komutanıma, titriyorum beyler, elim ayağım buz kesti, odanın içi sigara dumanı olmuş, nefes alamıyorum zaten,

devrem ''Olm neyin var nooldu dedi'' biraz etrafa baktım başladım ağlamaya, deli gibi ağlıyorum beyler. anlatamam size, yani çok kez tartıştık biz yağmurla çok kez yüzüme kapattı, çok kez bir daha arama dedi, hiç böyle olmamıştım.

evet moralim çok kötü olurdu ama bu farklı, farketmemiştim o zamana kadar. beni orada ayakta ve güçlü tutan ne anne ne baba ne başkası, yağmur sadece.

nasıl olur demeyin anne nası düşünülmez.

düşünülmez işte amk düşünülmüyo, eğer hayatında bir papatya varsa, tüm çiçeklerin prensesi, yaprakları en narini, ufak bir dokunmaya bile dağıtır kendini, bakımı en zoru olan bir papatya varsa, hayatın o olur farketmezsin.

bizim oraların bir türküsü vardır, şu geçer ''anadan geçilir bre hasan, yardan geçilmez'' türküler doğruyu söyler, yalan söylemez, abartmaz, durduramıyodum ağlamamı, bu kadar şey üstüste geldikten sonra bu olay çözülmemmi sağlamıştı, hıçkırarak ağlıyodum,

erkekler ağlamaz ya, olum hem erkeksin, hem komando, hem de komutan bi komando, afedersin eşşek gibi ağlıyodum. kendime gelmem epeyce uzun sürdü, biraz kendime geldiğimde, sigara uzattı devrem (ama benim paketimden uzatıyo hala pezevenk sonradan farkettim:))

üsteğmen, ne oldu oğlum ne bu hal, anlat bakıyım, sanki biraz önce zırıl zırıl bebek gibi ağlayan ben değişmişim gibi, erkekliğe bok sürdürmicez ya, komutanım yok bişe,

kafamı sikiyim yani sıyırmışım iyice.

üsteğmen çok net bir şekilde, ikiletme lafımı lan anlat!! diye bağırdı,

anlattım durumu, tek tek bir bir en başından, devrem ben sana en başından demiştim falan diyip duruyo.

ben komutana dikkat kesilmişim,

''yani kız haklı, ama ne biliyim sende haklı gibisin, de kafama bişey takıldı son cümlesinden dolayı, bir sıkıntısı mı var?''

anaaaa o hiç aklıma gelmemişti lan. ''yok komuta, yani bilmiyorum ki komutanım''

''belki bi sıkıntısı vardır oğlum, senin yalanında ortaya çıkınca fevri davranmıştır sıkma canını ya arar gene o''

''aramaz komutanım''

''lan niye aramasın?''

''aramaz komutanım, tanıyorum, aramıyo yani öyle teli kapatırsa yüzüme, gene aramaz''

''lan şırnaktasın arar niye aramasın manyak''

''rizeli komutanım laz aramaz inattır biraz''

''vay amk kötü zaman'' (şimdi güldüm bak bunu hatırladığımda)

''sen ara oğlum''

''açmaz komutanım''

''lan nerden anlıcak ara sen çıkar tele konuşursun, özellikle hiç bir tele çıkmaz komutanımi annesi çıkar oda gelmez tele''

''hayda karı milletine bak, eşkiyadan bu kadar çekmiyo bu çocuklar''

''ne yapıcam komutanım''

''ne yapıcaaan ne yapıcaaan, mektup yaz lan''

''mektubbu'' (kafada ampul yanar:) ) başladım hemen mektuba, ama nereden başlayacağımı bilmiyorum, ne diyeceğimi,

çok zor biriydi beyler, o zamana kadar sadece yüz yüze halledebilmiştim aramızda ki sıkıntıları, çok etkileyeci bişeyler yazmalıydım. beyler bir kahve yapıp geliyorum izninizle. geldim beyler. devam ediyorum. http://ccc.incisozluk.cc/...um/@roadrunnersikenjackal beyler buradan da sadece yazıklarıma bakabilirsiniz. aynen yazıyoruum, mektbup elimde yok, hatırladıkları. ama daha sonra onun bana göderdiği mektup var o elimde onu yayıylayacağım yeri geldiğinde. bir çok cümleyle başladım. ama içime sinmedi, sonra nazım hikmet geldi aklıma, eşinden uzakken yazdığı, şiiri biraz değiştirip yazmıştım.

bu şarkı eşliğinde okabilirsiniz beyler, yağmurumun en sevdiği şarkıdır;

http://www.youtube.com/watch?v=YO_E_KjsTDQ

seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey,

hava soğuk, ısıtan tek şey, senin hatıraların,
düşünüyorum seni, cudide en sarp kayalığın en tepesinde,
seni düşünmek güzel şey,

içimde büyük bir korku, her soğuk rüzgarla birlikte gelip göğsüme çarpan,
kalbimin orasında olduğunu düşünüyorum o an. ve arkasından gelen sıcaklık,
sen oradaysan üşümüyorum. seni düşünürken üşümüyorum gabarda,
seni düşünmek güzel şey,

aklımdasın an be an, beyaz karlara doğru uzuuun bir yolculuk anında,
gözümün önündesin, bembeyaz bir elbise, tabi kolyesiyle,
sarı saçlarını uçuşturuyor rüzgar, sana doğru uzun bir yürüyüş yapıyorum her seferinde,
saçlarına dokunabilmek için son bir kez daha,
seni düşünmek güzel şey,

dağların heybeti, korkuyla dolduruyor içimi,
ay en tepede, nispet yaparcasına, dağdakilere yol gösteriyor,
içime korku saplanıyor,
bir anda senin silüetin penceremde,
seni düşünmek güzel şey,

seni bir daha görememe korkusu kaplıyor içimi,
bir daha ulaşamama,
dağlarda yanlız olmak korkusu,
soruyorum kendime nerede olursam olayım gelecek mi benimle,
seni düşünmek güzel şey.

çok daha uzundu çocuklar, ama aklıma bu kadar geldi bir de kesmek istedim böle bişey işte, zarfladım ardından hemen istanbula götürecek bir yol aramaya başladım. postaya versem gitmesi en az bir hafta sürecek, odaya geri dönüyorum, komutanım ve devrem orada, telaşlı olduğum her halimden belli,

''yazdın mı?''

''yazdım komutanım''

''ver bakayım''

''olmaz komutanım''

''lan olum zaten açıcaklar onu var''

''niye açacaklar komutanım''

''güvenlik için''

beyler genelde askerin mektubuna bakılır ama okunmaz, amaç içinde taburun krokisini ve nöbet değişimleri gibi bir çok şeyi yollarlar mı acaba? psikozu yüzünden.

''veremem komutanım''

''lan ver bi ver ben sana dedim, mektup yaz diye, demesem aklına bile gelmeyecekti''

''komutanım''

''ver lan! ''

verdim, mektubu, zaten tam olarak kapatmadığım zarftan çıkarttı şöle bir süre göz attı.

şöle alıcı gözle bakmaya başladı, merakladım,

''alabilirmiyim artık komutanım'' dedim.

'' bu dedim olmamış''

sinirlendim arkadaşlar canım burnumda zaten ne olmamış lan ibne dememek için zor tutuyorum kendimi, karşımda ki jöh subayı adamın götünden kan almakla birlikte o kanı şah damarından geri verir.

o anki psikolojimle

''ne olmamış komutanım allah aşkına ya'' diyiverdim.

şöle bi baktı, içimden diyorum sıçtın heralde bu sefer çok zorladın şansını.

''olum olmamış derken olmuşta eksik''

''nası yani ne eksik komutanım'' ne dese beyenirsiniz,

''evlenme teklifi etsene sen bu kıza mektupla''

''nası komutanım evlenme teklifimi böyle olurmu daha farklı bir şey olması lazım gelmez mi?''

''lan oğlum etrafına bir baksana, nerde olduğuna bir bak, bak pencereden ne var orda, amına kodumun dağları, içinde ne var senin amına koymayı bekleyen bir sürü ibne, sen bu durumda evlenme teklifi ediyosun, daha nası bi aksiyon olacak lan. bundan daha aksiyonlusu vars söle burada bileklerimi kesiyim''

kafama yatmıştı beyler, düşünsensine şırnak tasınız ve oradan evlenme teklifi yapıyorsunuz. hemen mektupta ufak bir oynama yaparak evlenme teklifimi yaptım, üsteğmen sağolsun kendi götüreceğini söyledi, yarın harekete geçecekler ve ilk helikopterle postaya verecekti en fazla 2 3 gün sürecekti eline geçmesi.

ulan bir gazla evlenme teklifi yapmıştım ama o sinirim geçmişti. sırıtıyordum sürekli ve heyecanlı bir bekleyiş. ama ne bekleyiş. heyecanla beklemeye koyuldum. askerin her odaya girmesi heyecanlandırıyodu artık. kafamda tek bir şey vardı artık acaba ne diyecek.

askerliği bu şekilde geçirirken, acil tam techizat hazırlanma haberi geldi. bir karakol baskın yemiş.

4 tim hemen hazır bulunacak ve karakola sürhatle hareket edecekti. gece olduğu için helikopter yaklaşık 2 3 km uzağa bizi atacaklar bizde intikal edecektik karakola doğru.

10 dakika içerisinde devrem ve benim timleriminde içinde olduğu 4 tim hazır vaziyette beklemeye başladık. uh1 helikopterleri bizi alarak hızlı bir manevrayla burunlarını atılacağımız yöne doğru çevirdi, saat yanlış hatırlamıyosan 1 ya da 2 baskın haberi 1 saat önce gelmiş. k.ıraktan sızan bir grup, ismi neydi karakolun güçlükonakmıydı neydi hatırlayamadım orayı önce taciz ateşine almış, fakat uzun süre taciz ateşi devam etmiş.

basacaklar yani çocukları. patatatatata gidiyoruz deli fişek gibiyiz zaten amk. hele ben içim içime sığmıyo. takribi 20 dakikalık bir uçuştan sonra intikal noktasına atladık. helikopterler uzaklaşınca uzaktan takır takır sesler almaya başladık, bir temas kurulmuş belli ki ama zayıf bir temas. en önde benim timim olmak üzere iki sıra ip halinde yola koyulduk,

tepede ay var, yani her an birşeyler olabilir, allaha emanet gidiyoruz. 2 saatlik bir yürüyüşün ardından taciz atışı yemeye başladım, sol taraftan.

hemen mevzi alıp taciz ateşinin nereden geldiğini tespit etmeye çalışıyorum, tabi sadece ben değil hepimiz, fakat yakınımızda değiller çünkü sesler net gelmiyor.

belkide bizi görmeden başka bir yere açılan ateşin mermileri geliyor olabilir.

işte bu durumda paniğe kapılıp ani karşılık verirseniz bütün planın içine sıçmış olursunuz yeriniz belli olur. ya tüm gücüyle size yüklenirler yada çekip giderler.

20 dakika kadar olduğumuz yerde bekledik, başka taciz ateşi yemedik buda bize yapılmadığını göstergesidir zaten, yolumuza aynı şekilde bu sefer hızlı adımlarla almaya başkadık.

bulunduğumuz bölge yapısı, uzun tepe, yanlış tepenin zirvesi düzlük, yani nasıl anlatsam, bu eve aldığımız uzun diktörtken hazır kekler varya o şekilde biz tepesinde ilerliyoruz , sadece kayalıklar mevcut, ve yer yer çukurlar var. aslında intikal için özellikle o anda yaptığımız hızlı yardım amaçlı intikal için çok güzel bir şey, ancak bu tip yerlerde çok rahat mayın ve tuzak yani uzaktan kumandalı patlayıcı kurulabilir.

zaten bizim düşüncemiz, bunlar karakola 2 3 saattir taciz ateşi açıp baskın yapmıyorsa, belli ki asıl hedef yardım birliği, pusu yemeyi bekliyoruz açıkcası, farkındayız olabileceklerin. pis bir olay yani anlayacağınız, biraz daha ilerledikten sonra bahsettiğim arazi bu sefer aşağıya doğru iniyor, fakat tamamen açıklık, ve yavaş yavaş karakolu seçebiliyoruz, yoğun taciz ateşinden dolayı, karakol ışıklarını kapatmış vaziyettte, ve ateş gelen yere aynı yoğunluk karşılık veriyor. aşırı değil, sebebi karşısında ne olduğunu tam bilememesi, yani baskın olacaksa destek komando gelsin o zamana kadar kudurtmayalım.

bakın bazılarınız öle şey mi olur korkak mı bunlar demesin. can lan bu can. korkaklıkla ilgisi yok. salaklıkla cesurluk arasında çok ince bir çizgi var orada.

ineceğimiz yer patika, ve her timi ikiye bölere belli aralıklarla inmeye karar verdik, yani ben 5 adamımı aldım uzmanım 5 adamımızı,

ilk tim biz olduğumuz için önden ikimizden biri gidecek, komutanımız olan yüzbaşı, patikayı hızlı geçmemizi ve aşağıda bulunan, kayalık tepelere mevzilenmemizi emretti,

açık bir yer ve ay tepede olduğu için eşşek gibi gözüküyosun,

yani şimdi karşınızda 500 600 kişilik bir grup olabilir, baskına hazırlanan, oradan indiğiniz anda, farkedilmemeniz imkansız.

önce uzmanımın grubu veya ben ve grubum gidecektik. kendimce şöle düşündüm, eğer önce uzmanımı gönderirsen askerin gözünde komutan değil, uzmanın çocuğu olarak gözükebilirim.

en önce ben gitmeye karar verdik, askerimi aldım ve patika yoldan aşağıya uzun adımlar atarak ama yan yan inerek kayıp yaralanma tehlikeniz var yerler sivri kayalık, ve kayalık mevzisi arkası dere yatağı, düştüğünüzde bir yeriniz kırılabilir. neyse attık kendimiz aşağıya doğru, o anda karakola olan taciz ateşi hareketlendi, ben önce görüşdüğümüzü ve baskının başladığını düşündüm, fakat öyle değilmiş çok şükür,

aynı şekilde diğer tim komutanı arkadaşım ve askerler aynı düzen tertip içerisinde dere yatağı dibinde ki kayalıklara mevzilendik,

yübaşımız geldi ve karakolla telsiz bağlantısına geçti, kodlu konuşarak,

''konak 2 den konak 1 e durumunuz nedir''

''konak 1 den konak 2 ye atışlar devam ediyor, baskın olabilir, yardım bekliyoruz gelme süreleri nedir komutanım?''

''konak 2 den konak 1 e tugayda hazır vaziyetteler evladım, kamyonlara bindireceğiz birazdan mazot koyuluyor''

olaya bak, çakallığa bak, diplerindeyiz beyler, ama adamlar sıkı olmasın gevşesin diye şekil yapıyoruz, gerekli gizli kodu aldı zaten karakol komutanı teğmen. rahatlamış ses tonuyla,

''konak 1 den konak 2 ye, anlaşıldı komutanoın beklemedeyiz.''

v şeklinde 2 şer tim olarak dağılıp karakola kadar sürünmeye başladık beyler, yerler toz toprak, sürünüüp sürünüp duruyoruz sine sine dura dura geliyoruz karakola doğru. velasıl 1 saat süründük beyler, dizler kollar perişan vaziyette, ama sonunda karakola girdik ve hemen tek sıra halinde aradamızda 5 metre bırakarak, ve 15 saniye aralıklarla karakolun arka yemekhane bölümünden daldık içeri, sindik köşeye,

timimi tamamen içeri aldığımda büyük bir rahatlama yaşadım, sağ sağlim getirdim, diğer timler de geldi,

karakol jandarma piyade karakolu 34 mevcutlu bir karakol, komando değil yani kaçakçılık ve sınır koruma görevi,

yani onlar için kolay bir hedef. ama bilmiyorlar ki 40 tane mavi bere geldi. hey yavrum hey,

üsteğmen , yüzbaşı ve tim komutanlarına çok kısa bir brifing verdi ateş gelen yerleri göstererek, en çok nereden geldiğini, ardından biz karakolda hangi mevzileri paylaşacağımıza karar verdik. ben ve timim karakolun doğu tarafında ki mevzilere sürünerek yerleştik, özellikle ilk taciz atışı bu bölgeye olmuş, burada bulunan jandarma piyadeler bizi görünce gözlerinde ki mutluluğu size tarif edemem.

bir tanesi o kadar kasmış ki kendini iyimisin oğlum dedim çenesini hareket ettiremedi, sakinleştirmeye çalıştık biraz.

ardından taciz ateşleri devam ediyo tabii, biz bekliyoruz karakolu basacaklar şimdi çayır çayır yakacaz silahları.

ama öyle pis birşey ki üsteğmen yaklaşış 300 400 kişinin bu bölgede manevra yaptığını köylülerin gördüğünü söylemişler,

orada pkk nın her türlü yapacağı pisliği köylü önceden bilir, sende bilirsin ama önemli olan karşılık vermek.

içimden diyorum bende, allahım ne olur ölmiyim burada cevap bekliyorum ne olur,

ki yani beyler karakolda özellikle o dönem baskın yemek ölüm demek. yani tezahür edemezsiniz karakol baskınında yaşananları, sızmalar roketler 20 roket aynı anda kafanızın üzerinde patlayamaya başlıyo yani,

neyse beklemedeyi hala taciz ateşi yiyoruz o kadar, piyade de emirle ara ara karşılık veriyo, jandarma komandoda ses yok ama yattık kuma bekiyoruz,

yüzbaşı dayanamadı tabi,

''ilk taciz ateşinde namlu ağzından ışığa doğru darbeli olarak ateş, ikinci bir emre kadar durmak yok.'' tam bir gergin bekleyiş mevcut, bir kere daha ateş ettilermi basıyoruz mermiyi, karakoldasın, c harfini düşünün c harfinin ucunda siz varsınız karakolda c harfi bunlarla dolu.

yani ortalık yangın yeri.

bunlar bir iki el daha ateş etti abi... asıl amaçları ya pusu atmak yardım birliğine yada hakkaten basacaklar.

neyse bunlar bir iki el daha ateş etti ve bizim mevziye doğru. babalar bir abandık silahlara. yarabbim böyle bir şey yok, o tepenin anasını avradını gibiyoruz. takatakatakatakatakatakatakataka, roket g3 havan ne varsa, bir anda bütün mevziler ateşe başladı yıkılıyo ortalik ufak tepe yerinden sökülecek yani, felaket ortalık yakıyoruz bölgeyi resmen.

bütün mevziler ateşe başladık, o esnada bilmiyoruz yardım birliğine pusu mu amaçları yoksa karakol mu basılacak henüz çözemedik,

neyse karanlığa doğru ateş ediyoruz ama karşılık verilmiyo, onlara göre her saygııda sinen karakol bu sefer canavara dönüşmüş ateş püskürüyo üstlerine resmen. yarım saat abandık silahlara, en sonunda aydınlatma atın dedi yüzbaşı 4 noktaya birden attık. aydınlatma atarken ateşi kesmiyoruz.

aydınlatma bir çıktı, malak gibi çıktılar ortaya bir kaç tanesi.. anaaaa 60 70 metre kadar uzakta tepenin eteklerindeler, bunları görür görmez ama o sinmiş piyade ve tabii jandarma komando olmak üzere bir gaza geldik bir gaza geldik ama pir geldik yani, ölüm kusuyoruz üstlerine, bu mallarda gördü bizi tabi, direk kaçmaya başladılar arkaüm arkaüm sine sine ateş ede ede geri çekiliyolar.

gördüler jandarma komandoyu. o gece inanılmaz bir şok yaşadılar beyleri daha yola çıktığımızı düşünürken bir anda karşılarında görünce o şokla 4 tane leş bıraktılar geride.

sonra dan anlaşılıyo ki asıl hedef jandarma komando yani yardım birliği, sebebi 3 gün önce cudi de ki mezra da 3 tim bunların bir grubunu sıkıştırdı 7 tanesini indirdi, sözde pusu atıp intikam alacak destekçilerine moral verecek.

pusuda ki hedefte biziz,

pusuda helikopterin bizi bıraktığı tepenin eteklerinde bunlar fakat allahın işi farketmediler bizim tepede olduğumuzu, orada 140 a yakın terörist pusu atmış aralarından geçip gitmişiz, karakolda olduğumuz haberi gelincede basıp gitmişler.

yani büyük arkae geliyoduk şans eseri mallıklarına kurtulduk geçip gittik oradan. zaten yeşil cübbeliler mevzunu bundan sonra öğrendim uzmanımdan. işte lan nası olur nası geçip gittik aralarından diye sordum ben, uzmanım dedi işte ''yeşil cübbelilerdir komutanım'' güldü dalga geçti yani. dedim one amk ne cübbesi lan? önce bordo berelileri zannetim ben,

meğerse,

bunlar bizi yeşil cübbeleri olan (mevlevirin başında olur ya uzun) o başlıkları takmış askerler var. bizim göremeyip onların gördüğü,
genelde her timin en arkasında olur bunlardan 2 tane pkk lı bunu görünce sıkmaz uzarmış ordan. bazende timi göremezmiş yeşil cübbeliler sayesinde, görünmeden geçer gidermişiz.

dedim nası lan manyak mı bunlar, onlar görüyosa bizde görürüz, dedi zaten komutanım bazen en arkadaki askere şiişşşt şişşşt sesi gelir
tabi artık rüzgarmi başka bişey mi bunlar olduğunu söylüyo bizim erlerde. dedim lan o kadar çatışmaya girdik korkumu atlattım başlatma gene.

yani beyler kısacası bu mallar böyle bir şeye inanıyorlarmış. e tabi bizde orada bazen hakikaten manevi bişeyin seni koruduğunu hissediyosun, yani mesela onların arasından geçip gitmemiz hakiaten mucize ama yeşil cübbeliler yalan söyliyim yani.

eskiden bunlar hakkaten varmış ama mevlevi dergahından 1.dünya savaşında orduya katışmışlar böyle uzun yeşil cübbe takarak. bu yani

sakın öle bişey olduğuna inanmayın. bu pkk lıara size aşı yapıcam ayağına ilaç verip verip üzerimize yolluyorlar o ilçaların etkisi o amk. dip not düşeyim, bunlardan bazılarını yakaladığınız zaman bilinçleri genelde yerinde olmaz, bunlara işte bulaşıcı hastalıklara karşı size aşı yapıcaz ayağına bir aşı yapıyolar beyini alıp arkaürüyo sonra salıyolar üstümüze, artık hapta olabilir, ama öyle bir mevzu var.

adamlar karakola çatışa esnasında sızma yapmaya çalışıyo düşünün ya, intihar yani daha 10 metre gelmeden yiyip yiyip devriliyolar, sonra arkada ki geliyo böyle kafa gitmiş, yani dolayısıyla adamlar halüsilasyon olayı çok fazla.

zaten manyak olmak lazım onların yaptığını yapmak için. bile bile ölüm. arkadaşlar biraz yoruldum soru cevap yapalım isterseni biraz da. arkadaşlar soru gelmicekse devam ediyim isterseniz. arkadaşlar o zaman saat 23 kadar soru cevap yapalım o esnada dinleniyorum zaten, ondan sonra devam edelim hikayeye. @1355 tamam abicim dikkat edicem öyle yapalım. arkadaşlar soru gelmicekse yağmur ablanızın küçüklük fotoalrı var onlardan bir kaç tane atayım isterseniz. ama yüzünü gösteremiyorum tahmin edebileceğiniz gibi bazı arkadaşlar kullanacak çünkü. @1358 kardeşim vereyimi bir şarkı onun hikayesini anlatayım.

@1359 söle abicim söle. http://www.youtube.com/watch?v=Y6PfqhwT9Qs

bu şarkının hikayesi şöyledir pek bilinmez di trt deki diziye kadar.

üniye başlamışız reiz, yağmurla karşılaşmışız. orta okulda da biliyoruz ama boyu atmış serpilmiş bir için su, saçlar up uzun sapsarı, gözler lebi derya.

ben bir gördüm kilit. bu zamana kadar neredesin sen dedim içimden.

neyse zaten tanışıklıpımız var. dedim ben babamdan arabayı alayım. arabada hacı murat, 3 ten sonra 4. vitese geçerken ruhunu teslim ediyo=)

neyse uzun ısrarlar sonucu kaptım. gittim okula, ''dedim küçükhanım, lütfen beni takip edin'' aynen böle ha,

o zaman herkes kadir inanır önce döver sonra sever. ama biz abiniz kara murat, yılan ynai=)

dedi a a nere böyle, dedim ''yürü uleyn'' şaka tabi, dedim takip et göreceksin, merak beyler merak adamın en büyük zaafıdır. geldi tabi.

çekmişim kapıya muratı açmışım kapıyı buyursunlar dedim, evine kadar bırakmam lazım, sanki bmw anasını satayım ama ne yapıyım olm 1990ların başı, o kadarı var gençlerin o zaman.

bindi arabaya elinde kitaplar, o türkan şoray ben kara murat cüneyt arkın,:)

nereye yavrum modundayım, eve gidelim lütfen, o zaman kara şahin var git araba kendi gidip geliyo. eve mi tak çektim dolmabahçe sahile, çay bahçesine boğaza sıfır, dedi buraya niye geldik, araba getirdi yavruum (cüneyt arkın ses tonuyla) çay içmeden gidemiyeceğiz.

açtım radyoyu ercan turgut e verdik mesajı tabi ''olamazsın başkasıyla'' diyo adam hey yavrum hey. @1367 panpa terörle mücadele de en etkili sınıflar piyade kara avacılık ve jandarma demi sende jandarma komandomuşsun. deniz piyadelerini bi ara göndermişler onlar nasıldı normal karacı piyadeden daha mı kötüydü aynı mıydı.

valla kardeşim özel harekat birliği tabii ki, kötüsü olmaz ama benim dönemimde hiç rastlamadım denizcilere. @1368 abi hiç vurulan arkadaşın oldu mu ? vurulmak nasıl bir his olduğunu duydun mu hiç askerlerinden.

abicim timimden bir askerim şehit oldu, vuruldu, vurulan arkadaşımda oldu, heyecandan önce kavrayamayabiliyosun sonradan anlıyosun, oda vurulduğun bölgede bir sıcaklık hissediyosun önce, kanın sıçaklığı, sonra o bölgen yanmaya başlıyo. @1371 abi en başından beri okudum hikayeyi tek bişey var aklımda sana soruyorum bunuda askerde komando felan oluyosun ya fiziksel özelliklerin etkilimi bunda

kardeşim fiziksel özellikler önemli tabi ama illa 1.80 lık adam olur diye bir şey yok. eğitimde gösterdiğin başarı önemli aslolan. @1374 ilk teröristi vurduğunda ne hissettin abi.

bu soru çok merak ediliyo kardeşim, ama bişey hissetmedim yani cidden hatta bir video buldum, orada ki çocuklar ne hissediyosa onu hissediyorm al buyur bak.

http://video.uludagsozluk...m%C4%B1%C5%9F-insan-6503/ @1381 reyiz bu arada doğuda korucular çok önemli, hatta korucular olmasa asker dağda adım bile atamaz diyolar doğru mu? bir bu koruculara orada çete diyorlarmış?

tabi korucular önemlidir ama olmazlarsa asker adım atamaz diye birşey yok. onlar varken ki kadar rahat edemeyeceğimiz gerçek. aralarında çok baba yiğit adamlar olduğu gibi çatışma esnasında silahını sana döndürüp sıkanıda var. @1387 yeşil cübbe demissinde anlıyamadım ya ben onu

abicim yeşil cübbeli pkklının hurafesi, sözde bizi koruyan sadece onlara gözüken bize gözükmeyen uzun yeşil cübbe takmış asker varmış. timlerin arkasından gelirlermiş, pkk lı onu görünce saldırmazmış.

bazende bu yeşil cübbeliler, timi göstermezmiş, pkk bizi göremezmiş bizde aralarından geçip gidermişiz.

hurafe yani. @1390 abi pyadeler mi daha iyi jandarmalar mı hava indirmecilerden hiç bahsetmedin onlar nasıldı
abi bu soruyu atlıyon hep

kardeşim, piyade jandarma komandonun eğitimini almadığı için jandarma daha vurucu bir güçtü, hava indirme ise mesela kayseri hava indirme vardır onlar çok daha iyilerdir bolu dağ komando gibi. abi peki hiç sonradan dönen size sıkan korucu gördün mü?

çatışma esnasında görmedim ama iki taraflı oynayan gördüm. tabi bizim bildiğimizi bilmiyodu. @1400 cevapladım kardeşim korucuları sen sormadın mı? @1403.panpa daha oncede sormuştum ama gozunden kaçtı galiba
panpa ben diş hekimliği okuyorum ve mevcut askerlik yasasında galiba sağlıkçılar zorunlu uzun dönem asteğmen hizmeti yapmak zorundalarmış bunun aslı varmı yokmu oncelikle bunu sorayım
eğer varsa bile bir diş hekiminin askerliğinin doğuya çıkma olasılığı nedir çıksa bile karakolamı gönderirler yoksa yakın bir kışlada revire mi verirler

kardeşim bende sorunu arıyodum kusura bakma.

şöyle diyim evet uzun dönem yapacaksıni doktor veteriner ve diş hekimi tabib asteğmen olursun.

karakole düşmezsin bizim dönemimizde vardı çok tabib şehit olduğu için vermiyorlar artık. en kötü yakın kışlada revirde olursun karakole düşmezsin. operatörsen ilçede askeri hastanede olursun. ama uzun dönem kaçarı yok.

ki sen diş hekimisin askeri hastanede yada ilçede olursun karakola düşmen olanaksız merak etme. @1404 doğrudur kardeşim. anlattım daha önce, siyahdere karakolu basıldı gün ağırdığında gittik köyden ateş gelmiş karakola, köye bir gittik tek bir erkek yok. çoluk çocuk kadıni kocan yokmu diyoruz iişçi gitti diyo. meğer dağda ve karakola basarken kendi evinden ateş etmiş. bizzat yaşadım yani. @1406 abi bu haber ile ilgili bilgin var mı ?
http://www.haberler.com/a ... yle-satti-3914359-haberi/
edit: http://www.tvhaber.com/vi ... -boyle-bilgi-aktardi.html buda video

valla kardeşim istihparatla ilgili bilgi alamayız biz. hiç bir fikrim yok sen ne düşünüyosan ne biliyosan bende o kadar. hem gün sayan askerim komutan olsamda asla paylaşılmaz bizle. kulaktan dolma bilgiler sadece. @1408 abi hiç bu cobra helikopterlerinin fln saldırdığı gördün mü gerçekten çok büyük destek sağlıyorlar mı ?hiç yakaladığın hain oldu mu

cobralara uçan meleklerimiz derdik. çok gördüm özellikle çelik harekatı sırasın. açık arazide adamın amına koyuyolar. hain de yakaladık yakaldığımız yerde sorgu yapıldı orada buldum. ilerde anlatıcam asıl olaylar çelik harekatı sırasında oluyor. @1412 reyiz 35 kişilik karakola 40 kişi gittiniz ya. o esnada rpgleri yağdırsalardı sonuçta 300-400 kişi hem silah atışı hem rpg derken 75 kişiden baya bi şehit verilmez miydi?

olabilir tabi abicim. yani herşey olabilir, pamuk ipliğine bağlı. ama orada çocukları yanlız bırakmak demek baskın anında o kadar kalabalık grup hepsini şehit eder. allah muhafaza karakolu ele geçirebilir. yapılması gereken şeylerdi onlar. @1415 panpa neden askere celik yelek verilmiyor bununla ilgili bişeyler duydun mu?

abicim 45 kilo sırtında taşıyosun, çelik yelek giyersen çökemezin yatamazsın sürünemezsin. o yüzden takmazdık. ayrıca hepimize yetecek kadar yoktu. olsada giymezdik. manevra kabiliyetini çok kısıtlıyor. merak ettikleriniz varsa soru cevaba devam edebiliriz. size bırakıyorum. @1423 erlerin arasından doğuya gidecek olanları neye göre seçiyorlar fiziksel özellikerine göre mi ?

evet kardeşim fiziksel yeterlilik ve sağlık ilk planda. tmm beyler saat 12 buçuğa kadar devam ediyorum hikayeye. sabah oldu beyler, karakolda, etrafta devrilen pkk mensuplarını gördük, 4 tane ölmüş, çok şükür kayıbımız yok. operasyon başarılı.

asıl amaçlarını öğreniyoruz karakolda ki köy muhtarından, tam 4 gün önce köye gelip sığınmışlar gizlenişler. 4 gündür burada pezevenkler karakolun haberi yok.

dibimize girmişler.
amaç. karakola gelen birliğe pusu atmak amaç intikam.

e ne oldu peki. bunlar intikamını alabildimi?

hayır.

küçük düşürüldüler mi?

hemde nası.

peki bunlar sırf bu yüzden bu karakolu basacak mı?

ölümüne basacakar hemde.

ama ne zaman bilmiyoruz. beyler yoruldum, 23 45 e kadar hikaye, sonra soru cevap. yapalım o yüzden sorularınızı bekletin göremiyorum sonra cevaplayamıyorum ayıp olmasın. neyse beyler. üsteğmenin odasındayız. olabilecekler konusunda tolantı yapılıyor. karar olarak ''burası basılacak'' eğer bu çocukları bırakırsanız şehit olurlar kurtulma şansları yok.

yüzbaşımız karar aldı burada kalacaz en azından mart sonuna kadar. ki şubat ortasındayız amk.

e ben mektup bekliyorum. ben gidiyim bari en azından dimi. tabi böyle bişey söz konusu değil.

yüzbaşımız tugay komutanlığına bu yönde rapor verip gerekli izinleri ve mühimmatı ve lojistiği tespit edip rapor edecek.

dedim takmış kafaya amk. burada kalacaz 40 gün. ulan baskın yiyecez burda diye sinirlenmiyorum kafam mektupta. yok abicim 23 45 ye bitip soru cevap yaparız soru cevapta yorgunluk olmuyor.

hikayede kasılıyyorum bazen dişlerim kasılıyo o yoruyo. biraz daha devam edelim. gerekli raporları 2 3 saatte hazırladık. karakolu güclendirip yerleşecez yani. bildiğin karakol askeri oluyoruz amk. şaka gibi.

yani mektup gelecek ona mı yanayım. baskını bekliyoruz gelip bassınlar bizi ona mı yanayım.

karakolda beklemek hakikaten çok sinir bozucu beyler. hiçbir şey yok. biz varız köylü var bir de allah, başka da bir bok yok yani orada. içimden de diyorum belki izin vermez tugay komutanlığı geri çağırırlar falan diyorum. hayır devrem de yanımda isminide vereyim bahadır asteğmen. yedek subay okulundan beri birlikteyiz.

o olsa tugayda ondan isteyecem erzak cephane gönderildiği zamn gelmişse göndersin diye oda burada.

ama umudum var yani izin verilmeye bilir.

sonuçta kış gelmiş çökmüş iyice. şubatın ortası 1995 . bunlar baskın yapmaz buraya bu dönemde. bizide geri çeker. kışında biz operasyon yaparız genellikle.

abi tugay komutanı bizi çekecek diye beklerken ''sizinle gurur duyuyorum yüzbaşım mart sonuna kadar orada kalabilirsiniz dedi''

haydaaa 45 gün buradayız. gelde delirme. @1444 3 hafta eğitim demedim. 4 aya yakın eğitim sadece 3 haftası o küçük bir kitapçık resmi paylaştım dağ komando kursu kitapçığı k.k.k. ankara mamak o 3 hafta sürdü. 4 aya yakın aldık eğitimimizi. neyse arkadaşlar 11 buçuk oldu yaklaşık 4 saattir konuşuyoruz soru cevaba geçeli dün 2 saatlik uykuyla duruyorum, bir kahve yapalım soru sormak isteyen varsa cevaplıyalım. @1455 panpa askerlik sonrasında devrenle görüştün mü ? o ne yapıyor şimdi ?

valla yurt dışına gitti, pek görüşemiyoruz orada ki bir bayala evlendi. hala sigara otlanmaya devam ediyodur pezeveng:) @1455 o korku nasıl bi duygu?

tam olarak hangi korkudan bahsediyosun abicim anlayamadım kusura bakma? @1459 şöyle bir sorum olacak, profesyonel askerlik konusunda ne düşünüyorsun? sonuçta, siz komandolar bile gelip geçicisiniz orada. bordo bereliler kadar olmasa da, size göre daha fazla eğitim almış, oralara yıllarını vermiş bir profesyonel ordu nasıl olurdu?

bence olabilecek dezavantajları:
bu adamlar orada kalıcı olacağı için orada devlet içinde devletleşme olabilir. çeşitli uyuşturucu vs. kaçakçılığa girişen olabilir, kaçakçılarla işbirliği ile.
terör biterse bizim de işimiz biter diye düşünüp teröre biraz taviz verebilirler.

tabi bunlar şu an aklıma gelen kötü senaryolar. genel olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

- valla kardeşim şöyle diyim. biz gün sayan askeriz dediğin gibi 3 ayda bir gelip gideriz. tam oraya hazır olan asker terhisi gelir.

şimdi düşününce orada sürekli duran polis özel harekat ve jöhler olsa hepsi, bi kere bunların işi zaten zor ama imkansız olur. orada ki alınacak tertipte önemli tabi, sen karakolda ki gün sayan askeri alır yerine jöhleri koyarsan bişey değişmez tek değişen onların ölü sayısı artar bizim şehidimiz az olur. bana göre bir sivil vatandaş olarak söylüyorum bunu.

orada illa ki askeri harekatla bitireceğim diyorsan (Ki saçmalığın dik alası ona gelene kadar mücadele etmen gereken bir çok şey var)
bana göre devamlı hareketli birliklerle baskın şeklinde olmalı. çünkü ben yaptığmız hiç bir baskında adam akıllı çarpıştıklarını görmedim. dediğim gibi daha önce savunacak bir sınır bir yeri olmadığı için savunma yönü zayıf diye düşünüyorum o yüzden hep basacaksın bunları.

diğer endişelerine gelirsek. valla o konuda da haklısın olabilir. ama sen ne biliyosan bende o kadar biliyorum olabilir tabi her konuda çürük elmalar olduğu gibi orada da vardır muhakkak. @1460 abi baskın sırasında onlar size seslendiğinde ne hissediyorsunuz? o psikolojiyle gidip komutana sıksam burdan sag salim çıksam diye düşünenler olur mu? eğer dönüp kendi arkadaşlarına sıkmaya başlasa devreni vurur muydun? ve son olarak çatışmadan sonra hiç deliren oldu mu?

çatışmadan sonra pskikolojik sıkıntıya girenler oldu. özellikel titreme olayına şahit oldum. yani vücudunu ve hareketlerini kontrol edemeyerek istemsizte titreyip hareket eden.

hiç bir zaman bu ibneler dedi diye asker öyle bir düşünceye acaba bile demedi dediğini zannetmem. ama biri deyip dönüp sıksa bize devrem de olsa vururum hiç düşünmem bile. @1460 şimdiye kadar askerlik konusunu hiç araştırmadım ama senin söylediklerine göre bir mühendis olarak asteklik çıkabilir konusunu düşünmeye başladım. açıkçası son 1-2 yılda kafamda sürekli değişen düşünceler var ben ki tusaşa tübitağa aselsana roketsana girmek için götümü yırtmayı, çalışıp memleketime belki askeri güç olarak değilde beyin gücüyle destek sağlamayı düşünürken (hala umutlar tükenmemişken umarım da tüketmez imamın ordusu).yeri geliyo da ilk fırsatla yurt dışında çalışma ve yaşama planları yaparken buluyorum kendimi. sadece terör değil bir çok neden var bu ülkede yaşamamak için sen ne düşünüyosun bu konuda?.(askerlikten soğutma mevzusuna girermi bilemedim ama genel bir görüşünü almak isterim)

zaten dediklerinde askerlikten soğutacak birşey yok. ülkeyi boka götürenden bahsetmissin onunda asker olmadığını açıklıyo bu yazın. yani yurt dışında yaşmayı hiç düşünmedim ben ''ülkeme hizmet etmeliyim burada kalmalıyım kesinlikle'' diye de kalmadım. sadece sevdiklerim burada. yapmur burada belkide ondan hiç öyle bir istek olmadı.

hem ülkemi seviyorum neden gidiyim ki. her şeye rağmen terketmem ülkemi. @1463. kardeşim sen dersini çalış gene okursun dersinden sonra=) beyler hikayeye ara verelim mektupa daha çok var 45 gün karakoldayım o esnada. soru cevap yapabiliriz. abicim dersinize çalışın siz. nasılsa anlatıcaz önce dersi yapın sonra hikayeyi okursunuz. @1476 kardeşim anlatıcam ama hakikaten yoruldum. beynim yoruldu 6 saattir bil fiil anlattım. hatırlamak sonra yazmak çok yorucu maruz gör lütfen. soru cevao yapalım şimdilik. olmazmı? @1477 abicim attım resmini ama bazı arkadaşlar sayesinde içime kurt düştü. kaldırdım. sonra gönderirim sana merak etme. @1481 seferberlik kanuna bakmak lazımi seferberlik bilgiğim kadarıyla 14 (16da olabilir) 45 yaş arası erkekleri silah altına alınması.

ama kullanamam 17 sene geçmiş. g3 kullanırım diye düşünüyorum tabi. sadece silahı ateşlemekle biten bir olay değil. onun haricinde öğretilen bir çok şey var. yeniden bir eğitim şart muhakkak. @1481 şimdi mühendislere asteğmenlik çıkma ihtimali yüksek demiştin eniştem öğretmendi erzicanda mehmetçik okulunda yaptı askerliğini maaşını da aldı 12 ay paşalar gibi.. evet belki maaş almak en azından bizim gibi mühendisler için (ki hemen hemen hiç bir şirketin askerliğini yapmamış eleman almadığını da göz önünde bulundurursak) iyi bir seçenek ama o riske değer mi sence?

ona bişey diyemem. benim dönemimde aşırı sirkülasyondan çoğu yüksek öğrenim almış öğrenci asteğmen olurdu. yani seçeneğimiz olmadı.

şimdi o riske değer mi değmez mi ben karar veremem. sana kalmış. @1485. doğrudur abicim. bizden sonrada epey birşeyler değişmiş demekki.

o kaydırma birlik mevzuuda doğrudur. benim bildiğim mesela hakkari dağ komando boludan kaydırılan askerler tarafından oluşturulur genellikle. @1489 abicim hakikaten yoruldum. bu soru cevap bölümüde yararlıdır. bir çok şey öğreniyoruz ben de dahil. hikayeye devam edicez ama bu akşam paydos gerçekten çok yoruldum. @1494 alışığım iki saatlik uykuya kardeşim yarın tatil zaten. saat 2 ye kadar serbestim sonra yağmurun kardeşi ata bahsettim onunla buluşacağım. @1497 abi madem soru cevap yapıyoruz su ani yediğiniz pusularda ki pgibolojinizden ilk an yaptıklarınızdan bahsetsene biraz

şimdi o tecrübeyle alakalı bir durum.

ben şanşlı olanlardanım birkaç çatışma gördükten sonra pusuya düştüm. bu ne demek o çatışma şartını biliyorum tecrübeliyim. ilk ateş alıp kurtulursan hemen mevzi alıp çatışmaya başlarsın şehitler çoğunlukla ilk ateşte şehit olur.

ama bazı arkadaşlarımız ilk tecrübesi pusu yiyerek olmuştur, daha acemiyken. o durumda çoğunlukla panik söz konusu olur. çünkü normal çatışmayla pusu arasında çok fark vardır.

çatışma da bilirsin nası ne zaman paşlıyacağını. zaten ilk ateşi sen açtıysan çatışma olur, görürsün mevzi alırsın onlar sana ateş açarsa çatışma olur.

ama beklemediğin anda ateş yersen pusuya düşersin. acemi asker o an da ne yapacağını bilemenz. ve sonuçları çok vahim olabilir. @1506 devam edicem kardeşim ama bu gecelik affınızı istiyorum yoruldum 7 saat oldu çevirimiçi, takribi 6 saate yakın anlattım. devam edicem. ama bu gece soru cevaba geçelim öyle devam edelim. yani zorlanıyorum yazmakta. bazı şeyler hatırladıkça devam edersem taka sarar güzel olmaz, bilgilendirici olmaz.

unutmadan söyliyeyim benim bunları anlatmak amacım yağmuru yaad etmek. ve benim gençliğim benim neslim orada neler yaşadı onları aktarmak. başka bir niyetim yok.

konuya dönecek olursak anlatacam merak etmeyin bu gecelik izin isitoyurum sadece. @1508 o dönem asker polis birlikteydi şimdi ki gibi değil arası bozuk değildi, canla başla ortak operasyonlarda mücadele ediliyordı.

@1510 onu şimdi söylemiyim kardeşim. @1511 abi valla 4 saattir okuyorum. çok fena etkilendim çok saygı duyuyorum suan sana.. bide sorum olacak osman paşa hakkındaki görüşlerin neler.. ben paşanın tüm videolarını izledim.. terörrü savaşla bitirmek için 20.000 genç adam lazım bana dedi işte onları ayırdı bi grup tilki avında falan filan dedi... sence savaşla bitecekse bu iş nasıl biter.. ?

osman pamukoğlu çok çok iyi bir askerdir. ama sadece iyi bir askerdir o kadar.

terörü 20000 gençle bitiremezsin. bi o dönem orada 200 bin e yakın gençtik. terör sadece dağdakilerle çatışarak bitmez.

vikipediay girin bakın türkiye pkk çatışmasına pkk da kişi sayısı 4000 10000 arası yazar kayıp 28000 yani öyle olsaydı sadece çatışarak benim zamanıma gelmeden biterdi. ama sadece çatışma kısmından bahsediliyorsa 20000 iyi eğitimli özel harekatçı yeterli olur elbette.

son olarak bu iş sadece savaşla bitmez öyle bişeyi aklınızdan çıkartmanız lazım artık. @1515 aga iyi geceler bende bi soru sormak istiyorum özelden de sordum da gözden kaçtı heralde
üstünüzdeki teçhizat nedir yani operasyona falan çıktığınızda yeleğinizde, çantanızda ne bulunduruyordunuz,ne yiyordunuz
birde yanınızda bıçak taşıyomuydunuz tekrardan iyi geceler

üzerimizde ki techizat kişiye göre değişir, ben kendiminkinden örnek vereyim,

piyade tüfepim g3, el bombalarım, şarjörlerim, kasa turam, uydu telefonu olurdu (bazen), telsiz, pusula

sırt çantamda içten fermuarlu tulumum (özellikle kış aylarında) yiyecek olarak taşınması kolay şeyler, çilolata ton balığı, ağır konserveler almazdım. şeker alırdım çabuk doyurur çünkü, işte meyve suyu kutu kola gibi almazdım, işte lipton poşey çaylar vardı onlardan alırdım. yemek konusunda serbestsin taşıması zor olduğu için almazdım. peksimet alırdım bazen.

bol tonbalığı olurdu bböle fasulye falan almazdık sıkıntı yaratırdı. şaşal su alırdım mesela, dünşüyorum... iç çamaşırı alırdım,

ha tuvalet kağıdı alırdım kesinlikle=)

sucuk alırdım mesela ama bozulur çok bekletirsen.

krem alırdın dudak kremi, güneş falan

bide garip gelebilir ped alırdım ayaklar için. genelde bunlar olur. @1526 nası öldüreyim rambo bıçağıyla ayıyı koca ayı. ayı gördün mü vuramıyosan arkaüm arkaüm çekileceksin önünden=)

m-1911 model 50 kalibrelik silah taşımıştım o dönem. pusula ayrıyetten vardı. @1527 abi orda 40 gün kaldık falan diyorsun ya, ihtiyaç giderme olayı nasıl oluyordu, zor olmuyor muydu yani? uzaklaşıyor muydun çok arkadaşlarından. iş üstündeyken tedirginlik olmuyor muydu *

severek okuyorum abi ellerine sağlık paylaştığın için bunu bizlerle.

abicim uzaklaşmazdın yani utanılacak bişey yok. e tabi etrafımı sarın ortanızda çömüm sıçaçamda demiyosun ama bir kenara çekilip yapıyosun. tuvalet kağıdın var suyun var onunla hallediyosun işini.

geceleyin mevzideysek sıçmamaya işememeye özen gösteriyoduk tutmak mantıklı olanı=) @1529 panpa sana ozelden de mesaj attim bu yogunlukda gormedin sanirim ben joh olmak istiyorum normal universiteden mezun olduktn sonra kis donem askerlik yapip nasil uzaticam uzatirsam joh olabilirmiuim

kardeşim göremedim valla kusuruma bakma.

jöhler bildiğim kadarıyla en az 3 yıl hizmet yapmış en az uzman en çok yüzbaşılardan oluşur. dışarıdan gelen gün sayan asker olamaz diye biliyorum. özel kuvvetlerde öle bişey yok. okullu olacaksın.

ekgib okumuşum kardeşim pardon. eğer kısa dönem gelirsen çavuş olursun, tezkere almazın devam edersin o zaman olma şansın var. @1535 panpa bi operasyona ya da arama taramaya giderken takribi kaç g3 mermisi kaç tabanca mermisi ve el bombasi aliyodunuz?

6 el bombası alırdım genelliklei 3 3 dizerdim hücum yeleğime, 20 mermi alırdı bir şarjör sığdırabildiğim kadar alırdım değişirdi o. benim dönemimde tabi şimdi nasıl bilmiyorum. @1536 bunlar yüzünden 1tane asker polis farketmez kim olursa olsun bunlar yüzünden ölmesi çok, 8000 sayısı üzücü. @1537 şansın var elbette ama askerin ihtiyacını göz önünde tutmak lazım.

@1538 asker karar verir buna ihtiyaca göre alır abicim. @1542 valla bilmiyorum ki abicim, yani zorla yaparlar mı. dediğim gibi bende senin kadar biliyorum. sadece benim dönemimde olurdun olaylardan dolayı. volatility kardeşim var yeni asteğmenlerden ona sor o daha iyi bilgi verir sana. @1543 evet abicim. askeri okul, yada teskere bırakacaksın. 3 sene hizmet vermen gerek ayrıca. yanlış bilmiyosan tabii. ama askeri okuldan olacaksın. @1546 yüksel ihtimal kısa dönem yaparsın kardeşim. öncelik (sağlık personeli dışında) mühedisler. @1549 abi yağmur ablayla tanışmanız nasıl oldu;

-orta okulu fatihte nişancı mehmet paşa okulu karşısında ahmet rasim vardı orada okurken aynı sınıtaydık, folklör ekibindeydik, cihan diye bi çocuk vardı, onun eşi oldu, bende cihanı tehtid ederek yağmuru eşip yaptım=)

-o zaman sevgili olduk, ama orta okul işte saf bişey sevgili olmak ne demek bilmiyosun bile öle birbirine aitsin diye düşünüyosun.

-lise zamanında ben pertevnihale gittim, o kabataşa gitti görüşemedik.

-aynı ünide okuduk binalar farklıydı. ben beyazıtta o laleli fen edebiyatta. olaylar olurdu ikide bir okulda okulu işgal ederlerdi, şans eseri gördük birbirimizi ve benim üstün yeteneklerim sayesinde gerek gizlice kalbine sızma kalbine anice baskınlar (o zamandan komandoyum=)) gibi ataklarla gönlünü çaldım. şaka tabi uğraştım baya. baya hemde.

-ondan sonra sevgili olduk, çok güzel senelerdi. bir keresinde dersteyken fen edebiyatta sivil polis var diye olay çıkmış okulda. polis okulu basmış, anfiden zıplayarak çıktım zaten 5 10 dakika mesafede. ki aynı okul olmasına rağmen giremezsin başka fakülteye zordur ist. üni. yardım güvenlik çemberini (o zamandan komanadoymuşum be) daldım okula sağcıların arasından geçtim solcuların arasından geçtim buldum bunu en üst katta anfi içinde tuttum kolumdan attım sırtıma mendili koydum ağzına çıkarttık dışarı.

en artık bunada tav olazsa okulu yakardım heralde=) hikayenin özü budur kardeşim. 90ların başları karanlık dönemler ama, o dönem ohal bölgelerinde yok olan gençlik suçsuz gençliktir.

o zaman bilgisayar yok, çocuklar dışarıda top saklanbaç oynuyo evlere çekilmemişler henüz, zor ama temiz günlerdi gençlik için. ünide okuma öyle kolay değildi. her gün bir sorun. ama güzeldi. ölmeseydi bugün ne olurduk bilmiyorum. şimdi tek başıma takılıyorum takılmazdım heralde. @1552 abicim ben de bi soru sorayım sana,
bu gerçek çatışmaların bilgisayar oyunlarından, dizilerden, filmlerden farkı nedir? ne kadarı doğru ne kadarı gerçek?

kardeşim farkı şu, mesela bilgisayar oyunlarıdan farkı, save etmek yok, ölünce baştan başlayamıyosun.

dizilerden ve filimlerden farkı, ölünce arkandan milyonlar değil yanlızca garip anacığın ağlıyo, ve anacığın ağladığı için milyon dolarlar kazanmıyosun. farklar budur. @1553 abi bir soru da benden, kısa dönemlere bir ayrıcalık falan yapıyorlar mı rütbeliler mühendislere falan? benim peder kaymakamken kısa dönem yapmış her akşam dışarı çıkmış, bölüğün ordaki ilçenin kaymakamıyla takılıyormuş atış bile yapmadan teskere almış. zor değil mi yani emir falan vermek adam sonuçta sivilde senin ananı gibebilir, atıyorum kaymakam-savcı falan

hukukçu bir ersen kolay kolay sana bulaşmazlar. olduda tokat attı sivilde giberler doğru. ama sadece onlara değil kısa dönem üni mezunlarına bişey yapmazlar.

hatta sadece onlara değil, genel kültürü olan bir çocuğu isterler. bir gün yanına alıp çay ve sigara ikram edip muhabbet ederse şaşırma. apaçilerle denyolarla uğraştığı için komutan efendi çocuklara çok değer verirler.

yani efendi olursan kimse sana dokunmaz. @1557 bu gecelik hikaye yok kardeşim yarın devam edicez. @1563 osman paşa hakkarideydi, ben şırnakta görevliydim. ama çelik operasyonuna bizde destek kuvvet olarak geriye sızmalara karşı önleyici kuvvet olarak katıldık.

@1564 çok güzeldi ama çok güzel, yüz vermeme gibi durum olmadı, naz sadece birazda laz=). etrafından ona ulaşmak isteyen erkek dolmadan aldım zaten=) rakiplerim oldu tabiiki, liseden arkadaşarı, sinan ve goril yiğit, kıskandım deli gibi kıskandım hemde.

ilk arabayla almıştım boğaza arkaürmüştür o zaman tuttum, ilk ne zaman öptüm, napıcaksın onu abicim=)

taktik şu, kendine güven, ve ona verdiğin değeri gösterme. kızlar güven duymak ister. erkek arkadaşının yanındaken kendini güvende hissetmek ister.

farklı birşeyler görmek ister. o dönem herkes kadir inanır, önce döver sonra sever. ben kara murat kaleye girerim kahpe antuanın elinden prensesi çeker alırım=) ki fen edebiyatta çıkan olaylarda çıkarıp almıştım=) romantik takılıyoduk tabi, onunla bişey konuşacakken arabayda varsa nerde hangi şarkı çalacak özel seçerdim=) @1565 ha bir de şey sorucam abi, uzmanlar astekleri iplemiyor ya teğmenler için durum nasıldı? 22 yaşındaki teğmeni ipliyorlar mı?

uzmanın giblememe gibi bir durumu yok. öyle bir astek olursun ki en kral uzman bile saygı duyar. ama komutanım demez asteğmenim der.

uzman teğmene komutanım der. çünkü teğmen ileride yükselecektir. isterse giblemesin teğmeni. giblemezse teğmen döner bir güzel giber. @1577 bayadır merak ettiğim bir soruyu soracağım

çatışmalar sırasında hiç kadın terörist denk geldi mi? erkeklerle aynı görevleri alıyorlar diye okumuştum ama bu ağır koşullara bir bayanın dayanacağına inanamıyorum.

genelde keskin nişancı yaparlar. onu beceremeyeni önde yollarlar.

adamlarda yaparmı başarırmı düşüncesi yok. sadece saygısın ölene kadar vurursa bizim işimize gelir düşüncesi var.

çatışma esnasında çok kadın terörist denk geldi ve teslim olanlar arasında kadınlar daha fazlaydı. ayrıca dip not. bu keskin nişancı kadınların hepsine kanascı leyla diyorlar. a @1587 fantezi kurma durumu yok ben de kadınım ama o durumu düşününce bir kadının o koşullarda o durumda olması inanılmaz geliyor. zaten en fazla 60 kilodur o ağır silahların geri tepmesi var taşıması var.
artı olarak örgüt içindeki koşulları zaten berbat. en pis isler onlara yaptırılıyor diye biliyorum.
teslim olmalarının sebeplerinden biri de budur. cinsel istismar olayı da çokmuş.

o koşullarda bir erkeğin durmasıda çok ilginç değil kadının kalması ama, insan oğlunun yapabileceklerini o bölgede belli bir süre kalınca anlayabiliyorsun. ki bu insanlar ilaçlanarak benim zamanımda, bulaşıcı hastalıklar için aşı yapılıyordu, öyle bilinçsiz üzerimize salıyorlardı.

bu laf erdal sarızeybek in şahit olduğu bir olay

''şehidin üzerinden hücum yeleğini alan terörist çatışma esnasında oynamaya dans etmeye başladığını gördüm, mayınların üzerine yürüyorlardı, öndeki mayına basıp hava uçuyor, havaya uçanın yerinden arkasında ki geliyor, halkımız unutmasın askerimiz orada insanla savaşmıyor, onlar insan değil robot'' 1992 den bir anısı.

kadın teröristlerin cinsel istismardan dolayı teslim oluyor. ancak daha çok zor yaşama koşullarına dayanamamaları.

ölü terörislerin üzerinden çıkan bir şeyi aktarayım. 1 ay dağda kalıyor, bir tas su ve un var. suyla unu karıştırıp ısıtıp yiyor onunla hayatını sürdürüyor. sebebi midesini küçültmek. @1591 özür dilenecek bişey yok abicim estafurullah @1592 görmedim kardeşim kusura bakma. gönüllü gidebiliyorsun ama acemilik zaten doğuda yapılmıyor. @1596 abi böyle parça parça oluyor kusura bakma ama doğuya gittim diyelim. rütbem olsun veya olmasın askerde kalmak istediğimde kabul ediyorlar mı?

estafurullah abicim istediğin gibi sorabilirsin. şimdi askerde teskere verip kalmanım iki yolu var. asteğmen olursun teskere bırakır teğmenlikten başlar albaylıktan emekli olursun. kısa dönev veya uzun dönem ersen çavuş olmalısın teskere zamanında teskere bırakır uzmanlık eğitimi alır astsubay olarak asker olursun. @1596 bir soru daha bu da kulaktan kulağa duyduğum bir şey

çatışma bitti leşler toplandı tutanak tutuldu sıraya dizildi fotoğrafları çekildi. bırakılıp gidildi.

ölülerini almaya geri gelmeleri zaten saçmalık
orada kurda kuşa yem diye bırakıldıkları oluyormuş. hayvanlar yiyormuş.
doğru mudur?

- ölülerini gelip alırlar ara sıra, bunun sebebi ölülerine saygı duyduklarından değil, örgüt içinde ki terörisler örgüte pamuk ipliğiyle bağlıdır. örgüt ölülerini alıp sözde mezarlıklar yaparak törenle gömer. bunun amacı teröriste gövde gösterisi yapmak örgüte güven vermek.

ancak alamadıkları zamanlar olur hayvanlar yer bu doğrudur. ben hiç şahit olmadın yanlız.

şahit olduğum. k.ırak bölgesine çelik harekatı çerçevesinde girdiğimizde, sözde pkk mezarlarıyla karşılaştık. yağan yağmur ve yumuşak toprak sebebiyle ki bundan gömemelerinin etkisi var. mezardan cesetler dışarı çıkmış olur çopu zaman.

bunun da asker içinde ki lafı ''hainleri toprak bile kabul etmiyor''

o duyduğun şeyi bende duydum ancak şahit olmadım. fakat çoğunlukla ölülerini gelip alırlar. sınıra yakınsa örgüt propagandası yapan siyasi yapı adam toplayıp (parayla gelir) askerden güvenlik alarak ölülerini alır gibtir olup gider. bunun amacıda orada ki halkın pkk nın yanında olduğunu gösterme isteği.

unutmadan. biz ceset taşımazdık, eğer helikopterin inebileceği bir yerse, gelip malatya adli tıbba gönderirdik. @1604 doğrudur astek kardeşim. benim dönem 17 sene önceydi. ama şu vardı komandoluk brovesi yüzünden bir çok arkadaşa söyledi gelin kalın diye. şimdi biraz daha değişmiş olaylar. @1605 dağ filmini izlemdim. nefes filminin dvdisini aldım elim gitmedi izlemeye açıkcası. çekiniyorum biraz. izliyeceğimi zannetmiyorum. @1608 tabi buda bir yöntem ama, intikal timleri uzun süre özellikle çatışma sonrası orada tuzak kurması pek akıllıca bir yöntem değildi. çünkü geriye 400 kişilik grupla gelme durumları olabiliyodu. @1613 dağ filminin konusu ne oda karakol baskını mı? @1614 öyle birşey yapmaz komando, yani bu şey gibi, küçülme gibi bişey olarak görülür. ne yaptık ne yapıldığını duydum. tuzak değilde bol bol süpriz yapardık bunlara 1992 1995 yılları arasında. @1617 abicim ver kurtul diye birşey yok. benim hakkımı şehit arkadaşımın hakkını şehit askerimin kanı orada. vermeyi ben kabul etmiyorum.

ama şu bir gerçek silahlı mücadeleyle olacak iş değil bu. terörle mücadelinin sadece bir koludur silahlı mücadele.

size şunu söyleyeyim. ölen şehitlerimizin hepsinin tutanaklarda faili meçhul cinayet olarak geçtiğinden haberiniz varmı? @1626 faili meçhul olarak geçmesi silahın kim tarafından ateşlendiğinin bilinmemesi yasaların direkt olarak örgütü tanımamasıyla alakalı.

ondan ziyade, vurulanın kimliğinin bilinmemesi, arşivlerini alman lazım. o zamano arşivde kim hangi eyleme katılmış bulursun. @1628 1995 çelik harekatını düzenledi, sızmlara karşı destek birlik olarak katıldık. @1630 ben zaten askerden dolayı kötü anlamda etkilenme fırsatım olmadı kız arkadaşımı kaybettim. o üzerine geçti. ama izlemek gelmiyo içimden.

yanlız trt sakarya fırat diye bir dizi varya onu izledim böyle komedi yok amk. bu kadar kolpa bizi dizi olamaz yani. @1636 abicim 1992 k.ırak harekatı ve 1995 çelik harekatında, örgüt çözüldü. gerçekten çözüldü. yani yol üzerinde teröristler çıkıyordu teslim olmaya gelen. sebebi szöde lider kadro dağıtılmıştı.

sonra 1996 dan sonra 2003 e kadar hatırladıpın bir karakol baskını var mı? özellikle yaz aylarında pkk nın saygıılarını duydun mu? yok denecek kadar azdı.

ama bununla yetidik. bitti dedik. bitmedi yeniden yapılandı.

1991 1.körfez savaşında pkk güçlendi 1996 ya kadar büyük eylemler yaptı, askerin büyük özverisiyle 1996 çözüldü. 2003 ikinci körfez savaşından sonra gene azdılar. olay askere kalsa bitmişti.

ama olay askerlik değil. asker görevini yapıyor. inan bana askerin gücünü küçümseme. o izin verse, asker hergün girer yok eder, bir sonra gene oluşursa gene girer yok eder.

ama olay askerin dışında. size gösterilen yüzü asker.

ya diğer arkadaşlarda o bölgede görev yapan arkadaşlarda bilir. pkk sözde takım liderlerinde m16 var amerikan piyade silahı. bu nasıl olur?

olay askerin dışında. @1639 abi 3 saatte bütün yazdıklarını okudum bende bi soru sorayım dedim bu polis özel harekatçılardan biraz bahsedebilirmisin başlarına buyruk gezer derler.

doğrudur, benim dönemimde pöhler 1992 yılında bölgeye getirildi. ortak operasyonlar düzenlendi (benim yoktum ama başka yerlerde) genelde jöhlerde mete ve efeler gibi dağda belli zaman aralıklarında tespit et ve yok et görevine çıkarlardı. q1640 abi ben bişey sorucam. şu anda komandoluğa gözlüklüler alınmıyor diye biliyorum. peki terör bölgesinde komando dışında başkaları var mı yoksa orda sadece komandolar mı görev yapıyor ?

bi sorum da şu: 349. dönem olarak 12 aralıkta bi yakınım astek olarak tuzla piyade okuluna düştü. gidebileceği yerleri bilen var mı? ısparta dağ komando ile ilişiği varmış diye duydum.ama adam gözlüklü y

komando dışında görev yapanlar elbette var. özel harekatçılar, tankçılar, piyadeler, jandarma, polis, sadece komando yok. dağda komando ve özel harekatçılar var.

valla ısparta dağ komandoya giderse gideceği yer doğudur büyük ihtimalle. gözlük olayını bilemem. tek gözü görmeyen roketçi varmış 1992 de hakkaride belgeselde izlemiştim. @1643 karakolu yakıp yıktıktan sonra o adam onları gördükten sonra zaten artık hayatını yarı ölü olarak devam ettirecek. terörist insaflı olanını hiç denk gelmedim. düşünebilen bir terörist göremdim daha doğrusu. @1653 kadeşim yarın anlatıcaz dedik çocuklara, şimdi anlatırsam ayıp olur. @1656 peki abi astek olarak gidersem bu saydıklarından hangileri olabilirim gözlüklü ve elk.-elektronik müh. olarak ?

valla bilemiyorum kardeşim orada nereye alacaklar seni eğitimlerin ne olacak. yeni sistem farklı olabilir. vo diyorum artık ona kısaca ona sorabilirsin o yeni dönem asteklerden. @1658 bi de abi hiç vuruldun mu peki ?

çok şükür ki hiç vurulmadım abicim. sadece pusu gecesi 15 metrelim bir mesafeden mevzi almak amacıyla karanlıkta boşuğa kayalığın üzerine düştüm topuğum parçalandı. @1663 yani şu anda şu saatte kandil ve civarındaki adı sanı her şeyi bilinen burnumuzun dibindeki on küsür kampta teröristler harita üzerinde yeni saygıı planları yapıyorlar. yerleri belli her şeyleri belli. ama siz oturup bekliyorsunuz. yani bu nasıl bir anlayıştır. tamam siz astek olarak fazla bişey yapamazsınız amma orduda albay general rütbesinde bu pasif duruma hayır diyen bir kişi bile mi yok? onu merak ediyorum. yani çözüm çok basit. kandildeki kampları gidip temizleyeceksin. yani 5 yaşındaki çocuk bile çözüm olarak sana bunu söyler. siyasiler izin vermiyorsa asker kendi başına inisiyatif alamaz mı? mesela sıcak takip gerekçe gösterilerek üç bölük askerle en yakındaki kamp gidilip basılamaz mı? tabur komutanı düzeyinde bu inisiyatif alınamaz mı?

bunu siyasi izin vermezse yapan pek olmaz. ha yapan yokmuydu vardı, nerde peki içeride silivride.

yani bu dediklerin doğru. adamların nerede olduğunu 5 yaşında ki çocuk bile biliyor. oradalar benim zamanımda 17 sen evvelde oradalardı şimdide oradalar. işte anlatmaya çalışıyorum. bu olay sadece as-ke-ri olarak çözülmez.

biz gene bugün girer atarız orayı. ama 5 yıl sonra tekrar oluşum olur. dağa çıkışı engelleyeceksin, halka pkk nın kötü olduğunu göstereceksin. @1669 ekibimde keskin nişancı var demiştin yanlış hatırlamıyorsam bunlar bildiğin elinde keskin nişancı tüfekleriyle gezen adamlarmı ? onların 2-3 kişilik ayrı birlikleri olmuyormuydu ? birde bu keskin nişancıları askere gidenler arasıdanmı seçiyorlar yoksa askeri okul bitirenlerimi.

timin içerisinde vardır. erlerden oluşur. komandoluk için aldıkları eğitim esnasında seçilir keskin nişancı ve eğitimini alıp gelir. askeri okulu bitirmene gerek yok. @1675 hayır tabiki, tankçının yeri ayrıdır jandarma komandonun yeri ayır. ama karakollar piyade vardır. tabi sık sık jöh ve jandarma komandolar karakollara gidip kalırlar baskın istihparatı aldığında.

yani tankçının karakolu olmaz zaten jandarma komandonun karakolu olmaz, topçunun karakolu olmaz. yani karakolda kiler jandarmadır sadece.

orada kaçakçılık ve ilçe ve köyün güvenliği için durur. @1677 valla ben hiç görmedim dövmeli kardeşim. @1682 bizim dönemimizde kanas kullanan da vardı dragunov. ama istihparat gelmeden bir yere gidip pusuya yatıp beklemezdik. koca arazi yani öle pusu atılmazdı.

komando timlerinde vardı keskin nişancı. @1703 kardeşim özele gel osman pamukoğlunun telini veriyim=) baba sen bizi gözünde büyüttün galiba. gariban astekleriz biz. ne biliyim kaç kişi gerekir 10 15 tane liseli topla dalalım bakalım. bu sorularını albay veya kurmaylıktan emekli birine sormanı tavsiye ederim. @1738 abicim, komutanım demene gerek yok. 17 sene geçti. bir kere şafak türküsü dinlenildiğini gördüm ama o türkünün sözleri orada görev yapan askere de uyardı yer yer. askerde şafak falan da bekler o hesap. aksi halde dinlenmezdi hele ki o dönemde.

ha birde sivastopolu duymuştum, topçu operasyon öncesi dinlemişti, şu şarkı;

http://www.youtube.com/watch?v=wU-QX75B90c arkadaşlar öncelikle hepinizden özür diliyorum. çok geç geldim. ancak beklemediğim anda misafirlerim geldi. dolayısıyla ancak şimdi oturabiliyorum. acil bir şekilde kahve yapıyorum az sonra başlıyacağım, sabaha kadar devam. uyumadan işe gideceğim sıkıntı yok. kalan arkadaşlar he bir toplansın başlıyacağım. tekrar kusura bakmayın.

birazdan buradayım gelene kadar bu şarkıyla idare edin.

http://www.youtube.com/watch?v=hemGautvcQ4 beyler, bir arkadaşınız doğru tespit yapmış gerçi dünde söylemiştim. yağmurun kardeşi ve kendi kardeşim geldi trabzon maçını izledik evde kusuruma bakmayın hemen başlıcam. çok geç oldu soru cevap yapmayalım sırf hikayeye yapalım bu gece. bazı arkadaşlarımız yalan kan uykusundan bahsediyo demiş.

e kan uykusu o dönemi anlatıyor zaten. özellikle bilincini kaybeden askerin yaptıklarını söylemiştim kan uykusundada geçti diyor.

çatışma veya intikal sırasında bilincini kaybeden asker iki şıpadak bir düz takla atmaz ya ateş eder sağa sola yada el bombası çeker, yada mevziden bilinçsiz çıkar.

yalan olduğuna inannan arkadaşlara birşey demenize gerek yok. ben burada bu kadar kişi toplanmasaydıda bunları anlatacaktım zaten. ben sadece anlatıyorum, ne küfür edene, ne yalan söylüyosun diyene şimdiye kadar cevap vermedim. özelden küfür edenede cevap vermedim.

sizde cevap vermeyin küfür etmeyin. isteyen istediğini desin. şubat ortası, dışarısı buz. ama kışın son zamanları artık. kritik bir sürece giriyoruz.

istihparat özellikle bahar ayında pkk nın çok ses getirecek eylemlere imza atacağı haberleri geliyor. üstlerimizden devamlı, tetikte olmamız gerektiğini söylüyor.

1993 ten itibaren, devamlı intikal yaptırıldığı için, örgüt haraketli bir alay yapmış. hakkari ve şırnak bölgesinde 2 adet.

devamlı haraketli. devamlı geziniyorlar.

ırak sınırının 320 km hakkari bölgesinde sınırı var. şırnak ta 120 km. 400 kişilik haraketli pkk grubu hakkaride bulunmakta. bizim bölgemizde ise 150 kişilik bir grub olduğunu, devamlı gezdiğini. ve özellikle karakollara taciz ateşi açtığını bu ateşin bazen sabaha kadar sürdüğünü, amacın büyük eylemleri öncesi kamuoyu üzerinde ne kadar güçlü olduğunu göstermek, kendi destekçilerine göstermek ve askeri sindirmek.

zaten karakola ateş açan ve yardım birliğini pusuya düşürmek isteyen alay bu.

ki en tehlikelileridir (yersen tabi) sebebi devamlı hareketli olması ve asıl savaşçı gruplarını barındırması. bu ne demek acemi yok içlerinde sakat yok sağlıklı domuz gibiler.

http://www.youtube.com/watch?v=i-oD9TF2DGE

arada müzik vereyim beyler daha iyi oluyormuş gelen mesajlarda söylüyorlar. bu alaylar özellikle karakollara tacizde bulunuyor. sınır boyunca gezdiği için. he işte tam bu dönemde bizde karakoldayız amk. şansımızı sikiyin. güçlükonak karakolu.

bu adamlar bahar ayında büyük eylem yapacak. nedir bu büyük eylem. hangi eylemde ses getirebilir. tabii ki karakol baskını.

hakkaride basacakları karakolların bölgeleri belli. şemdillide bir yer. şırnak ta neresi. açık net. güçlükonak karakolu. neden?

canını yaktık pezevnegin. komandoyu pusuya düşürecem derken 4 leş bırakıp geri kaçtılar.

karakol resmen şunun gibi. denizde kan kokusu bırakıyoruz köpek balığına gel diye resmen. içerisi garip sınır jandarma timler. (garip denirdi jandarma sınır timine karakolda bulunurlardı o yüzden bu çocukların başına gelirdi ne gelecekse garip denirdi) ve içeride 4 tim 80 ne yakın jandarma komando tam ağızlarına layik amk.

bekliyoruz ne zaman basıp kaldıracaklar bizi diye. bahara az kalmış zaten bi 10 gün falan. bölgede sınır karakollarında ki sınır timlerinin asıl amacı kaçakçılık. kaçakçılar sözde pkk gümrüklerinden koruma alarak mallarını sokarlar türkiye ye. ve bunu sınır karakollarında ki, sınır timleri mezraya çıkarak engeller. ve engelleyen karakollar bu kaçakçıların paralarına ve mallarına el koyarak büyük zarara sokar.

büyük zarara girince bu adamlar gider pkk ya ''ben size para vermem zarara uğradım der.'' bu karakollardan yüzünden hem kaçakçı zarara uğrar hemde dolaylı yoldan pkk. pkk ya güven azalır ve sözde gümrüklerinden para kazanamazlar.

pkk da tekrar kaçakçıdan para kazanmak için, bu kaçakçılığı engelleyen sınır jandarma timinin ait olduğu karakolu basar. yani görevini yapan karakolu. ardından karakol komutanımız üsteğmen varol. ''burada ''vari'' diye bir geçit var. oradan kaçakçılık yapılıyor'' o bölgede, rohani köyü var.

özellikle kaçakçılar bu bölgeden giriş çıkış yapıyor ve orada pkk nin sözde gümrük noktası var. yüzbaşımıza emir verildi zaten, karakol da bulunun normal işlerine devam edebilsin karakola yardımcı olun diye.

hadi orada bekliyoruz basılmayı tamam kabul, mektubu bekliyorum belki geldi okuyamıyorum tamam lan oda kabul. ama bari bekleyelim de mektup gelirse haber alacam.

ben bunu istiyorum ya yok amk.

yüzbaşı tamam ben iki tim alacam sende sınır timinden asker al 1o tane gidelim bakalım vari geçitine.

al buyur, hemde adamların dibine gidicez. yüzbaşımız hangi timleri seçti tabi benim timi, bir te yavuz üsteğmenin timini. hazırlanın çocuklar sabah şafakta çıkıyoruz yola.

ulan zaten hareketli alayı var bunların, ki karakolu gözlüyolar yani kesin gözlüyolar imkanı yok bir kaç tane piç karakolu gözlüyodur bilmiyorum ama öyle tahmin ediyorum. pusu yicez amk içimden geçiyor böyle şeyler. bir yandan hazılanıyoruz, bir yandan söyleniyorum;

biz buradan çıkacaz, bu gözleyenler haber verecekler ya bize pusu atacaklar ya da karakolu basacaklar. zaten içeride 20 kadar karakolun kendi askeri var birde 40 yakın komando bıraktık, devremde karakolda kaldı zaten. devamlı içimde kötü bir his var arkadaşlar, yani anlatamam size diyorum kesin bişey olucak ya kesin yani.

kayafı yicem resmen. dayanamadım yüzbaşına gittim, komutanım bir maruzatım var dedim. ama tabi time söyledim tim hazırlanıyor.

komutanım bir maruzatım var dedim söyle dedi

münasip bir dille anlattım işte aga böyle böyle manyakmıyız biz basacaklar bizi gözetliyorlardır nereye çıkıyoruz benim canım tatlı gitmeyelim siktir et. bizden sonra gene devam eder orada kaçakçılık hayır turistik gezi mi lan bu geçiti görmeye gidiyoruz

falan diye bu düşüncelerimi çok ama çok törpülüyerek çok ama çok münasip bir dille anlattım yani şöyle kısacası

komutanım gitmemiz uygun düşer mi bunlar bizi gözetliyordur, başımıza ya da karakola başına bir şey gelmesin.

bunu dedim

oda bunu algıladı heralde;

komutanım ne olur gitmeyelim bokunuzu yiyim, azımıza sıçacakarlar pusuya düşecez siktir edin başkası gitsin ben niye öliyim

bunu algıladı heralde ki kızdı

korkuyomusun lan dedi

e amına kodumun korkuyorum tabi ki lan can lan bu can sikik, evlenme teklifi etmişim cevap bekliyorum sikerim geçiti lafını törpüleyerek anlattım derdimi=)=)=)=) aklıma geldikçe gülüyorum amk.

estafurullah komutanım sadece aklımda olan bir kaç soruyu öğrenmek istedim (hazır duruşa geçtim korkuyomusun deyince)

oda yok evladım bişey olmaz şafakta bu hareketli tim tespit edileceğini bilir inine çekilir bişey olmaz. dedi

rahatladım bende bi düşününce tabi. neyse, yüzbaşı tugaya haberi verdi gerekli izinleri aldı, topladık timimizi, çıktık yola, hafiften bir yağmur başladı, zaten bana her bir bok yağmuru hatırlatıyo kafama girdi daldım düşüncelere, gidiyoruz.

güneş böle hafiften çıkmış aydınlanmış etram arazi düzlük öyle çok fazla inişli çıkışlı yer yok. yanımızda kürtçe bilen askerlerde aldık, belli ki köylüylede iletişime geçeceğiz.

dar geçitlerden geçmiyoruz o yüzden yarım saatlik yolu uzattık baya, acaba diyorum içimden lan bu gözetleyenler bizi görmüşmüdür.

genelde gözetleyen 2 kişi yada 3 olur bir tanesi de kanasçı olur. diyorum lan acaba dürbününden bana bakmışmışdır. nişangahını kafamda gezdirmişmidir falan düşünüyosun irkiliyo insan tabi.

çok şükür hiç bir şey olmadı. yüzbaşı haklı çıktı yani. e amk adam zaten tecrübeli manyak değil basacaklarını bilse çıkmayız falan rahatlattım kendimi. işte bi keşif kolu çıkar tesadüfen gene tedirginlik var hafiften. aga köye bir tepeden patika yoldan iniliyor, orada ki halkla ilk defa iletişime geçeceğim.

bir tepeden iniyoruz güneş çıkmış iyice saat 10 geliyor. ip şeklinde iniyoruz köye insanlar seçiliyo.

lan bunlar bizi görünce bir hareketlendi anlatamam. nooldu amk koyayım diyorum, ateş edicekler falan diye geçiyo içimden. bir kaç tanesi ellerine ağzına götürürp zılgıt mı lolololololo çeker ya ondan yaptı kadınların. anaaaa lan bir psikoza girdim parmak tetikte aga. dedim nereye geliyoruz lan.

neyse girdik köye etrafta kimse yok, herkes daldı bir eve. hemen güvenlik çemberi yaptı gözcüler hakim tepeciklere çıkarttık, zatan bir sıra tepeler arasında yer alıyo köy, ne adam gibi yol var ne başka bişey amk.

yüzbaşı önde üsteğmen arkada yavuzla ben de yakın koruma gibi yanlarındanyız, bir tane de asker var malatyalı kürtçesi var çocuğun, uzmanlar askerin tepesinde sıkıntı çıkmasın taş falan atar bir çocuk falan ne olur ne olmaz.

geldi hemen bi adam belli yetkili gibi bişey ama türkçe biliyor adam. geldi adam işte hoşgeldiniz hoşbulduk falan, yüzbaşı dedi, var mı hareketlilik, var mı bi durum geldiler mi buraya bilmem ne.

tabi cevap belli, yok gelmediler bir sıkıntı yok falan dinliyoruz öle. sordu komutan var mı bir sıkıntın ihtiyacınız, diye konuşuyolar.

o enada bir çocuk 4 5 yaşlarında kız çocuğu fırladı böle ortaya düştü bu, kaltı falan adamın paçasına yapıştı bize bakıyo. bir gözler var kocaman masmavi anasını satayım böyle bir göz yok ama o kadar güzel ki, tipik ufak çocuk bir elle babası belli adam. bacağına sarılmış, bir eli ağzına götürmüş bizim g3 leri kesiyo çocuk, yavuzun kine baktı benimkine çevirdi takip ediyorum ama, baktı benimkine,

bende hafiften silahi hareket ettidim ki gördüğümü anlasın diye gülüyorum ben buna, baktı bana gülüyo falan, ulan minicik çocuk amk hüzün kapladı resmen içimi belli o itlerde geliyolar buraya, askerde geliyo çocuğun hayata bak silahlar arasında geçiyor.

ama çocuk işte öyle doğmuş alışmış. oda kafasını soktu babasının arkasına aradan hem bakıyo eşşek sıpası hem gülüyo falan.

çöktüm yere çıkarttım çikolata vardı 2 3 tane bi tanesini çıkarttım, çöktüm yere gel diye işaret yaptım, buna komutanla adamın konuşması yarıda kesildi tabi, dedim sikicek beni yüzbaşı şimdi, baktım yüzbaşıya güldü bu. dedi türkçe kıza ''git kızım asker abi çikolata vericek sana git, falan askere dedi sölye çikolata vericek bişey yok. asker hiji biji bişeler dedi,

kız böle el ağızda falan götüm götüm geliyo bana, toz toprak içinde kız.

gel diyorum gel açtım çikolatayı. babasıda bişeler dedi git falan dedi heralde. geldi bu verdim kafasını okşadım bu bir ısırdı hayatının en güzel anıdır heralde amk.

dizime oturttum falan, seviyorum çocuğu adın ne diyorum anlıcak sanki amk, askere dedim sor adı ne. adın güzelliğine bak ''asiman''
gökyüzü demekmiş.

soruyorum işte baban mı bu falan cevap veriyo bilmemne ama acaip bi his lan micik cocuk silaha bakıyo bi yandan da. lan verdik ya çikolataları, bi baktım etrafa takribi 3 10 yaş arası kaç çocuk varsa gelmeye başladı,

yavuz asteğmen döndü bana gülerek tabi ''ebeni sikiyim gitti çikolatalar'' üsteğmen yerlerde amk duydu bunu bende gülüyorum, yüzbaşı döndü gelin gelin el hareketi yapıyo adam bağırdı bunlara gelin falan, 5 6 isim sayarak hepsine gelin dedi kesin o isimleri saydıkları kendi çocukları amk.

bunlar hurra bir geldiler hemen silahlara falan dikkat ediyoruz, etrafımız çocukla doldu birden çocuk bahçesi amk. erkek kız sarışınlar esmerler kapkara tipler böyle, aldım kızı kucağıma 2 3 çikolatı dağıttıım bunlara yavuz verdi üsteğmen verdi yavuzada yüklendiler sinirle değil tabii ki gülerek ''yavaş evladım yavaş lan abanma çocuğum'' diye diye veriyo yavuz, e tabi yetmedi amk, yüzbaşı talimat verdi dedi bütün askerlerin toplayın çikolatalarını. muhtemelen epey bi küfür yedim o gün askerden ama olsun=) yarım saat önce ki o ölüm sessizliğinde köy oldumu sana panayır yeri, askerde rahatladı tabi gerginlik falan kalmadı çocuk sesleri kadınlar falanda çıktı, ama hacı bir bu adam var köyde iki üç tanede yaşlı amca başka erkek yok. belli tabi nerede oldukları.

sorsan çalışmaya gitti.

çocuklar abi dünyanın en saf en temiz yaratıkları kimin çocukları olursa olsun.

verdik çikolataları hak geçmesin diye sıraya dizdik bunları tek tek verdik o kıza bir tane daha verdim, allahtan elimizde 4 5 tane daha kaldı çikolata askere verdim bende geri kalanları.

içimizi huzur kapladı. çocuk işte nerede olsa güzelleştiriyor orayı. ister istanbulda ister şırnakta rohani köyünde anasını satayım.

en çok merak ettiklerim arasında o kızda var şimdi, kim bilir ne oldu ne yapıyo şu anda, dağdamı birinin kumasımı inş güzel bir geleceği olmuştur. neyse aga yüzbaşı çekildi konuşuyo tabi, neyse 1 saat takribi kaldık, hazırlandık ayrılıyoruz köyden, asker ip şeklinde geçiyo bende sayıyorum eksik falan var mı? köyde iştima yapacak değiliz tabi amk, çocuklar tırsacak.

neyse en arkada benim tim, beni geçti takıldım peşine kızı gördüm el salladım oda salladı ağız burun çikolata iki tane verdim zaten kayırdım onu yağmuru hatırlattı gözleri masmavi derin kaybolursun.

yola koyulduk ardından geçite doğru devam ediyoruz. çok uzak değil, 15 20 dakika uzaklıkta. geçite geldik, dev gibi amk, ama burada hareketlilik olmuş, belli yerlerden falan anlıyosun ayaklar geçmiş buradan. koku var kokularından çözüyosun ibneleri. ama böyle pis bir koku değil. pis gibi ama bunlara has bir koku beni o kokuyu almış adam çözebilir anlatamıyorum şimdi.

tabi oraya mal gibi gitmedik, geçite bir 80 90 metre kala mevzilendik keşifteyiz, mağara falan var.

yüz başı dedi o mağaraya bakacaz.

diyorum içimden illa geberecez yani bugün illa karışacak ortalık yani. yavuz asteğmen dedi roket atalım, mala bak içeride adam yoksa ya kaçam mazot yada mal varsa direk roket atalım diyo.

neyse 4 5 kişilik bir öncü birlik hazırlandı 1 uzman verildi sınır timinden (garipler) mağaraya gidicekler, bizde mevzide eller tetikte bekliyoruz bi hareket olsa yıkarız yani mağarayı, askerimiz yavaştan götüm götüm yaklaşmaya başladı mağaraya. çocuklar yaklaştı, yanlarında kürtçe bilen asker, iki kollu yaklaştılar, dedi yüzbaşı roketçiye ayık ol emrimle bas roketi.

öle deyince tabi biz daha bi eğildik daha dikkatli bakıyoruz.

kürtçe bilen asker gene bijiler, kier ler, li ku dereler nehirler ovalar falan bişile bağıyor.

ses mes yok. güneş tepede, yağmur durmuş artık, yavaştan havalar ısınıyo ensemisde ki yanmadan anlıyosun yani.

gene bağırıyo kierler bijiler gene ses yok.

radejti bilmemne bağıyıro. gene ses yok. üç kere bağırdı bu tamam bişey olursa atış serbest çözdük biz.

e şimdi ses yok diye de girilmez amk içeri ses vermez ibine. bide bubi tuzağı atıyo anasını satayım mağaraya yani iki ucu boklu deynek. ulan işte en taktan an bu, içinden diyosun içeride biri var ses gelmiyo, lan ses yok giremiyosun da. hani beyler burada link atıyorlarya işte şunun capsi falan. tecrübeli yazar sazan gibi atlayıp basmıyo korkuçlu karı çıkar falan o hesap (örneğe gel amk=) )
e açsında var merak ediyosun ses kısmalar gözü yarıya indirmeler falan bi şekilde açacan yani o linki.

bizdede buna bezer durum=) komutan dedi bağır bağır,

çocuk arkaünü yırtıyo artık radejti biji lekudere ova nehir falan sallıyorum ama radejti teslim falandı galiba bilen arkadaş falan varsa aydınlatabilir.

o zamn öğretmişlerdi ama unuttuk amk.

lan 1 saat oldu e hadi amk bişişer yapalım diyoruz yok ama diyorum ya bubi tuzağı falan olabilir. tam giriceksin içerideki basar tetiğe durup dururken şehit vermeyelim yani. yüzbaşı dedi ateş edin ama mağara içine değil duvarlarına doğru etrafına doğru, uzmanıda uyardık sinsin diye. başladık tek tek ateşe uyarı ateşi yani,

babalar ne oldu dersiniz, ateş edin deyince bizim roketçi attımı roketi, amk yıktı ortalığı, gibti attı dağı resmen. yüzbaşı bastı küfürü tabi ebesinden sülalesine kadar roketi al sok arkaüne bilmemne falan bi tane tekme attı çocuğa. yani tamam ateş et dedide uyarı ateşi amk sana nooluyo.

ama yeni gelmiş yavuzun time, acemi. yani diyorlar ya yukarıda gerginlikten ateş ediyo falan bazı arkadaşlarım kan uykusunu söylüyosun , bu tarz şeyler işte yani benzerdir orada ki olaylar.

neyse bu gibip attı mağarayı orada ki çocuklarında başına geldi tabi eşşek kadar taş amk kaya parçası bi toz duman. allahtan sinmeleri için habe verdik bide muallak isapetli atış yaptı allahı var yani kimseye zarar gelmedi rokette mağaranın derinine gitmedi içeride ki duvara attı roketi. lan roketçiye sövdük ama işe yaradı.

içeriden ses geliyomuş uzman anons geçti, haydii olaya gel. bu sefer roketçiyi alnından öpesimiz geldi. çocuk ta kafayı yicek lan bi sövüyosunuz bi övüyosunu ne ayaksını modlarında.

velasıl uzman ses geliyo komutanım deyince, hemen hareketlilik başladı bizde.

yüzbaşı işte tamam çıksın teslim olun diye bağırın mevzi alın sizde bilmemne falan, çocuk bağırıyo bijiler ovalar dereler kraterler bilmemne.

içeriden de sesler geliyo.

uzman dedi çıkamıyomuş sıkışmış.

hay amk roket atınca bu sarsıntınan bişeylerin altında kalmış tabi. şimdide sövemiyoruz roketçiye ama övmüyoruzda=))) hemen yüzbaşı dedi yürüyüm güvenlik önlemi alın içeri girecez.

lan içeride ne olduğunu bilmiyosun. yavuzda diyo ki soralım öyle girelim tuzak var mı yok mu? boğaziçi mezunu ha bu söliyim zekaya bak akıl küpü. soracakmışız=) apo nun yerinide sor bakalım belki söler dedim.

beyler ama yani orada ki gerginlikten bazen salaklaşabiliyo insan.

neyse gittik mağara başına,

yüzbaşı çevirmen vasıtasıyla konuşuyo. ama uzun sürüyo yani saat olmuş 2 yi geçmiş geri dönmek lazım artık yavaştan hava erken kararıyo 5 gibi dönüş zaten uzun.

sor dedi yüzbaşı türkçe biliyomusun diye. gene bijile bilmemne,

içeriden ses ''biliyorum'' ananı gibiyim bi garip oldum nedense lan. neyse indik mağaranın dibine yüzbaşı bağırıyor;

kızım sen kendin gelebiliyomusun?

içeride başka biri var mı?

sana sesleniyoruz niye çıkmadın?

bak sana bişey yapmıcaz çık?

falan bağırıyo. kızda bacağının kırık olduğunu söylüyo ama feryat figan yani belli yaralı.

şimdi düşünüyosun, lan bunu örgüt cezanlandırıp buraya atmış ve girişe tuzak çekmiş olabilir diye, hem bu kız ölsün hemde almaya gelen asker hesabı kıllanıyoruz.

şimdi sorsan sölemez ama sordu yüzbaşı yavuzda döndü bana bi baktı şöle ben hiç oralı değilim=)

kız yoktur yoktur falan diyince giriyoruz dedi yüzbaşı, üsteğmen de işte komutanım güvenmiyelim falan diyo. yüzbaşıda ses tonundan yaralı olduğunu, yani ceza olsa söyleyeceğini falan diye bişiler dedi. daldık içeri,

beyler içeride bir koku var anlatamam sana, böyle bir koku yok, poşetler var taslar var falan belli birileri buradaymış. şimdi beyler girişten girdik, arka kadar biraz ilerledik içerisi zifir karanlık aşağıya doğru boşluk var büyük bir delik gibi düşünün aynı anda 5 6 kişi girer çıkar.

oradan önde yüzbaşı baya babayiğitti arkadan benim sayko uzman, üsteğmen ben bir kaç asker yavuzda girişte askerin başında.

içeriye bir indir, spor salonu büyüklüğünde bir yer ve içerisi koli koli mal dolu abartmıyorum 45 50 büyük koli, işte bir o kadar bohça efendime söyliyim bir çok mal. yani olaya bak.

belli kısa bir süre önce kaçakçılar burayı doldurmuş, örgütte güvenliğini sağlıyo ya kızı burada bırakmışlar.

kızı gördük roket yiyince mağara sarsıntıdan o variller de var üzerine düşüyo bacağı kırılmış fener tutuyoruz tabi, gözüktü bu kapkara bişey amki bakıyosun insan mı diye lan insan ama değil gibide. hemen aldık kızı, çıkarttı askerler yüzbaşı da çıktı kızla konuşacak bizde mallara bakıcaz nedir ne değildir. 3 4 varil var mazot, kolilerde kenefir esrar, sigara, bohçalardan yine kenefir, en az 100 200 kilo kenefir var.

zebil kadar sigara. işte o zaman yeni var zaten, cep telefonları ama telsiz amk tuğla şimdiki gibi değil, en çok kenefir böyle bişey yok.

çıktık dışarı, uzmanlardan bir tanesi kıza ilk yardım yapıyo, hemen rapor ettik olanları, telsiz çekti yüzbaşı, işte böyle bir mağara bastık, bunlar var buraya araç gönderin,

kızla konuşuyoruz, işte adın ne hobar mı robar mı nobar mı neydi, kod ismi tabi, işte kızım ne işin var burada, diğerlerinin yerini söyle, nereden gelir nereye gidersin falan,

kız ama alına sıçıyo ses çıkmıyo gözlerde öle bir korku var ki, heralde tecavüz edeceğimizi sanıyo öyle diyolar çünkü bunlara askerde hep erkek erkeğeyiz ya kadın teröriste tecavüz edermişiz o yüzden yakalacağınıza ölün diyolar.

sevgi koduklarım ona mı kalmışız lan, 1000 tane olsa birini vermem. düşündükçe midem kalkıyo yani.

neyse hemen sardık bacağı, işte arkadaşları gitmişler bunu burada bırakmışlar, ıraktan mal geliyormuş buraya depo gibi bir yer.

arkadaşların nerde yok. nereye gittiler bilmiyorum sokacaksın ağzına namluyu öle soracaksın ama yapmıyosun işte. mühimmatına el koyduk, tası var işte beline bağladığı şey var, saati var, şarjörleri var, üzerinde bomba var. bide ne var tabii ki kanas suikast silahı. aga onu görünce geldiler bana sanki diğerleri adam öldürmüyomuş gibi ama kanas abi,

bu karılar, bilerek bakarak özellikle adam seçerek ateş ediyolar. çok kahpe bir silah bu kanas.

gibicem ebesini yani tekmelicem kafasını sevgi kodumun karısının. hani ün yapmış ya kanas leylalar biride bu. gerizekalı ne ünü biz basınca orayı fare gibi saklanmış içeride kahpe.

işte diyorum ya beyler beklememek lazım. bunlara aniden basınca ateş dahi edemiyolar amcıklar.

sigara yatım direk uzaklatım yavuzun yanına gittim işte ne oldu ne bitti ne diyo falan soruyo, zaten içerisi toz toprak rezil vaziyetteyiz koku gitmiyo sinmiş üzerime anlattım ben de böle böle. araç bekliyoruz ki yükleyelim. çünkü bunları bırakırsan geç oldu yarın alırız diye gider bunlar bi daha bulamazsın dehşet bir mal var içeride.

neyse araçlar gelecek, amk karşı yoldan arazi yolu adamlar geliyo bir kaç tane köylü. lan dedim bune? falan zaten çok olmamış gideli kaçakçı mı falan diye düşümdüm dedim komutanım birileri geliyo köylü geliyo dedi.

lan ne işi var burda, geldiler işte, biri türkçe biliyo diyo ki bak lafa bak. bunların köyün malı bozulmasın diye koyduk. yüzbaşı da dedi

lan amcık, esrar mı çekiyosunuz siz köylücek yaz boyunca kışa kadar.

bunları göndermişler, dicek ki köylünün malı bu kafaya bak malız ya biz bakmadık ne var ne yok. hadi içeride peynir gıda maddesi çıktı lan bu karının ne işi var içeride.

köyün malıymış yarrağa bak bide pişkin pişkin söylüyo gibiceksin orada işte bunlar dipcikle dalıcaksın da yapmıyosun sonra asker halka saygıdı oluyo işte.

insan haklarına gidiyorlar. bunlara avukatlık yapan çok çünkü rahat bulurlar.

yavşak muallak köyün malıymış çocuk var ya karşısında.

belli ya örgütten yada kaçakçılar göndemiş bir şans diye. gitti anam o mallar yarrağımın başını alırsın ancak burdan sen öyle gidersin verirsin ellerine.

neyse komutanımız gibtiri çekti geldiği gibi geri döndü amcık.

toparladık biz malları üstümüz başımız mahfoldu. 4 5 gibi geldi araçlar sonunda. zırhlı araçlar eşliğinde 5 6 tim 100 ye yakın asker. ne olur ne olmaz bişeyler olmasın diye, binbaşıda geldi, biz onların alabilecekleri yere kadar taşıdır ebemiz gibildi resmen.

mallarıda ver verdik o mallara karıda dahil. tutanakları hazırladı komutan o ensada. sonra döndük geriye zaten hava kararıyo sabah uğradığımız köyün oradan geçtik kimse yok dışarıda. öle vardık karakola. leş gibiyiz amk ama. kokuyoruz. üstümüz toz toprak içerisinde resmen. koku hat safhada mağarada ki koku sinir bozucu.

geçtik karakola yattım jakuziye açtım konyağımı çikolatamı köpüklerle doldurdum falan takılıyorum öyle bir olay yok tabi=))

o halde duruyosunuz.

yüzbaşı dedi bakın kaç gündür canlarını çok yakıyoruz. bugün çok büyük zarara uğrattık, o malı belli ki 3 4 haftadır taşıyolar bütün o zahmetlerinin içine sıçtık çok uyanık olun basacaklar bunlar burayı.

hadi al buyur buradan yak. bide zaten biliyoruz basacakarını da bu sefer kuduz köpek gibi gelecekler yani belli. abi biliyoruz da basacaklarını en yetlili kişiden ''basacaklar burayı'' lafını duyunca kafana mermi gibi giriyo. devamlı ''basacaklar burayı basacaklar burayı basacaklar basacaklar basacaklar''

bi yerden diyosun giberim amk ya hadi bassınlar artık basacaklarsa en olursa olsun. ne lan bu bekliyosun basmalarını hadi diyosun gelsinler artık.

abi malları kaldırdığımız o gece, telsize anons geçilmeye başlandı saat 1 gibi, telsizden bizle konuşuyolar. belli çok kanlarına dokunmuş muallaklerin.

şarkıda paylaşayım beyler. bu arada.

http://www.youtube.com/watch?v=8_fipnfqS08

(çelik operasyonu hazırlığında sanırım pamukoğlu paşa tüm taburlarda çaldırırdı bunun gibi şarkıları gaz amacıyla orayada gelicem) gece 1 gibi cızırtılı cızırtılı boğuk seslerle,

''emperyalist tc askeri kürdistandan defol''

''mehmed silahları teslim et''

''tc askeri canını alacam senin''

''mehmed seni izliyorum''

''yavuklun nasıl mehmed özlemiştir seni''

bakın bu çok pis bişey mehmed yavuklun nasıl deyince bizim ortak adımız mehmet olunca hepimiz o anda üzerimize alıyoruz, ve direk kimin sevgilisi varsa tribe giriyo. yüzbaşıdan kesin emir verdi cevap vermiyeceksiniz, ulan sinir bastı bizi tabi,

telsiz odasından çıkarttık askeri, oturuyoruz dinliyoruz. askerinde siniri bozuldu ben yavuz uzman oturuyoruz telsiz odasında. sesi kapatıp çıkamıyosunda acil bi anons gelir.

sabaha kadar 4 5 saat bu ibneleri dinledik kafa olmuş lokomatif tren duvara vuracaksın artık cevap vericez diye.

bizim sayko uzmanda çok sever tabi onuda dışarı çıkarttık. bıraksak 5 saat analarınla yaşamak istediği hikayeleri anlatıcak çünkü.

bu arada türkünün mehter marşı varmış onuda paylaşayım.

http://www.youtube.com/wa...eature=endscreen&NR=1 e cevap vermeyince karşında ki puşt da sinir olunca balşlıyo küfür etmeye,

''karakol topunu sikecem karakol''

''mehmed ananı sikicem''

''mehmed yavuklunu kaldırıcam senin''

''mehmed yavuklun şu anda başkasının kollarında''

bu son lafı sevgilisinden şüphelenen asker varsa ona işte çok tesir ediyo. böyle dinliyoruz sabaha kadar sigaraların biri yanıyo biri sönüyo, yavuzu sikicem yani sinir geldi ki yavuzunda durumu aynı. devrem sikerim ben gidiyorum falan dedi çıktı gitti, yüzbaşıda tık yok üsteğmen zaten alışık amk. ama bizim tim sinir bastı resmen.

yanlız şu var. eğer bunlar geceleri sizinle telsizden konuşuyosa, bilinki o gece baskın yok ama çok yakındır. neyse güneş açmaya başlarken çıktılar frekanstan sikir olup gittiler ama bizde ne sinir kaldı ne psikoloji o gece dişlerimi sıkmaya başladım işte hala olur şu gün devam eder.

resmen kafamın iki yanından biri eliyle baskı yapıyomuş gibi olmaya başladı o gece.

telsizi sadece tugay komutanımızla konuşmak için kullanıyoruz. aileyi aramak yakını aramak kesinlikle yasak ve mütiş tehlikeli.

nasıl yapıldığını bilmiyorum ama numara tespiti yapabiliyor bunlar. ve aileyi rahatsız edebiliyo ''çocuğun şehit oldu'' çocuğunu askerden al çok sıkıntıda diyip diyip kapatıyomuş teli.

düşünsenize çocuğu o dönem ohal de olan annenin babanın durumunu. kafayı yer.

inanılmaz psikolojik oynuyolar resmen.

e ben telsizden mektubu sorsam bunlar başka gece asteğmen mektubun bende gel al. asteğmen mektubun ne mektubu falan başlayacaklar iyice göte gelecez.

1 hafta olmuş kimseyi ne arayabiliyorum ne haber alabiliyorum. baya kaldık beyler, karakolda ki 14.gecemizde inanılmaz olaylara gebe olmaya başladı.

biz hergece basılacaz diye bekliyoruz, her gece frekansımıza giriyolar.

o gece girmediler frekansımıza genelde saat 1 2 gibi girerler sabaha kadar konuşur giderlerdi.

o gece saat 2 buçuk oldui komutanımız dedi evladım mevzileri gez bütün istirahattaki askerleri kaldır, herkes uyanık olsun mevizlerdeki yerlerinizi alın bu gece bunlar bişey yapacaklar.

abi böyle bir duygu patlaması hayatımda yaşamadım. elim ayağım birbirine girdi. lan silahımı aldım şarjörü unuttum şarjörü taktım yedek şarjçörü unuttum.

diyorum ya sakin olmak çok önemli bundan işte. 2 kere çıktım girdim.

tam teçhizat geçtik mevzilere hazırlıklıyız. onlarda biliyor hazırlıklı oldüğumuzu zaten jandarma komando var içeride amk niye gelecek başka.

doğru kodlarla tugaya anons çekildi, ''şekerimiz bitti şeker gerekiyor'' bu ne demek gelebilirler destek hazır olsun.

öyle ya da böyle sakinleştirdik kendimizi,

tüm nöbetçi kulelerine, siyah bant çekmiştik içi gözükmesin diye. gözükürdü ama çok az. içeriye askılık falan koyduk üzerine üniforma falan geçirdik miğfer falan işte.

sebebi hani bunlar ilk sortiyi nöbetçi klübelerine attığı ilk roketi mevzie ve oraya attığı için, ilk anda şehit vermeyelim diye. arkadaşlar saat 3 buçuğa doğru, telsiz frekansları bir karıştı bir karıştı ama. her yerden acil anonslar geliyo hakkari bölgesinden ve şırnak bölgesinden.

aynı anda 7 karakol 4 5 tane mezra bastı bunlar. telsiz yanıcak her yeri basmış köpekler. her yere acil destek isteniyo her yere helikopter istenmeye başladı. 1995 mart ayı başı. http://www.youtube.com/wa...mp;NR=1&v=tGwu5yTkHzs (arada şarkı paylaşalım)

yaklaşık 3 aydır bölgeyim böyle manyak bir gece geçirmemişim. kalbim çıkıcak resmen. her yeri baskın yemiş, hakkari şırnak yıkılıyo resmen,

her yerde irili ufaklı çatışmalar. anlatamam sizlere. telsizden devamlı baskın yedik çatışıyoruz her mevzide çatışıyoruz anonsları geçiyo.

içimden geçiyo allahım ben bu gece şehit olucam galiba. yağmur geliyo aklıma mektup geliyo acaba ne dedi annem babam geliyo. diyorum basıcaklar birazdan şehit olucaz.

yıkılıyo telsiz ama. yüzbaşı da mevziye gelmiz, tek tek mevzileri geziyo olum hazır olun dikkat edin.

o kadar uzun bir gece yaşamadım hayatım da bitmedi gece. sabah olsa rahatlıcaz amk.

saatime bakıyorum 3 buçuk dikkat kesiliyorum 2 saat ama bi daha bakıyorum saat 3 40 on dakika geçmiş. beyler o gece bizi basmadılar. ama baskın yemiş kadar olduk. 4 gün boyunca sürdü çatışmalar yer yer. ve ne yazık ki hakkari ve şırnakta 4 günde toplam 67 şehit verdik. daha fazlası da pkk verdi ama hiç bir önem arz etmiyo tabii ki.

bir de köy basmışlar hakkaride 12 vatandaşımızı şehit etmişler. oda köye girecekler erzak için korucu köyü çıkıyo karşılık verince roketlerle saldırmışlar köye.

bir tane uh1 helikopterini düşürmüşler aynı zamanda pilotlarımızda şehit olmuşlar. kim bilmiyorum ama gece uçan pek pilot olmaz bahsettiğim bir pilot vardı onu hiç görmedim o olabilir.

ama o gece ve 4 gece hayatımdan asla çıkmayacak nefes almadan mevzide bekledik resmen. sabah oluyo biraz rahat ediyoruz akşam oluyo gene.

mart ayının 6. mı 7. mi ne o günlerde acil olarak tüm jandarma komandoları tugaya çekilme emri geldi. ki sebebi 19 martta çelik-1 harekatı yapılacak bu kalkışmadan ötürü, ondan çağırmışlar.

21 martta kamuoyuna duyuruldu şimdi haberlere baktığımda anlıyorum ama 19 martta başladı yani kamuoyu öğrendiğinde biz 3 gündür k.ıraktaymışız.

tugaya dönme haberi gelince tabi büyük bir mutluluk yaşadım hem bir rahatlık geldi hemde mektup var ya ondan. bundan sonra beyler çelik harekatı var işte asıl olaylar. hazırlık esnasında pamukoğlu paşanın bölgede ki son zamanları. bizle alakası yok ancak harekat onun planlamasına dayalı yapıldı. 35 bine yakın komando jöh polis harekat bordo bereliler sınır jandarma timleri(garipler) topçular ne kadar vurucu usnurumuz varsa ve 10 bine yakın korucu k.ırak için hazırlanmaya başladık. belki aranızda duyan vardır hazılık esnasında tugaylarda devamlı mehter marşıları çalınmıştır. onuda başka zaman anlatalım başlarsam yarım kalacak çünkü.

hatırladığım şarkıları atayım; http://www.youtube.com/watch?v=8_fipnfqS08 (hasan mutlucan)

http://www.youtube.com/watch?v=JpWx2pub0II (hasan mutlucan)

http://www.youtube.com/watch?v=Ja7NAyFN4z0 (hasan mutlucan) bu çala çala artık ezberledim o dönemde ezberlemiştim.

http://www.youtube.com/watch?v=5PJbWVR_-E8 (bu pek bilinmez mehter sadece müzik aletleri söz yok ama çok gaza geliyoduk asker devamlı çalımasını isterdi)

bir tane daha vardı ama onu hatırlayamıyorum bulursam koyarım.

bu akşamlı hikaye kısmı bitsin beyler bazı arkadaşlar da yatsınlar milleti okuldan etmeyelim bi kahve yapalım muhabbet ederiz sonra. @2029 abicim bundan sonrası çelik o yarım kalmasın ona baya zaman ayırmak lazım. millet okula gidecek yatan yatsın yarın devam ederiz. uyumıyacam beyler. şimdilik bitirelim hikayeyi yoruldum. kahve yapayım biraz şarkı türkü dinleyelim sonra muhabbet edelim.

gerçekten affınızı istiyorum hikaye için yoruldum devam edicem yarın söz veriyorum. sırf sabaha kadar kalabilmek için akşam 5 6 kadar çıkmadım yatakran. uyumadan işe gidicem bende. @2035 hangi resmi kardeşim? @2040 güçlükonak ama kaldırılmıştır olacağını zannetmiyorum abicim. o zamanda kaldırılacağı konuşuluyordu. sonradan bir çoğu kaldırıldı zaten. ya da şimdi farklı bir isimi vardır.

edit: ayrıca karakollar google mapte gözüküyo mu lan yuh amk. yasak diilmi askeri noktaların gözükmesi? @2042 k.ırak zaho bölgesinde ama ben yoktum o esnada pusu yemişler. onun baya kötü olayları oldu daha sonrası anlatıcam onuda elbette. @2043 kardeşim valla anlattım diye hatırlıyorum ama bi daha söyliyim. şöle bi hikayeleri vardı bunlar pusuya düştüler, pusu da değil aslında keşif koluyla karşılaştırlar bir tim, 3 saat etrafları çevrili kaldı hemde 4 kez çember içine aldılar hepsini yararak çıkmışlardı. hiç şehit vermeden. pkk nın 4 çember yapmasına rağmen zarar verememesini düşünürken ne kadar kalabalık olduklarını ve ne kadarı etkisiz hale geldiğini düşün.

ama pusu yeselerdi şehit verebilirlerdi çok düşük bir ihtimal çünkü pusudan sağ salim çıkmak tüm timce. allah korumuş işte. @2948 başçavuşluğa kadar yükselirsin sanırım kardeşim astsubay olursun yani.

polis özel harekatta jöhler gibi özel birlikler, çok iyi eğitilmiş adamlar. çok zor çatışmalardan çıkmışlardır sağlamlardır yani. @2056 abicim teskeremin bitmesine yakın yağmuru kaybettim döndüğümde askerlikle ilgili pgiboza girmeme gerek kalmadı yağmurun olayı yetti. sadece ilk başlarda helikopter sesi duyunca dayanamıyodun yani sinerdim evde bir kenara.

o dönemde sadece dışlerimi sıkarım arada o kadar. @2058 rize li bir askerimiz vardı kulak kesme olayı yoktu, ama parmağını kesip tuzlayarak arkaürmüştü. her teröristin kulağını kesmeyiz canım onunlamı uğraşıcaz bide zaten çoğunlukla kesilecek kulak bulamazdınız tak çuvalı gibi dağılırlardı kulak falan kalmazdı bazen.

ama öyle bişey yok keser her asker. bir tane rastladım sadece. @2060 trabzonda bol bol basılıyor oraya gidip deneyebilirsin;

http://www.youtube.com/watch?v=V05XOyrSN1U @2066 şimdi şöle abicim, ben askerliğimi bitirmeye yakın kaybettim yağmuru yani, bu olay askerde yaşadığım olaylardan daha büyük bir darbe vurdu ve çivi çiviyi söker hesabına sadece somut anlamda izler bıraktı başlarda helikopter sesine verdiğim tepki ve dişleri sıkma.

askerliğimi anlatma olayına gelirsek, geçenlerde gördük arkadaşın anlattığı hikayeyi. bende yanlız yaşıyorum, bazen insan konuşmak ister ya o zaman bende anlatayım dedim.

bazen insanlar içinde ki dökecek yer arar. bunlardan bir tanesi kağıda dökmek. çok yapardım aklıma gelenleri yazmak ama ne gelirse ve tavsiye ederim güzel bir terapi yoludur. psikiyatr bir arkadaşım söylemişti.

kağıda yazacağıma buraya yazmak istedim hem yazarak rahatlarım hemde konuşurum ikisi bir arada. sonra bu hikayeyi anlatmak geldi aklıma.

askerlik hikayelerini anlatırken yer yer sinir geliyo dişlerimi sıkıyorum yazdığım süresi boyunca o yoruyo beni ama kötü etkilemiyo, nedeni ise yağmurun kaybı sadece onunla ilgili yazı yazarken kötü oluyorum o kadar. çok fazla bişey yazmadım zaten yağmurla ilgili

artık sen buna orta yaş psikozumu iç muhasebebi dersin onu bilemem ama olabilirde tabi o durumu insanın farkedebileceğini zannetmiyorum ''aha ben şu anda orta yaş psikozuna giriyorum'' demez. belkide öyledir. @2067 yarın edicem kardeşim. ulan hikayeyi yazacaz diye uyumadan işe gider olduk galatasaray maçını kaçıracaktım çocuklar gelmese=) @2073 veriyorlardı dağ başında bi bok harcayamıyosun zaten o yüzden biriktiriyosun, iş yeri için ofis tutmuştum kendime. ve mali müşavirlik kursuna gittim, onlar için harcadım. @2076 olabilir abicim=) @2078 kardeşim çok özür dilerim öyle demek istemedim, şunu demek istedim

''biz varız köylü var ve allahtan başka bişey yok''

yanlış yazmışım afedersiniz. hangi etryse söylersiniz düzeltmek isterim. @2079 kaldırıldı onlar kardeşim yarın bir bakarım bulursam koymaya çalışırım, soyadımın yazdıpı brove vardı göğüse takılan cırt cırtlı hani. @2083 valla bilmiyorum ki kardeşim hiç belli olmuyo. arkadaşlar güçlü konak mevkii, burada karakol gözükmüyor, ancak sanırım o karşıda gözüken tepe helikopterle indirildiğimiz tepe çünkü aşağıda dere yatakları mevcut. ve tepe farkedebileceğiniz gibi sivri değil düz araziler mevcut tabi o zaman böyle yol yoktu.

http://www.youtube.com/watch?v=5lIYHrEmgPU

oralar olması lazım, merak edenler bakabilir. tamamen tesadüfi bir şekilde buldum.yukarıda ki bir arkadaşımız video gönderince bakmak ufak bir araştırdım @2086 tabi bozuyor, halüsilasyonlar görmeye başlayabilirsin, ama başıma gelmedi hiç. çatışma esnasında odaklanabiliyorsun çünkü her dakika ona odaklanmışsın. başka bir düşüncede saatler geçiriyorsan çatışmaya odaklanamama olabiliyor. beyler, şu anda şirkette çalışmaktayım. gözlerimden uyku akmakta, kdv nin son günü, yığınla iş var. akşam 8 9 a kadar çalışmak zorunda kalacağım sanırım.

eğer olurda bu akşam sözlüğe girip yazı yazamazsam şimdiden özür dilerim. şimdi den haber vereyim dedim. uykusuz kaldık kusuruma bakmayın.

ama olurda girme gücüm kalırsa emin olun burada olacağım.

bazı arkadaşlara kendimizi inandıramamışız. olabilir. denildiği gibi burası sanal alemin en özgür platformlarının başını çeken bir kaç siteden biridir.

ancak ben elimde bulundurduğum o günden kalma ne varsa koyacağım, inanmamakta en az inanmak isteyenler kadar özgürdür elbette. zaten inanmadığını söyleyen arkadaşlar da okumaya devam edeceklerini söylüyor o bile bana mutluluk verici.

çıkıpta inanmanız için öne sürdüğünüz tezleri çürütmek amacıyla birşey yapacak değilim.

yanlış anlamayın yani ''değmez demiyorum'' elbette ispatlamak için uğraşırdım fakat bunu yaparsam hikayeyi tamamen seyrinden sapar ve konu dağılır. o yüzden cevap vermemek doğru diye düşünüyorum. cevap vermemden dolayı inanmayan arkadaşların kırılmasını istemem. hikaye bittikten sonra aklınızda kalan soruları elimden geldiğince cevaplarım.

inanmadığını söyleyen arkadaşların üzerine gidenlerde biraz sakin olsunlar, sonuçta en doğal hakkıdır, ve okuduğum kadarıyla inanmamak için güzel sebepleri vardır ve bulmuşlardır. hikaye sonunda hepsini cevaplandıracağım ve bunu çok istiyorum.

cevaplanmadık soru bırakmamak en büyük dileğimdir.

zaten benim sorum cevaplanmadı diyen yok diye tahmin ediyorum. bıkmadan usanmadan cevap vereceğim, bu bir sitem değildir ancak bilin ki asteğmen nasıl olunur ardından askerde kalmak için ne yapmalıyım sorusunu özel ve başlık altında olmak üzere 30 dan fazla cevap verdim.

o merak edilenlerede cevap vereceğim.

son olarak. olurda bu akşam gelemezssem kusuruma bakmayın şimdiden tekrar özür dilerim

not: finalleri olan projesi olan arkadaşlarıma sözümç ''çalışın lan manyakmısınız reserve yapıp sonra gelirsiniz manyaklaşmayın''. arkadaşlar öncelikle tekrar tekrar özür diliyorum inanın bana işlerimi bitirip daha eve kendimi yeni atabildim. araba kullanırken uyuya kalıyordum. dün hiç uyumadan saati 11 buçuk ettim. ilk işim daha üstümü bile çıkartmadan buraya yazıyorum.

affınıza sığınarak bu gece hikaye yazamayacağım. ölesiye yorgunum. eğer bu gece yazarsam yarın kesin ölücem. inanılmaz bir yorgunluk var üzerimde.

yarın kesinlikle hikayeye devam edeceğim. bu akşamlık izninizi istiyorum istirahate geçicem. hepinize iyi geceler. tekrar kusuruma bakmayın. bu gecelik efsane bolu dağ komando tugayına ithaf edilen şarkıyı paylaşıyorum onunla idare edelim. herkese iyi geceler.

http://www.youtube.com/watch?v=Jkwh9V37aRw arkadaşlar bu akşam anılarımı yazmaya devam edeceğim haber vermek istedim. bakıyorum ki başlığın altı baya hararetli tartışmalara gebe olmuş, soruları olanlar falan.

anılarımı yazmayı tamamladıktan sonra da epey bir konuşacağız belli oldu.

tüm yazılanları not alıyorum yazmak istediklerime odaklanmak istediğimden konulara dahil olmuyorum. ama hikaye bittiğinde geniş çaplı bir bilgi vereceğim bilgim dahilinde bölgede ki sorun gördüğüm kadarıyla halkın örgüte ve askere yaklaşımı orada ki askerin durumu pkk nın eylem biçimleri falan.

neyse gençler akşam görüşmek üzere. arkadaşlarlar iyi kötü tüm yazdığınız entryler için teşekkür ederim, ilgi çekmesi beni mutlu etti. biraz toplanalım yavaştan başlayalım. bugün bir arkadaş attı sakarya marşı çok hoşuma gitti, sizinle paylaşayım istedim, hem sizde havaya girmiş olursunuz diye düşünüyorum;

http://www.youtube.com/watch?v=89VDwFXVebQ birde gençler sorularınızı saklayın hikaye ardından konuşalım yazdığım esnada cvp vermem akışı bozabiliyor o yüzden cevaplamamayı tercih ediyorum. @2239 gördüm abicim, yavaş yavaş o dönemlere doğru gidiyoruz, askere gidecek ve şimdi orada olan kardeşlerimi allah sevdiklerine bağışlasın ne diyim. 9 30 da başlıyorum gençler. karakolda geçirilen günlerden sonra tugaya dönmek gerçekten mutluluk verici bir durumdu. özellikle son 4 gece den sonra, yaşayan bir ölü gibiydik her birimiz.

basılan onlarca yer, çatışmaya girilen onlarca mezranın ardından ne yazık ki 64 kardeşimiz şahadet şerbetinden içmişti. şimdi bir düşünün gençler bir kere karakol basıldığını 25 26 şehit verdiğimizde nasıl psikolojilere giriyoruz. o dönem 4 gün boyunca devamlı bu çapta şehit haberleri gelmeye başladı bölgede.

zaten alınan istihparatlarda 95 bahar ayında pkk nın çok büyük eylemlere girişeceğini almıştık. ama ne sebeptendir nedendir bilemiyorum tabii, bunun olması için mal gibi bekledik yani.

ve çok acı bir şekilde olanlar olup bitti.

biz o dört geceyi güçlükonakta ki karakolda geçirdik ve başımıza bir şey gelmedi.

şimdi ''allahım sana şükürler olsun'' diyemiyosun yani, tamam bizim başımıza bişey gelmedi ama 64 tane şehit ne demektir. yani bu adamlar gelip 64 askerimizi şehit ediyosa insan soruyo ya kardeşim tamam komandoyuz aslanız kaplanız yıkarız şöle yaparız böyle yaparız da. e be amına kodumunun 64 şehit ya 64 buraya isimlerini yazsan yorulursun. nefesin yetmez lan. kaç tane anne kaç tane baba kaç eş çocuk bir düşünsenize kaç kişiye tesir ediyor bu sayı.

soruyorsun kendine götüne kodumun sen ne işe yararsın.

biz bu sayıyı bizi almaya gelen askerden öğrendik. bende ne mektup heyecanı kaldı ne başka bişey.

aslında açık konuşayım o anda da çok merak ediyorum mektup gelmiş mi gelmemiş mi diye. ama utanıyosun o anda başka bir şey düşünmek istemiyosun. ananı babanı sevdiklerini aramayı istiyosun ama bunu yapmak büyük ayıp gibi geliyor sana.

ki karakolu bırakıp gelmek te bir yandan insana şu duyguyu bırakıyor. ''ulan şimdi ya basarlarsa çocukları yanlız bıraktık'' oradan çıkıp gitmek için can atıyorsun ya sonrasın dada düşünüyosun bıraktın çocukları. kanına dokunuyor.

sanki onlar sen olmadan orada kalamaz. alakası yok tabii ki.

moraller bozuk girdik tugaya. amanın tugay nasıl kalabalık resmen iğne atsan yere düşmez, devamlı grup grup asker geliyor içeri, zırhlı araçlar, kamyonlar, condorlar, helikopterler falan inanılmaz bir hareketlilik var. ne oluyoruz amk lan bütün türk silahlı kuvvetleri burada resmen dedim, kafamı sağa çeviriyorum mavi bereler ama dolu yani, çakı gibiler amk. tertemiz üniformalar güneşte parlayan g3ler malzemeler, sola çeviriyorum kafa mı jöhler de gelmiş, hepsi zıpkın gibi.

çocuklara bakıyosun ama tanıdık değil yani jandarma komandolar(mavi bere) aynı tugaydan değiliz belli, ulan çocuklar da bize dönüp baktılar tabi, bizim halimiz perişan üniformalar tamamen toz toprak içinde, sakallarımız çıkmış, üniformanın dizler yırtık hafiften,

yüzümüz çamur içinde, harabe halindeyiz, utandım halimden yani, e ama napıcaksın amk 4 gündür mevzide gözümüzü kırpmadan bekliyoruz.

hiç unutmuyorum mavi berelerden biri kalktı ayağa 1 80 küsür var boğa gibi, tak çaktı selamı. vay amk dedim devreme bahadır aga bunlar acemi yeni geldiler heralde.

ulan ne acemesi çocuk biliyo operasyondan gelmişiz anladı heralde ufaktan utandığımızı ondan çakmış selamı.

acemi diyoruz bide adamlar boludan gelmiş bolu dağ komando tugayı gelmiş lan. kalkmış buralara çakırsöğüte gelmiş adamlar. tabi biz bunu öğrenince büyük bir heyecan yaşadık ki belli dağdaki şerefsizlere çok büyük bir tokat atıcaz.

bolu dağ komando tugayı şerefine paylaşayım;

http://www.youtube.com/watch?v=Jkwh9V37aRw girdik tugaya hemen ben postaya koştum, dedim söle lan onbaşı bana mektup var mı? çocuk beni o halde görünce bi irkildi tabi, sakallı adam akşam görse kafama sıkıcak terörist diye amk.

bakayım komutanım bu aralar gelmiyo posta, dedim sus aramaya devam et.

baktı ''komutanım yok''

lan nası yok bak iyice karıştır olması lazım gelmesi lazım.

yok komutanım,

lan olum gibtirtme ebeni araziden yeni gelmişim doluyum kalbini kırarım bak iyice gelmiştir.

yok komutanım gelmedi.

hay anasını gibiyim nası gelmez,

belki yoldadır komutanım falan dedi bu

dedim nerden öğrenicez öğreniriz komutanım falan dedi,

bu aradı bir yerleri falan, dedi komutanım gelmiş 3 gün önce malatyada. ama orada tutuyorlar göndermemişler.

niye göndermiyolar amk dedim ya, giberim belalarını ne ayak lan göndermiyolar falan dedim biraz sesimi yükseltmişim sanırım, üsteğmenin sesiyle irkildim tabii,

ne bağırıyosun lan dedi,

döndüm tak hemen hazırolda, komutanım mektubu göndermiyolar dedim, bi yandan bunu kesiyorum yeni gelmiş, ilk defa görüyorum çünkü,

sokarım mektubuna yok mektup falan ikinci bir emre kadar ne mektup var ne telefon git önce sakalını saçını kestir ahırmı lan burası sığır dedi.

dalasım geldi ama ne yapıcaksın tabii.

sonra tanıştık on numara adam üsteğmen ibrahim doğuştan komando, buraya kaydırmışlar birliğini. neyse ben tuvaletin yolunu tuttum kaptım jileti falan, bahadır orada yavuz orada traştalar.

söylene söylene daldım içeri tabii, giberim böle işi niye göndermiyolar amk, valla alıcam g3 tarıcam heryeri falan diye daldım.

bunlarında binlikleri üzerinde tabii, vay aslanım benim tararsın taşşaklı kardeşim benim yürü kim tutar seni, tek başına göndericeksin bunu cudiye bu hırsla terörüde bitirirsin falan geyikte pezevengler.

ben tabi deli dana gibiyim, traş oluyorum, yüzüm toprak olmuş tabi sakallar falan sert, jileti bir çekiyorum çart bir yer kanıyo bi daha çekiyorum cart öbür yanaktan alıyorum, tam ziya amk vardı ya traş sahnesi o hesap.

lan yüzüm kan içinde oldu, yavuz aldı elimden dedi gerizekalı revire kaldırtacaksın kendini dur dedi aldı elimden jileti traş etti beni. beyler askerde arkadaşlıklar çok başkadır olum onlar hem arkadaşın hem anan hem baban herşeyisiniz birbirinizin. yavuz dedi işte, neyin var kardeşim ne oldu mektup mu gelmemiş merak etme gelir öle kolay gelmiyo biliyosun telefon açarsın lan ne olucak diyo beni teselli ediyo bi yandan.

diyorum işte mektubum gelmiş malatyada tutuyolar göndermemişler, çoktan gelicekti falan diye bebek gibi söyleniyorum bi yandan traş oluyorum sayesinde.

sonra dedi işte merak etme ararız şimdi çok yorgunuz sıkma canını sıkıntı çıkartma başımıza falan konuşuyo öyle aklım mektupta ama.

dedim lan giberim banane amk kaç gündür onu bekliyorum ben dememe kalmadan aga bahadır bir bağırmış anlatamam,

''ulan amcık giberim senin aşkını 64 şehit verdik sokarım aşkına senin efendi gibi dur arka oğlanı bak etrafına nerenin tuvaletindeyiz gibik''

anaaaa bir utandum beyler yer yarılsa içine girsem falan denir ya o ne kelime vurun yani beni.

o dakikadan sonra çıt çıkarmadım efendi gibi traşımı oldum amk. paşa paşa oldum traşımı bunlarda bitirdi, sonra garip bişey oldu amk. suyu açtım yüzümü yıkıcam lan devamlı buz gibi akan musluk sola çevirince ısınıyo.

anaaaa sıcak su lan. bizde ne sinir kaldı ne bişey, direk koştuk kaptık çamaşırları üniformaları aldık attık kendimizi duşa, aga ne operasyon stresi kaldı, ne o 4 günlük karakol bekleyişi falan neyiz biliyomusun şampuan reklamları vardı o dönem şelale aldınta saçları yıkayan yavşaklar aha onlara döndük, şampunanı bi veriyorum sıcak su altına köpürt allah köpürt, köpürt allah köpürt sabahlar olmasın,

üzerimden ki kir bir çıktı 7 kilo daha az çekicem kantarda o derece. vücudum küçüldü resmen.

bir çıktım kabinden pamuk gibiyim lan uçuyorum yani ayaklarım yerden kesilicek.

ulan buraya geleli 3 aya yakın olmuş ilk defa sıcak suda duş almışız.

ne mutluluk yarabbim böyle bir his yok yani, her duşun altına girdiğimde o an gelir aklıma.

süper bir histi, biri gelse dese ''asteğmenim basıldık'' amaan be abiciiiim bişey olmaz, dese ''asteğmenim havan yiyoruz'' olsun be abiciiiim gibtir eeet sende gel yanıma, dese ''komutanım gelmişinizi geçmişinizi gibiyim sizin emi'' senden kıymetlimi tosunum al arkaür''

fena yani sinir kalmadı diyorum ya anlayın işte=) neyse babalar bir çıktım duştan saçlarda hafiften uzamış kuruttum saçları fönlenmiş finolar gibiyim, bide kokulu şampuanım var askerin arasına bir dalsam kokudan akılları kayıp gibecekler beni ayak üstü.

ardından ben hemen telefona koştum tabii bi aileyi arayalım haber verelim amk ortalık yıkılıyo kalpten gitmemişlerse iyidir, 1 haftayı geçmiş görüşmeyeli.

gittim telefona bizim keko orada. dedim asker çekil anamı babamı sevdiceğimi arayacam.

bu demez mi olmaz komutanım

yavrum pak duştan çıkmışım sakinim zorlama şansını ne demek olmaz lan komutanınım ben senin, yüzbaşı bişey demez ben açıklarım ona.

olmaz komutanım yasak

lan mnı gibtiğimin muallaksi niye yasak lan

yasak komutanım hiç bir asker ailesini yakınını arayamıyor yasak ısrar etmeyin komutanım noolur.

haydaaa ulan mektup bekleriz yasak, telefon açmak isteriz yasak, nası haberleşicem lan ailemle, hadi yağmuruda arıcam yani.

bütün bağlantılarım kesilmiş kaç gündür bu anı bekliyorum sinirden kuduracam.

gözü kararttım yüzbaşıyla konuşacam böyle olmayacak bu yani. neyse beyler gidiyorum yüzbaşının odaya doğru ama dolmuşum kapıyı vurup girecem ilk onu hesapladım.

sonra biraz daha yaklaştım vurmayayım kapıyı çalayım ama sinirliyim ağzıma ne gelirse söylicem kaç gündür arazideyim sevdiklerimide aramıcaksam ne zaman arıcam amk lan arıcam işte dicem

biraz daha yaklaşınca komutanım arayabilirmiyime döndü,

kapının önüne geldiğimde ise komutanım bişey arz etmek istiyoruma kadar indim. yüz başı amk durduk yere yakmayalım askerliği dimi.

neyse çaldım kapıyı ses yok. bi daha çaldım gene ses yok. lan zaten koridor ana baba günü bir sürü tanımadığım göz aşınalığım olmayan asker dolanıyo mavi bere bolu dağ jöhler falan.

bir daha çaldım girdim içeri jilet gibiyim ama temizlenmişim.

bi baktım adam uyuyo oda bizle tabi yeni gelmiş istirahatte.

hay amk dedim gittim bizim odaya. girdim odaya devrem içeride sinirli geçmiş masada kafayı yaslamış duvara gözler kapalı. çok pis bağırmıştı çekindim açıkcası bişey demeye önce.

bahadır bi baktı bana hafiften gene kapadı gözleri.

dedim abi çok özür dilerim kusuruma bakma.

dedi işte olum çok abartıyosun nerede olduğumuza bir bak ayıp değilmi bağırıp çağırıyosun, asker seni duyuyo çocukların anası babası sevdiği yok mu? ayıp olum öle yapma bi daha tut kendini artık şu kız konusunda.

dedim haklısın bahadır tamam affet işte kusuruma bakma.

dünya senin etrafında dönmüyo bizimde var sevdiğimiz bende sesini duyamadım kimsenin kaç gündür.

tamam kardşim dedim ya affet söyle ne yapıyım senin için.

bişey isticem senden dedi.

dedim söle bileğimi kesiyim.

bi paketini alırım dedi.

vay amk arkadaş dedim ya bi insan bu kadar da fırsattçı olur dedim al dedim al ye iç iç sömür sığır dedim verdim bi camelimi.

çok açıkmıştık ikimizde. zaten kaç gündür ton balığı yiye yiye balık olmuştur. kokulu mermcimek yemeğini bile özledik yani soğan versinler mercimek yüzüme gözüme bulaştıra bulaştıra yiyecem yani o derece özlem duymuşum anasını satayım. gittik yemekhaneye amk tugay o kadar dolu ki anlatamam size. içerisi subay kaynıyo. tam aldık karavanayı dediler bekleyin tuğgeneral gelecek birlikte yiyeceğiz.

vay amk tugay komutanı gelecek. genelde ana karargahta ya malatya da ya da erzincanda olurlardı.

dedim aga ne oluyoruz ya. bolu geldi jöhler geldi general geliyo ölicekmiyiz lan acaba diye söyleniyorum.

sonra yemeği bir gördük one.

bugur pilavı, etli türlü, hoşaf, peynir tatlısı falan allahım dedim heralde biz karakoldayız hala basıldık öldük hayal görüyorum birazdan yağmur gelicek general diye yemeğe bak anasını satayım.

ama kıllandım yani dedim bunun sonu hiç hayrı alamet değil. neyse başlayamadık tabii ki paşa gelecek. ismi neydi murat mustafa mı öyle bişey, sonra polatlı topçu birliğinin komutanı olmuştu öyle duymuştum.

bekliyoruz yavaştan küfürler başladı amk nerede bu gibicem artık.

neyse bir geldi bu peşinde bordo bereliler daldı yemekhaneye, irikıyım adamlar. biz hazırkıta resmen çıt yok kimsede.

merhaba asker. sağol! nasısınız? sağol!

buyrun komutanım dedi, başladık yemek duasına,

tanrımıa hamdolsun milletimiz varolsun falan fişman prosedür bitti, bir yumuldum aga yemeğe, bir kaşık atıyorum hepsinden aynı anda 4 ekmek sığdırıyorum ağzıma. türlü pilav çorba hoşaf peynir tatlısını aynı anda yediğimi farkettim bir ara yani. öyle yumulmuşuz anasını satayım. yemeğimizi bitirdik arkaümü kaldıracak halim kalmamış resmen kıpırdayamıyorum bilincimi kaybetmiş vaziyetteyim yani, o derece zorladım kendimi paşa gelse nasısın evladım dese;

ağzımda kürdanla iyidir be ne olsun işte falan takılıcam yani öyle gevşedim.

velasıl dağıldık odalara, jöh komutanı üsteğmen geldi ardından, çaylar söylendi, radyo açıldı falan muhabbet ediyoruz.

sonra sabah bana bağıran üsteğmen ibrahim geldi falan, bir tedirgin oldum ama çok kafa adam.

dedim komutanım hayırdır geldiniz buraya kadar. dedi bilmiyorum valla sebebini arkaünüz tutuşunca çağırıyosunuz geliyoruz bizde ondan geldik falan dedi,

gülüşüyoruz jöh üsteğmen dedi bu iş hiç hayra alamet değil, yarın da kayseri indirme burada olacakmış, polis özel harekatta tankçı birliğine alındı, satlar bile gelicekmiş falan dedi.

vay amk dedim nooluyo kerkükemi gidecez yani ne bu toplanma olayı.

üsteğmen ibrahim dedi hemen k.ırak a girecez o zaman dedi.

vay anasını sınır ötesi bir heyecanlandım varya anlatamam sizlere böyle mutluluk heyecan falan bir arada.

belli oldu zaten sıcak suyun böyle güzel yemeğin paşananın gelmesinin sebepleri. üsteğmen ibrahim dedi, lan olum sabahleyin ne bağırıyodun lan çocuğa dedi;

bahadır baktı şöle bi bana pis pis hemen sigara uzattım ona=)

dedim komutanım böyle böyle mektup bekliyodum gelmeyince aramak istedim,

hemen atladı jöh üsteğmen hakkaten nooldu o iş dedi, dedim komutanım 1 haftadır arazideyiz bilmiyorum ki ne olduğunu gelmiş malatyada tutuyolar nedense, aramak istedim 1 hafta oldu merak etmişlerdir diye, yasakmış.

ibrahim üsteğmen yasak dedi arama sorma yok operasyon olucak muhtemelen sınır ötesi, öncesinde bunlar olur hep.

e dedim komutanım ne zaman arayabilicem, dedi valla bittiğinde ararsın. kaç gün sürer dedim, 10 11 gün sürer dedi. dedim yapmayın çokmuş ya dedim.

not:çelik-1 harekatı 45 gün sürmüştür. konuşmaya devam ediyoruz, komutanım sizin var mı arkadaşınız dedim ibrahime, evliyim oğlum kızım var benim dedi, ankarada ailem falan diye anlattı, 5 yaşında kızı varmış ismi pınar hiç unutmuyorum.

adamın gözleri parlıyo kızından bahsettikçe öyle komandoluk sertliği falan kalmıyo. dinliyoruz bizde bende hayallere dalıyorum diyorum benimde bi kızım olsun yağmura benzesin çok yaramaz olsun koltuk tepelerinde dolansın oralardan toplayalım dolaplara tırmansın öle bi kız olsun yani komando kızına yakışır.

dedim komutanım daha gelecek olan var mı, dedi yarısı bu daha gelecek dedi. içimden dedim heralde üstüste yatarız burada amk.

dışarı sahra çadırları falan kurulmuş yani, bir o kadarıda hakkariye gelmişler.

neyse beyler o gece istirahatimizi yaptık, yalandan uyuduk biraz.

karakolda ki olayları atamamışız üzerimizden bi kulağımız hep dışarıyı kesiyo ses gelecek mi diye. gün doğumuyla uyandık, asker dedi komutanım kahvaltı var.

olum dedim bak yüreğime inecek artık bu ihtimam hizmet, söyleyin artık ırakı komple işgal mi edicez böyle yapmayın dayanacak gücüm kalmadı artık=)

baba bir kahvaltı, sıcak çay, yemin ederim artık masaj salonu nerde diye sorucam yani odama servis isticem o derece.

anlıyacağınız gibi askerin moraller bomba. bir kantin daha yapılmış asker orada tv izliyo çay içiyo (kral tv sadece).

arada bir de kantinden ''ooooooooaaaaaahhhh bravoooooooooo'' falan alkış kıyamet amk.

baktım ne oluyo, askere devamlı şarkı hediye ediliyo.

şarkıyı veriyo altından bu şarkı bilmem nerede ki şu şu askere sevgilisi şundan hediye edilmiştir yıkılıyo ortalık anasını satayım.

geneldede bir kadın vardı o söylüyo ''ahh memedim memedim sana ben gitme diyemedim şarkısı'' devamlı ama, zaten yeni çıkmış hit parça;

http://www.youtube.com/watch?v=M7wxZ_4KH74

hatırlayanlar vardır.

ulan ben bu kadar paranoyak parça görmedim askere moral vereecğinee gömüyo morali. yemin ederim o şimdi asker canı neler ister olsa daha iyi lan.

gittim baktım ne oluyo girmedim ama içeri, asker rahatsız olmasın diye, devamlı şarkıyı söylüyolar falan. arada bizim tugaydaki askerede geliyo falan ayağa kalkıp selam vermeler tebrikleri almalar morallar süper yani.

bi yirmi dakika daha geçti, kapı çalındı, niğde li vardı timimde komutanım acil gelin tv ye bakın lan dedim nooluyo, aga çaktım durumu ama şarkı gelmiş kalbim küt küt ama nasıl, yağmur dedim şarkı gönderdi,

bi baktım beyler altyazı şarkı bitene kadar devam ediyo, alt yazı şu,

şırnak çakırsöğüt komando tugayında görevli asteğmenimize sevgilisi yağmurdan hediyedir,

http://www.youtube.com/watch?v=tFZlcnFSqX4

erkin koray hastası olduğumu biliyo tabii kız=) klipte yok ya arkaya kral koymuş asker resimleri anlatamam ortamı yıkılıyo kantin,

asker beni bir gördü ''helaaaaaaaaaaaaaallllllll bravooooooooooo astek astek astek astek astek astek astek'' falan alkış kıyamet.

abi ulan bana bi ağlama geldi ne zamandır haber yok kızdan, inanılmaz güzel bi tesadüf amk böyle bişey yok. kantin yıkılıyo.

şimdi nası izin veriyolar diyecek bazı arkadaşlar şöle. bilenler bilir bölge riskli bölge olduğu için askere böyle şeyler izin verilir
kafası rahat etsin diye zaten kelle koltukta amk. mesela eşofmanla gezer top oynar.

zaten büyük operasyon eşiğindeyiz kimse ellemiyo bizi mis gibi=)

baba dedim benim bişey yapmam lazım.

gittik abi uzmana yalvar yakar (uzmanda olsa yalvarıcaz aga bizde istek yapıcaz tüm tugay)=)=)=)=)

abi bulduk bi faks makinası böyle allahı kaymış, yazdık kağıda en az 10 kere çektik krala parça istedik,

yarım saat sonra bu sefer tugay yıkılıyo amk,

alt yazı şu, şırnak çakırsöğüt komando tugayından asteğmenimiz ve askerlerimizden başta yağmur a ve tüm sevdiklerine geliyor,

dedei tugay yer yerinden amk hep bir ağızdan söylüyo çocuklar, 200 e yakın manda gibi komandolar düşünün inanılmaz bişey.

şarkıyı kesin beyler bomba amk;

http://www.youtube.com/watch?v=s0-_SPnPoLs

o gün hayatımın en güzel günüydü en sonunda komutanlarda geldi amk, biz izliyoruz komutanlar ritim tutuyo, moraller önemli beyler, yakında bildiğin adamların dibine kadar gidicez yani,

şarkıyı dinleyelim son ses beyler. özellikle sevgililerini bırakıp askere gideceklerine gelsin bu şarkıda. bir kahve yapıyorum beyler sizde şarkıları dinyelip o anı hissetmeye çalışın birazdan devam ediyoruz. neyse beyler, inanılmaz bir andı. tugayda yer yerinden oynadı resmen.

şarkının bir kısmın ''aaaaaaaaaaaa aaaaaağğğğağağaaaağğaaaa'' diye bir bölüm varya. onu 200 mavi berenin aynı anda götünden ateş çıkartırcasına söylediğini düşünün,

yemin ederim dağlar inledi, o ensada pkk bu çocukların sesi duysa,

''yürü yürü yürü yürü topuk topuk topuk amk bunlar belamızı sikecekler geliyolar'' der siktir olup habeşistana kadar çekilir.

inanılmaz bir mutluluk kapladı içimi resmen, bi kere şu geldi, mektup yazdık evlenme teklif ettik, cevabı geldi evet,

ayaklarım yerden keslmiş vaziyette, devrem geldi ''helal kardeşim aldın kızı bi sigara yakarız artık'' dedi ben yüzümde salak bir sırıtışla baho nun yüzüne bile bakmadan aldım paketi verdim eline istediği kadar alsın diye.

komutanlarımızın morali yerine geldi askeri öyle görünce. hayat dolu tugayın içi resmen.

kral tv nin asker için yeri ayrıdır her zaman. ibrahim üsteğmen geldi, ulan dedi yemin ediyorum şu kadar zamandır askerin içindeyim böyle gün görmedim helal olsun.

dedim komutanım asıl size helal olsun izin verdiğiniz için.

nası vermeyelim olum izin vermicez 200 komando yıkar başımıza burayı.

yavaş yavaş tesiri geçmeye başladı tabii işin, pencereden bakınca dışarıya cudiyi görünce bitmeye başlıyo hislerin körelmeye başlıyo tekrar.

o gece de güzel yemekler muhabbetler sohbetler devam etti.

ardından eğitimler başladı. askere, komutanlar devamlı teğmenlere üsteğmenlere asteğmenlere brifingler vermeye başladı.

nereye gideceğimizi, orada kime ne görev düştüğünü, neden oraya gideceğimizi, şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını, ailelerimizin bizi merak ettiğini ama bu görev için işin çok sıkı tutulması gerektiğini, en ufak bir bilginin sızması bütün harekatı tehlikeye atacağını söyledi,

o gece saat 11 civarı emir geldi, bütün tugay tam techizat harekete hazır olsun diye. orada güzel anlar kısadır uzun sürmez derler ya hakikaten de öyle. ibrahim üsteğmen geldi, ulan dedi yemin ediyorum şu kadar zamandır askerin içindeyim böyle gün görmedim helal olsun.

dedim komutanım asıl size helal olsun izin verdiğiniz için.

nası vermeyelim olum izin vermicez 200 komando yıkar başımıza burayı.

yavaş yavaş tesiri geçmeye başladı tabii işin, pencereden bakınca dışarıya cudiyi görünce bitmeye başlıyo hislerin körelmeye başlıyo tekrar.

o gece de güzel yemekler muhabbetler sohbetler devam etti.

ardından eğitimler başladı. askere, komutanlar devamlı teğmenlere üsteğmenlere asteğmenlere brifingler vermeye başladı.

nereye gideceğimizi, orada kime ne görev düştüğünü, neden oraya gideceğimizi, şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını, ailelerimizin bizi merak ettiğini ama bu görev için işin çok sıkı tutulması gerektiğini, en ufak bir bilginin sızması bütün harekatı tehlikeye atacağını söyledi,

o gece saat 11 civarı emir geldi, bütün tugay tam techizat harekete hazır olsun diye. orada güzel anlar kısadır uzun sürmez derler ya hakikaten de öyle. tam techizat beklemeye koyulduk, saat 11 geçmekte, tepede ay yok. tam zamanı orada kileri basmaya. aklımızda sevdiklerimiz elimizde silahlarımız can atıyoruz orayı panayır alanına çevirmek için.

komutanımızın tek kelimisi yeter tek kelimesi ''yıkın orayı''. ters çeviricez o dağları.

jandarma komando(biz), jandarma özel harekat, bolu dağ komando, kayseri indirme, polis özel harekat, tabii ki bordo bereliler, sınır jandarma timleri(garipler) denilene göre satlar (su altı taaruz).

gene gidiyoruz oraya, ama bu sefer öyle böyle değil.

bekledik saat 12, 1, 2, 3, bekliyoruz emir yok. bekledik sabahın ilk ışıklarına kadar. sonra istirahate çekilmemiz istendi. anlayamadık neden bekletildiğimizi.

meğerse gözler aysız gecelere alışsın dışarıda diye. tabii bu köpeklerde haberi almış bi şekilde hazırlanmışlar, bizim de ne zaman nerede vuracağımız belli değil. tam teyakkuz beklemedeyiz. bir sonra ki gece de de aynı mevzu, tam techizat hazır kıta bekle. sınırda bekliyoruz avımıza atlamayı, topçu birlikleri, hava kuvvetleri, artık beklemekten söylentiler başladı,

''kerkük e girecekmişiz''

''apoyu yakalamaya gidecekmişiz''

''bağdata yürüyeceğiz''

''kudüsü alacağız öyleymiş'' (yok ebenin amı ali sami)

kuduruyoruz artık hadi başladın artık diye.

gene sabah oldu ve yerlerimize çekildik gene hayal kırıklığı. 3.gece aynı mevzu, bekliyoruz başka da bi bok yaptığımız yok.

söylentiler hat safhaya çıktı, ama özellikle ''kerkük e yürüyeceğiz'' söylentisine inanmaya başladık. bu kadar hazırlık bu kadar beklemekten sonra ona inanıyoruz hafiften.

üsteğmen ibrahim, dedim komutanım kerkük e yürüyeceğiz diyorlar öylemi gerçekten,

''ne bileyim oğlum, ben bu kadar hareketli zaman hatırlamıyorum hakikaten yürüyeceğiz heralde''

vay amk, bir havaya girdik bir havaya girdik anlatamam size, sevinçten sarılacak ibrahim üsteğmene.

http://www.youtube.com/watch?v=36VBenOukjI

türkmen topraklarını alacağız diyoruz içimizden. öyle gaz durumdayız ki, değil bir kaç çapulcu amerikan askeri gelse siker atarız.

gene bişey olmadı o gece.

19 mart 1995 sabahı beklemeye başladık bu sefer.

gerginlik hat safhada artık, yavaş yavaş inancımız kalmadı, ki bazen harekatların iptal olduklarını biliyoruz, diyoruz iptal mi oldu acaba.

olursa oturur ağlarım o moddayım.

moralim yüksek, yağmur işi yoluna girmiş evlenicem kızla dönüşte, e bu şerefsizlerden intikamda alacağız budan iyisi şamda kayısı.

sabah olmaya başladı yavaştan. saat 4 falan. artık havalar yavaştan ısınmış güneş erken doğuyor.

bu seferde tamam iptal dedik, o esnada tugay komutanı giriş yaptı.

sert bir ses ''dikkkaaaaaaaat'' dedim hadi bakalım başlıyoruz. yerde oturmuş techizatımıza yaslanmış bekliyoruz, paşa bir girdi herbirimiz hazır kıta.

paşa döndü bizlere,

aynı merasım merhaba asker nasısın asker içimden diyorum iyiyiz işte amk sal bizi artık.

paşa geldi belli bişeyler olacak,

''evlatlarım, aslanlarım''

dedi anladım salıyo bizi paşa,

cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük operasyonda size komutanlık etmekten duyduğum gururu ve mutluluğu kelimelere dökmekte zorlanıyorum. arada başka laflar.

artık beklemeyeceğiz, sıra bizde. o dağlara gidip dar edeceğiz onlara dünyayı,

hepiniz gururlu olun, burada ki her kişi, çelik1 harekatına katılacak ve allahın izniyle o dağları ters çevirip geri geleceksiniz,

gazanız mübarek oslun evlatlarım,

bir sağol çektik yer yerinden oynadı öyle diyim size,

helikopter seslerinin gelmesiyle heyecanımız daha da arttı,

sonunda yarbay tugayın ortasında bir komando andı çektirdi ellim ayağım boşalıcak heyecandan. orada yığılıp kalıcaz resmen;

(andı merak edenler için)

http://www.youtube.com/watch?v=HTyxaEoOJxs helikopter sesleri daha da netleşmeye başladı, ufukta helikopterler küçük kuş sürüsü gibi gözüktü,

tugayın alanına indiler. bizde sırada, timi alan havalanıyo timi alan havalanıyo, ben ve bahadır aynı gruptayız 4 timden oluşan bir grubuz, başımızda halil yüzbaşı, üsteğmen ismail ve oğuzda var. uzmanlarımız falan bekliyoruz helikopteri,

üsteğmen ibrahim geldi yanımıza,

dedi arkadaşlar gazanız mübarek olsun, allah yardıncınız olsun, başka bölgelerde olacağız, operasyon sonrası sizi ziyarete gelemeyebilirim, az gün olsada size çok ısındır görevden sonra muhakkak görüşelim ziyaretime beklerim çayımı için dedi, sağolun komutanım dedik sarıldık oda atladı helikoptere timiyle güneşe doğru yola çıktı üsteğmenim. arkadan sıra bize geldi, hızlı bir şekilde doluştuk helikotere, saniyesine kalkış yaptı helikopterimiz, orada da atılacağımız yeri öğrendik,

görevimiz k.ırak ın 20 km kadar içerisine girip, zaho bölgesine bağlı, haftanin bölgesinde ileri birliklerden kaçan pkk kollarını tespiti ve imhası, aynı zamanda keşif kolu olan pkk kollarını tespiti ve stratejik noktaların tutulması,

4 5 dakika sonra pilottan anons geldi, beyler arkanıza bakın şu tepelere, artık memleket geride kaldı ırak topraklarına hoşgeldiniz,

içimizde ki heyecan daha da bir kabardı. tamam bakıyosun toprak aynı yer şekilleri aynı, ama işte k.ırak ya içine bir korku heyecan hüzün kaplıyo garip bir his. güneşe doğru gidiyoruz, içimizde duygu patlaması yaşanıyor.

sınırı geçtikten 10 15 dakika sonra atılacağımız bölgeye doğru alçalmaya başladık, 3 helikopter 3 timi here attığı gibi havalandı, hemen bir güvenlik çemberi kurmak için etraftaki kayalıklara mevziler aldık, arkadan bir timi daha getirecekler çünkü.

onlarda kazasız belasız 10 dakika içinde bölgeye iniş yaptılar, ve helikopterler ayrıldı bölgeden.

80 mehmetçik yanlız kaldık. etraf çok yabancı gelmeye başladı, hemen halil yüzbaşı gereken dizilişi alıp 1000 küsür şimdi aklıma gelmiyo rakımlı tepeye hızlı hareket etmemizi istedi, amacımız 20km kadar içeri girip mevzilenmek, önümüzde yaklaşık 17km falan var.

bölgede olduğumuz anonsunu doğru kodlarla belirterek bilgi verdik.

yüzbaşı bölgeye gitmeden asla durmayacağımızı böyle bir istek veya arzuda olmamamız gerektiğini belirterek yola koyulduk.

etrafımız dağlarla çevrili, bizde o tas gibi bir yerde dağın eteğinde bulunuyoruz,

elimiz tetikte pür dikkat etrafı dinleyerek en ufak çıt sesine bile kilitlenerek yürüyoruz. yolumuza devam ederken, en önde ki tim olarak yüzbaşının hareketlerini kesmeye başladım, arada sırada elini telsize arkaürüp dinliyordu sesi kısıp, o onu yaptığında bende sesini çok az açıp sesini kısıyordum.

bölgede devamlı telsiz trafiği vardı. harekatın daha ilk saatlerinde herhangi bir temas sağlanmamıştı.

birliklerimiz saatler geçtikçe hedeflerine yaklaşmaya başladı akşama doğru yaklaşık 10 saati geçen bir yürüyüşten sonra geleceğimiz bölgeye çok yaklaşmıştık. havada hafiften kararmaya başlamıştı. normal bir intikalden farklı yoktu. yavaş yavaş o heyecanı atlatmaya başladık.

arkamızdan bıraktığımız bölge güvenli bölge olarak kalıyor ve o bölgeye topçu ve havan birliklerimiz yerleşiyordu.

gitmemiz ve mevzilenmemiz gereken tepe karşıda gözüktüğünde artık ayaklarımızda ki botlar tabanımıza yapışmış vaziyette ve yürümekten başımıza kıramplar girmeye başlamıştı.

sabah ki heyecan yerini, sakinliğie birakmış ve yavaştan rehavete kapılıyorduk.

bunun üzerinden 10 dk geçmedi ki, yüzbaşımız çocuklar hadi biraz daha hızlı hızlı hareket dedi. o anda bir terslik olduğunu anladım. yavaş tempo sırtımızda 40 kg ile koşmaya başladık artık taşlar ayaklarımıza battıkça çoraplarımız ıslanıyordu. belli ayak tabanlarımız kanıyor. yüzbaşının bu telaşlı hareketinden bişeyler olduğunu hissettim, telsizimi hafif açtım telsiz bangır bangır bağırmaya başladı resmen. bazı birliklerimiz ilk teması sağlamış çatışmalar bizim batımızda kalan bölgelerde hakkari taburlarında başlamıştı.

inanılmaz bir heyecan yaşamaya başladım. her an bizimde bir çatışmaya gireceğimizi hissetmeye başladım. bu hafif koşudan askerimizde hissetti tabii bi taklar olduğunu, yarım saat sonra mevzimiz olan tepeye geldiğimizde karşı tepede ışıkları açık olan evler gördük köyün ismi bitamad diye hatırlıyorum.

mevzimize yattık ve büyük sinyal alıcılarıyla sinyaller kesmeye başlayınca, pkk telsizlerinide duymaya başladık. adamlarda öyle ss tonlarıyla konuşuyorlar ki arkaleri tutuşmuş belli.

kendi telsiz frekanslarımızdan diğer birliklerimiz çarpışmaya başlamış ne yazık ki şehitlerimizinde olduğunu öğrendik. henüz tam olarak sayısını bilmeyerek etrafımızı pür dikkat izliyoduk hani türkiyeye doğru sızma yapacak olan kollara pusu atmak için. beyler 40 küsür gün harekat nası bitireyim harekatı bugün. elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum bişeyler atlamak istemiyorum. neyse devam. o gece sadece telsizden gelen sesleri dinleyerek sinirlerimiz gerilerek dinledik.

herhangi bir sızma yapmaya çalışan bir kol yada grup ile karşılaşmadık ki gece zaten çoğu sıcak temasa girmişti askerimizle.

kürtçe bilen askerimiz sayesinde örgütün bir şok geçirdiğini bu harekatı bekleselerde bu kadar geniş çaplı özellikle özel harekatçıları beklemediklerini anladı. ilk gün 70 e yakın terör örgütü mensubu öldürüldü, ne yazık ki bizde 11 yada 12 tane tam hatırlayamıyorum şehit verdik, ama hatırladığım ve unutmadığım, 19 mart 1995 te yani harekatın ilk gününde ibrahim üsteğmen şehit düştü girdiği çatışmada. yavaş yavaş sabah olmaya başladı, çatışmalar geceleğin kadar şiddetli olmasada devam ediyordu. örgüt bazı bölgelerde darmadağın olduğu belliydi, dağınır vaziyette kaçmaya çalışıyorlardı, kimisi yönünü kaybedik jöhlerin kucağına oturuyordu.

sabahleyin yüzbaşı hilmi ileride görülen köye 2 tim gitmesini istedi, üsteğmen ismail asteğmen vardı ibrahim sanırım yeni gelmişti, ve ben 2 timi alarak uzmanlarımızla birlikte köye doğru hareket etmeye başladık.

köye doğru yaklaşınca hala açık olan ışıklar söndü bir anda. sönmeye kalmadan aga bir havan yağmuru başladı açık alanda size anlatamam. o havan toplarından biri ortamıza düşse hiçbirimizin şansı yok. hepimiz şehit olacağız. böyle bir havan yağmuru görmedim zaten havan atışı hiç yememiştim. üsteğmenimiz sesi duyunca mevzi al mevzi al yat yere diye haykırdı resmen.

ilk anda sadece ıslık sesi gelir ama nereden geldiği belli değil, ilk anda (bu tabi 1 2 saniye) resmen tak diye nefesin kesilip yutkunup donma geldi, o esnada uzmanım çekti beni attık kendimizi kenara.

arkamızda kalan 2 tim ile birlikte köye doğru yaylım ateşi açmaya başladılar. köyden havan yiyiyoruz resmen hemde açık alanda.

daha harekatın 2.gününün sabahı amk daha 40 küsür gün var (haberimiz yok tabii) bir oraya atlıyoruz bir buraya zıplıyoruz attık kendimizi kayaların oraya.

telsiz çayır çayır yanıyo yüzbaşı bağırıyo olum metre teyit et kaç merte?

300 metre komutanım

tamam geri çekilin oradan.

tepemize devamlı havan düşüyo en pis olanı nereye düşeceğini kestiremiyosun yani. biz yaklaşık 50 100 metreyi koşarak sinerek çapraz koşarak havanların arasında geriye başka kayalık mevziye geçtik. yüzbaşı gene sord

olum söyle kaç metre ''200 metre''

geri çekilin dedi,

lan biz geri çekildikçe adam kafamıza isabet ettirmeye çalışıyo ki yukarıdan tim yaylım ateşine devam ediyo. abi tam geri çekilicez ne olsa beyenirsin,

ibrahim asteğmenin timinde diyarbakırlı onbaşı sezai.

bir önce ki mevzide biz geri çekilirken o donma yaşamış kalmış sinmiş silahı yanında elliriyle kulakları tıkamış bacakları kendine çekmiş sallanıyo.

haydii. ulan çocuğu orada bıraksak şehit düşecek, e oraya hareketlensek farkedilecek bütün havanlar oraya düşecek gene şehit allah muhafaza parçalarını toplayacağız.

bı yeri iyi dinlesin arkadaşlarım ateş etme el bombası atma olayı yaşadık dedim ya kan uykusundan dediler iyi okusunlar sırada ki yazacaklarımı. @2397 okumaya devam et kardeşim, şırnaka direk otobüsle giden asker varmı araştır. ktmlere katılır önce asker ne şırnak tabelası. beyler siteye giremedim bir türlü o yüzden geçiktim yazıyorum. abi yüzbaşıya telsizle hemen durumu anlattık, yüzbaşı kimin timindeyse o çocuk o timin sevgi kodumun komutanı gidip onu oradan alacak.

dedi ibrahim asteğmenin yüzü bembeyaz kesildi bi anda.

ulan nası alacaksın. bağırdık bağırmaya çocuğa ''sezaiiii seaziiiii'' yok amk çocuk duymuyo tepki veremiyo zaten havan yağıyo amk.

üsteğmenimiz telsizden devamlı ananons geçiyo ''komutanım 150 metrede atış yapılıyo'' giderek yaklaşıyo derhal geri çekilmemiz lazım çocuğu alacaz diye 39 kişi şehit düşecez yani,

bağırıyoruz ''sezaiii sezaiii'' uzmanımda şöyle bağırmaya başladı ''huur çocuğuuuuuuuu lan şerefsiiiiiz laaaaaaaağğğn'' 3 4 dakika içinden oradan çıkmazsak bizi vuracak havanlar.

yerden taş alın atın dedim, aldık taşları nası sallıyoruz çocuğa kıpırdayamıyo biri isabet etsin de kendine gelsin diye, buna attık taşları bu kendine geldi ama ne gelmek, taşlar vücuduna gelince bu heralde isapet aldım heyecanıyla sağına soluna bize doğru ateş etmeye başladı bilincini yitirdi çocuk.

bizde küçük taşlar atıyoruz o mesafeye ulaşşsın diye mermi sndı heralde.

üsteğmende bağırıyo ''50 metre komutanım isapet alıcaz'' sezai ateş etmeye devam edince hem yerini belli etti, hem bizde bişey yapamaz hale geldik mermi yemeyelim diye, havanlar seaziye hedef almaya başladı ve bir havan mermisinin yakınıa düşüp şarapnel parçaları vücuduna gelerek şehit düştü çocuk oracıkta gözlerimizin önünde. ibrahim asteğmen başladı ağlamaya oda. oda kendini kaybedecek sandık üzerine atladık adamın ateş mateş edicek diye. arkasından beyler arkamızda bulunan topçu birlikleri 20 küsür atış yaptı, 302 likler tepemizden bildiğin vızır vızır geçiyor köye doğru, tahmin ediyorum 12 13 tane atıldı, önümüzde duran köy 10 15 dakikada tuz buz oldu resmen,

302 lik top abi bu, yere vurdumu ters çeviriyo milleti, zaten bir yarım saat hiç bir şey duyamadım, top her yere vurduğunda zıplıyoruz etraftan topraklar üzerimize geliyor.

dehşet bir görüntü dehşet bir ses.

ortalık yıkılıyo denir ya hakikaten yıkılıyor yani.

babalar topçular öyle bir vurdu ki köyü havan falan kesildi. top atışı bittiğinde midem bulandı kokudan barut kokusundan olduğum yere kustum. kendimize gelmemiz yüzbaşı ve arkadaşların yanımıza gelmesi ve bizi, kendimize getirmesiyle sürdü. böyle bir şok yok. 1 şehit vermiştik ne yazık ki. diyarbakırlı on başı sezai mekanı cennet olsun.

asteğmen ibrahim girdiği şoktan çıkması uzun sürdü.

hemen hücum yeleğini falan teçhizatını çıkarttık, nefes almasını sağladık, kendine biraz geldi yarı baygın.

telsizden anonsumuzu geçtik, bir şehidimiz var bir yaralımız.

dedim yaralı nerde var bakıyorum falan yok.

yüzbaşımız asteğmen ibrahimin bu dakikadan sonra bir yararı olmayacağını düşünerek çekmeye karar verdi, biz kendimize biraz gelir gelmez ben özellikle çikolataya sarıldım mide bulantımı geçirsin diye, arkasından yüzbaşıma iyi olduğumu belirtip harabe olan tepede ki köye gitmemizi istedi,

asteğmen ibrahim kenarda yarı baygın halde yatıyor bir yandan da grupta ki çocuklar şehidimizi kenara alıp künyesini, ve harekat başında verilen vasii kağıdını çıkartıyordu. botlarını çözüyor silahını ve mühimmatını kenara ayırıyordu. hislerin duyguların birbirine karıştığı bir an on.

biranlık şok biri şehit olmak üzere iki kişinin kaybına neden oldu. asteğmen ibrahimin askerliği pdrm de devam etti, bir daha araziye gelemedi ve ailesine geri gönderildi nası bir pgibolojiyle yaşıyor bilemiyorum.

biz yarı bilinç kaybı ve sağa sola sallana sallana köye doğru hareketledik. köye doğru yaklaştıkça keskin bir barut kokusu ve o bilindik koku, terörist kokusu keskin bir şekilde burnumuz yakmaya başkadı. burnumuzu boynumzda ki berelerle kapatığ köye girdik, etrafta paramparça olmuş ceset parçaları vardı.

aklıma önce köylü olabilecekleri geldi fakat kısa süre sonra keleşleri görünce anladık köyde neler olduğunu.

etrafı biraz gezdiğimizde aslında bu itlerin dün geceden beri burada olduğu anlaşılıyordu. bizi görememişlerdi pezevengler.

ışıkları yakmalarının sebebi, normal bir köy izlenimi vermesi ve askerin köye savunmasız girmesi.

ama sabahleyin, bizi karşı mevzi tepesinde görünce özellikle köye haraketlenen bizim timimizi ateşten önce havana sarılmışlar.

belki önce ateş etselerdi şehit sayımız artabilirdi çünkü arazi çok açıktan gidiyorduk. ve göremedik hakikaten adamları.

boş bir köy zannettik. oraya gidip soru soracaktık gördünüz mü buralarda grup diye.

önce havana sarıldılar. sonrasında dünya başlarına yıkıldı. 2.günü diyarbakırlı onbaşı sezai de dahil bölgede 6 şehit verdik. 30 a yakın yaralı. onların zaiyatı 100 e yakınç.

asteğmen ibrahim ne alemde bilemiyorum. umarım iyi durumdadır.

güne çok kötü başlamıştık. ilk sıcak çatışmamızı yarı pusu sayılabilecek şekilde yedik. o gün 1 şehit 1 yaralı verdik,

köyde bulunan 7 pkk lının parçalarını saydık. helikopter yarım saat içerisinde bölgeye ulaştı sadece 1 dakika içerisinde titreme geçiren asteğmen ibrahimi ve şehidimizi helikoptere yollayıp sonsuzluğa yolcu ettik.

her boşluğa düştüğümde zor anımda olduğu gibi aklıma yağmur ve o şarkı gönderdiğimiz gün geldi,

sezaide onların arasında haykırarak şarkı söylüyordu muhtemelen. asteğmen ibrahim sevgilisini düşünerek ritim tutuyordu, üsteğmen ibrahim kızını eşini düşünüyordu şimdi.

aklımıza geliyordu ailesi öğrenmiştir üsteğmenimizin, sezainin ailesi şu anda habersiz belkide yataklarında uyuyordur. bugün çok zor bir gün onlar için. hiç bitmeyecek bir gün, bir iki saat sonra başlayacak onlar için.

http://www.youtube.com/watch?v=6-n2VkblHRA

(bir arkadaşımız atmıştı çok hoşuma gitti paylaşmak istedim)

arkadaşlar bugünlük hikayeyi bitirelim yarın devam edeceğiz muhabbet edelim biraz saat 1 oldu yoruldum. iyi geceler yatacak arkadaşlara. @2436 hepimiz mavi bere kardeşim.

@2439 o gün icerisinde iletilir abicim, en fazla 3 4 saatte.

@2240 kardeşim bizi intikale bırakan kamyonda güvenlik konvoyu var zırhlı araçlarla gidiliyor bizi bırakıyorlar zırhlı araç ve askerlerle geri dönüyorlar yani sadece kamyon değil en az intikali yapacak tim kadar asker de geliyor.

@2441 belki başka bir isimle koymuşlardır. iki isim olabilir. tam bilemiyorum kardeşim. @2447 haklısın kardeşim işlerin yoğunluğu falan elimden geleni yapıyorum kusuruma bakmayın. @2449 kardeşim iş günleri zorlanıyorum ama hafta sonları sabahladığımız oluyo kusuruma bakma. elmden geldiğince çok yazmaya çalışıcam söz. @2454 şehidimiz almışlardı. bişey dicektimde şimdi anlatmıyım bunu sinirler iyice gerilmesin. şehidimize yapılanları. esir de verdiği oldu elbette ama bizim dönemimizde hiç duymadım fakat yakın zamanda vardı haberlerde.

bizim dönemimizde şehitlerimizi alırlardı. @2458 giremiyoduk tabii ki gene mecliste mgk toplantılar olurdu. öle kafana göre bu kadar büyük bir birlikle girilmiyodu. ama timler halinde ufal gruplar halide sürekli girilir çıkılırdı. hala da öle. sadece sizlerin haberi yoktu. şimdide biz duymuyoruz ama muhakkak giriş çıkış yapılıyordur. @2459 hiç o kadar psikopatıyla karşılaşmadım ben. ama tekme atan olurdu ara sıra.

ayrıca insanın inanası gelmiyor değil mi? @2462 yok be kardeşim bizim askerimiz değil. bunlar özellikle karakol baskınlarında ön mevzide ki şehidi yada güvenlik timini pusuya düşürdüğünde yapabilirse şehit ettikleri askerlerimizi alır götürür.

pkk şehidimizi alır götürür onu diyorum. @2466 estafurullah ne kusura bakması. @2470 yok kardeşim ben görmedim hiç duymadım da. @2475 o zaman sor bakalım kaç kişi gitmiş kısa dönem 1995 sene, önüne geleni yedek yapıyorlardı abicim ondan. @2496

şimdi bu zamana kadar kimseye cevap vermedim çünkü inanmayan arkadaşlar bile bu (bkz: sallayarak) denilen yavşak kadar terbiyesizleşeni görmemiştim.

tav olmuş bana

bakın kimse inanmak zorunda değil. çoğu kişi inanmadığı halde sırf hikaye hoşuna gittiği için burada olduğunun ve hikayenin bitmemesi içinde efendi gibi okuduğunun farkındayım. hatta inanmadığı yerleri özel msjla, ''ya abi gerçek gelmiyor bana belki doğrudur ama bana şurası garip geldi'' der bende cevabımı veririm anlaşırız anlaşamayız devam eder gider.

tav olmak ne demek lan gibik. ulan ben belki senin babandan büyüğüm am biti.

şimdi gelelim bu muallaknin dediğine;

üstünüze havan atan denyo ya teşekkür etseydiniz. mesafe tayini bir bilemedin 2 mermiyle yapılır. üstünüze havan yağdırıp 150 metre 50 metre yarak kürek oluyosa harbi denyo demektir yada sen çok pis sallıyosun. ilk atış, mesafe tayini için yapılır, ileri geri nereye düştüyse bildirilir ona göre bi daha atar adam, yine olmadıysa yine dener 3. atışta hala dağa taşa atıyosa onun başındaki adam onu giber açık ve net söliyim. sallaıyosun hacı. inandırıcı olsun diye de aktar gibi bi uslup kullanıyosun tav oldum sana.

demiş,

şimdi karşısında profesyonel asker yok. bir iki tane dal yarrağın eline havanı vermişler, bu gerizekalılarda havanla adam vurmaya çalışıyor bak ne diyorum adam vurmaya çalışıyor gerizekalılar. ulan havanla adam daha doğrusu hareketli bir unsur vurulur mu?

vurulmaz.

o havanı kullanan yetişmiş bir asker olsa, açık arazide yakalamış unsuru önce havanla vurmaya çalışır mı? çalışmaz.

gider görerek atış yapabileceği uzun namlulu silahını kullanır.

dolayısıyla bu kişilerin hareketli unsuru havan mermisiyle vurması çok zordur. ilk atışı yapar, hareketli unsur hemen ikinci atıştan korunmak amacıyla en az 50 metre olmak üzere yer değişikliği yapar ki mesafe tayini yapmasına izin verilmesin.

zaten genelde askere gidenler bilirler. havan ve toplar hareketli unsurları vurmaktan ziyade, hareketsiz unsurlar ve binalar gibi cisimleri hedef almakla birlikte, ileride bulunan birimin arkasında ki lojistik sağlayan yeri veya yolları vurur ki önde ki unsur yanlız kalsın.

veyahut hareketli askeri unsura hedef tayin etmeksizin bak sevgi koduğum bak burayı iyi oku ''hedef tayin etmeksizin serbest atış yaparak unsurun hareket ve manevra kabiliyetini engellemeye çalışıp zaman kaybettirme amacı taşıyabilir''

tabi ki hareketli unsur ilk atışta (çok çok az bir ihtimal) vurulabilir. ama asıl amaç görülmeyen bir yerden hedef tayiniyle ve hareketsiz unsura yıpratıcı atışlar yapmak ve sindirmektir topçu ve havan bölüklerinin görevi.

şimdi karşımızda ki amerikan ordusu değil neidüğü belirsin 7 8 kişi, ki açık arazide yakaladığı birine görerek atıştan ziyade görmeden havan atışı yapmasının iki sebebi olabilir,

1) acemilik,

karşısında kendisinden daha yıpratıcı bir vurucu güce sahip birimi görüp panik olma, ve bunun akabininde getirdiği hemen etkisiz hale getirme isteği.

2) bilinçi zaman kaybettirip manevra kabiliyetini düşürme

eğer bunun için yapmışlarsa bu demektir ki, bu grup tecrübeli bir grup neden dersen, karşısında bulunan vurucu gücü üstün unsuru yavaşlatmak ilerlemesini durdurmak ve ona zaman kaybettirerek bölgeye yardım gelmesini veyahut bölgeden uzaklaşmak amacında olmuş olabilirler.

tek hataları uzun namlulu silahlardan önce havanı kullanmaları olmuştur.

ki orada böyle kritik minik hatalar adamın hayatına mal olur sevgi koduğum bunu çok iyi bil.

çünkü;

ilk havan atışından sonra arkamızda ki tepe mevziinden üstlerine başlatılan yaylım ateşi onları karşılık verememeye ve yanlız kör havan atışına zorlamıştır.

şimdi bunu iyice oku oku ki sevgi kodumun bak bakalım içinde kaç adet askeri jargon var. burada sadece askeri jargonla konuşulsa kim anlıcak, sen anlıcaksın ben anlıcam ve konuya hakim bir kaç kişi daha.

ikinci sıkıntına gelelim,

vay efendim bir saat teslim ol çağrısı mı yapılır mış da var efendim roket mi atılırmışta o kadar uzun süre mağara başında mı beklenirmiş.

ilk olarak roket nasıl atıldı orayı 42 kere oku anlıyacaksın.

ikincisi, bilmiyorum askerliğini yaptın mı veya yaotıysan nerede nasıl yaptın;

orada şehit vermemek için değil 1 saat, arka kadar patika yolda 3 saat hareketsiz kalındığını, 4 km yolu sinerek atlayarak dura kalka dura kalka 4 saatte alındığından haberin var mı?

senin gibi bir dal yarak olsa, ee giberim girin ulan sıkıldım kafasında olsa orada ki askerin var haline.

hadi bana inanmıyosun bu komutanada inanmassın, adam kaç saattir teslin ol çağrısı yapıyoruz diyor,

http://www.youtube.com/watch?v=F6bSeTOZ2Jo

özellikle bunu izle megefonla konuşan komutanı arkaünle değil kulaklarınla dinle ne diyor;

''dün saat 16 dan itibaren sizin teslim olmanızı bekliyoruz''

http://www.youtube.com/watch?v=HFz6Ev0PH1k

100 sayfayı geçtik bir çok inanmayan oldu ama kimseye bırak küfür etmeyi ters bir laf dahi etmedim varsa ettiğim çıksın özür dilicem.

burada pkk lı bile geldi yazı yazdı cevap dahi vermedim.

ama sen kimsin lan arka herif kaç yaşındayım ben biliyomusun aktar. kusura bakmasın diğer arkadaşlar üslubunu giberim böle adamın.

al gör. bu inanman için yaptığım bir şey değildir.

sen çıkıp desen ki abi.. gibtir et abiyi, olum böle böle demişsin ama şu şöle oolur bu böle olur o öle olmaz bende doğru değil inanmıyorum sana desen yemin ediyorum ''tamam kardeşim hikaye bitsin anlatırım sana der çekilirim itiraz etmem bile.

yemin ediyorum yazmaktan soğuttun beni tav olmuşmuş seni bir giberim aklın hayalin durur yavşak. itirazın varsa adam gibi derdini anlat. arkadaşlar yanlış anlamayın inanmayan varsa çok doğaldır en ufak itirazım yok. inanmazsınız hatta söylersiniz şurası inandırıcı değil diye. ama böle tav oldum falan ayıp gerek yok.

isteyen her istediğine inanıp inanmamakta serbesttir. @2511 bak havan mevzuunda ki iddiası gayet yerinde adamın o öle olmaz böyle olur şöle yapılmalıdır falan mantıklı şeyler söyledi bilgisi dahilinde ki doğruluk payı var. farkettiyseniz uzun bir şekilde neden tahmin ettiği gibi olmadığını anlattım.

ama yok 1 saat beklenir mi falan yok sikerim seni bilmemne demesi özellikle tav olmuş falan ona uyuz oldum. beyler merak etmeyin devam edeceğim tabii ki. saat 9 30 gibi başlıyalım isterseniz bende bir duş alayım leş gibiyim 9 buçuk gibi devam edelim kaldığımız yerden. hem biraz toplanmış olalım. k.ırak ta ki ikinci günümüze hiç iyi başlamamızdan ve verdiğimiz iki kayıptan dolayı açıkcası duyduğumuz heyecan ve moral, yerini endişeye ve sinir bozukluğuna bırakmıştı.

karşılaştığımız ufak bir grupta bile bu denli saldırı yememiz askerin komuta kademesinin kararlarına az da olsa şüpheyle bakmasına olanak sağlamış ve bunu subay ve astsubaylar olarak hissediyorduk.

elimizde bir harita bilmediğimiz bir bölgede intikal noktalarımız arasında dolaşıp, sızma yapıp kaçan grupları tespit edecek, gerekirse imha edecek ve bu sızmayı engelleyecektik.

bir başka görevimiz ise terör örgütünün bölgede ki gruplarının telsiz frekanslarına karışarak bilgi alarak ne tip manevra yapacaklarını çözüp, dinleme ve kesilme timlerine bilgi verecektik.

aklımızda sevdiklerimiz ve kaybedilen arkadaşlarımız ile birlikte başımıza acaba ne gelecek? acaba geri dönebilecek miyiz? sonumuz ne olacak gibi sorular sorup yavaştan paranoyaya bağlamaya başladık.

e zaten bölgede ki komuta kademesinin ilk görevi şüphelenmek. her boktan şüphelene şüphelene yavaştan paranoya boyutuna geçmeye başlıyorsunuz.

asteğmenimizi ve şehidimizi naklettikten sonra köyü toparlayıp, intikal hattımız boyunca arama tarama görevimiz için yola devam ettik.

öğlene doğru yarım saatlik istirahatin ardından bölgede ki en sivri kayalıkları içinde bulunduran, zaho bölgesinde ki per tepesine tırmanmaya başladık.

geceleri, telsizden anladığımız kadarıyla çok etkin ve şiddetli çatışmalar, sabahları yer yer duruyor yerini ufak çapta çatışmalara bırakıyordu.

bunun sebebi, çatışmaya girilen her bölgede örgüt unsurları incin halde geri çekiliyor veya imha ediliyordu.

herakatın daha ikinci gününde, ön hatlarda bulunan terör örgütününe mensup unsurların çözülmesi beklenenden de çabuk olmuştu.

örgüt daha 10 gün öncesinde yapmış olduğu 4 günlük eyleminde her noktaya saldırmasına rağmen ordunun bu denli hızlı ve ani manevra yapıp geri saldırı ve bu denli sert saldırı yapmasıni hiç beklemedikleri belliydi.

harekatın 4.gününden itibaren bölgeye gelecek olan cobra yani ah1-p/s tipi (yanlış bilmiyorsam ısıya duyarlıydı) helikopterler ile birlikte, bölgede sızma yapmaya kalkışacak olan unsurları nokta tipi değil bölge tipi hava savunması yaparak 2 set halinde havada, bölgede tespit edilen unsurları araya sıkıştırarak tecrit etme amaçlıdır. amaç unsuları, sıkıştırıp bizim istediğimiz noktaya çekilmelerini sağlayarak tamamen etkisiz hale getirmektir.

bu çok profesyonel bir iş gerektirir. genelde özellikle kurmay subayların hazıryabildiği bir küçük harekat plan tarzı. şimdi neden cobraların ilk günden itibaren değilde 4.günün ardından geliyor diye sorabilirsiniz. bende sordum ama cobralar öyle her istenilen anda kalkamıyor. her türlü hava şartı helikopteri etkileyebilir.

ve tabi cobralar o zaman elimizde sadece 5 tane var. onların 4 tanesi de hakkari bölgesine ait.

bilindiği gibi cobraların ordu içinde ki değeri şimdi bile çok fazlayken o zaman toz dahi kondurulmuyordu.

velasıl biz bölgemizden ayrılarak, bölgeye giren koruculardan bize yardımcı olacak korucu timiyle kontak kurup birleştik. 7 kişilik korucu timi ile birlikte per tepesinin eteklerine geldiğimizde biz dahil zaho bölgesinde yaklaşık 400 e yakın komando ile zaho da ki tüm tepelerde mevzi yerlerimize doğru hareketlenmeye başladık.

bölge yaklaşık 300 km2 lik bir alan.

bizim mevzileneceğimiz per tepe nin zirvesine doğru hareket etmeye başladık. hayatımda o kadar sivri kayalıklar görmedim. 600 küsür metre yüksekliğinde ki tepeye akşam üstü saat 4 gibi, tırmanmaya başladık.

600 küsür yükseliğinde ki sivri oyuk kayalık vb. bir çok çetrefilli arazide zirve de ki mevzi noktasına geldiğimizde saat sabaha karşı 1 buçuk 2 civarlarındaydı.

tepeye geldiğimizde o kadar bitkin haldeydik ki resmen serumlarımızı yemiştik. enerji denilen bir şey kalmamıştı. her yerimiz çizik içerisinde 90 kişi, toz toprak içerisinde zirveye gelmiş zifiri bir karanlıkta mevzilerimize geçip frekans kesici ile etraftaki hareketlenmeleri ve manevra halinde ki unsurları tespit etmeye çalıştık. bölgenin inanılmaz zor bir arazi olduğunu, neredeyse düz bir alanın olmadığını zirvelerin gök yüzünü kestiği yerden anladım. böyle bir manzara yok.

300 km2 lik bir alanda tam 400 askeri unsurumuzla konuçlanmıştık.

gece tekrar ileri bölgede askerimiz her noktada çatışmalara girmeye başladı. kamplara yaklaşan askerimiz çatışmara çok şiddetli giriyor ve karşı mukavemet daha sert olmaya başlıyordu.

terör unsurlarının frekanslarına girdiğimizde telsizlerimiz cayır cayır yanmaya başladı. hiç anlamadığım dilde bağırışlar çağırışlar vardı telsizde.

bir korucu kardeşimizin yanıma alarak anladığı kadarını bana tercüme etmesini istedim. tercüme ettiğinde, çatışmaya girmiş terör unsurları sözde karargah bölgesinde ki üslerine genelde aynı şeyleri söylediğini çözdük;

adamlar genellikle ''çekideğimiz bitti'' ''sigaramız bitti''

bunlar şu anlama geliyor çekirdek=mermi sigara=roket,

bunları duyduğumda sırıtmaya başladım, cephaneleri kendi kamplarında olmalarına rağmen bitme noktası gelmiş pezevenglerin askerimizde herhangi bir cephane isteği yoktu. demek ki komandolarımız ve özel harekatçılarımız genelde attığını vurmakta.

çoğunlukla yardım çağrıları;

işte sıkıştık, bölgede çok fazla asker var, çok sert çok sert karşılık yiyoruz, ve en güzeli çok ölü ve yaralımız var destek istiyoruz.

beter olun orospu çocukları dedi korucu kardeşim, omzunu sıktım güldüm bende. telsiz dinlemsinde şok olduğum bir an vardı,

bu pezevegnler geri çekilin emri aldığında, çatışmada ki grup liderlerinden biri, çok yaralımız var geri çekilemiyoruz dedi,

karşılık olarak geri çekilin sıkın kafalarına hemen geri çekilin.

köpeklerin kendi adamlarına bile en ufak merhameti yoktu.

yüzbaşı hilmi, frekans kesiciden bilgi aldı ve hemen yanına çağırdı bizleri,

bir keşif grubunun çember arasından kaçarak sızma yaptığını ve buraya yaklaşık 4 km ötede ki patika bir yoldan gelip geçeceğini söyledi.

hemen dinleme kesilme timlerine kodlarla çektik mesajı.

onlarda ana karargaha bilgi verecek bize geri döneceklerdi. yaklaşık 20 dakika içerisinde, patika yola pusu için timlerin gönderilmesi gerektiğini söylendi.

daha per tepeye gelmemiz 2 saat olmamıştı ki toparlandık bölgeye hareket ettik, muhtemelen pusu bölgemize 3 4saatlik bir yolumuz vardı.

bize bildirilen ufak bir keşif grubu ki keşif grubları genelde 30 kişiyi geçmezdi, kendi aramızdan 3 tim ve arkamızda bulunan tepeden 2 timle birlikte bölgeye intikal planımızı hazırladık korucularımızı alarak intikale başladık. yaklaşık 100 yakın askerle bölgeye hareket etmeye başladık.

pusu alanının yaklaşık 7 8 km2 lik bir alan olduğunu haritadan belirten komutanımız diğer tepeden gelecek olan üsteğmen oğuz un komutanısında şu noktada katılacağımızı ve bölge ye vardığımızda hızlı bir planlama ile yerleşeceğimizi kararlaştırdık ki zaten üsteğmen buluşacağımız noktaya kadar belirlemiş olacaktı yerleşim tarzını. per tepeye çıkış ayrı bir eziyetken iniş daha ayrı bir eziyet. neredeyse zifiri bir karanlıkta sıfır ışık ki silahlarımız bile bezle sarılı yansıma olmasın diye, sıfır ışıkla iniş gerçekten tehlikeli olduğu kadar tedirgin edici, sivri kayalıklar arasından atlaya zıplaya inmeye başladık, mayın korkusu bir yana kayalıklardan yuvarlanma korkusu da cabası,

per tepenin eteklerine inmeden bağlantısı olan başka bir tepeye geçerek (bu geçiş 1 buçuk saat sürdü) yürümeye devam ettik. en önde bahadırın timi arkasında ibrahim asteğmenin timi ki uzmanı oldu o timin komutanı en arkada ben ve timim.

ulaşacağımız noktaya varmamıza yaklaşık iki saat kala, diğer tepeden gelen üsteğmen oğuzun komutanlığında ki timlerden birinde bulunan askerin mayına bastığını duyduk.

bu tabi özellikle beni çok gerdi. evet mayın tehlikesinin farkındaydık ancak, bu zamana kadar duymamıştım tabii vardı ama bu zamana kadar görev yaptığım bölgede hiç mayın hadisesi meydana gelmemişti,

bu olay ve ağır yaralanan bir askerimizden dolayı diğer timlerin ilerlemisini durdurmuş durumda.

bizde olduğumuz yerde durarak bölgeyide emniyete alarak (o karanlıkta ne kadar alabilirsen işte) komutanımıza gerekli bilgileri vererek ne yapmamızı istediğini sorduk.

açıkası ben olduğumuz yerde kalacağımızı ve diğer timin hareketi ile bizde ilerleyeceğimizi düşündüm, fakat haklı olarak bunun sızma girişiminde bulunan usnurun pusu atacağımız bölgeden geçip gideceğini bizim yola devam etmemiz gerektiğini söyledi.

tabi bu durum açıkcası bizi gerdi grubumuzda ki en üst rütbeli subay bizler asteğmenlerdik ben ve bahadır. gerçi uzmanlarımızın olması içimizi rahatlatıyordu elbette ama, oluşacak çatışmada timlerimizden oluşan bölüğümüzün emir komutası bize geçmesi açıkcası tedirgin etti bizi.

ilk defa bizden üst rütbesi olmayan bir komutanımız olmadan operasyona gidecektik.

tabi üsteğmen oğuzda gelecekti ama epey geride kalacağı belliydi. çünkü o sırada 2 timin birbirinden ayrılması çok tehlikeli. arkadaşlar yazdıklarım geliyor dimi başlık altına. bir sıkıntı yok. internette gidip gelmeler oluyorda? biz yola çıktık tekrar, tobleron çikolatasını biliyosunuz. onu düşünün beyler onun en tepesinde sivri yerde göt kadar patikada ki sadece iki ayağınızın sığabileceği bir yer, yani katiyetle iki kişi yan yana duramaz.

işte öyle bir arazide ip gibi devam ediyoruz. sabah yaşadığımız havanlı sıkıntı yüzünden bizzat içinde olduğumdan etkilenmiş olabileceğimizi düşünmüş olmalı ki bölüğün komutası bahadıra verildi.

bahadır da bu denli dar arazide doğal olarak ip şeklinde ve arada ki mesafenin 2 m olması kaydıyla devam etmemizi istedi.

biz 2 saat daha yol aldıktan sonra üsteğmen oğuzun timleri yola çıkabilmişti ki hava aydınlandığından dolayı, yolda uzun olduğundan dolayı üsteğmen oğuz ve timleri geri çekildi.

biz hava tam açmadan noktaya gidecektik ama oğuz üsteğmen ancak saat 10 11 gibi gelecekti ki o arazide açık hedef olurlardı.

bunun anonsu bize geldiğinde sadece 3 tim yani 55 60 kişilik bir grupla örgütün sızma yapmaya çalışan keşif kolunu karşılamaya gidiyorduk.

genede sayı üstünlüğümüz olduğundan 30 kişi gibi bir grup bekliyoruz karşımıza içimiz rahat tek tedirgin edici ilk defa bu denli bir sorumluluk almışız. yüzbaşımıda bunun farkında olacak ki telsizden devamlı irtibat halindeyiz. tabi şifreli olarak. sabaha doğru biz bölgeye vardık. yorgunluk denilen bir şey yok tabii, yani artık aklımıza gelmiyor, psikopatça yürümemiz doğal günlük hayatımızın bir parçası artık.

yanlız şöle bir sıkıntı var. dağılış ve alacağımız yerleri üsteğmen oğuz yapacak diye aklımıza yazdığımız için nasıl ve nerede mevzi alacağımızı hiç tartışmadık mal gibi unuttuk resmen.

hemen bahadır ve uzmanlarımızla arazi ve gelebilecek yollara göre 10 ve 12 şer gruplar oluşturarak dağıldık araziye.

belli hakim tepelere yerleştik, ve beklemeye koyulduk. sessiz bir şekilde anonsumuzu geçtik ve ilk atışın uzmanlardan gelmesini söyledi yüzbaşı yani bize pek güvenmediği ortadaydı. açıkcası biraz kanıma dokundu. neyse beyler. etrafta tek bir bitki dahi yok. bekliyoruz yatmışız kayalıklar arasına, elimiz tetikte nefes dahi almıyoruz amk.

tamam çatışmalara girmişiz ama bu farklı emir komuta bizde bir nebzede olsa.

bekliyoruz kucağımıza gelsinler diye.

ilk operasyonda tam kucağa oturmuşlardı onun gibi bişey bekliyoruz.

operasyonun 4. gününün sabahı,

kalbimiz küt küt atıyo anasını satayım

hadi diyorum ya hadi nerdesiniz amına koduklarım çıkın da sikelim belanızı.

göstericem yüzbaşıya bize güvenmemesinin ne demek olduğunu,

güvenini sağlıcam yani gazdayım. yarı yatar vaziyette kayalık arasında kesiyorum araziyi.

şarkı paylaşayım beyler;

http://www.youtube.com/watch?v=rBIJCbb4nbY saat işte 6 yı biraz geçti beyler. hakim tepeciklere yerleşmişiz. güneş biraz biraz çıkmış etrafımız aydınlık. kayalık olmuşuz kimse gözükmüyo,

biz tabi yerlerini bildiğimiz için dikkat edince çakıyoruz.

s şekline benzer bir şekilde dağılmışız.

yüzbaşımız telsizden anons geçti sürü çok yakınınızdan frekans veriyor beklemede kalın dedi,

5 dakika geçmedi,

bana göre sol yani kuzey batı kısmında ki tepecikte bulunan bahadırın grubuna bunlar bixiyle bir girişti. anlatamam sizlere dondum resmen dondum her yerden mermi yağmaya başladı amk.

ama nasıl yağıyor anlatamam size kafamızı kaldıramıyoruz bahadırın orası yanıyo cehenneme dönmüş resmen. 30 kişilik göt kadar keşif grubunun ateş gücü dehşetti. sonra çözdük tabi ne 30 amk en az 150 kişilik bildiğin hpg yani direk savaşçı diye tabir ettikleri grup.

kayalıklara tak tak tak tak vuruyo mermiler bide bixi amk. ateş ettirmiyolar. pusu yapalım derken fena göte gelmişiz anasını satayım. bixi nin artık atış yayından mıdır nedir öyle bir ses çıkıyor ki adamı kilitliyor resmen.

tıktıktıktıktıktıktıktıktkıtıktıktıktıktkıtıktıktıktkıtıktıktıktıktıktıkt,

elim ayağım kesildi resmen, ateş edemiyoruz sadece ben ve grubum değil kimse yani ateş edemiy her yerden ateş almışız en çok da bahadırın mevziye abanıyor ibneler.

telsizin sesiyle kendime geldim,

kur 2 cevap ver kur iki cevap ver duyuyomusun beni kur 2,

aslanım cevap ver kur 2 temas sağladınız mı?

aldım telsizi dedim komutanım,

pusu yedik her yerden ateş alıyoruz her mevziye ateş alıyoruz acil destek cobra acil kıpıdayamıyoruz.

komutandan aynen şöle bir cevap,

lan olum siz pusu atmadınız mı ne pususu,

ben devamlı aynı tekrarlıyorum komutanım acil cobra kıpırdayamıyouz keşif kolu değil en az 100 150 kişilik bir ateş gücüne sahiler sıkıştık kıpırdayamıyoruz,

dedi bahadır asteğmen senmisin

komutanım mevzisi ateş altında acil destek acil. durumu nedir dedi dedim komutanım hiç karşılık veremiyor bizde ateş altındayız.

oğlum dayanın dayanın irtibat halinde kalın destek gelecek dayanın aslanım. hiç bir şey yapamıyoruz hayatımda böyle ateş yememişiz daha. hep üstün taraf bizdik ilk defa bu duruma düştük mevzilendiğimiz kayalıktan mermiler sekiyor yüzümüze kayalıktan kopan taş parçları geliyor.

ardından arka arkaya roketler kafamızın tepesinde 20 tane falan patladı,

kafamı kaldırıp diğer mevzilere bakamıyorum ses yok diyorum hepsi şehit oldu heralde falan.

derken bizim karayılan babalar bir saydırmaya başladı mg3 ama süvariler geldi denir ya o hissiyata girdik resmen.

tırrrrrrrrrrrr tırrrrrr trrrrr tırrrr tır tır trrrrrrrrrrrrrrrrrrr.

abi işte o anda allah tarafından bir his yani nası oluyor bilmiyorum kaldırıyosun kafayı dedim içimden direniyo asker ya senin burada sinmeye hakkın yok.

beyler aynı anda tüm mevzilerimizle karşılık veriyoruz arazi yıkılıyo resmen bixiye karşılık karayılanımız keleşe karşılık g3 müz rpg ye karşı bişey veremiyoruz şu anda sadece o var.

karayılan;

hiç bir şey yapamıyoruz hayatımda böyle ateş yememişiz daha. hep üstün taraf bizdik ilk defa bu duruma düştük mevzilendiğimiz kayalıktan mermiler sekiyor yüzümüze kayalıktan kopan taş parçları geliyor.

ardından arka arkaya roketler kafamızın tepesinde 20 tane falan patladı,

kafamı kaldırıp diğer mevzilere bakamıyorum ses yok diyorum hepsi şehit oldu heralde falan.

derken bizim karayılan babalar bir saydırmaya başladı mg3 ama süvariler geldi denir ya o hissiyata girdik resmen.

tırrrrrrrrrrrr tırrrrrr trrrrr tırrrr tır tır trrrrrrrrrrrrrrrrrrr.

abi işte o anda allah tarafından bir his yani nası oluyor bilmiyorum kaldırıyosun kafayı dedim içimden direniyo asker ya senin burada sinmeye hakkın yok.

beyler aynı anda tüm mevzilerimizle karşılık veriyoruz arazi yıkılıyo resmen bixiye karşılık karayılanımız keleşe karşılık g3 müz rpg ye karşı bişey veremiyoruz şu anda sadece o var.

karayılanımız;

http://www.youtube.com/watch?v=7zX6eb_uDBs kafamı bir kaldırdım karşı tepecikler kaynıyo amk heryerdeler bahadırın mevzi yerlebir olmuş dedim içimden şehit oldu arkadaşım gitti çocuk, karayılanın geldiği mevziye bakıyorum benim sayko uzman varya.

roketler gelince karayılancı çocuk şoka girmiş bizimki bırakmış g 3 bir yandan veriyo karayılandan küsküyü bir yandan bırakıp el bombası falan fırlatıyo,

adamlar bize biz onlara ölüm kusuyoruz resmen,

görerek nişan alarak isteyerek bilerek adam ateş etmeye başladım bana göre biraz daha aşağıda 35 40 metre uzaklıkta birbirimize girmişiz artık, biraz daha yaklaşsam göğüs göğüse kapışıcaz dipciklerle.

ateş ediyorum herife doğru etrafımda mermiler patlıyo ateş ediyorum eğiliyorum kalkıyorum ateş ediyorum bir yandan bixi karayılana heden alıyo bizim ikinci karayılanda çıktı ortaya yangın yeri

trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr falan kendimizi kaybetmişiz artık, kafada aman saklanayım aman mevziye gireyim dikkatli ateş edyim yok. vur amk vurabildiğin kadar kalan sağlar bizimdir.

adam ateş etmeye başladım, mermi sağ dizinden girdi diğer mermi etrafından doz bulutu oluşturdu ben gövdeye nişan alıyorum sağ dizden girdi, bizden ateş yiyince orda ki grup bize saydırmaya başladı bu sefer. beyler o gün karayılan yaklaşım 1000 e yakın atış yaptı en fazla 6. atışta kitlenen karayılan 1000 yakın atış yaptı hani yeşil cübbeliler mevzuu varya doğru olabilir hakikaten.

neyse atış yaptığımız bölgeden ateş yemeye başladık, el bombalarını attık aşağıya, telsizden devamlı anons alıyoruz oğlum dayanın dirayetli olun oğlum destek gelecek merak etmeyin, sakin atışlarla karşılık verin.

ulan ne sakin atışı onlarda bizde kendimizi kaybetmiş vaziyetteyiz ikiye bölünsek hissetmicez.

dedi asteğmenim varmı zaiyatımız varmı?

dedim komutanım bahadır asteğmenin mevzisinden karşı atış yok ilk olarak oraya yapıldı ateş sanırım şehitlerimiz var. ben diyorum yani bahadırın oradan çıkması imkansız herifler direk tepelerine tepelerine bixiyle giriştiler. arkasından yanımda ki askerim komutanım sızma yapıcaklar mevziye doğru dedi ben ya allah diyip çıkarttım kafayı başladım ateşe,

bilerek isteyerek görerek 4. atışta ayakta gelmeye çalışan ruh hastasını gövdesinden mideye sanırım bel hizzasına yakın yerden deldim.

yapıştı yere piç. vay elim titriyo lan yazarken mutluluk kapladı bi anda bana bişey oluyo mutlu biraz duralım beyler.ç bi isgara yakıyım bi dakka. deldim götü yattım tekrar ananı sikiyim ananı sikiyim diye söyleniyorum amk bizim çocuklar zaten deliyo ben daha yeni delmişim ilk kızla yatış heyecanı varya he onu 1500 katlar. içim dışıma çıkacak. hani derler ya ilk adam vurduğunda miden bulanır.

yoook oluuuuuuum ölye bişey laaaan yook=)

dedim aga sana karada ölüm yok basıyorum tetiğe bunlar mermiyi yedikçe attılar kendilerini yere. sallıoruz el bombasını dursunlar oldukları yerde diye, diğer mevzilerimizde yakıyo ortalığı,

aldım telsizi komutanım sıkıştık acil destek acil,

olum sıkın dişinizi geliyo destek evladım zaiyat var mı durum nedir durum ver.

lan çatışıyımmı durummu veriyim amk işte beyler komutanlık öle bişeymiş çatışma esnasında her şeyi yapabilecek kabiliyette adamlar oralarda o yüzden askerimizin içi rahat olsun.

ben yapamadım tabii,

zaiyat nedir rapor ver dedikçe ben mevziden saydırıyorum amk. bizim çocuklar birini daha indirmiş aşağıya bizim mevziye gelmeye çalışan en az 20 ye yakın adam var çakıldılar olduğu yere allahtan onlara göre biraz daha yukarıda kalıyoruz büyük avantaj bu.

ikisini aynı açın beyler güzel oluyor

http://www.youtube.com/watch?v=7zX6eb_uDBs
http://www.youtube.com/watch?v=rBIJCbb4nbY telsiz devamlı anons geçiyo oğlum zaiyat var mı durum nedir rapor ver öle bi kabiliyet yok tabi için içime sığmıyo ateş ediyorum sadece,

bizim karayılancılarda ateşe vermiş etrafı bir taraftandan bixi yiyoruz devamlı,

aga tepemizde bir roket patladı kulaklarım koptu sandım anlatamam, hiç ses duymuyorum boğuk bir ses sadece g3 ten çıkan gog gog gog diye.

yavaş çekim akıyo film sanki,

bu sefer bixiye doğru atış yapıyoruz ama nafile tabi zaten görüş alanımda değil ama en azından ateş altında tutalım kafasını kaldıramasın piç de nerde amk oda saydırıyo devamlı. lan iki adam vurdum biri dizden ölmez o isabetle biri mideye doğru bel hizzasından ama öldü mü ölmedimi bilmiyorum devrildi sadece.

e böyle bitmez bu amk, mermimiz bitecek adam çıkacak gelip kafamıza sıkacak sonunda.

telsiz hala olum cevap ver zaiyat var mı?

bilmiyorum komutanım bahadır asteğmenin oradan ses yok hala.

olum dayanın geliyo yardım dayanın aslanlarım dayanın.

biz bilmiyoruz tabi per tebenin orada ki tüm asker bize kullak kesilmiş resmen. hepimiz şehit düşecez diye bekliyolar iki asteğmenle olucak iş değil diye, zaten bahadır şehit diye algılamış bunlar,

bahadırın mevziden çıt yok dumanlar çıkıyo amk oradan.

ateşe devam ediyorum adamlara tek atış tek atı onlarda ara ara biraz kafa kaldırıp atış yapıyo, ardından üüüüüç tak birinin omzuna soktum mermiyi, dağların aslanı gibi hissediyorum kendimi sanırsın 500 adam indirmişim amk. ama öle.

beyler bu esnada allahıma şükürler olsun bize bağışlamış resmen bahadırın mevziden ses gelmeyince ateşi kestiler oraya bize yüklendiler onlarda öldüğünü sandı muhtemelen. işte o esnada bahadırların mevziden de bir karayılan daha amına koymaya başladı bende bağırıyorum,

vur aslaaanım vuuur vuuuur aslanım vuuur, meğerse ibne bahadır, ilk ateşi yediğinde atmış kendini arkaya doğru bir korucu kalmış sadece onuda çeke çeke almışlar bekliyolar amk orada 2 saate yakın. bi boku da yok öküz gibi aslan parçası. biz bahadırları görünce kendimize geldik ama ne gelmek çöktük resmen tepelerine, telsizden hemen anons geçtim dedim komutanım bahadır asteğmenin mevziden karşılık geliyo ,

tamam aslanım destek geliyo dayanın siz,

ne zaman gelicek amk 2 buçuk saat olacak neredeyse yiyoruz birbirimizi,

mevzilerde kendimize geldik, hepimiz alıştık, telsizle geçiyoruz zaiyat var mı, bahadırların oradan var korucu kardeşimiz ağır yaralı ilk ateşi sırtından yemiş, birde uzmanımızın orada bir askerimiz var oda ağır yaralanmış,

neyse 3.saatte girerken destek geldi ama ne gelmek, kobra geldi beyler,

sesi bir aldık zaten bizde ki gaz oldu 1500, telsize girdi, dedi asteğmenim durumunuz nedir yer tarifi yap, yaptık yer tafini dağılmış araziye ibneler ve bizim yeride tarif ettim.

pilot oğlum çok yakınsınız bak roket atıcam bölgeye sakin kalın tamammı aslanım panik yapmayın sakin kalın çevrelerinden dolaşıcam.

o anda telsize girdi ibne ''belinde ki silahı alacam senin komutan seni kurtaramaz kimse'' dedim senin ananı sikicem ben rahat ol sen.

1 2 dakika sonra kobra başladı ateşe amk ama ne ateş, dağı deliyo ters çeviriyo resmen. pilot devamlı olum yer teyit edin sizde ateş alıyomusunuz,

dedim komutanım ellerinize sağlık devam edin aynı bölgede kayalıklar arasından iki üç kişi çıkıyo devam edin,

diyoruz bu basıyo roketi, olum borumu uçan meleklerimiz onlar.

basıyo roketi manevrayı yapıyo biz yer teyiti yapıyoruz komutanım bixi orada o bölgeye oraya saydırıyo sonra manevrayı yaparken bu muallakler de çıkıyo saklandığı yerden atıyo kendini oradan oraya,

45 dakikaya yakın analarını gibti resmen kobra zaten bütün roketi üzerimize atmış arka oğlanları.

velasıl 4 saate yakın bir çatışma yaşıyoruz, 19 tane puştu sermişiz yere, bizim iki ağır yaralımız var 13 14 tane de hafif, sonra korucu kardeşimiz bahadırın grubunda ki yolda arkaürülürken şehit oluyo ne yazık ki,

bunlarda aynen geriye dönüyorlar tabii geridede kayseri indirme bunları aynen kucağa alıyo. neyse toparladı kobra, dedi asteğmenim nedir durum, kenan komutan hesabı analarını gibtik komutanım diyemedim tabii,

allah razı olsun ellerinizden öperim komutanım dedim,

allah sizden de razı olsun koçum dedi döndü geriye,

hemen tertip düzen aldık, çember güvenliği yaptık topladık bunları bir yere, bir tanede ağır yaralı var göğsünden iki tane yemiş, üzerlerinden de özgür halk dergisi vardı bunların bi tane onlardan çıktı, içinde nizamettin taşmıydı neydi onun yazısı falan var.

yüzbaşıya çektim telsizi, komutanım böle böle son durum şu yaralılarımız var acil skorsky bekliyoruz dedik, bi yandan da arkaümüz kalkmış.

yaralılarımıza ilk müdahaleyi yaptık askerimizin kanamayı durdurdular ama korucumuz zaten bilinci tamamen kapalı vaziyetteydi.

hakiakten iyi mevzi almışız özellikle bahadırın ilk atışta arkaya atması kendini hızlı ve panik olmadan en az 10 askerimizin şehit olmasını önledi çünkü felaket bir atış yedi o mevzi, diğer mevzilerde onların bölgeye göre biraz daha tepedeydi o çok iyi oldu, bizim rakıma yakın tepelerde ise hareketsiz atış yapıyorlardı.

yüzbaşıya rapor verdik işte, aferin aslanlarım aferin koçum benim koçum gurur duyuyorum sizlerle aldırıcam sizleri oradan dedi.

büyük bir mutluluk büyük bir haz duygu patlaması yaşıyor insan. beyler o dönem sorsanıza bi gece görüş varmı bizde diye. 1990ların başları amk. neyse beyler, komutan bir skorsky yolladı 5 tane birden amk. bütün ordu bizi almaya geldi resmen, birinde full bordo bereli timi, vay anasını satayım, geldi bir tanesi geçmiş olsun çocuklar dedi dedim allah razı olsun adamın heybeti karşısında dilin tutulur resmen.

hemen önce yaralılarımızı koyduk, arkasından atladık bizde ne var ne yok topladık binlerden malzemeleri, bunlarıda aldık ama malatyaya adli tıbba arkaürülecekmiş, eyi dedik aldık.

bahadıra bir sarılışım var anlatamam dedim oğlum öldün zannettim hiç ses çıkmadı. dedi lan öldüm zaten öbür taraftan geliyorum hiç sorma o tarafı.

gülüştük falan bu şokta ama bön bön bakıyo etrafına, sigara verdim istemedi yani oradan anlayın.

bindik helikopterlere dönüyoruz geriye. yaralıların olduğu helikopterler direk diyarbakıra gittiler hafif olanlarla bizi gene per tepesine bıraktılar, orada ayakta tedavi yapıldı çocuklara,

yüz başının bir sarılışı var bize anlatamam, olum dedi valla hepinizden umudu kegib özellikle ses vermeyince siz zaten anons ediceksim bahadırı şehit diye, aferin koçlarım dedi.

sağolun komutanım allah yardım etti dedi, per tepeye kurmuş baba otağı biz yokken, geçtik hemen istirahate 2 saatlik yarım yamalak uyku kulaklar dışarıyı kesiyor hala. harekat öncesi gelen generale kadar gitmiş mevzu yani yüzbaşı destek lazım deyince bizzat kendi emriyle göndermiş kobrayı allah razı olsun yoksa nerde amk.

kalmıştık orada 10 saatte ancak gelirdi destek.

çıktık oradan bi şekilde bir korucumu şehit oldu diğer askerimiz de terhis.

bahadır adam oldu o günden sonra, bizede güven arttı tabii, zaten öle bi moda girmişim ki hakkı paşa verse komutayı bütün orduyu yönetirim. keşif kolu diye gittiğimiz herifler vuruş gücü çıkmış. bizim dinleme kesilme timinde ki mallar yanlış teyit etmişler mk.

öyle yada böyle çıktık oradan.

çok yıpranmıştık 4 günde, bu yıpranma zaten komutanımızında gözüne çarpmıştı bizi 2 günlüğüne aldırdı istirahate soktu 2 timi.

2 gün boyunca istirahate geçtik tv den takip ettik. biz 4.günün yaşıyoruz tvde daha yeni başladı diye haber geçiyo amk. harekat bitecek kimsenin haberi olmayacak.

neyse beyler bu akşam erken bitirelimmi biraz işte çok sıkıntı çekiyorum kusuruma bakmazsanız muhabbet kısmına geçelim isterseniz.

http://www.youtube.com/watch?v=UJbqMuK1doA @2679 eyvallah abicim buradayız çok şükür=) @2683 şöle kardeşim, şimdi bunlarla bölgede iç içe olunduğundan ötürü şifreli konuşma ve temiz frekanslardan konuşma gibi, hani bahsetmiştim ya ayı mevzuu çayı demleyin misafirmiz geliyo onun gibi,

yada bunların çekirdeğimiz(mermi) sigaramız(roketimiz) bitti demeleri gibi, sağlıklı haberleşme, kod verme, karışmasın diye mesela onun gibi. @2682 babaneler dikkat edelim kardeşim aman diyim=) o kelimeleri yazmak için kullandığın parmaklarını sikiyim senin o parmakları tek tek sikiyim. http://img37.imageshack.us/img37/6707/pkklpi.jpg

al bahsettiğin mütiş düzenli ordu kodumun gavatı daha ne yazdığımı kavrayamıyosun gerizakalı. @2691 oluyor tabi terörist sanılıp ateş açılıp şehit olan askerlerimiz var ne yazık ki. @2694 ona daha var kardeşim. pusu yediğimiz zaman da o. sallayarak sen hakikaten karaktersiz bir adamsın. sırf kendini kurtaracaksın diye yaptıklarına bak ayıp ulan ayıp. tamam sen haklısın müthiş bir güç var ordunun karşısında, havanı sniper gibi kullanmak mı dersin, dağdan dağa atlarken kanasla 15 askeri vuran mı dersin hepsi bunlarda. @2697 anlar tabii ama bu şifre devamlı değişir. yani anlasada nerede olduğumuzu bilemez en azından. @2700 videolar açılmıyo abicim göremedim valla. @2705 çok merak ediyorum sen askerlik yaptın mı. nereden aldın bu bilgileri? @2710 yok canım vardı f-16 lar ama denk gelmedim abicim. @2715 şimdi baktım kardeşim, varmış demek ki baksana adamlara, da çatışma esnasında aynadan hedef alıp ateş edicek manyak yoktur heralde aralarında, ama pes diyorum yani helal olsun. @2718 ben ktmden birliğime teslim olmaya giderken sadece bir kaç taş gelmişti otobüse o kadar. birde tutukluyoruz tabii ki. onlardan alınacak bilgi çok önemli. öyle kafasına sıkma falan yok. ben şahit olmadım en azından. hiçte duymadım. @2721 yoo okullu olmana gerek yok komando olmak için, istediğini belirteceksin gerekli eğitimlerde başarılı olursan sağlıkta sıkıntı çıkmazsa olursun komando.

@2719 valla kardeşim sen ne görüyorsan orada da asker onu görüyor geceleri. yani hiç bişey sadece ışıklar namlu ağzından çıkan ışık o kadar yani. @2724 yani kendimiz olağan şeylerde bir değişiklik gördüğümüz zaman anlardık. mesela çobanların araziye çıkmamasından bişeyler olacağını sezerdik, katırların devamlı etrafta gezinmesinden anlardır. mesela düğün gibi bir organizasyon olduğunda anlardır bir yere dalacaklarını, telsiz frekanslarına girilen karakolun tehdit aldığını anlardık.

diğer boyutta ki şeyleride biz almazdık yani öyle derin şeyleri birileri alır birilerine verirdi bizim haberimiz yoktu.

mesela dergileri vardı bunların oralardan anlardık bir yere saldıracaklarını falan. o anlamda. sallayarak bak abicim. yaşım 40 yakın. inanmak zorunda olmadığın gibi millete inanmayın bu adam yalan söylüyor deme hakkın var.

istersen her yerde başlık açabilirsin yalancıdır jackal denilen adam. gelipte sana azımı açarsam namerdim.

sabah geldin sikiyim yalanını sana tav oldun gibi laflar ettin. bak bu başlıkta bana inanmayıp hemen yukarıda ki domestos siker diye bir sürü arkadaş var azımı açıpta tek kelime etmedim.

anılarımı hikayelerimi kız arkadaşımız anlatmaya devam ettim. hepsinin affına sığınarak bu hikaye bittiğinde cevap vereceğimi söyledim takii sana kadar.

küfür ettin küfür ettim. istersen her girdiğim entryden sonra yalan söylüyor bu adam de bişey dersem namerdim.

sana ettiğim küfürü geri alıyorum. inanmadığın yer mi var kerdeşim. yaz buraya inanmıyorum de. efendi ol başka bişey istemem.

tamam kardeşim inanmıyosun ne yapabilirim. resimdeki noktaları kaldırıp sana al buyur bak al buna bak mı diyeceğim. yapmam öyle bişey.

inanma eyw başım üstüne. ama bu hikayeyi yazarken ilk defa bunlar oluyor. belli ki böyle birbirimize dalaşırsak hikayenin içine sıçıcaz sende bende.

o yüzden inanmadığın yer varsa istediğin yerde yaz. milletle dadaşmadan. millette sana dadaşmadan. bir hikayeyi bitirelim. ulan kaç tane keyfimiz var şu internette.

hayatımızda hiç görmediğimiz insanlarla hiç tanımadığımız isimlerini dahi bilmediğimiz adamlarla muhabbet ediyoruz var mı böyle bir yer.

yok. o yüzden bak 40 yaşıma geliyorum izin ver bitireyim hikayemi dalaşma bırak unutuyorum ben senin dediklerini.

istediğini yaz kafana takılan yerleri. ama o kadar. hikayenin içine el ele verip sıçmayalım.

inanıp inanmamakta özgürsün ona apzımı açarsam namerdim. yarın akşam hikayeye devam edeceğim arkadaşlar teşekkür ediyorum her ne olursa olsun her ne düşünce de olursanız olun göstermiş olduğunuz ilgiye.

bu akşam sinirleri biraz bozduk bazı arkadaşlarla karşılık kusura bakmasın olur arada böyle şeyler iyi geceler herkese. beyler aramızda bir proveke etmeye çalışan arkadaş var isim vermiyim sallayarak denilen yavşak onu takmayın siz yazsın yazsın dursun kudursun sinirden kendini gibsin.

ona inat her gece yazacam lan her gece bu başlığı sol taşşakta en tepede bulunduracam. bu hikayemi bitirecem sonra bu muallakye inat kore savaşlarını 1.dünya savaşlarını vietnam falan ne varsa kafamda bildiklerimi yazacam sırf bu arkae inat.

sadece dün akşam açık konuşayım yazmamayı düşündüm.

sebebi ise bir arkadaş msj attı abi ben askere gidicem çok etkileniyorum kötü anlamda ama hikayeyide bitirme falan dedi.

ardından ne biliyim milleti kötü etkilemek istemem özellikle askerlik vazifesi arifesinde sonra o arkadaşım devam etmemi falan söyleyinde devam edeceğim.

birazdan başlıyorum arkadaşlar o zaman kadar şu şarkıyla biraz havamızı bulalım. benden sallayarak a gelsin;

ohh deme püf de..

http://www.youtube.com/watch?v=SpeNcnSknRo

hadi bakayım garagoçuma.. geliyorum beyler. ayrıca ders çalışacak arkadaşlar derslerini çalışsınlar daha sonra okurlar sıkıntı olmasın. kahvelerimizi ve sigaralarımızı hazırlayalım. @2833 camili yaylaya karşılık tahrip kapı yokuşu derim kardeşim. ve allah başka dert vermesin derim ne diyim.=)=)=) komando komando dedin gördün mü ananın amını derim=)=)=) evet 21 55 te başlıyorum. o süre zarfına kadar hiç görmediğimiz kadar kalabalık bir pkk lı grupla karşılaştıktan sonra yüzbaşı hilmi nin ''evladım 2 gün istirahata yolluyorum sizi'' dediğinde ''hayır komutanım birlikte geldik birlikte döneceğiz'' demek aklıma bile gelmemişti.

zaten per tepeye geri döndüğümüzde aklım başımda değildi ve hala yavaştan sola ve sağa çekerek yalpalayarak yürüyodum.

üstüne roketlerin ardından cobra nın ölüm kusması ve çıkarttığı ses beynininiz kulağınızdan akacak hissi verdi resmen.

per tepeye helikopterle geri dönerken, hala aklımda bahadır ın yaşadığını tam idrak edememiştim.

bön bön etrafa ve askere bakıyordum ki zaten hepimiz birbirimize bön bön bakıyorduk.

normalde helikopterden alana hızlı ve çabuk atlamak şöyle dursun havuza atlamaya korkupta kenardan götüm götüm girmeye çalışan bir kişiyi andıran hareketlerle inmeye başladık. zaten pilotta hiç acele etmedi sağolsun. yüzbaşımızın gelip alnımızdan öpmesi ve o helikopterin çıkarttığı sesler arasında bişeyler demesi dışında per tepede ki son 1 saatimde pek bir şey hatırlamıyorum.

sadece bahadıra tasla sıcak bişeyler verip konuşan komutanı bahadırında mal mal baş sallamasını hatırlıyorum.

ardından asker ve hafif yaralı askerlerimizde alarak çakırsöğüte iki günlük istirahat için yola koyulduk. özellikle oradan sağ salim çıktığımıza henüz inanamakla birlikte özellike bahadırın oradan nasıl çıktığına inanmıyordum. hem ben hem de bahadır.

zaten ara ara yarı bilinçsiz ''allah allaaaah allah allah'' falan diyordu kendisi.

tüm telsiz anonslarımıza rağmen cevap verememelirin sebebi, bahadırın ilk atış esnasında gelen roketlerle kenarda bıraktığı telsizi gelen taş parçalarıyla tahrip olması artık bir anlık mı bıraktı niye bıraktı bilemiyorum. diğer uzmanda ki telsizin ise roket atışı esnasında mevzinin arkasında bulunan küçük çukura atlarken düşmesi ve o esnada telsizi aramak aklına gelmemesi uzun süre onları kaybettiğimizi düşünmememize sebep olmuştu. tugaya vardığımızda hakan teğmen (allah rahmet eylesin şehittir oda k.ırakta ağır yaralandıktan sonra yolda şehit olmuştur) aldı bizleri,

askere önce pansuman yapıldı, zaten tugaya bir çok tabib asteğmen, tabib subay ve pmdr den bir de tabib albay gelmiş, hemen asker derecelendirilerek tedavileri yapıldı.

özellikle bahadırın istirahatten sonra pmdr albayıyla konuşlaması istendi.

bense bir şeyim olmadığını yemek yemek istediğimi söyledim, artık kafadan ne geçiyosa amk bir anca açlık hissi gelmiş demekki.

üstümü başımı temizleyim biraz adama benzedikten sonra kantine geçtim hala kulağım çınlıyo sol kulağım, kantine geçtim yemek getirdi asker sağolsun sıcacık yemek, dişlerimi sıkıyorum çenem kitlenmiş resmen açmakta zorlanıyorum, hani böyle çok soğuk olurda beyler bir kitlenme gelir ya çeneye titremeden o hesap.

döke döke çorba içiyorum amk resmen. hafiften el titremesi geliyo ama o yorgunluktanmış istirahat sonrası geçti.

neyse yemeğimi yiyorum tam bilenler bilir arda boyları vardır sonraları trt de asker programlarında nöbetteki askere şiir okuturlarken fonda çalar. o çalmaya başladı ama şükriye tutkun söylemiyodu sanıyorum yoksa o mu söylüyodu bilmiyorum tam ama arda boyları çalıyo.

lan beni durduk yere bir ağlama tuttu bir ağlama tuttu anlatamam.

şarkıda budur beyler hatırlamak isteyenler için;

http://www.youtube.com/watch?v=ZAhaCW5qpcw bir yandan böle saklıyorum kendimi tamammı, hani millet görmesin diye bilirsiniz işte öyle göstermek istemezsiniz kendinizi, bir yandanda salak gibi çorba içmeye çalışıyorum halbu ki bırak yani dimi, ama bıraksam sallıcam kendimi iyice bir yandan hafif atarak ağlıyorum bir yandan ağzıma ekmek koyup çorba içemeye çalışıyorum sıcak mercimek çorbası hiç unutmam amk.

zaten asker her nedense mercimek üstüne bir ihtisaslığı var devamlı mercimek devamlı mercimek.

neyse o esnada çalıyo hala arda boyları falan, dönüp desem askere kapat şunu çocuk bi görücek tipimi ağızdan çorba akmış biraz ekmekli ıslak bir surat nooluyoruz amk diye irkilicek.

diyemiyorum da.

ama sonra çocuk çıktı kantinden. anladı heralde asker allah razı olsun rahat kalıyım diye kapattı kapıyıda. aga ben bir ağlamaya başladım sessizden ama o çok fena sessiz ağlama yutkuna yutkuna.

yemine diyorum siktir olup gidesim geldi. annemi nası özledim ama yanımda olsa bir sarılıcam sıkıcam kan dolaşımını etkilicem o derece bir anne özlemi geldi içime felaket amk. sonra ben tam hadisenin ortasındayken teğmen hakan geldi oda yeni mezun daha 1 yılı biraz geçmiş asker teğmen olalı yani.

ben topladım kendimi falan yalandan yemeğe devam edicem ağzımı silerken gözleri siliyorum çaktırmıcaz ya amk.

adam zaten sırf o yüzden gelmiş, kapıyı kapalı askeri kapıda beklerken görünce sordu muhtemelen.

geldi oturdu yanıma kafamdan tuttu kardeşim sakin ol falan telkin ediyo komutanım iyiyim falan diyorum bir yandan ağlıyorum ama durduramıyorum yani, bu kafamı omzuna falan koydu ben dağıldım zaten amk.

dışarıdan biri görse bu asteğmen ya torpilli ya da aralarında bizim bilmediğimiz bir ilişki var der yani.

çok psikopat götveren komutanda vardı ama böyle adamlarda vardı orada allah razı olsun hepsinden inş sizede düşer bu adamlar. @qwerty klavye delikanlisi, camili yaylası ve tahrip kapı yokuşu gazilerindendir kendisi, hayatta hiç birşey bu adama komaz artık aslan parçası, karada ölüm yok kendilerine aslan mavi bere, yerin ayrı artık kalbimizde=)=)=)

düşmez yere mavi bere düşmez yere mavi bere... teğmen hakan bir yandan telkin ederken bir yandan da kardeşim gel senide albayla görüştürelim bak yoksa daha kötü olacaksın gidemezsin arkadaşlarının yanına böyle göndermezler falan dedi.

kabul ettim bende zaten etmesende gönderecek yani mecburuz gidecez bi şekilde.

önce istirahate çekildim az biraz uyuyalım diye, bahadır gelmiş dönmüş yüzü duvara götüne baka baka uyuyacak, giderkende dedim uyumamışsa az biraz konuşuruz. geldiğimizden beri hiç görüşmemişiz.

abi yattım yarım saat geçti uyku yok, 1 saat geçti yok, yorgunluktan ölüyorum resmen parmağımı kıpırtacak halim yok zerre uyuyamıyorum ama.

1 buçuk saat yok uyku uyuyamıyorum resmen, dişleri sıkıyorum devamlı çenem ağrıyo ardından koridordan gelen ayak seslerini dinliyorum. sonra dışarıda ki sesleri dinliyorum. ne oluyo dışarda falan diye.

tam o esnada pat küt şangırt bir ses fırladık yataktan resmen bahadır falan gözler faltaşı amk ağzını açmış manyak bir ifade var yüzünde hırıldayarak nefes alıyo,

meğer rüzgardan ağacın dalı yan cama gelmiş camı indirmiş biz tabi conta yanık olduğu için muhtemelen o anda baskın yedik diye düşündük kalbim götümde atıyo resmen o anda. lan ne oluyo ne bitiyo derken bahadıra bir baktım mos mor kesilmiş yüzü herifin amk.

dili geri kaçmış o an ki panikten. elim ayağım birbirine girdi adamı roket atar bixi öldüremedi dili öldürecek, halbuki kafamız yerinde olsa gidersin çeneden tutar parmağı sokar tak çeker alırsın dili ama aklıma bile gelmiyo amk.

koridora çıktım hemen götümden alev çıkartırcasına ''yardım edin lan yardin edin lan'' diye bağırıyoruz.

saniyesinde asker bitti zaten yanımızda dedim lan ölüyo çocuk ölüyo (bide asker sonradan söyledi şey demişim ''ölüyo çocuk alın vuruldu çocuk alın hemen'' kafaya bak amk kafa bi milyon)

asker çocuk geldi zaten öle korkudan ölecek bir durum yok düşününce, doktor falan çağırmadan kendi aldı dili arkadan. anında yüz rengi yerine geldi bahadırın öksürükler falan ben dizlerin dibine bittim iyimisin falan diye söyleniyorum bu hem öksürüyo hem kafa sallıyo.

ikimizin durumuda hiç iyi değil anlıyacağınız. @2858 aynen kardeşim copy paste yapıyorum yollaya basmadan önce heba oldu biri ondan geçiktim kusura bakmayın. komutanlar geldi hemen yüzbaşı bülent vardı egoist pezeveng zaten siktir olup gitti bu iki ay sonra.

geldi dedi

''noooluyo amk ya ne barınıyosunuz amk yaa cam kırıldı götünüz tutuştu amk ya ne biçim asteğmensiniz siz amk yaa artizmisiniz ilgi mi istiyosunuz siz amk yaaa biliyorum ben bir daha gitmemek için yapıyosunuz siz amk yaaa''

söylendiği esnada üsteğmen de geldi o esnada tamam komutanım ben ilgilenicem arkadaşlarla dedi, o esnada varya tek kelime daha etse askerliğimi yakıcam sikicem belasını, dediklerinden yüzü ona dönük olmayan asker çocuklar bile ya sabır çekiyo tamammı linç edicez pezevengi lafa bak bahane ediyomuşuz da bir daha gitmemek için yapıyomuşuz amcık hoşafı daha 10 saat geçmemiş kafamızda roketler patlayalı ateşle oynuyo sığır haberi yok amk. @2862 helalin var kardeşim güzel parça. beni sinir bastı tabii ama napıcaksın komutan amk bişey diyemiyosun beni anlayan çok arkadaş var şu anda burada. yani kendini sikesin geliyo o anda sinirden.

bahadır hiç oralı değil ama duymamış bile. üsteğmen den sonra uzmanlar falan geldi, üsteğmen dedi siktir edin siz onu rapor edicem ben onu merak etmeyin siz neyiniz var işte ne oldu.

anlattım durumu böyle böyle komutanım patlama sesi duydum dedim (beynin çalışma şekline bakın amk cam kırılmış bana patlama sesi gibi geliyo)

dedi oğlum cam kırıldı merak edilecek bişey yok gelin benle siz tabib alabaya çıkalım bir an önce tamam dedim bende zaten bahadır hiç orada değil, alıp adamı kuyuya atıcam gel desen piki deyim gelicek o modda. gittik albayın odasına, beyaz önlük falan tontiş bişey amk. sokul göbeğe uyu o derece=)

zaten haberi var bekliyo adam. gelin evladım falan dedi üsteğmen teslim etti bizi, oturduk, nasısıın çocuklar falan diyo,

çok iyiyiz amk bomba gibiyiz pimimi çek o kadar iyiyz soruya bak amk.

sağolun komutanım dedim iyiyiz falan, dedi oğlum bakın zor günler geçirdiğinizin farkındayım, ama dirayetli olun komutansınız siz falan bilmemne bişeyler diyo,

sonra oğlum şimdi beni bir komutan olarak değil bir abi olarak görün az biraz muhabbet edelim, (tipik subay psikiyatr lafı amk)
işte ne yaparsın ne edersin nereden mezunsun falan, nerelisiniz adamda muhacir çıktı ben bi ısındım albayıma,

dedi işte istanbulda ki hayatınız nasıldı anlatın neler yapardınız falan dedi,

istanbul deyince zaten ben direk yağmuru anlattım bahadırda işinden falan bahsetti, ama amk hakikaten de rahatlama gelmeye başladı yeni devamlı kendimi sıkıyodum ellerimi dişlerimi falan devamlı ellerim buz gibiydi rahatladım resmen. konuşuyoruz öyle bol bol, yemin ediyorum bi ara hangi ortamda olduğumuzu unuttuk yani, işin ehli adam belli.

konuşmamız bitmek üzereyken dedi oğlum var mı bi isteğiniz söyleyin çekinmeyin, dedim komutanım kız arkadaşımdan mektup bekliyorum göndermiyolar bir de ailemle ve kız arkadaşımın sesini duymak istiyorum dedim.

bahadırda aynen telefon açmak istiyoruz yani 1 ay olacak neredeyse hayır bizi geçtim havale geçirmişlerdir ailemiz sevdiklerimiz.

oğlum mektubu bilmiyorum getirtemem ama tamam dedi siz gidin bekleyin ben size haber vericem arattırırız ama bahsetmeyin kimseye,

o an varya ayaklarım yerden kesildi amk öyle sevindim öyle sevindim anlatamam. velasıl beyler hakikaten kaportayı toparladı bizim, dağıtmıştık kendimiz, yattık tabi öyle bebek gibi uyku yok ama asker uykusu işte bilenler bilir bir göz açık kulaklar dinlemede etrafı. bu da o dönem yetiyo zaten sana.

sabah kalkıp askerimizin yanına gittik çocukların durumuna baktık yaraları zaten hafif sargıları falan var az bişey, çocukların ruh sağlığıda yerinde ki albayın elinden geçmişler belli hepimiz pamuk gibiyiz=)

hal hatır sorduk gülüştük falan, çocuklarında tek derdi telefon tek derdimiz telefon hepimizin ama ses duymak istiyorum sadece.

şimdi gidip albaya desem böyle böyle kızacak bizimde yanacak işimiz, hayır demesem ben konuşsam vicdan azabı çekicem yani, belki küfür edeceksiniz ama demedim hiç bişey yani ne çocuklara ne albaya çok duymak istiyorum yağmurun sesini abi hakikaten o anda bencillik belkide ama tutunduğum tek dalım o yani.

sonra bahadırın yanına gittim işte, hava alalım falan diye çayımızı aldık oturduk, dedim al bi sigara birader yak, bu demez mi ''yok içmicem artık bıraktım ölüm korkusu başladı bende''

lan götüm yarıla yarıla gülmeye başladım ama öksürüğe boğularak gülüyorum,

adamı ölüm korkusu kaplamış ondan sigarayı bırakmış yani, etrafına biraz bakında sigaradan korkmak çok saçma geliyo biraz insana bahadırcım dedim iç kana kana rahat ol o konuda burada olduğumuz sürece inan seni öldürecek en son şey bebeğim al yak kafan rahat olsun dedim.=)=) hakikaten komik ama belki çocuğun korkusu var falan ama ne yapıyım çok saçma gelmişti o an.

dedim sen akciğer kanserinden ölene kadar biz teskeremizi alırız merak etme. bu hafiften bozuldu tabi, yaa git yaaa ya siktir git buradan amk ya falan, dedim oğlum al yak ya korkunun ecele faydası yok manyak manyak modlara girme al dedim çeeeeeeeek ohh misss, (hareketlere bak amk cigara çekiyoruz sanki)

aldı bu da yaktı. dedim baho lan niye 2 saat ateş etmediniz sıçtın dimi altına dedim,

bu gene yaa salakmısın ne alakası var amk, bizim üstümüze yüklendiler hep dikkatleri üzerimizden çekilsin diye yaptık dedi,

vay amk biz ölelim yani siz kendinizi düşündünüz vay paşama bak yav

lan olm kafamda roket patlıyo napıyım kafamı kaldıramadım sanki siz bi bok yediniz insan gelir kurtarır falan dedi,

baho dedim kalbini kırarım, dedim kim kurtardı lan biz çatışıyoduk manyak bizden başka kim kurtardı sizi,

dedi ben yeşil cübbeliler mevzuuna inanıyorum hacı dediii

ben gene yerlerde amk=) olum dedim sende bi değişiklikler görüyorum, sen solcu değilmiydin lan okulda dedim inanmazdın bu hurafelere,

dedi lan öle deme millet yanlış anlıcak hem ben bayram namazlarına giderdim dedi,

ulan ondada handan teyze kaldırdığı için zorla giderdin yavşak öyle demedin mi

lan yok olum giderdim falan

(bakmayın bende öle dini vecibeleri yerine getiren bir adam değilimde takılıyorum o esnada zaten anlamışsınızdır hafiften saf bi çocuk yeri geldiğinde beynine kan gidiyo traş olurken ki hareketleri gibi mesela)

olum bırak korkuyosun işte dedim buna,

yok olum o kadar korkmuyorum(bak buraya dikkat korkuyorum ama o kadar değil ne demekse, ki bizde altımıza sıçıyoruz bakmayın yani)

dedim aga korkma bak, annem askere gitmeden önce sarıp verdi bana bunu içinde ki kağıtta ayetel kürsi var korur seni öle inanma sen yeşil cübbelilere falan kafayı sıyırırsın bu yeter sanada veriyim dedim.

yok olum o kadar da diil falan diyo bu, ne gerek var lan sende bizi iyice molla yaptın gerek yok falan diyo,

sonra kantine geçtik beyler, haberler hep bizim oradan veriliyo, bahadır da dedi ki, abi şunu yazsana sen bana,

ben gene yerlerde amk. ulan ne var işte söyle yani dimi ne kasıyosun kendini. ayıp bişey sanki amk.

herkesde cevşen falan var öyle gelmişler buraya çocuklar. tamam uzatma falan dedi kapandı öyle konu. neyse iyi olduk yani ilk geldiğimiz günden baya yol yaptık kafamız yerine geldi. hakikaten per tepede kalsaydık birbirimizi vuracaktık demek ki o kadar kötüymüşüz,

bi yandan da albaydan haber bekliyoruz ses seda yok hadi gidip sorsak ne oldu bizim o iş albay baba diye siker belamızı yani, soramıyoruz.

neyse artık yavaştan gene toparlanma vakti geliyo gene gidicez, e ses yok bişey yok amk. sabahın 4 buçuğunda çıkıcaz atıcaklar bizi per tepe eteklerine,

lan arayamıcaz galiba gene dedik morallerimiz bozuldu, saat 2 gibi uzanıyorum ben uyku falan yok tabii yola koyulucaz gene amk,

neyse kapı çaldı komutanım albay sizi çağırıyo, vay amk yataktan kalkmak ne kelime ceylan gibi sektim seke seke gidiyoruz albayın odasına. gittik albayın yanına zaten hazırız yola çıkmaya işte üzerimizde hücum yeleği sırt çantamız falan yok sadece,

çaldık kapıyı, dedik komutanım bizi emretmişsiniz, dedi gelin kapatın kapıyı,

anladım biz aratacak galiba sırıtmamak için zor tutuyorum kendimi,

dedi oğlum bak izin aldım ama sadece 2 3 dakika tamammı sonra kapatacaksınız, ne yaptığınızı ne ettiğinizi söylemek yok. nasısın iyimisin bu kadar müşkül durumda bırakmayın beni, emriniz olur komutanım dedi sarılıcam herife zor tutuyorum göbeğine yapışıp asalak hayat sürerim ben senin baba albayım benim,

neyse bahadır atladım hemen komutanım nerden arıyayım,

odasında ki teli verdi, dedi ben çıkıyorum 10 dakika sonra buradayım bitsin işiniz,

baho aradı salya sümük tabi handan teyze babası, ulan kız arkadaşını aradı uyuyorum sonra konuşalım ararım dedi amk kahpe karı amına kodumun orospusu. @2897 valla onlarında kendine göre bir tertip nizamı vardır muhakkak bilemiyorum tam nasıl olduklarını. http://www.youtube.com/watch?v=lHyQm8gQSwo

bunun moral bozuldu tabi bahonun çıkıyorum ara sen dedi, tamam kardeşim takma dedim konuşuruz dedim,

sarıldım tele önce dedim annemi arıyayım sonra geri kalan zamanda yağmurla konuşurum.

dedim uyuyorlardır şimdi inş çabuk açarlar. anneminde dizlerde ağrı var zar zor geliyo tele babamda top atsan uyanmaz.

aradım çaldığı gibi açıldı anacığımın sesi beyler ''alo''. gram bel bile ilk alo sesini duyduğunda o derece etkilenmemiştir.

1 koca ay. hemde g.doğuda askersen o 1 ay sana varya 4 ömre bedel.

''anne'' dedim,

çığlık kıyamet, oğluuuuuum yavruuuuuuuuuum kızanııımmmmm falan (babam kalkmış amk demiş gitti çocuk şehit düştü sonradan öğrendim tabi annem öyle feyat figan edince)

annem çığlık kıyamet allahım sana şükürler olsun yavruuuum oğlum çok korktum haber alamadık senden yavrum bir yandan nası ağlıyo ama,

çok kötü haberler alıyorum yavrum oralardan uyumuyorum kızanııııımmm her gece dua ediyorum kızannııııııımmm uyku girmiyo gözümüze neden aramadın,

anacım dedim dur bi bak iyiyim, ben tugaydayım dışarıya çıkmıyorum dedim ya sana, arayamıyorum işler yoğun yazıcı çocukların başındayım hep getir götür var burada çok yoğunuz anacım sakin ol sen merak etme, hem ben orada olsam nası arıcam seni,

kızanım ben burada sen orada hep dua ediyorum sana oradaki çocuklarıma hep dua ediyorum çok korkuyorum kızanım allahım korusun sizleri,

anacım dedim sen merak etme hepimiz iyiyiz, dışarı çıkmıyoruz biz çıksak nası arıcam seni, babam nası dedem nası,

baban dışarıda dedi (ağlıyomuş o esnada almak istemiyo teli)

dedim nerede bu saatte, kızanım arkadaşı hastanedemiymiş neymiş orada(tipik anne yalanı hastanede arkadaşı)

dedim anacım çok selam söle uyu sende merak etme beni hiç bişey yok burada duruyoruz

kızanım çok dikkat et kendine dua ediyorum yavrum hep dua ediyorum.

falan diye bi şekilde zorda olsa kapattım ama benim moral sıfır. annemin sesini duydum yabancı geldi başlarda beyler, 1 dolu dolu yaşanılan 1 ay. http://www.youtube.com/watch?v=Z3yU8WiKrVU

neyse az zamanım var yağmuru arıcam,

aradım çalıyo bu sefer açılmadı hemen, çalıyo çalıyo çalıyo çalıyo hadi diyorum kızım aç şu teli bi kaç dakikam var aç derken açtı=)

sesini bi duydum elim ayağım boşaldı anlık, anlatamam sizlere o anı, ağlamamak için zor tutuyorum kendi mi resmen,

ondan da hafif uykulu yorgun bir ses, hayatım daki en etki eden ufak kelimeler ''alo'' aşkım dedim,

gene çığlık kıyamet, aşkmmmmmmmmmmmm inanmıyorum sana falan ağlamalar devam ediyo, canıma tek etti yani bırakıcam gidip sıkıcam kafama onların yanında olmak istiyorum.

neden aratmıyorlar dediniz ya bu yüzden işte konstrasyon sıfır oluyo anasını satayım.

askm haber alamıyoruz senden öldüm ben burada, çok korktuk her tel çaldığında yüreğimiz ağzımıza gelerek açıyoruz, oralar çok kötüymüş allahım çok kötü oldum falan diye annemin dediklerine benzer şeyler,

zaten annem hep derdi erkek çocuğu anasına benzeyen kızı sever, anneler hep doğruyu söyler beyler aklınızdan çıkartmayın.

dedim askm merak etme sen, iyiyim bak ben gitmedim biz buradayız koşuşturuyoruz tugay içinde o kadar merak etme sen bitanem asıl sen nasısın,

askm ben de çok iyiyim çok iyi oldum sesini duyunca, nasıl iyi geldi anlatamam,

dedim bitanem napıyosun anlat az zamanımız var,

dedi işten ayrıldım ,

niye dedim,

!!! çok yoruluyodum askım !!!

iyi yapmışsın bitanem boşver biraz dinlen,

annen nası ata nası,

iyiler falan,

dedim askım attığın şarkıyı arkadük burada ki tüm askerlerle nasıl mutlu oldum bilemem dedim,

askım bende dinledim havalara uçtum resmen,

yağmur o zaman mektubuma cevabının evet olduğunu anlıyorum dedim,

eee ööö kısmen askm bi sesi düştü bunun, lan nooluyo amk,

nası yani kısmen askm hayırmı yani,

askm değil tabii ki mektubumu almadın mı sen dedi

dedim askm alamadım daha gelecek gelmedi,

anladım o zaman dedi

dedim neyi anladın ,

askm boşver şimdi en seni çok seviyorum çok dikkat et kendine sana sabaha kadar dualar ediyorum sesini duydum ya yorgunluğum geçti askm ne olur dikkat et kendine,

sende bitanem hep snei düşünüyorum hep aklımdasın resmine bakıyorum devamlı,

bende askm ona sarılarak uyuyorum falan dedi,

uyu askm hadi ben kapatıyorum dedim,

sen napıcaksın dedi,

dedim askm uyuyucam bende şimdi yatağa gidiyorum,

uyu ama,

uyucam askm... http://www.youtube.com/watch?v=tLS9Id4mI3Q

kapattık telefonları, albayımız geldi teşekkür ettik,

allah razı olsun albayım,

sizden de allah razı olsun aslanlarım, şimdi nereye,

per tepeye komutanım,

helikopterlemi evladım,

evet komutanım,

allah hepinizi korusun evladım bizde burada dua ediyoruz sizlere,

çıtkık odadan,

ikimizde de çıt yok.

uyumaya gidiyoruz, biraz rahatlasınlar diye uyumaya gidiyoruz dedik,

ne diyebilirdik ki başka,

içleri rahatmı eh işte,

perişan vaziyetteyiz, biri dokunsa döküleceğiz,

çekildik odaya, o kendi yerine, ben masama,

yaktım bir sigara,

çıt yok odada ölüm sessizliği,

aklımızdan binbir türlü şey geçiyor,

anacığım yağmur, şimdi uyuduğumuzu düşünüyorlardır dedim,

bahodan çıt yok. sigara yakmış oda, içmiyor yutuyor sigarayı.

çıt yok ölüm sessizliği,

yağmuru düşünüyorum uyumuşmudur, uyumuştur, ''sen de uyu ama'' dediyse uyumuştur, annem? ne uyuması 18 ay boyunca nöbette. her asker anasının olduğu gibi,

asker anacığıyla birlite her gece nöbete geçer, her gece.

sonra kapı, uzmanım, asteğmenim hazırız, hadi bakalım bismillah. 2 tim dizildik, üsteğmenimiz önünde helikopterin inişini beklemeye başladık,

üsteğmenimizin pilottan aldığı işaretle doluştuk içeri,

doluştuğumuz gibi kalktık, sonra k.ırak a doğru, sevdiklerimizle aramızda zaten kmler var ama yetmez, niye komadosun sen hep daha ileri, mavi bere hep ileriye,

ebesinin amına kadar ileriye, cehennemin dibi neredeyse oraya amk. pilot çok hafif ateş yediğimizi söyledi, çok da sikimizde amk,

vursun zaten ölmüşüz,

zaten hafiften gün açıyo, vursun amına koduklarım yeter.

k.ırak semalarında patapatapata gidiyoruz siktiğimin per tepesi eteklerine,

ibrahim üsteğmen, arkadaşlarım, şehit olan arkadaşlarımız hepsi kafamızda, anacığım babam dedem, kardeşim, yağmur, dışarıya bakıyorum dağlara gözümde hep onlar aklımda hep onlar,

helikopterin çıkarttığı ses bile onları düşünmeme aklımın karışmasına engel değil, baho ya bakıyorum baho yavrum zaten onun bir yarısı 2 gün önce ki mevzide, bir yarısı o orospuda.

o düşüncelerle o yol hemen bitti, güzel düşüncelere girerseniz zaman çabuk akar. oralarda güzel olan şeyler çabuk biter. fazla uzun sürmez.

1 yorum: